Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Sal Mar 07, 2006 5:23 am Mesaj konusu: 1200 mil/19 saat Iron Butt Surusu
Uzun suredir Iron Butt organizasyonunun tescil ettigi uzun mesafe suruslerinden birisini yapmayi planliyordum. Is arkadasim Glenn'e alti ay once bu surusu birlikte yapmayi onermistim, ancak bir turlu ortak bir zaman bulamadik. Sonunda soguk bir mart gununu sectik.
Glenn, uyesi oldugu Gold Wing klubunden birkac arkadasini daha ekibe dahil etti, sonra baska bir is arkadasim Harley Davidson'uyla katilmaya karar verdi. Yaklasik bir hafta suren konusmalardan sonra ekip dort kisi olarak kesinlesti :
Glenn - Gold Wing
Pete - Gold Wing
Rob- Yamaha Royal Star 1300
Akif- BMW K1200GT
Yol planini en kucuk detayina kadar Garmin MapSource programiyla yaptim. Yolu GPS'lere yukledim. Ne yazik ki motoruma aldigim gunden beri satilik gozuyle baktigim icin GPS'in montaji icin bir duzenek kurmadim, dolayisiyla aletler pille calismak zorundaydi.
New Jersey'den baslayan surus sirasiyla Delaware, Maryland, Virginia, North Carolina eyaletlerinde, I-95 eyaletler arasi yolda devam edecek, 600 mil sonra benzin alinarak ayni yoldan geri donulecekti.
Cumartesi sabah saat 6'da hareket etmek uzere sozlestik. Ne yazik ki diger uc surucu ayni semtte oturdugu icin, hareket yeri onlara yakin bir benzin istasyonu olarak secildi ve ben oraya gidebilmek icin yarim saat daha erken uyanip, 30 mil (50 km ) daha yol yapmak zorunda kaldim. Evden ciktigimda hava sicakligi yaklasik -5 derece idi. Deri pantolonumun ve enduro ceketimin uzerine kalin bir yagmurluk giydigim icin yol boyunca usuyecegime hic ihtimal vermiyordum. Ayrica isitmali koltuk ve elcikler de soguk havalarda cok etkili oldugu icin icim rahatti. Uyanir uyanmaz disari cikip elcikler ve koltuk iyice isinsin diye motoru calistirdim.
Tek usume ihtimali olan yere, yani ayaklarima asagidaki cozumu buldum. Gercekten de cok ise yaradi.
Hareket yerine herkes ailesiyle gelmisti. Kredi kartiyla benzin alarak baslangic saatini 06:05 olarak tescil ettik. 150 milde bir benzin alarak toplam 7 benzin ve ihtiyac molasi verecektik. Surusu 18 saatte bitirmeyi planliyorduk. Motorum son iki depoda 30 mpg benzin harcadigi icin biraz tedirgindim, menzilim yaklasik 150 mildi ve surus kosullarindan dolayi bu rakam asagi inerse ekibe karsi zorda kalacaktim. Arada ek benzin istasyonu aramak ve plani degistirmek zorunda kalmak kotu olacakti. Yola bu kaygilarla basladim.
Baslamadan once odometrenin ve motorun saatinin resmini cektim.
Ekip son hazirliklarini yaparken :
Surus planlanandan 5 dakika gec basladi, GPS kaydina gore saat 06:05'te hareket ettik.
New Jersey'de de hava sicakligi -5 derece idi. Ona ragmen herhangi bir usume hissim yoktu. Glenn en onde, Pete onun arkasinda, ben ucuncu sirada ve Rob en arkada, fermuar duzeninde yola koyulduk. Ben haric ekipteki herkesin telsiz tertibati vardi ve yol boyunca iletisim halindeydiler.
Aradan 1.5 saat, 90 mil gectikten sonra Glenn yol kenarindaki benzinlige girdi. Bir anda sevindim, bu surus kosullarinda benzin tuketimimi gorecektim. Motor, silme doldurunca 2.9 galon benzin aldi. Demek ki tuketimim 30 mpg'nin uzerinde olacakti ve planladigim 150 millik benzin molasi araliklarinda sorun yasamayacaktim. Glenn bu molayi herkesin tuketimini gormesi ve gerekiyorsa benzin molalarinda degisiklik yapilmasi icin verdigini soyledi. Motorun uzerinden inmeden benzin doldurduk ve yola devam ettik. Yol boyunca heryerde self-servis pompalardan kredi kartiyla benzin aldik. Bu sayede kasada sira bekleme, gorevliden kaynaklanan gecikmeler gibi sorunlar yasamadik.
Bu moladan sonra, 50 mil sonraki planlanan istasyonda durmadik. 150 millik bir surus yapacagimizi dusunurken, 120 mil sonra tekrar bir benzinlige girdik. Glenn, motorunun fazla yaktigini ve riske girmemek icin 120-130 milde benzin almak istedigini soylediginde, Gold Wing gibi bir uzun yol makinasinin menzili beni cok sasirtti.
Motordan inmeden benzinimi doldurdum ve odometrenin tekrar resmini cektim. 3 saatte 209 mil ilerleyebilmistik. Duruslar dahil 70 mil/saat hizin iyi oldugunu dusundum, planimiz 75 mil/saat ortalama hareket hizi tutturmak ve 1200 milde 16 saat surus yapip 3 saat benzin ve ihtiyac molasi vermekti.
Ayni surusu Turkiyede yapiyor olsaydik, sabah trafiginde ilk uc saat 160 km/saat yani 100 mil/saat ortalama hizla gitmek isten bile degildi. Ancak Amerika'da 100 mil/saat hizla yarim saat gidip polise yakalanmamak neredeyse imkansiz. Ayrica pek cok eyalette, 100 mil/saat hizla yakalaninca polis motosiklete el koyuyor, surucuyu de gozaltina aliyor.
Benzin doldurduktan sonra 10 dakika ihtiyac molasi verdik. GT, Gold Wing ve Royal Starin yaninda kucuk kaldi.
Yolculugun ilk uc saatinde sadece parmaklarimin ustunde soguk hissettim.
Daytona Motosiklet Haftasi basladigi icin, I-95 uzerinde onlarca kamyonete/treylere yuklenmis motosiklet gorduk. Araclarin cogunda bir kadin bir erkek ve arkada iki motor olmasi bana motosiklet haftasinda erkek kadar kadin surucunun de olacagini dusundurdu. Her nasilsa saat 10'a kadar bizden baska motosiklet suren yoktu yolda. New Jersey'den 20 kisilik bir BMW grubu da hem Iron Butt surusu yapip hem de Daytona'ya festivale gidiyordu. Ama yolda onlarla karsilasmadik.
Yolumuz uzundu. Birden katedecegimiz yolun, Ankara'dan Izmir'e gidip geri donup tekrar gidip tekrar donmeye esit oldugunu dusundum, moralim bozuldu. Motorla Ankara'dan Izmir'e gittigimde, aksam pestil gibi uyuyordum. Gidip geri donup, bir daha gidip bir daha geri donmenin nasil birsey olabilecegini hayal bile edemiyordum, ama ne yazik ki gidecegimiz yol bu kadardi. Birden 1000 mil yerine niye 1200 mil yaptigimizi sorgulamaya basladim.
Yolculuga baslamadan, pek hoslanmasam da kulak tikaci kullanmaya karar vermistim ama takmadim. Keyfim yerindeydi ve ihtiyac duyana kadar tikaclari takmaya niyetim yoktu.
Saat 11 oldugunda 323 mildeydik ve bir benzin molasi daha verdik.
Bu tip suruslerde flip-up kask kullanmak lazimmis. Motordan inmeden yaptigimiz benzin ikmallerinde, yiyecek icecek ihtiyacini depo cantasindan karsilamak icin kaski cikarmak can sikici olabiliyor. Tavsiyeler uzerine, depo ustu cantama kuru uzum- leblebi- ceviz karisimi, muz ve su koymustum.
Saat 12:40'ta 431 mile geldik.
Bu molada durup birseyler yemeye karar verdik. Ekip benzinligin icindeki Wendy's e gitti. Ben de Turk usulu evde hazirlanmis tursulu kofte ekmegimi cikarip yedim.
Depo ustu cantamin uzerinde yarim ekmek arasi kofte ekmegim.
Wendy's in kapisina, kasanin anahtari mudurde yoktur, bosuna hirsizliga yeltenmeyin gibi bir uyari koymuslar. Isin ilginci, hirsizin Ingilizce bilmeme ihtimaline karsi ayni seyi bir de Ispanyolca yazmislar altina.
Ekipmanlarimin uzerine giydigim yagmurluk biraz kaba dursa da cok ise yaradigi icin yol boyunca uzerimden cikarmadim.
Bu mola yaklasik yirmi dakika surdu, yeniden yola koyulduk. Virginia eyaletinde yol aliyorduk. Az sonra Philip Morris fabrikasinin onunden gectik. Fabrika mi, sehir mi belli degildi, butun dunyanin Malbusu bu tesiste yapiliyor herhalde diye dusundum.
Hava iyice duzelince, surus iyice keyifli bir hal aldi.
500 mili geride biraktiktan sonra, GT'nin uzun yolculuklar icin konforlu oldugunu dusundum. Hafif one egiliyor olmak hic rahatsizlik vermemisti. Ayrica ruzgar korumasindan da memnundum, yagmurlugun bol pacalarinin ruzgarda dalgalanacagini dusunurken, en kucuk bir hareketlenme olmamisti.
Daha once RS ya da GT ile hic bu kadar uzun yol yapmamistim. Bir motorun konforuna karar vermek icin kisa mesafe surusleri yeterli olmuyor. 100 milde rahatsiz etmeyen ruzgar sesi, 300 milde rahatsiz edebiliyor.
Yolun nasil gectigini anlamadan North Carolina'ya geldik. Florence yakinlarinda I-95'ten ciktik ve daha once belirledigimiz benzinlige giderek benzin aldik. Odometre saat 14:50'de 570 mili gosteriyordu. GPS ile GT'nin odometreleri arasinda sadece 2 mil fark vardi, bu kadar hassasiyete sasirdim acikcasi. GS'in odometresi GPS'ten %5 daha fazla gosteriyordu.
Aldigim benzin fisini aninda kaybediverdim. Markete giderek alisveris yaptim ve kredi karti makbuzunu itinayla cuzdanima yerlestirdim. Disari ciktigimda depo cantasinda calan cep telefonumun sesini duydum, kostum ama yetisemedim. Arayan 1-800 ile baslayan ticari numaralardan birisiydi. Hemen aradim, Merhaba Akif Ersahin diye bir bant kaydiyla karsilasinca once sasirdim, sonra durumu anladim. Kredi karti sirketinden ariyorlardi. Kredi karti sirketimin tek sevdigim tarafi, sisteme kayitli telefondan aradiginizda, kredi karti numaranizi girmeye gerek kalmadan sizi tanimasi ve dogrudan sifre sormasi. Sifreyi girip musteri temsilcisine baglandim. Telefondaki ses, bugun kartiniz 5 farkli eyalette kucuk alisverisler icin kullanilmis, supheli bir duruma benzettik ve
aradik diyordu. Ilgilerine cok tesekkur ettim, ancak son hafta yaptigim alisverislerle ilgili sorguya cekilmekten de kurtulamadim. Sali aksami yemek yediginiz restoranin adi nedir? Peki persembe gunu niye paranizi carcur ettiniz ? gibi sorulardan sonra kadini, hem kredi kartini hem de cep telefonunu calmadigima ikna ettim.
Motorum geri donus istikametine bakiyor
Geri donus yoluna baslamadan once kulak tikaclarini taktim, daha tempolu bir suruse hazirlaniyordum. Fazla vakit kaybetmeden yola ciktik. Bu is tamam diye dusundum, en kucuk bir yorgunluk belirtisi yoktu ve bin mil daha surebilecegimi dusunuyordum.
Gelis tempomuzun uzerinde bir surusle yol aliyorduk. 670 mili gectigimizde bir benzin molasi verdik. Kaskimi cikarip birseyler yedim, su ictim. Hava sicak oldugu icin cikardigim balaklavayi, yaklasan aksamla birlikte tekrar giydim. Balaklavanin alt kismi polarimin bogazinin uzerine cikiyordu. Ayrica, kaskin ceneme gelen kismina bir bandana tikistirmistim. Enduro montunun yakasini kapatmis, bir de uzerine yagmurlugun boyun cirt cirtini tutturmustum. Bandana sayesinde kaskin altindan soguk girmiyor, ayni zamanda nefesim vizorde buguya neden olmuyordu.
Gitme Yemen'e Yemen'e !
Gecen hafta internette birseyler ararken tesadufen Livaneli'nin soyledigi Yemen Turkusu'ne denk gelmistim. Bu turkuyu cok severim, bilgisayarimda bir kac degisik versiyonu var, ancak hicbirisi Livaneli'nin yorumu kadar huzunlu degil. Sabah dilime dolanan bu sarkiyi butun yol boyunca soyledim. Ilginctir, sarki soylemeyi birakinca vizorde hafif bir bugu oluyor, sarki soylerken bugu kayboluyordu.
Gitme Yemen'e Yemen'e
Yemen sicak dayanaman,
Kalk borusu erken calar,
Sen kucuksun uyanaman.
750 mile gelindiginde balaklavanin da etkisiyle kaskin kulaklarimdan baski yapmaya basladigini hissettim. Kulak tikaclari korkunc aci vermeye basladi. Kulaklarimdan baslayan agri kisa surede butun basima yayildi. Gozlerim hafif yasarmaya baslamisti , sadece onde giden iki Gold Wing'in isiklarini takip edebiliyordum. Bir kac kez kenara cekmeye karar verdim, ancak zorlayarak dikkatimi topladim ve yola devam ettim. Odometreye baktigimda moralim bozuluyordu. O ana kadar cok memnun oldugum ruzgar korumasi gitmis, yerine korkunc bir ugultu gelmisti. Goldwing ve Royal Star'a baktigimda, suruculerin on cam seviyesinden asagida oturdugunu goruyordum. Oysa benim on cam gogus seviyemde bile degildi.
Bileklerimde de yorgunluk hissetmeye baslamistim. Iste o anda cruise control'un ne ise yaradigini iyice anladim. Denemeden once, ben arabada bile kullanamiyorum, motorda eksik kalsin dedigim cruise control sayesinde, sag elimi dinlendirebiliyordum.
Aklima, aksam oglumla yaptigim konusma geldi.
-Babacim gitme ya, ben daha cok kucukum beni sensiz birakma!
-Oglum sen uyumadan gelirim, bir daha boyle uzun gezi yok, soz!
Daha 400 mil, yani 700 kilometre yolumuz vardi. Yani Ankara'dan cikip Kemer'e gidecektim daha. Oysa iki yil once bu yolu uykumu alip dinc olarak yaptigimda bile yorulmustum. Glenn'in Goldwing'i sagolsun, mola zamani geldi ve durduk. Kaski cikardim, kulak tikaclarini buyuk bir nefretle firlatip attim. Montun bogazini gevsettim. Iste o an anladim ki, polarin uzerini orten balaklava, hepsini birden bogazlarcasina sikan mont, ustune yagmurluk, araya tikistirilmis bandana bogazimi sikmisti. Glenn in verdigi kulak tikaclarini taktim, bogazimi daha rahat olacak sekilde paketledim.
Iste ortaligi boyle goruyordum : Dumanli
Hareket ettigimizde biraz daha rahattim, en azindan yolu gorebiliyordum, ama basagrisi devam ediyordu. 70 millik bir surusten sonra yemek ve benzin icin durduk.
Saat 8:39 olmus, odometre 862 mil gosteriyordu. 300 mil yolumuz kalmisti. Bas agrim yine siddetlenmisti. Rob iki tane hap verdi yuttum. Burada yarim saat kalmaya karar verdik. Benzinligin yanindaki restorana girdik. Kafami kaldirdigimda gordugum isikli yazi beni can evimden vurdu : "Vacancy-$28 Rooms!" . Kimseye soylememekle birlikte, basagrim gecmezse otelde uyumaya ve yola tek basima devam etmeye karar verdim. 300 mili 4 saatte alabilirdim, yani 3 saat bile uyusam yeterli vaktim kalacakti surusu tamamlamak icin.
Ismarladigim yemegi yiyemedim bile. Iki bardak kahve ictim, sadaka kabilinden sefil gorunuslu zenci garsona bahsisi bol tuttum ve disari ciktim. Bas agrisi yavas yavas dagilmaya basladi. Kan dolasimim duzelmisti herhalde. Motorun uzerine oturdugumda cok daha iyi hissediyordum. Yola ciktik.
Yaklasik on dakika sonra basagrisi tamamen gitmisti. Kendimi cok iyi hissediyordum, hatta surus boyunca en enerjik, en canli en istekli halimdeydim diyebilirim. Glenn tempoyu arttirmaya baslamisti. Washington DC'ye yaklastikca trafik kalabaliklasmaya basladi. Sehrin disindan dolasan I-95 guzel virajlar vermeye baslamisti. O anda motor kullanmayi cok sevdigimi tekrar hissettim. Sarki soylemeye devam ediyordum vizor bugulanmasin diye.
Saat 9:58'de 938 mildeydik. Anayoldan ayrilan viraj 270 derece donerek yan yola baglaniyordu. Glenn'in virajda yatisini gorunce, ben de gazi actim ve botlarimi tatli tatli yere surterek onu takip ettim. Bu is iyice keyifli hale gelmisti ama ne yazikki sadece 200 mil yolumuz kalmisti.
Royal Star'in uzerine oturup yan sehpadan kaldirmaya calistim. Bu kadar agir oldugunu tahmin etmiyordum. Rob, yapma bir yerini incitir yolu bitiremezsin dedi. Motor GoldWing'ten bile agirmis : 450 kg !
Saat 11:42'de durdugumuzda odometre 1042 mili gosteriyordu. Yani 24 saatte 1000 mil yol yapilan Saddle Sore mesafesini geride birakmistik.
1042 mil, 17 saat 45 dakika surmustu. Bu ise kalkistigimizda kabaca tahmin ettigim gibi, 1000 mili 17 saatte bitirebilirdik.
Yolun en keyifli kismi bundan sonraki 100 mil oldu diyebilirim. Bas agrim gectikten sonra her dakika daha da fazla keyif aliyordum.
1042 mil hatirasi: Pete, ben, Glenn, Rob.
Ve nihayet saat 01:10'da, yani 19 saat sonra, 1156 mil katederek surusu tamamladik, basladigimiz benzin istasyonuna donduk.
Herkesin ailesi ve NJ GoldWing klubunden insanlar gelmis bizi bekliyordu.
Pete'in kopegi daha motor durur durmaz uzerine atladi.
Demek ki gulen resim cektirebilmek icin, 19 saat araliksiz motor surmem gerekiyormus.
O kalabalik ve hengamede odometrenin fotografini cekmeyi unutmusum. Aklima geldiginde saat 02 olmustu.
Bu arada surusun bitisini tescil eden formlari orada bekleyenlere imzalattik.
Herkes esine, coluguna cocuguna, kopegine kavusmustu. Ancak benim daha 30 mil yolum vardi evime. Esimi arayip surusu bitirdigimizi soyledim. Oglum uyumamis beni bekliyormus.
Babam erken gelecekti hani ?
Eve geldigimde odometre 1186 mili gosteriyordu. Buna sabah bulusma noktasina kadar olan 30 mili de ekleyince, evden ciktiktan sonra 1216 mil yani 1945 km yol yapmis oluyordum. Odometreyi, fotografi, hatta motoru bir kenara birakip kosarak eve girdim.
Tebrikler, bravo. Yapilan mesafeyi ve zamani gozonunde bulundurunca hakikaten cok yorucu oldugu belli oluyor. Uc asagi bes yukari benim bulundugum yerden; Denizli'den Istanbul'a gidip, tekrar geri donmeye benziyor
Tekrar tebrikler... _________________ Hakan Yasar
Denizli
Akif imrenilesi bir gezi olmuş dogrusu...tebrikler ve gecmiş olsun..
dikkatimi çekti, sizin oralarda yollar o kadar mı temiz, sinekler o kadar mı duyarlı ? motorlara dikkat ettimde ne çamur nede ot - böcek kiri var üzerlerinde..hani dedim diger agbiler molalarda motorları mı silip parlattılar.. .insanın görünce fena canı çekiyor gelip oralarda gidon sallamaya...oğlun oldugunu bilmiyordum..saglık - sıhhat dilerim..maaşallah ! _________________ ISIK ASLANDEDE
R1150 GS - 03
Kayıt: May 31, 2005 Mesajlar: 272 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Mar 07, 2006 8:08 am Mesaj konusu:
Gecmis olsun ve tebrikler.. Bir ara bir badire halini almis neredeyse..
Anlayabildigim kadariyla o basagrisina "jugular vein distress" (isimden pek emin olamadim) sendromu sebep olmus. Hic sahit olmadigim icin emin olamiyorum. Dalgiclarin daha iyi bildigi bir sey. Boyundan gecen sah damarlarina siki bir kiyafet falan baski yaptikca beyinde bulunan tansiyon reseptorleri uyariliyor. Kardiyovaskuler tansiyon aslinda yuksek olmamasina ragmen basinc altinda kalan reseptorler surekli tansiyonu dusurmeye calisiyor ve hipoperfuzyon denen dokulara gereginden az oksijen ve seker gitmesine sebep oluyor. Aslinda sonu bayilmaya kadar varabilirdi.. Ucuz atlatilmis..
Hocam o GT'nin ruzgarliga yapisik duran beyaz kutucuk nedir?
Findik fistik ise yaradi mi?
En son hepdurgunsu tarafından Sal Mar 07, 2006 8:50 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Tebrikler, bravo. Yapilan mesafeyi ve zamani gozonunde bulundurunca hakikaten cok yorucu oldugu belli oluyor. Uc asagi bes yukari benim bulundugum yerden; Denizli'den Istanbul'a gidip, tekrar geri donmeye benziyor
Tekrar tebrikler...
hayır dostum yanılıyorsun, denizliden istanbula gelip denizliye dönüyorsun sonra bi daha istanbula varıyorsun.
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Sal Mar 07, 2006 8:39 am Mesaj konusu:
Tebrikler Doktor,
Canin cikmis ama degmis
Hizli gitsek daha cok yol katederdik demissin birkac yerde ama hizli gitmenin da zarari var (kaza riskinden bahsetmiyorum). Hizli surus cok daha fazla konsantrasyon gerektiriyor. Uzun vadede insani asiri yoruyor, kasiyor. Bana kalirsa, eger 100 mille gitmis olsaydiniz 28 dolarlik otel odasinda kalir, ertesi sabaha yola devam ederdin _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Kayıt: Jul 25, 2003 Mesajlar: 141 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Mar 07, 2006 8:46 am Mesaj konusu: Helal Olsun !!!:..
Helal olsun vallahi !!....
çok "mütteşik" bir tecrübe olmuş....
Biz bi kere; Marmara Denizi çevresine tur yapmıştık... 950km tutmuştu ve eve pestil olarak dönmüştüm... Sizinki aynısını 2 tur atmak olmuş. Hayal ederken bile zorlanıyorum...
Bikaç ders çıkarttım bu gezinizden;
1) planlama - onu ben yaparım,
2) motor seçimi - bu işi için 4 silindirili motor alacak halimiz yok, elimizdekiyle idare edecez,
3) disiplin - bu iş için bi "Gestapo" tutarım kendime,
4) haddini bilmek - ihtiraslara yenilmeden, canına "tak" edince duracaksın,
Akifcan;
sonuçta ortalama sürat neydi ?
gece/gündüz genel seyir sürati kaçtı ?
radar dedektörünüz var mıydı ?
telsiz (olanlara) fayda sağladı mı ?
bebecik sünnet oldu mu ?
motorlar herhangi bir mızıkçılık yaptılar mı ?
Selamlar
Kaya - the XXL
GamsızSeyyah
R1200GS (bio-tuning)
Istanbul
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
.insanın görünce fena canı çekiyor gelip oralarda gidon sallamaya...oğlun oldugunu bilmiyordum..saglık - sıhhat dilerim..maaşallah ! 
