Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 102 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - "Dünyanın Bilgisi” ni toplamak için yola çıkıyor...
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

"Dünyanın Bilgisi” ni toplamak için yola çıkıyor...
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Çrş Nis 27, 2011 5:16 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah gün doğarken uyandım, keyfim yerinde.


Kahvaltı sonrası toplanıp yola çıkmaya karar verdim. Aslında kalıp çok derine inmeden dalış yapmak istiyordum ama 1 günlük programın tüm pazarlıklara rağmen 300 EP dan yani 50 dolardan aşağı inmemesi bunu benim için sonraki bir zamana ertelettirdi. Yola çıkıp Kahire’ye devam ettim. Yollar oldukça güzel ve çok sık aralıklarla asker kontrolü var. Güvenlik sorunu yok.




sol taraftaki mavilik Kızıldeniz, sağ taraf çöl.





Aqaba’dayken tanıştığım bir Fransız çift, olaylar olurken Nuweiba’dan Ürdün’e gelmek için 8 kişi araba kiraladıklarını ama bu sadece ellerine pasaportlarını vererek eşyalarını arabalarını her şeylerini aldıklarını öğrenmiştim. Şimdi her şey sakin görünüyor. Kahireye öğle üzeri vardım. Trafik ana baba günü tehlike yerini eğlenceye bırakmış.



Herkes El Tahrir meydanına doğru yürüyor hava çok ama çok sıcak. Otel aramaya meydan çevresinden başladım Sheraton 218 USD karşısındaki Pramiysa 180 den 140 adüştü. Yeni GPS’imi kullanarak 5-6 otele daha baktım. Fiyatları uygun olan yerler güven vermiyor güvenli yerler pahalı. Sonunda St. George otele ulaştım. 220 EP karşılığı O-K anlaştım sokak çok sakin Kahire hayvanat bahçesinin tam arkası önüm yeşillik ve ağaçlık, kuş sesleriyle çınlıyor. İnternet sadece resepsiyonda var. Bölgenin adı Ekdooki. Odaya çıkıp eşyaları bıraktım. Odadan manzara.



Motoru kilitledim ve bir taksiyle (5 EP) El tahrir meydanına doğru yola çıktım. Trafikten dolayı Sheraton köşesinde inip yürümeye başladım. Ana baba günü her yer herkes eğleniyor. Çoluk çocuk pikniğe gider gibi akın ediyor insanlar. Tankların üzerinde çocuklarının fotoğraflarını çekiyorlar.



















Mısır’da aslında bir halk darbesi oldu bence yönetimde ordu var. Halk askerlerle fotoğraf çektiriyor. Bu akşamki eğlencenin adı Devrim Partisi. El Tahrire varınca kalabalığın boyutu inanılmaz. Fotoğraflarla anlatmak çok zor fazlasıyla video çektim.























Hava kararmaya başlayınca havai fişekler ışık oyunlarıyla eğlence devam etti. Otele doğru yürürken insanlar hala gelmeye devam ediyordu.











Otele varıp internete bağlandım ailemle konuştum web sayfalarımı falan güncelledim.




Güzel bir gündü, yarın ki planım Piramitler, müzeler.
Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Çrş Nis 27, 2011 11:07 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah çok keyifli kalktım, kahvaltı otelin en üst katında, pek de zengin bir menü yok standart peynir ekmek.




Kahvaltı sonrası yola çıktım piramitler buraya 10 km. Beni piramitlerde en çok etkileyen daha varmadan şehrin içindeyken uzaktan silüetinin görünmesi oldu, manzara müthiş. Piramitlerin oraya varınca daha girerken kandırmaya çalışmalar başladı. Oraya giriş yasak buraya bırak seni faytonla dolaştıralım, deveye bin vs. İlk girişte polis noktasına gidip içeri giriş olup olmadığını sordum serbest olduğunu öğrenip devam ettim. Demir parmaklıklı kapının girişinde yine aynı manzara, biri yolu kesip park için içerisi “memnu” diyor ben de hasss deyip geçiyorum. İçeride bilet alınan yerin orada polisler var. Önce iç tarafa motor yasak dendi, ben de Türküm deyip içerideki arabaları gösterdim, bilet alıp içeriye kadar girdim. Piramitlerin güzelliği yanında satıcıların yapışkanlığı usandırıyor. Her saniye yanınızda birileri var. Yürürken yolunuzu atla, deveyle, faytonla kesip tur satmaya çalışıyorlar. Fiyatlar uygun deve 30 dan başlıyor ama asıl fiyat 10 at aynı fayton 15 e kadar düşüyor. Ben yürümeyi seviyorum, ama bunaltıcı inanın usandırıcı. Başıma kefiye bağlayıp yürümeye başladım, satıcılar her tarafta. Keyif alma imkanı bırakmıyorlar, fotoğraf çekmeye çalışsanız önünüze geçiyorlar ver ben seni çekeyim deyip makineyi çekiştiriyorlar. Uzun zamandır bu bölgede olmanın avantajıyla bildiğim Arapça kelimeler ve davranış biçimleri işe yarıyor. Tam ortalık yerde bir deveciyi bir güzel haşladım, bağırıp çağırınca bir daha yanıma kimse yaklaşmadı. Tabii sfenkse kadar icon_smile.gif oraya vardığımda manzara aynı Herkeste laf aynı nerelisin Türkiye Hasan Şaşşş Yavaş Yavaşşşş. Nihayet piramit gezisini tamamlayabildim.






























Biraz Mısır trafiğinden bahsedeyim. Trafik sürekli sıkışık, bir de çantalar falan takılı olunca aralardan kaçmak zorlaşıyor. Mısır’da motor sürerken önünüzden çok arkanıza dikkat edin eğer sürekli bir korna sesi duyarsanız bilin ki birileri arkadan deli gibi gelip sizi geçiyor. Aslında eğlenceli kural yok motorcunun en istediği şey. İstediğiniz çakallıkları yapabilirsiniz, ben yaptım icon_smile.gif. Buradan çıkıp müzelere doğru yola çıktım. Burada her yer El tahrir meydanının yakınında. Kahire mizesine vardım ama kapalı yarın açılacak. Devrim partisi nedeniyle kapatmışlar. İslam eserleri müzesi kapalı. Ben de El Essar Camiine ya da üniversitesine gittim.





Burası bir cami ama İslami eğitim de veriliyor, zamanında çok önemli ulemalar buradan yetişmiş. Ders verilen sınıflar avlunun solunda giriş serbest ama fotoğraf yasak. Caminin diğer yerlerinde serbest. Oldukça görkemli, cephe işlemeleri göz kamaştırıcı.





















Buradan sonra Kahire kalesine gittim. Kale içerisinde Gerçekten muhteşem Muhammed Ali Camii, askeri müze, polis müzesi, adını unuttuğum bir cami daha (bakımdaydı) var. Camii çok güzel, kubbe süslemeleri, aydınlatma biçimi inanılmaz. Buranın özelliği akustik olarak güzel olması. Okunan dualar caminin her yanından eşit olarak duyulabiliyor.









Burası hesapta kapalı, girilmez olan hamam blümü bahşiş için açtılar:) 2 pound


























Sonra askeri müzeye girdim, ehhh diyelim.














Çıkıp şehir merkezine doğru gittim. Burada Mustafa Kemal Meydanı var araya gitmek istedim, gittim de ama burası sadece bir kavşak ama adı bu.




Bir özelliği de şu etraftaki oteller çok ucuz. 3-5 dolara bir sürü otel var kalınacak değil uyunacak oteller. Motorla gidildiyese koşarak kaçılacak bir bölge icon_smile.gif. Bakınız fotoğraf.



Toz gökyüzünde.



Otele dönerken GPS’ten Mc Donald’s gördüm Eldooki’de. Vardığımda Kahirenin ortasında başka bir şehir gibi. Sakin, KFC, Pizza Hut, Mc Donald’s ve başka restoranlar var. Bankalar var. Pizza Hut’a gidip Super Supreme, Salata ve kola için 45 EP ödedim yaklaşık 8 dolar. Burada iyi restoranlar da var ama burada daha önce yaşayan arkadaşlarım kısa süreli gezi için en iyisi buralardan uzak durmak. Mısır’ın restoranları pis. Yemek sonrası otel, internet ve güzel bir uyku. Yarınki plan müzeler.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Çrş Nis 27, 2011 1:58 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Balkon kapısını kapatmadan yattım sabah kuş sesiyle uyanmak çok keyifliydi. Kahvaltı sonrası oyalanmadan şehre gidiş. İlk önce Sudan konsolosluğuna gittim, vize alabiliyorum. 100 USD 2 foto tamamdır. Saat 15:00 te pasaportu geri alacağım. Hatırlatma: Mutlaka yanınızda pasaportun bir kopyası ve Konsolosluktan aldığını makbuz olsun, olası bir kontrolde lazım olabilir. Sonra müzeleri gezmeye başlayış. Kahire müzesi açılmış, fotoğraf çekmek yasak (ama değil) büyük kameraları içeri almıyorlar.



Eğer kameralı bir cep telefonunuz varsa istediğiniz yerde çekebilirsiniz. Müze inanılmaz, benim gördüğüm kadarıyla (öncesini bilmiyorum) her şey yerli yerinde giriş 60 EP. İçeride mumya odası 100 EP daha icon_smile.gif. Vermemek olmaz. Masallarda filmlerde gördüğümüz duyduğumuz isimleri objeleri burada görmek inanılşmaz bir duygu. Tutankamon hezinelerini kardeşim Timo için gezdim. O kadar çok eşya var ki oraya buraya atılmış raflara istiflenmiş. Sunum bitik icon_smile.gif Mumyalar, Ramses II Hatsepshut hazineleri. Muhteşem. Çok keyif aldım ağzım kulaklarımda. Bu arada Mısır’da Türküm müslümanım ayakları sökmüyor her yer turist fiyatı icon_smile.gif Sonra İslam eserleri Müzesine gittim. Fotoğraf çekmek yasak giriş 50 EP 6-7 yüzyıldan kalma cami mimberleri, islamik sanat objeleri, Türkiye’den gitme çiniler, El yazması Kur’an, İran Halıları çok güzel. Görünüş ve dizaynıyla dünya müzelerinden bir farkı yok. Tertemiz. Burası da bitti Giza meydanına gidip Aswan’a trenle motor götürmek mümkün mü onu sorcağım, Tran Nil boyunca devam edip Luxor üzerinden gidiyor. Koltuk ve yataklı vagon alma imkanı var. İstasyon önünde kasap var:)



Koltuk için buradan binilebiliyor ama yataklı için Ramses istasyonuna gitmek gerekli. Maalesef sadece yolcu. Otele dönüş, yolda yemek yeme, gece El Tahrir’de dolaşma. Gece Kahire çok güzel, ışıl ışıl her taraf. Kahvede nargile ve çay keyfi, gelip geçenleri seyretmek klasik aylaklık icon_smile.gif.





Çok güzel bir gün daha bitti. Yarın sabah erkenden Luxor’a devam.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Prş Nis 28, 2011 6:09 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah erken kalktım, kahvaltı yapıp yola çıktım. Eğer Kahire’den bir yere gidecekseniz mutlaka 07 gibi yapın yoksa trafiğe takılma olasılığı çok yüksek ben hiç takılmadan çıkabildim. Dün Giza piramitlerinin orada tabelalar görmüştüm. İnternetten indirdiğim bir haritada Desert Road gösteriyordu. Yolda sordum bana Al Wahat yolunu tarif ettiler beri süre gittim ama kuzeye gidiyorum çok gitmeden geri dönüp Asyut tabelasını buldum ve nihayet çöl yoluna çıktım. Bilgilendirme. Kahire’den Aswan tarafına 2 yol var biri Nil boyunu takip ediyor diğeri kamyonlarında kullandığı çöl yolu. Ben çölü görmek istiyorum. Sürmeye devam, keyfim yerinde.



Nil çöle hayat veriyor. Su hayattır sloganını bulan arkadaşı tebrik etmek lazım. Kuraklığın ortasında giderken birden her yer yeşermeye başlıyor. Kızım Zeynep'le Skype'ta konuşurken Nil'in 5 km çevresine kadar verimli olduğunu öğrendim.




Çölün yapısı sürekli değişiyor bazen kayalık bazen toprak bazen garip biçimler.








Ve nihayet kum. Nedense çö benim için kum demek, enteresan yazarken farkettim. Yüzlerce kilometre çölde sürdüm ama en heyecanlandığım yerler kum alanlar oldu. Sahra, muhteşem. Ara sıra inip kumlarda yürüdüm.





Bir ara yol bulum içeri doğru sürdüm. çölde olmak ve okyanusta olmak gibi 2 hayalimden birini gerçekleştiriyorum. Bu ıssızlığın ortasında tek başıma olmanın verdiği duyguyla ilgilibir kitap yazabilsem sanırım yine de anlatamam. Mutluyum, hem de çok.





O kadar büyük ve o kadar ıssız. Çöle ilk girişte ilk önce nasıl yaa duygusuna kapıldım, bu mu yani çöl. Sonra ilerledikçe bitmeyen ıssızlık, göz alabildiğine kuraklık, değişen çevre bir dakika orda dur bakalım dedi. Kumlara ilk ayak bastığımda aklımdan acaba buraya en son kim ayak bastı, ya da bastı mı? diye geçti. Bu büyüklükte bu ihtimal çok ama çok az. Ağzım kulaklarımda devam ettim. Benzin sorunu yok (tu) her 100150 km de bir şehir sapaklarında benzin var, doldura doldura gidiyorum. Sonra bir sapakta durdum, 180 km gelmişim en son 90 oktan benzin aldım. Sol taraf Quena, sağ taraf Luxor - Aswan gösteriyor. Seçim tahmin edeceğiniz gibi. Sağa dön ve benzini rezerve geçir kilometrem daha 225’te. Ya çok gazladım ya da oktandan. Reservde 45 km falan gittim yolda bir mazot kokusu var, yol tamamen mazot kaplı çok kaygan nedenini anlamadım ama bana faydası oldu. Tamirat yapan işçilerin yanında durup benzin sordum. 30 km sonra dediler. Dedim gitmez oraya 5 km daha anca. Bana ellerindeki bidondan 3-4 lbenzin verdiler, Türk olmak bir ayrıcalık. Yolda 80’e bağlayıp tıngır mıngır devam ettim. Benzin ha bitti ha bitecek farkındayım. Bir kamyon çevirip sordum ne kadar sonra benzin bulurum diye yine 30 km dedi. Devammm, bir kamyoncu daha ve yine 30 km>30 icon_smile.gif Bu defa bir krımızı kamyonet durdurup sordum, 10 km sonra kamyoncu mola yeri var ama benzin yok dedi sadece mazot varmış. Olsun hiç olmazsa kalabileceğim bir yer. Seni takip edeceğim dedi eğer kalırsam beni çekecek. Küçük bir meyil çıkışında motor bir tırrrt pırt etti yani ben bittim hacı abi dedi. Sonra mola yerini gördüm, içeri girip benzin sordum var dediler ama 10 litre r50 EP neden dedim etrafı gösterip El Sahara dediler ok dedim. Luxora kaç km var? 150 efendim?. Neyse 20 litreye 100 EP bayılıp (ben de ne cimriymişim kardeşim 10 dolara depo dolduruyoruz kazıklandık diyoruz) benzini aldım
.

60 Km sonra Luxor’dayım icon_smile.gif. Luxor gerçekten bir vaha gibi çok sakin, merkezi çok temiz, herkes İngilizce biliyor.




Otel aramaya başladım.5 Yıldızlılara uğramadım bile burada 1,3 ve 5 yıldız oteller var. 3 yıldız oteller 20-25 dolar civarlarında (pazarlıklı). Flaboter otelle 130 EP O-K anlaştım
.



Diğer konakla bilgileri şöyle. Köşesinde St. Joseph olan sokakta 3-4 otel var doluluk durumları ve pazarlıklara göre fiyatlar değişiyor. Kaliteleri birbirlerine yakın. Television caddesi üzerinde 1 yıldız oteller var fiyatlar 12-15 dolar arası. Rezeiky Kamp var oda fiyatı 80 EP ve motorunuz odanızın önünde ama internet yok, 1 yıldız standartlarında. Ben otele yerleştim ve biraz tadını çıkarmak istiyorum. Eşyaları bırakıp merkeze gittim, Luxor tapınağının ışıklandırılmış hali süper ve tam şehrin merkezinde. Nil tüm sakinliğiyle burada.



Otele dönüş akşam yemeği, internet ve yatış.



Yarın plan Karnak ve Luxor tapınakları, Luxor müzesi.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Prş Nis 28, 2011 10:34 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah kavatlı için aşağı indimkontinental kahvaltı şöyle, bir paket reçel, 2 paket krem peynir, bir omlet ve kahve icon_smile.gif. Hava çok sıcak benim için artık yaz geldi. Bundan sonra rotam hep sıcak olacak (Etiyopya yüksek bir yer bakacağız).Luksor Tapınağının arka sokalarını dolaşmaya başladım. Kapı takan adamların yanında durdum, Fethi, Abdul, Saruvad (servet) çay ikram ettiler, çocuklarla oynadım.















Fethinin babası 87 yaşında ya da 78













Sonra gitme vakti geldiğinde bir çocuk benimle taş atma oyunu oynadı. Attığı taş kafamı sıyırıp (kafada kask yok:) ) ön camdaki rüzgar kesici zopçuğu kırdı. Durdum geri döndüm en sonunda taşı atanı bulup ben de onunla sopalama oyunu oynadım. Ben haşladım Fethi sopalama oyunu oynadı. Devam edip önceKarnak Tapınağına gittim, harika, harika. İnsan eliyle binlerce önce yapılan, yazılan heykellere hiyerogliflere dokunmak, Ramses, Hatsepshut tapınaklarında dolaşmak, maslar ülkesinde dolaşmak gibi. (Bu duyguyu bir de sanırım Sinbad’ın ülkesi Umman’da yaşarım).









































Arka tarafta ramses II nin tapınağı var, kapalı olmasına rağmen görevlilerle şakalaşıp o tarafa da geçebildim.












Luxor tapınağı nispeten daha küçük olsa da etkileyici.























Amun Min her yerde icon_smile.gif



Tüm aile bir arada.





Küçük kız Nefertiti (ymiş)











Luxor müzesi saat 14:de kapanı saat 17:00 de açılıyormuş ve yarısından fazlası bakımda. Nil kenarına gidip West Bank yani batı tarafına geçtip 1 EP karşılığı.






Orada teknede yanıma yanaşan İmad ile anlaşıp ilk önce 1 saatlik yelkenli (motorluyla gezmek istemiyorum) fellukayla tur bedeli 25 EP’a anlaştım.














Daha çıkar çıkmaz Banana adası vırk zırk muhabbeti başladı. Dedim usta ben dinlenmeye geldim kasma gitmeyeceğim. Teklifi 50 EP en son ben 35’e ok dedim sırf sussun diye. Neyse 40’a anlaştık. Banana adası sıradan bir yer, ticari bir nokta. Dur, muz bahçesi gez, muz ye geri dön ama kötü değildi.





Anlaştıktan sonra artık bir şey teklif etmemesini dinlenmek istediğimi söyledim. Yoksa taksisi var King Walley, Quinn Walley vs sürekli tur satma derdinde. Bu arada Luxor'da hemen herkes Haş yani ot içiyor, teknede Banana adasında party olduğunu istersem oraya akşam gidip eğlenebileceğimi anlattılar. İsteyip istemediğimi sordular. Felluka gezisi benim için güzel oldu.






Tur sonrası Otele döndüm ve dinlendim, aşağı inip internete girdim ve geç saatlere kadar takıldım. Yarınki planım Aswana gitmek. Sudan için Gemi bileti alacağım.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Cum Nis 29, 2011 5:59 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah erken kalkmadım, Aswan 200 Km. Kahvaltı sonrası yola çıktım. Bu gezimin en keyfili 70-80 kmsini geçtim diyebilirim. Nil boyunca yeşillikler arasında, ılık bir hava güzel bir yol daha ne istenir ki









Yolda köylerin içlerine girdim. Mısır’ın bir başka yüzü. Keyfili yolun arkasında neler var.













Luxor dahil her yerde şeker kamışı yüklü at arabaları traktörler var, sanırım çoğu halk bundan geçiniyor. Şeker kamışı kemirmek çok zevkli icon_smile.gif ve tatlı. Bildiğimiz kamışın dış kabuğun ağzınla soy, içindekini çiğne talı talı posasını tükür.







Kamyonetler burada dolmuş olarak kullanılıyor, içerisi dolduğundas böyle bi,r manzara çıkıyor ortaya ve bu çok normal. İnip binerken kamyonetin durmasına gerek yok icon_smile.gif



Aswan’a vardığımda şok yaşadım. Luxor’dan sonra çok karmaşık, pis ve anlamsız. Otel sordum iyi oteller 180 dolardan başlayıp pazarlıkla 60 a kadar iniyorlar. 1 yıldız oteller 10 dolar civarı. Bilet alınacak yeri buldum bana cumartesi alabileceğimi işlemlerin o gün yapıldığını söylediler. Oyalanmadan Luxor’a döndüm daha ucuz fiyata daha keyifli zaman geçirebilirim. Geri dönüp New Pola otel ile 100 EP’a anlaştım, sorduğumda internet var dendi, yukarı çıkıp eşyaları bıraktım duş aldım aşağı indim. Şifreyi sorduğumda 20 EP 24 saat için dediler. Biraz hırladım ama keyfimi kaçırmaya niyetim yok. Otel sahibine şarladım, bakalım çıkışta indirim yapacaklarmış Gece sokaklarda dolaştım, nargile ve nane çayı içtim. Otele döndüm yattım. Yarınki planım aylaklık, yağ ve lastik değiştirme.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Cum Nis 29, 2011 10:03 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

24 Şubat Sabah

Kalkıp kahvaltı ettim, kahvaltı sistemi aynı, ama sunum daha iyi. Motorlu polise tamircilerin yerini sordum, benimle birlikte önce lastikçiye geldi lastiği değiştirdim. Teletiin yani 30 EP.





Sonra yağ değişimi için bir yere gittik 4 litre yağa 250 EP deyince Hasss dedim. Polise teşekkür edip ayrıldım. Benzinciye gidip soracağım. Yolda giderken bir küçük dükkan gördüm, baktım etiketleri de var, motosiklet yağ yok. Shell Helix 15-50 yağ koydum 4 litre 105 EP. Filtreyi de değiştirdim. Yeri, Aswan (West Bank tarafına doğru) yoluna giderken Pizza Huttan sola dön 300 metre ileride sağda.









Bütün gün gezdim, sağda solda takıldım. King Walley'e giitim giriş 80 EP içeride ayrıca 100 ve 30 EP daha veriliyormuş. İçim dışım tapınak, tarihi eser, müze oldu, girmedim.







Otele dönüp aküyü söktüm, şarj ettim. Reklam olmasın ama bu Battery Tender gerçekten süper bir alet. Bir gün daha böyle geçti yarınki planım aylaklık. 25 Şubat Sabah katlım, kahvaltı sonrası aküyü taktım. Motorum maşallah (nazar değmesin) şu ana kadar sorunsuz. Çıkıp içecek bir şeyler aldım, Mars, Snikers falan alıp otele döndüm, çatı katı yüzme havuzu ve manzara süper icon_smile.gif Yaz geldi demiş miydim?.





Bu gün de böyle geçti. Yarın sabah çok erken kalkıp Aswan’a gideceğim. Pazartesi Sudan’a geçiş var.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Cum Nis 29, 2011 1:29 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Dün sabah saat 06 da kalktım, motoru yükledim. Hava aydınlanır aydınlanmaz yola çıktım. Amacım erken saatte Aswan'a varmak ve geçiş işlemlerini halletmek.



Erken çıkmanın avantajıyla geze geze Aswan yolunu geçtim. Sabah erken saatlerde çocuklar okula gidiyorlar.



Muz mezatı bağıra çağıra pazarlık edip anlaşan basıp gidiyor.






Her yer muz bahçesi.



Eşek arabaları buranın en çok kullanılan aracı ama bakımlı bir tek eşek görmedim. Hepsi perişan.





Yol kenarlarında bir kaç tane bu tür kuyulardan gördüm, gelen geçen su içebiliyor, bu arada arkadaki amca da işiyor.



Saat 9.30 gibi Aswan'a vardım. Yolda motorun arkası[/img]bir garip şekilde oynuyor. Sanki amortisör patlak gibi, ama değil sağlam. kenara çekip baktım bir şey göremedim, yeni lastiklerden veya heyecandan bazı şeyleri abartrıyor olabilirim. Aswan girişinde bir tamirci bulup girdim adı Hassan.





Altına üstüne baktık, maşanın vidasını birtaz sıktım, arka teker bilyasını kontrol ettim her şey yerli yerinde. İçim rahat yola devam. Luxor tarafından girince Turizm Polisinin yerini sordum, şansıma Nile Walley yani Sudan'a geçen bot hemen arkasında. Salam ile konuşup durumu netleştirdim. İlk önce trafikten kazaya karışıp karışmadığıma dair bir yazı. Kağıda arapça yazdırdım (ki bu taktiği bu bölgede adres ararken çok kullandım) sora sora yeri buldum. Film gibi icon_smile.gif eskizaman arabistanında köhne yerler devlet memurları olur ya aynen öyle. Dışarıda ayakçılar var 25 EP dilekçe vs işlerini hallediyorlar. Bir genç yanıma yanaştı ve pasaportumla Mısır ehliyetimi istedi. Polis veya memur musun deyince evet dedi. Evrakları verdim işlemleri halletti, sonra benden 25 EP istedi, neden dedim işlemler için dedi. Ben de kimliğini sordum, panikledi icon_smile.gif sonra güldük işim acele kimseyle uğraşamayacağım. İçeri gitrdiğinde Türk olunca ve müslüman olunca işin rengi değişiyor, Muhammad benim evraklarımı aldı. Oturdum ve bir çay içtim 10 dakika sonra evrağım hazırdı. Teşekkür edip Nil Walley e geldim ve biletimi aldım. 325 EP yolcu bilet, motor 250 ama ücreti limanda ödenecek. [/img]Bilgi: Bu güne kadar hep işlemlerin cumartesi geminin pazartesi kalktığına dair bilgiler okudum burada Salah Takourny ile konuşunca başka bilgiler aldım. Şöyle ki; İşlemler pazar günü de yapılabiliyormuş ama cumartesinden gelin demelerinin sebebi yer kalmayabilir erkenden gelin yerinizi alın demek içinmiş. Peki rezervasyon yapılabiliyor mu dedim: cevap evet mail adresi :takourny@gmail.com
Mob: (sanırım mobil başına 0020 konulabilir) 0183160926 satış yapılıyor mu dedim memnu dedi çünkü bilet alabilmek için aracın trafik kazası belgesi gerekiyor peki yolcu olarak bilet alabilir miyim dedim, şansını zorlama dedi icon_smile.gif. [/img][/img]İşim bitti, bir önceki gelişmden ayarladığım El Salam Otele gelip yerleştim O-K 2 gün için günlük 70 EP. İnternet var ve hızı mükemmel. Otel eski ama bu güne kadar gördüğüm en güleryüzlü ve kaliteli hizmeti aldım diyebilirim. Dışarı çıktım, çantam sökülmüştü onu diltirdim, birkaç boy asma kilit aldım, yemek yedim, nargile ve çay keyfi yapıp otele döndüm. Tüm gece oturup günlükleri ve fotoğrafları hazırladım ve bitirdim. Bu günden sonra bir daha internet nerede bulurum bilmiyorum, burası çok iyi geldi. [/img]Öğleden sonra çıkıp yol ve Sudan için alışveriş yaptım. Burada her şey turist fiyatı resepsiyondan Al Masria süper marketi öğrendim ve oraya gittim. Burada çok meşhur Tabya Camii var Hz Muhammedin askerleri burada ibadet eder ve antrenman yaparlarmış camiyi solunuza alın tam önünde bir göbek var, çalışmayan bir havuz göbekten yani havuzdan sola dönün 1 km ileride sağda.





Yolda fırın kuyruğu görüp durdum, fırıncı beni içeri çağırdı (niyeti kötü değil) içeride fotoğraflar çektim, 10 tane ekmek aldım 0.50 EP.











Buranın kuralı sıcak sıcak alınan ekmekleri serip soğumasını beklemek, yoksa hamur oluyor ve içi açılmıyor daha önce böyle yaptım öğrendim.



Bu kadar alışverişin tamamı 103 EP yani yaklaşık 16 dolar yani yaklaşık 25 lira. 4 Cola (birini içtim) 1 nutella 3 hazır kahve 5 çikolata1 kavanoz çilek reçeli 1 kutu krem peynir (karper gibi) 1 paket kapalı peçeter 2 kutu Full konserve 1 Eti cin 1 Paket Helva 200 gr eski kaşar 2 tane çörek 1 tane tatlı çörek 3 tane tuna balığı konservesi 10 ekmek 3 paket ıslak mendil.



Yarın sabah 8.30 da limanda olmam gerekli. Otele dönüp çantalarımı hazırlayacağım. Feribot yolculuğu yaklaşık 16-18 saat sürüyor. Sudan haritası bulamadım, internetten ne bulduysam artık ondan faydalanacağım. Heyecanlıyım.
Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pts May 02, 2011 11:44 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

ETİYOPYA BİLGİLERİ


Para birimi Brr1 dolar 17 BrrBenzin 18.6 brr zor bulunuyor karaborsa yapıyorlar.
Telefon sim kart 85 Brr (Dikkat: eger sudandan geçmişseniz Gondar post office’den, alınabiliyor. 15 Brr kredi dahil dışarıdan kesinlikle almayın nedeni aşağıda. Güneyden gelişlerde nereden alınır bilmiyorum ama alınacak yer kesinlikle legal bir yer olmalı.)
Gonder’de, Aksum’da, Mekele’de, Bahirdar’da, Addis Ababa’da ATM var.
Diğer gezginler Deniz ve Elif’in söylediği yeşil sweat shirtlü gençler yanımız geldi.



Onların önerileriyle Fogera otele gittik.

Burada bir başlık açıp bu gençler hakkında bilgi vereceğim.
Aslında turizm için çalışıyorlar ama lokal resmi komisyoncular.
Bana bir zararı yok (sanıyordum) ama her şehre inişimde yanıma gelip benimle dolaşmaya başladılar, sürekli bir şeyler almaya zorlamasalar da eğer ihtiyacınız varsa sizi tanıdıkları yere götürüyorlar, güvenip fiyatın doğru olduğunu sanıyorsanız aldanırsınız asla değil, mesela bir rege şapkası almak istedim nereye gitsem önce amarig dilde konuşuldu fiyatlar 120 Brr civarında, sonraki gün onlar olmadan pazarlıkla fiyat 60 brr civarında. Bu tip kişileri bu güne kadar oldukça sık gördüm. sertçe olmasa da nazikçe yanınızdan uzaklaştırmakta fayda var. Sonra samimi olup sohbet edince her alışverişten komisyon aldıklarını itiraf ettiler.
Bu gençlerden biri bana Sim kart satmaya çalıştı fiyatı 150 Brr sağdaki olan Rober. Kullanılmış bir karttı ve almak istemdim ertesi gün öteki gençle yolda karşılaştık o da aynı fiyattan başka bir yerden alabileceğimi söyledi, sonradan bir arkadaşının 140 Brr’a kart sattığını söyledi ve ondan aldım. (85 Brr fiyatı ve yeri sonradan Bahir dar’da öğrendim.)
DİKKAT: Siz siz olun almayın, durum şu.
Burada aldığınız kartı sizin adınıza kayıt etmiyorlar ve siz oradan ayrıldıktan kısa süre sonra kullanıma kapattırıyorlar ve yeni gelen birine satıyorlar siz de sap gibi çalışmayan bir kartla ortada kalıyorsunuz.
Hikâyesi, daha sonra
Sözün özü: yeşil Sweat Shirt’lü gençler aslında güvenilmezler.



15 Mart 2011
Gece iyi uyuyamadım, zemin sert değil ama eğri büğrü olunca uykum sürekli bozuldu. Sabah gün doğuşu içimde yeni heyecanlar doğuruyor.









Çabuk toparlanıp yola devam ettim. Benzinim ve yeterli miktarda param var. Yolda artık hemen her şey değişmeye başladı. Evler yaşam tarzı iklim. Afrika’yı biraz daha hissetmeye başladım.


















Etiyopya normal triptik yanında ayrıca konsolosluktan mektup istiyor. Ben Hartum’dan bir tane aldım, aldıktan 1 gün sonra da Etiyopya Konsolosluğundan diğer mektup geldi. (iyiki gelmiş).

Kısa bir zaman sonra sınıra vardık.
Sınrı işlemleri aslında çok kolay ama adam beklemekten uzun sürüyor.
Hava dayanılmayacak kadar sıcak.
Saat 10:30 gibi işlemlere başladım.
Sınır işlemleri. Ödemeler pound ile yapılıyor, yanınızda 30 SDD olması yeterli.
Önce pasaport işlemlerini yaptırmak gerekli. Herhangi bir para falan ödenmiyor. Burası o kadar karışık ki ne neresi anlatmak zor. İşlem yapacağınız binalar sağ tarafta ve anlarca genç sürekli peşimizde para değiştirme sınır işlemlerine yardım edebileceklerini söylüyorlar. İşlemler çok basit kendiniz yaptırın.
Pasaport işleminden sonra gümrük işlemleri yapılıyor.
Sudan Wadi Halfa’da (daha önce de söylemiştim) 2 kağıt var önemli olan bendekiler var ama Rory önce bulamadı. Bize sadece bunu verdiler diye yutturmaya çalıştık ama adam yemedi.
Memur o kağıtlar olmadan işlem yapmayacağını söyledi, Rory’nin suratındaki endişeyi görmek beni de cidden üzdü ve endişelendirdi.
Benim işlemlerime başladık. Önce bir odaya gittik memur benim kağıtları alıp formları doldurmaya başladı bu arada ben bağlama yapmaya başladım, sonunda o kağıtlar olmadan işleme ikna ettim. Dışarı çıkıp Rorryden triptiğini alıp ona gelmemesini söyledim. Benim işlemler yapılırken Rorry elinde kağıtlarla içeri girdi. Memur bu defa da faturan nerde demeye başladı (bende fatura da var). Tamam işlemleri yaptırmışsın ama parasını ödedin mi falan demeye başlayınca durumu anladım ve Rory’e git diyip işi bağladım. İşlemler bir saat kadar sürdü. Sonra her araç için 28 pound ödemek için yandaki binanın arkasındaki ödeme yerine gittim. Parayı ödeyip geri döndüm ve triptiklere kaşeler basıldı, benim motorum aranmadı ama şase numaraları kontrol edildi.
Sudan’a işlemler bitti sıra Etiyopya tarafında.
Etiyopya tarafında önce gümrük tarafına gidiliyor yolun sol tarafında, tahtadan bir kulübe.
Burada mektuba ihtiyaç var ben 2 mektubu de verdim gelen cevap süper, Hartumdan aldığıum geçerli değil, çünkü bu yazının bir formatı var. Etiyopya’dan gelen uygun. Burada elektronik aletleri deklare edip forma yazdırıyorsunuz.
2 nüsha kağıt alacaksınız birisizin için diğer çıkış yaparken kullanılacak, kaybetmeyin.
En güzel tarafı ise herhangi bir ücret ödemesi yok Etiyopya’ya giriş bedava.
Gümrük işleminden sonra yolun karşısındaki binaya gidip pasaport giriş işlemini de yaptırdım, yarım saate bitti.
Son kez Etiyopya’ya girerken üzerine poşetler bağlı olan bir ip ile yol kapatılmış, burada triptiğe biri öylesine bakıyor ve Etiyopya’dasınız.
Önerim Sudan tarafında’da Etiyopya tarafında da etraftan gelen seslere kulaklarınızı kapatın.
İşlemler çok basit.
Sonra artık Etiyopya yollarında sürmeye başladım. İrtifra 800 metreden bir anda 1 metrelere çıktı. Gonder’e giderken çok kaliteli asfalt yollar, mükemmel virajlar ve doğa manzarası var.





































Etiyopya şehir ve kasabaları yol kenarlarına kurulmuş, doğa harika.
Üşümeyi özleyeceğimi hiç düşünmemiştim ama üşümek güzelmiş.
Güzel yollardan sonra Gonder’e vardık.
Fogera otelde kalıyorum fiyat oldukça pahalı 12 dolar ama motor güvende.






Kitaplarda geçen meşhur 3 numaralı odadayım.
Standartlarımı oldukça aşağı çektiğimden odamdan memnum diğer çift kişilik odalar daha konforlu ve kişi başı 10 dolar.
Akşam yemeği golden gate diye bir restoranda. Benim seçimim pek iyi değil kızarmış balık kurumuş.
İlk günden fiyatlar ucuz geliyor. Balık 50 brr bira 10 brr.
Sonrasında sokaklarda dolaşıp yerel müzik sesinin geldiği bir yere girdik. Toplam 10 metre kare ama keyifli.



Bira 17 brr.
Otele dönüp yattım.
Sabahki planım Etiyopya rotasını çıkarmak.
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pts May 02, 2011 2:43 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

16 mart 2011 Gonder.



Sabah geç kalktım, çarşıya indim, yine birine yakalandım ve bana yapıştı yerel pazara kadar bana eşlik etti ve sonrasında nazikçe ayrıldık.
Pazar enteresan, Afrika daha enteresan.






Gonder kalesine gittim giriş 100 Brr nasıl bir yer bilmiyorum ve saat 12:30 da kapanıyor 1 saat için bu parayı vermek istemedim. Pazarda biraz daha dolaşıp merkeze geri döndüm, telefon kartı aldım.

Bir ara Quera otelin terasından Rorry seslendi ve yanlarına çıktım. Bir bira içtim bu gün Gonder kalesini gezmişler ellerinde bir bilet var onu aldım. Şansımı denedim ve içeri girdim.

Güzel korunmuş ve çevre düzenlemesi güzel olan bir yer. Çok farklı kuşlar ve güzel kokan ağaçlar her tarafta.
































































Güzel.
Gezim bittikten sonra otele döndüm.
















Akşam yemeğinde Goha oteldeyiz. Buranın en lüks oteli.

Bir bira içip biraz fotoğraf çektim.






Otelden çıkıp otele gitmek için tuktuk kiraladık 20 brr
Otel çok güzel manzara müthiş, yemekler leziz (porsiyonlar küçük ama doyurucu)






Yemeği Lucy ve Rory ısmarladılar.
Çok keyifli bir yemek ve sohbetten sonra şehre dönmek istedik ama tutktuk yok, yol ıssız, otelin aracı bizi aşağı bıraktı. Dün geceki gittiğimiz yerel yere gittik. Bu gün biraz daha kalabalık ve şarkı söyleyen dün akşamkinden farklı bir adam. dün akşamkine göre daha şabalak. Bir şeyler söylüyor bazıları gülüyor ama iyi mi kötü mü anlamadım. Uyuz oldum lavuğa, çok takılmadan çıktım.
Otele gittim ve yattım.
Yarın sabah erken kalkıp Aksum’a doğru yola çıkacağım. Yolumun üzerinde Smien dağları var.
Gonder Aksum arası 360 Km ve söylenene göre berbat bir yol. 2 gündür ara sıra yağmur yağıyor ve aslında biraz endişeliyim.
Çinliler burada tüm yolları yapmaya başlamışlar.
Sabah ola hayrola.
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Sal May 03, 2011 5:21 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

17 Mart 2011



Sabah kahvaltıda arkadaşlarımla birlikteydim.

[img]Kısa süre duygusal bir an yaşadıktan sonra ayrıldık ve Debark’a doğru yola çıktım.

Endişem yerini heyecana bıraktı çünkü hava güzel.
Yol ilk anlarda zemin olarak güzel ama her yer taşlık sürekli bir zıplama titreşim olayı var.



Yolun çoğu dozer paletlerinin açtığı ondülelerle kaplı. Gıpraşım devamlı.
Otursam her şeyi hissediyorum ve yavaşım, ayağa kalksam süper konfor ama hızlanıyorum bu sefer de motora bir şey olacak korkum var.
Sonuçta yavaş gitmeye karar verip devam ettim.
Yolda ilk Babun’u, ilk maymunu, beyaz başlı çok büyük bir vahşi kuşu falan gördüm.


[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]Doğa inanılmaz, kask kameramla çok video çektim, her yerde durup fotoğraf çeksem bu yol bitmez.

Ara sıra yol yapıp bölgelerinde yol oldukça zorlaşsa da sonuçta<SPAN
[img]bir sıkıntı olmadan Debark’a vardım. 101 Km, 4 saat.

Debark’ta durumuna göre en pahalı oteldeyim herhalde, Simien Park otel ve 200 brr adam nuh dedi peygamber demedi ama tek kapalı parkı olan alan burası. Şehir oldukça farklı ve fazlasıyla evsiz sokakta yaşıyor.




Etiyopya’nın acemisiyim ve bu otelde kaldım.





Niyetim Simien Dağlarına gitmek oteldekiler yanıma güvenlik almadan gitmemin çok tehlikeli olacağını motorla gitmemin daha da tehlikeli olacağını söylediler. Aslında çok inanmak istemiyorum, mutlaka satış yapmaya çalışıyorlar diye düşünüyorum. Dışarı çıkıp biraz dolaştım, benzin aradım bulamadım karaborsada litresi 30 brr, biraz para bozdurdum. Western Union’daki çocuk çok güler yüzlü ona danıştım, bana kesinlikle yalnız gitmememi, bu güne kadar bir çok olay olduğunu söyledi. Madem gitmeyeceğim burada ne işim var diye düşündüm, asıl amacım Aksum’a gitmek burası yol üzeri konaklama yeri ama neden gitmeyeyim. Bu düşünceler içindeyken bir askeri üniformalı gençten biri ile karşılaştım ve ona da sordum. Cevap aynı.

Otele dönüp biraz günlük yazıp fotoğrafları düzenledim. Dışarıya çıkıp yemek yerken yanıma Brarra diye bir genç geldi, sohbet ettik. Burada Hollandalıların yaptığı bir okulda çalışıyor.
Gözlerinde Trahoma sendromu var.
Yemekten sonra onunla okuluna gidip biraz vakit geçirdim, okul kapanmış. Yanımdaki kalemlerden biraz bırakıp otele döndüm.

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]


Yarınki planım Aksum.
260 Km toprak yol.



18 Mart 2011
Sabah 6 da kalktım sağlam kahvaltı yapmam lazım, yol uzun ve yorucu.
Yemek duş tuvalet falan derken saat 7 gibi yola çıktım, daha 15 km gitmeden gerçekler bir bir ortaya çıkmaya başladı.




Yol Aksum’dan Gonder’e doğru yapılıyor ve her 5-10 km de bir yol çalışması var. Manzara müthiş hava harika ama dozerin yeni açtığı 300- metrelik yollarda motor sürmek çok yorucu, bazen zemin çok yumuşak toprak, ara sıra da toz taş karışımı gevşek.

Bunun üzerine tırmanmalar başladı sürekli hairpin dönüyorum belki art arda 15-20 tane sürekli in ve çık. Virajların içi çok kötü ve yolun zemini gevşek.
Yapım çalışmalarının yapıldığı geçişler berbat ama olmadığı yerlerde yol durumu iyi, ondüleler taşlı zemin var ama rahat geçiliyor. Sanırım en az 25 tane böyle noktadan geçtim ve oldukça yoruldum.

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]
Yolda özellikle büyük kamyonlarla karşılaşmak ve onları takip etmek çok zor.
Çok ince pudra gibi bir toz yolu kaplamış, kamyonların kaldırdığı toza girince 1 metre önünü görmek imkânsız. Orada salak gibi durup beklemek zorundayım.

[img]

[img]

[img]

[img]
Toz inince devam ediyorum. Sonra yol düzelmeye başladı, hızım arttı ama yorgunum.

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]

[img]
Kilometrem 187 yi gösterirken bir anda bir asfalt yol karşıma çıktı.
Shire’ye kadar yol yapımı bitmiş.

[img]

[img]

[img]Yüzümdeki kocaman başarma gülümsemesiyle asfaltta sürmeye başladım.

Benzinim rezerve geçti. Shire’de benzin yok<SPAN
[img]yanımda 10 litre yedek var, 5 litresini koydum.

Aksum büyük bir şehir ve orada bulacağımı sanıyor (dum).

[img]

Saat 15 gibi Aksum’a vardım, oldukça yorgunum. Burası Tigray bölgesi ve bilgilere göre önemli gezilecek yerler var (mış). Africa otele yerleştim 100 Brr.
Oda banyolu ve sıcak su var. Banyo yapıp yemek için dışarı çıktım, şehir sessiz.
Yemekler burada biraz daha ucuz ama Etiyopya’da Fasting Time yani bir nevi oruç.
Et yemeği bulmak zor. Sadece spagetti.
Yemek yedikten sonra zaten akşam oldu ve otele döndüm.
Yarınki planım Aksum’u gezmek.

[img]
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Sal May 03, 2011 5:28 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Imrenmemek elde degil, cok guzel gidiyor. Saglikla yolculugu sursun ve keyifle sonuclansin insallah...
_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Sal May 03, 2011 10:12 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

19 Mart 2011



Sabah erken katlım ki gezmek için vaktim olsun ama boşunaymış. Çamaşırlarımı yıkamaya verdim. 1 pantolon, 3 t-shirt 2 boxer
4 çorap 1 swat shirt 2 buff 25 Brr.

Aksum denilen yerde birkaç obelisk ve kilise var.
En önemlisi Maryam Zion kilisesi.
Kavatlı için bir otele gittim oradan sonra şehri biraz dolaştım.





















Sonra tarihi kalıntıları gezmeye gittim. Kraliçe Şiba buralarda yaşamış. Kralların mezarları burada. İlk alana giriş 50 Brr ve killse hariç her yere girilebiliyor. Ya benim tarihi kalıntı inanışım farklı ya da burası gerçekten boş bir yer.














































İyasus yani isa kilisesi de bu alanın içinde.


























İçeride bir gruba takıldım ve rehberi dinledim, ortadaki bir obelisk için 20 dakika konuştu ve özünde bu obelisk Kral Kaleb için yapılmış.
Müze bomboş fotoğrafları çekilen eski paralar dijital baskı yapılıp duvarlara asılmış, anlamsız. İçerideki müzede Kraliçe Şiba’nın evinin maketini görünce kendi kendime galiba enteresan bir yere gideceğim dedim. Dışarı çıkıp Quenn Sheeba Palace’ı buldum.








Burası
Karşısı ise Gudit Stele Field


Burası Quenn Sheeba Bath


Her şeyi bulunduğu yere göre değerlendirme düşüncesiyle gezimi tamamlayıp Maryam Zion kilisesine gittim. 120 Brr içeri bu gün giriş yok sadece dışarıdan bakılabiliyor.






Birkaç fotoğraf çekip şehrin içine döndüm. Bu gün cumartesi ve Sepet pazarı, hayvan pazarı ve yerel Pazar kuruluyor. Antik gezi sıkıntısından sonra çok güzel ve keyifli bir gezi oldu.

















Yolda tanıştığım küçük çocuklarla taze meyve suyu satan bir dükkâna girip bir şeyler ısmarladım, sohbet ettik.

10- 12 yaşlarında çocuklar.

Enver ve Bilal müslüman Thomas ve Rober hristiyan. Birlikte
Sonra Kral Bazen’in mezarına gidip otele döndük.







Otelede çamaşırlarımı falan aldım. Çocuklara elimdeki kalem silgi gibi şeylerden hediye ettim.

Yıkanmış çamaşırlarımdan 3 t-shirt boxerlar ve çorapları etrafımızda toplanan çocuklar arasında dağıttım.
.
Akşama doğru şehri dolaşmaya başladım, benzin aradım ama bulamadım. Şehirlerde aslında benzin var. Her şehirde tuktuk var ve benzinle çalışıyorlar. Yabancılara nedense satılmıyor. Adwa’da var deniliyor bakalım göreceğiz. Karnım aç, güzel yemek yenilebilecek bir yer aradım ama zor.
Fiyatlar fena değil 25-40 Brr arası değişiyor. Bira 10 Brr.
Yohannes restoranda yemek yedikten sonra otele dönüp yattım.
Yarınki planım Tigrayların önemli kaya kiliselerine gidip sonrasında Lalibela’ya yakın bir yerde konaklamak.



20 Mart 2011
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Çrş May 04, 2011 7:22 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

21 Mart 2011

Güneşli ve güzel bir günde yola çıktım.

İlk durağım Adwa, 25 Km.







Benzin almam lazım ama yok. Adigrat 120 km civarında orada olduğu söyleniyor ama bilmiyorum.

Biraz dolaşıp karaborsa falan aradım. Benzinciden uzakta park edip bir tuktuk çevirdim ve elimdeki bidona benzin alıp alamayacağını sordum. Benzinciye gidiş geliş ve 25 brr dan benzin 150 Brr a anlaştım. Litresi neredeyse 2 dolar.
15 dakika sonra tuktuk geldi elinde benzin, rahatladım.
Durup bir plan yaptım. Elimde 10 litre benzin var. Yaklaşık maksimum 200 km gider, depodaki de 50 gitse 250. Güzel, Adigrat 120 km civarında orada bulabilirim.
Yola çıkıp sürdüm, Yolumun üzerinde Abba Garima manastırı var. Ana yoldan 10 km falan içeride toprak yolu var son 5 km zor.


Manastıra vardığımda ilk öne bir sıkıntı yoktu. Kimse İngilizce bilmiyor.
Durdum su falan içip manastıra doğru yürümeye başladım. Peşime bir sürü genç yaşlı adam takıldı. Manastırın kapısına gelince arkamdakiler kapıyı birkaç kere öpüp istavroz çıkartıyorlar. Sanırım benim de bunu yapmamı beklediler ama ben yapmadan içeri doğru yürüdüm. Yaşlı bir adam kolumdan tutup bunu yapmamı işaretlerle anlattı ben de işaretlerle yapmayacağımı ben müslümanın, Türk’üm deyip yapmayacağımı söyledim. Ortam ve suratlar gerildi, sonra biri beni merdivenlerden kapıya doğru iteledi ben de onu ittim, ayağı takıldı merdivene kıç üstü oturdu. Sonra etrafım sarıldı bağırış çağırış gırla gidiyor, neyse ki yanımda samimi dostlarım Yusuf ve kardeşi Yusuf var.
Durum kötüye gitmeye başladı, geri adım atarsam sorun daha fazla büyüyecek bunun farkındayım en doğrusu üzerine gitmek diye düşünüp üzerlerine gitmeye başladım ama tahmin ettiğim gibi olmadı onlar galip geldi, tam beni ,,,,,,, (boşluğu istediğiniz gibi doldurun)
Kara cüppeli peder mi desem rahip mi desem ne desem o geldi. Ortam bir anda sakinleşti, rahip bunlara bir şeyler söyledi konuştular falan ama ne konuşuluyor anlamıyorum.
Rahip benim yanıma geldi ve yukarı doğru yürümeye başladık.





Bana mezarları göstermeye başlayınca durumu kotardığımı anladım. Sonra başka birini çağırdı anahtarlarla falan oda açıldı, sanırım Abba Garima’nın odasındayım.













Fotoğraf falan çekebildim.

İçimden tabanları yağlamak geçiyor ama sakin de durmam lazım.
Gezim bitti ve dışarı doğru yürüdüm, dışarı çıkıp motorun yanına gittim. Sakince biraz daha su falan içip bindim ve vınnnn.
Sanırım oldukça büyük bir badire atlattım.
Anayola nasıl geldim hatırlıyorum desem yalan söylemiş olurum.
Devam edip bir sonraki durağıma doğru sürmeye başladım.
Yeha tapınağı.
Adwa’dan 60 km falan ileride. Yolda tabelası falan var, kolayca buldum.














Buyurun tabelası
Buyurun kendisi.


Buraya 50 brr para verdim ve gerçekten zoruma gitti.


Neyse ki yanında Abuna Aftse var.



Kiliseye giriş yine yok. Görevliye Türk olduğumu web sitemin olduğunu falan söyleyince beni yandaki onların müze dediği bir odaya götürdü.

Burada 1000 yıllık Amarik dilde el yazması İncil 600 yıllık el yazması ve boyamaları görmek onlara dokunmak tapınak sıkıntısını unutturdu.




















Çıkıp yoluma devam ettim, Adigrat’a vardım.
Benzin yok, karaborsada da yok. Bir kamyoncu Mekele’de NOC markalı benzincide olduğunu söyledi.
Devam ettim ama şimdi bir sıkıntı var o da şu, yolumun üzerinde yaklaşık 40 km içeride kayalara oyulmuş Tigray’ların kiliseleri var. Oraya girersem Mekele’ye ulaşamayabilirim.
Mecburen devam etmek zorundayım.
Yollar harikulade, virajlar hairpinler ardı ardına geliyor.






















Benzini rezerve aldım, hesaplarıma göre Mekele 30 km sonra yani rahat rahat giderim ama sürekli viraj ve 3.000 metrelerde motor sürünce mekeleye varıp varamama konusunda pek de emin olamıyorum ama yol oldukça trafikli bir yol, yardım bulabilirim sanıyorum.
Hesaplarımdan 38 km sonra Mekele’ye vardım. Noc benzin istasyonunda benzin var.
Depomu fulledim. 1.5 litre daha benzinim varmış.
Yedek bidonları da doldurdum. Saat 15.00 burada kalabilirim ya da Woldiya’ya devam edebilirim.
Haritada ana yoldan ayrılan direk Lalibela’ya giden bir yol gösteriyor şu ana kadar saptığım tüm yollar toprak çıktı bu yüzden 120 km bu yol bana pek mantıklı gelmiyor (amaaa sonradan öğrendişm ki asfaltmış) bu sebeple Woldiya’ya devam ettim.
230 km yol bitmek bilmedi, 5 km düzlük yok. Bir yukarı bir aşağı sürekli viraj. Çok keyifli ama akşama kalacağım kesin.


































Gölünün yanından geçerken güneş batmak üzere.
Karanlığa kaldım ve Etiyopya’da ilk gece sürüşünü yaptım, umarım son olur.




Tarlalardan, çalışmadan dönenler inanılmaz bir insan ve hayvan trafiği oluşturuyor.
Yolda aydınlatma (ki evlerde elektrik yok ne yolu) olmayınca çok zor birkaç saat geçirdim.
Yahu bir adamın önüne inek çıkar, eşek çıkar benim yoluma deve sürüsü çıktı.
Birkaç kez ciddi olmasa da önemli sorun yaşadım. Saat 20:00 gibi Woldiya’ya vardım.
Woldiya kuzeye çıkan kamyoncuların durak yeri.
2 tane otelden Machera otele yerleştim.

80 Brr.

Motor otelin arkasındaki otoparkta, otopark dediysem inşaat alanı.
Yarınki Planım Lalibela.
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Cum May 06, 2011 5:51 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

22 Mart 2011

Gece rahat uyudum, sabah kalkıp hiç oyalanmadan 6 gibi yol görünmeye başlayınca yola çıktım.

















Renkli renkli önlüklü çocuklar okula gidiyor, günü karşılamak güzel.

Doğa değişmeye yeşermeye başladı.<SPAN
İrtifa artıyor

3. metredeyim. Sanırım motorumla hayatımda çıktığım en yüksek noktadayım.


Lalibela yolu Gashena’dan sapınca toprak 50 km asfalt 20 km toplam 70 km.
















Lalibela girişinde sağda adres veya başka bir şey soran bir motorcuya rastladım.
Birlikte benzinciye gittik. 30 brr olan karaborsa fiyatı 25 brr a indirtip 4 litre benzin aldım.
Fazlasına gerek yok. Yves’in üzerinde 5 litre yazan bidonuna 5 litre benzin koydular ama dolmadı. Küçük bir tartışma ve pazarlıkla bidon dolduruldu.
Yves 28 yaşında 1 sene Tanzanya’da yaşamış, şimdi ülkesi İsviçre’ye dönmek için ilk kez duyduğum ve gördüğüm Honda FTR 223 1990 model motoru ile yola çıkmış.
Birlikte kiliseleri gezmeye karar verdik. Giriş ücreti 350 Brr.
Ben önce 1-2 saat kalır devam ederim diye düşünüyordum ama 350 brr ve kiliseleri görünce acele etmemeye karar verdim.
Burada toplam 11 kilise var Bate Marya en önemlisi ama afişlerde hep St George kullanılıyor nedense.
Kiliselerin içini gezmek mümkün ama bazı özel bölümlere girilmesine izin verilmiyor.
İlk tur ve aslında en önemli tur öğlen gibi bitti, yiyecek bir şeyler bulup yedik.


















































































































































Öğleden sonra turu tamamlayıp Blulal otelin bir altındaki otelde 2 kişi 70 Brr a kaldık.
Yarınki plan Bahir Dar.
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki
5. sayfa (Toplam 7 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt