Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Bodrumlu ve Ben(Cloud) Cumartesi sabahı saat 08.30'da Harem'de buluştuk. İlk Kez katılmak üzere bu yıl mekanı değişen Eskişehir'den Bilecik'e alınan EMOK Motosiklet Festivaline gideceğiz.
Önümüzde bizi bekleyen zorlu, maceralı, yorucu ama bir o kadar da eğitici ve zevkli bir yol olduğunu o saatte henüz bilmiyorduk.
Harem'den çıktık yola, kısa bir E-5 sonrası otobana girdik ve Eskihisar'a kadar durmadan sürdük. Eskihisar'da feribota kendimizi attığımızda gayet keyifli bir haldeydik ve henüz dinçtik. Hemen ilk fotoğraflar ve tabii kahvaltı üstüne çaylar.
Feribot sonrası hedef Orhangazi. Orada İznik sapağında benim daha önce İznik'e giderken mola verdiğim yerde durmak üzere sürdük.
Bursa yolunu sonunda düzeltmişler, yokuş yukarı virajlarda kamyonlara ve otobüslere fark atarak iki motor çok zorlanmadan sürdük. Ve Orhangazi'de mola verdiğimizde anladık ki,
iki motorla sürüş çok sorunsuz ve keyifli oluyor. Özellikle sollamalarda bu şekilde body'li sürmek çok güvenli hale geliyor. Bodrumlu'ya bu konuda teşekkür etmeliyim. İlk kez birlikte sürmemize rağmen sanki uzun zamandır birlikte yolculuk ediyormuşuz
gibi güven verdi ve uyum sağladı.
Orhangazi'de bir bakkal kenarında çeşme molası ve sodaları mideye indirmece sonrası fotoğrafları. Ohh, serinlemek ne güzelmiş.
Oradan sonraki ilk mola yerimiz Bodrumlu'nun bahsettiği minik şelale oldu. Ben soğuk bir su beklerken şelalenin suyu gayet ılık çıktı.
Abi piştim diyen Bodrumlu su başında.
Ve ben işte olay budur pozu verirken.
Azıcık yorulmuş muyum ne?
Sonra artık hedefimiz İznik. Amacımız orada EMOK sitesinde meth edilen köfteciye ulaşmak.
Ve motosiklet cenneti İznik, işte Ayasofya.
Ve elbette köfteci.
Bizim kafadarlar park halinde.
Köfteci'de düşündüğümüzün neredeyse yarı fiyatına köftelerimizi yiyoruz, üstelik çok da kaliteli temiz bir yer, yolunuz düşerse İmren Köftecisine mutlaka uğrayın.
Tam İznik Merkez'de Ayasofya'nın karşı çaprazı. Zaten kime sorsanız gösterir. Biz ilk sorduğumuz adamdan yerini öğrendik. Sonrada güldük köfteleri yerken. Çağlar: " Abi kesin şu adam biliyodur" dedi.
Ve evet adam hemen tarif etti. "Demedim mi abi, küçük yer herkes heryeri bilir burda" dedi. Başladık gülmeye.
Köftecide iyi bir dinlendik, ve açlıktan orada fotoğraf çekmek aklımıza gelmedi biz de gitmeden önünde çekelim dedik.
Köfteler midede keyfimiz gıcır.
Buradan sonra rotamızda Yenişehir üstünden İnegöl var. Gerçekten düşündüğümüz gibi çıkmadı yol zaman zaman çok bozuk, sıcak acayip arttı. Önümüze o daracık yolda sık sık kamyonlar çıkıyor ve 30 - 40 km hızla pişiyoruz.
İnegöl'e az kala Bodrumlu yanıma yanaşıp kaskını açtı, "abi uygun bir yerde duralım, ben piştim." "vallaha ben de piştim, ilk müsait yerde duruyoruz ok"
Ve o ilk müsait yerden fotolar.
Dönerken kesin olarak bu yoldan dönmemeye karar verdik.
İnegöl'e vardığımızda bir benzin istasyonunda durup yol sorduk ve biraz oturup su ve tuvalet molası verdik.
Oradan sonra Pazaryeri kavşağını buluyoruz ve Bodrumlu'nun yolda sık sık "abi hiç motorcu yok, yanlış rotada mıyız dersin?" sözünün doğru olduğunu anlıyoruz. Pazaryeri'ne döner dönmez kavşakta motorcular bizi selamlıyorlar.
Hedef Gümüşdere ve Kınık Köyleri üzerinden Bilecik Küçükelmalı. Sanıyoruz ki az kaldı, zira yol boyu yanımızdan motorcular geçiyor ve sürekli kornalaşıyoruz. Ama asıl iş bundan sonra imiş. Öyle bir yokuş ve sert virajlarla karşılaşıyoruz ki, belki de bugüne
kadarki en sert ve zorlu viraj deneyimimiz oluyor. Resmen viraj okulu bu yol.
Nihayet yolun bir yerinde Bodrumlu kenara çekiyor. Gözüne sinek kaçmış. Neyse ki benim topcase'de azıcık su var, onunla yüzünü yıkıyor.
Bodrumlu biraz rahatlayınca birlikte poz veriyoruz.(Bu arada bizim popolar sızlıyor, belli etmesekte.)
Dijital zoom'un faydaları.
Tüm bu zorlu yolculuğun sonunda Küçükelmalı'ya varıyoruz. Ve EMOK beklediğimizden çok daha üstün bir Festival hazırlamış.
Gerçekten mekan seçimi harika. Baraj gölünün tepesinde ormanlık bir yer. Alanda herşey düzenli, çadır alanı, park yeri, sahne, standlar... herşey belli bir düzen içinde.
İşte "motosiklet festivalini motorcular yapar" düşüncesinin ispatı diyoruz ikimizde. Girişte kayıt yaptırıyoruz ve boynumuza EMOK Katılımcı kartlarımızı asıp gezmeye başlıyoruz. Verdiğimiz 15lira karşılığında, bir adet anahtar askısı, bir adet hatıra tişörtü, bir adet bandana
bir adet MotorOn dergisi, bir adet Türkiye Haritası ve minik bir güneş yağı hediye ediliyor.
gerçekten geldiğimize, bunca virajı göze aldığımıza değdi diyoruz. Çadırlarla gelmediğimize ise çok üzülüyoruz doğrusu.
Ve fotoğraflar.
İşte sahne, akşama konser var ama biz dönmek zorundayız ne acı.
Yorgun bir motorcu etrafı keserken.
Katılım yoğun, alan geniş.
Üstelik yalnız insanlar da değil bu katılımcılar.
Bodrumlu pazar alanına hayran kaldı "Abicim adamlar bunu bile düşünmüş" diyor.
Alanda yarışma var birazdan, hazırlıklar yapılıyor.
Bizse o zamana kadar bir turlayalım diyoruz.
Ve Festival alanından ilginç motosiklet manzaraları.
Hastasıyım Shadow'un.
Klasikler de orada.
Tanıdık yüzlerde var abisine özenen.
Bodrumlunun test ettiği MT01
Ve Yamaha standının orada YBR125 Diversion, biz pek beğenmedik, tam Çin işi olmuş. "Seninki daha iyi duruyor" diyor Bodrumlu.
Ve efsana Tenere
En çok hoşumuza giden bölüm burası, tepeden soğuk buhar üflüyor, millet altında keyifte, hemen iki sandalye çekiyoruz.
Vay be, iyi yorulmuşuz ama...
Ve Bursa Enduro Başkanı eski Milli Basketbolcumuz Efe Aydan, yarışma için hazırlık yapılırken.
Neredeyse tüm Bursa Enduro Kulübü oradaydı 100 motor oldukları söyleniyordu. Biz üstlerindeki yeleklere bayıldık. Satılsa alacaktık neredeyse. Ama kalmamış.
Ve yarışma başlıyor. Amaç KTM ile tepedeki asılı toplara hakemin gösterdiği sıra ile yere ayak basmadan vurmak.
Bir ara Çağlar'a katılsak mı tam uzun boylulara göre diyorum.
Ve motosiklet manzaralarına devam...
Bodrumlu KTM Adventure'a bayılıyor, hemen bir foto lazım.
"Abi arkadaki benzin bidonlarına bak, zaten bu buraya başka türlü gelemezdi" diyor.
Ve hayran kalıp bakmaya devam ediyor...
Aynen bizim gibi iki kafadara daha rastlıyoruz.
Ve klasikçiler işbaşında...
Ve dehşet bir klasik daha. Steve MacQuinn'in o meşhur filmde (The Great Escape) dikenli tellerden uçtuğu 1951 BMW. ("O mu?" diyoruz sahibine "evet o motor bu" diyor)
Yanına gitmeli bir poz çekmeli.
İşte motorun sahibi bu abi, Bilecikli ve üç tane daha böyle klasiği varmış. Bu alet düz yolda 100 - 110km yapabiliyormuş.
Ve diğer enteresanlıklar...
Miniklere crossçu geldi hanııımmm....
Kamp alanı
Bu cbf150'nin sahibi cbf150.net'e de üyeymiş. Motorun koruma demirine, sinyallere ve logoya dikkat.
Ve bizim kafadarlar gitmek için bizi bekliyorlar.
1,5 - 2 saat takılıp yavaştan dönmeye başlıyoruz. Tam bir Mad Run oldu bizimkisi. Ama değmedi mi? Fazlasıyla değdi.
Dönüş yolundan manzaralar.Bu kez kısa rotayı seçiyoruz. O da geldiğimiz kadar olmasa da özellikle Bilecik'ten sonra Yenişehir - İznik yolu müthiş Yokuş ve virajlı.
Biz bu gezi de ciddi viraj dersleri almış olduk. Kendi adıma ben daha önce bu kadar çok ve sert viraj deneyimi yaşamamıştım.
EMOK bu rotaları da bilinçli seçmiş belli ki. Tam derslik yollar bunlar.
İlk molamızı birazcık düze çıkınca veriyoruz. Bir ayçiçeği tarlasının yanında.
Dönüş yolunda 1 saat kadar motorları değiştik, Bodrumlu cbf150'nin selesinin tahta olduğuna cidden inanmaya başladı benim YBR'nin pamuk selesinden sonra.
Pancar Koop'un hızlı kuryeleri işbaşında...
Bu poza epeyce güldük tesadüfen orada durduk ama hale bak...
Sonra İznik'i geçtik, devam ettik. Orhangazi'ye gelmeden bir kask silme ve popo dinlendirme molası daha verdik. Bodrumlu'ya diyorum ki,
"resmen Iron Butt yaptık biz bugün" "Harbiden abi" diyor.
Ve dönüş yolundaki son molamız, Bursa otoyoluna girmeden bir istasyonda oluyor.
Bugünün ödülü de dondurmalar. Ve evet işte biz başardık, meydan okuduk yollara, virajlara, dağlara, tepelere pozlarımız.
Yüz ifadelerimiz dediklerimi haklı çıkarıyor adeta.
Gezinin dört kahramanı, Bodrumlu, Cloud, cbf150 ve ybr125 bir arada.
Feribottaki çay tost molası sonrası Tuzla sahil yolundan Pendik'e varıyoruz. Son poz Bodrumlu'dan. İyice yorulmuşuz saat olmuş 22.30. Bodrumlu dayısına ulaşıyor orada kalmak için, ama netice olumsuz, çaresiz artık iron butt'unu kaldırıp Şirinevlere gidecek:)
Oradan o çevre yoluna, ben sahil yoluna devam ediyorum. Ben, Bağdat Caddesi Cehennemi sayesinde 23.00'de ancak eve varıyorum. Kapıdan adımımı attığımda Çağlar arıyor vardım diye.
Benle aynı anda Şirinevler'e varmış. Onca yol yaptık Bağdat Caddesi kadar kasılmadım.
Ben toplamda 482km Bodrumlu ise 520 küsur yol yapmış.
Bu gezi bizi sıkı yordu ama bir o kadar da pişirdi. Yorulduk ama müthiş bir deneyimdi, gerçekten gittiğimize değdi. Bizim için tam bir demir adam sürüşü oldu.
EMOK'ta bu festivale emeği geçen herkese teşekkürler ve bravo. İyi bir Festival mi arıyorsunuz? o festivali EMOK yapıyor haberiniz ola.
Gelecek yıl konaklamalı gitmeye karar veriyoruz. Ve kırkambarlarımıza bir çentik daha atıyoruz.
Ve hatıra olarak elde kalan, bize bu sürüşü hatırlatacak.
Çağlar'a(Bodrumlu), yürekten teşekkür ediyorum, beni yalnız bırakmadığı, harika yol arkadaşlığı ve tüm samimiyeti için.
Umarım sizler de sıkılmadan bizim yaşadığımız keyfi okuyarak almışsınızdır.
Cloud.
05.07.2008 İstanbul - Bilecik 7.EMOK Festivali sürüşü.
Not: Bodrumlu cbf150.net motosiklet grubundan bir arkadaşım, kendisi İstanbul'a iş için gelirken 48 plakalı motorunu da üşenmeyip İstanbul'a getirmiştir. _________________ Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
En son Cloud tarafından Pts Tem 07, 2008 2:37 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Çok keyifli bir gezi olmuş paylaşımınız için teşekkürler. Köfteci Yusuf'u bilseydim bende dönüşte oradan geçerdim tüh Resimlerden birkaç tane çaldım bu arada _________________ Umit BECERIKLILER
Suzuki XF650'01 Bluebird
A Rh+ - BURSA
Kayıt: Sep 16, 2006 Mesajlar: 558 Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi
Tarih: Pts Tem 07, 2008 1:36 pm Mesaj konusu:
Çok sağolun arkadaşlar, sizlerle paylaşmadan edemedim.
tenere600 demiş ki:
Çok güzel bir gezi raporu olmuş, ellerinize sağlık.
Ankara'lı bir büyüğümüzün dediği gibi ;
''O gün o saatte ya ordasındır, ya da değilsindir''
Siz orada olmayı seçmişsiniz, tekrar tebrikler...
Ve evet tenere600, tam cümlesi sizin kurduğunuz olmuş bu yolculuğun. Biz iyi ki o gün, o saatte oradaydık dedik ve bunu yaptığımız için hiç pişman değiliz.
_________________ Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
bence de çok iyi bir festivaldi.2006 da kırka da bulunmuştum ve çok etkilenmiştim.
2008 de birazda mecbur kalarak daha önce hiç katılmadığım MARMOK yerine bilecikteki EMOK festivaline katılmaya karar verdim.ben eşim,arkadaşım fırat ve eşi nurdan ile bir araba bir motor cuma sabahı yola çıktık.(fıratın ayağındaki problemden dolayı motoru ile gelemedi )
gidiş için rotamız İZMİR-AKHİSAR-SINDIRGI-EMET-TAVŞANLI-DOMANİÇ-PAZARYERİ idi.çok doğru bir rota seçmişiz.özellikle sındırgı öncesi,domaniç sonrası ve pazaryeri öncesi virajlar nefisti.öyleki bir ara fıratın arabası arkamdayken lastiklerinin cayırtılarını duyuyordum.manzara ise tarifsiz,gidip görmek lazım...
zorlu 450 km den sonra festival alanına vardık.hemen çadırlar kurulup,mat yerine kullanacağımız deniz yatakları şişirildi.
çok keyifli bir festivaldi.kısaca
-oldukça ekonomik
-oldukça doğal
-en önemlisi çok samimi bir festivaldi.yarışmalar,etkinlikler gayet hoştu.
daha önceden tecrübeli olduğumdan motorsuz çadır alanını tercih ettim.buna rağmen bu alana motoru ile gelenleri kınıyorum.hele pazar sabahı beni uyandırana teessüf ediyorum...
birde çıkarımım var.bundan sonra çadırı festival merkezine uzak kuracağım.böylece isteyince kafayı dinleyip isteyince eğlence ve müziğe karışabileceğim.
dönüş yolu BİLECİK-İNEGÖL-BURSA-BALIKESİR-AKHİSAR şeklindeydi.asfalt türkiye şartlarına göre iyiydi ancak tek düze sıkıcı bir yoldu.yorgun bedenlerimizle daha geniş ve düz bir yol belki daha iyi oldu.daha tempolu bir şekilde evimize ulaşabildik.
motorum 4.4lt/100km tüketim yaptı.sakınmadan kullandım.öyle ki yer yer 140km/h bir kaç kez de 200+ yapmama rağmen.
her şey çok güzeldi.EMOK iki yıl üst üste aynı yerde yapıldığından sene atlatarak katılıyorum.ancak önümüzdeki yıl yine farklı bir rotadan bileciğe gidiyorum galiba...
teşekkürler EMOK...
yakıt alırken eşimle yol ve hava sıcaklığına dair konuşuyoruz.fırat kaçırmamış...
nihayet yoldayız...
ilk mola,kayısı ağacından göz hakkı almayı ihmal etmedik
neme lazım kaybolmayalım...
zaman zaman fıratın arabasının lastik seslerini duyuyorum.virajlar sıkı..
motora fırat arabaya ben geçiyorum.ohhh be klima dünya varmış(laf aramızda motorun keyfi başka avutuyorum işte kendimi,hatta dönüşte bir ara motoru bölüşemedik)
yer yer erimiş asfalt,yola dökülmüş çam iğneleri sabote etsede biz virajların keyfini çıkardık...
festivalin en genç katılımcısı
öyle yoruldukki yemek bile yemeden yatak şişirme modundayız...
festivalin en yaşlı katılımcısı :crz:
festival alanı
orada bize katılan sevgili Gökhan ve Elif,her şey için teşekkürler...
motorla yumurta taşıma yarışması;halat çekme,adventure,yavaş gitme gibi eğlenceli yarışmalardan sadece biriydi...
yorumsuz
dönüş yolu
fırat yamahaya katolog fotosu çektiriyor
teşekkürler EMOK teşekkürler katılımcılar...
En son emrerd tarafından Sal Tem 08, 2008 10:34 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
bu çok güzel görüntüler ve anlatımlar için hepiniz teşekkür ederim, içimiz cızz ederek izledik görüntüleri, insan ahhh ahhh demkten kendini alamıyor, biz ancak böyle teşekkür yorumları yapabiliyoruz, ancak böyle avunuyoruz napalım.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız