Biraz da Gezelim :)

[zakcay]

Geçtiğimiz haftasonu 17-18 Ocak tarihlerinde Gamsız Seyyah’lar olarak Ayvalık Cunda Adası’nda bir buluşma düzenledik. Bu gezide yaşananları siz sevgili motor dostlarıyla da paylaşalım istedik.
(Hemen açıklamak gerekir ki Gamsız Seyyah, BMW R11XXGS sahiplerinin oluşturduğu bir gönül birlikteliğidir)

Bütün grubun iki günlük bu geziye aynı anda çıkması ne yazık ki mümkün olmadı. İşlerini ayarlayabilenler Şebnem&Oytun Pınar, Güncem&Orçun Tuna ve biz Fulya&Zafer Akçay, Sabah 09.00’da buluşup yola koyulduk. İstanbul’dan da Armağan, Ali ve Alkan yine sabah yollandılar.
İlk durak yeri Menemen yakınındaki bir Yıldız Mandra’ydı. Çok çok yemeliydik ki yolda başımıza bir şey gelmesindi Şebnem hariç resimdeki herkes bu işi büyük bir ciddiyetle yerine getirdi. O rejimdeydi…



Yeterince semirdiğimize inanınca düştük yine yola. Yolumuz istediğimiz kadar uzun olmadığı için, masada görülen Köy Yolları Haritası’nda kendimize biraz macera yaşayabileceğimiz uygun bir yol seçtik. Bergama’ya gelmeden Aşağıkırıklar Köyü’ne saptık. Tipik bir köy yoluydu ve eğlence başlamıştı. Köyün içindeki 50 metrelik balçık yolda slalom yaparak ilerlemek herkese büyük haz verdi. Eeee köyün delikanlıları etrafımızı sarınca “kaç yapıyo bunlar abi” sorularını yanıtlayıp bir de hatıra fotografı çektik.



Ayvalık’a 30km kala artçı olarak gelen Orçun bir anda gözden kayboldu. Hemen durduk ve biraz bekledik. Ama ne gelen vardı ne giden. Baktığımız yöndeki yoğun duman bir anda aklımıza olabilecek en kötü şeyi getirdi. Acaba… Geriye doğru son sürat giderken bildiğimiz bütün duaları okuyorduk ki tam o sırada sağ taraftaki benzinlikte Orçun’u, motorunu WC nin önüne park etmiş olarak görünce müthiş rahatladık. Biz Orçun’u döverken o da sadece ani bastıran bir ihtiyaç molası olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Çıkardığımız ders ise, telsiz donanımının şart olduğuydu.
Durmuşken birer çay içtik ve yine yol. Sarımsaklı Plajı’nın içinden Çamlık ve Ayvalık ardından da Cunda. Kalacağımız Panorama Otel’i daha önceden ayarlamış ve rezervasyonları yaptırmıştık. Kısa bir aramadan sonra oteli bulduk. Saat 12.30



Otele yerleştikten sonra sahile inip akşam için organizasyonu gerçekleştirdik ve İstanbul grubunu bekledik. Armağan Albayrakve Ali Özlük, artçısız yolculuk yapmanın avantajıyla Alkan’dan önce geldiler. Hemen onları da alıp küçük ada turuna başladık. Patika bir yol buldum ve bütün grubu da arkamdan sürükledim. Sapaklarda sanki yolu biliyormuşum gibi hiç durmadan karar verip dönüyordum. Yol uzadıkça ve kötüleştikçe “Allahım bu yol umarım bir yere çıkar” diyordum.



Neyse ki adanın diğer tarafında nefis bir yola çıktık.



Ada turumuzu zevkli bir şekilde tamamladıktan sonra sahile döndük, Alkan ve kız arkadaşı ile buluştuk. Meşhur Ayvalık tostlarından örnekler yedikten sonra, güneşin en güzel battığı yerlerden biri olan Şeytan Sofrası’na doğru yola koyulduk. Artık sıra buraya bayrağımızı dikmeye gelmişti. Ta ta ta taaaaaaaam



Bu göz yaşartıcı törenin ardından sıra güneşi batırmaya ve keyfini çıkartmaya gelmişti. Büyüleyici manzara hepimizi etkiledi. Sevgililer daha bir sevgili, yalnızlar daha bir yalnız oldu



Biz otele dönerken İzmir’den gelen diğer ekibin de ulaştığını öğrendik. Özlem&Bülent Gülcen, Nezih bey ve eşi, çocuk servisi olmak için fedakarlıkta bulunan Aktan da güzel bir yolculuktan sonra gelmişlerdi.
Akşam yemeğini Papalina’da çok eğlenceli bir ortamda yedik. Rum müzikleri eşliğinde bilumum deniz ürünlerini mideye indirdik. Sanıyorum biraz da rakı falan içtik
Ertesi gün İzmir’den gelen Burhan Deligönül&Didem Aslantürk ve Atahan ile grup tamamlandı. İstanbul grubunu yolcu ettikten sonra biz de bu kez Kozak Yaylası yolu ile dönmeye karar verdik.



Harika bir manzara eşliğinde keyifli yolculuğumuza başladık. Bir ara grubun ortak kararı ile yoldan ayrılıp patika yollardan gitmeye karar verdik. Haritada zor görülen yollardan birini seçtik ve daldık. Bu kararın bize pahalıya mal olacağını az sonra anlayacaktık.



3-4 km sonra zaten bozuk olan yolda bizi balçık ve su dolu bir geçiş bekliyordu. Zordu ama geçmek zorundaydık. Geçen derin bir oh çekiyordu. 4 motor geçmiştik ki birden korkulan oldu ve Burhan arkadaşımız artçısı Didem’le kaydı ve düştü. Ne yazık ki ayağı iki yerinden kırılmıştı. Sakin olmak ve ilkyardımda bulunmak gerekiyordu. Birden bir melek belirdi ve etrafa talimatlar yağdırırken kırık ayağı çevirerek yerine oturttu. Şaşkın bakışlarımız altında işini tam bir profesyonel gibi yapıyordu. Kırık bacağı çevirmesi, ateli bağlaması, Burhan’la konuşması bir doktor edasındaydı. O Şebnem Pınar’dı. Teşekkürler Şebnem.
Burhan’ı önce köyden getirttiğimiz bir minibüsle tekrar köye indirdik ve çağırdığımız ambulansla naklini sağladık.



Olay hepimizi sarsmıştı. Ama bundan alınacak bir çok ders olduğunu da biliyorduk.
Bu kadar güzel bir gezi böyle bitmemeliydi. Ama yapacak bir şey yoktu; olan olmuştu. (Burhan İzmir’de ameliyata alındı ve iki kırık, iki vida ile tutturuldu. Yaklaşı 4 ay alçı ile yaşayacak.)
Güle oynaya gittiğimiz geziden büyük üzüntü ile döndük. Ama dedim ya dersimizi aldık ve çalışmaya başlayacağız…
_________________
Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir

[VAP53]

Güzel ama Burhan arkadaşımızın başına gelenler açısından biraz hüzünlü son bulan bir gezi olmuş.
Resimler ve anlatımınla bizlerle paylaştığın için çok teşekkürler Zafer. Sadece aklıma birşey takıldı; "Baktığımız yöndeki yoğun duman bir anda aklımıza" cümlendeki DUMAN neymiş yaw? Soğukta ihtiyaç giderdiği için çıkan duman mıymış?
_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).

[ARAL]

Zafer ellerine sağlık, çok güzel anlatmış ve resmetmişsin geziyi. Sizinle ve diğer İzmirli arkadaşlarla tanışmak, beraber gezmek, akşamda rakı da boğulmak çok güzel ve keyifliydi. Ayvalık'a ve Cunda adasına bir kez daha hayran oldum açıkcası, o ne güzel bir doğa, denizin ve yeşilin büyük uyumu Burhan Abi'yi en kısa zamanda tekrar aramızda görmek istiyoruz. Tekrar çok geçmiş olsun kendisine ...

sevgiler
_________________
ARAL
C.ARMAGAN ALBAYRAK
ISTANBUL

[Invisible]

Çok keyifli bir gezi.. Sonu gerçekten üzücü bitmiş. Burhan'a çok geçmiş olsun..

Bir de merak etitiğim konu şu; bu güzel gönüllerle birlikte olmak için "gamsız" olmak yetiyor mu, yoksa ille de GS mi gerekiyor?

Diğer yandan mesela ben başka bir motorla ve tüm gamszılığımla şu fotoğraftaki güzelim masaya çöreklenseydim "nerde GS'in?" ya da "git masamızdan" durumu doğacak mıydı? Doğsaydı ben takacak mydım?

Gerçi "git masamızdan" diyen Aral olsaydı "umursamam" diyemem o da ayrı ...

Şaka bir yan keyifle baktık fotoğraflara, Burhan da umarım o tatsız iyileşme evresini 4 aydan kısa sürede atlatır.

Sevgiler...

[Donald_Duck]

Nefis bir gezi olmus...Kozak yaylasi benim de favori rotalarimdan biriydi.
Burhan arkadas icin uzuldum, de bir G.S. olarak 500kg lik motorla bu tur olaylarla karsilasiliyor ve karsilasacaksiniz da yani.

Cim bir alanda, dusuk hizda motordan dusme calisin, tavsiye ederim. Teori yazilarinda yazdigim gibi, bu tur durumlarda en buyuk hata motoru birakmamaktir. Elcik sizi buyuk bir hizla yere ceker ve yuzukoyun yere kapaklanirsiniz, daha kotusu tabii bacaginiz motorun altinda kalabilir. GS lerdeki koruma demiri de ayri bir tehlike oluyor bazen, bazen de tam tersi bacagi kurtariyor. Ama panik halinde motoru sanki dusmesini engelleyebilirmissiniz gibi (hele bir de yolcu varken) sikica tutmayin. Birakin dussun meret, siz kendinizi kurtarin.

Burhan, tanismadigim dostum...gecmis olsun, sayili gun cabuk gecer ve insallah eski sagligina kavusur seleye daha bir ozguvenle tirmanirsin. Bunlar bu isin cilveleri iste...

Fotografta pek belli olmuyor ama ben sanki kisa botlar goruyorum ayaginizda !?

Sebnem hanim i da tebrik etmeden gecmeyecegim, bravo...Enduro ya merakli herkesin hic olmazsa biraz anlamasi lazim bu islerden.

---

Zafer, su "GS 11XX" deki "X" lerin sayisini 3 e cikarmanin sirasi geldi...

[hido]

güzel gezi olmus ama böyle bitmesi de üzücü.
burhan abimize gecmisler olsun. umarim
en kisa sürede toparlanir ve motoruna döner.
...
ilk yardim egitimi almanin faydasi bu gibi
durumlarda ortaya cikiyor iste. tüm ikiteker dostlarina
ilk firsatta ilk yardim egitimi almalarini tavsiye ederim.
ayrica motorlarinda kapsamli bir ilk yardim kiti bulundurmalarini.
sen de var mi diye sordugunuzu duyar gibiyim. tabii ki var.
olmasa size ukalalik eder miyim?

hido

[Ilker]

Cok guzel gezi uzucu sonuclanmis. Burhan arkadasimiza gecmis olsun, umarim en kisa surede sagligina kavusur...
_________________
Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...


Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel

[ARAL]

"Bir de merak etitiğim konu şu; bu güzel gönüllerle birlikte olmak için "gamsız" olmak yetiyor mu, yoksa ille de GS mi gerekiyor?

Diğer yandan mesela ben başka bir motorla ve tüm gamszılığımla şu fotoğraftaki güzelim masaya çöreklenseydim "nerde GS'in?" ya da "git masamızdan" durumu doğacak mıydı? Doğsaydı ben takacak mydım?"

Sevgili İlkay bu gruba girmek için illada BMW R 11XX GS kullanıcısı olman gerekiyor, sadece "GAMSIZLIK" yetmiyor. Ayrıca sofradan kovmak olmaz, bir motorsikletçiye yakışmaz ancak o zaman aralığında sana yapılacak manevi işkenceyi( motorunu değiştirmekle ilgili) kabullenmen gerekecek .
Baktık ki tüm GAMSIZlığınla olaya devam ediyorsun, motorunu yakar etrafında GS'lerle tur atarız

sevgiler
_________________
ARAL
C.ARMAGAN ALBAYRAK
ISTANBUL

[MountRover]

Gecmis olsun diyorum bende ...

Gezi gercekten muthis olmus.

_________________

(A.K.A. MountRover)
0 Rh -

[Burhan]

Zafer ellerine saglik, sayende gezinin göremediğim taraflarınıda görmüş oldum.
Tüm geçmiş olsun dileklerine teşekkür ediyorum. Bir ameliyat, iki platin vida ve yaklaşık bir haftalık hastane macerasından sonra nihayet evdeyim.
Sevgili DD, sana sadece "muhteşemsin" diyorum. Evet maalesef ayağımda kısa botlar vardı. Dizlik ve mont da vardı ama korumalı uzun çizme belki ilave birşeyler sağlardı. Pahalı bir tecrübe oldu.
Kaza çok yavaşken oldu, tek bildiğim şey kaza anında panik yaptığım. Eğer soğukkanlı olup motoru bırakabilseydim belki yumuşak bir düşüşün sonunda gülüşüp tekrar yola devam edecektik. Belki acemilikten belki de artçı taşımanın verdiği ilave sorumluluktan motoru bırakamadım. Terslikler bu kadarla da kalmadı. Gittiğimiz yol çok dardı ayrıca yolun iki yanı eğimli şekilde yükseliyordu, motor devrildiginde yolun soluna doğru tırmanma pozisyonundaydık. Bacağım ise "çemberi kesen kiriş" gibi iki noktadan yere değiyordu, motorun ağırlığı istine binice diz korumanın bittiği yer ile kısa botun arasında kalan açıklık "yetti gari, ben kırılıyom" dedi ve iki yerden kırıldı.
Herkese kazasız, hasarsız günler diliyorum.

Burhan

[altugsaygili]

cok buyuk gecmis olsun

istanbuldan sevgiler
ALTUG SAYGILI
esmer TDM

[Burhan]

Yanlış anlaşılmasın, kaza sırasında ayağımdaki kısa bot korumalı motor botuydu ama diz korumayla arasında 3-4cm kadar boşluk kalıyordu.

Burhan

[Airport]

En kisa surede sifa diliyorum. Kesinlikle cok tatsiz bir olay.
Kendinizi ilk iyi hissettiginizde hemen birinin yolcusu olup kisa sure de olsa motora binin. Gelmis-gecmis-yasanmis tecrubelerle daimdir ki her turlu kazadan sonra kazayi gecirenin ilk firsatta ayni araca binmemesi durumunda ciddi bir fobi olusuyor.
Sedyeyle sirf bu is icin ucaga bindirilenleri biliyorum

Bu gibi durumlar olmadan her turlu onlem sart ama yasandiktan sonra azicik da olsa kaderci olmanin insan ruhu acisindan ciddi faydasi var. Olacagi varmis ve ucuz atlatilmis diyelim.

Sevgilerimle.

"Tecrube, limitlerini bilmektir"
Rauf "Airport" GERZ
XVZ 1300

[zakcay]

[rookie]