Esaretten kurtulmanın yolu: Cesaret!
Tarih: 5.01.2004 Saat: 11:56
Konu: Ruzgarin Kizi Yazi Dizisi


RÜZGARINKIZI YAZI DİZİSİ-5 29 Haziran 2003


“Esaretten kurtulmanın yolu: Cesaret! ”


Motoru olmayan, olacağı günleri büyük bir hasret ve özlemle bekleyen bir motor sevdalısı olarak önünden geçmekten hem keyif aldığım hem de içten içe hayıflandığım bi yerdi kızıltoprak.( bilmeyenler için, İstanbul'da Bağdat caddesinin e5’e bağlandığı yerde yolun sağında birçok hatta pek çok motosiklet yetkili satış ve servis tükkanlarının ard arda dizildiği, önünde bin bir çeşit motorun göz kamaştırdığı bir cennettir.) Bir gün oradaki bir ikitekeri satın alabilecek kadar param olacaktı cebimde. O zaman sadece önünden salyalarımı silerek geçmekle kalmayacak, içeri dalıp tek tek dolanacaktım bu cenneti. Öpüp sevip koklucak hatta dokunucaktım hepsine. Ve sahip olacaktım içlerinden birine...

Günlerden bir gün 4 tekerle buradan geçerken aracın ön diil sağ camını kullandığımdan yaptığım doğal frenaj ve saatte 10 km hız yüzünden arkamdaki aracın %100 hakli olarak selektör yapıp korna basıp, “Önüne bak önüüüüneeee....Alo kardeşim yürüsene...Dombilinin evladı...” nidaları atması üzerine, seyir (motorları) konsantrasyonumu dağıtan bu olayla kendime gelip, ağzımdan süzülen tükürükleri silerken adama yol vereyim diye sağa yani bu tükkanlara açılan bir araya girmiş bulundum.

Da na na naaaam!

Filmlerde kadın yasak bir şeyi gizli gizli kurcalarken aniden “vııızzzıııınnnn” diye bir ışık huzmesiyle başka bir yere ışınlandığında, geldiği yeni yerdeki huzme dağılırken kadının yüzünde uzaydan gelmişçesine bi ifade olur ya işte ona benzer bi ifade oluştu yüzümde. Bi süre affalladıktan sonra şöööle bi silkinip kendime gelerek tüm cesaretimle “ulan giriim bi tükkana bakiiim motorlara hani alcak durumum varmış gibi davranayım ne anlıcaklar cebimde param olup olmadığını. Sonra “beğenemedim” diyip çıkarım nolcak. Allah bakmak da parayla rayla diil ya.” Diye düşünerek 4 tekeri oracığa park eyleyip girişini kestirebildiğim ilk tükkana bi cesaret daldım.


Allaaaaah! Cennet olum burası ışıl ışıl her yer, kasklar, montlar, bilumum aksesuarlar; masada oturmuş arkadaşı ya da sıkı müşterisi ile geyik yapan tükkan sahibi yüzümdeki anlamsız, ihya olmuş gülümsememle içeri girdiğimi fark ettiğinde bir bayanın gelmesi tedirginliğini yaşarcasına arkadaşının kahkahasına da müdahale ederek hatta bizzat dürterek (artık ne konuşuyorlarsa kendi aralarında), gayet ciddi bi tavra bürünüp “buyurun” dedi. Ben de o salak ifadeden kurtulup ciddiyetlen “bi motor bakıcaktım da kendime.” dedim. Kibarca “Yardımcı olalım hanımefendi, özellikle ilgilendiniz bi motor var mı? Yani ne tür bi motor düşünüyordunuz?”. Kuul bi şekilde: “e var tabi kafamda bişiler ama tam karar vermiş diilim.” Derken emin adımlarla şovrumu dolaşmaya başladım. Peşim sıra gelen tükkancı “Anlıyorum”demekle yetindi. Bi süre sessizlikten sonra; “Peki ne civarda bişi düşünüyosunuz?” dediğinde ben ani bi duraksamayla tekrar geldiğim yere ışınlanıyormuş gibi olup olay, durum, mekan ve kişiyle bi kopukluk yaşayıp sendeleyerek döndükten sonra adam yüz ifademden, duruşumdan, bakışlarımdan alici olup olmadığımı çoktaan anlamış ama kızcaazı bozmiim şindi edasıyla nazikçe “affedersiniz daha önce motor kullandınız mi?” dedi. Çekingen ve az önce girdiği kılıktan tamamen sıyrılarak yıllardır gizlediği bi sırrı açıklarcasına ağlak bi ifadeyle bi çırpıda:
“bakin benim adım AyşeŞule, aslında ben motor sahibi olmayı, kullanmayı çok istiyorum ama param yok, ailem de karşı ve nerden, nasıl başlıcağımı bilmiyorum.” dedim.
Allah naaptım ben? karizma oldu mu Prizma! Adam ha şöyleee sadede gel seklinde bi rahatladıktan sonra “hımm anlıyorum oturun söyle” diye beni arkadaşının karşısındaki sandalyeye oturtturup kendi de masa başına geçtikten sonra: “Hımm Ayşeydi di mi?”, “Hayır AyşeŞule.”, “İkisini beraber mi kullanıyosun yani?” (Bravo nasıl anladın?) “Evet beraber.”, “ Peki Ayşe Şule, her şeyden önce ehliyetin var mı?”dedi. (Aaa terbiyesize bak sizli-bizli, hanımefendiydik sen oluverdik.) “evet var.”, “Yani A2 ehliyetin var motor kullanabiliyosun öyle mi?”, “ne iki, A2 mi? (Zıçtık) bububunun ayrı ehliyeti mi var?”, “Anlaşıldı kaç yaşındasın?”, “18”! (6 sene evvel, ven ay vaz çıtır)


Bu diyaloglar ve aldığım bilgiler ilerde cidden çok işime yaradı. Kısaca bana “paran olana kadar arada gel burda takıl, motorlara bak, iç geçir, bizi ziyaret et, ehliyetini alacağın zaman söyle hoca bulalım, zamanı gelince de (paran olunca yani) bi güzellik yaparız.”dediler. Sağ olsunlar. Eminim bi çoğunuzun hala alışveriş yaptığı, motor alıp-sattığı bi yer olay mekanı, adam da camiada doğal olarak bilinen bir abimiz..Motor camiasından ilk karşılaştığım ve yıllar sonra bana dünya tatlısı hocamı tavsiye eden adamdır aynı zamanda. Hala “bi gün bi kız girdi kapıdan -merhaba ben motor çok seviyorum ve istiyorum ama bunun için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, param da yok, bilgi almak istiyorum. Dedi. (neyse ki aradan geçen yıllar sebebiyle olsa gerek başını hatırlamıyo hikayenin) Bi şaşırdım bi şaşırdım. Deli dolu bi kızcaaz. Şimdi uğramıyo pek ama görüyorum yollarda, çekmiş altına motoru pırııın pırın dolaşıyo..Fena da kullanmıyo kerata...” diyomuş eşe dosta...


Diyeceğim o ki hayatta her şey küçük cesaretlerle başlıyor. Sonra düzenli bakıldığında, sulanıp beslendiğinde bu cesaretler güzel başlangıçlara vesile oluyor. Sonra arkanı dönüp baktığında hayatında çok büyük ve güzel değişmeler, gelişmeler olduğu görülüyor...Bu güne kadar bir sürü kişiye hevesle anlattığın ama ortak bir duygu olmadığı için anlaşılamadığın pek çok yaşanmışlık, biriktirilmiş kareler ve sözler gün geliyor doğru insanların olduğu yerde, az-çok ortak duyguların dile geldiği, bu oktan hayatta tebessüm ettirmeyi başaran nadir şeylerden biri haline dönüşüyor...

(Ay burada kesiyorum feci duygusallaştım. Devam edersem hepinize birden sarılıp iyi ki varsınız diye ağlamak filan isticem.)

Cesaret; esaretten kurtulmak için önemli bir başlangıçtır...

Siyuleytır,elegeytır!

AyşeŞule BİLGİÇ
F650GS-Rüzgarınkızı




Etenşın pilis
Arkadaşlar bu yazılarda adi gecen motor sevdalısı genç kız tamamen iyi niyet ve paylaşım ruhu ile yaşadıklarını ve çevresinden duyduklarını bir yazı dizisi haline getirmiştir. Olaylar bizzat kendi yaşadıklarından ya da yakın çevresinden duyduklarından oluşmaktadır. Hiçbir kar amacı güdülmeden yazılan bu yazıları, keyiflen okumanız, hafif tebessüm etmeniz ve vakti zamanında benzer hisleri yaşamış ya da en kısa zamanda (mutluluk verici olanları tabi ki) yaşayacağınız duygusuna kapılmanız dileğiyle....
PiSiPiSi: Her türlü yorumlarınız düşünen, yazan, okuyanlar için önemlidir.







Bu haberin geldigi yer: Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu
http://www.ikiteker.org

Bu haber icin adres:
http://www.ikiteker.org/modules.php?name=News&file=article&sid=158