Balaban ve Kazdağı'nda İlkbahar...

[dominator]

2 Nisan Cuma akşamı saat 23.00'te bir telefon görüşmesi ile plan yapıldı, cumartesi günü dağlarda gezilecek. Ertesi sabah, Hasan abi ile Çan'da buluştuk. Kesin bir rota yoktu. İlk olarak Çanakkale yolundaki Balaban denen mesire yerine gidip kahvaltı yapılacak, devamında orman yoluna girilip, duruma göre rota çizilecekti. Gün sonunda yapılan 170 km'nin rotası şöyle oldu;



Uydudan bakarsak;

[dominator]

Kısa gezimizde ilk olarak Cemiyet alanı denen yerde kısa bir mola veriyoruz. Burada orman yangınlarına karşı yeni bir havuz yapılmış. Arkadaşlar bahsetmişti. Görmek istedim. İnşallah kullanmak zorunda kalınmaz;

[dominator]

Hava çok güzel. Kısa bir sürüşten sonra bir çeşme başında daha duruyoruz;







Yolda başıboş gezen inekler var. Sahipleri bunları doğaya salıyor, kendi kendilerine buralarda yaşıyorlar. Bu arada arkadaş trene değil, Transalp’a bakıyor;

[dominator]

Sonunda Balaban denen mesire yerine geliyoruz. Burası Çanakkale-Çan arasında giden otobüslerin de mola yeri. Zamanında Türkiye’ye gelen İran Şahı Rıza Pehlevi ile yüce önderimiz Atatürk burada mola verip kahve içmişler. Oğlak zamanında güzel oğlak çevirme olur, ilgilenenlere…





Hasan abi kahvaltı hazırlıklarına başlıyor. Bende yeni uyanan doğadan birkaç poz yakalamaya çalışıyorum;

[dominator]

Tavuk çiftliği olan bir adamın menüsünde tabi ki ana yemek yumurta… Bu defa sosisli-kaşarlı omlet yapıyor Hasan abi. Kısaca tarifini verirsem; ağzı iyice kapanan bir kaba 5 yumurta kırılır. Bu kap tek silindirli bir motora konur ( tercihen TENERE ) ve en az 50 km yol gidilir. Böylece yumurtalar iyice çırpılmış olur. Gerisi standart zaten, fotolarda var… Afiyet olsun.

[dominator]

Kahvaltı sonrası soğuk Balaban suyunu da içip yola devam ediyoruz;



Sol tarafta gördüğümüz ilk orman yoluna sapıyoruz. Buradan Karaaşık ve Bekirler köylerine ulaşıp, oradan Bayramiç-Çan yolunu kesip, Evciler’e doğru gitmeyi planlıyoruz.

[dominator]

Tepeyi aşınca kısa bir fotoğraf molası;

[dominator]

Yola devam… Doğa uyanmaya başlamış. Temiz ve taze bahar havasını çekerek motorlarımızı tekrar sürüyoruz.





Sarı çiçeklerle kaplı bir çeşme başı görünce dayanamayıp yine duruyoruz. Zaten günlük ve kısa bir gezi olduğundan çok molalı bir gün geçirdik, iyi de ettik diye düşünüyorum…

[dominator]

Toprak yollar bitip ilk köye ulaşıyoruz. Köyün adı Yukarışapçı. Sonrasında sırasıyla Aşağışapçı, Bekirler ve Üçyol köylerinden geçiyoruz;







Fotoğrafta belli olmuyor ama buradaki evlerin çatısında kiremit yok, toprakla kaplamışlar;

[dominator]

Biraz daha sürdükten sonra Bayramiç-Çan yoluna çıkıyoruz;

[dominator]

Bayramiç-Çan yolundan Çan’a doğru 2-3 km daha sürüp, sağa sapan ilk yoldan sapıyoruz. Amacımız Evciler’e ulaşmak;

[dominator]

Birkaç km ilerleyince Kazdağı tüm haşmetiyle karşımıza çıkıyor;



Köylü’yü geçtikten sonra Yaylacık’ta durup bir köylüden Evciler’e nasıl ulaşacağımızı soruyoruz. Hasan abi bu arada çiftlikle ilgili işlerini telefonla çözmeye çalışıyor;



Az önce bahsettiğim dam yapısını burada net olarak fotoğraflıyorum;

[dominator]

Aldığımız tarifle köyün kenarından bir toprak yola giriyoruz. Devamında dere varmış, onu geçeceğiz;






Dere geçişini ilk önce Hasan abi yapıyor;





Derenin içinde gözükmeyen bir taş Hasan abiye ufak bir oyun oynuyor, motor nazikçe yana yatıyor



Sıra bende;





Bu konuda biraz acemiyiz galiba. Küçücük bir dereyi geçerken bile zorlandık…

[dominator]

Dağ yolunda ilerlerken bir çeşme başında mola veriyoruz. Hasan abinin sosisli-kaşarlı omleti susatıyor…



Tepeyi aştığımızda Kazdağı tekrar karşımızda. Giderek ona yaklaşıyoruz;

[dominator]

Orman yollarını aşarak tekrar asfalt yola ulaşıyoruz. Burası Kızılelma-Karaköy-Evciler yolu. Külcüler sapağından Evciler’e yöneliyoruz. Eriyen karlarla çayda bol miktarda su var;





Evciler göründü ve zirve’ye iyice yaklaştık;