Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
...Bu hava ve yol şartlarında BMW'ler bile zorlanırken bizim dandik motorların ne halde olduğunu varın siz düşünün...
Eveeet... Gizliliği tartışılır BMW ajanı Sinan Özgen, seni de demek bu noktaya getirdi dostum. Maalesef, bu noktadan sonra dönüşün zordur .
Arkadaşlar, bu dostumuzun size temin etmeyi vaad ettiği malum markaya ait tüm ürünlerden uzak durunuz. Bakın biz ne hale geldik, ibret olsun aleme
....
BMW...BMW....ebelebüp-bep!... _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
geçmiş olsun ilker, evet, yağmurluğunun dahi zarar görmemiş olması şanslı bir düşüşü işaret ediyor, diğerleri de keyfini kaçırır insanın, bilirim, takma kafana desem de..
hazır dik oturumlu yeni yaren ararken, 1200gs'i ihmal etme derim..
keyifli sürüşler.. _________________ Halil Keçeci
R1100R
- - - - - -
Berbat sesle ağıt söylenen bir ortamda, cenaze olmak en güzelidir. (Şaduman Ağabey)
İlker geçmiş olsun. Söylediklerin çok doğru yağmurlu havada motor sürmek işkence oluyor. Soğuk havalar için aynı şeyi söyleyemiyeceğim kuru soğuklarda motor kulllanmaktan ben zevk alıyorum( tabi iyi giyinmek şart)
O cok islandigimiz gece, sIkintili ruyalar gordum. Niye dusmustu ki atindan bizim Don Kisot?
Hava yagmurlu ancak gorus acikti. Don Kisot onden gidiyordu. Bir ara, ben yavas kalinca bir viraj onume gecti, yani goremez oldum. Tre Croci`ye dogru tirmanista, gorusun kapali oldugu tatli hairpinlerdeydik. Bir hairpine yaklastim, baktim bizimkinin ati yerde 2.80 yatiyor, kendisi ayakta, ellerini kaldirmis zafer isareti yapmakta...
Bundan biraz once durdugumuzda, viraj cikislarinda gaz actiginda motorun kicini savurdugunu soylemisti. Bende ise hic boyle bir sey olmuyordu. Ben, atinin kendisini yere atmasinin sebebini, neredeyse 3 yasina varan spor lastiklerine bagliyorum...
Bir iki ufak tefek hasar disinda pek bir sey yok lakin Don Kisot`un morali cok bozuk. Devrilmis olmasinin yani sira, ayaklari, elleri su icindeymis, benim durumum biraz daha iyiydi. Cizmelerim uzerlerine gecirdigim bot yagmurlugu sayesinde hem temiz, hem de kuru idiler. Eldivenlerin su gecirmez, ancak o kadar su yediler ki icleri nemlenmeye baslamisti. Kask ise bir baska alem. Bu kask kuru havada mukemmel ama islakta icine dosenen bugu onleyici bir tur bulamac katmani goruntuyu bulandiriyor. Bulanmasin diye on hava kanali aciliyor, bu sefer de oradan cene kismina su alarak kaskin icinin surekli nemlenmesine sebep oluyor.
Tekrar dalmisim.
Umarim sabah hava acik olur...
4.gun, Lienz`de mahsur kaldik...
Gece ruyamda Picasso`nun bu gunesli resmini gordum. Sabah kalkinca hava en azindan kuru olacak, biz de Grossglockner`i asacagiz. Heyhat, sabah bir kalkiyoruz ki, yagmur siddetini arttirmis, hatta cevremizdeki daglar gorunmez olmus:
Lienz, Avusturya`nin orta yerinde, oldukca buyuk bir kasaba. Etrafi Lienzer Dolomiten denilen dag siralari ile cevrili. Tepelerinde sis arasindan kar goruyorum ...
Sabah asagi inince, Don Kisot`un halen atiyla hesaplasmakta oldugunu goruyorum:
Hakikaten "yok bir sey"... Bir iki parca kirik, onlar da kolayca hallolacak seyler. Burada kesin Suzuki vardir ama gunlerden pazar, kapalidir. Acik olsa, "haydi, gidip su parcalari alalim da daha fazla uzulme" diyecegim... Bu durumlarda ben de cok uzuldugum icin fazla uzerine varmiyorum.
Bizim hanci teyzenin, "garaja koysaniza atlarinizi evladim" durtmesiyle, yagmur altinda kalan ve butun gece islanan atlari garaja cekmeye karar veriyoruz.
Ancak o da nesi, garajdan camurlu da olsa guzel gorunen taze bir tay, R1200ST cikiyor. Motorcu abinin bir misyonu varmis, bilmem nereye bilimsel bir tarih calismasi yapmak icin motorla gitmis. Simdi memleketine, Danimarka`ya donuyormus. Bizim, amacsiz, sadece dolastigimizi ogrenince "Nasil yani, hic bir hedef yok mu yani, sadece dolasmak mi?" biciminde sorarak sasirdigini ifade ediyor:
Neyse, biz kendisine, misyon yuzunden haberi bile olmadigi ve sadece 50 kilometre uzakta oldugu Grossglockner`i tarif ediyoruz. Kendisini misyonu ile basbasa birakip, ac oldugumuz icin kahvaltiya kosuyoruz.
Hanci, ekmek ile cay getir bize!!
Bombos Lienz sokaklarinda dolasiyoruz. Hic bir yer acik degil:
Bir ara bulutlar acilir gibi olsa da yagis devam ediyor. Etrafta yukarilara giden ama kis sezonu olmadigi icin kapali teleferikler var:
Sokaklarda gezerken, karnimiz acikiyor. Yemek yenecek bir yer de yok. Don Kisot bir sokak arasindaki seyyar reklam tabelasini gosteriyor:
"Antalya Doner, 50 metre ileride"
Hemen gidiyoru, acik, acik oldugu gibi kalabalik da var iceride. Turkce siparis veriyoruz, abla cok sasiriyor, gulumsemek ile sasirmak arasinda bir yuz ifadesi ile veriyor durumleri...
Sonra kocasi Omer Abi geliyor. Dukkan biraz rahatlayinca semaverde cay yapiyorlar. 2. ve 3.yu de iciyoruz. Avusturya`da 14 yil ustabasi olarak calismis. Sonra is arkadaslari ile gecinemeyince burayi acmislar karisiyla. 35 kilometre ileride bir ev almis, maddi borcunun buyuk bir kismini bu dukkan sayesinde kapatmis cunku burasi barlar sokagi imis... "Geceleri cok kalabalik oluyor" diyor. Duzce`liymis, genelde burada yasayan kimselerin surekli soyledigi "eeehh bir ise yaramaz burasi, gelecek sene kesin donuyorum Turkiye`ye" lafini hic kullanmiyor. Veda edip ayriliyoruz.
Bunun disinda butun gunu sIkintidan bayilmis bir sekilde yagmur altinda yuruyerek ve de biraz fotograf cekerek geciriyoruz.
Umarim yarin hava guzel olur...
Yarin:Hava guzelligi mi? Evet cok guzel kar yagdi...
Sokaklarda gezerken, karnimiz acikiyor. Yemek yenecek bir yer de yok. Don Kisot bir sokak arasindaki seyyar reklam tabelasini gosteriyor:
"Antalya Doner, 50 metre ileride"
Hemen gidiyoru, acik, acik oldugu gibi kalabalik da var iceride. Turkce siparis veriyoruz, abla cok sasiriyor, gulumsemek ile sasirmak arasinda bir yuz ifadesi ile veriyor durumleri...
Sonra kocasi Omer Abi geliyor. Dukkan biraz rahatlayinca semaverde cay yapiyorlar. 2. ve 3.yu de iciyoruz. Avusturya`da 14 yil ustabasi olarak calismis. Sonra is arkadaslari ile gecinemeyince burayi acmislar karisiyla. 35 kilometre ileride bir ev almis, maddi borcunun buyuk bir kismini bu dukkan sayesinde kapatmis cunku burasi barlar sokagi imis... "Geceleri cok kalabalik oluyor" diyor. Duzce`liymis, genelde burada yasayan kimselerin surekli soyledigi "eeehh bir ise yaramaz burasi, gelecek sene kesin donuyorum Turkiye`ye" lafini hic kullanmiyor. Veda edip ayriliyoruz.
86 senesiydi sanırım marsilya da sahilde gezerken seyyar el arabasında kokreç ve haşlanmış mısır satan vatandaşlarımız vardı ,onlarda öyle söylüyorlardı hatta birisiyle arkadaş olduk fakat hala aynı yerde yaşamaya devam ediyor ve şimdilerde bir türk restoranına ortakmış... _________________ Sonunda hep güzel anıları hatırlayacağınız motorlu geziler dileğiyle....
S.Murat DEMİRAL
Arh.pozitif (+)
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Sal Eyl 27, 2005 3:21 am Mesaj konusu:
Vay canina, ne maceraydi... her nekadar Ilkerin tatsiz kazasi butun misir portleklerini girlagima dizdiyse de keyifle okudum. Fotograflarda harika... Sagol Sinan
Ilker, buyuk gecmis olsun! Ucuz atlatmis olmana cok sevindim. Kazanin oldugu yer yokus yukari- yada asagi miydi merak ettim. On tekerlekte yuk bosalmis gibime geldi.
Biraz ileri tekniklere gecmeni tavsiye ediyorum, yani body steering ile kontrayi birlestirmece... Boylece motoru daha az yatirabileceksin, ama muhakkak bir pistte ders al, kendin deneme.
Karin ustune "ikiteker" yazmanin fotosop tan daha "dogal" bir yontemi vardi ama siz medeni olanini secmissiniz, kutlarim. Nice, ve cok daha keyifli gezilere insallah. Tesekkurler.
Ilker video super olmus eline saglik. Devir ozurlu olmasaydim daha "bagiran" bir video cekermisiz...
Donald_Duck demiş ki:
Karin ustune "ikiteker" yazmanin fotosop tan daha "dogal" bir yontemi vardi ama siz medeni olanini secmissiniz, kutlarim. Nice, ve cok daha keyifli gezilere insallah. Tesekkurler.
DD, fotografin orjinalinde, Ilker elleriyle kar ustune IKIteker yazmis durumda. Ancak ortaligi basan sisten pek bir sey gorunmemis. O uyduruk fotosop bendenizin beceriksizligi... Ovgulerin icin de sagol.
Evet pes dogrusu. Biz yagmur dinecek diye beklerken, sabah hanci "Grossglockner'de kar varmis" diyor. Oysa ki onceden ADAC'den alinmis indirimli biletlerimiz var. Yer yarilsa da gececegiz oradan.
Don Kisot ile toparlanip, yagmurluklari giyiyoruz, yagmur sanirim bizim yola cikmamizi bekliyor. Yagmiyor gibi yapip kafamiza inecek. Yerler islak.
Hanci ile vedalasiyoruz. Istikamet Grossglockner yigidim, kim tutar bizi...:
Heiligenblut'a kadar yol islak. Pek yagmur yok gibi. Grossglockner Hochalpenstrasse'nin giselerine geliyoruz. Adam telsiz ile yukarisinin durumunu soruyor. Acikmis, geciyoruz giselerden.
Elbette ki asagilarda sis var. Bir sure hic bir sey, hatta aynada cift fari da acik olan Ilker'i dahi goremiyorum.
Bir parca yukseliyoruz, ohh, bulutlardan kurtulduk demeye kalmadan
boyle bir manzara ile karsilasiyoruz...
Ehh ne yapalim, basa gelen cekilir. Ilk durak Hochtor, 2500 kusur metre...
Burada biraz alisveris yapip kahve iciyoruz. Cevredeki karlar yeni kurenmis, yol acik... Don Kisot elleri ile sizin icin daglara yazi yaziyor:
Tunelin oteki tarafina bir geciyoruz ki, hava gunluk guneslik:
Dermisim... Yok oyle bir durum. Ama yollar kuru, bir de hava bayagi acik, bulutlar asagida kaliyor. Yollar nasilsa epeyce kuru ama kar suyu akintilari var. Kendimizi riske atmadan gidiyoruz.
Buradan sonraki durak Edeilweissspitze, 2700 metrede bir seyir terasi. Geldigimiz yol soyle gorunuyor:
Grossglockner, buradan sadece 1000 metre daha yuksekte, Avusturya'nin Catisi denilen en yuksek dagi... Kendisi ile bir hatira fotografi cektiriyoruz:
Hemen ardindan hava acarmis gibi yapiyor:
Deeeermisim... Biliyorum, bu lafi duymaktan bayildiniz ama bir de bizim gordugumuz manzaraya bakin:
Isin en sevindirici tarafi, ileride Munih tarafinda bir parca mavilik gorunuyor. Belki artik yagmur yoktur...
Bu Edeilweissspitze tam bir motorcu duragi. Otobusler buraya cikamiyor, 7 tane hairpin donerek varilabiliyor. Guzel havalarda buradan manzara soyle olurmus:
Yine de durumumuz fena degil. En azindan dagi gorebildik. Ben gecen sefer burnumun ucunu gorememistim burada. Asagi inmeye basliyoruz:
Birazdan, asagida gorunen sisin icine daliyor, keyifsiz bir inisle, bu etabi da bitiriyoruz. Simdi istikamet Zell Am See uzerinden Kufstein,
oradan otobana girecegiz ve dogrultuyu Munih'e cevirecegiz.
Yollar kurudu, zaman zaman guzel virajlar var ama Don Kisot cok keyifsiz. Biraz da bikkiniz galiba. Dolomiti'leri gezerken hesaba katilmayan nokta, surekli viraj donmek icin harcanan konsantrasyon ve yuksek irtifaya cikis-inislerin insani asiri yordugu... Bir sure sonra artik viraj gormek istemiyorsunuz.
Asfalti kontrol ediyorum, tamam, artik hizi arttirabiliriz:
Bir iki mola disinda hic durmuyoruz. Benzin molasinda da Don Kisot luks Munih kalesine gidecegimiz icin atini kasagiliyor:
Sonunda aksam alti sularinda Munih kalesine gunlerdir hasret oldugumuz gunesle birlikte giriyoruz.
Kayıt: Sep 23, 2003 Mesajlar: 152 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Eyl 27, 2005 6:53 pm Mesaj konusu:
Ilker demiş ki:
Kaza mahaline gidiyorum. Sinan elinde bir takım parçalarla geliyor. Bakıyorum, sağ sinyal patlamış. Zaten bekliyordum. Ama avucunun içindeki o metal parça ne? Yoksa? Of ya, arka fren pedalı kırılmış.
İlker merhaba, süper bir gezi olmuş ve aynı zamanda geçmiş olsun.
Bir detayı merak ettim, arka fren pedalı kırıldığında yolculuğun kalan kısmında bu konuyla ilgili problem yaşamadın mı? (yoksa bir yerde yazdınız da ben atladım mı?)
Bir detayı merak ettim, arka fren pedalı kırıldığında yolculuğun kalan kısmında bu konuyla ilgili problem yaşamadın mı?
Don Kisot gormedi galiba soruyu, ben atlayip cevaplayayim:
Fren kolunun kirik ucu disari dogru aci yapar bicimde idi. Sadece basilacak genis pedal kirilmisti ama kalan kola yine de basabildigini soyluyordu Don Kisot...
Don Kisot'a da Autozug'dan bilet almistim. Munih'te yedigimiz guzel bir aksam yemegi ardindan 10 dakikalik bir surusle trenlere yukleme yapilan yere vardik.
Etrafimizda, Almanya'nin dort bir tarafina gidecek, hepsi farkli kodlara sahip plakalari olan motorlar siralanmisti. Ilk once ben, ardindan Don Kisot'un motorunu yukluyoruz trenlere.
Trenlerimiz ayni peronun iki farkli tarafina yanasmis duruyorlar. Once benimkine gidiyoruz:
Yatagimi yapiyorum:
Esyalarimi biraktiktan sonra, Don Kisot'u yolcu ediyorum:
Gunlerdir birlikte olmak iyiydi, biraz daha dolassaydik iyiydi belki. Hem hava da duzelmisti. Acaba seye mi gitseydik...
Çok güzeldi Sinan... Rota da, rapor da çok keyifliydi.
Veda anını da aynen yaşadım. Ulan, ne buruk bir his veriyor bu vedalaşma olayı ...
Ya, bırakın şu dağları artık da, Cannes'a Nice'e gidin bir dahakine, şöyle deniz, kum, kızlar vs. okuyalım biraz ... _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız