Angut çelebinin İstanbul Seyahatnamesi
Tarih: 5.04.2004 Saat: 14:46
Konu: Angut Celebi Seyahatnamesi


1.Bâb: Gidonu kırdım bayıra, gayrı mevlam fakîri kayıra

Torosların cenubunda bir kavim yaşar, aklen gabî bedenen kavi. Fakirin riyaset eylediği suvari çetesinin azaları dahi ol kavme mensubtur. Mah-ı evvelde levendlerime “Baka yiğitlerim, muharrem mahının nevroza döndüğü cûnlerde şehr-i Stambol’da motosiklet panayırı arz-ı endam eyleyecektir. Bizim dahî ol panayırda terennüm eyleyip, Frenk diyarlarından getirilen alelacaip küheylanları, beygirleri ve dahi katanaları temaşa eylememiz icap etmektedir. Varasız sefer hazırlıkları yapasız. Atlarımıza atlayıp bir kervan eyleyip düşelim Asitane yollarına” eyledim. İptida “Hürmetli haşmetli efendimiz, sencileyin mertebe-i evliyadan Çelebi Angutun peşisıra değil şehr-i Stambol, cehennemin yedi kat derununa dahi sefer eyleriz. Sen bizi muntazır bilesin” dedilerse de, sefer günü gelende kimi “iklim kıştır, yollar soğuktur, mabâdımız donacaktır” deyu, kimi dahi “ evdeki avrat kızar, işden gücten vakit yoktur” deyu cümlesi kaytarıp tırsarak hakîri ol seferde yek başına yalnız koydular…şerrefsizler.

Ânda hakîr kulunuz dahî binlerce fersah yolu yek başına gitmekten tırsıp yusuf yusuf eylediysem de yiğitliğe necaset sürmeyi gönül içre hazmedemediğimden rûz-i günden atımı yemleyip yükümü terkisine kolanlayıp sefere muntazır oldum. Vakt-ı seherde hâbdan bidar olup, pâk aptes alıp feracemi giydim ve bismillah ile kapıdan taşra çıktım. Zırhımı kuşanıp miğferimi serime tac eyledikten gerû atladım sadık katanama. İstikamet cenah-ı şimâldir deyu dehledim atımı, kırdım gidonu bayıra, gayrı mevlâm fakîri kayıra!

Emvac-i biaman Torosları aştıkta Kilikyadan Kapadokyaya suvar olup rahvan sürerken atımı, hamd-ı Huda hava sehil mutedil olup aftab-ı alemtabın şiddet-i harareti dahi sehil ziyade olup gün doğusu ruzigârı atımı hafiften sallamaktaysa da rahat bir seferle vakt-ı zuhurda Engürü dolaylarına vasıl oldum. Adana Engürü arası yollar per perüşan delik deşik idi. Engürü İzmit diyarları arası ise otoyol nam cillop kimin yollarda atımı gazlamanın keyfine diyecek yok idi. Kimi zaman atımı yemlemeyi, kimi zaman tütün sarmayı, çoğu zaman da hacet gidermeyi bahane edip yol boyu def’alarca çeşit çeşit hanlarda, kervansaraylarda mola verdiysem de gün batımı gelmeden İzmit’e vasıl olmuştum bile. Sapanca’da iken cep güvercinimle Tamer Reis’e haber salıp inşallahü teala iki saat içre Yalova’ya inkisab eyleyeceğimi söyledim. Otoyoldan çıkıp Karamürsel yoluna sapanda hava kararmış, seyrüsefer kesifleşmiş idi. Binbir eziyet ile bitab ü bimecal Karamürsel dolaylarına vardıkta yol kenarında Tamer ve dahi Alkan yiğitlerimi gördükte hakîr kulunuz tarif-i bi mümkün saadetlere garkolup neredeyse atımı devireyazdım amma hamd-üssena kuvveti bazuya getirip doğrulttum selametle ölmüş eşek yüklü katanamı.

Saniyen üç sipahi Tamer reisin donanmayı hümayun içre hanesine doğru yol aldık. Tamer Reis bahriye zabiti olduğundan asakir-i bahriye kışlası içre ikamet eyler. Haneye vardıkta hakîr kulunuz perperüşan paçalarında aşağı arak içinde bitap düşmüş idiyse de seferinin muvaffakiyetiyle ziyadesiyle mes’ut idi.

Mâbadı yarın.

angut

Divan-ı lugat-i angut:

Mah-ı evvelde: Geçen ay
muharrem mahının nevroza döndüğü cûnlerde: martın son günleri
muntazır: hazır
necaset: bok
rûz-i günden: akşamdan
hâbdan bidar olup: uykudan uyanıp
Emvac-i biaman: amansız dağlar
sehil mutedil: ılıman
aftab-ı alemtabın: dünyayı ısıtan güneşin
vakt-ı zuhurda: öğle zamanı
inkisab eylemek: varmak



2.Bâb: Şehr-i Stanbolda iptidâ gün

Hane-i Reis’e vardıkta Tamer Reis’in refikaları muhterem Emine Sultan Hazretlerini bizleri kapıda bekler bulduk. Cümlemiz kapının ötesinde atlarımızı çüş edüp fakîr dahî Emine Sultanın dest-i şeriflerin bûs eyledikten kelli hane içre girdik. Emine yenge bize eyle aşlar muntazır eylemiş idi kim, ânın sofrasında kuş südü dahi eksik değildi, rayiha-i tayyibesinden adamın dimağı muattar olurdu. Üç sipahi, binbir iştiha-i âla ile fağfuriler dolusu aşımızı elhamdulillah öküzler gibin taam eyleyip geğirdikten geru şükrân ile aşcıbaz üstâd Emine Sultanın eteğin bûs eyledük.

Sofradan kalktıktan sonra Tamer Reis eyitti: “Çelebim Angutum, Alkan biraderim ile seni öyle Bahriye Gazinosu nâm bir hana götüreyim. Kevser bâde içer, eğleşiriz.” Her kim ol dâvete icab etmezdi ki? Bindik Reisin atsız arabasına gittik gazinoya nam meyhaneye. İçeri adım attıkta bir masa etrafında ben diyeyim yirmi, siz eyttirin otuz namzet-i zabit civan, hay-ü huy ile demlenip televizyon esameli bir acaip kutudan “Kurtlar Vadisi”ni temaşa ediyorlardı. Reis dâhi “aha bunlar benim talebelerdir” deyip cümlesini selamladı. Anlar dahi bizi hürmetle masalarına davet ettilerse de “rahatsız etmeyelim” deyü icabet etmedik. Ol şeb-i müzlimde bardaklar dolusu âb- ı arpa ve bade-i votka-i limon zıkkımlanıp sadece on metelik hesab tediye ettiğimizde hakir dâhi ol hanın ucuzluğuna hayret edip şallak mallak olmuş idim. Şol vakitte asakir olmak lazımmış vesselam.

Hane-i Reise ricat eyledikte hakir-i pür taksir yorgunluktan bitab düşüp meyyit-i müteharrik hale geldiğimden acele cism-ü cânımı yatağa atmayı arzu etmekteydim. Mutedil su ile pir-i pak gusûl abdesti aldıktan ahir, Reis hazretlerinin kerimelerinin yatağında anında bir hab-ı rahata garkoldum.

Alessabah yevm-ül cuma, iptida tahtelkahve edip şehr-i Asitaneye rahvan olmak üzre can yoldaşım Alkan gulam ile sahab-i haneye veda eyleyüp atlarımıza suvar olup yola düştük. Atlarımızla birlikte arabalı kadırgaya bindik. Güvertede demir atlarımızın yanında temevvüc-i deryada gider iken tarfatülayn içre iki beni adem yanıbaşımızda zuhur eylediler. “Bre yiğitler motosiklet panayırına mı gidersiz?” deyu eyittiler. Meğer kim bu ademlerden birisi motosiklet yarış hakemiymiş. Alkan civanım dahi bu herifle Selçuk civarında müşerref olmuş imiş. Demir atlar üzre epey bir mükalemede bulunduktan sani kadırgamız Eskihisar iskelesine yanaşmış idi. Mihmandarım Alkan önde, hakir ardında atlarımızı dehleyip düştük Stambol yollarına.

Bu şehr-i Stambolun seyrüseferi mübalağa müşkül olup meğer kim rehberim Alkan yiğidim olmasa idü hakir-i pür taksir tiz vakitte neuzibillah her biri ejder-i heft sere misal atsız arabalarla pürnakıl nehir misali cereyan eden seyrüseferde gaybubete uğrar idim. Halim neye müncer olup canib-i erbaaya serasime ile gezerdim. Neyse kim ol hay huy içre bibak ü perva atın suvar olan Alkan biraderim beni her yitirdiğinde bekledi, destimden tutmuş gibin cümle İstanbulda mihmandarım olup gezdirdi. Allah da ânın her işinde muin ve zahir ola.

Hasıl-ı meram Asitaneye vardıkta evvelen demir atıma yeni bir heybe-ül ard almak içün Kızıltoprak’ta Nihai Samura Kemal Efendinin dükkanına uğradık. Lakin Samura Kemal dükkanını açmayıp panayıra gitmiş idi. Saniyen biz de kerimemi mektebinde görüp hasret gidermek içün Cadde-i kebire, mekteb-i sultaniye ye gazladık. Kerimemi mektebin kapısı önünde deraguş edip hep birlikte öğle vakti bir aşhanede taam ettik ve salisen kerimemle vedalaşıp Motosiklet panayırına gitmek üzre yollara keza revan olduk.

Mâbâdı yarın.

angut

Divan-ı lugat-i angut:

iptida:ilk
hane-i Reis: Reisin evi
refika: eş
dest-i şeriflerin bûs eylemek: ellerinden hürmetle öpmek
rayiha-i tayyibesinden adamın dimağı muattar olmak: Hoş kokusundan aklı çıkmak
fağfuri: tas, tabak
kevser bâde: Şarap
eyitmek: söylemek
şeb-i müzlim: karanlık gece
hakir-i pür taksir: kusurlarla dolu aşağılık bendeniz
meyyit-i müteharrik: canlı cenaze
mutedil: ılık
hab-ı rahata garkolmak: rahat uykuya dalmak
Alessabah yevm-ül Cuma: Cuma günü sabah erkenden
tahtelkahve: kahvaltı
gulam: oğlan
sahab-i hane: ev sahipleri
temevvüc-i deryada: dalgalı denizde
tarfatülayn içre: kaşla göz arasında
mükalemede bulunmak: söyleşmek
seyrüsefer: trafik
neuzibillah: Allah korusun
ejder-i heft sere: yedi başlı ejder
pürnakıl: tıklım tıklım dolu
Halim neye müncer olup canib-i erbaaya serasime ile gezerdim: ne hale gelip dört yana sersem sersem gezerdim
bibak ü perva: korkusuz pervasız
Allah da ânın her işinde muin ve zahir ola: Bu neydi lan? Neyse.. dilenci duası işte.
hasıl-ı meram: sözün kısası
heybe-ül ard: topcase
nihai Samura: son samuray
deraguş edip: kucaklaşıp
kerime: kız evlat






Bu haberin geldigi yer: Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu
http://www.ikiteker.org

Bu haber icin adres:
http://www.ikiteker.org/modules.php?name=News&file=article&sid=190