Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Dün Özden'le mesajlaştım. Bugün de telefonda konuştum. Bana 'Uzun süredir ne görüşebiliyoruz ne de konuşabiliyoruz. Keyfin nasıl? Bir sorun yok dimi? Haır önceleri gezi raporları falan derken hasret gideriyorduk. Şimdi ne rapor ne yazı ' dedi. Evet, ortalıkta öyle bir toz duman gürültü kopuyor ki, bu karmaşadan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışayım derken arkadaşlıklarımı da ihmal etmişim meğer. Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış misali, kendimi soyutlamanın bana daha çok zarar verdiğine kanaat getirdim. Teknik konuları anlamıyorum, sürüş tecrübelerimi yeterince aktaramıyorum, tercüme yapmak ızdırap veriyor, insanlarla kavga etmek canımı sıkıyor...ne kaldı? En iyi bildiğim şey, yani gezilerimi paylaşmak. Hiç değilse burada kimse 'yok bu böyle değil şöyle olacak, hayır yanlış biliyorsun, git bunları başka yerde yaz' ve benzeri ağır cümleler sarfetmiyor. Ne yalan söyleyeyim, 'helal olsun be, iyi gezmişsin' lafını duymak hoşuma gidiyor kardeşim, beni de böyle kabul edin. Ya da kabul etmeyin. Ben yazayım da, hiç değilse dost bildiklerimle paylaşmış olayım.
Tit: Yuh deve, gezi raporu diye beni klavyenin başına getirdin, Aziz Nesin'den denemelere çevirdin ortamı. Hayır kız bekliyor aşağıda, anlatmicaksan gidiyorum ben.
Gob:...
Hocam, ne zamandır şu yedigöller civarını dolaşmayı istemiş, fakat bu Tit belasının yüzü suyu hörmetine onun canı nereyi istiyorsa oraya gitmiştik. Bu hafta ağırlığımı koyup bunun ensesinden tuttuğum gibi sokağa çıkardım, üstüne de 20 kilo yük yükledim, Allah ne verdiyse deyip yola düştük. Ne Orkun var, ne Ali, ne Vural... Ne gam, iki kutu lastik tamir spreyi var, Alaska'ya bile götürür (Orkun sağolsun). Cuma günü (29 Ekim) yola çıkmamız 11'i buldu. Hedef kızılcahamam yolu üzerinden Bolu'ya kadar E-5, ve sonrasında bir otel bulup konaklama. Plan normal ama motor normal değil ki. Sağda solda çiçek böcek peşine düştüğünden akşama kadar zor vardık Bolu'ya.
Neyse, önce Koru Otel'e uğradım. Bahçedeki banktan başka yerimiz yok, geceliği 30$ dese kalacaktım ama bank bile dolmuştu herhalde. Yurdum insanının '3' rakamına karşı hastalığı vardır zaten. Üç kişi oldu mu herkes tek gol atan kaleye oynanır, 3-5-8 çevrilir, okeye dört aranır...3 gün tatil oldu mu memlekette boş otel bırakmazlar. Neyse, 3 kere fesüpanallah çektikten sonra 'ulan şu şehir girişindeki reklam panoları da ne işe yaramaz şeylerdir' diye düşünmemin aslında ne kadar salakça olduğuna kanaat getirdim. Termal Otel, 3 yıldız...haydee, bu 3'de bir iş var ama du bakalım. Aradım, 'Abi, yerimiz bol, buyur gel'. Gittim. Pırıl pırıl otel, kaplıcası da var. Bir kişilik oda istedim üç yataklı oda verdiler
Neyse sabah olup da cüzdanımızdan epeyce bir safra attıktan sonra yedigöller tabelasından daldık. Yolları kötü demişlerdi ama cillop gibi asfaltta gidiyoruz. Ama takriben 3 kilometre sonra Tit için hakikatlerle tanışma zamanı gelmişti.
Gob: Hadi koçum voltranı oluşturup enduro moduna geçiyoruz.
Tit: Tamam ulan, ver şu kaskı, bir sefer de ben başını oluşturayım sen de ayak ol. Bi de böyle görelim bakalım senin enduro sevdanı....
Gob:...
'ula bak bak, DL650 geçiyor' diyerek zorla kaskı geri kapıp sıpayı soktum yola. Buyrun size yedigöller milliparkından muhtelif manzaralar.
Tenha olur sanmıştım ama ortam oldukça kalabalıktı. İnsanlar arabalarına acımayıp girmişler, helal olsun. Tit de biraz rahatsız oldu herhalde ki aniden sağda bir toprak yola daldı. Ula olm dur demeye kalmadan bizi öyle bir yere soktu ki...vallahi iyi ki de gelmişiz dedirtti. Kuru yaprakların tamamen örttüğü böyle bir yolda bir gün hepinizin kullanmasını çok isterim, ben çok keyif aldım.
Biraz oyalandıktan sonra anayola döndük. Az öncekiyle kıyaslarsak otoyol bile denilebilir.
Devamında kapankaya terası denilen bir seyir noktasına çıktık. Çıkınca çok da ahım şahım birşey görülmüyor. Giderseniz zahmete girmeyin bence. Seyir terasından 3 (!) göl ormanın içinden 'biz burdayıız, naniiik' yapıyor. Göremeyenlere gösterelim.
Laf aramızda, ODTU değil burası haa. Hemen tabelasını koyayım da, benden günah gitsin. Gerçi şu klübe A kapısına çok benzemiş amaa...neyse.
Klubeyi boş görüp de ümitlenmeyin. Biraz sonra dolusu çıkıveriyor karşınıza. Hem de 1. sınıf restorana taş çıkartacak bir menüyle...
Görevli: Gözüm motor biletim kalmadı.
Gob: Eee, giremiyoz mu yani?
Görevli: Ben sana giremicen mi dedim?
Gob: Yok, belli ki parayı cebe atacaksın da hani racon gereği farketmemiş gibi yapıyorum...
Görevli:...
Neyse hocam, uzun lafın kısası, göl görmeye geldik, aha size göl. Birbirinden güzel resimler çektim. Doya doya bakın. Bu hafta sonu OMMRally'e gelmeyenlerin de ağzının suyu aksın da gelsinler diye inadına koyuyorum buraya. Kartpostal yapıp satmayın çizerim. Benim nerde çalıştığımı biliyodunuz değil mi canlar? Hadi iyi seyirler...
Farkındaysanız gölün adı, sanı, içinde kaç balık yaşadığı gibi detaylara girmiyorum. Zaten ortam beklediğimden kalabalık çıktığı için fazla da kalmak istemedim. Yok bana sosyal ortam iyi gider diyorsanız, orman bölge müdürlüğünden rezervasyon yaptırıp şu amcanın resmini çekmeye çalıştığı çadırlarda da kalabilirsiniz.
Lakin, bu mevsimde hiç tavsiye etmem (Özden bu sana). Temmuz-Ağustos’dan sonra buraları gece buz gibi oluyor. Yok efenim, -18’e dayanıklı uyku tulumum var, matım süper, bilmemne, falan bence hikaye, vücutta mikrop varsa, ‘olm fırsat bu fırsat, yürüyün hemen üst solunum yolları enfeksiyonu partisi verelim, o biçim eğleniriz’ diyerek tatilinizi berbat edebiliyorlar.
Neyse aynı yoldan gerisin geri Bolu’ya dönmek keyifsiz olur diye düşünüp dönüş yolu için Mengen istikametini seçtim. Yolda devrek bastoncusu levhası dikkatimi çekti. Devreğin bastonu meşhur mudur bilmem ama el emeğine her zaman saygım vardır. 76 yaşındaki bu amcadan iki baston alıp yoluma devam ettim.
Tit: Yueah! O ne lan. Bir eksiğimiz baston mu kalmıştı. Git geri ver olm, nereme sokucam onu!
Gob: Sokacak bi yer buluruz koçum, sen gel şöle hele...
Tit: ...
Mengen’e varınca ilk işim otel sormak oldu. Eğer bulamazsam acele edip gerede veya bolu’ya dönmem gerekiyordu ve hava da kararmaya başlamıştı. Sevinmeli miyim üzülmeli miyim bilmiyorum, Mengen Aşçılık Meslek Okulu’nun uygulama otelinden bahsettiler. Karnım da aç. Ulan aşçılık okulunda ya süper bir yemek yer akşama rahat uyurum, ya da tümden zehirlenir uyku ve otel derdinden de kurtulurum diyerek attım kendimi otele. Daha açılalı 3 ay olmuş ve öğrenciler tarafından hizmet veriliyor. Sadece 15 milyona televizyon ve banyolu odada bir gece geçirmek mümkün. Tek sorun var, adamlar kalorifer yakmak için karakışın gelmesini bekliyorlar. Netice itibariyle Tit’e bastonu soktuk derken kendi kendimize kazığı atmışız. Sabah uyandığımda tir tir titriyordum. Öyle ki odayı ısıtmak için televizyonu bile açtım! Neyse, saç kurutma makinasiyla kendimi ısıtmayı becerdikten sonra ‘ucuz etin yahnisi yavan olur’ diyen atamı saygıyla yad ederek dönüş yoluna koyuldum.
Tatil göllerden açıldı, göllerden devam ediyoruz. Dönüş rotam olan seben-kıbrıscık-beypazarı üzerinde üç göl daha var: Sırasıyla gölköy, gölcük ve karagöl. Gerçi yedi tane görmüşüm yedisi de göl ama fazla göl göz çıkarmaz deyip daldık.
Gölköy;
Gölcük;
Şimdi bu viraj resmi nereden çıktı? Bir: resim çok güzel o ayrı. İki: Bu virajda ilk kez sol pegi sürtmeyi başardım. Virajı alamasaydım pegi değil ama burnumu evin duvarını sürtüyor olabilirdim. Neyse, mest olduğumdan geri dönüp virajın resmini çektim. Yüzsüzüm vesselam.
Tit: Öylesin vesselam!
Gob: Sus.
Karagöl’e gelmeden evvel yol üstü Yazıca köyü geliyor. Kurban oliyim, geçecek olur ve zamanınız da olursa şu evlere bir girin. Ben girmedim ama içimde kaldı. Herşeyiyle ahşap olan bu evlerde yaşamayı çok isterdim. Kısmetse bir ara mutlaka tekrar gideceğim bu köye.
Nihayet Karagöl. Allah’ın gölü işte, nesine geldiysek. Ömrümde gördüğümden fazla gölü bir günde görünce artık gölün çekiciliği de kalmıyor ki.
Yorgunluk, soğuk, ve eve dönme isteği birleşti. Vakit tamam. Voltranı söküp CBR düğmesine basıyoruz. Göz açıp kapayın. Aha işte o kadar süre sonra Beypazarı girişinde inözü vadisine geldik bile.
Beypazarı ne demek? Ankara’ya 100 kilometre. Saat kaç? 17:30. Haşırt. Geceye kaldık. Gel de altında ZX-12 olmadığına hayıflanma.
Tit: Ulan ben varım ya bugüne bugün. Ne yanlışımı gördün tipsiz?
Gob: Yok olm, ben öyle demek istemedim, diceem o ki...
Tit: Sus, geliyor baston. Ne diyordu teori, mecbur kalmadıkça gece kullanmayacan. Hem sonracıma...blah blah blah
Gob: Lan lan lan...olm asıl sen sus, ortalık teorisyenden pratisyenden geçilmiyor, ağzımıza edecekler şimdi. Nerden açtın konuyu...neyseki kimseler duymadı. Düş önüme, gecesi gündüzü kalmadı, yarın iş güç var, ağır ağır da olsa gidecez. ZX-12 kaprisli sıpadan bozma moron. Hadee...naş naş...
Evet dostlar bu da böyle. Vallahi okuyacak kadar Internette kaldıysanız, yarım maaş telekoma gitti demektir. Sorumluluk kabul etmem. Ama kocaman bir teşekkür ederim. Bir miktar tebessüm edebildiyseniz ne ala, yok somurtup da şimdi kötü kötü laflar edecekseniz elektriğiniz kesilsin e mi. Hadin, kalın sağlıcakla.
En son Goblin tarafından Cum Ksm 05, 2004 7:58 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Ne yalan söyleyeyim, 'helal olsun be, iyi gezmişsin' lafını duymak hoşuma gidiyor kardeşim
gitsin o zaman
resimler çoooook güzel (photoshop mhotoshop yok değilmi)
motor kullananların ülkemizde nasıl desteklendiğini bu resimde görüyoruz işte bakın devletimiz motosikleti herzamanki gibi düşünüp ,,, fiyatı küçük vasıta kullananların bile 4 te 1 inden daha ucuz tutmuş ...
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Cum Ksm 05, 2004 5:26 am Mesaj konusu: Re: Gezerim-Gezersin-Gezeriz
Goblin demiş ki:
Evet, ortalıkta öyle bir toz duman gürültü kopuyor ki, bu karmaşadan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışayım derken arkadaşlıklarımı da ihmal etmişim meğer.
Yanlis yapmissin Goblin. Fark etmedin mi? En son ikiteker dunya savasi cikti. Surus forumuna bakiyordum demin, Almanya'dan iki arkadas da birbirine girmis. Savas oralara sicramis bile. Bu aralar ben de disime uygun hasIm arayisi icindeyim. Birini denk getirsem "Kalibinin adami degilsin!" den girecegim
Fotolar ve anlatim her zamanki Goblin/Tit kalitesinde. Kavga dovus mesajlari arasinda boyle guzel pitstop nasil iyi geldi, anlatamam... _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Yavuz; HAY ELLERINE SAGLIK..! Sabah sabah icim acildi vallahi, neffiss resimler ve anlatimin icin cook tesekkurler. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Birbirinden güzel fotoğraflar, nefis bir anlatım, çok güzel bir gezi, tam anlamıyla dört dörtlük bir rapor, sevgili Goblin ellerine sağlık, karanlık bulutların arasından bir ışık görmek ne güzel. _________________ Basri Utku
Aprilia Pegaso 650 i.e.
Yavuz söyleceyek laf bulmakta zorluk çekiyorum , muhteşem bir solo gezi, muhteşem ötesi fotolar, ellerine, ayaklarına ve Tit'e sağlık _________________ Bülent Batmaca
Photoshop yok, orjinal resimler. Sadece kontrast ayarı yaptım. Reklam olsun diye söylemiyorum, makina Nikon'un coolpix 2100 modeli (2.1 megapixel). 5100'ler çıktı çıkalı piyasada artık bulunmuyor. Tit gibi o da elimde patladı yani.
Kayıt: Feb 18, 2004 Mesajlar: 157 Nerden: Dorylaion
Tarih: Cum Ksm 05, 2004 7:37 am Mesaj konusu:
Alıntı:
Evet, ortalıkta öyle bir toz duman gürültü kopuyor ki, bu karmaşadan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışayım derken arkadaşlıklarımı da ihmal etmişim meğer.
Sevgili Yavuz,
Aynı düşüncelerle dinlemede kalmayı tercih ederken sıcak anlatımınla paylaştığın gezini imrenerek okudum, ne güzel gezmişsin cümlesinden hoşlanmanın keyfini sürmekte yerden göğe kadar haklısın.
o resim harbi yikiliyo , yuh , ne guzel cekmissin be (dd nin koydugu resim)
keyifle okudum , resimler sabah sabah o kadar guzel geldi ki , eline diline motoruna saglik
Kayıt: Sep 25, 2003 Mesajlar: 257 Nerden: Istanbul
Tarih: Cum Ksm 05, 2004 8:55 am Mesaj konusu:
İşte budur Doğrusu senin birşeyler yazacağından hiç ümitli değildim.
Nolur bir daha arayı bu kadar açmıp bizi harika anlatmından ve fotoğraflarından mahrum bırakma, ok _________________ Özden GÜNEY
F 650 GS- O BIR HAYDUT
www.womenriders.net
Yavuz Allah ellerine ve Tit'e sağlık versin .
Yazı tarzını özellikle çok beğendim. Sürükleyici olmuş tekrar tebrik ederim bir solukta okudum. Tel faturası fazla gelmez üzülme zaten sabit 69 YTL veriyoruz.
Kendine ve Tit e iyi bak
Saygılar _________________
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız