Leh, Hindistan

[goran]

Tebrik koyuyor, halecanla yazının devamını bekliyorum.
_________________
Nomad

[toaxe]

Merhaba ,

Arkadaşlar dikkat ettinizmi Manali Leh arasındaki yolun son kısmındaki 50 millik kısımda yükseklik 3500 den 5500 mt ye çıkıyor. O yükseklikte oluşan fiziksel değişimlere insanlar nasıl dayanıyorlar acaba...

Çok güzel bir gezi...

Saygılarımla.
_________________
Toaxe / Ercüment Oğuz

34 DM 1706 - C 800 (Tortor)

[goran]

Aklimatizasyon sorunu olabilir. Bir günde ağrı dağı zirvesine 400m yukardan bakabilecek irtifaya çıkılıyor. Karakoram yolunda bayılanlar olduğunu duydum, maazallah saatlerce yuvarlanırsın şarampol bitmez deyolar...
_________________
Nomad

[A_KLR97]

Manali Leh arası,

Manalide bir kaç gece kaldıktan sonra bir sabah Keylong’a yola çıktım. Çıkmadan önce de yolun Rotang Pass’ın açık olup olmadığını teyid ettirdim oteldeki görevlilere. Arayıp birilerine soruyorlar. Manali’den sonra Leh arasındaki ilk konaklama noktası. Toplam 476 km’lik yolu üçe bölmeniz öneriliyor. İlki Keylong. Sonra Sanchu ya da Pang. Yolu yaparken farkettim arada konaklanabilecek başka yerler de var duruma göre.

Bir de unutmadan bu yol, Manali Leh arası yılın iki ayı açık, o da açık olursa açık.



Normal şartlar altında rotadaki en önemli geçit Rohtang Pass. Daha sonra geçilecekler arasında rakımı en düşük olan olmakla birlikte her an kapanabilecek bir yapıda. Bu geçidin dört beş kısmında çok çamur vardı. Ve hepi topu iki üç km’lik bu geçidi aşmam herhalde üç saat’den fazla sürmüştür. Bunun başlıca sebebi çamur ve trafik. Yolun daraldığı yerlerde adamlar öyle kafalarına göre geliyor ve zaten dar olan kimi yerler de kilitlenip kalıyor. Bu sebeple boşluğu bulduğunuz yerde dalmak lazım. Geçidin başındaki sürüşümle yukarı çıktıkçaki halim tamamen faklıydı.

Rohtang’a ilk vurduğumda önce yüksekliği hissettim ki Keylongdan sonra birdenbire çıkıyorsunuz bu geçide. Motoru çift ayaktan indirdiğinizde dahi nefes nefese kalıyorsunuz ve öte yandan da böyle sarhoş kafası gibi bir kafanız oluyor.

Rohtang’da çamura ilk saplandığım yerde irtifadan dolayı motorun gaz yemeyeceğini zannetsem de daha sonra gayet gitti alet o çamurda.. Ardından da yardıra yardıra kenardan oradan buradan geçtim çamurlu yerleri. Zaten zorlu kısımları geçtikten sonra en tepesinde geçidin düzgün yeni bir asfalt başlıyor. Sonra biraz tepelerin sırtında gidip aşağı iniyorsunuz biraz.

Bir de bu Rohtang Pass’da çamurlu kısımlardan ikincisini geçtikten sonra uzak doğulu birisini gördüm. Motoruna bir şeyler olmuş. Gidonu felan yamultmuş motorunun gaz ya da debriyaj teli kopmuş ve kendisi de irtifadan ötürü biraz dağılmış durumda. İki bakındım makine 350’lik bendeki teller olmaz olsa da gidon çıkmış gaz kolu dağılmış bir şey bir şey. Ve hepsinden önemlisi herifin konuyla alakası yok. Motoru satın almış ancak oldukça kötü durumda olduğu da belli oluyor ve sonrasında servis felan da yaptırmamış. Zaten işin de oluru yok, bu böyle gitmez dilersen bir kamyona at motoru, Manali yakın in yaptır dilersen muhabbeti ardından uzadım yanından. Zaten sevmem bu uzak doğuluları.

Rotang'da ki ilk çamurlu kısım. Ben geçerken açıktı geçit ancak pek iyi durumda da değildi. Daha erken burada olsam daha az trafiğe takılırdım zannedersem.













Burası geçitteki kötü, çamurlu kısımların ortası yarısı gibi bir yer. Epey dağıldığım bir noktaydı.



Bu arabayı görünce dumur oldum. Şöyle bir daha bir daha baktım doğru mu görüyorum diye. Geçmiş midir? Geçmiştir herhalde. Adamların algısı kesinlikle bizim gibi değil.. Öyle gidiyorlar..











Sonrası biraz asfalt ve ardından aşağı iniş başlıyor.





Bol bol su içmeniz gerekiyor rakımdan dolayı.



























Yemek yediğim yerde İspanyol bir çiftle tanıştım daha sonra da karşılaştık bir jeep kiralamışlar öyle gidiyorlardı Leh'e. Bir de Alman bir ekiple selamlaştık, kalabalık sekiz on motor.

Devam ettikten sonra şu manzarayı gördüğüm yerde keyfe keder dinlendim.












Sonra Almanlar geçti motorlarıyla peşlerinde de bir minibüs eşyalarıyla galiba.

Sonra da bu çiftçiler.














Uzunca dinlencenin ardından motora binip biraz ilerleyince motorun arka lastik patladı. Çivi batmış. Alırken iç lastiklerin yeni olup olmadığını sormuştum diye düşünüyorum.

Taa başta unuttuğum bir şey varmış demiştim. Buymuş. İki ufak levye ve bir ufak bisiklet pompası. Aklıma bunlar geldi. Buna karşın lastik oldukça düzgün bir yerde patlamıştı. O sırada önümde olan bir motosikletliye (Sunder) korna çalarak bir durum olduğunu farkettirdim, geldi. Nerede lastikçi olduğunu söyledi. Söksem götürebilip götüremeyeceğini sorup yardım istedim. Olur dedi. Sonra lastiği söküp yanımdaki yedek iç lastiği de Sunder'e verip beklemeye başladım. Kısa zaman sonra geri geldi. On km kadar ilerideki kapalıymış bir tane de geride varmış, sonra oraya gidip yaptırıp getirdi lastiği bu adam. Sonra da taktık. Ancak zincir ayarını pek iyi yapmamışım sonra bir yerde düzeltmem gerekti. Ufak levyelerimi ve bir de bisiklet pompasını yanıma almamış olmamı aklıma getirdim. Alakasız bir yerde olsa çok uğraştırırdı.







Sunder,







Bir de dedi ki Sunder Keylongdaki benzinlik dört dört buçuk gibi erken kapatıyor. Aslında bu benzinlik Keylongda da değil. Atıyorum on km önce Keylongdan. Yakalayamazsam sabah geri dönüp benzin almak istemediğimden oyalanmayı bırakıp biraz tempolu gittim yolun devamında.





Benzinciyi yakaladım kapanmadan, depoyu doldurdum ve iki bidona benzin aldım. Sonra da devam edip Keylong'a vardım.



Keylongda iki motosiklet tamircisi var. İlk iş bakındım ikisinde de benim motorun lastik ebatında iç lastik yok. Sonra otelin yakınındakinden biraz ufak da olsa yedek bir iç lastik alıp çantaya attım. Bir de motora yağ ilave ettim. Sonra otele gidip yemek yedim. Yemekte gördüğüm tamamı genç İsralli grup biraz garibime gitti. Ardından odaya gidip bir güzel sızdım.

Rohtang'ın yorgunluğu ve Keylong'un havasıyla güzel uyumuşum.

[A_KLR97]

[VAP53]

Çok güzel gidiyor vallahi, bir kere daha helal olsun. Sayende oraların da görmüş oldum, yoksa hayatta (hele de tek başıma ) gitmezdim ben oralara...
Çok teşekkürler.
_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).

[isinakholi]

Tebrikler,tebrikler,tebrikler...


Yemekle ilgili bir sorum olacak.Bir çok kez lokantalarda yemişsiniz.Temizlik,lezzet,fiyat...nedir durum?
_________________
1 nci İRAN SEFERİ
http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=14381&highlight=iran+7500

[A_KLR97]

[motorcuk]

Bende şimdi denk geldim bakıyorum rapor ve fotolara zor bir gezi tadından yenmez eline sağlık..
_________________
[IMG]http://i267.photobucket.com/albums/ii293/motorcuk/215471_4520287013089_264961593_n_zps58640fee.jpg[/IMG]
BMW F 650 GS 2001(PTT sarısı)

[dominator]

Süper bir gezi olmuş. Çok güzel yerler görmüşsünüz.

Devamını merakla bekliyorum(z)...

Sevgilerimle,
_________________
Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan

[Narada]

Geçitten sonraki dağ manzaraları ve buzuldan akan şelale harika....

Devamını bekliyoruz...
_________________
Fikret
F650 Ankara

[A_KLR97]

[Narada]

Manzaralar harika.

Sanchu deyince bende kasaba köy gibi bir yer bekliyordum, çadırkent çıktı... çok enteresan yerler.
_________________
Fikret
F650 Ankara

[A_KLR97]

[A_KLR97]

Pang,

Panga giderken havada aldatıcı bir güneş vardı oralı olmayan için. Bir yandan ısıtan bir yandan da çarpan.

Vardığımda en sondaki çadırın önüne çektim motoru. Çorba içip bir şeyler yedim. Bol bol da su içtim. Pang’ın yüksekliği 4.200 metre civarı. Hava karardı, yükseklik ve hava etkisini göstermeye başladı. Farkındayım hiç tadım yok ve dikkat etmezsem kötüye gidecek, öte yandan geçeceğini de biliyorum. Önce bir Tylol Hot içtim. Hava kararınca ısı da düştü ve rüzgar arttı. Ha bire su içtiğimden uzun olmayan aralıklarla tuvalete çıkıyordum. Geceye doğru bunlardan birisinde sırtıma aldığım montu iyice kapatmadığımdan epey üşüdüm. Geri döndüğümde çadırın sahibi Tibetli adamdan içecek sıcak bir şeyler istedim. Bir çay getirdi, bir şeye benzememesine rağmen iyi geldi.

Çadırın içi iki kısım. İlk girişten sonra yemek yenilen oturulan kısım ve içeride yatakların olduğu kısım. İç tarafta bir yatağa uzanmıştım. Bu sırada karşımda bisikletçi bir kadın var, domuz gibi sağlıklı gözüküyordu. Alman ya da Avusturyalı olduğunu zannettiğim bir tip. Sağlıklı normal bir insan olarak kafa feneriyle güzel güzel kitabını okuyordu. Bir kelime bile konuşmadık. Uyumak üzere yeniden yattım. Tibetli adam halimi de farkedip üzerime keçe gibi kalın bir şey daha örttü. Biraz uyukladıktan sonra uykum olduğu ve iyi olmadığım halde uyuyamadığımı ve uzun zaman yatakta dönüp durduğumu hatırlıyorum. Sabaha doğru herhalde, uyumuşum. O zaman dinlendim.

Kalktığımda karşıda uyuyan bisikletçi kadının çoktan gittiğini farkederek, bunun saatin epey geç olmuş olması demek olduğunu düşündüm. Zira saat de neredeyse öğlen olmuştu. Yine de gecenin son kısımda iyi uyumuş, dinlenmiştiş ve kendimi toparlamıştım. Bununla birlikte sanki başımda dün ya da gece olmayan bir ağırlık vardı.

Çadırın dışında bir bidon var musluklu, önünde de bir leğen. Elimi yüzümü yıkamaya gittim buraya. Bunu yaparken sildiğimde burnum kanamaya başladı. Biraz şaşkınlıkla karışık burnuma tampon yapıp elimi yüzümü yeniden yıkayıp bir şeyler atıştırıp bir kahve istedim. Bundan sonra başımdaki ağırlık da geçti yani rahatlattı zannedersem o kısa kanama kafamdaki ağırlığı.

Kahvenin bitmesine doğru aşağıdan gelen bir motosikletli farkettim. Bu yol üzerinde araba jeep kamyon ne ise sürekli karşılaştığınız tipler oluyor. Yani bu yolun bir beraber yapılma hali var.

Bu ise Neo, şu Rothang’daki Koreli. Keylongdan ayrılırken motorunu otelin yanında görmüş ve otel görevlisi de gece yarısından sonra bir kamyonla geldiğini söylemişti.

Yürüyerek yanıma geldi. Dağılmış yükseklikten, her halinden belli. Motorunu yaptırdığı Keylongdan sonra Sanchuya kadar gitmiş ve gece burada normal bir çadır kampingde kalmış, bu sebeple de gece boyu donmuş ve sabah da erken yola çıkmış bunları söyledi.

Sonra da dedi ki yolun devamını beraber gidebilir miyiz?

Birkaç saniye düşünüp, “olur gideriz” dedim.


G. Koreli Neo; kılık kıyafet bu, traditional, kask yok ve motor da o biçim.




Pang’dan sonraki bu tepe oldukça güzeldi. Yukarı kıvrılarak çıkıyorsun. Tepede kocaman ve yüksek bir manzara var, sonrasında da uzun çok güzel bir plato (More Plains).








Neo, hemen ilerilerde bir yerde biraz suya saplandı sonra bir kere de kuma. Geriden gelirken biraz bakalak oldum gelip gelmediğine, kumda motorunu çıkarttım ve motorunda yağ kalmadığını farkedip yağ ilave ederek yanında yağ taşımasının iyi olacağını söyledim. Onun dışında bir mukuatı olmadı.





Bu platoyu görünce, farkedince biraz şaşırıyor musun nedir öyle bir durum oluyor. Çok güzel ve keyifliydi yolun bu kısmı. Sağa sola vurasım çok geldi bu uzun düzlükte. Daha çok gazlayasım da. Bu yolculukta 640’ı ve eğlencesini en fazla aradığım yer oldu bu plato.







Sonra devam tempolu bir sürüş o yolda.

Gel gel o güzellikte, büyük ve yüksek bir alan – uzun bir plato iki yanı tepeler sağa sola ayrılan bir iki yol, Tanglangla’ya geldik. Tanglangla bu yoldaki en yüksek ve Lehten önceki son geçit.

Ancak Tanglangla’dan hemen önce durmuştuk. İki yürüyüp biraz tırmanınca geçit’in tepesinde bir daha durmamız gerekti. Yine yol çalışması var, kayalara dinamit yerleştirmişler. O patlatılacak sonra yolu temizleyecekler. Burada, bir önce durduğumuz yerde mola vermenin gereksiz zaman kaybı olduğunu 5.300 rakımlı Tanglanglayı aşıp biraz aşağı indikten sonra durmanın daha doğru olacağını ve eğer durmasaydık bu çalışmadan önce burayı atlatabileceğimizi yol açısından düşündüm. Ancak benim açımdan keyifliydi burası. Yükseklik etkisi bakımından bir gün önceki halimden eser yoktu. Ancak Koreli Neo yarım saat kadar kaldığımız Tanglangla’nın tepede hepten dağıldı. Ben de herife bakıp güldüm, iyi misin lem ayılıp bayılma sakın dedim. Zaten bir şey olacağı da yoktu, biraz kıvrandı sadece, deniz seviyesinde doğmuş büyümüş. Sonrasında bir seyahatini anlattı. İki üç motor Feribotla Vladivostok’a geçip oradan da Moğolistana gitmişler. Kurt mu kovalamış, yolda bir şeyler olmuş.


Tanglang La’nın rakım,



Bu geçitten gözüken aşağıdaki tepelerin sağ/güney tarafında o uzun düz plato var.





Geçitte taş toplayan işci kadınlar güzel bir melodi mırıldanarak çalışıyorlardı, melodinin ritmi oralı olup irtifaya alışık olsalar da nefes alıp vermelerini kolaylaştırıyor gibi geldi; sonunu yakalayabildim.


http://vimeo.com/32735865


Sonra ara verdiler, fotoğraflarını çektim.






















Biraz bekledikten sonra dinamit patladı.





Bunun öncesinde makinanın kartı dolmaya başlamıştı. Bir şeyleri sildim karttan. Biraz daha görüntü aldım zira burada bir şeyler oluyordu.

İşcilerde bir bağrışma ve koşturmaca oldu önce, önce ne olduğunu anlamadım. Oraya gidince bir şeyi yakalamaya çalıştıklarını farkettim.Önemli bir şey olmuştu; bir yuva varmış kayalıklarda, yaralı bir kuş yavrusu biraz sekti, sonunda birisi tuttu ve yaralı yavru kuş, kısa süre sonra bu işçinin ellerinde can verdi.





Yolu kısa zamanda temizlediler. Tamamen temizlenmesini beklemeden taşların arasından geçtik.







Ardından aşağı inmeye başladık. Bir iki ufak su’dan geçtik. Leh’e yaklaştıkça sol yamaçtaki kayaların şekli ve coğrafya değişmeye başladı..

Son 70 kilometrede saatin de akşama yaklaşması ve yol çalışmaları ile yolun yapısı nedeniyle motorun üzerindeyken bu yol bitecek mi diye düşündüğümü hatırlıyorum..

Hiç ha diye olmasa ve son kısımları uzun uzun sürse de bitti o yol. Bilirsiniz bazen böyle olur..

Ardından Leh’e doğru asfalt başladı. Benzin de yetmişti fazla fazla. Benzinlik de vardı Leh’ten önce.


Bir şehre varınca iki dolaşasım olur motosikletle. Öyle yapınca neresi hoşuma gider bir fikrim olur. Öyle de yaptım. Koreli Neo’da peşimden ayrılmadı. Bir iki yer bakındıktan sonra Tibetli bir aile’nin işlettiği hallice bir yer buldum. Bir şeyler atıştırıp eşyaları odama çıkatıp bir duş aldım. Hem kaldığım pansiyonun, ki hiçbir bir numarası yoktu, hem de Leh’in hoşuma gideceğini farketmiştim.