Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Oct 22, 2003 Mesajlar: 1039 Nerden: göztepe
Tarih: Pts Nis 30, 2007 11:30 am Mesaj konusu:
peki iğneyi kendimize batıralım biraz. teşekkür edip çıkıyoruz işin içinden. halbuki bu yazı bir anya tutuyor yüzümüze. kendimizi bize gösteriyor.nereye konumlandırıyoruz kendimizi bu yazıda??? tanımlananlar başkaları değil ta kendimiziz.
kullandığımız motor tipi sınıflandırmalarından çok üst başlıklarda arayalım kendimizi(geri dönüp bakınız)
hepsi olmasada bir çoğundan var bende mesela.ilk çırpıda bi yere koyamadım kendimi. biraz daha yavaş okumak gerek sanırım.
Sevgili;
Faucon, Gökhan, Haydar, Önder...
Teşekkürler, açıkçası ben bu başlığı açarken sadece olumlu cevaplar alacağını düşünmemiştim.
Bazı dönemlerde çok tartışılmak istenen ve çok farklı fikirler oduğunu bildiğim bir konu bu, hiç olumsuz yorum gelmemesi ilginç...
Belki de sürüş kısmını takip edenlerin profilidir bunun nedeni...
serif demiş ki:
.....
hepsi olmasada bir çoğundan var bende mesela.ilk çırpıda bi yere koyamadım kendimi. biraz daha yavaş okumak gerek sanırım.
....
Hepimiz dönem dönem bunları değişik kombinasyonlar halinde bünyemizde barındırabiliyoruz, hatta anlık değişkenler de var diye düşünüyorum.
Ben de 38 sene içinde hepsini değişik oranlarda yaşadım. "Artık bana bir şey olmaz diyen bir usta' dönemim, hemen yaşadığım bir düşüş nedeni en kısa süreniydi
Sürerken ipin ucunu kaçırdığımızı farkettiğimiz anlar oluyor, o duruma bizi getirenin ne veya neler olduğunu düşününebiliriz belki.
Eğer bunlardan biri kronik halde, yani yerleşik haldeyse onu farkedebilmek en önemli nokta olsa gerek.
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 903 Nerden: ÇANAKKALE
Tarih: Sal May 01, 2007 8:35 am Mesaj konusu:
Orhan abicim çok güzel bir çalışma çok teşekkürler.....
Aslında işin ana fikri ben oldum demek ten geçiyor..ama bildiğiniz gibi meyve de olduğu zaman dalından düşer....Türkiye de ben tamamım dediğiniz her an riskide üstünüze almışınız demektir.....
Alınan eğitimler alınan kıyafetler iyi motosikletler hep bizim öz güvenimizi arttırıyor ama Türkiye deki yol şartları ve bilinçsiz sürüceleri hep canımıza kast ediyorlar...
konsantrasyonumuzu hep üst düzeyde tutmalıyız ama mutlaka kaybettiğimiz noktalar oluyor....bunu en aza indirebilmeliyiz...
indirdiğimiz andan itibaren kaza riskimizin de buna paralel olarak azaldığı düşüncesindeyim....
hangi tipte motorcuyum?
ustad super bir yaklaşımda bulunup güzel bir ayna çevirmişsin hepimize.
nasıl motorcuyum sorusuna kendi kendime cevap verirken once neler olmadığımı ortaya koymanın daha mantıklı ve daha kolay sonuca goturen bir yaklaşım oldugunu düşünüyorum nedense.. ve her zaman yaptıgım biri bazı seyleri yaşamımızdan orneklendirerek anlatmanında daha kolay bir algı yarattığını düşünüyorum.
bir sevgi kelebeği gibi degilim : trafikte yada trafik dışında motosiklet kullanırken naif, nazik , çelimsiz bir kelebek değilim. zira kelebeklerim onru cok kısa olur. korumazdırlar , ürkektirler. ustelik çok ilgi çekerler. çektikleri ilginin bir kısmı onları sevmek uzerine iken başka bir kısmı onları yakalayıp koleksiyonlarının bir parçası yapmak isteyenlere aittir...
bir kara sinek te degilim. iğreti edici, rahatsız edici, tiksinilen mumkunse üzerine hemen bir sineklik ile vurulmak istenen bir kara sinek degilim asla...
kara degilim ama sivri de degilim : insanlar sivri sineklerin çogu zaman farkında degillerdir. taki kendilerini sokana kadar. bir sivri bir insanı soktugunda olum fermanınıda imzalamazmı ama ustune ustune vurulan sineklik, yada odaya sıkılan detan veya katlanmış gazete veya avuc içleri ile avlanmaya calısılır ustelik de avlanana kadar takipten vazgeçilmez...
eşek arısı mıyım peki?? sanmam insanlar korkarlar eşek arılarından öldürmeye cok niyetlenmezler. sadece gozu donmusler belki uzerlerine saldırmayı goze alırlar ama cogunlukla çil yavruları gibi saga sola kaçışırlar. belki eşek arısı için rahat yaşam alanı sağlayan eşek arısı olma durumu, yaşamını insanları korkutup rahatsız edip yolundan çekmek noktasında sanıyorum kişiligim ile çok da bagdaşmıyor... belkide eşek arıları kendi sonlarını kendileri hazırlayıp nefret edilen ve yalnız bireyler olarak olme noktasında kendilerini buluyorlar...
delikanlı bal arısı : sanırım buyum .. ustelik vfr de sarı montumda sarı siyah.. ama korkulan degilde cocukların bile sevdigi arı maya tadında bir bal arısı olma durumum var gibi geliyor. gerektiginde vızıldamam ile tehditleri bertaraf edebilecek gucumun oldugunu belirtip sakin sakin yolma ve işime bakıyorum. eve giren sinekler oldurulmeye calısılırken bal arılarına pencereler acılıp dısarı rahat rahat çıkabilsin diye yardım bile edilmezmi hem
tum bunların yanında bana birsey olmaz futursuzlugunu birkaç yuzbin km once sağda durup uzerimden atıverdim. artık bana birsey olmaz degil bana birsey olmamalı noktasındayım. ve bunun tek ve yegane dayanagının sadece motosiklet kullanırken degil tum hayatım esnasında bilinçli ve şuurlu olmak oldugununda farkındayım... imzamdada yazdıgım gibi. deneyim herşeyin başlangıcı.. ustelik sadece kendi deneyimlerimden degil herkesin deneyimlerinden faydalanmak konusunda da eşşek kafalı bir koç olarak kendimi epeyce eğitebildiğimi sanıyorum...
zira yanlış kararlar hep deneyimlere dayandırılmamış olanlardır...
lütfen imzamı sadece bir imza olarak değil.. ne diyor diye düşünerek okuyun... anlayabilir hale gelindiginde çok ciddi bir hayat düstürü haline gelebiliyor....
1 milyon km den fazladır kaza yapmamış bir arkadaşınız olarak yeni gelen her kmnin sorumlulugu daha da fazla arttırdıgını belirtmek isterim. km ler arttıkça iki ana yol karşınıza çıkıyor. biri kazaya karısmadan km leri daha artırabilmek için şuurlu ve dikkatli olma yolu tıpkı ceday şövalyelerinin gücün aydınlık yanında olanları gibi... diğeri ise gücün karanlık yuzu.... ve unutmayalım kötüler elbet kaybediyorlar..... _________________ Egemen Ergel
Honda Foresight 250 - pirpir
İstanbul
www.webevi.com
Deneyim hicbir zaman yanilmaz, yanilgiya düsen yalnizca kendi
sonuçlarini doguran ve nedeni deneyimleriniz olmayan kararlarinizdir.
Tarih: Sal May 01, 2007 1:06 pm Mesaj konusu: Re: Kazasavar motorcu olunabilir mi?
Sevgili Uğur ve Egemen, katkılarla daha da akla yatar hale geliyor başlığın anafikri.. Teşekkürler...
cortomaltese demiş ki:
...........
Lastiklerimin degisme zamaninin geldigini biliyorum ama haftalardir gelecek cumartesi mutlaka diye erteliyorum.
.........
Teşekkürler M. Ali, atlamışım bu konuyu...
Nasıl kazaya sürüyor olabilir kısmına şunu ilave ettim:
MotorhaN demiş ki:
............
Eksik, aksak ile: Kırık fren levyesi, eskimiş lastikler, yanmayan lamba, iyi bağlanmamış çanta, ayarsız karbüratör, hatta ayarsız bir ayna, eksik bir conta... Olması gereken durumda olmayan her şey, gidiyor nasıl olsa diye tamiri ertelenen bir arıza, başa inanılmaz dertler açabilir. Küçük dertler hemen dert edilmeli, halledilmelidir. Para veya zaman sorunu var ise, hastanede yatış, ameliyat, motoru komple toplama gibi işlerin çok daha fazla para ve zaman isteyeceği unutulmamalıdır.
...........
Kayıt: Aug 30, 2006 Mesajlar: 117 Nerden: İst./Beşiktaş
Tarih: Sal May 01, 2007 2:20 pm Mesaj konusu:
Tek kelime ile mükemmel bir yazı olmuş. Tebrik ediyorum .. Chopper'cılar kısmındayım sanırım .. _________________ Turgut Ekinci - İstanbul/Beşiktaş ve Alibeyköy A Rh(+) 544 532 06 15
Kayıt: Oct 22, 2003 Mesajlar: 1039 Nerden: göztepe
Tarih: Sal May 01, 2007 4:25 pm Mesaj konusu:
flyfish demiş ki:
artık bana birsey olmaz degil bana birsey olmamalı noktasındayım. ve bunun tek ve yegane dayanagının sadece motosiklet kullanırken degil tum hayatım esnasında bilinçli ve şuurlu olmak oldugununda farkındayım... imzamdada yazdıgım gibi. deneyim herşeyin başlangıcı.. ustelik sadece kendi deneyimlerimden degil herkesin deneyimlerinden faydalanmak ....
+1 bilinçli insan olmak(olmaya çalışmak)...hayatın her alanında olgunlaşmak, farkındalık adına yol almak ve oldum bendememek, öğrendikçe ne kadar az şey bildiğini görmek ....... _________________ http://www.dentgroup.com.tr/kliniklerimiz/dg-goztepe/
ARh+
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 1081 Nerden: Çanakkale/Havana
Tarih: Sal May 01, 2007 4:56 pm Mesaj konusu:
Yine bir Orhan abi klasiği.Birgün başıma gelecek bir olaydan sıyrılırsam senin bu ve bunun gibi yazdıklarının çok büyük etkisi olacaktır.Emeğine sağlık.
...... Birgün başıma gelecek bir olaydan sıyrılırsam senin bu ve bunun gibi yazdıklarının çok büyük etkisi olacaktır.....
Sevgili Aytaç,
Son zamanlarda duyduğum en güzel söz oldu bu...
ikiteker'de okuduklarım bir kaç kere kurtarmıştır benim hayatımı...
Özellikle sürüş kısmına ilginin artmasını, burada sürüşle ilgili ciddi akıl, fikir paylaşımlarının çoğalmasını istememin, bunu imzama taşımamın nedeni bu aslında...
Kimin yazdığı çok önemli değil, bir gün bu alan çok daha fazla kişi tarafından izlendiğinde,
gerçek anlamda sürüşle ilgili olarak yazılanlar sayı ve içerik olarak diğer başlıklarımızla yarışır hale geldiğinde,
bu konulara ilgi arttığında,
üzüntü ve acı paylaşımları olan başlıkların daha azalacağına inanıyorum.
Benim fikrim bu tabi...
Orhan'cigim; konulari cok guzel irdelemis ve hepimizin kolaylikla anlayabilecegi gibi kaleme almissin, dusuncene/emeklerine/ellerine saglik. Cok tesekkurler ederim/z.
"Oysa kazalar genelde giderken oluyor" Cumlene kanimca bir de sunu eklemek gerekiyor;
Kazalar (ozellikle ciddi sonuçlar doğuranları) genelde giderken oluyor ama, en cok dusmeler de dusuk suratte, hatta dururken oluyor (bunca senedir dururken motoru dusuren ve ayak bilegi kirilan en az 3-4 arkadasimi bilirim)...
Onun icin; tedbir her zaman bu isin temeli olup, surat yapmak, hele ki tedbirsiz olarak yapmak resmen ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARTMAKTIR (surucu sansli ise, davetiyeye katilim "agir yaralanma" olarak olur)..! _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
.......
Kazalar (ozellikle ciddi sonuçlar doğuranları) genelde giderken oluyor ama, en cok dusmeler de dusuk suratte, hatta dururken oluyor .....
Üstadım haklısınız...
Benim yazdığım "Emniyetli sürüşün ilk sorumlusu biziz, bunu yeterince dikkate almadığımız zamanlar olabiliyor" fikrini ortaya koymak amaçlı özetle ilgili daha pek çok şey söylenebilir, eklenebilir....
[b] Bilinçsiz: Kaynağı olmayan sınırsız bilgilere sahiptir. O ne derse o doğrudur. Ön fren kullanılmaz der, zinciri biraz gevşettim der, binerim ona da der, götürürüm ben sizi der, bak ellerimi bıraktım der, ehliyet sürmüyo bunu der, oradan hiç kamyon çıkmaz der...
Bir tek kaç yapıyo bu diye sorar...
Denilenleri anlamaz, anlatılanları dinlemez..
Her hareketi risktir, ya yalnız gider, bazen yanında birilerini de götürür...
..
Ya Orhan abi BRAVO seni alkışlıyorum. Bu kadar mı olur? Kesinlikle haklısın kesinlikle ! ! !
Bence kazasavar motorcu olunamaz , siz mükkemmel sürün kusursuz olsun herşey ama karşıdan gelen Şahin sana tostlarsa ne yapabilirsin _________________ Turgay Poyraz Yıkılmaz
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız