BMW K 1200 LT Test Sürüsü
Tarih: 24.04.2004 Saat: 10:41
Konu: ikiteker topluluğu



Ne zaman bir LT görsem, yani BMW K 1200 LT, içimde bir kurtlar kıpraşır durur ne zamandır. Gerçi çoğunuz biliyor artık, motoru aynı olan bir K 1200 RS im var...daha güçlü, daha hızlı, agresif, kullanması daha zor, sürrenal bezlerini inek sağar gibi sağıyor icabında :)...otur oturduğun yerde değilmi...yok içimdeki motorcu ille onu merak eder durur...

Merak eder ki, vallahi kendisi için merak ediyorsa namerttir yani. Varsa yoksa Deyzi nin konforu, ve siz meraklı turşucu forum okurları yüzünden...:)

Efendim bu KRS namlı "7of9" diye isim taktığım haydut son derece cevval bir uzun yol tosbağası olmakla birlikte gelin görün ki yolcusu için katiyen herhengi bir konfor arz etmemektedir. Eh hasbelkader yaşadığımız Gringonun ülkesinde bütün dünyanın ömrü biter yine de yol bitmez durumu olduğundan bize bu türden bir sey daha bir lazım düşüncesi peydah oldu.

Gittim BMW Manhattan a, sarın olm şurdan...yok daha neler :) dedim bir LT test etmek istiyorum, anlaştık tarihini filan belirledik ve üç gün önce sabah erkenden hem motorumu yıllık muayene için servise bıraktım hem de LT ile eve, Deyziyi de alıp gerçek bir teste çıkmak üzere yollandım.

Geçtiğimiz Cuma sabahı burada hava eni konu soğuktu, ve tedbirsizlik edip (yol sadece 5 blok, oldukça yakın) elektrikli yeleğimi almamış kendi kendime sinir yapıyordum, oraya gidinceye kadar da sabah trafiğine girmiş soğuktan içim titremeye başlamıştı. Neyse, motorun orasını burasını kabaca tarif ettiler, eh "benim motorun kasası biraz daha tombik olanı canııım" diye fazla dinleyemedim... Bir sürü kağıt imzalayıp anahtarı devraldım. İlk oturduğumda tam orta sehpadan indirmek üzere ya-Allah derken görevli Chris atıldı, "Yahu dur bak alt tarafı şu düğmeye basacan", hüooop alet kendi kendine sehpadan iniverdi. Gulp, bunu okumuştum ben halbuki...aklımdan çıkmış. Düğmeye tekrar basınca da siz ve yolcu üstündeyken yine hooop diye sehpaya kalkıveriyor...Daha ne isterim yahu!



Hay allah, bana hava atma fırsatı doğdu satıcının şimdi seyret bak nasıl ballandıra ballandıra...dememe kalmadı bu hakikaten şahane özelliği, elektro-hidrolik orta sehpa yı, uzun uzun dinledim. Bir iki de demo yaptık, tamam diye geri geri tam 400 kilolu seyi ittirmeye başlayacakken, Chris dedi "Yahu geri vitesi kullansana", ben çok bilirim ya geri vitesi...İyi gel dedim göster bakalım nasılmış bu numara" Geldi gösterdi...Vıtesi önce boşa alıyorsunuz, sonra sol diz altınıza gelen yerdeki özel vites kolunu "R" ye, yani geriye takıyorsunuz. Ardından sağ başparmağınızı marş düğmesine basılı tuttuğunuzda küçük, ama deli gibi torklu bir elektrik motoru devreye girip 835 pound, yani 376 kg lik koca balinayı tıpış tıpış geri yürütmeye başlıyor... :) Vay be ! Harika! ağzım bir anda kulaklarıma geliverdi...içimden dedim "oglum hala çocuksun be!" Ne güzel...:)





Eski LT lerde vardı showroom da, bu 2005 model, baktım biraz onlara da…başlıca farkları

• Motor gücü ve torkunun 98 HP/115Nm den 116 HP.120Nm ye cıkması,
• Ayrı, yeni bir uzun far eklenmesi,
• Hidrolik orta sehpa,
• Tamamen yeni ve gerçekten çok şık (eskisi aynı RT serisinden alınmış gibiydi) bir gösterge paneli,
• Birkaç fonksiyon daha eklenmiş bir yol kompüteri

Şase azami izin verilen ağırlığı, 600kg !, rahatça kaldırıyor şartnamelere göre…Elektrik donanımı 12V-19A lik bir aküden besleniyor ve 14V-840 Watt ile şarj oluyor. Bu kadar elektriği ne yapacağız demeyin…buyrun sizi gezdireyim biraz, görürsünüz… :D

KRS den inip LT nin selesine oturduğunuzda şaşırtıcı bir konfor buluyor mabadınız, ve ayaklarınız rahatça yere basıveriyor, çünkü sele eski tiplere göre daha dar, ki sele yüksekliği İyüksek pozisyondaydı, değiştirmedim. Hele yola koyulup da ayklarınızı peglere aldığınızda KRS in dizleri hayli yukarda tutan ergonomisi yerini gayet konforlu bir bacak mesafesine bırakıyor. Motor bana KRS den 15-20 kg daha hafifmiş gibi geldi, oysaki kurusu 175 pound yani 79 kg daha ağır meretin! Fark tabiiki daha düşük ağırlık merkezi – yüksek oturum – geniş gidon açıklığı üçgeninde bitiyor. Hakimiyeti KRS e göre çok daha kolay bir mimarisi var.

Neyse uzatmayayım, motoru çalıştıralım dedim, çalışmadı. Hanımefendinin “immobilizer-alarm”ı varmış -üstelik uzaktan kontrollü- bastık düğmesine, motorun her tarafından bir tıkırtı geldi. Meğer bütün bagaj kilitlerı vs. Merkezi kilit sistemi ile uzaktan kumandaya bağlıymış...pes yani deyip çıktım trafiğe, tabii kurum kurum kuruluyorum...KRS in ivmelenmesi yok tabii ama konfor öyle bir sarıyor ki insanı, zaten hiçbir ivme mivme ıstemiyorsunuz. Güç gayet yerinde, 116 HP hemen her an elinizin altında. KRS den farklı olarak çok hızlı gelmiyor istediğiniz güç, ama ne gam...tamamen başka bir boyuttayım artık...:) Ancak birden aşırı hızlı gitmekte olduğumu farkediyorum...hay allah, aynı sorun KRS de de var. Oğlum yavaş...

Kontra tekniğine son derece güzel yanıt veriyor geniş ve konforlu gidon, omuzlarım düşüyor, o hain sırıtış suratıma yapışıyor. Radyonun düğmesine dokunuyorum nefis bir caz sarıyor ortalığı...vay be! Dört hoparlör, radyo ve 6 CD değiştiricili müzik sistemi ile emrime amade. Gösterge paneli bene hava sıcaklığı, kalan yakıt miktarı, bu yakıtla ve bu sarfıyatla ne kadar daha giderim, hangi radyo istasyonu ne çalıyor, irtifam nedir kıl tüy bir sürü bilgi sıralayıp duruyor...çok güzel...biraz daha oynarsam bir duvara çıkacağım kesin. :wink:

Tünele giriyorum, Schuberth in güneş vizörünü açıyorum, pek gerek yokmuş açmama diye düşünüyorum çünkü uzun far tünelin içinde hain bir aydınlanma sağlamış bile. Ayıp mı ediyoruz millete nedir...

Eve geliyorum, Deyzi kapıda bekliyor zaten...uzaktan bi-bip diye bir korna çalayım diyorum- Whoa ! MduahTT-BUaaMMM diye bir havalı korna çevremdeki kendi arabasının kornasını bile pek duymamış Gringoları hoplatıyor yerinden...eee, tabii beni de. Yahu ben KRS in bi-biii diye kornasına alışığım...ulan bu nea !? Ağzım kulaklarımı da geçiyor artık çünkü gerektiğinde bu korna tam bir cankurtaran olabilir yani...




Daha sonra Deyziyle bir saat dolaştık. Özet olarak başka hiçbir motor bir daha binmek istemiyor. Naaptım ben !

Şaka bir yana, arka koltuk muhteşem. Hem sele, hem sırt daynacak yer ısıtmalı ve guzel bir deri benzeri madde ile kaplanmış. Yolcu ayaklarını peglere değil, floorboard denilen ayarlı basamaklara koyuyor, 100mph – 160kmh a kadar cıktım bir ara hiçbir şekilde hiçbiryerden rüzgar almıyorsunuz. 90 mph dan sonra KRS de yolcu size yapışmazsa araya giren hava yolcu için çok rahatsız edici olabiliyor...Ve vakum yoluyla egzoz da girmiyor kokpite. Havalandırma muhteşem. Elektrikli ön cam muhteşem...İlk defa bir motorda tamamen ön camın ardında kaldım. Yüksek hızlarda bile kaskın vizörünü açıp birşeyler konuşulabiliyor yolcu ile, varın siz hesabedin gerisini !

Çok beğendim K1200LT yi...insana insan olduğunu hissettiriyor. Tabii ben KRS ile mukayese edip duruyorum, ki o başka bir konsept...bir ara bir Honda Goldwing le mukayese etmek lazım.

Bu bebek, yani 2005 K-LT, 18,500 $ aksesuarsız ve 23,500 + $ aksesurlı olarak altın, mavi ve kurşuni-siyah renk olarak piyasada. Bu türe yatkın olan ve mali durumu müsait olmayıp da hemen alamayacak olan sakın test sürüşü filan yapıp hayatını karatmasın...:) Yanından bile geçmeyin , ilk görüşte aşk oldukça tehlikeli maceralara sürükleyebilir insanı yani...

Bilumum teknık malümat için;
[url]http://www.bmw-motosiklet.com/index.asp?hurl=/top.asp?head=k1200LT.jpg&curl=products/luxtur/K1200LT/content.asp[/url]

Adresine bir göz gezdirebilirsiniz...





Bu haberin geldigi yer: Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu
http://www.ikiteker.org

Bu haber icin adres:
http://www.ikiteker.org/modules.php?name=News&file=article&sid=217