Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 2:58 pm Mesaj konusu: |
|
|
12.GÜN ( 09 Temmuz 2011 Cumartesi )
Bu gün gezimizin son günü. Bulgaristan’da, dedemin köyü ve babamın doğduğu yeri göreceğiz. Gezinin en uzun rotasını da bugün yapmışız; 646 km. İşte son günümüzün yol izi;
Sabah Bürhan’la buluşacağız. Otelin önündeyiz;
Birazdan Bürhan da aracıyla geliyor;
Resepsiyonda işlemleri hallediyoruz. Resepsiyonun durumu biraz iyi görünüyor ama aldanmayın, koridorlar ve odalar daha önce bahsettiğim gibi;
Bürhan’la motosikletlerimizin olduğu yere gidiyoruz. Babamın doğum yeri olan Yenipazar’da yaşayan, babamın kuzeni ( hala oğlu ) olan Hasan Dayımı arıyorum. Yıllar önce Türkiye’ye gelmiş ama ben 7-8 yaşlarında olduğumdan kendisini hatırlamıyorum. Yıllar sonra tekrar görüşmek istiyorum ama telefona eşi çıkıyor ve tarlaya gittiğini, ancak akşam eve döneceğini söylüyor. Nasip diyoruz… Motorlarımızı yükleyip Bürhan’la vedalaşıyoruz. Dedemin köyüne doğru hareket ediyoruz. Orada irtibat kurabildiğim kimse yok ama en azından orada bulunmak, havasını solumak istiyorum. |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 2:59 pm Mesaj konusu: |
|
|
Hani size bahsettiğim ıhlamur ormanının içinden giden bir yol var ya, işte yine oradan geçiyoruz. Ama bugün vaktimiz var. Durup buranın tadını çıkarmak istiyoruz.
İşte yola nefis kokusunu veren ıhlamur çiçekleri;
Burası ıhlamur ve birkaç cins daha ağacın bulunduğu, ormanda açılan bir koridor. Keşke her yol böyle olsa …
Tekrar hareket etmeden içimden geçeni Hasan Abi söylüyor; dün gittiğimiz babaannemin köy yoluna sapıp oradaki doğayı yaşamak istiyoruz.
Kanatlanıp uçuyorum sanki burada…
Yerciköy (Gradina) sapağındayız;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 2:59 pm Mesaj konusu: |
|
|
Dün akşam geçtiğimiz ve resmen çarpıldığımız yoldayız. Az önce geldiğimiz ana yol da çok güzel. Ama bu 2-3 km’lik ara yol, ne desem sizlere anlatamam. Uygun bir yerde durup motosikletlerimizi stop ediyoruz.
Ağaçların dibine güneş ışığı düşmüyor desem yeri. Kuşlar şakıyor. Ihlamur kokusu buram buram.
Burada en azından bir gece kamp yapmayı çok isterdim.
Yaklaşık 15 dakika burada vakit geçirdikten sonra tekrar motosikletlerimize biniyoruz. Ama hemen ana yola dönmüyoruz. Köyün girişine kadar gidip geri dönüyoruz. İşte köyün çıkış tarafından az önce girdiğimiz ormanın fotoğrafı. Dikkat ederseniz dev gibi ıhlamur ağaçlarının üzerindeki ıhlamur çiçekleri görebilirsiniz;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 3:00 pm Mesaj konusu: |
|
|
Tekrar ana yoldayız. Rahmetli dedemin köyüne doğru ilerliyoruz.
Şimdiki adı ile Sinya Voda, bizim bildiğimiz adı ile Gökçesu köy sapağındayız. Açıkçası burada heyecanlanıyorum. Köklerimin bulunduğu topraklardayım. Köyde bir akraba bulabilecek miyim bilmiyorum. Ama orada olmak istiyorum;
Köyün ilk evleri karşımıza çıkmaya başlıyor.
Sonunda köy meydanına ulaşıyoruz. Meydanda oturan birkaç kişi var. Selamlaşıyoruz. Meraklı bakışlar altında sorular gelmeye başlıyor. “Kimsiniz, nereden geliyorsunuz ?...” Ben yabancı olmadığımı, bu köyden olduğumu söyleyince merakları biraz daha artıyor. Kimsin, kimlerdensin soruları üzerine dedemin ve dedemle beraber Türkiye’ye göç eden abisinin isimlerini söylüyorum. Tabi yaşça daha genç olan bu grup onları hatırlayamıyor. Sonra elimdeki soyağacı notlarına göre dedemin en büyük abisinin ismini, Südahil Amcamın ismini söyleyince tamam diyorlar. Onun oğlu Rufat burada. Bu bilgi beni çok mutlu ediyor. Bir akrabamı daha bulabileceğim ve belki de dedemin evini görebileceğim.
Ben daha, kendisini nasıl bulabilirim diye sormadan gruptan biri “Bak, işte bir akraban buraya geliyor” dedi. Bize doğru yaklaşan bayanı da “Nilgün gel buraya, bak Türkiye’den akrabalarınız gelmiş” diye çağırınca tam bir şaşkınlık anı yaşandı. İkinci dereceden kuzenim olan Nilgün abla ile böyle bir ortamda tanıştık;
Yüzümüzdeki şaşkınlığı Hasan Abi çok iyi yakalamış;
Nilgün Abla aslında İstanbul’da yaşıyormuş. Ablası ve eniştesi ile 2 haftalığına Bulgaristan’a, anne ve babasının yanına gelmişler. Yani onlarla burada denk gelmemiz ayrı bir şans oldu. Yıllar sonra birbirimizi tanımış olduk
En son dominator tarafından Prş Arl 08, 2011 7:18 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 3:01 pm Mesaj konusu: |
|
|
Nilgün Abla marketten alışverişini yapıp bize evi tarif etti. O eve ulaşana kadar ben de köy meydanından birkaç poz aldım;
Sonrasında Rufat Amca’nın evine doğru hareket ediyoruz. Kapıda bizi Gülşen abla karşılıyor;
Çok mutluyum. Hiç görmediğim, bilmediğim akrabalarımla tanışıyorum;
Rufat amca geliyor. Akrabalardan bir büyüğümüzü bulduğum için ayrıca mutluluk duyuyorum.
Onları nasıl bulduğumu soruyorlar. Elimdeki notları gösteriyorum. Tabi şansım da çok iyi gitmişti;
Evin çok güzel bir bahçesi var. Bahçede oturup sohbete başlıyoruz.
Rufat amca ve eşi;
Yıllar sonra buluşmanın verdiği heyecanla adresler, telefonlar yazılıyor;
Bu arada kahvelerimiz ve kendi üretimleri olan bozalar masamıza geliyor;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 3:02 pm Mesaj konusu: |
|
|
Kahveleri içerken kahvaltı yapmadığımız anlaşılınca hemen kahvaltı sofrası kuruluyor... Açıkçası bu ortamda süper gidiyor ;
Kahvaltı sonrası Rufat amca bahçeyi gezdiriyor. Çok güzel ve büyük bir bahçesi var.
Bahçede bir çok ürünü kendileri yetiştiriyormuş.
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 3:03 pm Mesaj konusu: |
|
|
Sohbet sırasında dedemlerin eski evini soruyorum. Tam karşı evmiş. Tabi şu an eski evden bir şey kalmamış ama en azından bahçesini görmek istiyorum. Tabi diyorlar. Karşı eve giderken Rufat amca motosikletlerimizi inceliyor. Yıllarca gençliğinde o da motosiklete binmiş Ayak üstü epey soru sordu bana.
Ve dedemlerin eski evinin kapısındayız.
Ev sahiplerinden izin alarak içeri giriyoruz;
Ev değişmiş olsa da bahçesinde olmak bile güzel. Hiç görmediğim dedemin yıllarının geçtiği noktadayım.
Dedem ve Çan’da bulunan abisi için bahçeden bir avuç toprak alıyorum;
Evin şu andaki sahipleri ile bir hatıra fotoğrafı çekip, ayrılıyoruz;
Su gibi akıp giden 2 saat sonrasında akrabalarımdan ayrılma vakti geliyor. Zaman kısıtlı ve daha çok yolumuz var. Bu güzel misafirperverlik için hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonra irtibatımız hiç kopmaz;
Vedalaşıp köyden ayrılıyoruz. Hedefte Şumnu var. Hasan Abi’nin kökleri de buraya dayanıyormuş ama izleri kaybetmişler maalesef. Aldığımız bir tarifle ana yola doğru ilerliyoruz. Burada coğrafya çok yeşil ve bereketli;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 3:04 pm Mesaj konusu: |
|
|
Şumnu’dayız;
Burada nokta olarak gideceğimiz bir yer yok. Şehri görmek için ilerliyoruz. Şehrin yeşilliği dikkatimizi çekiyor;
Büyük bir cadde ve caddenin bir tarafı tamamen ağaçlarla kaplı bir alan. Bazı yerlerde de kafetaryalar var. Böyle bir noktada duruyoruz;
Tabi söylemeden geçemeyeceğimiz bir nokta çok fazla bakımsız bina var;
Bu arada Hasan Abi bir şeyler yapıyor. Hayırdır diyorum; “Mezarım için ata yurdundan toprak alıyorum” diyor. Açıkçası bende soğuk bir duş etkisi yaratıyor ama Hasan Abi bu. Hayata herkesten farklı bakar hep…
Bu güzel alandan birkaç foto daha alıyoruz;
Ayrılma zamanı. Motosikletlerimize binip harekete geçiyoruz. Hedefimizde Yenipazar var. Burası babamın doğum yeri. Beş yaşına kadar burada yaşamış. Sonrasında Türkiye göç etmişler. |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 3:05 pm Mesaj konusu: |
|
|
Şumnu’dan çıkarken son bir foto;
Bir bölümü otoban olan yoldayız;
Sonunda Yenipazar yani Novi Pazar’dayız. Burası Bulgaristan’da bana özel son nokta.
Şehir merkezine doğru ilerliyoruz;
Şu an Çan’da yaşamamıza vesile olan ve babaannemden dinlediğim seramik ve porselen fabrikası. Dedem Türkiye’ye dönmeden önce burada çalışıyormuş. Dönüş sonrası Lüleburgaz ve Balıkesir’de bir süre çalışmış. Sonrasında Çan’da kurulan seramik fabrikasında eleman aradıklarını öğrenince Çan’a gelip yerleşmiş.
Uygun bir yerde durup, sabah telefonla aradığım Hasan Dayı’yı tekrar arıyorum. Belki eve gelmiştir, görüşebiliriz diyorum. Ve şansım yaver gidiyor. Hasan Dayı eve gelmiş. Park ettiğimiz yerle evinin arası da 500 metreymiş. Bekleyin diyor, hemen geliyorum.
O gelene kadar ben de birkaç fotoğraf çekiyorum.
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 3:06 pm Mesaj konusu: |
|
|
Hasan Dayı yanımıza geliyor. Evi tarif ediyor. O yaya biz motosikletlerimizle eve ulaşıyoruz.
Selamlaşma ve kucaklaşmanın ardından kendimi tanıtıyorum. Karşılıklı adres ve telefon bilgileri güncelleniyor;
Evin önündeki ceviz ağacının altında güzel bir sohbet yaşanıyor.
Biz sürekli saate bakınca Hasan dayı bize hızlısından bir sofra kurduruyor. Aç göndermem diyor. Sonrasında evin bahçesini geziyoruz.
Ben babamların burada yaşadığı evi soruyorum. Maalesef uzak bir noktadaymış ve yıkılıp o bölgeye toplu konutlar yapılmış. Nasip değilmiş diyerek izin istiyoruz. Hasan Dayı bu kısa görüşmeye çok memnun olsa da zaman azlığına üzülüyor. Tekrar geleceğim diyorum… |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 3:08 pm Mesaj konusu: |
|
|
Son görmek istediğim noktayı da gördükten sonra ana hedefimiz Türkiye oluyor. Planımıza göre Varna’ya uğrayacaktık ama zaman olarak bu mümkün olmadığından yönümüzü Burgaz’a doğru çeviriyoruz. Gece yolculuk yapmayı sevmiyoruz ama son günümüzde maalesef böyle olacak. Bizde vakitten kazanmak için Burgaz dahil hiçbir yere girmeden yola devam ediyoruz. Karadeniz ve Burgaz’ı çevre yolundan görüyoruz. Sınıra yakın bir yerden depolarımızı son kez ucuza doldurmak için mola veriyoruz. 11 Gündür keyfimiz iyiydi…
Hasan Abi epey yorulmuş…
Bu noktadan sınıra kadar çok kötü bir yoldan gidiyoruz. Sonunda Bulgar sınır kapısındayız;
İşlemlerimizi halledip vatan toprağına ayak basıyoruz.
Türkiye tarafında da giriş işlemlerimizi yaptırıp telefonlara sarılıyoruz. Türkiye’ye girdiğimiz bilgisini evlerimize bildiriyoruz. Arkada görülen kuyruk Türkiye’den otobüslerle Bulgaristan’a geçen Bulgar vatandaşları. Buradaki freeshop’tan alışveriş yaparız diye düşünmüştük ama inanın köy bakkalı buradan iyidir. Üç beş parça bir şey var, onları da camın arkasından görebiliyorsanız istiyorsunuz. Hiçbir şey almadan son çıkış noktasına gidiyoruz.
Son kaşe-mühür işleminden sonra sınır işlemini bitiriyoruz. Giyinip yola çıkıyoruz;
Az önceki kötü yollardan üç şeritli sıcak asfalta çıkınca gece ile gündüz gibi bir fark yaşıyor insan.
Devamında Kırklareli, Babaeski üzerinden Uzunköprü’ye doğru yol alıyoruz. Gün batımında Ergene’nin üzerinden geçiyoruz. Sakın fotoğrafa aldanmayın, maalesef simsiyah bir su akıyor buradan. Balkanlardaki akarsuları düşününce içi acıyor insanın;
Bu noktadan sonra hava kararıyor. Havanın kararması önemli değil ama sivrisinekler çok büyük işkence. Kaska vuruş seslerini çok net duyabiliyorsunuz ve görüntü yavaş yavaş kapanıyor. Kaskı yıkayabilecek bir nokta da bulamıyoruz. Hızımızı düşürerek Uzunköprü’ye kadar ulaşıyoruz. İşte kaskın ve motosikletimin durumu;
Burada karnımızı doyurup, kasklarımızı temizliyoruz. İstemesek te gece yolculuğu yaparak Gelibolu’ya ulaşıyoruz. Lapseki’ye geçen feribota biniyoruz. Ama bu noktadan sonra içimizi evimize ulaşmanın verdiği sevincin yanında bir hüzün kaplıyor. Gezimiz bitmişti… Birbirinden güzel 12 günlük tur sona ermişti.
Yolda son bir benzinlikte durup depolarımızı dolduruyoruz. Hasan Abi ile de burada vedalaşıyoruz. İleride ben Çan yoluna sapıyorum. ;
Öncelikle gezi boyunca bana yoldaşlık, arkadaşlık, abilik yaptığı için Hasan Abi’ye çok teşekkür etmek isterim. İnşallah seninle daha çok yol yaparız Hasan Abi.
Ayrıca gezi süresince bize yardımı dokunan herkese teşekkürler. Gezi sayesinde birçok insanla tanışma şansına sahip olduk. Balkanlarda hiç sıkıntı çekmedik. Kimden yardım talep ettiysek hiç üşenmeden, elinden geldiği kadar herkes yardımcı oldu.
Son teşekkürlerimi de gezide tanıştığım ve bize misafirperverlikte yarışan tüm akrabalarıma göndermek isterim. Umarım bundan sonra hep görüşürüz.
Son olarak; gezimi onun anısına paylaştığım Tevfik… Mekanın cennet olsun arkadaşım. Seni hiç unutmayacağız.
Raporumu buraya kadar okuyan, yorum yapan herkese çok çok teşekkürler… Başka bir gezi raporunda hatıralarımızı paylaşmak dileğiyle…
Sevgilerimle, _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan |
|
Başa dön |
|
|
BLAU Tecrubeli Uye
Kayıt: Sep 13, 2004 Mesajlar: 502 Nerden: TEKİRDAĞ
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 4:01 pm Mesaj konusu: |
|
|
Ahmet süper bir gezi olmuş.
Bizimle paylaştığın için teşekkürler.
İnsanın köklerini bulmanın heyacanını yaşamışsın çok güzel.
Ben raporu takip ederken büyük keyif aldım.
Sen bizzat yaşadın nefes aldın oralarda senin aldığın keyif tarif edilemez herhalde. _________________ ERDİNÇ HARAÇ
DL 650 V-STROM
TEKİRDAĞ
532 3112914
|
|
Başa dön |
|
|
VAP53 Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 28, 2003 Mesajlar: 12125 Nerden: İstanbul/Çanakkale
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 5:09 pm Mesaj konusu: |
|
|
Ahmet ellerine, gaz kollarina/niza saglik olsun ki bu guzel raporla bulustuk.
Verdigin detay bilgi ve emeklerine cok tesekkurler, alinacak cok guzel notlarla bilgilendirme dolu bir rapor oldu bu gercekten (her ne kadar suresi biraz kisa(!) olsa da)... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal). |
|
Başa dön |
|
|
toaxe Tecrubeli Uye
Kayıt: Jan 07, 2004 Mesajlar: 193 Nerden: istanbul
|
Tarih: Çrş Arl 07, 2011 9:01 pm Mesaj konusu: |
|
|
Merhaba;
Gezinin son kısmını uzunca bir süre takip edemeyince, gezinin hala devam ettiğini sanmıştım.
Gezinizi kazasız belasız tamamladığınız için sizi kutlar ve bizlerle paylaştığınız için kendi adıma çok teşekkür ederim.
Saygılarımla. _________________ Toaxe / Ercüment Oğuz
34 DM 1706 - C 800 (Tortor) |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Prş Arl 08, 2011 6:53 am Mesaj konusu: |
|
|
BLAU demiş ki: |
Ahmet süper bir gezi olmuş.
Bizimle paylaştığın için teşekkürler.
İnsanın köklerini bulmanın heyacanını yaşamışsın çok güzel.
Ben raporu takip ederken büyük keyif aldım.
Sen bizzat yaşadın nefes aldın oralarda senin aldığın keyif tarif edilemez herhalde. |
Çok teşekkürler Erdinç. Gerçekten çok keyif aldığım bir gezi oldu. Balkanlar gerçekten nefis bir bölge. Dediğin gibi, gezinin son iki günü köklerimin geldiği yeri bulmak geziye çok farklı bir zevk ve anlam yükledi...
VAP53 demiş ki: |
Ahmet ellerine, gaz kollarina/niza saglik olsun ki bu guzel raporla bulustuk.
Verdigin detay bilgi ve emeklerine cok tesekkurler, alinacak cok guzel notlarla bilgilendirme dolu bir rapor oldu bu gercekten (her ne kadar suresi biraz kisa(!) olsa da)... |
Abi çok teşekkürler... Ne olur süre için kusura bakma...
toaxe demiş ki: |
Merhaba;
Gezinin son kısmını uzunca bir süre takip edemeyince, gezinin hala devam ettiğini sanmıştım.
Gezinizi kazasız belasız tamamladığınız için sizi kutlar ve bizlerle paylaştığınız için kendi adıma çok teşekkür ederim.
Saygılarımla. |
Maalesef son bölüm çok gecikti. Ama sonunda tamamladım.. Güzel yorumlar için teşekkürler...
Sevgilerimle, _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan |
|
Başa dön |
|
|
|