Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Sal Şub 28, 2006 1:13 am Mesaj konusu:
Kulaklik tak, gidonu relaks.. rahat tut, ileri bak, korkma gaz ver. Asiri hiz yap demiyorum, uygun bir vites ve hiz (ruzgari yenecek guc-tork) bul ve fazla da aldiris etme. Ruzgar seni kolay kolay asfalttan sokemez, ama senin endisen, korkun, ellerindeki, kollarinda, OMUZLARINDAKI, ve sirtindaki kasilma soker.
Tekrar, kulakliksiz ruzgarli havada hic yola cikmamak en iyisidir.
Aşırı rüzgarın bir olumsuz yanı daha var:bol bol benzin yakmak!Bir ay kadar önce, kafa rüzgarı ile 100 km. yol gitmak zorunda kalmıştım.Kendi kendime ulan bu motor niye gitmiyor acaba?" diyorum.650 cc motor tam gaz 80 km/h yapıyor!normalde 160 görmem lazım bu pozisyonda.İşte böyle günlerde arabaların daha avantajlı olduğunu görüyorum.Alçak oldukları için hem rüzgar dirençleri düşük hemde ses almıyorlar.O gün yanımdan geçen arabalar gözüme takılıyordu.İçerdekilerin saç teli dahi oynamadan üstlerinde bir mont bile yok öylece sıcak ortamdan bana bakıyorlar.Muhtemelen müzikte çalıyordur içerde.Benim durumum ise şu:motorun üzerine yatmışım, karşıya doğru dişlerimi sıkmış gidiyorum.O an görünmez bir düşmanla savaşmaktayım.Tüm kaslarım kasılmış, her an tetikteyim.2 metre solumda beni geçen arabadaki çocuklar camdan korkuyla bana bakıyorlar.Arabadakilerin dışarıda olanlardan haberleri bile yok.Nasıl bir mücadele verildiğini bilmiyorlar.O gün kendimi bir şovalye gibi hissetmiştim
Ve sonuçta varacağım yere varıp 100 km. de 20 milyonluk benzin yakmıştım!
Kayıt: Oct 28, 2005 Mesajlar: 544 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Şub 28, 2006 11:33 pm Mesaj konusu:
Sevgili snake dostum ..
Hergün bir kaç defa yaz kış boğazı geçmek zorunda olan tüm İstanbul'lu sürücüler gibi bahsettiğin rüzgarı belkide daha şiddetlisini yılın yarısında köprüde yaşıyorum ... Gidonu son derece relax tutmak ve Can abinin söylediği gibi rüzgarla dans edercesine , rüzgarın geldiği ve her yön değiştirdiği anda kısa bir intibak süresi ardından tepki verirsen ve Reşat abinin dediği gibi kasılmadan bunu yapabilirsen rüzgardan korkmana gerek kalmaz .. Ancak ben kendi adıma rüzgarsız günleri daha çok seviyorum... daha fazla enerji harcamak zorunda kalıyor insan...
Sevgilerle... _________________ Barış URUNLU
YAMAHA V Max 1200 (Satılık )
Gilera Runner VXR200
Acıbadem - İSTANBUL
A Rh (+)
Kayıt: Jul 26, 2003 Mesajlar: 248 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Çrş Mar 01, 2006 8:00 am Mesaj konusu:
Bauhaus,Praktiker gibi yapı marketlerde işçi kıyafetlerinin satıldığı bölümlerde bulabilirsin.Yurtdışında seçenek biraz daha fazla.Mesela:
http://www.earplugged.co.uk _________________ Yiğit Güler
Kayıt: Jun 20, 2005 Mesajlar: 159 Nerden: istanbul
Tarih: Çrş Mar 01, 2006 10:46 am Mesaj konusu:
1996 yılında uykusuz, heyecanla bekledigim gsx-r 750'min kasasını kırar kırmaz vurdum kendimi yola.İs ve ask'ı birbirine katıp İstanbul-Antalya-Alanya-Mersin derken vardık Adana'ya rodaj bitti,bakım yapıldı sıra geldi test'e.Yola 2 motor cıkmıstık. 2ci motor ilk goz agrım 93 gsx-r 750 idi.Girdik Antep otobanına,nur dag'ına kadar iyiden iyiye test ettik performansını.O tarihte henuz nur dagı otoyolla birlestirilmemisti.Genis guzel asfaltlı virajları donmeye doyamadık,taki meshur gecide gelene kadar!! Genis bir vadiden 2 tepenin arasına hızla gelip sıkısan hava ,gormeden tahmin edemeyeceginiz bir hızda hava akımı olusturuyor.(yılın hemen hemen her gunu) Bogaz koprusunde bahsedilen ruzgar ,nur dagındakinin yanında meltem gibi kalır.O tarihte sadece 2 yıllık tecrube sahibi oldugumuz icin,akıma girince bayagı endise ettik.Bir an durmayı bile dusundum ve arkadasıma biraz duralım diye isaret ettim, o da devam et ilerde dururuz seklinde bir isaretle durmamıza engel oldu.Antep'e vardıgımızda ,ugradıgımız her sehirde oldugu gibi sehrin motorcuları tarafından dosthane bir sekilde karsılandık.Nur dagında gectigimiz noktadan bahsedince,Hepsi bir agızdan AMANN dediler.İyiki durmamıssınız!! aynı noktada defalarca dusen dostlar olmus ,hele zx12 kullanan 135kg lik antepli bir dost ,aynı noktada panikleyerek durmus ve cussesine ragmen motorunu ayakta tumayı basaramamıs.İstanbula donus yoluna cıktıgımızda da ,Antep'li dostlar arabalarıyla gecit'e kadar bize escortluk ettiler,akıma girmeden 50m once arabanın dort camından cıkan 4 el bize yavaslama zamanının geldigini gosteren uyarı isaretlerini sıraladılar.(gorulmeye deger bir an idi), sag salim gectigimizden emin olmak istemeleri beni cok mutlu etmisti. Sonra yollarımızı ayırdık ve dogru İstanbul
Bu tarz yerlerde asla durmamak gerekiyor.Dusuk hızda dengede kalabilmek icin gelen ruzgarı karsılayacak manevralar yapmak daha kolay.Biraz yavaslayarak ve 2 yanınızı surekli bos bırakarak (cunku bahsettigim ruzgar sizi direkt olarak 1 serit yana atabiliyor)kontrollu bir sekilde ilerlemek daha dogru.
Bogaz koprusune gelince, gazlayın gitsin!belli bir suratin uzerine cıktıgınızda ,yan ruzgarlar hissedilmiyor bile.(SS Kullanıcıları icin tabi,diger ikitekerlerin ne tepki verdigini bilemiyorum)Bu arada kopru gecisinde sıkıntı duyanlar icin bir tavsiye,koruklu belediye otobusu!Yan seridinde kalın ,o sizin icin ruzgar isini halledecektir
ben de festival dönüşü balıkesir bursa arasında şiddetli rüzgara yakalanmıştım. rüzgarın bazı noktalarda aniden kesilmesi ve yoldan üzerime gelen (büyük) ağaç parçaları tehlike yarattı. benim motor sürekli 45 derecede idi ama arkadaşın kawasaki Z750 si gayet rahat gidiyordu. Yani diyeceğim motorun ebatları çok önemli
F-650
Kayıt: Jul 16, 2004 Mesajlar: 1074 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Mar 02, 2006 2:47 pm Mesaj konusu:
Yaptığım şey ne ölçüde doğru bilemiyorum;
Köprüden geçerken eğer çok şiddetli rüzgar varsa, vücudum sabit kalmak üzere motoru rüzgara doğru birkaç derece yatırıyorum. Bunu OMM'nin kursunda eğitmene sormuştum ve bir mahsuru olmadığını söylemişti. _________________
Tarih: Sal Tem 18, 2006 9:30 am Mesaj konusu: Rüzgar
Rüzgarda sürüş ve uzun yol ilk tecrübem çok şanssız başladı. Scarabeo 500 ile Edirne - Enez'e gittim.
Birinci köprü yolundan ayrılmadan Eneze kadar sürüş çok keyifli ve güvenli. 120-130 km 'ye kadar hızlara ulaştım. Ancak büyük hatayı dönüşte TEM'e girerek yaptım. Geliş yolunda olduğu gibi hızımı sabitleyebileceğimi düşünmüşüm. Ancak ilk anlardan itibaren 60-70 km yi kesinlikle aşamadım.
Kuvvetli poyraz bütün yol omuzlarımı çelik tellere çevirdi. Direksiyon hakimiyeti özellikle ön tekere vuran rüzgarla sarsılma seviyesinde etkili idi. Yani bırakın yan şeride taşınma olayını ön teker zikzaklar çizdirdi. TEM girişinden ikitelli gişelere kadar iki kez mola vermek zorunda kaldım.
Rüzgara bu kadar yenik düşmemde çantalarında etkisi olduğunu düşünüyorum ama bütünüyle değil. Çünkü yanımdan geçen bir silverwing gördüm, rahat 120 km hızdaydı ve kayarak bir şeritten diğerine arabaları çok güzel solluyordu. Ayrıca BMW GS'ler vardı çantalı artçılı onları kısa bir süre görebildim tabi... Hızla uzaklaştılar. Rüzgara karşı kulaklık olayını deneyeceğim.
Bence motorun dizyanıda çok önemli... _________________ Saygılarımla,
Ömer Kartal
Tarih: Sal Tem 18, 2006 9:41 am Mesaj konusu: Ekleme
Bir önceki yazıma eklemeyi unuttum.
Tabi rüzgarda sürüş sırasında bilmeden de olsa önerilen yöntemlerden bazılarını uyguladığımı önceki yazıları okuduğumda anladım. Ancak yinede aklıma takılan bir şey var...
Rüzgar vurduğunda Motoru rüzgar tarafına yatırdım, gazı orantılı olarak açtım, yaslanarak gitmeye çalışıyorum, tekerleklerin herhangi bri açıda yerden kesilme ve bu durumda yana devrilme ihtimali var mıdır?
Rüzgarın şiddetini arttırarak tekerlekleri isteğimizden fazla rüzgar açısına yatırıp düşme ihtimali olası mıdır? Yoksa tekerlek yoldan her şiddette kalır diyebilir miyiz? _________________ Saygılarımla,
Ömer Kartal
selamlar,
Bugün ilk defa Bauhaus dan aldığım kulak tıkaçlarını kullandım. 70-80 km yi geçmedim. Bu arada kaskım system-5 BMW. Fazla rahatsız etmemiş olmasına rağmen kulak tıkaçları ile daha önce duyduğum birçok ses özellikle rüzgar sesi muhteşem bir şekilde azaldı.
Ama bunlara rağmen çok komik bir olay var. Sebebini bir türlü çözemedim. Şöyle ki; tıkaçlar takılı iken daha önce hiç duymadığım bir şekilde sanki motorun vuruntusunu duyuyorum ve çok rahatsız ediyor. Gaz verdikçe artıyor. Rölantide bile var. Komik olan ise peglerde ayağa kalktığımda bu sesin tamamen yok olması. Seleye oturduğumda tekrar başlıyor. Defalarca denedim.
Bu konuda neler söylersiniz. Peglerde ayağa kalktığımda o kadar sessiz ve keyifliki. Ne yapsam bilmiyorum. Kulak tıkacı cinsinden mi, motordan mı, benden mi? anlamadım.
Ama bunlara rağmen çok komik bir olay var. Sebebini bir türlü çözemedim. Şöyle ki; tıkaçlar takılı iken daha önce hiç duymadığım bir şekilde sanki motorun vuruntusunu duyuyorum ve çok rahatsız ediyor. Gaz verdikçe artıyor. Rölantide bile var. Komik olan ise peglerde ayağa kalktığımda bu sesin tamamen yok olması. Seleye oturduğumda tekrar başlıyor. Defalarca denedim.
Bu konuda neler söylersiniz. Peglerde ayağa kalktığımda o kadar sessiz ve keyifliki. Ne yapsam bilmiyorum. Kulak tıkacı cinsinden mi, motordan mı, benden mi? anlamadım.
Yorumlarınızı bekliyorum.
selam, bende bir kere ayni olay olmustu, otururken zirilti oluyor ayaga kalktigimda kesiliyor sonunda gidona tutturulan metal parcanin (adini bilmiyorum) vidasi gevsemis oldugundan dolayi o sesin ciktigini farketmistim, sizde de benzer bir parca varsa ondan geliyor olabilir _________________ Harun Yalçındağ
1-1-1-4-1-?
Yamaha XT660R (Satıldı)
Yine bir rüzgar mevsimindeyiz. Şiddetli rüzgarla boğuşma konusu motor üzerinde beni en rahatsız eden durumdu,
en büyük faydayı kulak tıkaçları kullanarak gördüm, bir senedir yanıma kulak tıkacı almadan yola çıkmıyorum.
Geçen pazar günü (10Eylül) Edremit'ten İstanbul'a dönerken yol boyu şiddetli rüzgar vardı ve şimdiye kadar en şiddetlli olanı ile Susurluk civarında karşılaştım.
Yukarıda yazılanlar ve kendi tecrübelerime göre faydalı olabilecek noktaları başlıklar altında toplamaya çalıştım aşağıda.
1, Kesinlikle kulak tıkacı kullanılmalı
2, Kulak tıkaçlarının kalitesine göre ses algılamaları değişiyor, duyulmadık sesler duyuluyor vs., ama öyle, evet yeni kullanacaklar için kulak tıkacı da alışılması gereken farklı bir "durum".
3, Genel kullanım tecrübesi, kıyafet, rüzgarda kullanım tecrübesi ve kullanılan motora alışkın olmak en belirgin unsurlar rüzgarda rahat olabilmek için.
4, Kıyafeti, rüzgarda vücuda rüzgar etkisini yansıtmayacak motor kıyafetleri anlamında yazdım. Ancak özellikle kask çok ÖNEMLİ, uygun ebat, ağırlık, aerodinami, ses izolasyonu, alt kısmından rüzgar alması gibi konularda kaskın durumu sürüşü önemli ölçüde etkiliyor.
4, Ne kadar tecrübeli olursanız olun rüzgarda en uyanık halde bulunmalı. Rahat olmak ve saniye içerisinde arka arkaya, defalarca gereken reaksiyonları verebilmek gerek, çünkü gerçekten gerekiyor.
5, Rüzgarda epey tecrübe edinmiş olmama rağmen gördüğüm en şiddetli rüzgarda, virajlarda 1 vites yukarıda kaldığımı farkettim, kulaklık kullanımının böyle bir etkisi olabilir, dikkat etmekte fayda var.
6, Rüzgarda sürati fazla düşürmek sorun yaratıyor bu doğru, ancak sürati abartmamak da gerekiyor. Yani sürat her zaman çare değil, rüzgarın şiddeti, kullanılan motor ve tecrübe, rüzgarda rahat sürebilir hale gelindiğinde, doğru sürati söylüyor zaten.
7, Rüzgarda ben daha devirli kullanıyorum ciddi faydası oluyor, genel olarak çok devirli kullananlar bu joker hakkını kullanamazlar sanırım.
8, Son olarak rüzgar daha fazla yoruyor, yani genel kondüsyonunuz ne kadar sürüş süresine yetiyorsa, kesinlikle rüzgar bunu şiddetine göre doğru orantılı olarak azaltıyor.
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 158 Nerden: İstanbul
Tarih: Cmt Eyl 16, 2006 7:47 am Mesaj konusu:
Selamlar,
Hergün motor ile yollarda olduğumdan ve günde belki de birkaç kez köprüyü geçme durumu ile karşılaştığımdan bu konu ilgimi çekti. İlk kez köprüden geçerken yapmış olduğum hatalar, ha şimdi uçacam, ha şimdi karşı yoldan geçen bir aracın üstüne düşecem düşüncesi ile sol şeride kadar sürüklendiğim, arkamdan gelen araçların insafsızca korna ile çekilsene ne arıyorsun burda o zaman gidemiyorsan gibi bağrışları aklıma geliyor. Sonrasında çok daha şiddetli rüzgarlar ile tanışma fırsatım oldu ama sadece tanıştık ve gittiler. Bende iz bile bırakmadılar.
Formatc demiş ki:
Yaptığım şey ne ölçüde doğru bilemiyorum;
Köprüden geçerken eğer çok şiddetli rüzgar varsa, vücudum sabit kalmak üzere motoru rüzgara doğru birkaç derece yatırıyorum. Bunu OMM'nin kursunda eğitmene sormuştum ve bir mahsuru olmadığını söylemişti.
Çok doğru yapıyorsun. Ancak bunun yanında da motorundaki gücü elini altında bulundurmak için de bir vites düşük ama devrin yüksek olsun. Olsun ki, gazı açtığında motorundan istediğin verimi alabilesin. Unutmayın ki yavaş gitme yarışmalarında dikkat edin, motorun dengesi kaybolurken gaz açıp o dengeyi tekrar yerine getiriyorsunuz. İşte bu gaz açtığınızda da dengenizin yerine gelmesiyle aynıdır. Rüzgar içinde bu böyle, normal zamanlarda da. (GAZ AÇMAK, YÜKSEK SÜRATLE YOL ALMAK DEĞİLDİR.)
Bu hareketin bir avantajı da, kendin sabit durarak balans konumu görüyorsun. Altında motoru hareketli kılarak daha kıvrak ve daha dengeli oluyorsun. Sen daima sabit, motoru Counter Steearing ile yatırıyorsun. Aynı Cross yarışçılarının viraj alması gibi.
Sabirbaba demiş ki:
Bir önceki yazıma eklemeyi unuttum.
Tabi rüzgarda sürüş sırasında bilmeden de olsa önerilen yöntemlerden bazılarını uyguladığımı önceki yazıları okuduğumda anladım. Ancak yinede aklıma takılan bir şey var...
Rüzgar vurduğunda Motoru rüzgar tarafına yatırdım, gazı orantılı olarak açtım, yaslanarak gitmeye çalışıyorum, tekerleklerin herhangi bri açıda yerden kesilme ve bu durumda yana devrilme ihtimali var mıdır?
Rüzgarın şiddetini arttırarak tekerlekleri isteğimizden fazla rüzgar açısına yatırıp düşme ihtimali olası mıdır? Yoksa tekerlek yoldan her şiddette kalır diyebilir miyiz?
Motoru rüzgara karşı yatrımanın sebebi tamamen rüzgarın seni şeridinden atmaya çalışmasına karşı bir harekettir. Yani o seni şeritten atmaya çalışır, sen karşı koyup şeridinde durmaya çalışırsın. Ama inan bana, fırtınanın üstündeki rüzgarlarda bu ağırlıkta nesneler yerden kesilir. O da olduğunda zaten hissedersin. Birçok şey uçuşmaya başlar... Yani korkulacak birşey yok. Motorunu yatırabilirsin. Sen dik durduğunda yere dikey bir kuvvet uygulayacan zaten. Bu sayede de motorunun yere basmasını artıracan..
Bir diğer nokta ise ağırlık. Ağırlık arttıkça, yola basmanız da o kadar artacaktır. Yolda sizleri geçen motorların artçı ve yükden dolayı bu kadar rahat olduğunu bilmelisiniz.
KTM 640 kullaniyorum, yuksek bir motor, bir kere Ankara Golbasi civarinda firtina olmasa da hatiri sayilir siddette ruzgar sag tarafimdan gelirken motor kullanmaya calistim, kulak tikacim yoktu, ruzgarin ugultusunu kulagimda siddetini de vucudumda hissedince kasilip kaldim,
biraz beklemek icin sagda bir benzinlige cekeyim diye dusundum az kalsin benzinligi iska geciyordum....Daha sonra bir kere daha benzer siddette motor kullandim kulak tikacim da vardi bu sefer, biraz daha motorun uzerinde gevseyerek motoru daha rahat kullandim, motorun hafif savrulmasi kotu degil karsi seride surunlenmedigim surece...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız