Emniyet Genel Müdürü’nden çıt yok
Tarih: 10.10.2003 Saat: 12:10
Konu: Her Turlu Duyurular


Bir süre önce Emniyet Genel Müdürü'ne 'Bu ülkede motosiklet sürücülerinin kask takması yasalara göre zorunlu değil mi? Garibanlar ölmez mi?' diye bir soru sordum.

O hafta yazıma yanıt alamayınca bu konulara çok duyarlı olduğunu bildiğim Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Arslan'ı aradım. ‘Hocam ilgililere bilgi verdim hemen size dönecekler’ dedi. O günden bugüne 'çıt' yok. Feyzullah Arslan'la trafik üzerine birkaç kongrede 'oturum arkadaşlığı' yapmıştık, oradan tanırım, dediğim gibi bu işleri çok ciddiye alır, eminim bir yanıt gelecektir.



Emniyet Genel Müdürü'nden yanıt beklerken Ödemiş İlçe Müdürü Mustafa Saygı aradı. Geçen yıl, Ödemiş'te motosiklet kazası sonucu, kask takmadıkları için sekiz kişinin hayatını yitirdiğini, bu nedenle 'Kask hayat kurtarır' diye bir iletişim kampanyası başlattığını, kasksız asla motosikler kullanımına izin vermediğini ancak, bilinçsiz kişiler tarafından çok eleştirildiğini ve baskı gördüğünü söyledi.

Mustafa Saygı en doğrusunu yapmış. Hiçbir iletişim kampanyasına girişmeden yasaları uygulamaya geçseydi çok daha fazla dirençle karşılaşırdı. Zaten Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de yapması gereken bu. Önce büyük bir iletişim kampanyası ile kaskın niye hayat kurtardığını anlatacak, sonra denetlemeleri sıkılaştıracak ve bir yasa çiğneme ayıbını ortadan kaldıracak.

Mustafa Saygı yılmadan, inatla kasksız motorsiklet kullananlarla mücadeleye devam etmeli. Sadece Mustafa Saygı değil Türkiye'nin tüm il ve ilçe emniyet müdürleri, il ve ilçe trafik denetleme müdürleri Mustafa Saygı'nın mücadelesine katılmalı 'garibanı koruma' adı altında insanların ölmesine izin vermemeli.

İki hafta önce başımdan geçen bir olayı anlatırsam belki ne demek istediğim daha iyi anlaşılabilir. Eskişehir çevre yolunda giderken trafik polisi tarafından durduruldum. 82 km. ile gidiyormuşum. Orası 70'le gidilmesi gereken bir yermiş. Yılda 50 bin km. yol yapan biri olarak ne kadar dikkatli olsam da böyle hatalar yapıyorum. Levhayı görmedim bile. Her trafik işaretinin bir nedeni var, hiçbirini süs diye koymuyorlar ki! Bu durumu 'tuzak' diye tanımlamak doğru değil. Görmem lazımdı, hatalıydım.

Hem denetim bu. Kimsenin trafik işaretlerine uymadığı bir ülkede hız sınırının saatte 50 km. olduğu yerde de hız denetimi yapılır, 30 km. olduğu yerde de. Sürücünün görevi trafik işareti ne diyorsa onu yapmak.

Böyle durumlarda, tartışmaya girmem, cezam neyse yazdırır ve ertesi gün de öderim.

Görev başındaki trafik polisi arkadaşım suçu tespit etmiş, görevini yapıyor. Onun suçu görmezden gelme gibi bir lüksü yok, amiri ne dediyse, genelge ne emrediyorsa onu yapıyor. Ama bir trafik polisi ne hız sınırını aşan bir aracı, ne de o aracın yanından keyifle geçen kasksız motosiklet sürücüsünü görmezden gelmeli! Evet, ben paşa paşa cezamı yerken, hemen yanımdan kask takmayan bir motosikletli keyif içinde yoluna devam ediyordu. Ben niye cezalandırılıyorum o zaman? Amirler ve genelgeleri hazırlayanlar, haksız mıyım?

KAYNAK: 10.10.03 Hurriyet Gazetesi-CUMA eki / "Yasam" sayfasi
YAZAR : Ali Atıf Bir









Bu haberin geldigi yer: Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu
http://www.ikiteker.org

Bu haber icin adres:
http://www.ikiteker.org/modules.php?name=News&file=article&sid=112