Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Jan 05, 2004 Mesajlar: 122 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Ekm 06, 2006 1:57 pm Mesaj konusu:
Fazer ile gelebilirmiyiz diye soran arkadaşlar var. Hava açık görünüyor. Benzer motorlarla gelicek olanlar da var.
Tercih sizlerin.
Liste 60 lara ulaştı.
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 502 Nerden: Istanbul
Tarih: Cum Ekm 06, 2006 2:05 pm Mesaj konusu:
Katılım büyüdükçe akla riskler de geliyor. O yüzden:
Grup sürüşü için öz tavsiye:
"Grup içinde de olsanız her zaman kendi sürüşünüzü yapın."
Yani,
- öndeki solladı diye hemen atlama
- arkadan gelen trafiği kesmeye çalışma (kahraman olma)
- kendi hızını seç, zorlama, baskı hissetme
- bakışın yalnızmışsın gibi ileride olsun
- acil fren senaryosuna göre mesafe bırak
- öndekinin gözlerini aynasında görebileceğin yol pozisyonunda git (aynaları ayarlı ise tabii)...
- ...olmuyorsa varış noktasında görüşmek üzere vedalaş
Yedigöller kampı için hazırlık yaptım ama cumartesi günleri de çalıştığım için, Beypazarı'ndan ancak 17.30 da yola çıkabildim. Depoda iğne kadar bir delik vardı. Yola çıkmadan ilaç sürdüm ancak yolda tekrar damlatmaya başladı, ve dağ yolundan geldiğim için kampa ancak gece saatlerinde gelebildim.
Yedigöller yol ayrımında, delik depoyla uğraşırken, istanbuldan gelen 3 arkadaşla karşılaştım. Sağolsun çok yardımcı oldular. Gece son gelen ekip bizdik sanırım.
Gece çadır kurduk, ateşin yanında sohbet eden bir grup vardı, yatmaya hazırlanıyorlardı, biz de akşam yemeği olarak ızgara da sucuk ve balık yedik.
Pazar sabahı, ankaradan gelen birkaç arkadaşla tanıştım. Ankara'ya gidecektim ancak sonra karar değiştirdim, Abant yolundan Beypazarına döndüm.
Bir gecelik kamp dahi olsa, motorla yolculuk etmek güzel, ancak gece sisle karşılaştık, ayrıca yol da tam kros motorlara uygun bir yol. _________________ Tolga ÇEÇEN
www.tolgacecen.com
1993 Kawasaki EN 500 Vulcan (2004-2007)
1998 Kawasaki Ninja ZX-7R (2007-forever)
Sabaha kadar doğru dürüst uyuyamamıştım. Çünkü en son bu kadar kalabalık kampı 22.09.2001 tarihinde yapmıştık. Yani neredeyse tamı tamına 5 sene olmuştu. Saat 4.30 da kalkmış, son eksik malzeme durumunu kontrol ettim. Saat 5.45 de aşağı inip bodrumdan motoru çıkardım ve yüklemeye başladım. Lastik kontrolleri vs. derken saat 7.15 gibi Aydan'ı aldım ve OPET'e doğru yola çıktık. Yolda bir sürü motosiklet ile karşılaştık. Zaten tahmin de ediyordum bunu. OPET'te durum hiç farklı değildi. Etrafı motorcular istila etmişti.
Kahvaltılar yapıldı, sohbetler derken, hazır olanların 4'erli, 5'erli ıkmalarını önerdim. Bu sayede yol riskini ortadan kaldıracaktık. Toplanma yeri olarak ilk Kaynaşlı gişelere gelmeden SHELL (benzin ikmali), sonrasında gişelerden çıktıktan sonra dağa çıkarken BERCESTE önerdim. Zaten kahvaltının devamı yapılacaktı orada..
Saat 10.30 gibi Berceste'deydik. Son grup olarak geldik.
Hatta ilk gelenler hareket etmek için hazırlandılar bile. Alışveriş için yer soranlara Bolu merkezi önerdim. Yer tarifini de oradan alırsınız dedim.
En son, Aydan ile ben kaldık Berceste'de. Herkes yola çıkmıştı. Biz ise işin keyfini sürüyorduk. Karnımızı doyurduktan sonra biz de hazırlandık. Dağı tek çıkmak bana çok keyif verir. Çünkü beklemen gereken veya kontrol etmen gereken bir başkası yoktur. Kendinden sorumlusundur. Virajları oldukça keyiflidir. Belki de bu yüzden en sona kaldım..
Saat 13.00 gibi Bolu'dan alışverişi de tamamlayıp, orda denk geldiğimiz diğer arkadaşlar ile yola çıktık. Yolu bildiğimden öne ben geçtim.
Milli Park ana giriş kapısında beklerken, arkadan gelen grup, oldukça hoş bir görüntü oluşturuyordu.
Yolda durmak zorunda kaldık. Çünkü bir uçucu yaratık, vizörün altından girip, Aydan'ın göz kapağını ısırmıştı. Ciddi bir ağrı ile beni dürttüğünde, etrafta birşey gördü bakmamı istiyor sanmıştım. Ancak acıyor diye bağırınca durdum. Gelen arkadaşlara devam etmelerini söyledim. Biraz oyalandık orda. Gözünü yıkadık. Sonra devam ettik. Asıl manzara olan bir yer vardı orman gözetleme kulesinin orada. Aydan'ı konu mankeni olarak kullandım tabii...
Her gittiğimizde gördüğümüz, ancak birşeye benzetemediğimiz ipe dizilen ufak meyve tarzı şeylerin aslında bir ismi olduğunu, ve yenebildiğini öğrendim Aydan'dan. Ancak ismini unuttum yine...
Kamp yerine geldiğimizde, Ankara grubunun henüz gelmediğini gördük. Ancak Atahan'ı orada görünce hele bir de balık ve böreklerin sağlıklarının iyi olduğunu öğrenince keyfim yerine geldi.
Hemen çadır alanı aradık. Akşam Ömer'de gelebilir diye yanımızda ona da yer ayırdık. Ancak gelmedi.
Çadırı kurduktan sonra insanlar ile sohbete sıra gelmişti. O masa senin, bu masa benim, tanıdık tanımadık tüm dostlar ile sohbet etmeye çalıştık elden geldiğince. Unutulanlardan şimdiden özür dilerim.
Balık zamanı gelmiş çatmıştı ancak bir sorun vardı ve o da önemli bir sorun idi. Izgara teli yoktu... Gelmemişti. Gelememişti. Sonunda Dayı (Alaattin Timincioğlu), olaya el koydu ve onlarda geldikten sonra mangalların başında herkes balığını pişirmeye başladı. Tabi o arada yenilen diğer et, sucuk vs. gibi yemekler de ön hazırlıktı balığa..
Bu da baklavamızdı. Gerçi tadımlık düştü ama olsun. Ağız tatlanması diye buna derler.
Sabah, kahvaltıdan sonra rutin herkesin toplanma hazırlıkları başladı. Oradan mı dönsek, buradan mı? İşte o an, keşke daha zamanımız olsa da burada birkaç gün daha kalabilsek diyorsunuz içinizden...
Dönüş yolunu eğer başka bir yoldan yapıyorsanız, o süre ve mesafe size çok iyi geliyor.
Ancak yolun sonuna doğru bir hüzün kaplıyor içinizi. Yeniden beton yığınlarının arasında motosikletinizi sürmek, hem kendinize, hem de motorunuza vermiş olduğunuz en büyük acıdır herhalde.
Zafer Yangın
İstanbul
En son zaferyangin tarafından Sal Ekm 10, 2006 10:35 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sanırım gelemeyenler, bu yazıları okudukça, fotoları gördükçe iç geçiriyorlardır iyiden iyiye...
Eh herhalde yani, ama iyi kamci oluyor.
Devam devam ama fotolari 640 x 480 olculerinde ayarlarsan, tek seferde gorebilecegiz (yoksa benim ekran mi ufak kaliyor ne? ) _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız