Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 105 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


“Motordaydım Tatlım, duymadım....”
Tarih: 20.01.2004 Saat: 09:23 Gönderen: webmaster

Ruzgarin Kizi Yazi Dizisi ruzgarinkizi bildirdi: "RÜZGARINKIZI YAZI DİZİSİ-6 09 Ağustos 2003


“Motordaydım Tatlım, duymadım....”

Hayatımıza cep telefonu girdiğinden beri, günlük hayatımızda ve hatta uzun vadede psikolojik yaşamımızdaki pek çok şey değişti, değişiyor...Bundan pek çok sene sonra özlem, merak ve benzeri duygularımızın tamamen şekil değiştireceği ya da yok olacağı kesin...Cep telefonunun oldukça hatırı sayılır yararlarına karşın, ilişkiler bazında pek çok sakıncası da göz ardı edilemez..(Ay ne sıkıcı ve didaktik yazmaya başladım yaa...az kaldı normale döncem sıkın dişinizi)

Her an birileri tarafından ulaşılabilir olmak, hesap sormak ve vermek özellikle ikili ilişkilerde kişilerin engel olamadıkları bir durum oldu çıktı.

-Naber?
-ii. Senden?
-ii.Nerdesin?
-Bilmemnerde..Sen?
-bilmemkimde..
-hea ii sesini duymak için aramıştım.

Yalan! Valla da billa da yalan... “Günlük Saat Başı Raporu” almak için aramıştın.Ve bi saat sonra muhtemelen benzer bi konuşma daha yapcaksın..Çünkü bu, insanların artık farkında olmadan, bilinçsizce yaptıkları, ciddi takıntı ve bağımlılık haline getirdikleri bir hastalık. Bu hastalık artık herkesçe normallendi, normallendi de daha ileri bile gidildi...Bu bağımlılık en çok GSM operatörlerinin işine yarasa da kişilerin bu durumdan kurtulmaları neredeyse imkansız...Günlük Saatbaşı Rapor hastalığının tedavisi de henüz bulunamadı. Günlük hayatta en sık rastlanan ve zararsız görünen şekli yukardaki diyaloglarla kendini gösteriyor ancak daha gelişmiş ve ileri safhaları da mevcut.Örneğin bu bağımlılık yaşanırken taraflardan biri evde köskös oturuyo, öbürünün keyfi yerinde arkadaşlarıyla takılıyorsa, evde oturan anında bir sonraki arama-araşma-rapor alma-verme seansında yani Günlük Saatbaşı Rapor krizinde, karşı atağa geçmek için, ya içgüdüsel olarak kendini dışarı atmak durumunda hissediyor ya da bi sonraki krizde kendini daha da kötü hissetmeyi başarıp eğlenen tarafın keyfinin tam ortasına etmeyi sağlıyor ve rahatlıyor..

Şöyle ki:

Eğlenen Taraf(yalnız bişiler yapmanın keyfi ve ezikliğiyle)
--Naber Tatlım?
Evde Oturan (bu durumu hafif sezmiş laf sokar tadda)
--ii. Senden? Hiç aramıcaksın sandım.
Eğlenen Taraf(şirinlik yapmaya çalışarak)
-i-yiyim iyiyim.. Napiyosun bakalım?
Evde Oturan (restini gördüm şapşal, yaktım seni kinayesiylen)
--Evdeyim! sen napiyosun?
Eğlenen Taraf (her zaman yaptığı sıradan bişiymiş gibi ama aslında tedirgin hatta yusuf yusuf )
--Napiim ya Denizlerle bişiler içiyoruz.
Evde Oturan..(demek bensiz bişiler yapiyosun ha, bunu senin yanına korlar mı be..)
--Ohh ne güzel için tabi...
Eğlenen Taraf..(Zor da olsa raporunu vermenin rahatlamasıyla başına geleceklerden habersiz.)
--Sesinii duymak için aramıştım. Napicaksın?
Evde Oturan..(birazdan görürsün neler yapıcamı tadında)
--Bilmiyorum!
Eğlenen Taraf..(olayın tamamlandığını sanarak, hiçbir sorun yokmuşcasına, kibarca)
--Tamam canım araşırız..

Ah işte o bi sonraki aramada olay kopuyor..
Özetle evde oturan taraf:
--Ne sesin gelmiyo..Çok gürültü var duyamıyorum..arkadaşlarla çıktım, araşırız...cümlesi tadında bir karşı atak yapıyor ya da ağlak bi sesle;
--hiç ya yok bişeyim... sen eğlen, takıl arkadaşlarınla, tadını çıkar gecenin, boşver beni, ben başımın çaresine bakarım, sen eğlenmene bak... tadında bir kinayeylen karşı tarafa “ben bu haldeyken sen nasıl eğlenebilirsin? Hadi göreyim seni, eğlen de bek neler oluyo?” mesajını yolluyo..
(Bu diyalogların pek çok varyasyonu yazılabilir...) Mantıken bu diyaloglarda yer almak istemeyen birinin teknik bir çözümü var. Telefonu kapatmak ve ulaşılamamak veya telefonu açmamak ama yazık ki bu teknik çözümlerin pratikte geçerliliği yoktur. Telefonunu gafleten kapatan ya da çalarken açmayan taraf, telefonunu açtığında başına gelenleri bir kez yaşadıktan sonra bu duruma bi daha tahammül edemiceğinden, bir sonraki benzer bi durumda telefonunu kapatmayı aklından bile geçirmez...Dırrrrr...Allah kimsenin başına vermesin..Arayan ve ulaşamayan kişilerde görülen bu Günlük Saatbaşı Rapor Yoksunluğu’nun belirtileri kişideki manasız asabiyet, kaygı ve süphe beraberinde
.-nerdeydin,niye kapattın,kaçta ordaydın,kim vardı yanında, nasıl kısılmış sesi, niye yalnışlıkla kapanmış, neden sessize aldın,nası duymadın?????............vs....şeklinde uzayan ve insanın tahammül sınırlarını zorlayan cümlelerle kendini gösterir. Ve Günlük Saatbaşı Raporu’na alışmış her bağımlı kişilik kapalı ya da açılmayan telefonlara benzer tepkiler gösterir.

Motor kullanan şanslı azınlık olarak bu Günlük Saatbaşı Rapor hastalığından bir nebze kurtulmak, en azından zaman zaman, (düzenli işi olanlar için en azından hafta sonları ya da akşamları) uzak durmak, kendimize hayattan küçük molalar çalabilmak gibi büyük bi lüksümüz ve avantajımız var. Bu avantajın farkında olmayanlara:

1) Karşınızdakine eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, aileniz ya da sevgiliniz (ki bu hastalığın en sık ve yoğun raslandığı gurup eşler ve sevgililer) motorunuzu ne kadar çok sevdiğinizi ve onun üzerinde vakit geçirmenin hayatınızdaki pekçok şeyden daha önemli, değerli ve keyifli olduğunu, anlayana ve buna saygı duyana kadar belirtin, hissettirin.

2) Motorla şehir içinde bile olsa kendi kendinize “amaçsızca” evet amaçsızca ( Bu; “nereye gidiyodun motorla da duymadın?” sorusundan sıyrılmak için önemli) bazen saatlerce evet evet saatlerce dolaşmayı, arada Tem’e çıkmayı sevdiğinizi, bunu sık sık yaptığınızı (bu da; “bi beşte aradım sonra altıbuçukta aradım. Onca saat ne işin var motor tepelerinde?” sorusundan yırtmak için önemli) ve bunun kendinizi iyi hissetmenizi sağladığını bilmesini, farketmesini ve kabullenmesini sağlayın...

Karşınızdaki bu 2 durumu sindirdiğinde (ki kolay olmıcaktır ama sonuc için inanın değer) Günlük Saatbaşı Rapor Sendromu’ndan her zaman olmasa da, arada “motordaydım tatlım, duymadım.” sihirli cümlesiylen uzak kalabilirsiniz. Hatta olayı doğru işleyip, oturttuktan sonra karşınızdaki; açılmayan her telefonda sizin bu sihirli cümleyi kullanmanıza gerek kalmadan; “yine motorda galiba, duymuyo...” diye düşünüp krizi rahat ve sorunsuz atlatarak çıkabilecek hertürlü cıngardan uzak kalmanızı sağlayabiliyor..Yalnız aman diyim kötü amaçlar için kullanmayın! Patlarsınız bi yerde bi şekilde..Vallaha sonra demedi demeyin..Sadece hayatta kendinize küçük ve masum molalar almak için deneyin...

Uzun zamandan beri kullanan biri olarak söyliyim harbiden işe yariyo arkadaşlar...sistemi doğru kurarsanız çalışıyo...

Benzer hastalığa yakalanmış sevenleri olan tüm ikitekercilere şiddetle tavsiye...

Siyuleytır,elegeytır!
AyşeŞule BİLGİÇ
F650GS-Rüzgarınkızı


Etenşın pilis
Arkadaşlar bu yazılarda adı geçen motor sevdalısı gençkız tamamen iyiniyet ve paylaşım ruhu ile yaşadıklarını ve çevresinden duyduklarını bir yazı dizisi haline getirmiştir. Olaylar bizzat kendi yaşadıklarından ya da yakın çevresinden duyduklarından oluşmaktadır. Hiçbir kar amacı güdülmeden yazılan bu yazıları, keyiflen okumanız, hafif tebessüm etmeniz, vakti zamanında benzer hisleri yaşamış ya da en kısa zamanda (mutluluk verici olanları tabi ki) yaşayacağınız duygusuna kapılmanız ve yapılan hatalardan da ders almanız dileğiyle....
PiSiPiSi: Her türlü yorumlarınız düşünen, yazan ve okuyanlar için
"

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla Ruzgarin Kizi Yazi Dizisi
· Haber gönderen webmaster


En çok okunan haber: Ruzgarin Kizi Yazi Dizisi:
Köprüde iki motor üstüste nasıl gider?


Haber Puanlama
Ortalama Puan: 4.27
Toplam Oy: 11


Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü



Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa  Yazdırılabilir Sayfa

 Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder


Başlangıç
Yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız.

Anonim kullanıcı yorum yazamaz, lütfen kayıt olun

Re: “Motordaydım Tatlım, duymadım....” (Puan: 1)
Gönderen: Orkun Tarih: 20.01.2004 Saat: 20:06
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Guzel yazi, tesekkurler. Gozlemler yine cok yerinde. Hemmen kendimden ornek vereyim. Gecen pazar sehir ici gezintimi yapiyorum. Tesaduf, mola yerinde telefon, bli bli bli blipppp ...

-Efendim :)
-Alo, ne yapiyorsun ?
-Seyy ... Babamla motora biniyoruz.
-Ah oyle mi ? Bu sogukta hem de ?
-E, evet ne var ki, yollar kuru ...
-Eh iyi binin bakalim ...
-Peki
-Sinemaya gidelim mi bu aksam?
-Ihhhh, peki
-Tamam ararim
-Peki

Motosiklet gibisi yok ... :)



Re: “Motordaydım Tatlım, duymadım....” (Puan: 1)
Gönderen: dengesiz Tarih: 29.05.2005 Saat: 01:19
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder | Günlük)
güzel yöntem ve süper bir tecrübe örneği.kızarkadaşım cok kıskanıyor ve ilk kavgam cüzdanımda motorumun resmini görüp kendi resminin arkalarda olmasının kıskanclıgından cıktı ve motora binmeye korktugundan olmuştu.motorun ilk sırada oldugunu kızarkadaşınız bilmeli ve biraz kıskanmalı bu cok karizmanızı arttırıyor unutmayın



Re: “Motordaydım Tatlım, duymadım....” (Puan: 1)
Gönderen: redincolors Tarih: 31.10.2006 Saat: 14:43
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Motordaydım duymadım, duydum ama duramadım, sonra durunca ararım dedim yada motora binicem haberin olsun ararsan duymayabilirim, duysam da bakamayabilirim, arabam uzakta gelemeyebilirim, montuydu kaskıydı yok üzümün çöpüydü, vesaire vesaire vesaire...

küçük ve masum molaları anlayışla karşılayabilen sevgili ve dostlar temenni ediyorum :)

sevgiler



   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt