GÜNEYDOĞU-DOĞU ANADOLU TURU-2012

[dominator]

Bugünkü son noktamız Urfa. Ama daha önce uğrayacağımız yerler var. Birecik’teki kelaynaklar ve Halfeti ziyaret edeceğimiz noktalar.

Antep çıkışındaki fıstık ağaçlarını görünce duruyoruz. Ben ağaç üstünde fıstıkları ile defa gördüm;







Tatlarına bakmak istiyorum ama henüz olmamışlar





Hasan abinin artistik bir fotoğrafını çekiyorum. Bu arada arkadaki bulutlar beni tedirgin etmeye başlıyor;



Birecik’teyiz. Tabela önü foto koleksiyonum için burada da fotolarımızı çekiyoruz;



Fırat ve Birecik köprüsü. Köprü gerçekten çok uzundu. Notlarıma göre 720 m uzunluğu, 10 m genişliği varmış. Sanırım yapıldığı tarihte ülkenin en uzun köprüsüymüş;







Şehrin simgesi kelaynaklar;



Birecik kalesi;

[dominator]

Kelaynakların yerini sorarken scoterlı biri korna çalarak gelin anlamında eliyle bize işaret yapıyor. Motosikletin üzerinde kelaynaklarla ilgili çıkartmaları görünce doğru kişiyi bulduğumuzu anlıyoruz. 2-3 km şehir dışına çıkıyoruz;



Tahminimiz doğru çıkıyor. Bu kişi kelaynak üretme istasyonunda çalışan kişiymiş Sağ olsun bizi gezdirip detaylı bilgiler verdi;

[dominator]

Kelaynaklar ile tanışıp haklarında yeteri kadar bilgi aldıktan sonra Halfeti’ye doğru yol çıkıyoruz



İlerimizde bulutlar çok karanlık. Ama yol süper;





Yeni Halfeti’ye ulaşıyoruz. Ama 4-5 km ilerimizde yıldırımlar çakıyor;



Şehre girerken yağmur damlaları üzerimize düşmeye başlıyor. Bizde ıslanmamak için çatısında korunaklı bir yer olan marketin önüne sığınıyoruz;



2-3 Dakikaya kalmıyor, gök yarılıyor. Yağmur, dolu, hepsi tam takım…



Mecbur bekliyoruz;

[dominator]

Çevremizdekilerle konuşuyoruz. Halfeti’ye 4-5 km yolumuz var. Yağmur o taraftan geldi. Acaba geçer mi, rüzgar nereden esiyor, hesap kitap içindeyiz. 45 Dakika kadar bekliyoruz. Alternatifler içinde Halfeti’yi pas geçip Urfa’ya gitmekte var. Ama buraya kadar gelmişken burayı görmemek olmaz diyoruz ve yağmurluklarımızı giyip yola çıkıyoruz. Zaten yağmur da çok azaldı. Ama daha 2 km gitmeden dolu ile karışık deli bir yağmur başlıyor. Yağmur altında Halfeti’ye ulaşıyoruz. Sahil boyunca motorlarımızı sürüyoruz. Bu havada tekne turu falan olmaz, en azından gelmişken motor tepesinden burayı görelim diyoruz. Ama bir noktada bize gelin gelin diye eliyle işaret eden birileri var. Biz durunca koşarak yanımıza geliyorlar. Tekne turu ister misiniz diyorlar. İstemez miyiz Dört kişi için özel bir tekne kaldıracaklar bizim için. Motorlarımızı park edip depo üstü çantalarımızı alıyoruz. Aynı kişilerin barajda dubalar üzerinde lokantaları da var. Orada yağmurlukları çıkarıp rahatlıyoruz;







Teknemiz geliyor;





Hareket etmeden önce yağmur durunca çevreden birkaç foto alıyorum;

[dominator]

Kaptanımız yerini alıyor;



Kahvelerimiz de gelince yola çıkıyoruz ;





Keyfimiz süper. Müthiş manzara ve “Şu Fırat’ın akar suyu serindir “ türküsüyle keyifli dakikalar başlıyor;







Manzara gerçekten çok güzel;





Hatıra fotolarımızı çektiriyoruz;

[dominator]

Karşımızda Rumkale. Kaptanımız mikrofondan bize bir çok bilgi aktarıyor. Fakat tadilat sebebiyle kaleyi gezme şansımız yokmuş.








Kalenin 3 tarafı sularla çevrili. Yani bu bölümde bir koy mevcut. Koyun karşısında teknelerin yanaşabileceği bir yer var;





Karşıdaki mağaralarda çok eski çağlarda yaşam alanıymış;



Rumkale’nin farklı açıdan başka bir fotoğrafı;





Yol almaya devam ediyoruz. Bu tekne turu süper oldu. Yolu düşenler bu geziyi yapmadan dönmesin bence;

[dominator]

Ve Halfeti’nin simgesi haline gelen sular altında kalan Savaşan Köyü görünüyor;



Köy bir koyun içinde kalmış;





Kaptanımız bizi çay molası için caminin yanındaki bir dubaya yanaştırıyor. Çay ocağının sahibi amcamız bizi karşılıyor;



Ben karaya iner inmez keşfe çıkıyorum;





Mağaralar binalara eklenmiş. Sanırım zamanında dam veya depo olarak kullanılmışlar;



Bizimkilerin keyfi yerinde;



Köyün su seviyesinin üzerinde kalan bölümü. Sanırım birkaç aile hala buralarda yaşıyormuş;





Caminin tavanı suyun altında kalmış. Buralarda dalış yapmak isterdim;

[dominator]

Aşağıya geldiğimde çayımız demlenmiş;



Amca süper. Ayak üstü gülmekten kırdı geçirdi bizi. Bu arada odun ateşinde semaver çayı da süper olmuş;



Dönüş zamanı geliyor. Tam tekneye bineceğimiz anda deli bir yağmur başlıyor;



Kaptan ayrılmadan önce Savaşan köyü koyunda son bir tur attırıyor bize;








Dönüş yolunda herkes kaptanlık hünerlerini sergilemeye çalışıyor ;

Önce Varol dümende;



Sonra Murat Abi;



Bir de ben deneyeyim şu işi diyorum;

[dominator]

Halfeti’ye dönüşte güneş az da olsa yüzünü gösteriyor;





Çok uzun sürmüyor, tekne tam yanaşırken yağmur tam gaz devam yine ;



Varol ve benim motosiklet yağmur korumalı baraj seyrinde ;



Yağmurun azıcık azaldığı anda hemen yola çıkıyoruz. Yoldan dere gibi akan sular Varol’un yazlık botlarını pes ettirince imdadına Hasan abi pratik bir çözümle yetişiyor;



Halfeti’den son manzaralar;







Yeni Halfeti’yi geçince hava düzeliyor. Önümüzde yağmur yok. Yağmurluklarımızı çıkarıyoruz. Yoksa içeriden ıslanacağız;

[dominator]

Yolda hava kararıyor. Urfa’ya 10-15 km kala bir araç korna çala çala yanımızdan geçiyor. Tamam diyoruz motosiklet görünce çoğu kişi korna çalıp, el sallayıp geçiyor ama bu kadarı da fazla oldu… Urfa girişinde birileri önümüzü kesip durduruyor. Bir de bakıyoruz ki Adana’da ayrıldığımız Şaban arkadaşımız ve Urfa’da misafir oldukları arkadaşları. Meğerse yolda bizi sollarken korna çalanlar da onlarmış Ayak üstü sohbet ediyor, Şaban arkadaşımızın arkadaşı Mehmet abi ve eşi ile tanışıyoruz.



Önceden yer ayırttığımız öğretmenevine gitmeden yemek yiyelim diyoruz. Mehmet Abi bizi Urfa’nın çok güzel bir mekanına götürüyor. Urfa’nın kebapları masamızı şenlendiriyor;



Hasan abinin mest olduğu an… Mehmet Abi bu güzel akşam yemeği ve gösterdiğiniz misafirperverlik için çok teşekkürler…



Güzel yemek sonrası öğretmen evini bulup, sivil kıyafetlerimizi giyiyoruz. Bir taksiye atlayıp çok merak ettiğim Balıklı Göl’ü görmeye gidiyoruz. Burası gerçekten büyülü bir yer;













Urfa kalesi;



Günü burada sonlandırıp öğretmenevine dönüyoruz. Yarın Urfa civarını gezeceğiz…


DEVAM EDECEK ===>>
_________________
Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan

[NORMAL-TRAKYALI]

Ellerinize ve bedeninize sağlık. Paylaşım için teşekkür ederim
nt.1: Varol'un Yağmursuz bir seyahati henüz gerçekleşmedi
nt. 2: Varol'un Büyükbabası da Kaptan dı
_________________

S.Hakan C.TUNA
A rh (+)
"NORMAL TRAKYALI"

2005 BMW K1200GT

[pycu]

Devam devam .Ahmet abicim bu raporu bölerek okumak olmaz.
_________________
İNSAN HAYATTA HATIRLAYABİLDİĞİ GÜN KADAR YAŞAMIŞTIR.
SEN KAÇ GÜN HATIRLIYORSUN ?
...PyCu...
05369710921
2004 yamaha YBR 125

[Narada]

Ahmet hocam ben Antep'de kaldım ileri gitmiyorum...
Bu akşam bu gördüklerimi sindirip yarın akşam okumaya devam ederim.
Tarihi yerlerin tanıtım yazılarını çekmen çok güzel. Hepsini tek tek büyük bir zevkle okuyorum.

Paylaşım ve emeğin için teşekkürler...
_________________
Fikret
F650 Ankara

[toaxe]

Merhaba ;

Birkaç gündür hiç siteye bakmamıştım. Açınca gördüm, kışın geldiği bu günlerde yazdan bir gezi çıkınca karşıma adeta içim ısındı.

Ne güzel bir gezi olmuş, okurken hem anılarım canlandı hemde ağzım sulandı doğrusu.

Tekerinize ve kaleminize sağlık. Ne güzel gezmişsiniz. Kutlarım.

Saygılarımla.
_________________
Toaxe / Ercüment Oğuz

34 DM 1706 - C 800 (Tortor)

[dominator]