Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
|
AFRO Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 260
|
Tarih: Pts Ağu 09, 2004 6:53 pm Mesaj konusu: Konsantre gezi (Delmece Yaylası) |
|
|
Evet gerçekten de konsantre bir gezi yaptık arkadaşlar. Yaptığımız yol toplam 300 km ve 3 motor 4 adette homo sapiyensten müteşekkil bir ekiple yola çıkmamıza rağmen içinde yok yoktu. Ahan da harita. İnanmazsanız ölçün!
Ahan da homo sapiyensler isterseniz sayın!
(Bitane de objektifin arkasında, etti 4!)
Efendime söyleyim, olay şöyle başladı. Perşembe günü herşey muallakta sallanırken bir de cuma günü işyerinde olamamamı gerektiren bir iş çıkmaz mı. Yapacak bir şey yok. "Ekmek parası ne yapalım, önce iş" deyip bütün günü galata da bir damda geçirdikten sonra beyin haşlama bir vaziyette ajansa döndüm. Şu benim topic'e (Nur topu gibi) ne olmuş diye siteye daldım. Kimseden haber yok. Daha önce katılmak isteyen Batu ve Özden'in de bende telefonları yok. Hemen OTA'a bir mesaj yazarsın. Metin Koca'da sağolsun bir cevap yazar. Özden'in telefonunu buluyorum. Anlaşıyoruz.
Sabah kalkıp yayıla yayıla kahvaltı edilip, eşyalar toplanıyor. Nasıl olsa saat 13.00'da yola cıkılacak. Acele etmeye gerek yok. Bir telefon Halil. "Ben de geliyorum" köprü çıkışına gelemessem Eskihisar'da buluşuruz" diyor. OKleşiyoruz. Son anda verdigği bir kararla Ayşegül'de bana katılmaya karar veriyor.
Ben de herkes Avrupa yakasındaymış gibi köptü çıkışlarında randevu veriyorum herkese. (Klavuzu karga olanın... hesabı) Zavallı Özgen karşıya geçip sonra tekrar Anadolu yakasına geçmek zorunda kalmış. Ama yanlış köprüden geçmiş. Biz bekliyorum, o bekliyor. Neyse ki çok beklemeden telefonlaşıyoruz. Tem gişelerinde buluşacağız. Ama biz E5ten gitmek istiyorduk. Belki eski istanbul yolu girişini bulup oradan gideriz diye de konuşmuştuk. Gişelerden geri dönüş olmadığına göre bir önceki kavşakta beklersek Özden'i gelirken görür ve Tem'den ayrılırız diye düşünüyorum. Özden geliyor. Temden ayrılıyoruz. tabelaları takip edere insanlara sorarak E5'e çıkmaya çalışıyoruz. Bir de bakıyoruz ki buluştuğumuz yerdeyiz. Daha fazla zaman kaybedemeyiz, otobana giriyoruz.
Ortalamamız hızımız 80. Otobandan çıkışta gişelere yanaşıyoruz. Özden bana "daha hızlı gidebilirsin, yetişirim" gibilerinden birşeyler diyecek ki. orada pişmaniye satan bir amca lafa ortayerinden dalıyor. Bana dönerek "Aman evladım hızlı gitme. Yavaş git daha iyi." Özden'i kastederek ÇOCUK YETİŞEMEZ SONRA".
Lafının sonu gelmiyor birtürlü. Oradan kaçarcasına uzaklaşıyoruz.
Eskihisar'da Halil bizi bekliyor. Meşrubatlar, sular derken vapura biniyoruz. Ön güvertede püfür büfür rüzgar eşliğinde bir yolculuktan sonra basıyoruz gaza. Önce Yalova soradan Çınarcık. Alışverişimızi yapıp denize giren, güneşlenen insanların arasından geçip yayla yoluna giriyoruz.
Önde biz (Yolu biliyorum ya) arkada Özden, en arkada Halil. Arada bir durup, arkadan gelenleri kontrol ederek tırmanıyoruz. Özden umduğundan çok daha iyi. Yol bir kaç noktada iri çakıllarla kaplanıyor, koyaklarda çok iri kayalar zemini bozuyor ama binik YBR banamısın demiyor. Toprak yol kupkuru. Bizde birşey yok ama yukarı vardığımızda arkadaki motorlardan ikitane fırıncı yamağı iniyor.
Etrafa bakınıyoruz. Solda kapm yapmak için en uygun yerde bir gurup çadır, bir otobüs ve bir iki araba duruyor. Otobüsün üzerindeki yazı Yalova Halkoyunları ekibi. Arkadaşlar yaylada horon tepmeye gelmişler anlaşılan. Aman diyoruz, fazla yaklaşmayalım. Nede olsa biraz kuş sesi dinlemeye geldik. Yayla boyunca yolda ilerliyoruz. Nereye konuşlansak acaba? "Güneş şuradan batıyor, demekki şuradan doğar, o zaman şurası gölge olur, şurası güneş olur" kritikleri derken yolun sonuna geliyoruz. Önümüzde koca bir su birikintisi var. Genişligi 15m var ve bütün yolu kaplıyor. Çamurlu suyun dibi de görünmüyor. Ya dibi balçıksa ve saplanırsak diye düşünerek geri dönüyoruz. Çadırları Halk oyunları ekibinin birkaç yüz metre bitişiğine kuruyoruz. "Nasıl olsa yarın hava yağmurlu görünüyor. bırakın sabah güneşte kalmayı da ya geri dönerken yağmura yakalanırsak" diye de yusuf yusuf atarak yerimizde karar kılıyoruz.
Nere de bir düzlüğün ortasında tek bir ağaç varsa, altında bir kamp ataşi mutlaka vardır. Burada da var. Eyvah su kabınız eksik. Herkes eşyalarına şöyle bir bakınıyor. 3 adet küçük pet şişe ve bir çaydanlıktan başka kap yok. Halil yayladaki insanlardan istmeyi öneriyor. Öyle yapıyoruz sağ. Teyzenin biri 5 Lt'lik bir şişe veriyor. Hayatımız kurtuluyor.
Biz Halil le ben sudan döndüğümüzde bir de bakıyoruz kızlar ateşi yakmış bile.
(Arkası yarın) _________________ Tolga Demirel
AfricaTwin
KTM EXC 450 |
|
Başa dön |
|
|
BaSuT Tecrubeli Uye
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 2087
|
Tarih: Pts Ağu 09, 2004 7:50 pm Mesaj konusu: |
|
|
Havanın çok keyifli olmamasına rağmen iyi bir gezi başlangıcı gördük raporda
Yahu Özden, sen valla bu gezi işini iyi kıvırmaktan öte işi biraz abarttın galiba . Altına aldın bir sinek vızıldaya vızıldaya hiçbir şeyden geri kalmıyorsun. Diyecek tek sözüm var
HELAL OLSUN |
|
Başa dön |
|
|
Donald_Duck Tecrubeli Uye
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
|
Tarih: Pts Ağu 09, 2004 8:43 pm Mesaj konusu: |
|
|
|
|
Başa dön |
|
|
Kaan Tecrubeli Uye
Kayıt: Oct 14, 2003 Mesajlar: 677 Nerden: Samsun
|
Tarih: Sal Ağu 10, 2004 7:18 am Mesaj konusu: |
|
|
TEYZELER GEZEEEEER , AMCALAR GEZEER
Ne güzel geziler ya bunlar. Çalışmak zorunda olanlara of çektiriyor. Ellerinize sağlık.
Sagılar _________________
KTM 640 Adventure
SAMSUN |
|
Başa dön |
|
|
AFRO Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 260
|
Tarih: Sal Ağu 10, 2004 1:11 pm Mesaj konusu: |
|
|
(Devamı)
Birlikte odun topluyoruz. Odunların olduğu yerle bizim aramızda turbalık var. Ben bu bitkilerin sadece Kuzey Avrupa'da olduğunu sanırdım. Meyer ülkemizde de yaşarlarmış. Dalıyorum hemen. Yeni botlarımı da denemiş olucam ya. Su geçiriyorlarmı diye. Gecirmediler neyseki. Çok eğlenceli birşey bu turbalar. Şöpü şöpür yüzen yumuşak bir yorganın izerinde yürüyorsunuz.
Odun işi de tamam. Hava da daha tam kararmamış. "Butun yolu Ayşegül ve 3 adet çantayla 300 kg gelen bir motorla teptikten sonra biraz da boş motorun tadını çıkarmak lazım" deyip. çantaların hepsini söküyorum ve veriyorum gazı. Aman allahım! Koca motor kuş gibi geliyor. Patinaj yaparak arkayı attıra attıra kalkmalar mı dersiniz, arka fireni kökleyip 5-10 metre kaymalar mı? Yaylanın tozunu attırıyorum sizin anlıyacağınız. Mitas'lar da sağolsun toprağı acayip seviyorlar. Alandaki hendekler ve küçük tümsekler çerez gibi geliyor. Ama derin olanlarına dikkat etmek lazım. İnsanın karşısına birden çıkıyorlar. Sonra kendini suda bulmak ta var. Kısa zaman önce Tiger'le değiştirmeyi düşündüğüm motorumu değiştirmediğime çok seviniyorum ve biraz daha seviyorum Africa'mı. Boşken arazide tadına doyum olmuyor.
Hava kararıyor. Sucuk, şarap, közlenmiş biber ve doyulmaz bir sohbet. Hava bir bulutlanıyor bir açıyor gece. "Acaba yarın yağmur yagacakmı" endişesi içinde kaderimize razı olup cadırlara cekiliyoruz.
Sabah güneş cadırdan sızmaya baylar başlamaz uyanıyorum. Ayşegül'ün uyanmaya hiç niyeti yok. Uykuyu oldum olası sever zaten. Sabahın tadını yanlız çıkaracağım. Fotoğraf makinesini alıp çıkıyorum dışarı. Havada ince bir sis var ve herşeyin üstü ciğle kaplı. O dinginlik içerisinde yayla evlerine doğru ilerliyorum.
İşte sabahın erken saatlerinde Delmece Yaylası:
Dönüp ateşi yakmak için odun topluyorum. O arada herkes yavaş yavaş pirelerini dağıtıyor.
Halil'in başka bir dünya ait süper, muhteşem, olağan üstü ocak seti ile yumurta haşlıyoruz. iyice enerjiyi bünyeye topladıktan sonra aktivite zamanı geliyor. Ayşegül Özden'in YBR'sini kullanacak. Sonunda ayakları yere degecek yükseklikte bir motor bulmanın keyfi ile korumaları kuşanıyor. Ha! Unutmadan. Artık gavur malı motor kıyafetlerine servet bayılmaya son. İlk defa Ayşeğül'ün üzerinde göreceğiniz halis mulis Sümerbank üretimi motor pantolonu aşağıda:
İlk kalkışta stop ettirir diye bekliyorum ama boşuna bekliyorum. Ayşegül bir koşu yayla meydanını bir turlayıp dönüyor. Gelirken bir ara ayağa bile kalkmaz mı. Eee! Kimin sevgilisi. Woman Rider olmanın zamanı gelmiş diye düşünüyoruz. Hemen Özden Woman Rider çıkartmalarını Ayşegüle veriyor. Şimdilik arabaya yapıştırıcak. Ama fazla uzun sürmez motora da yapıştırır artık.
Sonra da ben ve Özden dün gördüğümüz, yolun sonunu getiren su deryayı kontrol etmeye gidiyoruz. Eğer oradan geçebilirsek Gemlik tarafından geri döneriz diye düşünüyoruz.
Boş motorlarla batarsakta çıkarması zor olmaz diye düşünüyoruz. Önce Özden su geçirmez botlarıyla suyun içine doğru birkaç metre ilerliyor. Zeminin balçık olmadığına kanaat getiriyoru. Derinliği önemli değil diye düşünüp dalıyoruz. Ben geçiyorum. Özden öyle bir dalıyor ki motor da kendisi de baştan aşşağı yıkanıyor. Büyük zevk alarak birkaç defa daha geciyoru.
Sırıl sıklam kamp alanına dönüp. Sudan geçtigimizi. Sorun olmadığını. Gebze tarafından geri dönebilecegimizi digerlerine söylüyoruz. Toparlanıp hep beraber yola çıkıyoruz.
Suya geldiğimizde ben önçe bizi videoya çekmesi için Ayşegül'ü karşıya geçiriyorum. Sonra geri dönüyorum. Sırayla suları fışkırtarak karşıya geçiyoruz. Bir de ne görelim? Ayşegül yanlış düğmeye basmış. Hiçbirşem çekememiş. Haydi baştan. Kim dert ederki. Birdaha geçiyoruz
Yolda yanlış bir yerlerden dönüp gemlik yolunu kaçırmışız. Yol kenarındaki bir amca Biraz ilerden yolun 3'e ayrılacağını, en sağdaki toprak yoldan gidersek Kaplıca diye bir yere çıkacağımızı söylüyor. Toprakyol! Hemen gemlikten vazcayıyoruz. Bu arada yol kenarında bulduğumuz bööötlenlerin iriliginden bahsetmeyi de atlamamak gerek.
İşte:
Kaplıca'dan sonrası biraz sıkıcı. Hafta sonu nedeni ile deniz kıyısına akın eden insanlar yüzünden araç trafiği baya yoğun. Aslında uygun zamanda çok zevk alacağımız tatlı virajlarla dılu bir kıyu yolunda ilerliyoruz.
Cınarcık civarlarında bir cay molası veriyoruz. Halil yalovadan karamürsele doğru ilerleyip bildiği bir alabalık çiftliğinde akşam yemeği yemeyi öneriyor. Herkese uyuyor bu fikir. Basıp gidiyoruz. Haftasonu malak yapmak için çok uygun bir yer. servis te biraz ağır olunca güzelce dinleniyoruz. Böyle bir yerde de ağır olmalı zaten. Fast-food usülü acele yemek bekleyen gelmesin. Bir de hamaklar vardı ki etrafta bir yaksak birdaha kalkamayız deyip yaklaşmadık bile.
Sonrası bildiğiniz istanbul dönüşü. Vapur ve tem. Çok eğlendik, çok zevk aldık. Doğada sürdüğümüz her metre, hafta içine katlanmamız için bize güç verdi. Beni yanlız bırakmayan Özden ve Halil'e ve de Ayşegül'e çok teşekürler.
Not: Aklıma gelmişken. Delmece'ye gitmeyi planlayan ama hortum bulamamaktan korkan arkadaşlar varsa korkmasın. Hortum var!
_________________ Tolga Demirel
AfricaTwin
KTM EXC 450 |
|
Başa dön |
|
|
DrDakar Tecrubeli Uye
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
|
Tarih: Sal Ağu 10, 2004 5:43 pm Mesaj konusu: |
|
|
Fotograflar cok guzel, yalniz AT nin yakin plan bir kac resmi daha olsa dahada iyi olurmus.
Sumerbank motor pantalonu ayaga kalkinca siyahami donmus, yoksa o Ozdenmi? _________________ Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com
www.gamsizseyyah.com |
|
Başa dön |
|
|
AFRO Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 260
|
Tarih: Sal Ağu 10, 2004 6:09 pm Mesaj konusu: |
|
|
Sevgili DrDakar, istediğin AT olsun.
Pantolona gelince. Ben söylemeyi unuttum. Malzemenin rengi ışığa göre renk değiştiren türden. Janjanlı, kımıl kımıl birşey. Çok özenmiş adamlar bildiğin gibi değil. _________________ Tolga Demirel
AfricaTwin
KTM EXC 450 |
|
Başa dön |
|
|
altugsaygili Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 31, 2003 Mesajlar: 1861 Nerden: Muğla
|
Tarih: Sal Ağu 10, 2004 6:17 pm Mesaj konusu: |
|
|
tolgacim ellerine saglik cok guzel bir yazi olmus
fotolar da hos ,ama su alabalik tesisini de gorseydik bari
basdegirmen mi yoksa adi
sevgiler _________________ sevgiler
Altug SAYGILI
1150RT
Xcity 250 |
|
Başa dön |
|
|
ozyoz Tecrubeli Uye
Kayıt: Sep 25, 2003 Mesajlar: 257 Nerden: Istanbul
|
Tarih: Çrş Ağu 11, 2004 6:55 am Mesaj konusu: |
|
|
DrDakar demiş ki: |
Sumerbank motor pantalonu ayaga kalkinca siyahami donmus, yoksa o Ozden mi? |
1. resimdeki Ayşegül, 2.resimdeki benim.
Bu gezi benim için çaylak motorcudan endurocuya dönüşme yolculuğu oldu arkadaşlar.
Bir anlamda hala çaylaklık devam ediyor ancak artık bir sonraki motosikletimden ne beklediğimi çok açık bir şekilde biliyorum... Tolga, Halil ve Ayşegül çok teşekkürler. _________________ Özden GÜNEY
F 650 GS- O BIR HAYDUT
www.womenriders.net |
|
Başa dön |
|
|
AFRO Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 260
|
Tarih: Prş Ağu 12, 2004 3:35 pm Mesaj konusu: |
|
|
Bunları da Halil gönderdi.
|
|
Başa dön |
|
|
moradam Tecrubeli Uye
Kayıt: Aug 14, 2003 Mesajlar: 773 Nerden: istanbul
|
Tarih: Prş Ağu 12, 2004 5:13 pm Mesaj konusu: |
|
|
motorumun 2 haftadır asfaltta dolaşmaktan, tekerlerine ağrılar girmişken siz de bunu yaptınız ya...
çok canımı çektirdiniz çook. zevkle okudum raporu.
tolga, gezi zaten çok nefis de, güzel yayla fotografları için ayrıca teşekkürler.
BaSuT demiş ki: |
Yahu Özden, sen valla bu gezi işini iyi kıvırmaktan öte işi biraz abarttın galiba |
bence de |
|
Başa dön |
|
|
TA6B Tecrubeli Uye
Kayıt: Aug 09, 2003 Mesajlar: 179
|
Tarih: Prş Ağu 12, 2004 6:08 pm Mesaj konusu: |
|
|
Ne güzel.. Ne güzeeeeeeelllll...
Valla imrendim ve biraz da kıskandım inanın. Bırravoo diyorum ve şapka çıkartıyorum. Gezi ve rapor bir harika olmuş ellerinize kollarınıza sağlık!
Yalnız bişe dikkatimi çekti arkadaşlar. Tabelaya bittim inanın... Gülmekten karnıma ağrılar girdi yemin ederim. Bu fotoğrafda Hortum Var yazıyor ama ben hortum felan göremedim. Gören varsa bana bildirsin lütfen
Sevgilerimle...
"Her Yolculuk Yeni Bir Maceradır....." _________________ Gökşin Y. KIVANÇ
YAMAHA XT600 E
MSN: goksinkivanc@hotmail.com
ICQ#: 12472358 |
|
Başa dön |
|
|
|