Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Bilseyim Aprilia ya ugrayacagını bende bır kac sey ısterdım senden...
Bu arada fotograf makınan nedır acaba ?
Oktay Kos'a gececegim cok planli degildi. Bir de genelde cokca sattiklari scooterlarin ve 125'liklerin parcalari vardir herhalde cunku buyuk motor Pegaso disinda pek gormedim. Dolayisiyla Caponord icin bir sey istesem bile buyuk ihtimalle 2 gun Atina'dan bekleme suresi gerekecekti.
Makinam oldukca kullanisli bir Sony, modeli P200, 7,2MP, tavsiye ederim:
Millet "Kask Kafalilar" diye diye birbirini yiye dursun, yazlik yerde Avrupa'da(!)(Yunanistan AB uyesi diye oyle diyorum, yoksa bizden cok da bir farki yok) tutumlar hep ayni; herkes kasksiz... Bu baglamda 48 plakali scooterlarin habire cekilip duran fotograflari bence pek de bir sey ifade etmiyor.
Kasksiz dolasilmasina karsiyim, ancak guney kesimlerindeki yazlik bolgelerde hava oylesine sicak ki, oyle kampanya ile falan kimsenin kask takacagini sanmiyorum.
Neyse, gecelim bu kask meselesini, orada da guya para cezasi var ama kimsenin ne kaski ne de cezayi taktigi var. Ceza kesen falan da yok zaten, ayni biz, oyle degil mi...
Bu asagidaki fotograf 3 sene oncesinde cektigim bir gun dogumundan:
Sehrin ana meydanina gidiyorum, burada cami ile kilise arasinda cok guzel bir meyva hali var, icinde cesit cesit, boy boy meyva sebze, giderseniz icini gorun:
Guzel bir kahvaltinin ardindan cevredeki dukkanlari, ardindan da arkeoloji muzesini geziyorum. Istankoy, Yunanistan'in pek cok yerine oranla oldukca saglam kalmis arkeolojik alanlara sahip. Roma doneminden kalma Odeon, Gymnasium, Agora sehirle icice... Arkeolojik alanlarin sehrin icinde olmasi sayesinde hem cok rahat geziliyor, hem de keyif aliniyor. Sabaha erken saatler onerilir.
Buradan cikip gunes yukselmeden aksam gittigim Germe (Platani) Turk koyunden gecerek Asklepion'a gidiyorum. Burasi doktorluk muessesesinin kurucusu sayilan Hipokrat'in hastalarini tedavi ettigi saglik merkezi.
Bu kadar merdiveni ben de inip ciksam zinde kalirim vallahi:
Yukaridan manzara muthis, ekleme yapiyorum, surekli bu merdivenleri ciksam ve bu manzaraya baksam zinde kalirim... Karsi kiyilar Turkiye, Akyarlar ve Karaincir:
Yalniz bu arada gunes pisirmeye basliyor, merdivenlerin golgesine siginip arayan arkadaslarin tebriklerini kabul ediyorum, bugun benim dogum gunum... Turkcell bana hediye olarak yurtdisinda da servis sagliyor
Buradan sonra daha once toprak olan, ancak bu sene soguk asfalt dokuldugunu gordugum biraz gevsek bir dag yolundan yine Zia'ya gidiyorum. Ogle molasinda ise yemegi yine Germe'de yiyorum:
Yemekten sonra scooteri birakiyorum, onlar da beni limana "atiyorlar". Kos'da lokantalar disinda her yer 14:30'dan sonra kapali, haberiniz olsun.
Limanda once Bodrum icin bilet aliyorum, 23 euro. Turgut Reis'e giden tekne kalkiyor once:
3 sene once kendi motorumla burada tekne bekledigim geliyor aklima.
Ben yavas icin bilet almistim ancak Bodrum'dan buraya gelecek cok yolcu varmis, bir kac tane Yunan Ucan Yunus'u bos gidecegi icin beni onlardan birine bindiriyorlar. 20 dakikada "ucarcasina" Bodrum'a variyorum:
Limandan eve dogru giderken, minibusun icinden 34 plakali bir Twister goruyorum, siyah kirmizi bir mont giymis, Gumbet kavsaginda duruyor. Fotografini cekmeyi dusunuyorum ama kimbilir kim, kaldi ki makinayi cikartmakta gec kaldim. Meger Formatc imis.
Aksam Akyarlar'a gidiyoruz, Kos karsidan bana goz kirpiyor:
Kos'tan gelen mesajını aldığım gün, böyle güzel bir raporu beklemeye başlamıştım.
Aynı gün, ben de Mahmut'u kaybettiğimiz kazadan kurtulan Namık Sağlam'ı İzmir Mikrocerrahi'de ziyaret etmek üzere İzmir'e yola çıkıyordum. Namık abinin kopmak üzere olan bacağı doku kabul etmiş. Askeri helikopterle nakledilmese veya adada kan alabileceği onlarca asker olmasa yaşaması imkansızmış.
Her sene biterken, arkamızda çoğu zaman da basit sebeplerden dolayı kaybettiğimiz arkadaşlar bırakmak, çok çok çok üzücü... Tomkedi de bunlardan biriydi, gidenlerin hepsi de anılmaya değer insanlar.
Festivalde bile, sabah selamlaştığın adamın akşam memleketine ambulansla gönderdiklerini öğreniyorsun.
Risk almayalım, yol alalım ...
Rapordaki fotoğraflara gelince, Sinan'ın kadraj yeteneği kadar, mekanların da derli topluluğu ve genelde gözlemlenen "estetik kaygıların" işi biraz kolaylaştırdığını düşünüyorum.
Tekrar eline sağlık, Sinan... Yurtdışı gezi rapörtörümüz oldun iyice... _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Kos'tan gelen mesajını aldığım gün, böyle güzel bir raporu beklemeye başlamıştım.
Aynı gün, ben de Mahmut'u kaybettiğimiz kazadan kurtulan Namık Sağlam'ı İzmir Mikrocerrahi'de ziyaret etmek üzere İzmir'e yola çıkıyordum. Namık abinin kopmak üzere olan bacağı doku kabul etmiş. Askeri helikopterle nakledilmese veya adada kan alabileceği onlarca asker olmasa yaşaması imkansızmış.
Her sene biterken, arkamızda çoğu zaman da basit sebeplerden dolayı kaybettiğimiz arkadaşlar bırakmak, çok çok çok üzücü... Tomkedi de bunlardan biriydi, gidenlerin hepsi de anılmaya değer insanlar.
Festivalde bile, sabah selamlaştığın adamın akşam memleketine ambulansla gönderdiklerini öğreniyorsun.
Risk almayalım, yol alalım ...
Rapordaki fotoğraflara gelince, Sinan'ın kadraj yeteneği kadar, mekanların da derli topluluğu ve genelde gözlemlenen "estetik kaygıların" işi biraz kolaylaştırdığını düşünüyorum.
Tekrar eline sağlık, Sinan... Yurtdışı gezi rapörtörümüz oldun iyice... _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Aynı gün, ben de Mahmut'u kaybettiğimiz kazadan kurtulan Namık Sağlam'ı İzmir Mikrocerrahi'de ziyaret etmek üzere İzmir'e yola çıkıyordum. Namık abinin kopmak üzere olan bacağı doku kabul etmiş. Askeri helikopterle nakledilmese veya adada kan alabileceği onlarca asker olmasa yaşaması imkansızmış.
Mahmut (?)
Namik Abi(?), beraber daglara ciktiginiz arkadasin degil mi?
Basin sagolsun, ikisi birden mi kaza gecirmisler? Ada neresi?
Kaza evet, Namık abinin Hornet'le, ada Gökçeada, Mahmut da maalesef o Mahmut...
Kask dahi yok, kafalarında... "Mezarlık muhabbeti" yapılıyor denmesin diye konuyu genele falan yazmamıştım. Vap dayanamayıp Mahmut'la geçen sene yaptığımız Kütahya-Fest. gezi raporunun altında bir iki yazıp duyurmuştu...
Başsağlığı için teşekkürler. Moral bozukluğunu n'apalım? _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Yunanlilarin simdilerde biraz ustunu orttugu ama hala gecerli olan bir politikasi var:
Turkce olan her turlu ismi ve Turklugu cagristiracak kavramlari Yunan'lastirmak.
Bizler, yore halki, adaya yuzyillar boyu Istankoy demis, simdi ise ben dahi bu ismi unutup Kos diyoruz. Yunan siyasetcileri bu konuda cok basarili olmuslar.
Adanin Turkce ismini unutup Kos olarak yazmis olmami duzeltirim. Dikkatimi, daha once konustugumuz bu konuya ceken Turgay Avci'ya tesekkurler.
Politika ile ilgili degilim, herhangi bir dusmanlik vesaire beslemiyorum. Ama orada yasayan azinlik Turku Mustafa Celebi(ad soyad)'ye zorla Mustakis Tzelebis adini veren Yunan siyasetcisinin, AB'ye uyelik soz konusu oldugunda azinlik haklarindan bahsetmesini de komik buluyorum.
Kos adasına Türkler İstanköy derler(1). Ada özellikle güney ve batı bölümünde kayalıktır. Adanın kuzey bölümünü doğu kısmı verimli topraklara sahiptir. Tahıl, ipek ve şarap üretimi yapılır. Meyve ağaçları her yerde bulunur. XX. yüzyıl başlarında adanın nüfusu 9500 idi. Adada Rumlar köylerde, Türkler ise şehirlerde yerleşmişlerdi(2).
Bodrum yarımadasının güneyinde bulunan ada, Reşadiye yarımadasına 7,6 mil, Bodrum limanına 11 mil, Bodrum yarımadasına 2,25 mil uzaklıktadır. Rodos'a 110 km, Girit'e 250 km, Pire limanına 350 km uzaklıktadır.
Yüzölçümü 287 km2, uzunluğu yaklaşık olarak 40, genişliği 8 km'dir. Ada güneybatıda (Aridio köyü civarında) 2 km'ye kadar incelir, sonra genişler.
1961 sayımına göre nüfus 21,169'dur. Bunun 1400'ü Türk'tü. Türkler daha çok İstanköy, Germe, Pili'de toplu olarak oturmakta idiler.
İstanköy, Oniki Adalar içerisinde en verimli olanıdır. Ziraat ileri durumdadır. Hububat, sebze, tütün, zeytin ve küçükbaş hayvan yetiştirilir. Balıkçılık ve süngercilik yapılır. Bir domates konserve fabrikası vardır. Sıcak su banyoları ve tuzla vardır.
Kuzey ve kuzeybatı sahili tamamen plajlarla kaplı olan İstanköy, sebze, meyve bahçeleri ve bağlarla örtülüdür.
İstanköy, Andımahya, Kefala, Cardemena kasabaları, Germe, Pili, Zibari, Asfendia köyleri, en önemli yerleşim yerleridir.
Anadolu'yu istilaya niyetli devletler için bir yakın üs konumundaki İstanköy, Gökova körfezinin girişi üzerinde bulunmaktadır(3).
Adanın güneydoğusunda bulunan Dikeo dağı hariç, geri kalan kısmı yeknesak ve 200-300 m'yi bulan tepeler ve düzlüklerle kaplıdır. Dikeo dağı güneyi, sahile diktir. Adanın kuzey kıyıları kumsal ve plajlarla kaplıdır.
Dikeo dağı ile Kefalos güneyi kısmen maki cinsi bitkilere örtülüdür. İstanköy, Pili, Antimahya, Kefalos ve Cardemena kasabaları civarında meyve bahçeleri, bağlar ve zeytinlikler mevcuttur. Adanın geri kalan kısmı tamamen çıplak gibidir. Adanın genelde düz ve yeknesak bir topografyası olduğundan, akarsu olarak nitelendirilebilecek su yoktur. Mevcut olan küçük dereler ise genelde kışın su tutmakta, yazın ise kurumaktadır.
İstanköy şehri ve Antimahya, Kefalos, Cardemena kasabaları ile Germe, Pili, Zibari, Asfendiyu, Mastikari, Tingaci, Marmari, Kamello, Lagudi ve Asomata köyleri en önemli meskun mahallerdir. İstanköy (Kos) şehri, adanın en önemli meskun yeri ve ekonomik merkezidir.
Doğu Ege adalarının genel karakterine uygun olarak doğal kaynaklar ve yer altı zenginlikleri yönünden fakir olan İstanköy'de yaşayan halk, denize ve toprağa bağlı faaliyetler içerisindedir. Turizm ve tarım en önemli geçim kaynaklarıdır. Arazinin küçüklüğü, ulaşım sınırlamaları ve pazarlama güçlükleri nedeniyle tarımsal üretim gelişmemiştir. Nüfusun %70'i turizm sektöründe çalışmakta, geriye kalan %30 ise ziraat, hayvancılık ve sanayi mamulleri üretimiyle ilgilenmektedir.
İstanköy adası, gıda maddeleri dışındaki tarım ve hayvancılık ürünleri ile sanayi açısından kendi kendine yeterli durumda değildir. Tahıl ve etin önemli bir kısmı resmi veya kaçak olarak Türkiye'den ithal edilmektedir. Kamari köyünün güneyinde bulunan Latra dağı eteklerinde maden ocakları mevcut olup çıkarılan madenler Yunanistan'a sevk edilmektedir. Adada balıkçılık önemli bir yer tutmakla birlikte son yıllarda bu alana ilgi oldukça azalmıştır. Türkiye'den balık ithal etmektedirler.
Elektrik gereksinimi, Kalimnos adasından yer altı kablolarıyla sağlanmakta, bir trafo merkezinden tüm adaya dağılmaktadır.
İstanköy'den Yunanistan'a, maden dışında herhangi bir mal gitmemektedir. Adanın ticareti, turizme yönelik hediyelik eşya üzerine kuruludur. Tarım ürünleri ada içinde tüketilmektedir.
Gerçek anlamda bir sanayiden bahsetmek mümkün değildir. Sanayi işletmesi olarak gösterilen birimler, genellikle küçük tezgahlar ve el sanatları ile uğraşan küçük iş yerleridir. İstanköy şehrinde şarap fabrikası, Cardemena'da bir kiremit ve tuğla fabrikası, salça fabrikası, konfeksiyon fabrikası ile el sanatları ile ilgili birkaç atölye ve birkaç zeytinyağı imalathanesi bulunmaktadır.
1988 sayımına göre nüfusu 25.000 olan İstanköy'de 1000 civarında Türk yaşamaktadır. Türk azınlığın büyük çoğunluğu, İstanköy şehrine 3 km uzaklıktaki Germe köyünde toplu halde yaşamaktadır. Bir arada oldukları için birbirlerine son derece bağlı bulunmaktadırlar.
İstanköy halkı, yaş grupları açısından incelendiğinde; yaşlı nüfus, genç ve orta yaşlı nüfusa göre daha fazladır.
Ada halkı geçimini çiftçilik ve balıkçılıkla sağlamaktadır. Gıda maddeleri yönünden yetersiz olan İstanköy adasında, sebze ve meyve diğer Yunan adalarından getirildiği gibi, kaçakçılık yoluyla Türkiye'den getirilebilmektedir. Bu husus, İstanköy halkının bir kısmının çıkarını Türkiye ile yakınlaştırmış bulunmaktadır.
Adada turizm mevsimi, mart sonlarında başlamakta, kasım sonlarına kadar devam etmektedir. Adaya genellikle Kuzey Avrupa ülkeleri rağbet etmektedirler. Kuristik yatak kapasitesi, otel ve pansiyonlar dahil 20 bin civarındadır. Son yıllarda, adada turistik yatırmalara ağırlık verildiği görülmektedir.
İstanköy'de, 1 klasik ve teknik lise ile 4 orta okul ve 15 civarında ilk okul vardır. Türkler, orta okul ve liselerden sınırlı şekilde yararlanabilmektedirler. Eğitim açısından, Yunanistan genelinin oldukça altına kalmıştır. Türk okullarının kapatılması, soydaşlarımızı zor durumda bırakmıştır. Maddi durumları iyi olan soydaşlarımız, çocuklarını okul döneminde Türkiye'ye göndermekte, Türkçe ve din bilgisi eğitimini sağlamaktadırlar.
Sağlık tesislerinin kapasiteleri yeterli değildir. Şehir merkezinde 70 yataklı devlet hastanesi ile bir sağlık ocağı, Pili'de 20 yataklık bir askeri hastane bulunmaktadır.
Bir liman ve bir hava alanı bulunan adanın yolları gayet düzenlidir(4).
KAYNAK:
Taşkıran, Dr. Cemallettin-; Oniki Ada'nın Dünü ve Bugünü, Gnkur. ATASE Yayını, Gnkur. Basımevi, Ankara 1996.
DİPNOTLAR:
1) Bu ada ile ilgili diğer konularda Büyükelçi Zeki Çelikkol'un "İstanköy'deki Türk Eserleri ve Tarihçe" adlı eseri, geniş, ayrıntılı, titiz ve örnek bir çalışmadır. TTK yayını, Ankara 1990.
2) A.g.e., s. 178.
3) Ege Adaları Etüdü; s. 11.
4) 1) Ege Denizi ve Ege Adaları; s. 23-24. _________________ "Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız