Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Arkadaşlar merhaba, anlatacağım bu seyahati Ağustos ortasından başlayarak üç hafta süresince yaptım.
Seyahatin konusunu oluşturan yer Hindistanın Kuzeyi, Jammu Kasmir bölgesi. Hindistan öyle pek aklımda yoktu, daha çok Manali-Leh Manali Leh arası için gittim, motoru oradan kiraladım. Öte yandan Hindistanda olmak ya da bu ülkeyi görmek güzeldi.. Ben beğendim hem de gayet..
Aşağıda gitmeden önce mailime attığım son günde çantamı hazırladığım liste ve aldığım bazı notlar..
MTV’ler ödenecek
Vodafone telf. faturası ödenecek (ödemedim..).
Kira gönderilecek.
Uluslararsı ehliyet
Kask,
Bellik
Eldiven
İçilikler
Bot ve ayakkabı
Çorap
GPS ve holder'ı,
Motordaki holder sokulecek, GPS topuzu
Anahtar,
GPS için pil
GPS Haritası
İlk yardım kiti
Cep tel ve şarjı
Sıtma ilacı, monodoks ve tetradoks + 4 hafta v.s. , + sivrisinek sipreyi ve cibinlik ya da uzun kıyafetler v.s.
Schubert kask.
Duck Tayp
Çakı, bıcak,
Kafa lambası ve yedek pil
Pil
GPS’in kablosu
İlaç,
NetBook ve kablosu
İki eldiven. Kalın kışlık eldiven ve eldiven içliği.
Fotograf makinası ve sarjı,
Banka ödeme talimatları
Pasaport
USB
Tamir takımı
Haritalar
Adresler, kalem ve not defteri.
Balaklava
Bot
Spidi pantolon ve yedek pantolon
Alt – üst yağmurluk ya da MSR mont.
Spidi mont ve alt pantolonu ve kışlık içlikleri.
Always water-proof your luggage.
Drink lots of water, avoid smoking and consumption of alcohol and not to over-exert.
Kışlık içlikler, Schampa
Sivrisinek ilaci
Asprin
Enerji bar
Free Shopdan iki karton sigara
Spidi çanta ve yağmurluğu
Kayıt: May 27, 2008 Mesajlar: 198 Nerden: İstanbul
Tarih: Cmt Eyl 17, 2011 8:34 pm Mesaj konusu:
12 Ağustos 2011 gecesi ya da akşamı neyse THY ile Delhiye uçtum. Sabah orada oluyorsunuz 4-5 gibi.. Altı saat kadar süren yolculuk keyifliydi..
Delhi,
Vardığımda Delhiye bu şehirle ilgili olarak düşüncem hissiyatım, aslında ülkeyle de, çok kısa; burası, burası değil! Sabah Delhiyi şöyle bir gördüğümde başka daha bakir yerlerin nasıl olduğu aklıma düştü; güney mesela ya da batı. Büyük ihtimalle de gideceğim Kuzey de aşağılar gibi ya da o aklıma düşen yerler gibi olmayacaktı...
Delhi fotoğrafları...
Akşam gidip hazırlanan motoru alacağım.. Royal Enfield 500 cc.
Evet ya Yuksel, devam bekliyoruz ama ben biraz daha aciklama istesem cok mu sey istemis olurum?
Yok yani, bu surmeyi cok istedigim hedefe bakarsin ben de buyuyunce giderim falan diye notlar alabilmek amacli dedim... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Kayıt: May 27, 2008 Mesajlar: 198 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Eyl 28, 2011 12:57 pm Mesaj konusu:
Narada demiş ki:
Devam, devam bekliyoruz.
Şu Hindistana bir de ben gitsem. Ama motorla...
VAP53 demiş ki:
Evet ya Yuksel, devam bekliyoruz ama ben biraz daha aciklama istesem cok mu sey istemis olurum?
Yok yani, bu surmeyi cok istedigim hedefe bakarsin ben de buyuyunce giderim falan diye notlar alabilmek amacli dedim...
Narada, Ahmet abi sağolun; raporun devamı ilk fırsatta..
Bir de kendi motorunu arıyor insan oralarda, özellikle yukarılarda; yani bende öyle oldu...
Kayıt: Jan 07, 2004 Mesajlar: 193 Nerden: istanbul
Tarih: Cum Eyl 30, 2011 7:49 am Mesaj konusu:
Merhaba ;
Uzun yıllar önce Hindistan' a gitmiş ve birkaç ay kalmış bir arkadaşım "Hindistan bir ülke değil adeta bir kıta" demişti. Bende amma sallıyor diye düşünmüştüm. Ancak yıllardır bu ülke ile ilgili yazı ve resimleri okuyor, aynı yerde aynı resmi çeken farklı insanlara bakıyor ve kendi kendime her birinin gördüğü ve anlattığı bu yerin hakikaten bir kıta olduğuna inanıyorum.
Gezdiğiniz yerler ve yaşadığınız deneyim çok güzel umarım gerisini de biran önce görürüz ve benzer deneyimleri bizler de yaşayabiliriz.
Saygılarımla. _________________ Toaxe / Ercüment Oğuz
Kayıt: May 27, 2008 Mesajlar: 198 Nerden: İstanbul
Tarih: Cmt May 19, 2012 12:21 pm Mesaj konusu: Rishikesh
Rishikesh...
Sabah gideceğim şehir Rishikesh. Bu yolculuğun hedefi olan yol için diğer bir alternatif Chandigar. Kuzeyde. Bir proje şehri imiş. Rishikesh ise yoga ve meditasyon merkezi. İçinden Ganj geçiyor, yeşil, turistik bir alan.
Akşam motosikleti aldım. Royal Enfield 500 cc. Toplama bir makina. Ağır ancak çift ayaktan indirdiğinizde ağırlık merkezi de komple aşşağı iniyor. Keçi gibi de gidiyor, gitti. El marşı yok, ayak marşı ile çalıştırıyorsunuz. Buna biraz alışmak, iyi kurmak ve sağlam basmak gerek. Enfield ile ilgili pek çok şey söyleniyor. Düzgün bir yerden kiraladım. Yağını sürekli kontrol ettim ve seyahat boyunca yanımda yağ bulundurdum. Aşağı yukarı her gittiğim şehirde yağ ilave ettim ya da bakım yaptırdım. Motoru kiraladığım Avustralyalı çift güzergah boyuncaki Royal Enfield servislerinin de bilgisini bir kağıtla vermişti. Rishikesh’e giderken kornası düştü, yenisi aldım. Korna önemli ve başka çünkü orada buralardaki gibi değil işlevi. Bir defa buji kesti. İlerilerde çanta demirleri kırıldı kaynak yaptırdım. Bir de galiba debriyaj balatası değiştirdim. Demek istediğim öyle önemli bir sorun çıkartmadı.
Motosiklette yan çantalar ve onların arkasında iki de beşer litrelik benzin bidonu var. Bidonlar Manali Leh arası için. Yan çantaların içinde de bir kısım yedek parça teslim alıyorsunuz. Teller, buji, buji anahtarı ve balatalar gibi. Kullanmazsanın da geri veriyorsunuz. Aldım bunları akşam otelin dibine de koydum motoru. Sonra çıkıp eşyaları hazırladım.
Yol 220 km kadar. Rishikesh den önceki şehir Haridvar. İkisinin arası 20 km.
Günlerden 15 Ağustos 2011. Gün ağırmadan kalkıp iki kahve içtim. Motoru yükledim ancak çalıştıramadım. Oteldeki resepsiyonist ayağında terlikle geldi pattadanaktan çalıştırdı aleti. Aceleci davranmamak gerek ayak marşı için. İyi kurup tam vurduğunuzda alıyor alet. Ancak ilerilerde acele ettiğim de oldu.
15 Ağustos olmasının bir önemi var; o da bu tarihin Hindistanın bağımsızlık günü olması. Bunu bilmiyordum. Yola erken çıkmanın etkisiyle Haridvar’a kadar kendi içinde oldukça tempolu gittim trafik çok olsa da. Ancak Haridvarda durmam gerekti. Zira artık motosikletle geçecek yer dahi kalmamıştı trafikte yol şehrin bir yerinden geçerken. Bu durumda yoldan ayrılıp Ganj’ın kıyısında bir yerde oyalandım. Ganj kıyısındaki ilk fotoğraflar buradan.
Sonra Rishikes’e geldim de neresi neresi anlamıyorsunuz böyle uzun bir şehir. Yine motorla ilerleyemeyeceğiniz seviyede bir kalabalık. Ardından kalabalığın biraz dışında yamaçta bir yerde kalmaya karar verdim. Güzel bir yerdi.
Rishikesh’de Siddhartha’yı okudum. Bu seyahatten önce hediye edilmişti. İnsanlık hallerinden bahsediyor. Yaşam, cinsellik, ölüm ve haberdarlık var kitapta. Sonra da Marques'in Yüzyıllık Yanlızlığına başladım. Kitaptan önce kitabın arka kapağında yer alan Maquez'in; "...Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerdeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yanlızlık'ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. Bu romanı dikkat ve keyifle okuyan, sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım; kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız." ifadesi dikkatimi çekti. Pek okuyan birisi değilim kitabı seyahatte kaybettim. Aldığım yenisini de halen okumadım. Bir de Kırmızı Pazartesi'sini okurken Colombiyanız mı geliyor ne öyle bir şeyler oluyor sanki..
Rishikesh’de gittiğim gün serpeleyen yağmur sonra azdı. Ganj yükseldi. Burası kutsal bir yer ya da öyle bir şey. Bu sebeple içki satılmıyor(muş). Ancak sonradan öğrendim ki bira satılan bir yer var. Daha doğrusu birisi. Yaşlı bir kadın. Mama’s Cottage diye bir pansiyonu var orada birayı el altından satıyor. Hıh hıh.. Koy cebine koy diye veriyor birayı. Sonra da alıp pansiyonunun önündeki masada içebiliyorsun zaten masada da sürekli biradan öte kafaya yapan muhabbetler dönüyor kendiliğinden.
Kayıt: May 27, 2008 Mesajlar: 198 Nerden: İstanbul
Tarih: Pzr May 20, 2012 10:34 pm Mesaj konusu:
Rishikesh’de kaldığım otelin resepsiyonisti 70 km kuzeyde Devprayag diye bir şehir olduğunu Ganj’ın burada birleşen iki nehirle başladığını ve burada bir de tapınak olduğundan bahsedip güzel bir yer olduğunu söylemiş ancak yolun durumunun yağmurdan dolayı deyişken oldundan bahsetmişti. Buraya gitmeye karar verdim. Zira bir yandan Rishikesh hoşuma gitmişken bir yandan da motosikletle gezme sevdam daha önde gidiyordu o tarihlerde. Bir de o tarafa giden yol da böyle bir güzel yeşil ve tepelik gözüküyordu hem şöyle bir bakınca hem haritadan da.
Deparyang’a ilk deneme yol açık olabilir bilgisi ile oldu. Ancak şehrin biraz dışına çıkınca işin rengi belli oldu. Yol sıklıkla toprak kaymaları sebebiyle kapanıyor ardından millet ya da araçlar yolu temizliyor trafik yeniden açılıyor. Bu şekilde fotoğraflarda olan bir derenin taştığı noktaya kadar gidip sonra geri dönüp, ertesi gün yeniden denemek üzere etrafı dolaştım.
Rishikesh'e döndüğümde bira satılan yeri öğrendim.
Ertesi gün ise yol açıktı. O dere de normale dönmüştü. Keyifli yaptım bu yolu, sabah gidip akşam döndüm. Dolaşıp fotoğraf çektim. Ha bir de köprüde maymunlar vardı sittin tane çiyak çiyak bağırıp duruyorlardı.
Kayıt: May 27, 2008 Mesajlar: 198 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş May 23, 2012 5:55 pm Mesaj konusu:
Rishikesh güzeldi. Ancak bir gün fazla kaldım burada. Sonradan yağmur durur durmaz ayrılsaydım dedim. “Ne yapıyorum burada?” gelmeye başlamaya doğru Chandigarh yoluna koyuldum ki feci sıkıcı bir yolculuktu. Gidiyorsun gidiyorsun… Hissedilen bir saat.. Bakıyorsun beş bilemedin on kilometre olmuş. Mesafe ise + 200 km. Anarşi burada başladı. Çukurlar baydı. Trafik daralttı ilk defa. Geceye kaldım ki kalmamak lazım!. Bu önemli; kamyon şöförleri kafaları güzel sürüyorlar(mış). Daha sonra olmadık yerlerde virajlarda sağa sola devrilmiş kamyon gördüğüm çok oldu.
Şu, “Ne yapıyorum burada?” durumu; oluyor bu.
Zira oldukça başka bir yerdesin beğensen, ilgini çekse de. Bir de ne kadar kalacağınla alakalı olabilir diye bir şey geldi aklıma ancak ilk defa gidiyor olmak bunların hepsinin önüne geçse gerek. Bir daha gidersem böyle bir hissiyatım pek olmazmış ya da daha az olurmuş zannediyorum. Yaşam biçimi ya da insanların hayata bakışı galiba sizi böyle düşünmeye sevkettiren. Bir de Rishikesh’de kiminle tanışsam beş altı aydır oralardaydı.
Gece yarısına doğru Chandigarh’ın girişinde bir yerde durup uzun bir mola verdim yolun bitmesi hatırına. Sinirli sinirli yemeğimi yiyip, shanti shanti bir kahve içtim sessiz.
Chandigarh’da şehir içine girmeyip ertesi gün gideceğim Shimla yolu kenarında bir otelde kaldım. Sabah motorda hiç yağ kalmadığını farkedip çalıştırmadan gidip bir yerden yağ bulup dönüp otele ilave ettim ve ardından da bir kahve içip Shimlaya doğru yola çıktım.
Yol kenarında meyve sularının tadına baktım. Ardından da iki yumurta kırdırdım. Ekmeğin üzerine omlet gibi yapıyorlar biraz da biberli.
Chandigarh-Shimla arası yüz küsür km ve yol da güzel. Bir de yukarı çıktıkça trafik de azalıyor. Mesafenin de kısa olması sebebiyle yolu geniş zamanda keyifli yaptım. Shimla, Himachal Pradesh bölgesinin başkenti. Otel hariç oldukça keyifliydi.
Shimla'nın girişinde elimdeki kağıtta adresi olan Royal Enfield servisini buldum yol üzerinde. İyi bir usta vardı burada. Hava filtersini değiştirdi ve motoru gözden geçirildi. Manali Leh arası için karbüratör ayara gerek olup olmadığını sordum gerek olmadığını söyledi. Götürür mü bu beni Leh’e dedim, götürür merak etmeyin dedi.
Shimlaya zamanında bir İngiliz yazlık yaptırmış. Tepelerde yamaçlarda yeşillik içinde. Sonra da bu şehir olmuş zamanla.. Şehrin içine girdiğimde iki otel baktım. Üçüncünün dibindeyken, ne diye o kadar otel bakıyorsam artık, yağmur sert indirmek üzere olduğundan temiz mi diye sorup evet cevabını alınca bakmadan tuttum odayı. Sonra da tekrar uğraşmadım yağmurdan ve motordan eşyaları indirdiğimden. Oda daha pis olsaydı da öyle kokmasaydı uyuyabilirdim diye düşünüyorum. Acayip bir koku vardı odada. Gece kıyafetlerimle yatmama rağmen uyuyamadım. Oysa bu şehir akşam dolaşırken epey ilgimi çekmiş ve garipsemiştim de biraz. Boş dolaştım. Mall dedikleri bir bölge var. Dükkanlar alışveriş alanları.. Onun etrafında da bir kültürel miras bölgesi, fotoğraflarda yok aşağıdaki. Sonradan bir gün daha kalsaydım oldum. Shimlayı garipsemem de burasının yeni, sonradan kurulan bir şehir olmasının etkisi olsa gerek diye bir şey geliyor aklıma. Farklıydı diğer gördüğüm şehirlerden.
Ertesi günki hedef Manali.
Shimla, Manali arası 250 km ve düzgün bir yol. Biraz tepelerde dolanıyorsun sonra aşağı Kullu Vadisine iniyorsun.
Manali için aşağıdan yukarı Kuzeye doğru çıkıyorsun. Şehrin içinden bir nehir geçiyor yatağı geniş. Önce Manali, New Manali de diyorlar galiba, ileride sol kısımda Old Manali, sağ tarafında ise nehir yatağının Vashist. Bu ikisi turistlerin konakladıkları otellerin yoğunlaştığı bölgeler ve ufak kasaba gibi. Vashistte nehir yatağını gören manzarası güzel olan bir otelde kaldım. Suyun sesi hep odadaydı. Bir kaç gün buradayım. Tibet pazarından yol için, yanımda bulunsun gerekirse hesabı bir uyku tulumu alacağım. Bir kaç gün kalmanın bir espirisi de ilerisi, yol için rakıma alışmak. Buranın rakımı yaklaşık 2.000 metre. Manali turistik bir yer. Gece konuklarına Tarkovski filmleri oynatan pansiyonlar felan var mesela. Zamanında hipilerin yoğunlukla gittikleri şehir. Güzel, etrafı zengin. Etrafı pek gezmedim burada. Şehrin içi bir kaç fotoğraf. Motora bakım. Diğer bir kaç motorcu ile muhabbet. Yeme içme, dinlenme derken geçti üç gün.
Burada motorun arka fren balatasını değiştirttim. Royal Enfield’ların yeni enjeksiyonlularından yirmi tane aldıklarını ve kiraya verdiklerinden bahsetti buradaki usta. Manali Delhiden Otobüsle 10-12 saat zannedersem. Manaliye gelip de kiralanabilir motor tercihe göre.
Manaliden kareler,
Bu arada Manali daha yukarılarda hepten olacak olan Tibet kültürü etkisini hissetmeye başladığınız bir şehir.
Manalide yapmanız gereken şeylerden birisi de Leh’e gidişte pek çokları için ilk hedef olan Keylong yolu üzerindeki Rohtang Pass hakkında bilgi almak ve yolun açık olup olmadığını öğrenmek. Öte yandan dileyen için Rohtang’ı pas geçme imkanı da var. Bunun için Manaliye uğramadan ya da Manaliden başlayıp güney ve doğuya yönelip daha geniş ancak daha düzdün olduğunu zannettiğim yolu kullanıyorsunuz. Manali’nin girişinde karşılaştığım ve bu şehirden iki motosiklet kiralamış avrupalı bir çift bu yoldan çıkacaktı yukarıya doğru. Daha sonra başkalarını da durdum bu yolu kullanan.
Aşağıdaki fotoğrafdaki basit yol çizelgesi, Manali Leh arasına ilişkin geçitleri ve önemli yerleri mesafe ve rakım bigileriyle gösteriyor.
Vallahi helal olsun, herkesin yapmayacagi bir gezi olmus, tabi rapor da tadindan yenmez oldu boylece...
Tesekkurler. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
