Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
|
kantura Katilimci Uye
Kayıt: Dec 14, 2005 Mesajlar: 64 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Prş Oca 26, 2006 4:08 pm Mesaj konusu: |
|
|
Süper bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık. Ben biraz da DD'nin anlattığı mitolojik IKARUS'un kim olduğunu şair Andy Deloach'ın ağzından göndermek istedim.
Sendromunu özetliyor söyledikleri.
Yabancı dilde yazılmış edebi bir metni özellikle şiiri Türkçe'ye anlamını kaybetmeden çevirmek çok zor ama kabaca ve kendimce sanırım şöyle çevirmek mümkün...
IKARUS
İşte ben,
Toprakla yüzleşen
Her nefeste toz toprağı soluyan
Dünyam devinim halindeydi
Şimdi durdu
Kazanırken şarkı söylememi, şakımamı söylediler
Şimdiyse durdu
Hemen ardından ben damladım, düştüm
Burada, bu terkedilmiş dünyada, aşağılarda yaşamaktansa
Sadece güneş ile eriyebilseydim.
Ben miyim bir tek
Kırık kanatlarını fora eden?
Şimdi hareketsizim, toprakla yüzleşmişim.
Bensiz hissediyorum toprağın devinimini
Hülyalarımda beni uçmaya iten bu içi boş kanatlar
Sığlığımın ispatı, göğün dışına devrilen ben.
Ben tekim.
Güneşi kucaklayarak devrilen.
Ben tekim
Kanatları yarım kalan. _________________ KANTURA
Shot at 2007-07-04 |
|
Başa dön |
|
|
Baturalp Yeni Kullanici
Kayıt: Dec 19, 2005 Mesajlar: 13
|
Tarih: Sal Oca 31, 2006 4:54 pm Mesaj konusu: |
|
|
Selam
Üye bir diğer arkadaşın mail yolu ile mutlaka ve özellikle sen okumalısın biçimindeki önerisi üzerine okudum. Hazırlayanın ellerine sağlık. Aletli dalış sebebiyle yakından tanıdığım bir hal. Umarım yeni başlayan motor hayatımızda çok samimi olmayız
Ancak vakıa o dur ki insan oğlu yine de üzerine gider. Sanırım yazı esasen gelişim veya değişim süreçlerinin tahlili esnasında hiç hatırdan çıkmaması gereken ana noktaya işaret ediyor ve okuyanın duyarsız kalması pek mümkün gözükmüyor.
Çeşitli açıları ile konuyu değerlendiren herkese de ayrıca teşekkür ederim |
|
Başa dön |
|
|
arcangle Katilimci Uye
Kayıt: Jul 16, 2005 Mesajlar: 92 Nerden: Ankara
|
Tarih: Sal Oca 31, 2006 10:36 pm Mesaj konusu: |
|
|
Aklımda kaldığı kadarı ile sakatlanma ve ölüm riski bulunan ve belli bir teknik, tecrübe isteyen aktivitelerde alınan riskin zamana göre değişimi:
Görüldüğü gibi ilk başta aşırı temkin ve dikkat sayesinde risk az ama hızla artıyor. Çünkü bişey olmadığını gördükçe daha fazla risk alınıyor. Ve ciddi olmayan ancak ders alınabilecek bir hadise olması durumunda tekrar hızla temkinli seyre geçiliyor. Ama maalesef extrem işlerle uğraşan insanlar biraz bağımlılıktan biraz sa geçmişi çabuk unutmaktan tekrar ve daha fazla sınırları zorlamaya başlıyor. Böylece dalgalanarak risk eğrisi yükseliyor. Ve tabi hali ile en ölümcül kazalar en tecrübeli ama bir o kadar da sınırları zorlayan insanların başına geliyor yüksek oranda. Tabi bu istatistiksel bi bilgi değil ve eğrinin neresinde durup düz bi seyir izleyeceğinize karar vermek size kalmış... _________________ Yaşar Barış Yetkil
A Rh(-)
XT660X: 6000km
FZ6 FAZER: 20000km, CBF 250: 6000km
Bisiklet: En az 10000km |
|
Başa dön |
|
|
murtisi Tecrubeli Uye
Kayıt: Oct 14, 2005 Mesajlar: 554 Nerden: İzmir
|
Tarih: Pts Nis 10, 2006 9:38 pm Mesaj konusu: EVET HAKLISIN |
|
|
EVET AIRPORT COK HAKLISIN BENDE DE BU SENDROMUN BAŞLADIĞINI HİSSEDİYORUM ARTIK.
UYANIK OLMAKTA YARAR VAR |
|
Başa dön |
|
|
sinarit Tecrubeli Uye
Kayıt: Sep 05, 2005 Mesajlar: 612 Nerden: istanbul
|
Tarih: Sal Nis 11, 2006 12:09 am Mesaj konusu: |
|
|
Donald_Duck demiş ki: |
Harika bir yazi Airport...ben bu olaydan "Teori" de kayakcilari ornek vererek bahsetmistim ama bunun bir sendrom oldugunu, Ikarus" diye bir ismi filan oldugunu bilmiyordum dogrusu. Kitap versiyonunda bu fikri daha detayli islemeliyim demekki.
Malum, acemi kayakcilar ciddi kazalar gecirmez, istisnalar haric...kol bacak kirilmali ciddi kayak kazalari hep "tamam kaptim bu isi abi" duzeyindeki kayakcilarin basina gelir ya...tamamen ayni olayi motosiklet suruculerinde gozlemistim.
Ikarus su balmumundan tutturulmus yapay kanatlariyla Girit adasindan kacarken gunese fazla yaklasip balmumunun erimesi sonucu Akdenize dusun ilk havacilardan degil mi? Ekipmana fazla guvenip acilmamak lazim demekki, ne isin var alcaktan uc iste yavas yavas |
+1 aynen katılıyorum _________________
R1150GS ADV |
|
Başa dön |
|
|
ducatista Tecrubeli Uye
Kayıt: Sep 16, 2003 Mesajlar: 100
|
Tarih: Sal Nis 11, 2006 5:10 am Mesaj konusu: |
|
|
Tüm yazılanlara katılıyorum ayrıca 2 noktaya daha dikkat çekmek istiyorum;
1- hesaplanmış risk (calculated risk) olgusu: tüm motor kullanıcıları motora binirek potansiyel bir risk almakta, ancak bu potansiyel risk, akıl, tecrübe ve bilgiyle hesaplanmış riske dönüşebilir ve bu noktadan sonra motor kullanmak daha zevkli hale gelebilir.
sürücü hesaplanmış risk alarak çevre ve kişisel şartlara bağlı olarak yapmaya niyetlendiği hareketin sonuçlarını önceden analiz ederek, nerede ne yapması gerektiğine, ne kadar hızlanması ya da ne kadar yavaşlaması gerektiğine karar verir.
tabii ki bu tarz bir analiz için yukarıda sıraladığım akıl, tecrübe ve bilgi üçlüsünün oluşturduğu arşive mutlak surette ihtiyaç vardır.
2- korku olgusu: herhangi bir aracı kullanmak saate 2-3 km maksimum süratte gitmek üzere tasarlanmış olan insanın tabiatında olan bir şey değil, ancak eğitim ve tecrübe ile insan kendisini yeniden programlayarak sürate alıştırıyor.
burada korku ve akıl ise iç içe giriyor. tabiatımıza bu kadar uzak bir şeyi becerebilmek için korku şart, zira korku olmayınca akılda olmuyor ve bu yüzden hesaplanmış risk bir anda gerçek risk oluyor.
korkunun şiddeti ise kişiye göre değişebiliyor, daha çok korkanlar sıradan sürücüler olarak hayatlarını sürdürürken, daha az korkanlar dünya şampiyonu sürücüler oluyor. hiç korkmayanları ise aldıkları riskler sonucu aramızda olmadıklarından çoğumuz tanımıyoruz.
bu konuda kendimden bir örnek vermek istiyorum, 22 yıllık motorsporları hayatımın 3 senesi enduro şampiyonasında yarışarak geçti. bu 3 sene boyunca 100% bir amatör olarak tamamen içimdeki adrenalin hayvanını beslemek için yarıştım.
hafta sonları yarışırken, hafta içinde de ceketi kıravatı giyip, yönetici olarak ekmek parası peşine gidiyordum. iş hayatının getirdiği sorumluluk ve sakatlanıp işe gidememe korkusu beni her zaman yavaşlatan bir unsurdu, zira en ufak bir kırık en azında bir hafta beni eve hapsedecek çok basit bir detaydı.
bu sebepten ötütü yarışırken sadece salt süratin yeterli olmadığı, dayanıklılığında gerektiği, ayrıca roadbook takip etme ve zaman hesapları gibi farklı unsurlarında bulunduğu enduro yarışlarında başarıya ulaştım.
rakiplerimden bazıları benden daha az korktuğu için benden çok hızlı gidiyor, ancak bu sürate ya motorları dayanmıyor ya da düşüp zaman kaybediyor bazende bir tarafını sakatlıyorlardı.
ben her zaman sürat eksiğimi önce motorumu çok iyi hazırlayarak, sonra çok fazla antreman yaparak ayakta kalma becerimi arttırmaya çalışarak ve enduronun 20 dakikalık değil bir günlük bir yarış olduğunu unutmayarak gidermeye çalıştım.
sonuçta herkesten daha az düşerek, hiç sakatlanmayarak, her yarışı bitirerek ve asla mekanik sebeplerden yolda kalmadan, 2 sene üst üste sınıf şampiyonu oldum.
tabii ki başa giden ve ekmeğini yarıştan kazanan profesyonel bir yarışçı, ünvanını korumak kendinden bahsettirmek, sponsorları memnun etmek için çok daha fazla hesaplanmış risk alacaktır. ancak tüm büyük şampiyonlar gibi profesyonel yarışçılarda asla riskin ölçüsünü kaçırdıklarında, artık kafayı kullanmadıklarında spor hayatlarının bir anda bitebileceğini unutmamak zorundadır.
alp |
|
Başa dön |
|
|
V-Strom Tecrubeli Uye
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 2535 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Cum Ksm 03, 2006 11:40 am Mesaj konusu: |
|
|
Çok faydalı bir topic! kendi adıma zamanında çok dersler çıkarmıştım okumayan arkadaşlar varsa okusunlar diye bulup çıkardım. Eski yeni herkese öneriyorum. _________________ Ümit Yayla
İstanbul
BMW R 1200 GS 2005
A Rh (+)
0 212 334 57 00 (iş) |
|
Başa dön |
|
|
MotorhaN Tecrubeli Uye
Kayıt: Mar 08, 2006 Mesajlar: 2196
|
Tarih: Cum Ksm 03, 2006 12:25 pm Mesaj konusu: |
|
|
Çok doğru bir şey yapmışsın Ümit.
Tüm bunları okumuş ve biliyor olmama rağmen, yaşadığımın "ikarus sendromu" olduğuna sanırım yarım saat kadar daha sürdükten sonra uyanmıştım, sanki başkası gidiyordu motorun üzerinde ve ben seyrediyordum. O kadar zaman geçti halen o anki yolun akışı gözümün önüne gelir zaman zaman ve ürperirim. Büyük şanstı bir şey olmadan atlatabilmiş olmam. |
|
Başa dön |
|
|
zeytin1977 Tecrubeli Uye
Kayıt: Aug 03, 2006 Mesajlar: 2738 Nerden: İSTANBUL
|
Tarih: Cum Ksm 03, 2006 1:04 pm Mesaj konusu: |
|
|
Rauf bey merhabalar,
Böyle faydalı bir bilgiyi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim. Zaman zaman bu sendromun içine girip çıkıyoruz. Artık ne olduğunu biliyorum.
Saygılarımla Fatma _________________ Honda CBF 250
-------------------
Sevgi , Saygı , Birliktelik bizimle olsun... |
|
Başa dön |
|
|
RRVmax Tecrubeli Uye
Kayıt: Apr 25, 2004 Mesajlar: 305 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Pzr Ksm 05, 2006 4:48 pm Mesaj konusu: |
|
|
''İkarus Sendromu'' benim için bir baş yapıt gibi her motorcunun sürekli okuması ve hatırlaması gereken çok önemli bir yazı.
İkarus sendromu sanılandan çok daha yaygın olduğunu düşünüyorum.
Tanıdığım çoğu motorcu ikarus ile sarmaş dolaş halde de farkında değil..
Ben bu yazıyı Rüzgarın Kızı'na gönderip gazatede yayınlanmasını isterdim, o zaman çok sayıda insan haberdar olurdu.
Tekrar teşekkürler _________________ Selam ve Sevgilerle...
Ediz Yazıcıoğlu
RRVmax
Önce Emniyet |
|
Başa dön |
|
|
cpt57 Tecrubeli Uye
Kayıt: Nov 12, 2006 Mesajlar: 287 Nerden: sahrayıcedit/istanbul
|
Tarih: Prş May 03, 2007 10:24 pm Mesaj konusu: |
|
|
adminden ricam bu topiğin belli bir süre üst sırada yerini koruması ve arkadaşların okumasının sağlanması _________________ BMW r1200gs
mevzu vatansa gerisi teferruattır |
|
Başa dön |
|
|
pitbull_face Tecrubeli Uye
Kayıt: Apr 22, 2007 Mesajlar: 334
|
Tarih: Prş May 03, 2007 11:29 pm Mesaj konusu: |
|
|
çok güzel bir yazı ,bizimle paylaştığın için teşekkür ederim benim gibi yeni (acemi ) sayılacak sürücülere iyi dersler oluyor ,benim bazı arkadaşlarım motoruna tamamen güveniyor hiç korumasız dediğin işleri yapıyor çok kötü bir durum |
|
Başa dön |
|
|
tunch Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 308 Nerden: istanbul moda
|
Tarih: Çrş May 09, 2007 12:56 pm Mesaj konusu: ikarus sendromu |
|
|
çok güzel bir yazı teşekkürler , geçmişte yaptığım hataları çok güzel özetlemiş. Ne zaman tamam yaw bitirdim dediğimde yeri öptüm.. şans, kılık kıyafet ve yukarıdakinin sevgisiyle ufak tefek berelenmelerle atlattım. Bugün gelen bir mail tamda bu konunun üzerine denk geldi.Pujol kaza yapıp felç olmuş yarışta. gelen haber : "piskopata bağlı giderken kaya çıkmış herifin karşısına. hoop kaldırmış önü atlamış üstünden ama dengeyi kaybedip düşmüş motor da sırtına patlamış.
boyunluk olmasa daha feci olurdu diyorlar." muhtemelen gereksiz bir hareketti ve kendine çok güvendi.. evet bu belki ekstrem bir durum kırıcı bir tarış ama aklıma direk bu konu başlığı geldi ve paylaşmak istedim.. |
|
Başa dön |
|
|
Fui_77 Tecrubeli Uye
Kayıt: Apr 02, 2007 Mesajlar: 115
|
Tarih: Çrş May 30, 2007 11:16 am Mesaj konusu: |
|
|
süper bi anlatım bayıldımmm.... _________________ HONDA 2005 CBR 600 F |
|
Başa dön |
|
|
Oguzhan Tecrubeli Uye
Kayıt: Oct 23, 2004 Mesajlar: 1547 Nerden: istanbul
|
|
Başa dön |
|
|
|