Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Aug 03, 2003 Mesajlar: 292 Nerden: İzmir, Istanbul
Tarih: Prş Ekm 07, 2004 7:02 am Mesaj konusu: Özüne dönüş : Bisiklet!
Aslında bu yazıyı önce Airport'un "Araba Kullanamıyorum!" topic'ine cevap olarak yazmıştım. Ama sonra baktım dolmuşum, kaptırdım anlatıyorum, kıyamadım ayrı bir topic açtım. Aynen kesip - yapıştırıyorum. Buyrun
Airport,
Ben araba - motor geçişlerine alıştım. Bi Land Rover, bi Palio, bi GS arasında gide gele adaptasyon sürecim iyice kısaldı artık. Bir de İzmir'in trafiginin nispeten sakin ve düzgün olmasının buna katkısı olabilir. Herkes şeridinde adam gibi gittiği için öyle fazla manevra yapma gereği hissetmiyorsun.
Bu ara adapte olamadığım yeni bir şey var : Bisiklet. Yahu biz ne ara bisiklete binmeyi bırakıp da motor üstüne attık kendimizi ben utanıyorum bu aralar . Yani tek beygirle yaptığım işlere bazen ben bile inanamıyorum.
Adaptasyonla ilgili şöyle problemler var ama :
1. Fren, alışmışım elim ön frende gezmeye, bisiklette sağ elde arka fren var . Gerçi daha beygirin bacakları açılmadı tam, fazla hız yapamıyorum ama gerektiğinde ön freni sıkma konusunda gecikirim gibi geliyor. Hemen hemen hep arka frenle duruyorum. Ancak iş ciddiye binerse hemen aklıma geliyor, asılır asılmazda bildiğimiz tanıdık ön fren hissi devreye girip "ZINK" diye kasılıyor alet. Ama frende bisiklet durunca seleden atlayıp durma avantajı var, öne doğru oluşan ivmeyi de öyle hallediyoruz Bir de bayır inerken abuk sabuk fren denemeleri yapıyorum. Baya ciddi tepki veriyor alet. Mesela bir ön bir arka sık bırak, elle ABS (göz kırpma hızından bile hıphıslı ) gibi teknikler sonucunda alet "ulan bu beygir manyak çıktı biraz, inşallah sonumuz hayır olur" diyordur herhalde. Ama tepkiler benzer, arka fren yüksek hızda virajda emniyetli değil. Bir de motor freni yapma şansım yok, debriyaj hep çekili yani
2. Oturuş pozisyonu : Hani endurocuyuz ya, mountain bike (MTB) yakışır diye tereddütsüz MTB'a bindik ama gel gör ki kazın ayağı başka türlü. MTB bile olsa aletin oturuş pozisyonu SS'a yakın. Öne doğru kapanıp gidona yapışmamak için kollarından güç alman gerekiyor. Tabi haldır haldır pedal çevirirken gaza gelip iyice öne yüklenirsen avuç içlerinden uyarı sinyali geliyor biraz sonra "Yavaş la, yavaş heyvan!" diye. Mecburen ağırlığını dengelemeyi öğreniyorsun. Hele ebatlarıyla ilgili burada detaylı yorum yazmayacağım ama en kibar tanımıyla "dar" olan selenin üstünde oturmaya çalışırken "Motorun nesini seversin?" dediklerinde selesini diyeceğimi hiç düşünmemiştim
3. Kırmızı ışıklarda kalkış İlk durduğum kırmızı ışıkta olanları görmeniz lazımdı : Arabaların arasından beygiri ve MTB en öne kadar ilerler, ışığın altına yerleşir ve ayak pedalda ışığa bakarak beklemeye başlar. Işık sarıya döner... nırınıııımmmm...... beygir pedala basınca (yani gazı açınca) altındaki iki tekerli cihazın uzayıp gitmesine ve arabaların hasetle çatlayarak kaplumbağa gibi hızlanmasına alışmıştır. Amma kaz bir kez daha ayağını farklı türde sunmaktadır. Beygirimiz "Iıııhhh--hığğnnnhhh" sesleri arasında arabaların egzos gazlarını yutarken gerçek kaplumbağanın kim olduğunu çok acı bir şekilde anlar.
4. Kaç yapıyo abi : Ortalama 18 - 20 km süratlere çok rahatlıkla ulaşılıyor. Hiç öyle yorulmadan, kendini parçalamadan hemde. Maksimum sürat ise şimdilik 40 civarında, arkadan köpek kovalarken o da
5. Ne kadar yakıyo abi : En son bi elmayla 33 km gitti.
Selamlar,
rookie the yahu bu kadar yazdım, bunu ayrı bi topic mi yapsam acaba. evet yapiyim hakkaten
Kayıt: Feb 09, 2004 Mesajlar: 409 Nerden: İstanbul - Bağcılar
Tarih: Prş Ekm 07, 2004 7:18 am Mesaj konusu: Re: Özüne dönüş : Bisiklet!
Ne güzeldir bisiklet...
Benim hala gözüm takılır yeni modellere. En son kardeşim için diye aldığım bisikletim geldi aklıma. Yaklaşık 2 ay doğru dürüst binememişti benim yüzümden. Hala da içim gider görünce bisikletle gezenleri. Lakin istanbulda motosiklet kullanmak bile bu denli tehlikeli iken birde bisiklet kullanmak
Bir sevdadır 2 teker
Sevgi ve saygılar.... _________________ H. Oğuz DOĞRU
İkitekerin huyundanmıdır suyunda mı,bilinmez hastalık yapıyor.
Biz hala motorsuz ikitekerdeyiz,ama zevk için haftasonu 1-2 kez binelim falan değil.Hakkını veriyoruz gerçekten,uzunyol bisikletçileri bilirler.
Bizim bisikletle gidemeyeceğimiz yer yok.
Evden işe,işten eve .Ankaralılar bilir eryaman-Kızılay hattını her gün
sabah ve aksam (25+25=50Km) aşındırıyoruz.Yorulmuyormusunuz derseniz gitmediğimiz günler daha fazla yoruyur,otobüs metro kuyruk bekle dur kalk .....
Eee,malum birde trafik var tabiki.İstanbul yolu neredeyse 6 şerite yakın ve bir nevi otaban gibi çok fazla zorluk çekmiyoruz.A birde kasksız hiç bir zaman binmiyoruz.
Yoldakilerin çoğu zaten turist zannediyor,fazla elleşmiyorlar.Tabi sığır her yerde var olacak o kadar.
Ama sezonu kapattık kapatacağız dönüşlerde hava artık kararıyır o yuzden hafta içi binemiyoruz.Ama hafta sonları,kızılcaham,cubuk,ayaş gibi kısa geziler yapıyoruz.
Bu yaz en uzun gezi istanbul oldu.En eski istanbul yolu,ayaş-beypazarı-çayıryan-nallıhan-mudurnu-sakarya-kocaeli hattında gittik.Bir ara resimler ile beraber buraya gezi notlarını koyalım dedim arkadaşa,ne de olsa iki teker dedim kimse anlamaz motorsuz olduğunu .
Ya boşver burası motosiklet gezilerine ait falan dedi vazgeçtim.Ama hazır böyle bir başlık açılmışken gezi resimlerini koyacağım.3 günde gittik,başarabilirsem buraya koymayı düşünüyorum.
Kayıt: Aug 03, 2003 Mesajlar: 292 Nerden: İzmir, Istanbul
Tarih: Prş Ekm 07, 2004 10:20 am Mesaj konusu:
biker_tr, abi sağol.
Çok zevkli bisiklete binmek. Bir de sağolsun iki, üç ciddi anlamda bisiklete binen arkadaş beni zehirlediler. Şimdi beygirin yemiyle, suyuyla, nasıl gidip nasıl duracağını falan ilgileniyorlar hep. Yandılar yani
Bir de konunun aksesuar alımı var. Zaten benim en sevdiğim şey para harcamak. Onunla da ilgili bir kaç karşılaştırma yapayım elim sıcakken
Kask :
Bilenler : "Kasksız binilmez bak çok tehlikeli olabilir, mutlaka kask alman lazım" Bana diyor bak robocop rookie'ye.
beygir rookie : "Tamam abi alalım, kaç paradır?"
Bir bilen : "Valla ucuzu da var ama iyi bişey almak lazım, biraz pahalı olabilir"
ben : "Olsun abi, kaç paradır, olmuşken iyisi olsun, kafamdan kıymetli mi?"
Bilenler : aralarında şaşkın ve memnun bakışıyorlar.
Bir satan : "Sana 30 milyona olur kardeş, bak burda renkleri var"
ben : "Hmm.. peki abi, kredi kartı geçiyo mu?" (İçimden : 3 tane alıyım, kıyafet ne giyersem ona uygun renk kask takarım )
Vites değiştirme mekanizması - Shimano GS100 (GS'i biliyorum ama 100cc beni mi kast ediyor acaba )
Usta : "Durmaktan yağı donmuş bunun (Bisiklet iki yıldır balkonda yatıyordu) değiştirmek lazım ama çift değişir bunlar. Seninki de Shimano biraz pahalı"
Ben : "Abi eyvah, zaten kaska tonla para verdik. Kaçadır ki bu?"
Usta : "Çifti 18 milyon, ucuzu da var ama Shimano'ya olmaz onlar"
Ben : "Puhahahaha .. ehem yani, tüh tüh tüh... neyse abi değiştirelim, kart geçiyodu di mi abi?"
Bisiklet forması : Bir kaç gün t-shirt'le binip terleyip sonra rüzgarda ter soğuyup sakata gelince, gidip sordum.
Bir satan : "Var tabi, bak iyileri var burda"
Ben : "Kaç para abi bu , en büyük hangi beden var?"
Satan : "15 milyon, XL olur sana"
Ben : "Peki abi, aliyim bi tane, sana da bütün paramızı bayıldık bu ara yahu (5 farklı renk var, ama hepsini alsam yanına kask da almak lazım o renk )"
Satan : Gevrek gevrek gülerek (iyi oldu düştü bu kuş, iyi para kazandık)
Kimse ne olur parayla ilgili şımarık imalarımı yanlış anlamasın. Hepimiz motor aksesuarı alıyoruz, o paralara alıştıktan sonra hakkaten ilk başta şımardım. Ama şimdi alıştım mertebelere, pazarlık yapabilir hale bile gelirim yakında
Ugurcan77,
Ben 7'den önce evde olamadığım için mecburen hep karanlıkta biniyoruz. ledli bir ön lamba (20 milyon) bir de gene ledli, kara şimşek gibi yürüyen ışık efekti bile yapan arka stop lambası aldım (unuttum kaç paraydı - 5 milyon galba) onunla sakin yollarda bayağı rahat gidiyoruz. Bir de Cateye yol bilgisayarı aldım. Herşeyi gösteriyor bi tek ortalama tüketilen yakıtı göstermiyor. Mesela gösterse ya bi elma, iki hamburger falan diye
Ancak şehir içi trafiğe alışamadım daha, 20 - 30 km'lik yollar geziyoruz günde. Akşam 9 - 10 gibi falan evde oluyoruz. Biraz daha alışıyim beygiri rampaya da vurucaz ama daha yemiyor gözüm
Tarih: Cum Ekm 08, 2004 11:45 am Mesaj konusu: Re: Özüne dönüş : Bisiklet!
rookie demiş ki:
Adaptasyonla ilgili şöyle problemler var ama :
1. Fren, alışmışım elim ön frende gezmeye, bisiklette sağ elde arka fren var
Ben de bisiklet kullanırken ağırlıklı olarak ön freni kullanırım. Ön fren sağda olduğu için ilk defa motosiklet kullandığımda bunun sıkıntısını çok yaşadım. Ben cart diye motosikletin ön frenine asılıyordum.
Çözümü buldum. Bisikletin ön arka frenlerinin yerini değiştirdim. böylece en iyi ihtimalle motosiklette debriyaja asılmış olurum _________________ İkitekercilere edilecek en güzel dua
Hep ikiteker üzerinde kalasın...
________________
Fatih Küçük
Hamsilerin Efendisi
Müzmin Artçı
________________
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Cum Ekm 08, 2004 2:48 pm Mesaj konusu: Re: Özüne dönüş : Bisiklet!
OTSUKARCI demiş ki:
rookie demiş ki:
Adaptasyonla ilgili şöyle problemler var ama :
1. Fren, alışmışım elim ön frende gezmeye, bisiklette sağ elde arka fren var
Ben de bisiklet kullanırken ağırlıklı olarak ön freni kullanırım. Ön fren sağda olduğu için ilk defa motosiklet kullandığımda bunun sıkıntısını çok yaşadım. .....................
Otsukarci, bir yanlisin var galiba...Bisiklette sag elde arka, sol elde on fren vardir. Rookie nin dedigi gibi yani. Yada sende tuhaf bir model var, hic rastlamadim oylesine
Rookie, hemen benim yaptigimi yap, frenlerin yerini degistir. Sag ele on freni koy, cok rahat edersin. Bazi modellerde pek kolay olmayabilir ama her zaman mumkun.
Bende de bisiklet hastaligi vardir. Bir ara cadirli madirli bir Marmara denizi turu falan yapmistim...Turing meraki oradan geliyor zaten.
Bende yıllar önce bir İngiliz bisikleti vardı (sanırım Dawes markaydı) ve frenleri ters yerdeydi yani sağda ön, solda arka. _________________ Basri Utku
Aprilia Pegaso 650 i.e.
1998 yılında Kasım ayında bir perşembe günü Aydın'ın Söke ilçesinden İzmir'e MTB ile arkamda 30 kg çanta ile 8 saatte gelmiştim.(120 km)
'' Bisikletimi çok seviyordum.Her yerini kendim tamir ediyordum.Boyasını sprey boya ile bayağı bir uğraştan sonra kendim boyamıştım.Hızlı gidebilmek için öndeki ayna dişlileri değiştirmiştim.O yüzden bisikletim 18 vites iken 12 vites olmuştu. Tabii yokuşlara gelince oldukça zor oluyordu.Bir gün çalındı malesef...''
Selçuk inişi (8 km iniş)muhteşemdi.Km göstergesi 75 km yi gösteriyordu.Frenlere arada bir basarak hızımı kesmeye çalışıyordum.Eğer frenleri tam olarak kullanırsam biliyordum ki frenlerin pabuçları bitecek ve ben Selçuğa ulaştığımda duramayacağım.
Yolda hep turist zannedildim.Bir taraftanda iyi oldu.Yola çıkmadan önce yanıma bir sürü gofret ve enerji veren yiyecek almıştım bu yüzden hiç bir yerde mola vermedim''size doğru gelmeyebilir ama samimi söylüyorum''
Eve ulaştığımda bitkin bir haldeydim.Ertesi gün hiç dışarı çıkmadım''daha doğrusu çıkamadım''Bir hafta boyuncada bacaklarım hep ağrıdı.
İkitekerleri seviyorum.Ve hep seveceğim.Nankör olsalarda....
Kayıt: Aug 03, 2003 Mesajlar: 292 Nerden: İzmir, Istanbul
Tarih: Pts Ekm 11, 2004 10:26 am Mesaj konusu:
Donald_Duck demiş ki:
Rookie, hemen benim yaptigimi yap, frenlerin yerini degistir. Sag ele on freni koy, cok rahat edersin. Bazi modellerde pek kolay olmayabilir ama her zaman mumkun.
DD, galiba yapacağım o değişikliği. Gerçi bisiklete binmeye başladığımdan beri (nerdeyse bir ay olacak, ilk heves ya bi de balayı yaşıyoruz şimdi, motor kıskanmıyordur inşallah. O da ilk geldiğinde Land Rover kıskanmıştı. Bu işler böyle napalım, maymun iştahlı sahibi olunca adamın işi zor tabi ) hiç motora binmedim. Ama sonuçta bisiklette durmak için arka freni kullanıyorum. Yani bisiklette de sağ el, motorda da sağ el. Bisiklette ani durmam gerekirse sol el devreye giriyor. Hmmmm.... scooter kullansam belki ama herhalde motor - bisiklet uyumu her şekilde sağlanamayacak .
Yok yok vazgeçtim ben, kalsın arka fren sağ elde
memati demiş ki:
Eğer frenleri tam olarak kullanırsam biliyordum ki frenlerin pabuçları bitecek ve ben Selçuğa ulaştığımda duramayacağım.
Muhteşem bi hız 75 km/saat. ortalama 15 km/saatle 8 saat de inanılmaz. Ben öyle bir şeye kalkışsam ölürüm herhalde şu an. Ama fren bitince ayakla tekere basarak her zaman durabilirsin (sorumluluk kabul etmem abi, ona göre)
evet, buyrun bisiklete, beygirleri görelim
Selamlar,
rookie the yahu bölücülük yapıyo diye atmasınlar bizi forumdan
Ben de 8 sene kadar sürekli bisiklete bindim..ilk ciddi bisikletimi babam 1994 te almıştı..bilenler bilir BİSAN'ın ART 920 Modeli idi..Full Shimano Altus A-20 vites takımı vardı üzerinde..Güzel bi metalik boya hafif bir kadrosu vardı..5 sene boyunca kullandım..sonra da sattım yakın bi arkadaşıma ve o da şu anda o bisikleti kullanmakta..hayatımda kullandığım en sorunsuz bisiklet de bu oldu zaten:)
bu arada bu bisikletle yaptığım karaburun gezisi vardır..bir gece iki gün sürmüştür ve toplamda 180 km civarı yol yapmısımdır..da onu daha sonraya bırakıcam..
ikinci bisikletimi ünv. birinci sınıfta topladım..bilenler bilir, 1999 model full shimano STX-RC 24 vitesli takım döşedim aluminum apenin kadrosu üzerine..amortisörü de marzocchi hidrolik ve havalı bi amortisordü:)ama ne yazık ki 2000 yılı bahar ayında çalındı..verdiğim 500 dolar da bu şekilde uçup gitti..
ben yine de yılmadım, izmirde bi toptancıdan Kalloy marka Al 7005 alaşımından bi kadro buldum 100 dolar para verdim..ama malum öğrencilik hali, bisikletin üzerine takım taklavat döşemem için 1.5 sene sabretmem gerekti:)çünkü istediğim bisiklet malzemeleri(dişli, vites kolu, fren)çok pahalı idi..2002 yazında bi şantiyede çalıştım ve biraz para biriktirdim..
sonbahar döneminde de bi fırsat çıktı karsıma va ikinci bisikletimi toplamaya giriştim..bu sefer de 1998 model shimano deore LX aynakol XT aktarıcılar kullandım..vites kollanrını da grip shift srt 800 seçtim..ama memnun kalmayıp STX-RC olanlarla değiştirdim..2 senedir de ankara da okulda sağda solda kampuste surekli kullanmaktayım..bakımlarını da kendim yapıyorum...gayet sağlam bi bisiklet oldu yani..her motorcunun bence böle hoş bi bisikleti olmalı ...
onun dışında bizim bölümde mezuniyet projesi olarak bisiklet vitesi dizayn ettik..nasıl bi takım derseniz bu scooterlarda kullanılan CVT nin bisiklete uyarlanmış hali işte..yani zincir yağlama derdi yok..vites geçti geçmedi derdi yok..ara oranları da rahatlıkla sağlayailiyosun:)yahu keşke birilerinin aklına gelse de bunu üretse ..bence çok konforlu olabilecek bi alet olurdu:)
neyse işte böle benim bisiklet maceraları da..
bu sitede bisiklet ile ilgilenen arkadaşar var ise yardım olmak isterim..toplama konusunda epey tecrübe sahibi oldum sayılır..ya da yeni şeyler de öğrenmek isterim..herkese iyi günler diliyorum:) _________________ emirhan
02 R1150R
8 yıl kadar önce Gökova körfezinde orman yolunda bisiklete binerken 10 kadar AT ile karşılaştığımızda gruptan biz iki arkadaş enduro almaya karar vermiştik ve aldık,aradan yıllar geçti ve bu yıl kendime çok güzel bir yarış bisikleti aldım ve Ev-iş arası (Ümitköy-Sincan Org.San.)pedallamaya başladım motorla dönüşümlü olarak;motorlu yada motorsuz keyif ikitekerde.
Rookie,
Tüm bu bisiklet aksesuarlarını nereden aldığını sorabilir miyim? Bisiklet uzunca bir süredir benim de gündemimde. Hem pratik hem pragmatik nedenlerle. 2 şişe bira içtim diye alkol kontroluna yakalanmak istemiyorum. Ne tür bisiklet tavsiye edersin onu da öğrenmek isterim. Çoğunlukla Bornova-Alsancak-Karşıyaka üçgeninde kullanacağım.
Önerilerin için peşinen teşekkürler.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız