Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 228 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - "Dünyanın Bilgisi” ni toplamak için yola çıkıyor...
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

"Dünyanın Bilgisi” ni toplamak için yola çıkıyor...
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Prş Nis 21, 2011 2:43 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

18 Ocak Salı

Gece sürekli yağmur yağdı saat 6:00’da uyandım, yağmur sesi kesilir kesilmez çıkıp toparlandım. Dün akşamdan aldığım bisküvi ve kolayla güne başladım. Hafif çiselemeye başlayan yağmurla yola çıktım daha 10 dakika gitmeden güneş açmaya başladı, keyfim yerinde.



Dün Sebu’nun tarifiyle bir kez sorarak Harisa Kilisesine vardım. Kilisenin etrafında bir tur atıp içeri girip fotoğraf çekmeye başladım.O arada elinde çekpas ile yerleri temizleyen bir kadın bana ayaklarımı gösterip no boto no boto diyor ben de ayakkabıyla girmek yasak anlıyorum meğerse içeriyi göstererek no foto diyormuş. Çekeceğim kadar fotoyu zaten çektim, merdivenlerden yukarı çıktığımda manzara inanılmaz Tripol’den Beyrut’a kadar her yeri görmek mümkün video ve fotoğraf çekip manzaranın keyfini çıkarıyorum.



































Harısa’dan sonra kısa süre sonra Beyrut’a gelmeden Daura’ya sapıp Bourj Hamoud’ta Sebu’nun internet kafesinin önüne geldim, dükkan daha açımlamamış köşeden telefon edip haber veriyorum, Sebu iki dakika içinde dükkanda. Üzerimi çıkarıp sohbete başlıyoruz biraz sonra yanımıza Vasken'de geliyor.



Vasken buradaki grubun lideri, eğer Lüban’a gelirde tanışmak isterseniz ya da motorunuzda bir sorun olursa Daura’ya ulaşıp Bourj Hamoud’u sorun orada kime Captain Vasken derseniz size gösterirler.



Konuşmalarda Vasken’in babasının Konya Akşehir’li annesinin ise Kayseri’li olduğunu öğrendim. Burada konuştuğum herkesin ya Adana ya Konya ya da Kayseriyle muhakkak bir orijini var. Konu kilometre dişli sorununa gelince birlikte Avo’nun dükkanına gittik. Avo’nun 1979 Kawasaki LTD 1000 ve Hayabusa’sı oğlunun 1991 GSX 750 Suzuki’si var. Suzuki inanılmaz, modifiyeleri çok güzel.



















Burası Beyrut’un motosiklet cenneti, hemen herkes motosikletçi. Motorları o kadar güzel ki anlatamam. Sebu’da Yamaha FZX, Toni’de 1991 Honda Manga var.





Motorların modelleri hep eski ama durumları çok iyi. Birlikte Suriye’ye gidip dönmüşler, bana gezi tasvir (fotoğraflarını) gösteriyorlar. İnanılmaz sıcak kanlı ve çok misafirperverler. Tekeri söküp baktığımda dişlinin sıyırmış olduğunu gördüm.



Birlikte Honda’ya gittik ellerinde iç dişli var. İstanbul'da 47 liraya almıştım13 dolar.



Sadece dişlimin sorunu çözeceğini düşünüp alıyorum.Honda hatıraları



sonra şehir turu atarak geri döndük.







Dişliyi takmak için Toni’nin dükkanına gelip takıyorum ama kilometre yalpalı çalışıyor, yine sorun çıkaracak. Bu arada Avo dükkana gidip geliyor elinde 12 senedir çekmecesinde duran CBR 600’ün ön kilometre seti, monte edip deniyoruz dış metal kovan birebir aynı ama dişli ters yöne, yarın hemen Sebu’nun dayısının tornacı dükkanına gidip, iç dişlilerin yerini değiştireceğim. Bu akşamlık iş bitti yarın görüşmek üzere ayrılıyoruz. Bu üç genç Avo'nun oğulları ve motor sevdalıları.



Dükkana dönüp bu akşam şerefine açılan viski eşliğinde günün keyfini çıkarıyoruz.



Sebu, bana çok yardım etti.

Yatma vakti geldi Sebu’yla birlikte eve gidiyoruz, motorları evin iç avlusunda abisi Steve’in CBX 750’si var.



Sabah kalkıp kavatlı sonrası tornacı işimiz var ben biraz fotoğraf çekiyorum.









Çıkıp tornacıya gidiyoruz işlem yarım saatte tamam taktım şimdilik görünüş mükemmel.











Toni’nin dükkana dönüp monte ettiğimde kilometre çalışıyor, 30 Km ye kadar çok küçük bir titreme var sorun çıkarmayacağını düşünüp işi kapatıyorum.





ama yanılmışım maalesef daha 300 km gitmeden yine bozuluyor, sorunun ne olduğunu anlamış değilim, tel düzgün dişli yeni ama oluyor işte.Neyse ki GPS’im var sorunsuz yol yapabileceğim. Bu günüm Bourj Hamoud sokaklarında dolaşmakla geçiyor. Akşam Vasken’in evinde banyo yaptım, çocukluğumdan bildiğim odunlu termosifonun ısıttığı banyo çok iyi geliyor.





Odasının duvarları motosiklet fotoğraflarıyla kaplı. Tomcat'le bir yolculuk.





Teşekkürler Vasken. Yarınki planım Dair al Khamar, Kasr Musa, Beited Din ve Mouqhtara.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Cum Nis 22, 2011 6:09 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah erken kalktık hazırlıkları tamamlayıp yola çıktık. Hava güneşli ve güzel kısa bir otoban yolculuğundan sonra dağ yollarına giriyoruz, yollar çok güzel. Buraları unutmamalıyım çünkü yarın buraları tekrar geçme durumum var. Raporları yazarken farkettim kibazı bilgileri eksik veriyorum, mesafeler.Bundan sonra daha dikkatli olacağım. Beyrut Deir El Qamar arası yaklaşık 35 Km, Kasr Musa 40 Km, Beitteddin 43 Km, Mouqhtara 50 Km. Hepsi aynı yol üzerinde üçer beşer kilometre mesafeyle.



Gördüğümüz ilk köy tamamen Dürzi köyü. Bu gün için kızıma ona telefon edeceğime dair söz verdim. Telefon ararken caddede birkaç kez gidip geliyorum ve üçüncüde de bir asker durduruyor.



Kontrol görünmüyor ama her yerde fazlasıyla var. Türk ve turist kelimeleri bir sorun çıkmadan konuyu kapatıyor. Telefon bulup konuştum ve yola devam ettik.



İlk durağımız Deir El Qamar. Unesco tarafından dünya mirası listesine alınan, sokakları ve binalarıyla, Lübnan'ın eski başkenti. Her bir fotoğraf yoruma gerek bırakmayacak kadar güzel. Evler sokaklar beni tarihin içine

çekiveriyor.













Bu evler ve sokaklar UNESCO tarafından dünya mirası olarak kabul ediliyor.















Sokaklarda dolaşmak güzel.



Cami içinden görüntüler.





Deir Al Qamar'ı geziyorsanız bu müze gezilmeli, ben gittiğimde kapalıydı, ama internetten baktığıma göre güzel bir yer.



Yeşillik ve güzel yollardan geçerek Kasr Musaya vardık. Hafızamda Anapurna Nepal'de çekilen bir fotoğraf var, burayı görünce onu anımsadım.



Giriş 8000 LL. Kasr Musa Musa soyadını unuttum icon_smile.gif tarafından tek başına yaklaşık 61 senede tamamlanmış. Musa çocukluğundan beri kendine bir kasr (köşk) yapmak istermiş, bir gün sınıfta bu kasrın resmini yaparken öğretmeni görmüş ve dövmüş. Sen fakir bir çocuksun nasıl olur da bir kasrın olur demiş, bu arada Musa bir kıza aşıkmış ve fakir olduğundan kızı da vermemişler. O da tek başına çalışarak bu kasrı yapmış, ilk müze girişi bilgilerinde tamamen yeni bitti dediler. Anlatılan hikaye bu. Ne kadar gerçekçi olduğu pek önemli değil, çünkü içini gezerken bunu pek umursamadım. Köşk içinde Lübnan'ın eski yaşam biçimini ve Musa'nın hayatından bilgileri tasfir eden gerçek boyutlu maketler var.







İçeriden görüntüler.











sevgiliyle bir kahve molasında dinlenmek için ideal icon_smile.gif









Musa burada bazı yerlerde kendi hayatında da kesitler vermiş. Öğretmeninden dayak yerken.



Anası Allah'ım şuna akıl fikir ihsan eyle diye dua ederken icon_smile.gif



İçeride eski silahlardan, İsa'nın son akşam yemeğine kadar bir sürü daha güzel alan var. tüm fotoları yüklemek imkansız. Kasr Musa'da oldukça güzel ve keyifli bir tur attık. Ben çok beğendim.Işık oyunları bir hasrika, loşluk içeriye ayrı bir atmosfer kazandırmış.





Bu özellikle mi yapılmış benim aklım mı fesat bilemedim. icon_smile.gif :)Olmaz ki böyle de yatılmaz ki.





Sonrasında çıkıp en merak ettiğim Beitted Din’e vardık. Burası Dürzilerin yaşam alanı. Dürzi lider Velid Canbolat için Osmanlı döneminde yapılmış. Burayı Lübnan devlet başkanı yaz zamanlarında ve misafirleri ağırlamak için kullanırmış. Türk hamamı, salonlar, süsleme ve mozaikler mükemmel.Giriş 0 LL.

































Hamamın bir bölümünün tavanında roma haçının olduğunu farkettim.







Arka bahçedeki mozaik.



Yanlış bilmiyorsam Osmanlı Tuğrası













Sarayı (diyeceğim) gezerken gerçekten etkilenmemek imkansız. Roma zamanlarından bu güne restorasyonlar yapılarak gelmiş. Osmanlı izlerini her yerde görebiliyoruz. İnsanın her metre karesini fotoğraflayası geliyor. Bizim Dolmabahçe veya Topkapı Sarayıyla kıyaslanamaz ama ben oldukça beğendim. Beitted Din’den sonra Muqhtara’ya vardık, yazlık sayfiye mekanında şelale var. Çok özel bir yer değil ama bu tur yapılırken bir şeyler içmek ve yemek için çok iyi bir seçenek olur. Beitted Din’e çok yakın.









Hava kararmadan geri dönmeyi planlıyorum, niyetim Sabra ve Şatilla mahallelerine gitmek. Gün erken batıyor ve bu düşüncemi gerçekleştiremiyorum. Aslında ben Lübnan’dayken ortalık oldukça karışıktı. Hariri suikastinin mahkemesi olacakmış, şialar ellerinde silahlarla kente inmiş durumda. Bu sebeple Sabra akşamları biraz tehlikeli olabilir. Hariri Camiini akşam gezmeyi düşünmüştüm, ışıklandırmalarla güzel görünüyor. Yanında suikastın yapıldığı yer var ve burada insanlar dua ediyor, banttan sürekli Kur'an okunuyor.













Bu fikir olmayınca şehir merkezinde biraz dolaşıyoruz, benim için çok farklı olmayan sıradan caddeler. Parlemento binası, saat kulesi, özgürlük heykelini görüp devam ediyorum.







Gönül isterdi ki daha iyi bir bütçeyle yola çıkıp Beyrut’ta bir gece eğlencesi yapayım ama bunu bir dahaki sefere ertelemek zorundayım. Biraz sohbet edip bir kahve içip geri döndük. Akşam yine benimle tanışmak isteyenler var, oturduk konuştuk. Türkiye hakkında bir sürü soruyla karşılaştım, özellikle din ve mezhep ayrılıkları, güvenlik konusunda yanlış bilgilere sahipler. İyice uykum geldi ve yorgunum gidip yatmak istdeğimi söyleyince birlikte eve gittik, hemen uyudum. Yarınki planım Erz’ gitmek, ayrıca yolumun üzerinde Jeitta mağaraları var. Erz Lübnan bayrağındaki sedir ağacının bulunduğu bölge, aynı zamanda bir kayak merkezi, gidip göreceğim. Mutlu yarınlarda görüşmek üzere.
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Cum Nis 22, 2011 10:25 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah yola çıkıp doğruca Jeitta’ya gitmek istiyorum, nedense bana hep çok yukarılarda hissi verdi Jeitta bu yüzden geçip gitmişim, bu vesileyle Faraya taraflarında kayboluyorum pardon keşfediyorum. Yol üzerinde bir yerden bir sandviç alıp karnımı doyurdum sonra mağaraları biraz arayıp buldum.Jeitta Beyrut'a yaklaşık 25, Erz 100 Km. Girişi 12 dolar bakalım değecek mi?



Teleferikle üst mağaraları dolaşmaya çıktım, burada motosiklet kıyafetiyle dolaşmak sıkıntı verdi. Erz yaklaşık 200o metre bu yüzden sabah biraz kalın giyindim, hemen geri dönüp tulumu çıkarttım ve oraya emanet ettim. Mağara gerçekten güzel, artık güzellikleri bulunduğu yere göre değerlendiriyorum ülkemdekilerle kıyasladığımda bazen hayal kırıklıklarım büyük olabiliyor. İçeride fotoğraf çekmek yasak girişte makineleri dolaplara kilitlemek zorundasınız. Üst mağaradan sonra tren istasyonunda bekliyorum, tren vagonlu bir traktör.

Aşağı inip alt mağarayı dolaşacağım bu defa fotoğraf makinemi vermedim, aşağıda sadece ben varım, botlar 10 kişilik dolmasını bekleyeceğiz. Gelen giden olmayınca bana özel bir bot turu başlıyor, tekneyi kullanan kişiye fotoğraf çekip çekemeyeceğimi sorduğumda, izin veriyor, mutluyum. Hem video hem de fotoğraf çektim.

>

>

>

>



Tur bitince etrafı biraz dolaşıp bir kaç fotoğraf daha çektim.

>>

>



Artık Erz yoluna gitme vakti.



Harida yani Suriye’den giriş yapılınca Beyrut’a gelmeden yol üzerinde bence görülmeli. Tripoli ve Bathroun’dan girişleri var. Kime sorsanız gösterir. Erz’i bulmak için ilk sorduğum asker bana dağları gösterip işte oralar diyor, buradan görünüş harika.



Erz yolunda hristiyan köyleri geçiyorum, yollarda dinsel ögeler fazlasıyla var.

>







Derin kanyonların olduğu yamaçlardan sürüyorum.



Yavaş yavaş karlı dağlar görünmeye başladı.





1800 metreden sonra yeşillikler yok oldu.



Ve Erz, yollar açık ama her yer kar. İşte Erz bölgesi ve orman denilen yer.





Erz’i bulduktan sonra biraz daha sürmeye devam ediyorum Kurnets Sauda’ya ulaşabilir miyim bir bakacağım . Sauda 3050 metre. Artık yerleşim yerleri bitti, bir kişi bulup sordum ve yolların kapalı olduğunu anca yazın çıkılabileceğini söyledi. Burayı görmek bir sonraki Lübnan seferine kaldı.





Biraz kar fotoğrafları, irtifa 2000 metre.







Geri dönüp biraz fotoğraf çektim ve sedir ormanlarını dolaştım. Sonra kimine göre 2000 kimine göre 3000 ama gerçekten azametli sedir ağacını görüyorum, yanındaki ototmobille orantıladığımda boyutları büyük, gerçekten büyük. Etrafında ediyelik eşyacılar ve restoranlar var.



Ormandan görüntüler.





Yavaş yavaş dönüşe başladım, gelirken yolda kömürde tavuk yapan bir yer görmüştüm oraya varınca durup yemek yedim. Lezzetli ve ucuz içecek ve tavuk 5.000 LL yani 5 lira.



Bourj Hamoud’a varınca biraz sohbet ediyoruz ve Avo geliyor, bildiği bir yer var bizi oraya götürecek. Bu akşam ırakı içeceğiz. Burada köyde yapılan rakıya beledi deniyor. Tadı bizim rakımızdan farksız, aynı. Gittiğimiz yerde sadece biz varız, hafta sonları rezervesiz gelme imkanı yokmuş.





Yemekler güzel sohbet daha güzel.



Soldan sağa, Garen, Avo, Vasken, Ben, Sebu, Şant (Şamd'da Şant'ın kardeşi Garo ile buluşacağım)



Güzel bir geceden sonra eve gidip yattım. Yarınki planım Saida, Tyre (yani Sur) Naura (Lübnan İsrail sınırı).

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Cum Nis 22, 2011 2:31 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah erken kalktım ama yola erken çıkamadım, kahvaltı sohbet derken saat 11:00 oldu.Benzin aldıktan sonra devam ediyorum.



Saida motosikletsi otomobil veya taksiyle veya dolmuşla Beyrut'a 60 Km, Sur 120 İsrail sınırı 135 Km. Saida’ya motosiklet girmesi yasak, bir olay olmuş ve artık motorları almıyorlar. Ben bilmiyormuş gibi yapıp geçmeyi deneyeceğim. Benzin alıp Saida girişine vardım, yolda heciz (asker barikatı) var. Asker şaşırmış bir ifadeyle Arapça nereye diyor ama anlaşamıyoruz, bana işaretle yasak olduğunu söylüyor ben de anlamıyorum. Daha sonra pasaportumu istedi ve dabıtını yani üstünü aradı, dabıtla telefonda konuştuk. Giremeyeceğimi Beyrut’a dönmemi, istersem motorumu burada bırakabileceğimi bana taksi gönderip Saiday’ya gönderebileceğini söylüyor. Ben Saida üzerinden Sır’a gitmek istediğimi söyleyince bana Jezin üzerinden yolu tarif ediyor. Görevli asker bana bir u dönüşü gösterip arapça ve vücut diliyle eğer oradan dönmeyip devam edersen seni vururum diyor, ben şaka sanıyorum. Motoru çalıştırıp yavaşça dönüşe giderken aynamdan tüfeğiyle bana nişan almış beklediğini görüyorum, arkadaşım Yusuf Yusufla konuşup sakince dönüyor yanlarından geçerken selamlaşıp geçip gidiyorum.Jezin yolunu Mouqhtaraya kadar biliyorum, tarife göre Jezin’e doğru devam ediyorum. Yollar müthiş, burası dağlarla çevrili ve virajlar art arda geliyor.




Erz yolundaki dinsel ögeler bu yollarda yok ama burada da her yer Dürzi yerleşim yeri. Fotoğrafa kesin karşılar. Keyifli virajlardan sonra Jezin’e vardım, ama kime Sur’u sorsam başka yerleri gösterdi çünkü bir sürü yoldan oraya gidilebiliyor. Sürmeye devam, virajlar güzel.



Birine inanıp yola devam ediyorum, deniz kenarında olduğuna göre kuzeye gitmeliyim. Belli zaman sonra yeni yerleri keşfim başlıyor yani kayboluyorum.Burası sanırım hristiyan köyleri icon_smile.gif



Bir su molası verip birinin geçmesini bekliyorum, yollar ıssız. Bir süre sonra bir askeri araç durduruyorum, içinde yaşlı omzunda 3 yıldız olan biri iniyor. Sohbet ediyoruz, Türk’lük, motosiklet hep ilgiyi artırıyor. Bana 11 tane köy geçmem gerektiğini bunların 2 ya da 3’ünde italik alfabe olduğunu diğerlerinin Arapça olduğunu ve tek yol değil bir sürü sapak geçeceğimi söyleyip, kaybolursun diyor. Ben şansımı deneyeceğim, tarif alıp yola devam ediyorum ve işte, Yine kayboluyorum




Her yer Arapça alfabe.



Sur’dan vazgeçip günün keyfini çıkarmaya karar veriyorum. Yolda sedir ağaçları koruma alanı tabelası görmüştüm oraya gideceğim. Yine şehirler dar geldi, yine dağlardayım, çok ama çok mutluyum.



Yol kalitesi değişti, hımmm demekki bir yerlere gidiyorum



Asfalt bitti

Yaklaşık 12 Km off-road sonunda tepeye ulaşıyorum.





Ya ben yanlış yerdeyim ya da buradaki 300 tane ağacı korumaya almışlar. Erz’de de sedir ormanı dedikleri yer bir koru gibiydi, olsun güzel yollar geçtim güzel yerler gördüm.





Artık bu günü noktalamalıyım.Saat geç olmaya başladı virajlı yolları karanlıkta dönmek istemiyorum. Sağ salim Bourj Hamoud'a döndüm. Akşam seneler önce Türkiye'ye gitmiş bir amca Türkiye'den geldiğimi duyunca benimle tanışmak istemiş sohbet edip günü noktalıyorum.



Yarın planım sabah erkenden yola çıkıp Ksara, Baalbek üzerinden Suriye’ye sürmek, yol arkadaşım Sebu benimle sınıra kadar gelmek istiyor.

Mutlu yarınlarda buluşmak üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Cmt Nis 23, 2011 3:47 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah yine erken kalktım ve yine erkenden yola çıkamadım Sebu’nun kız kardeşi Asrik kahvaltı hazırlamış, kahvaltı kahve derken yine rötar yaptık. Oda arkadaşımla çok iyi anlaştık, giderken bana güzel bir poz verdi.







Asrik'in (Türkçe karşılığı Yıldız) motoru



Eşyalarımı motora yüklemiştim birazda aceleyle çıkıp benzin aldık ve yola devam ettik. Meşhur Rock.



çevre görüntüleri



Beyrut halk plajı, sanırım en ucuz yer burasıdır icon_smile.gif



Sebu genelde kontrollü ve yavaş sürüyor. Sonunda şehrin dışına çıkıp biraz hızlanıyoruz. Geçtiğim yerleri görünce aynı düşünceler geçiyor aklımdan, bir ülke ve halklar arasında uçurumlar var.Beka vadisini göreceğim anı bekliyorum, gerçekten heyecanlıyım. Bekaa’yı hep savaş zamanlarından isminden biliyorum. Lübnan dağlarının karşısında Anti Lübnan dağları göründe ve önümde Beka. Güzel, verimli olduğu belli ama sanırım bu veriminden ziyade stratejik konumu daha önemli.Durup biraz seyrediyorum.





Bol kamyonlu bir yoldan devam edip Ksara’ya ulaştık. Ben biraz daha gidip Zahle’nin içinde bir tur attım. Geri dönüp Ksara’ya girdik birkaç şarap tadımı, biraz mağara gezisi ve fotoğraftan sonra yola devam.























Devam edip Baalbek’e doğru sürüyoruz. Sebu’ya biraz hızlı gitmek istediğimi kalede buluşabileceğimizi söyleyip hızlandım. Daha sınır geçişim var. Yerleşim yerleri başladığında Hizbullah etkisi de açıkça belli oluyor. Bu arada Hizb parti, Hizbullah Allah’ın partisi demek. Hemen her direkte bir Hizbullah liderinin afişi asılı. Baalbek kalesinin önünde Hizbullah t-shirtleri satılıyor.



Kale girişinde Lübanlı fiyatıyla yanlış hatırlamıyorsam 5.000 LL ödedim. Bir rehbere 2 dolar verip kaleyi birlikte geziyorum. Verdiği bilgiler atmasyon ve komik. Korunmasızlık, bakımsızlık, özensizlik kalenin güzelliğinden hiçbir şey götürememiş. Byblos’tan daha önemsiz değil ama bakım farkı çok büyük.

















sol taraftaki insanlardan sütun yüksekliklerini siz tahmin edin.



Sütun aralarındaki tavan süslemeleri









Kalenin dışında kalan bölümler







Geziden sonra yola devam edip Anjcaar köyüne vardık. Burası Taşnakların çoğunlukta olduğu bir ermeni köyü. İçinde bir antik şehir var. Yeri bulup park ettik. Giriş 0 LL Ballbek’le kıyas götürmez önemini bilmediğim basit bir yer gibi geliyor, izin alıp kapıdan birkaç fotoğraf çekip devam ediyoruz. Sınır çok yakın.





Sınıra vardığımızda Sebu’nun flash diskine fotoğrafları attım. Vedalaştık, bir daha görüşmek üzere sözleştik ve ayrıldık. Her şey için teşekkürler Sebu.



Pasaport ve triptik işlemleri Lübnan tarafında 15 dakikada bitiyor. tarafında 15 dakikada bitiyor. Yapılması gerekenler aynı. Lübnan’dan önce pasaportla çıkış yap, triptikle çıkış yap Süriye’ye pasaportla giriş yap, triptikle giriş yap. Artık sınır geçişlerinde tecrübeliyim. Her pasaport girişinden önce form doldurulacak ve işlemlere başlanacak. Triptik için ilk işlemi yap, gösterilen yere gidip bir işlem daha yap, geri dön son işlemi yap. Lübnan çıkış Suriye girişi sınır işlemleri. Lübnan tarafından sınıra gelince aslında bir sınır olup olmadığını anlamak zor kalabalık bir otomobil topluluğu var, yoksa fark edilmez bile. İlk önce girişin, büfenin yanındaki binaya gidip formu doldurup pasaport ile birlikte görevliye verin. 3 tane gişe var ve sıra çok az. İşim hemen bitti. Sonra triptiğe gittim. Girişte sağdaki odaya gidip triptik işlemini yaptırın, sonra tam karşısındaki odaya gidip birkaç mühür daha vurulduktan sonra aynı yere geri dönüp son işlemi yaptırın işlem bitti. Rüşvet yok. Motoru aramadılar. 1 km sonra Suriye sınırına geldim. İlk girişte bir gişe var durmadan devam edin içeride sağda pasaport binası var en az 10 gişe çalışıyor. Benim duyduğum kadarıyla hemen her gişede İngilizce konuşulabiliyor. Suri gişeleri ayrı yerde yabancılar ayrı. Sonra gümrükte triptik işlemleri için 50 metre kadar gidin. Burası standart Suriye sınır görünümü uzun bir taş masa ve görevliler. İşlemler aynı ilk. 20 dakikada işlemlerim bitti. Görevliler Türk olduğumu duyunca sohbet etmeye çalışıyorlar. Arapça mahfiş ama işaret diliyle bana kokain var mı diye soruyor. İşim bitti son kapıda pasaport kontrolü yaptırıp Suriye’ye girdim. Kontrolün olmadığı güzel virajların olduğu bakımlı bir yol. Keyifle sürerken kötü bir şey oluyor ve GPS’im yerinden fırlayıp gidiyor. Durup 1 saat kadar aradım ama bulamadım. Moralim bozuldu, en çok arkadaşlarımın hediyesini kaybettiğime üzüldüm. Artık kilometrem yok. Şam’da Şant’ın kardeşi Garo ile buluşacağım. Şam'a varınca bir polisin yanında durup Garonun telefonunu arattırdım, polis neresi olduğunu öğrenip bana yolu tarif etti. Durduğumuz yerdeki kapıyı açıp dugri dedi benim Babu Şarkı kapısına ulaşacağımı oradan Abbaseyn'e ulaşacağımı anlattı. Abbaseyn'e ulaşınca Garo beni meydanda bekliyordu. onu takip edip dükkanına gittik. Oradan birkaç telefon görüşmesi sonunda sorunu çözdük. Honda yedek parça desteğine devam ediyor, 1997 model motorumun tüm parçaları fabrikada var. Honda Pazartesi günü kilometre dişli setini Ankara’ya gönderecek. Burçin Amman’dan Münir Mısırlıoğlu’nu arayıp yardım istiyor, kargom Münir’in iş yerine gidecek. Oraya kadar bulduğum yerden benzin alarak devam edeceğim.Sanırım suuk içinde motor süren ilk Türk motorcuyum.



Sorunun kolayca çözülmesi beni rahatlattı çıkıp otel aradık. İlk baktığımız yer 40 dolar, iyi ve temiz bir yer ama motoru koyacak yer yok. Suriye dışarıda bırakılan motorlar için güvenli bir yer değilmiş. Hamidiye tarafına gidip fiyat soruyoruz, burada her fiyata otel var. 400’den aşlayıp 1000’e kadar çıkıyor. Kalınacak değil uyunacak bir otel buldum, Khansaa Otel 800 suri. Motoru Garo’nun iş yerinin içine bırakacağım. Garo burada kuyum imal eden bir atölye sahibi. Gece çıkıp biraz dolaştık, bana ne neresidir kısaca anlattı, yarın çok rahat dolaşacağım. Nofara’nın hemen yan tarafında ki sonradan daha iyi tarfif edeceğim kahvede helli kahve içip konuştuk. Kalkıp Hicaz Tren İstasyonu’nun arkasındaki sabahçı kahvesine gidip tavla oynadık, oyun çok çekişmeli geçti 5 parti sonunda partide 3-2 oyunda 15-14 yenildim. Burada üç tür tavla oynanıyor, şimdi yazarken isimleri aklıma gelmiyor, tekrar öğrenip yazacağım. Saat 4:00’te otele dönüp yatıyorum. Yarınki planım, Şam’a 7 tane giriş kapısı var, Emeviye Camii, Hamidiye Çarşısı, Seydi Rukiye Camii, Selehattin Eyyubi Türbesi, Türk Hava şehitleri, Şam Kalesi, Azim Palas, Nofara Kafe, Kameriye, Bektaş Dondurmacısı, Hicaz Tren İstasyonu ve eski Şam sokaklarınjı dolaşmak. Sonraki gün Sednaya Kilisesi, Malula, Süleymaniye Külliyesi, Ulusal Müze Sonraki gün Seydi Zeynep Camii, Busra’yı gezip Ürdün’e geçeceğim.
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pzr Nis 24, 2011 9:09 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

25 Ocak 2011 Gece güzel uyudum. Sabah saat 7:30’da Garo beni aldı ve dükkana gittik. Yolda aldıklarımızı yedik, kahve içtik, vedalaştık. Motoru yükleyip yola çıktım. Biraz gidince aklıma ödemem gereken borcum geldi. Şam’daki ilk akşamımda otel dolar kabul etmedi. Parayı Garo ödedi geri vermeyi unuttum, Ürdün’e geldiğimde konuştuk helalleştik. Her şey için teşekkürler Garo, Türkiye’de görüşmek üzere Bildiğim kadarıyla Şam’dan Ürdün’e 2 yol var. Biri otoyol bir diğeribenim gittiğim yol. Busra'dan önce birleşiyorlar. Seydi Zeynep camii’ne gitmek için, havaalanı yolundan giderken Omayat sapağından çıkın, yolun sonuna kadar gidin yol bitice sağa dönün. Köyün adı Seydi Zeynep, varınca Sıddi Zeynep, Makam diyince hemen bulursunuz. Seydi Zeynep Hz. Ali’nin Kızı, Kızımın adaşı. Bu gün 25 Ocak ve şialar burada da anma yapıyorlar. Camiye giden yol kapalı. Motoru Polislerin yanına bırakıp yürüyerek camiye vardım. Koruma çok fazla, olası bir olaydan herkes çekiniyor, bu çok belli. İlk alanı geçerken bir aramadan geçtim, sadece ben değil herkes. Cami kapısına gelince ikinci aramada polis durdurdu, surat çok asık ve sert. Üzerimi aramaya başladı, motor tulumum var ve her yerim korumlı, polis şüphelendi ve beni çekiştire çekiştire bir köşeye götürdü. Burada size tavsiyem böyle bir olayla karşılaşırsanız asla korkmayın ve sakin olun. Sakinlik her şeyin ilacı. Biraz sonra yanımıza deri montlu bir adam geldi Al Muhabarat. Yanıma gelince Arapça konuşmaya başladı, Arabik mahfi dedim, İrani dedi Türkiye dedim ehlen ve sehlen dedi. Üzerime dokunmaya başlayınca ben de motor motor esvap dedim ön fermuarımı ve paça fermuarımı açıp içimdeki kıyafetleri gösterdim. Tamam işareti alıp içeri doğru yürüdüm, artık içerideyim. Caminin kubbesinin altın olduğu söyleniyor.

Burada bir tavsiye daha; Yan cebimde Latherman çok amaçlı takımı vardı. Pense ama bıçak testere her şey oluyor, içerideyken aklıma geldi. Aramada bulunsaydı ne olurdu merak ediyorum, siz siz olun benden daha dikkatli davranın, benim kadar şanslı olmayabilirsiniz. İçerisi izdiham, bu günde burada olmak benim için çok anlamlı. Camiyi ve avluyu gezip birkaç fotoğraf çektim fotoğraftan çok video var. Seydi Zeynep'in makamı. Seydi Zeynep Kerbela'da Yezid'e karşı durup ona yaşanan yaptıklarından dolayı ağır sözler söylemeye cesaret eden bir sembol kadın.









Dışarı çıkıp sokaklarda halkın arasında dolaştım. Hüseyniler ellerinde kılıçlarla başlarına vurarak kanatıyorlar ve inançlarını böyle dile getiriyorlar. İslamın veya mezheplerde aleviliğin içine bir türlü konduramadığım bir davranış.


Sonra motora binip Busra’ya doğru yola çıktım. Yol tarfini vereyim Caminin önünde camiyi solunuza alın ve dugri, dugri dugri Yaklaşık 100 km sonra Bursa tabelasını görene kadar devam, giriş sağa doğru girin zaten Jordan tabelasını da göreceksiniz dugri dugri işte Bursa Burada gezilecek iki alan var biri anfi tiyatro.






















Bursa; Hz Muhammed’in ziyaret ettiği şehir. Hz Muhammed 12 yaşındayken amcası Ebu talip ile buraya gelir, burada hristiyanlığı benimsemiş Rahibe Bahira =>buraya bir peygamberin geleceğini bildiğinden beklermiş. Hz Muhammedi görünce amcasına müjdeyi vermiş ama tehlikeli olabileceğinden şehri terk etmelerini söylemiş. Hz Muhammed buraya 25 yaşında tekrar Hz Hatice’nin kervanbaşı olarak gelmiş.









Şehir kalıntılarında en çok dikkati çeken Bahiranın manastırı. Kalıntıların hemen yanında Antik Tiyatro var, giriş 150 suri ve dolar kabul edilmiyor. Artık Ürdün’e geçiyorum suri lira lazım değil derseniz giremeyebilirsiniz eğer burayı görmek isterseniz cebinizde 150 suri bulundurun. Tiyatroda sürekli etkinlikler yapılır ve konserler verilirmiş, ben gittiğimde de hazırlıklar vardı. Çok iyi korunmuş, güzel bir yer. 150 suri edermiş. Hava kararmadan Ürdün'e girip yatacak yer bulmalıyım. Gezimi sonlandırıp sınıra doğru gittim. Suriye zevkle gezilebilecek güzel anılara sahip olunabilecek bir ülke. Türklere olan ilgi geçmiş dönemde yaşanılan siyasi soğukluğu unutturuyor. Hoşçakal Suriye.

Güzel bir gün batımıyla Merhaba Ürdün.



Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
merruse
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 16, 2008
Mesajlar: 347
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Pzr Nis 24, 2011 9:31 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Acayip kıskandım. (iyi anlamda)
Şu motorum bitsin bende gideceğim.. Karadeniz i seneye ertelerim belki..
_________________
İnsanlar doğduğunda dört bacaklıdır,
Sonradan iki bacaklıya dönüşür.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pzr Nis 24, 2011 5:04 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Madaba 28 Ocak

Cuma Sabah 7.30 da kalkıp kahvaltı yaptım. Salome oteldeki kahvaltı açık büfe. Krep, yumurta, 3 çeşit reçel, pekmez, labne, 2 çeşit peynir, zeytin domates salatalık, kahve veya çay. Mönü her sabah böyle. Madaba’da ATM lerden bir türlü para çekemedim, param azaldı bu yüzden oteli Visa ile ödedim bakalım kur farkı ne çıkacak. Burada Dinar – Dolar çevirimini 1x 0.7 olarak yapıyorlar. Otelden çıkarken tam karar veremedim hava sıcak ama gideceğim yeri bilemediğimden normal giyindim, üşürsem değişirim. Jarash’a gitmekten vazgeçtim. Bu gün Amman’a gidip Münir abiyle buluşacağım. Bana yol tarifi için sms attı ama buluşamadık. Ben eski Amman’a vardım o başka yerde. Telefonlaşıp Abdoun’da buluşamaya karar verdik. 10 dakika sonra Abdoundayım, Münir abi beni kavaşakta bekliyor. Orada bir kafeye oturup bir kahve içtik, sohbet ettik. Sonra çıkıp dolaşalım dedik ve eski Amman’a doğru yola çıktık, buraya çok yakın. Bir yerde durup yukarıdan eski Amman’ı seyrettim. Çok ama çok güzel bir yer.



Tatil günü Pazar kurulmuş, motoru polis noktasına bırakıp sokaklarda dolaştık, çarşılara girdik. Çok beğendim. Pazar çok eğlenceli ve hareketli.







[img]http://www.dunyaninbilgisi.com/admin/my_documents/my_pictures/FZ5_IMG_2879.jpg[img]





Sonra tekrar Abdoun’a doğru çıktık ve oradan ayrıldık ben otele doğru yola çıktım. Daha hava kararmadığı için biraz dolaşmak istedim. Uyn Musa’ya vardım önce. Hayal kırıklığı, her yer çöp, mezbelelik, inanılır gibi değil.










Sonra Mounth Nebo’ya gittim saat 16:00 da kapanıyor yetişemedim. Sonra nasıl olsa buradan geçeceğim.





Otele döndüm, yoldan tavuk aldım ve bir güzel ziyafet çektim kendime. Çok geç saate kadar internette vakit geçirdim ve yattım.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pts Nis 25, 2011 6:04 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

29 Ocak Cumartesi

Mount Nebo’yu gezemeden geri dönerken Ölüdeniz üzerinde gün batımı çok güzeldi.



Sabah kalkıp kahvaltı sonrası önce Madaba mozikleri. Mozaikler ilgi çekici şehrin her tarafında var. Sonra Madaba Antik Müzesine gittim, evlere şenlik.











Sonrasında gidemediğim Mount Nebo’yu dolaştım



























Sonrasında yoldayım.



Madaba Jarash arası elimdeki haritaya göre 82 Km. Yollar güzel yaklaştıkça yeşermeye başladı. Jarash’a vardığımda şantiye gibiydi her yer. Yollar kazılı, şehre girince zaten antik alanı görmemek mümkün değil. Gidip park ettim fiyatını sordum 8 Dinar bu sadece giriş, içeride roma zamanını çağrıştıran şovlar yapıyorlarmış o ekstra fiyatını öğrenemedim.



Üzerimde tulum hava sıcak saat 15:00 ve şov bitmiş. Elimdeki turizm haritasında Ajlun Kalesi’nin orada kamp olanağı gösteriyor, mesafe 28 km yollar çok güzel ormana doğru gidildiği belli.



Burada Annemiz Meryem’in dağı denilen bir yer var şehre girmeden tabelası görüp saptım baya gittim ama ne bir tabela ne de bir uyarı gördüm, bulamadım. Yarın bakarım önce yatacak yer ayarlamak lazım, Jarash dahil burası şehir olarak hiç hayal ettiğim gibi değil yani turistik bir alana benzemiyor. Kaleyi buldum kapanması dakikalar var.



Oradaki görevliye içeride kamp kurup kuramayacağımı sordum. Olumsuz cevap verdi ama hemen karşısında ki Turist Visitor Center in bahçesinde kurabilirsin dedi. Gittim bahçe deyince ben başka anlamışım, burası otopark ve yer asfalt.



Gidip görevliyle konuşup burayı garantiye aldım. Otel bakınmak için çıktım zaten gördüğüm iki otel var, Kale otele sordum kahvaltı dahil 38 Dinar. Nasıl yani?? Diğerinin resepsiyonunda adam yok. Dönüp Center’a gittim. Orada bana izin veren görevlinin mesaisi bitti gidecek yanında asker parkalı biri var, onunla tanıştırıyor, gece bekçisi Ali. Bana Müslüman olup olmadığımı sordu evet dedim, pek bir sevindi. Eşyaları indirdim, bu arada gözüme içeride bir yer ilişti orayı sordum, olur ama sabah 7:00’de kaldırırım memnu dedi. Hemen malzemeleri içeri götürüp yemek almak için kasabaya indim. Tavuk aldım, dönüşte sofra kurup yemeğe başladık, yemeklerimizi, ekmeklerimizi içeceklerimizi paylaştık. Aldığım tavuk yanında ekmekte vermişlerdi onu yerken durdurdu, kendi ekmeğini çıkartıp kokladı ve beledi dedi yani ev veya köy yapımı.







O Arapça ben Türkçe yemekler yedik saatlerce konuştuk Çay demledi içtik sonra ben yattım.









Kutup Ayısı’nın sponsor olarak verdiği çadırım Salewa Micra II, tulumum Esebio -5/-12. Jebailde mükemmel sonuç almıştım, burada da gayet iyiydi. Mat tamiratım fena olmamış 3-4 saatte sönüyor, fena uyumadım. Gece Ürdün’de gök delindi, aklımdan şimdi dışarıda olsam ne olurdu diye düşündüm. Aslında bir şey olacağını sanmıyorum çünkü malzeme kalitemde sorun yok. Sabah kalktım, dışarı baktım, bir daha baktım bir şey göremedim. Her yer sis.





Oturup kahvaltı ettik ben peynir çıkardım o ekmek, çaylar Ali’den. Saat 08:15e kadar bekledim, havanın açacağı yok, belki burası yüksektedir ondan diye düşündüm ve kaleyi gezemeden yola çıktım. Kendime ve gezginlere not: Bu günün işini yarına bırakmayın.



Aşağı indiğimde sis dağıldı ama yağmur fena yağıyor, Jarash’a vardığımda biraz kesilip çiselemeye başladı. Şimdi buraya 8 dinar vermek biraz zoruma gidiyor. Dün geçerken şehrin etrafında birkaç tane kapı görmüştüm gidip dolaşıyorum, her yerin bir arka kapısı vardır. Tarifi şu; Amman’dan Jarash’a gelince şehir solunuzda kalacak ve ışıklardan içeri gireceksiniz, girmeyin düz devam edin yani antik şehri solunuza alıp etrafını dönmeye başlayın 200-300 metre sonra bir kapı göreceksiniz, büyük ihtimalle tadilat kapısı falan, biraz daha devam edin solunuzda kırmızı demir bir kapı kalacak karşısında taksiler duruyor burası da gösteri yapanların girip çıktığı kapı, dün görmüştüm. İlk kapıya motorumu bırakıp içeri girdim sağda kulübeler ve çalışanlar var, el kaldırıp selam verdim ve yürüdüm. İçerideyim. Buradan sonra biraz genel kendime göre değerlendirmeler yapmak istiyorum. Ürdün bana göre turistik yerler açısından şu ana kadar tam bir hayal kırıklığı oldu, otel broşürlerinde gördüğümüz fotoğrafların bilgilerin gerçek olmayışı ve bu duruma rağmen fiyatları çok ama çok garibime gitti. Uyn Musa Mezbelelik, Mount Nebo anlatılmaz yaşanır gerçi giriş 1 dinar ama ben parasından değil durumdan bahsediyorum. Jarash Efes’in belki %10’u tamam artık güzellikleri bulundukları ülkelere göre değerlendireceğim ama böyle bir yere 12 dolar yani 18 lira vermek bana göre manasız. Şöyle bir seçenek olabilir Ürdün Suriye arasında giriş veya çıkış buradan yapılırsa zaten yol üzerinde görülebilir ama Amman’dan buraya gelmek pek akıl işi değil. BANA GÖRE.













Jarash turum yağmur altında geçti zaten pek beğenmedim. Dünden kalma planım Suriye sınırındaki Umm Qays ve İbrid, sonrasında dönüş yolunda Şehitliğimizin de olduğu As Salt. Yola çıkıp devam edince yağmuru görüp Umm Qays’tan vazgeçmek zorunda kaldım. Hedef As Salt, ne mümkün gök delindi, gideceğim 50 kilometre yol tamamen durmuş durumda, her 5 kilometrede bir kaza var. Tabana kuvvet diyip her şeyi geride bırakıyorum, sıkıldım, ıslandım keyifli değilim.







Madaba’ya gidip kalacağım bildiğim en ucuz otel o. Sonra sabah erken kalkıp Münir abiden parçamı alacağım, ona ulaştığını sms attı. Aynen dönüp Ölü deniz üzerinde Bethany Babtist Site ve Dana Natural Reserve ye doğru devam edeceğim.

Mutlu Yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
motorcuk
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Mar 30, 2004
Mesajlar: 1949
Nerden: İst/Besiktas

MesajTarih: Pts Nis 25, 2011 6:58 am    Mesaj konusu: yol Alıntıyla Cevap Ver

Merakla izliyorum seni bol şans diliyorum..
_________________
[IMG]http://i267.photobucket.com/albums/ii293/motorcuk/215471_4520287013089_264961593_n_zps58640fee.jpg[/IMG]
BMW F 650 GS 2001(PTT sarısı)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pts Nis 25, 2011 8:58 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah değişen bir şey var hava güneşli, inanılır gibi değil. Geceden çantaların çoğunu toparlamıştım, oyalanmadan yani saat 11:00 gibi yola çıktım. Hava ve yollar bir harika.




Ürdün insanı viraj manyağı yapıyor, bu gazla ne Baptist Site kaldı aklımda ne de başkası bir baktım Ölüdeniz’deyim.


Hava güzel, ortam güzel ama her yer kapalı =font-family: Wingdings;>=>Jpaninşaatlar son hız devam ediyor.



2 tane plaj gördüm biri Amman diğer O Beach. Amman giriş ücreti 12 JD yahu sadece bakıp çıkacağım, yüzmeyeceğim desem de kar etmiyor ben de O beach’e gittim, sonuç aynı. Ölüdeniz’in kenarına gel ama dokunama, kötü bir durum. Zaten motor salaklaştı sanırım deniz seviyesinin altında olmamızın etkisi var. Aklımdan yahu burası deniz nasıl olsa bir kıyı bulurum diye geçirip devam ettim, Ma’in Spa sapağından dalıp ağzım kulaklarımda virajları tırmandım, son sapakta O beachte tanıştığım taksi şöförü selektör yapıp durdurdu Spa Nisan’a kadar kapalı. Yaşasın kendimi hiç bu kadar şanslı hissetmemişti. Ayağımın uğuru bir harika. Taksi şöförüne Ölü Deniz hakkında sorular sordum, yol üzerinde nargilecilerin olduğu yeri tarif etti. Devam ettim.



Yolda bir sürü kamyoncunun durduğu bir yer gördüm geçtim meğer taksi şöförünün tarif ettiği yer orasıymış ama denize ulaşmak imkansız. Mükemmel şansım devam ediyor. En sonunda arkama baka baka Ölü Denizi arkada bıraktım, içim gitti. Plajlar demek ki bu yüzden burunlarından kıl aldırmıyorlarmış. Kısmet deyip devam ettim.





Yolda Mujip Reserve var burası bir kanyon, önüne baraj yapmışlar aynı zamanda bir koruluk var burası da koruma altında.


Koruluk tahmin edeceğiniz gibi kapalı, kanyonda ne işim var, devam Dana Reserve bakalım beni ne bekliyor derken neyin beklediğini anladım, vizöre ve ön cama damlalar düşmeye başladı.




Yolumun üzerinde Karak Kalesi var. Broşürlere göre inanılmaz güzel ve etkileyici olması gerekiyor, manzara olarak ve konum olarak öyle

.











Devam edip Dana'ya doğru sürdüm.





Dana aslında bir kasaba oteller falan var ama aslında kasbanın dışında kalan yere gitmek benim isteğim. Tam adı Dana Biosphere Reserve Area. Yani yüksek, yani soğuk ve yağmur ve hava kararıyor ve sis var sürpriz sağa tabela Dana diyor 10 metre sonra asfalt yok. Yaşasın Yol zor değil ama çamur üzerimi berbat etti. Sonunda bir küçük bina gördüm, park edip içeri girdiğimde içeridekilerin yüzlerindeki merak ve şaşkınlığı anlatamam. Seremoni aynı yine samimi ve yardımsever insanlar, çadır kurup kuramayacağımı sorduğumda içeride yatabileceğimi söylediler, sıcak kapalı ve kuru. Harika.. Gittiğimde 3 kişi vardı saat 17:00 gibi 2 si gitti.



Ahmet buranın gece bekçisi, sohbet güzel Herbal çay nefis, akşam yemeği bendeki tuna konservesi ve onun yaptığı domates içine soğan kavurma. Ahmet 2 evli ve 10 çocuğu var, hayatı roman. Bu gün yorulmuşum çok dayanamadım ve erkenden yattım.





Yatmadan önce Mat altına bir de döşek serdiler 5 yıldız oldu.



Gün ne kadar şansız geçse de gün sonları hep güzel oluyor. Yeni insanlar, yeni hayatlar. Yarın korucular saat 07:00 de gelecekler onlar gelince kalkıp, Petra’ya doğru devam edeceğim. Mutluyum.
Mutlu Yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pts Nis 25, 2011 1:44 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Saat 05:00 gibi Ahmet’in sabah namazına uyandım, çakı gibiyim. Havadan mı rahatlıktan mı bilmem çok dinç hissediyorum kendimi. Dışarı çıkıp biraz dolaştım, hava buzzzz, koşa koşa tuluma girip ısındım, ısındığımda bir anda yüzümdeki kocaman gülümsemeyi fark ettim. Hani Pazar sabah uyanırsınız da kalkmak istemezsiniz anneniz eşiniz çocuğunuz kaldırmaya çalışır da şımarıklıktan gülümsersiniz ya, aynı kocaman gülümseme. Korucular geldi, ben kalktım, hazırlanıp giyinmeye başladım. Kalmamı ve kahvaltı etmeyi önerdiler ama bu gün içim içime sığmıyor dışarı atmalıyım kendimi. Gülümseyen yüzlere bakıp teşekkür ederek yola koyuldum.












Sis var, hava soğuk hiçbir şeyt umurumda değil. Teker dönüyor ve yüzümde rüzgar gerisi boş. Sıradan Ürdün kasabaları, güzel virajlı yollar yüksek irtifa, sis, soğuk ama çok soğuk hava, yüzümde gülümseme ve dilimde türküyle sadece sürüyorum.

Hava açmaya başladı.



Sonra birden bir kasabada bol miktarda otel, petra market, petra kasap, petra taksi falan derken Petra’ya geldiğimi anladım. Nasıl yani dünyaca ünlü Petra burası mı? Evet burası, dünyaca ünlü olduğu belli, giriş 1 günlük 50 JD, 2 günlük 55 JD. Yani 75 Dolar yani 100 Lira falan herhalde. Bir tane otele fiyat sorup boyumun ölçüsünü aldım. 40 JD oda kahvaltı. Yukarılarda daha ucuz oteller olduğunu öğrendim. Turist Visitor Center’deki görevli 7 Wonders Bedevi kampından bahsetti, çadır kurulabiliyor ve ekonomik.. Little Petra yolunda 7-<st1:metricconverter w:st=on productid=8 Km>8 Kmt1:metricconvertersonra sağa sapıp <st1:metricconverter w:st=on productid= mmt1:metricconvertertoprak yolu geçince kayaların dibinde. İçeri girdiğimde biraz şaşırdım kampın ortaklarından biri Yeni Zelandalı Jain (Ceyn),








Yatak+kahvaltı+akşam yemeği 25 JD kendi çadırımda 15 JD. Yolda gelirken Al Hallal Camping Tabelasını gördüm, fiyat ban göre biraz pahalı. Bütçem gittikçe daraldı, burada gereksiz 5 gün harcadım yaktığım benzin, boşa giden otel paraları, Petra’ya vereceğim 55 JD derken çok dikkat etmeliyim. Çamurdan sonra bu haldeyim.


Jain çay ikram etti oturdum çay içtim o arada Atıf geldi tanıştık, sonra mırıl mırıl aralarında bir şeyler konuşup bana istediğim kadar kalabileceğimi, para istemediklerini söylediler. Şaşırdım, sebebi elektrik yok çünkü jeneratör bozuk, mutfak kapalı vs. Bana yer gösterdiler gidip anında yayıldım, hava sıcak. Islanan eşyalar kuruması ve havalanması için dışarıda.







Bir önceki gece daha önce hiç olmadığı kadar yağmur yağmış ve fırtına çıkmış.



Bu günkü planım miskinlik yapmak. Biraz kampın etrafını dolaştım.





Gece ateş başında otorup havadan sudan muhabbet ettik.



Küçük ayının fotoğrafını çekmeyi becerdim.



Yarın Petra, sonrası Allah kerim.

Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Sal Nis 26, 2011 5:50 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver



Sabah gözlerim uykusuzluktan yanarak uyandım, canım tulumun içinden bir türlü çıkmak istemiyor.


Gece buz, BUZZZZ gibiydi. Bir gece önce yağan yağmurun zemindeki nemi, gece sıfırın altına inen ısıyla birleşince ve bu duruma ben gündüz güneşli güne aldanıp don paça tuluma girince ilk önce rahatça uyudum ama gece uyandığımda dondurucu soğuğu fark ettim.


Kalktım giyindim ama o zaman kadar hem uykum kaçtı hem de tekrar ısınmak oldukça zaman aldı. Çadırdan çıktığımda yine hava günlük güneşlikti. Abdullah’a söyledim çay yaptı, mutfaktan bir şeyler bulup kahvaltı ettim. Erken çıkıp akşam çocuklardan öğrendiğim Petraya beleş giriş taktiklerini deneyeceğim.




Arapça Beleş: Bedava beleş 1 Petraya beleş giriş yöntemlerini yazıyorum gideceklerin dikkatine.Movenpick otelin önünde bir köprü var sırt çantanız olmadan kafada poşu sakin sakin yürüyüp geç, aşağıda at turu yapanlar var onların yanından yürüyerek Petra’dasın köprünün önündeki otopark



Köprü

son varılacak alan buradan sağa doğru yukarı çık petradasın



beleş 2 aynı yere erken git mesela saat 7:30 veya 8 gibiat turcular geçiyor onlara hacı buradan at turu başlarsa kaça olur de pazarlık yap 10 dedi ben 7 dedim garantiye alıp böyle yaptım ama keşke yürüyerek girseymişim. beleş 3Petra’dan Little Petra yönüne git 3 km sonnra bir köy var bedevi otelden sola sap yolun sonunda parket yokuştan aşağı yürü 1 km sonra Petra’nın göbeğindesin.
ucuz 1: bunu da bir Japon’dan öğrendim2 günlük bir bilet al 55 JD Petra’yı gez akşamına otelde yeni gelenlere ya ben 2 günlük aldım ama kalamayacağım istersen sana yarı parasına satarım de kafana göre satPetra’ya giderken stok yapın fiyatlar her yerde adamına göre, selamın aleyküm deyip girin marketten alışveriş yaparken bile pazarlık edin işe yarıyor.Eğer kendinizi beleş atarsanız içeri veya atmazsanız bile ana yolu bitirdikten sonra manastıra giderken mutlaka eşek kiralayın sanırım <strong>238799 trong>sene daha merdiven falan görmek istemeyeceğim.Sabah erken girerseniz Petra 1 günde gezilebiliyor. Fotoğraflarla Petra





Yalandan Petra Muhafızları icon_smile.gif



Kanyon büyük

faytoncular dönüşte yorulanları yukarı çıkarıyorlar, 5 JD











Bu abiye bayıldım icon_smile.gif



Uzaktan görünmeye başladı

Buyrun kendisi













[img]http://www.dunyaninbilgisi.com/admin/my_documents/my_pictures/Z53_IMG_3131.jpg [/img

<font size=2>

[img]http://www.dunyaninbilgisi.com/admin/my_documents/my_pictures/93E_IMG_3138.jpg [/img






















































Kapının önündeki küçük nokta bir insan, boyutlarını siz tahmin edin.



Vadinin son noktasındayım. Burada wadi tamamen görünüyor. Ya ben fotoğraf çekemeyiyorum ya da cameranın lensi uygun değil. Derinliği ve büyüklüğü anlatmak zor.









[img]http://www.dunyaninbilgisi.com/admin/my_documents/my_pictures/C28_IMG_3203.jpg
[/img]
















55 JD etmeyecek bir yer ama güzel. Petra’da benim için gün erken bitti, ikindi vakti ne bende takat kaldı ne de dolaşma arzusu. Kampa dönüp kalıbı dinlendireceğim. Bakkaldan Mars, Snickers içecek, su falan aldım. Bir İngiliz yazarla karşılaştım 6 haftadır buradaymış. Türkiye'ye gidecekmiş lasstik sordu Metzeller ve Pirelli Lapaş'ınve Rider'ın telefonlarını verdim.



Kampa gittim, güneşe uzanıp biraz kestirdim. Uyandığımda herkes oradaydı, jeneratörle uğraştılar bir süre, tamir etiller elektrik geldi. Süper tamda fotoğraf makinemin şarjı bitmek üzereydi. Atıf motora binip bir tur attı.

KankamAdullah



Ceyn Ali



Ortaya ateş yakıp etrafına oturduk.













Bir araaralarında Arapça konuştuktan sonra Atıf bana hadi gidiyoruz dedi, peki dedim. Arabaya atlayıp yola çıktık, ben diğerlerini eve bırakacağımızı dönüşte Atıf tek kalmamak için beni çağırdı sandım. Öyle değilmiş, nereye gidiyoruz diye sordum ağaç arıyoruz dedi, ne için dedim kamp için odun bulmamız lazım dedi. Yani araklayacağız Memnu değil mi dedim evet memnu dedi. Bu adamlar eski Dmax’leri inanılmaz kullanıyorlar, farlar kapalı dağda bayırda inanılır gibi değil. Sonra bir ağaca baktılar yer uzak ve ağaç tam kuru değildi, sonra bir başkasına o da olmadı. Geri dönerken aralarında Arapça konuştular ve üçü inip karanlığa karıştı, sonra biz ilerden dönüp beklemeye başladık, 3-5 dakikadan sonra göründüler biz de onlara doğru sürmeye başladık bir yerde durdular ve yallah yallah dediler. Baktım ki yandaki araziden kenardaki odun çalı ne varsa toplayıp kamyonetin kasasına atıyoruz. Kasa doldu ve farlar kapalı bir halde sürmeye başladı. Arkadan geleni falan kontrol ediyorlar sürekli. Kampa vardık, afiyetle yaktık. Sonraki saatlerde mutfakta yemek hazırlandı ve cümbür cemaat saldırdık, açtım ve çok iyi geldi.



Sabah buradan ayrılacağım, gidenlerle vedalaştım. Atıf ve Ceyn benden para almadılar ben de Atıf’a kullandığım parfümü hediye ettim. Bir gün Petra’ya giderseniz 7 Wonders Bedevi Kampına gidin ve Mustafa yani benim selamımı söyleyin, indirim falan yapar mı bilemem ama en azından selamımı iletmiş olursunuz. Ne kadar cana yakın ce misafirperver olduklarını kendiniz görün. Artık yatma vakti, sabah erken kalkıp Wadi Rum’a gitmeyi düşünüyorum.

Mutlu Yarınlarda Görüşmek Üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Sal Nis 26, 2011 9:40 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sabah erken kalktım, Abdullah erkenden kalkmış uyanmamı bekliyor, gidişime bakacak. Çay demledi beraber bir şeyler yedik ve ben yola çıktım. Güzel yollardan geçtim ama kanıksadım sanırım ya buralar güzel değil ya da ben bu güzelliklere çok alıştım. Şu ana kadar Ürdün'de hep alternatif yollardan geçtim ilk kez King Highway denilen otobana bağlandım. Wadi Rum’a vardım. Dikkat Tafila yolundan sonra yol otobana bağlanıyor. Otobanda Amman tarafından Aqabe’ye giderken sol tarafa Wadi Rum sapağı gösterecek. Bizim algımız sola dönüş olunca bir yol görmek isteriz, böyle bir yer yok sola dönüş yaparken U dönüşü yapıyorsunuz yani Amman yönüne dönüyorsunuz, sonra sağa Wadi Rum yolunu göreceksiniz. Wadi Rum yolunda giderken solda Beit Ali bedevi kampının tabelasını gördüm ve girdim, kısa bir toprak sürüşünden sonra kampın kapısına geliyorsunuz kamp dediysem bildiğiniz otel. Odalar, sabah kahvaltısı, akşam yemeği 40 Dinar Onların çadırında 25 Dinar Kendi çadırınızda 15 dinar, Yemeklerden faydalanmayıp sadece çadır kurmak 6 Dinar.




Sonra devam edip Rum denilen köye gittim. Girmeden 5 Km önce giriş kapısı var. Oldukça heybetli kocaman bir yer, giriş ücreti 5 Dinar. Kapıda Sami’yle tanıştım, oranın görevlisi. Ona gezi yapmayacağımı sadece yatacak ter aradığımı, şimdi para ödeyip yer bulamazsam paramın yanacağını anlattım, seni görmedim git bakalım dedi. Aynı hızla yoluma devam edip köye geldim. Köyde her yer inşaat, ama gelen giden tek tük de olsa var.




Tur soruyorum 40 Dinardan başlayıp pazarlıkla 30 dinara kadar iniyor, ama paylaşacak kimse olmadığı için bu bana pahalı.


Ömür biter yol bitmez derler ama sanırım benim için bitti bundan sonrası çöl. Motorla çöle girip bedevi kampı aramayı göZüm yemedi.





Beti Ali’ye dönüp çadırımı kurdum. Banyo yaptım, çamaşır yıkadım.

Akşam yemeğinde 2 amerikalı hanım (Penny ve Candice), bir İspanyol ve (Çinli Miao ve Joan) çift tur için anlaştılar ben de dahil oldum. Bana 30 dinar olan tur yabancılara 50 dinar . Olsun tur işini çözdüm, sabah 08:00 için sözleştik. Gece internette vakit geçirip yattım. Çok güzel uyudum. Sabah kalktım ve yine banyo yaptım, fırsat buldukça yıkanıyorum, banyo da çok güzel. Buranın kahvaltısı ve akşam yemeği oldukça zengin (tavsiye ederim) Kahvaltı sonrası tur için araç geldi ilk gelen araç dökülüyordu aynen buna benziyordu.



oradaki adamla konuşup değiştirmesini sağladık. Gelen araç Mitsubishi kamyonet yeni ve güzel. Tur eğer yanınızdakiler keyifliyse çok güzel yoksa yalan dolan işler. Penny, Candice, Miao, Joan ve ben iyi bir grup olduk turda ben çok eğlendim. Turdan fotoğraflar


Spring denilen yer, yukarıda su kaynağı var onlar çıktı ama ben çadırda kalıp çay içmeyi tercih ettim.


Çöldeki bedevi kampları. Buralarda da kalınabiliyor.







Arabistanlı Lawrance'ın eviymiş. Daha önce springin orada çay içerken gençlerden biri Lawrance gaydi benim dedem onun sevgilisiydi dedi, dedesinin adı Audi icon_smile.gif



Miao ve Joan



Duvar yazıları



Buranın en yüksek kum tepesiymiş ama biz geçerken bir sürü en yüksek tepeye tırmananlar vardı



Miao'nun kamerasındasn



Miao'nun kamerasından


Burası çöl ama en yüksek tepenin en tepesine çıkarken bile kumların altı ıslak.



Saat 12’ye doğru tur bitti. Kampa dönüp bir kahve içtik ve beraber yola çıktık. Miao'nun kamerasından.




Onlar Kempinski’de kalacaklar ben daha nerede kalacağımı bilmiyorum. Aldığım bilgilere göre Sudi sınırına doğru South Coast var orada kamplar ve oteller var. Bu gün Cuma tatil ve her yer ana baba günü. Yolda İnternational Tourist Camp diye tabela gördüm ama böyle bir yer yok. Bir alan var ama tesis değil. Boudine Moon Light otele gittim 15 Dinar Oda kahvaltı ama yer yok. Karşısında Boudine Village var 20 Dinar ama yer yok. Hemen Yanında Dara otel 20 Dinar ve yer var. Plajda çadır kurma imkanı var, aydınlatma ve tuvalet var. Sanrım gece plajda kamp yapacağım. Vakit kaybetmeden şehre dönüp Mısır gidişi ile ilgili bilgi almam gerekli. Yolda gelirken gördüm Mısır feribotu buraya 1-2 Km mesafede. Oraya vardım ve tek firma olan Arab Bridge (Arapçası: Arap Cisır) buldum. Feribot çalışıyor, yolcu 60 motosiklet 55 dolar. 3 saatte Nuweiba limanına varıyor ve günde 2 sefer var. Şu anda saatler düzensiz. Ben ya 11:30 da geçebilirim ya da gece 02:00 de. Mısır şu anda kaynıyor, belki pass geçebilirim diye merkeze gidip Aqabe Sudan deniz geçişi aradım ama bulamadım. Bir lojistik firması buldum yarın haber verecek. Merkeze doğru devam edip başka alternatifler aradım ama maalesef bulamadım. Bir ara Royal Jordanian hava yollarını buldum ve belki uçakla giderim diye düşündüm. Motor için fiyatı Amman’dan alacağız ama Sudan fiyatını öğrenince hem lojistik firması hem de uçak yattı. 385 Dinar Amman- Sudan uçak bileti.Aqaba'ya varıncaJoan ve Miao ile akşam yemeği için sözleşmiştik, onlarla buluşmadan önce Gloria Jeans kafe de bir kahve içip internete girdim. Saat 20:00 gibi buluştuk, Ali Baba denilen yerde yemek yedik, yemek hesabını onlar ödediler, çok nazik ve iyi insanlar. (nasıl fotoğraf çekmedim kahretsin) Keyifli ve ekonomik bir yer. Çalışanların hemen hepsi Mısırlı hepsinin izin günleri farklı, ayrı ayrı günlerde Mısıra gidip geliyorlar ve hepsinin ortak fikri şimdi değil az biraz daha bekle. Niyetim belli gece giden feribota binip Mısıra doğru yol alacağım geceyi gemide geçireceğim ve sabah çok erken en kısa ve güvenli yollardan Aswan’a gitmeye çalışacağım. Kahire artık bir hayal gibi duruyor. Güzel bir akşam yemeğinden sonra plaja doğru yola çıktım, kenardaki bir polis minibüsüne kamp alanında kalıp kalamayacağımı sordum. Polis Ahmad ile sohbet gece yarısına kadar sürdü. Hafiften bir rüzgar çıktı çadır falan kuracağım daha, müsaade isteyip kalktım. Ahmad sabah saat 07:30 da geleceğini kahvaltı getireceğini söyledi anlaştık. Çadırı kurup yattım, ve yattıktan kısa bir süre sonra inanılmaz bir fırtına başladı. Çadır dayanıklı ve sorun çıkarmıyor, uyur uyanık bir gece geçirdim. Hayatımda ilk kez böyle kumlu bir alanda kamp yaptığım için neleri korumam gerektiğini bilmiyordum, öğrendim. Sabah her yer ama her yer kum, toz, kask, fotoğraf makinesi, tulum, kıyafetler. Çok fena.

Keyifsizliğimi Ahmad’ın minibus megafonundan Mustafa, good morning Mustafa seslenmeleri aldığı kahve ve yiyecekler yüzümü gülümsetti. Çadırı topladım ama makinemin her yerinde toz var. Bakalım nasıl temizleyeceğim, lens açılıp kapanırken çıtır pıtır sesler geliyor. Neyse minibüse gidip kahve eşliğinde kahvaltı vs derken zaman geçti.




Ahmad ve ben (anons yapan Ahmad bu, daha sonra şehirde sivil olarak bulup sohbet de ettik)

Bu da öteki Ahmad



Polis eskortuyla limana vardım, ama bir gariplik var her şey duruyor, sabaha karşı Mısır, Ürdün İsrail sınırındaki doğalgaz boru hattı havaya uçurulmuş, seferler kısa bir süre iptal. Nedir bu kısmet anlamadım ki, neyse şehre gidip vakit geçireceğim. Sabah ola hayrola.
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
tenere600
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jun 22, 2004
Mesajlar: 567
Nerden: Ankara

MesajTarih: Sal Nis 26, 2011 12:38 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bekleyişim nihayet son buldu (sanıyordum). Mübarek Mısır’da istifa edip gidince bana da Mısır yolları göründü. Hemen Limana gidip bilet aldım saat 21:00. Hava rüzgarlı olduğu için tek sefer yapıyorlar ve o da yavaş olan feribot, zaten benim tercihim de o olacaktı. Limanda standart gümrük geçiş işlemlerini yaptım.



DİKKAT: yanınızda muhakkak dinar bulundurun başka parayla işlem yapamıyorsunuz. Üst katta döviz büroları var ama ben gittiğimde hepsi kapalıydı. Bence yanınızda dinar olsun Mısır girişinde barakadan banka var orada değiştirebilirsiniz. Bu hem daha avantajlı Ürdünde 1 Dolar 54 Mısır Poundu Nuweiba’da 59. İşlemler şöyle; Limana girip soldaki yönetim binasına gidin. Triptik evrağınızı verip (ki girişte mavi karton olarak verilen) işlemlerinizi yaptırın. Yan vezeneye geçip araç için 5 kendiniz için 8 dinar para ödemeniz gerekiyor ve size 2 adet bilet veriyorlar. Benim girişimden bu yana yaklaşık 3 hafta geçmiş. Ceza olarak haftalık 5 dinar ödedim. Sonra üst kata çıkıp pasaportunuzdan çıkış işlemlerinizi yaptırın. Bu işlemlerden sonra gemiye gidene kadar bekleyeceksiniz (detaylar aşağıda işlem sırası bozulmasın diye devam ediyorum) Gemiye giderken büyük bir binanın içine gireceksiniz, burada arama yapılıyor ve evraklarınız kontrol ediliyor. Sonra gemiye binmeden biletiniz kontrol ediliyor (Araç ve yolcu biletleri ayrı ayrı sakı kaybetmeyin). Gemiye motoru yükleyip yolcu salonuna geçerken triptik evrağınız yanınızda olsun çünkü burada triptik ile işlem yapılıyor ve pasaportunuza Mısır’a giriş damgası vuruluyor. Neyse ben devam edeyim, tüm işlemleri yaptım ve beklemeye başladım ve ilk sürpriz haber geldi. Gemi sabah 7 ye ertelendi, mecburi bir bekleyiş var. Sabah oldu artık Ürdünden çıktığımız için mecbur bu alanda beklemek zorundayım. Yeni Haber, feribot gece 01’e ertelendi. Beklemeye devam tüm keyfim kaçtı, bankın üzerine mat ve tulup serip paso yatıyorum. Yaklaşık 36 saat bekledikten sonra geminin kalkacağı söylendi ve nihayet gemideyiz. Keyfisizim ne fotoğraf çektim ne de başka bir şey yaptım. Mal gibi beklemek canımı sıktı. Gemi saat 11:30 gibi hareket etti, sabaha karşı saat 03:00 gibi Mısır Nuweiba limanına indik. Fotoğraf yasak gördüğüm manzara inanılmaz. Her yer virane. Yüzlerce insanın var ve eşlayalr didik didik aranıyor. Önce yolcu işlemleri yapılıyor ve sonra araç işlemleri yapılıyor. Limana inince yanıma Turizm Polisi olan Hatim geldi kendini tanıttı ve size yardım olmak için buradayım dedi. İşlemleri beraber yaptık. İşlemler sonunda 10 EP bahşiş verdim İşlemler şöyle. Önce gümrük odasına gidip gemide verilen kırmızı faturayla birlikte triptik işlemni yapıyorsunuz, 510 EP yani yaklaşık 85 dolar. 1 aylık sigorta için acente kulübesine gidip 60 EP ödeniyor 10 dolar. Sonra trafik bürosuna gidip Mısır plakalarınız veriliyor. 100 EP 15 dolar. Önemli: Uluslar arası ehliyet ve Uluslar arası araç belgesi gerekli. Sonra biri gelip şase numaralarınızı kontrol ediyor (işlem sonu 10 EP bahşiş), en son gümrük polisleri gelip arama yapıyorlar. Benim sadece sol yan çantamı açtılar. İşlemler bitti. Sabah gün ağarmasını bekleyip saat 07:00 gibi Shar el Sheikh’e doğru yola çıktım. Yaklaşık 150 kilometre.



Nuweiba’dan çıkışta sola dönüne benzinci var. Benzinin litersi (92 oktan) 1.85 EP yani yakşalaşık 40 cent yani 50 kuruş falan. 20 litre depo 10 lira. Sarma vardığımda ölü sezonun avantajlarını ve dezavantajlarını yaşadım. Avantajı fiyatlar nispeten ucuz dezavantajı hayat bitik. Otel aramaya başladım en ucuz otel 35 dolar O-K. Bu bütçe benim için fazla Mısır girişinde hiç hesap etmediğim bir para ödedim. Camping aradım yok, plajlar kapalı. Ama erken saatte gelmenin avantajıyla bol vaktim var. Şehri dolaşmaya başlayınca Deniz fenerinin dibinde bir park buldum, Al Fanara caddesi sonunda. Oradaki görevliye bu alana çadır kurup kuramayacağımı söylediğimde önce nazlandı, ben polise söylediğimi sorun olmayacağını söyledim o da bana ben de polisim dedi. Pasaport kontrolünden sonra ok aldım. Akşamlık nevale almam lazım, yiyeceğim yok. Yol üzerinde Carrefour görmüştüm 10 önce. Markete gidip yiyecek içecek ve meyve aldım. Sonra şehri gezmeye devam ettim. Eski Sharm ve plajlarda dolaştım. Sonra yapacağım yere gidip çadırımı kurdum.




















Tam arka tarafımda bir dalış kulübü var ama kapalı sadece bir görevli var. Kulaklarımda sorun olduğu için uzun zamandır dalış yapamıyorum. Skin yapmak için 15 EP karşılığı palet maske ve şnorkel kiralayıp Kızıl Denize ilk kulaçlarımı attım. Zaten de scubaya gerek kalmadı icon_smile.gif dip inanılmaz güzel, açıklar ve resif nasıldır çok merak ettim. Gün güzel devam ediyor ve yavaş yavaş kendime gelmeye başladım. Soframı kayaların üzerine kurduğumda artık keyfime diyecek yoktu.









Saat 23:00 gibi yattım.

Mutlu Yarınlarda Görüşmek Üzere
_________________
Burçinhan Doğan
07 XT660R
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki
4. sayfa (Toplam 7 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt