Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Mar 09, 2005 Mesajlar: 526 Nerden: Üsküdar/Kadıköy
Tarih: Prş Tem 30, 2009 7:27 pm Mesaj konusu:
Sevgili İsinakholi, ilgiyle ve sevgiyle yazdıklarını okuyor, resimlerini inceliyor ve sayende dağarcığımı yeni bilgilerle dolduruyorum. Uygun bir fırsatın olduğunda, tüm hikayeyi bir kez de ilk ağızdan duymayı çok isterim. Zaten yanlış anımsamıyorsam, önceden de karşılıklı birkaç kelam etme dileğimiz olmuştu. Gerçekleştirmenin sırasıdır.. _________________ Dostlukla
maşallah motordan da inmemişsin hala... sanırım motorla seyir halindesin .. gezintinin istikameti neresi? motorunda hiç sorun çıkarmamış sanırım zincir hariç . hala seyir halinde olduğuna göre....
Kayıt: Mar 04, 2006 Mesajlar: 274 Nerden: istanbul
Tarih: Cum Tem 31, 2009 8:50 pm Mesaj konusu:
okicougar demiş ki:
maşallah motordan da inmemişsin hala... sanırım motorla seyir halindesin .. gezintinin istikameti neresi? motorunda hiç sorun çıkarmamış sanırım zincir hariç . hala seyir halinde olduğuna göre....
Kayıt: Mar 04, 2006 Mesajlar: 274 Nerden: istanbul
Tarih: Pzr Ağu 02, 2009 12:50 pm Mesaj konusu:
Kaşhan'dan İSFAHAN'a geldik.Çadır kurmaktan vazgeçip küçük bir hostelde kalmaya karar veriyoruz.Polis otel ve pansiyonları tasnif etmiş.Afgan ve Pakistanlılar şuraya,Avrupalılar buraya gibi......
Kaldığımız hostelde genelde avrupalı gençler kalıyordu.
Sabah "Sio se pol" ile başlıyoruz.Hava sıcak(Ege/akdeniz kıvamında). ,çay içiyoruz.
nehir kurumuş
Köprüde tombala çekenler ve erketecileri...
Üstad gene topladı başına gençleri
Ayrılıp farklı yerleri gezmeye karar veriyoruz.İlk hedefim safevilerin merasimler ve yabancı elçileri ağırlayıp etkilemek için yaptıkları "Cehel sütun"
Motosikletli olmanın avantajını bir kez daha yaşıyorum."Otoparka bırakmana gerek yok,girişe kadar getirebilirsin" diyorlar.
Giriş avlusunda "tabiat müzesi" var.Dinozor heykelleri,dönen bir küre.genel atmosfere hiç uymamış.
Özlemişiz yahu memleketi
İçerdeyim."MUHTEŞEM" den başka bir kelime gördüklerimi tanımlamaya yetmiyor.Fotoğrafların mevcut sanat ve ustalığı aktarmasına imkan yok.
Tonozlar çeşitli tarihi anların minyatür resimleri ile kaplı.
Resmi adıyla "İmam ", tarihi adıyla "Nakş-ı cihan" meydanı.Dünyanın sayılı meydanlarından.Sadece motorsiklet ve faytonlara açık.
Meydandan enstantaneler:
Resim Çalışması yapan güzel sanatlar öğrencisi ve bakırcı ustaları
Meydanda dört önemli eser var.İmam camii,Şeyh lütfullah mescidi,Ali gapu sarayı ve Kayseriye pazarı.
Cami bu güne kadar gördüğüm en büyük alana sahip.
Girişleri labirentvari.
Kubbesi çok yüksek.
caminin kullanım alanı çok geniş
Kubbe merkezinin tam altı.Akustik çok etkileyici.Buraya durup el çırptığınızda her tarafta yankılanıyor.
Turistlerin çoğu yerli .çok az yabancı var.
Ali Gapu sarayı,eski hükümet binası yani bizim cağaloğlundaki Bab-I Ali binası gibi.Bu bina da diğerleri gibi son derece süslü bir mimariye sahip.
Ve meydan manzaralı
çatı katında müzik odası var
Burada da iddialı bir akustik var.Bir köşeden diğer çapraz köşeye telefon gibi konuşuyorlar.
"Bazar-ı Kayseriye" Yani "İmparator pazarı"
İçerisi incik boncuk dolu,kadınlar için bulunmaz bi yer
Akşam oldu.Uzun müzakereler sonunda, vaktimizin daralmasından dolayı,daha güneye Yezd ve Şiraza inmekten vazgeçip kuzeye doğru dönüşe geçmeye karar verdik.
ilk hedefimiz HEMEDAN.
Sabah çok erken kalkıyoruz.Dolayısıyla Zerdüştilerin sönmeyen "Ateşgahı" ve sallanan minareler "minar comban"ı göremiyoruz.
Kahvaltı molası verdiğimiz Khonsar adlı bu şehir/kasabanın,son derece huzurlu masalsı bir havası vardı.
öğleden sonra HEMEDANdayız.
Şehrin en önemli ziyaret yerlerinden olan "GAR ALİ SADR"a gidiyoruz.Burası İranlıların ifadesine göre "dünyanın en büyük su mağarası"
ortam fiyatları,satıcı tavırları ile son derece turistik
Mağara girişinde böyle bir bekleme salonu var.Kapalı alan korkusu olanlar için olmalı
Hay bin kunduz.Fotoğraf makinesinin şarzı bitti.
Küçük sandallarla yapılan mağara turu yaklaşık 30 dk sürdü.Gerçekten büyük.
Geceyi hemedanda geçiriyoruz.Sabah yine erkenciyiz.
Bu gün Urumiyeyi hedefledik.Olabildiğince kısa sürede sınıra ulaşmayı hedefliyoruz.
Mümkün olmadı."MİANDOAB" adlı kasaba/şehirde konaklıyoruz.Çadırımızı şehir kütüphanesinin avlusuna kurduk.Önüne gelen bizi misafir etmeye çalışıyor.Kibarca reddediyoruz.
Yolda benzini verdiğimiz Ebul Fazlın telefonuyla uyandık. Türkiye'ye geçmeden bana Muhakkak uğrayın diyor.Çok ısrarcı.Onu sevdik.Rotamızı gönlü olsun diye Tebriz'e doğru çeviriyoruz.
Tebriz bulunduğumuz yere 280 km uzaklıkta.Önce kahvaltı.
O ne !hiç tümenimiz kalmamış.Karnımız aç ve benzinimiz yok.Acil para bozdurmalıyız.
Bankaların mesaisi başlayana kadar ilerledik.BİNOP adlı ilçeye geldik.
İlk rastladığımız bankada para bozduruyoruz.
Bir kaç dakika içinde.İlginç şeyler yaşadık.beklerken yaklaşık 25 kişi meraklı gözlerle başıma toplandı.O arada hasan abi geldi.Açlıktan kalabalığın ortasında olduğumuzu unutarak herkesin gözü önünde Aramızdaki para alışverişine geçtik.
O arada kalabalığın içinden sıradan ve sivil biri çıkarak kendisinin polis olduğunu ,pasaportumuzu görmek istediğini söyledi.Otomatik bir refleksle
"biz sizin kimliğinizi görebilir miyiz?" dedik.
Çok şaşırdı.Sonra mahcup bir şekilde acelece ceplerini karıştırdı ve polis kimliğini buldu.Evet polis
Öğle üzeri Tebriz sınırlarındayız.Ebulfazl bizi ÜSKU adlı kasabada karşılıyor.
Ebul Fazlın sokağı
Ve ailesi
Bu da Acem kızı Maide
Sofra kuruldu.İran yemekleri,safranlı pilav,kebap,baharatlı ayran,bi şey tatlısı ve salata
Sohbet konusu vodka ve seyyidlik..
ebul fazl "ben seyyidam,imam Ali'nin soyundan gelirem,O'nun balasıyam diyor.Sonra da "Vodka içersiz?" deyip kaçak vodka şişesini getiriyor.
_Biz "Türkiye'ye gelirsen ya seyyidim deme,ya da vodka içme diyoruz"
O buna çok şaşırıyor.
EBul fazlın babası İran-Irak savaşı gazisi olduğu için devlet kendisini askerlikten muaf tutmuş.
Avluya girerken Hasan abi eksozu sürttü.Yemekten sonra tamir ediyoruz.
Bol bol veda fotoğrafı çektirip ayrılıyoruz.Ebul fazl ne yaptı etti benzinimizi doldurdu ve bizi 15 km uzaklıktaki URUMİYE yol ayrımına kadar bıraktı.
Yeniden URUMİYE yolundayız.Göl üstünden 110 km lik yolumuz var.
Urumiyede eski kamp yerimizi bulduk.Motorlarımızı polis noktasının yanına park ediyoruz.Araz Taheri ile vedalaşmak istiyoruz,şehir dışında olduğunu söylüyor.
sabah erkenden kalkıp askerlere teşekkür ediyoruz.İrancell sim kartlarımızı asker mahir ve adile veriyoruz.
İran'a veda
Sabah 09 00 Sınırdayız.Esendere kapısından çıkacağız.Burası hakkari-yüksekovaya bağlı.
İran tarafı 20 dk sürdü.Bizim tarafta elektrikler kesik .Biraz bekliyoruz.O da çok çabuk bitiyor.
Özlemişiz be memleketi.Hasan abi daha fazla.
"Yüksekova'sına kurban olurum memleketimin" diyor
İçimizde çok hoş bir huzur duygusu ve tatlı bir yorgunluk var.
Memleket adına bizi ilk bu tosbağa karşıladı.Sohbet muhabbetten sonra
koyduk kenara
Hedefimiz Tatvan.Başkale'de son kez ucuz benzin almayı deneyeceğiz.
Tüm geçit ve kuytu yerlerde Jandarma kontrolleri var.Hepsinde bagajımızı açıp gösteriyoruz.
Güzeldere geçidinde 6.defa kontrol için durdurulduk.Uzman çavuş ile aramızdaki diyalog şöyle:
_where are you from?
-Türkiye!
-What's your name?
-mustafa!
(Uzaktan Komutan)
-Lang oolum adam mustafa diyo,Türkiye diyo,görmüyon mu TR yazısını.
-Ne bilim komutanım bizimkileri ilk defa burdan motorla geçerken gördüm.
Burası benim motosikletle yükseklik rekorum.Sanki dünyayı google earthtan izliyor gibiyiz.
Üsküdarlı er "Abi benden kız kulesine selam söyle"diyor.
Restorasyon Çalışması yüzünden meşhur HOŞAP kalesini gezemiyoruz.
Ve Van'dayız.Şehir turu ve nihayet günler sonra yaşasın yemek
Hedefimiz Feribotla Tatvan'a geçmek.Gece 24 00 gibi feribota aldılar.Düzenli bir feribot değil.Sadece vagon yükü varken gidip geliyor.
Toplam sivil 4 aracız.Kaptan bizden araç başına 2.5 tl alıyor.Uzun yıllardır motorsiklet taşımadım diyor.
Yol 5 saat sürdü.Sabaha karşı tatvana yanaştık.
Güneşin göl üstünde doğuşunu seyretmek çok güzel bir tecrübe idi.
Abicim buldun püfür püfür güverteyi.Sabah güneşine karşı yap şekerlemeni
Kalkışdan 1 saat önce Tatvan tren istasyonundayız.Yataklı vagon biletlerimizi daha önce internetten almıştık.
Kötü surpriz.Görevliler Motor başına 500 tl istiyorlar.OHAA deyince 250 ye indirdiler. Anladığımız kadarı ile fiili bir durum var ama uğraşamayacak kadar yorgun ve açız.
hızlı karar verdik.İstanbul'a sürerek gideceğiz.
Çarşıya devam ve süper bi "van kahvaltısı"
Hedefimiz bu gün Tatvan'dan Kayseri'ye varmak.Çok yavaş ilerliyoruz.Doğu Anadolu'nun hemen hemen tüm yollarında çalışma var.öyle çukurlar var ki içine düşsek AKUT bizi 6 ayda zor bulur.
Bingölün bu köyü gururlu
Hava kararırken malatya'dayız.Orduzu belediyesinin mesire alanında çadır kurduk.
Tam da kayısı festivali varmış.Popçular gece yarısına kadar bangır bangır.....
Kahvaltıda yine muhabbeti fazla kaçırdık.saat 10 00 gibi ancak Malatya'dan çıkıyoruz.
Şekerleme molası bu sefer kendini erken hatırlattı.
Darende'de bu ingiliz marangoza rastladık.Bize İran'ı sordu.Vize alamamaktan endişe ediyordu.
62 yaşındaymış.8 ay çalışıp,4 ay bisikletle dünyayı geziyormuş.Birbuçuk aydır yoldayım,Bu yıl hedefim Hindistan diyor.
Bu akşam "İstanbulda olmayı hedefliyoruz " deyince çok güldü.
Gece gerede otobanında şarzımız bitiyor ve yarı uyur halde bir dinlenme tesisine çadır kuruyoruz.
Sabah sağnak yağmur suyunda yüzerken uyandık.
Bekliyoruz fakat yağmur dinmiyor.Çadırın içinde yağmurluklarımızı giyiyor ve yola çıkıyoruz.Düzce dolaylarında hava açtı.
Günün erken saatlerinde İstanbuldayız.Vedalaşmadan önce Hasan Abi zafer nişanesi olarak isfahanlı kızdan "yadigar" aldığı eşarbı gösteriyor.
ÇOK ŞÜKÜR EVİMİZDEYİZ.
GENEL DEĞERLENDİRMELER
(Bu dahil bütün genellemeler eksiktir)
Güzergah:Toplam 7500 km.3500 ü Türkiye'de
4000 km si İran'da geçti.Eğer doğaçlama değilde titiz
bir planlama yapıp sınıra binmeden gitseydik daha çok
vaktimiz kalır ve İranda daha fazla km yapardık.
Türkiye Güzergahı
İran Güzergahı
HAZIRLIKLAR
1-bürokratik:Yanımıza sadece pasaport aldık.
İran Türk vatandaşlarından vize istemiyor.Diğer resmi
işlemler sınırda yapılıyor.
İran'a geçmek için triptik(Ruhsatınızın uluslararası hali)
gerekiyor.Kapıda yaptırabiliyorsunuz.Bunun karşılığında
200 $ teminat yatırıyorsunuz.Yatıracağınız banka
şubesini önceden öğrenmeniz gerekiyor.Çünkü kapıda
yatıramıyorsunuz.
Döndükten sonra başka bir ülkeye gitmeyecekseniz
teminatınızı geri alabilirsiniz.
170 tl araçla geçme ücreti,15 tl de yurt dışı geçiş harcı
olmak üzere toplam 185 tl yi geri almamak üzere
veriyorsunuz.
İranda Uluslararas ehliyet şartı aranmıyor ve zorunlu trafik sigortası(20 günlük 40 tl)dışında diğer işlemler için herhangi bir masraf yapmıyorsunuz.Kısacası Türkiyeden İrana geçmenin toplam masrafı 225 TL (200 usd triptik teminatı hariç)
2-Para:Biz yanımıza çoğunluğu dolar ve avro
olmak üzere 2500 tl civarında para aldık.Genel olarak
az para harcamayı ilke edindik.Çok küçük bütçelere
büyük seyahatler yapılabileceğini kendimize ispat
etmek gibi bir iç hedefimiz de vardı.
Resmi masraflar hariç adam başı yaklaşık 1500 tl
harcadık.
1 TLye 635-655 arası tümen(riyal) veriyorlar.Marlboro
sigarası 1800,benzin 400 tümen
Kuzeyde her kasabada,güneyde ise sadece tahran,
isfahan gibi büyük şehirlerde sarraf ve bankalarda para
bozdurabilirsiniz.Bazı esnaflar TL ile de alışveriş yapıyor
dediler ama biz rastlamadık.
3-Kıyafet ve donanımlar:Günlük giysi olararak 20 gün
boyunca yetecek kadar tişört,pantolon,çorap,iç çamaşırı
havlu ve terlik aldık.
Motosiklet kıyafeti olarak;Yazlık ve kışlık mont( içi ile beraber)
mevsimlik pantolon,bot,dizlik,bellik,kışlık ve yazlık eldiven,
yağmurluk aldık.
Seyahatin 4/3 ünde yazlık,4/1 inde kışlık kıyafetleri
kullandık.
Uzun tartışmalar sonunda Yan çanta almamaya karar verdık.
Çünkü 20 gün gibi kısa bir seyahatteydik.Çok eşyamız yoktu.
Sadece şahsi eşyalar ve çadırımız vardı.Depo üstü ve
arka çantalar bize yetti.Bu sayede şehir içlerinde dahi
motosikletle gezdik ve trafikte hiçbir zorluk çekmedik.
Ayrica yol boyunca yan rüzgarlardan az etkilendik.
4-Motosikletler:Sadece lastikleri yeniledik.Seyahat
sonunda lastiklerimiz büyük oranda tükeneceği için
ucuz bir lastik olan Mitas’ E 70 aldık.Yağmurda ve
asfaltta herhangi bir sorun yaşamadık.
Makinelerin bakımları peryodik olarak yapıldığı için,yola
çıkarken ekstra bir şey yapmadık.seyahat ortasında
bakım aralığında
kullanmak üzere yanımıza buji,yağ filtresi ve havafiltres
i temizleyicisi aldık.İran’da 10/40 yağ bulabileceğimizi
daha önceden öğrenmiştik.
Motorsikletlerimiz sorunsuz bile olsa 12 şer yaşında
olduklarından yanımıza tedbir olarak,lokma takımı,
çok amaçlı bir tornevida,ayarlı pense,zaruri bir kaç
anahtar,buji nahtarı,sıcak lastik kaynağı,her iki motor
için bir takım yedek iç lastik,ve birer dış lastik aldık.
Dış lastiklere gerek olmadığını öğrenince İran’da bıraktık.
İRAN DEĞERLENDİRMELERİ:
Polis ve devlet:Bize Karşi devlet memurlarını son derece
kibar,düzeyli ve yardımsever gördük.Örneğin “levent’te
eminönüne nasıl gidilir” diye sorsanız,polis takip et beni
diyor ve sizi levent’ten eminönüne kadar götürüyor.
Bunda “bakın dünya bizim için neler diyor ama görüyorsunuz
biz ne kadar iyi insanlarız” mesajı kaygısının etkisi
olabilir.Yine de İstanbuldan geliyor oluşumuzun da
ekstra bir etkisi var kanaatindeyim.Devlet memurlarının
yüksek inisiyatif sahibi olduğunu hissettik.
Ama yine de genel olarak bizim kadar kurumsallaşmış
bir yapıları yok.
Trafik:İran’ı görmeden once trafik hakkında son derece olumsuz şeyler duymuştum.Ama tam olarak durumu açıklamıyor..Örneğin;Zifiri karanlık olmadan far açmıyorlar,çok büyük kavşaklarda dahi ışık yok,yanınıza direksiyon kırıp camdan “kaç para,kaç basıyo” diye sormaya çalışıyorlar(Tabi ki cevap vermeye çalışmadık )
Bunun yanında tüm seyahat boyunca gördüğümüz toplam trafik magandası sayısı 3(ÜÇ) .ki istanbulda her 10 saniyede
bir onlar yüzünden canımızı malımızı kollama gereği
duyuyoruz.
Tüm sürücüler kemer takıyor,kimse hız sınırlarını ihlal
etmiyor(biz hariç),habire şerit değiştirip makas atan
kimse yok,kimse diğerinin önüne geçmeye çalışmıyor
motosiklete karşı değil düşmanlık,aksine son derece
ilgili ve saygılılar.
Benzin:İranda kurşunsuz benzin kullanılıyor.
( benzin-e biduni sorb)
kurşunlu benzin bulma ihtimali türkiyedeki ile aynı.
bir de bizdeki 97 oktan yerine satılan “super benzin“ var.
Kurşunsuz benzinin fiyatı 400 tümen yani yaklaşık 75 kuruş.
Mazot ve LPG ise beleş.(bir deposu 2 tl).
Devlet vatandaşına aylık 90 lt benzini 100 tümenden
satıyor.Hakkını doldurduğunda ise 400 tümenden alıyor.
Yemek ve hijyen:Ah ah aç kaldık aç. Kahvaltı kültürü
çok farklı.Kelle paça yiyorlar.Bir Antepli olan Hasan abi
için sorun yok da ben aç kaldım,konserve balık ve bisküvi
yemekten kuruduk.Günlük yemekler de de sadece kebap
türleri var.Kısacası İran mutfağı ve yemek kültürü benim
gibi az et yiyen bir adam için çok zayıf çok
Hijyene gelince en lüks lokanta ile bizdeki herhangi bir sokak
satıcısının titizliğiyle aynı düzeyde.
Motosiklet ve iran:Dünyada bu kadar çok motorsiklet seven
bir halk var mı bilmiyorum.7 yaşındaki çoçuktan 77 yaşındaki
nineye kadar,herkes motosiklet hayranı.Hayır büyük
motosikletlerin yasak oluşu ile bir ilgisi yok.(Bizde hepsi
serbest de amele halkımız “iki teker şeytan işi “ demekten
vaz mı geçti?)
Her evde 3-4 tane motosiklet var,üst düzey yöneticiler
bile işlerine motorsikletle gidiyor ki,irandaki trafik yoğunluğu
İstanbul kadar çok gözükmüyor. Bir üst düzey yetkili
“ırak-iran savaşında zayiatı azaltan en büyük etken
İran halkının motorsiklet kullanma yeteneğidir.Çünkü
bir motosiklete maaile 4-5 kişi binebiliyorlar diyor.
İnanıyorum ki devlet bu anlamsız yasağı kısa bir sure
sonra kaldırmak zorunda kalacak ve iran dünya motosiklet
pazarının en büyük müşterisi olacaktır.
Kayıt: May 28, 2004 Mesajlar: 85 Nerden: Istanbul Altunizade
Tarih: Pzr Ağu 02, 2009 1:46 pm Mesaj konusu:
Geçmiş ola İran seferileri! _________________ Voltaire: “Fikirlerinizin hiç birine katılmıyorum ama onları ifade etme hakkınızı korumak için canımı veririm”
2008 Honda NT700 Deauville V2 ABS
2008 Honda CBF 150
2005 Honda NX4 Falcon 400
1997 Honda Titan CGL 125
Böyle güzel bir geziyi, bizlerle bu kadar detaylı paylaştığınız için çok teşekkürler. İnşallah birgün İran'a gidersek ,kesinlikle temel kaynaklarımızdan olacak bir rapor bu. Elinize, gözünüze, emeğinize sağlık...
Sevgilerimle, _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan
Oh yahu, nihayet raporun sonunu bulduk da gunde 2-3 kez bir girip "devami geldi mi acaba raporun?" diye bakma eylemi sona erdi...
Gercekten cok imrendirici olarak yaptiginiz bu gezi ve ayni sekilde imrendirici bir uslupla sundugun bu rapor icin en icten tesekkurler. Vize uygulamasinin olmamasi da gidip gorulmesi icin ayri bir sebep bence.
Bir rapor bu kadar mi keyifle takip edilir? Son zamanlarda keyifle okudugum sayili raporlarin arasinda gercekten. Sizler gezmeye HEP devam edersiniz insallah...
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
Kayıt: Jun 17, 2008 Mesajlar: 383 Nerden: İstanbul/Çanakkale
Tarih: Pzr Ağu 02, 2009 9:37 pm Mesaj konusu:
Elinize ve emeğinize sağlık Zeki abi.
Gezi fotolarının başında Tenere'yi ilk gördüğümde ya bu gezi eski ya da BMW'ni değiştirdin yine dedim ama açıklama sonunda geldi
Tekrar tekrar okunacak bir rapor olmuş...
Nice km lere...
bana göre gezinin en güzel tarafı doğaçlama şeklinde gelişmesi. en çok heryere çadır kurmanız hoşuma gitti, birçok kişi güvenlik endişesi ile sizin gibi davranmaz.
tırmanış için gittiğim iran'a umarım birgün bende motosiklet ile tekrar gitme şansı bulurum.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız