Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Sal Şub 24, 2004 12:46 pm Mesaj konusu: Bu Kez İstanbul'lular İçin Gezdik (Fotoroman) 22.2.2004
Pazar günü için gezi planları yapmaya birlikte başlamıştık. Haftasonu hava güzel olacak ve motorseverler İstanbul'da ve İzmir'de geziye gideceklerdi. Ama cumartesi günü pazarın gelişi belli olmuş İstanbul kar engeliyle karşılaşmıştı. Öyleyse biz bu geziyi İzmir'de onlar için de yapmalıydık.
Sabah hava sıcaklığı 1 dereceyi gösterirken buluşma yeri olan Güzelbahçe'deki Altınoluk Mandıra'ya doğru yola çıktık. Full kıyafetlere rağmen soğuk kendini hissettiriyordu. Ama Gamsızlar üşümezdi. Kahvaltılıları görünce içimizin ısındığını hissettik. Sucuklu pastırmalı yumurtalar mı desem; çeşit çeşit peynirler, zeytinler mi? Sıcacık çaylar eşliğinde haritaları çıkarttık ve rotamızı çizmeye çalıştık. Çalıştık diyorum çünkü Bülent Gülcen faktörü etkendi. Sonuç: Rota Dışı Yollar.
Bir miktar R11XXGS, bir Pan EuroupeanGS ve bir XJR1200GS; Urla-Kuşçular-Demircili güzergahından sonra Süleymanlı denen yarımadaya ulaştık. En uca gitmek için taşlı dik bir yokuşu çıkmamız gerekiyordu. XJR Nezih, en kahraman Rıdvan rolüne soyunup önden atıldı. Engelleri bir bir aşıyordu. Hep beraber sayalım: Biiiir, İkiiiii, Üüüüüüç, üüüüüüç, üüüüüüç Biz kendisine gıptayla bakarak yanından geçtik. Neyse ki kendi çabasıyla orayı çıkmayı başardı. Tepede onu kutladık. Bakmayın motorun resimde olmadığına oralarda bir yerde
Yine köy yollarını takiben iki GS ile daha buluşacağımız Tepekahve'ye geldik. Yusuf ve Hayim bizi burada bekliyordu. Sabah kahvelerimizi burada yudumlarken Pan Zehir Uğur'u ve dünyadaki tek XJR1200GS sahibi Nezihi alınlarından öptük.
Sıra bize katılacak son GS olan Aktan’ı almaya gelmişti. Gamsızız ya, ona da randevu yeri olarak adını bile duymadığımız bir köyü verdik. Oraya vardığımızda Aktan köy kahvesinde çay içiyordu ve bu sınavı da başarıyla geçmişti. (Gamsız olmak için sınav var diyoruz ya hani, işte böyle şeyler: bilmemne köyünde saat bilmemnede hazır ol)
Grup tamamlanınca bir zirve yapalım diyip taaaa yükseklerde görünen TRT vericilerini zorlamaya karar verdik; ya da öncümüz Bülent tek başına karar verdi hatırlamıyorum. Artçımız Oytun ise grubu süpürerek geliyordu ve bu işi çoook güzel yapıyordu. Ben de orada burada sürtüyordum.
Bir de arabamız vardi Fort Fiesta GS. Şebnem, Sema ve müstakbel Pan Zehir Murat Kabasakal kahramanca ve bazen de kaybolarak bizi izliyorlardı. Ildır- fıldır derken Ilıca’ya geldik.
Alaadin Bar’da bir şeyler içelim teklifi, ıslıklar ve alkışlar eşliğinde kabul gördü. Üşümüştük, içecek deyince de doğal olarak akla ilk olarak çay ve kahve geliyordu. Ama Alaaddin Bar o kadar sıcak bir atmosfer yarattı ki rota hemen bira ve rakıya döndü. Bülent piyanonun başına oturunca ayağımızın yerden kesileceğini de anlamıştık.
Nefis jazz ezgileri bir süre sonra Tango, Samba ve bilumum dans ezgilerine dönüştü. İlk dansı doğal olarak, iki aydır Light Selami rolüne bürünerek dans dersleri alan Aktan, hocası Özlem’le gerçekleştirdi. En baştan “Gamsız Adam dans etmez” kuralını koymadığımıza pişman olduk. O da ne? Bir cevher daha atladı piste: Nezih. Mütiş estetik hareketler ve attığı kahkahalarla pistin kralı olmak yolunda Aktan’la yarışa girdi. Derken Oytun-Şebnem ve ben-Fulya. Allahım daha neler görecektik. Bir daha böyle bir şey yapmayacağımıza yemin ederek oradan ayrıldık.
Rota:Çeşme.. Ne yazık ki sapacak bir yol bulamayıp normal yoldan Çeşme’de Bülent’in sahibi olduğu Paparazzi Beach Restaurant’a ulaştık. Yazın burada çok güzel günler geçireceğimiz belliydi. Aşçı Ayşe Hanım’ın bizim için yaptığı tereyağlı bazlamaları ve pastayı lök lök diye mideye indirince, daha sonrası için planladığımız yemek fikrinden vazgeçtik. Yağmur geliyorum derken biz de dönüş yapmaya karar verdik çünkü sıkı bir planımız daha vardı. Bülent dönüşü Otoyoldan yapalım dediğinde kulaklarımıza inanamamıştık, Gamsızlar ve otoyol???
Otoyol girişine geldiğimizde aniden sola bir dönüş gerçekleşti. Gamsız ruhu yine ağır basmıştı. Ara, sapa bir yola girmiştik. Az sonra yolun 50m’lik bölümüne ceviz ve elma büyüklüğünde taşların dökülmüş olduğunu görünce çocuklar gibi sevindik. Yeni dökülmüştü ve sıkışmamıştı. Tabii ki onları sıkıştırmak Gamsızların göreviydi (Şimdi düşünüyorum da; acaba bunların hepsini Bülent mi yaptırıyordu???) Yolun yarısında XJR taşlarla oynamayı pek sevmiş olacak ki içlerine gömüldü. Normal bir XJR oradan çıkamayabilirdi ama o bir XJR1200GS’di ve bunu da başarmıştı. Otoyol öncesi bu küçük macera hepimizi mutlu etmişti; en başta da Pan EuroupeanGS’ini büyük bir ustalık ve gözükaralıkla bu yollara sokan Uğur Ertekin’i.
Alaçatı’dan girdiğimiz otoyoldaki sıkıcı yolculuk, Oytun’un deyimiyle “Aktan’ın Sarayı’nda” bitti. Purolar ve Metaxa konyaklar bizi bekliyordu, tabii ki şömine de..
Günün sürprizi ise Bülent’in Triumph Tiger'ı ile yaptığı Avrupa seyahatini dia’lar eşliğinde sunmasıydı. İçimiz gitti, eridik ve düşündük “biz bunu ne zaman yapacaktık?” Süper ev sahibimiz Aktan’a teşekkür edip evlere dağıldık…
Harika bir gün, harika bir finalle sona ermişti. Yüzümüzdeki gülümseme ve hayallerimiz rüyalarımıza kadar taşındı. Geziye katılan bütün Gamsızlara buradan teşekkür ederim… Bu yazıyı okuyup beğenenleri de aramızda görmek dileği ile….. _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
En son zakcay tarafından Sal Şub 24, 2004 5:08 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Zafer harika bir gezi olmuş.. Ksıkanmamak mümkün değil. Elebtte senin kıskandırmak gibi bir amacın olmadığını çok iyi biliyoruz.
Bilmeyenler için söyleyeyim. Zafer bu tip gezilerin en keyifli anlarında beni cepten aramadan edemez. Ne kadar güzle anlar yaşadıklarını, havanın sıcaklığını, kaç km yaptıklarını kahkahalarla benimle "paylaşmayı" çok sever. Hatta bunu hobi edinmiştir. Tabii çatlatmak gibi bir amacı asla yok, sadece sevgiden
Ama bunlar bir yana Zafer, gerçekten insanın İzmirli oalsı geliyor. Tam bir "motor" şehri. Gerçi yazın nasıl oluyor motor sürmek bilemiyorum.
Burhan'ın Gamsız'ım, o gülen yüzünün eksikliğini hep hissediyoruz. Sen yeter ki bir iyileş bak gör seni nerelere götüreceğiz
İlkay'ım tabii ki sevgiden arıyorum seni. "Ayı yavrusunu severken öldürürmüş" misali En kısa sürede birlikte olacağız nasılsa, çok az zaman kaldı... _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
Guzel bir gezi, guzel fotograflar, eglendirici yorumlar, cok tesekkurler Zakcay...
Paparazzi deyince aklima geldi, gecen sene Turgut ile Cesme'de Paparazzi'ye gittigimizde Bulent Bey bana cok israr etmisti, motorumu satmam icin, ama direnmis kaptirmamistim . Ne yapmis motor almis mi?
Yaz donemini heyecanla bekliyor, Avrupa Turu icin sabirsizlaniyorum. Belki Berlin'in guneyinde bir yerlerde, Munih'te mesela, bulusuruz...
Bulent Bey'i birden kaskli gorunce cikaramadim, hos piyano basinda ve daha onceki geziden de fotograflari hatirliyorum ama zaten topu topu bir kere gormustum.
Kendisine hayirli olsunlarimi ve selamlarimi iletirseniz sevinirim.
Her ne kadar kendisini fotograflardan cikaramadiysam da, Paparazzi'de yedigim kalamarlar ve bira cok muthisti, onlari nerede gorsem tanirim
Benim motoru da satmadigim iyi olmus, sayemde GS almis
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 402 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Sal Şub 24, 2004 4:29 pm Mesaj konusu:
Eh be gamsızım Zafer'im, yine tam bir gamsız gezi yapmıssınız, helal olsun bizde burada havaların düzelmesini dört gözle bekliyoruz, ayrıca yakın zamandaki Gamsız gezisini de iple çekiyoruz o da ayrı bir durum
ahhh ahhhh hepinizi hasretle kucaklarım.
Motorunu özleyen Gamsız _________________ ARAL
C.ARMAGAN ALBAYRAK
ISTANBUL
Üçüncü resimde sol baştaki Adventure Bülent'in motoru.
Bir gün bir yerde mutlaka ...
Ah canım kardeşim.
Her zmaan daha ağırı daha büyüğü daha irisi mi diyorsun?
Borç harç azalt, gel ben sana bir tefecilik yaparım.
İçim yana yana da olsa almana zemin hazırlarım.
Tarih: Çrş Şub 25, 2004 7:21 am Mesaj konusu: Ben bir daha bisii yazmiycam
Abicim ne guzel anlatmissin yaa. Okurken bir daha gezdim vallahi. Bir de Turkceyi guzel kullanma yetenegin ve zeka dolu espirilerinle cok keyifli bir sunum olmus. Vallahi kalemini kiskandim...
Aktan resimleri bekliyor , unutma...
Cok optum xxx _________________ www.gamsizseyyah.com www.fotokritik.com
----------------------------
M.Oytun PINAR
(Izmir'li "Homer")
532 5473288
Bulent Bey bana cok israr etmisti, motorumu satmam icin, ama direnmis kaptirmamistim . Ne yapmis motor almis mi?
llkaycıım güzelim, Sinan sormuştu da o yüzden yazmıştım ben. Ama benim de olsa fena olmaz yani Ne de olsa bizim kategorinin (sen dahil)son noktası şimdilik.
Oytun demiş ki:
Aktan resimleri bekliyor , unutma...
Oytun çok teşekkür ederim güzel sözlerine Resimleri dün yolladım. _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
Kayıt: Aug 08, 2003 Mesajlar: 449 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Şub 25, 2004 4:55 pm Mesaj konusu:
Abiler , ne olur daha fazla fotoğraf koymayın. Bu fotoğraflara bakmak zaten bana fazlasıyla koyuyor . Hele bide yazılanları okuyunca, yollar, prolar, yemekler telef oldum buralarda .
Şaka bir yana, sayenizde İzmire taşınmayı gerçekten düşündüm . Bir kaç günlüğüne izmire uğramak , sizinle bu gezilere katılmayı çok isterdim .
Tüm istanbullular adına bizim için yapmış olduğunuz bu geziden dolayı size teşekkür ederim. Aynı zamanda beni kıskançlıktan çatlattığınız içinde teessüf ederim . _________________ "Hummerly, bupperly, zipperly, dupperly, hummerly, bupperly, zipperly, bop" -David Lee Roth
Can Yalım
Aprilia Pegaso T&T Raid
İstanbul - Kadıköy
Member of Toprrraaam Raydırs.
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Çrş Şub 25, 2004 7:08 pm Mesaj konusu:
Persiladam demiş ki:
Abiler , ne olur daha fazla fotoğraf koymayın. Bu fotoğraflara bakmak zaten bana fazlasıyla koyuyor . Hele bide yazılanları okuyunca, yollar, prolar, yemekler telef oldum buralarda .
Ehh, ne diyeyim PersilAdam? Hadi sen telef oldun, biz ne yapalim? Bu gurbet ellerde...
En azindan senin bu muhtesem grupla bulusma ihtimalin var. Ben 2000km uzaktayim
Resimleri gordukce hem gezmek istiyorum hem de istahim kabariyor. Lanet memlekette yiyecek dogru duzgun bisey bile yok... _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız