25-27.04.2004 İstanbul+Fuar Gezisi (Bol resim-Az laf)

[Goblin]

Selam, daha önce de dediğimiz gibi, Ankara'lı taifeyi tembel tembel oturur zannedenler bir kez daha yanıldıklarını anlamışlardır. Her kategoriden motor barındırmak suretiyle gelmiş geçmiş en acayip motor grubu olan ama daha adı bile olmayan üçlümüzün İstanbul ve fuar gezisine ait resim ve notları budur arkadaşlar.

Buluşma Tarihi, Yeri, Saati: 25.04.2004, TCDD Ankara Garı, 21:00. Kendimizi yormadan, limitleri zorlamadan İstanbul'a motorla gitmek için en pratik yol olarak demiryolunu seçtik.
Çete:
Vural Dikmen, Yamaha Virago 535 (dikmenian)
Oray Orkun Cellek, Honda NX 250 Dominator (Orkun)
Ben, Honda CG 125 Titan ES (Goblin)

Gecikmeyle de olsa vatandaşlar birer birer dökülmeye başlar.


Motorların kargo işlemlerini gecikmeden yaptırdık. Yanınızda ruhsat varsa (ki onu bile sormadılar) tarttırmaya gerek yok. Kilosuna göre kargo ücreti alınıp değerine göre de sigorta ediliyor. Titanınki toplam 18 milyona falan geldi. Bir depo benzin parası. Bu arada aile korteji (annem, halam ve babam) keyifli keyifli bizi seyrediyorlardı.


Vakit kaybetmeden motorları çalıştırarak gardaki yerlerine götürdük. Depo belli ki dolu ama sağolsunlar pek de kasmadılar. Rampayı vaktiyle motorcu camiadan bir arkadaş bırakmış. Yani TCDD'nin hizmet anlamında rampası falan yok. Çıkartırken biraz debelendik ama esas eğlence Vural'ın vagon içinde viragoyu çevirme çabalarını seyretmek oldu.


Kondüktör abimizle hemen itinayla hemşeri muhabbetine girdik. Ne de olsa motorlar onlara emanet. Ama deveyi de sağlam kazığa bağlamak lazım. Bora abinin tavsiyesine uyup Orkun'un aldığı gergi halatlarıyla motorları bağladık. Yan destek duvara bakacak ve olabildiğince ağırlık verecek şekilde halatlarla pencereden gerdirdik. Orta desteğe almayın veya yan destek vagon içine dönük bağlamayın, kesin devrilir.


Vural her cruiser sahibine yakışacak şekilde olayı abartarak örümcek adamı bile kıskandırır bir ağ ördü ki hiç sormayın. Sarsılmak şöyle dursun kıpırdatmaya bile imkan yok. Ara sıra motorları kontrol etmek için 7 vagon boyunca (korku tüneli demek daha doğru) koşturmalarımız haricinde keyfimiz baya iyiydi.


Yarı uykulu yarı uyanık geçen geceden sonra sabah Haydarpaşa Garı. Motorları indirmek düşündüğümüzden kolay oldu. Peron o kadar yüksekti ki rampaya bile gerek olmadan hemencecik indirdik.


Araba vapurunun kalktığı iskeleyi ararken adres sorduğumuz büfede dayanamayıp kahvaltı yaptık. Hijyenmiş, sağlıkmış demeden tıka basa şiştik. O arada Orkun'un yanına aldığı haritanın da rahmetli Piri Reis'den kalma olduğunu anladık. Zira vapur Yalova'dan kalkıyormuş. Pek hoş.


Vapur alternatifi kalkınca köprüye kaldık. Çok şükür köprüyü bulduk da sonrası muamma. Sağolsun Piri Reis imdada yetişti


Güç bela kalacağımız misafirhaneyi bulup motorları ve kıyafetleri bıraktık. Fuar alanının yakın olduğunu duyunca serbest kıyafet yürüyüşe geçtik. Daha varır varmaz Ankara tayfasından Erkan'la karşılaştık. Altında Transalp olunca 1960 yapımı trene gerek kalmıyor tabe


Hemen akabinde fuara balıklama dalış. Ve fuar resimleri...Adını söylemeye gerek var mı. Alet konuşuyor bea!


Suzuki 1400 GSX.


Damardan endurocu Orkun kardeşimiz KTM standında binmedik motor bırakmadı. Kendisi çocukluğa dönüş yaşarken ben de KLE 500 deniyordum. İşçiliğini pek beğenmedim. Elcikler de tam bir kabus.


Kawasaki VN 2000. Tam bir zebellah.


Kawasaki ER-5. Arka çift amortisör yerine alttan tek amortisör olsa çok daha şık görünürdü. Alternatif olarak Suzuki GS500F aradı gözlerimiz ama fuara getirmemişlerdi.


Söze ne hacet.


Bu iki resmi Sinan'a atfediyorum


Bu resmi de kendime atfedicem müsadenizle..


Yani Vural'cım sen de hiç devir göstergesi görmemiş gibi ne o öyle. Asıl gösterge sağ tarafında olm ya! Not: Şekildeki Harley Davidson V-Rod.


Yine de cruiserların şahı Honda Valkrie Rune oldu sanırım.


Gün gelir sen de alırsın bir tane be hocam.


Fuarı terkettikten sonra Ortaköy'e doğru yöneldik. Trafik tam bir kabustu. Bir de yol iz bilmeyince daireler çizip durduk.


Ortaköy hatırası. Sırıttığımıza bakmayın, leş gibi ter içindeyiz aslında.


Vural ve Orkun'u North Shield'da bırakıp birader ve yengeyle buluştuk. Evlerinde ziyaret etmem gerekirdi aslında ama sağolsunlar eski Ankaralı olduklarından beni adres bulma derdine sokmayıp kendileri misafirhanemize uğradılar.


Ertesi zabah. Milletin bir taraflarında pireler uçuşuyor. Kaldırabilene aşk olsun.


Güç bela uyanıp güzergah çizme gayretlerine giriştik. Amaç 10:00'da kale çay bahçesinde ikitekercilerle buluşmak.


Boğaza nazır bir resim çekmişiz ki offf..Artist misiniz olm ya!


Dakikalar ilerliyor ama ikitekercilerden hala ses yok..


Herhalde program değişti diyerek kahvaltımızı yapıyor ve kaleden ayrılıyoruz. Hedef rumeli kavağı. Fakat o ne!! Daha çok gitmeden karşımıza motor deryası çıkıveriyor, üstlerinde ikiteker logosu. Kazık fren ve hemen sağa çekiyoruz.


Aksi gibi kahvaltılarını yapmışlar, fuara gitmek üzere ayaklanıyorlar. Bir sürü tanıdık sima var ama öyle haşırt diye de muhabbete atlanmıyor ki. Karambolde doktoru görüyorum, "Aman Ömer hocam gel hele", panik gözlerle bana bakarken ben hemşo muhabbetine girmeye başlamışım bile. Yanımıza Sedat kardeşi de çekiyoruz.


Fuara tekrar gitmek yerine İstanbul'u dolaşmak istediğimiz için grupla vedalaşıp yola devam ediyoruz. Rumeli kavağı, püfür püfür.


Akşama kadar dolanıp, Honda Pazarbaşı ve Özen Motor'dan alışveriş yapıyoruz. Ne var ki tren saati yaklaştı. Araba vapuruna atlayıp Haydarpaşa'ya gitmek zamanıdır.


Trenin kalkmasına az zaman kala gardayız. Buradaki rampayı da vakti zamanında ülkemizi ziyarete gelen bir Japon motor kafilesi bırakmış. Yahu hayır sahipleri de olmasa bu ülkenin hali ne olacak . Biz memleketi düşünürken Vural yine örümcek adam moduna girip vızır vızır ağını örmeye başlamıştı bile.


Yorgunluk çökmeye başlayınca kendimizi kuşetlere attık. Enseye şaplak muhabbetler sürerken bir taraftan da acaba bu meretlerin ipi kopar da alttakini tost yapar mıyız diye de endişe ediyorduk.


Çok şükür kazasız belasız Ankara topraklarına tekrar ayak basıyoruz. Gözlerimden uyku akarken son bir resim daha çekiyorum ve atlara atlayıp evimizin yolunu tutuyoruz. Hani klasik bir söz vardır "tatlı yorgunluk" diye. Yok kardeşim, ben resmen gebermişim. Eve dönünce anlıyorum.

[flowrider]

hemso cok güzel fotolar ve rapor olmus
keske cumartesi biraz daha erken gelebilseydiniz .
neyse artik önümüzdeki gezilere bakacagiz
_________________
nereye bakarsan oraya gidersin

ömer uzma

[Invisible]

[quote="Goblin"]]



Goblin Allah müstehakınız verisn. Lan bu fotonuzu bana cektirdiniz . Siz miydiniz onlar? Bak ikiteker logosu görünce ya yanaktan makas alacaksın, ya enseye tokat atacaksın (ileri gitmeden9 ya da 3 puan alacaksın, ne o öyle sadece tanıdık birini görüp kenara cekiyorsun?

İnsan bir selam eder, sarılır öper, ne baltayumışsın. Seni hemen bizim Baltalar grubu'na aza kaydediyorum.

Bir daha sakın öyle habersiz gelme, gelrisen de bi merhaba de yahu.

Hey allahım.

[sinanozgen]

[iergen]

Sevgili Kadri;eline sağlık yazılar çok güzel olmuş.Sayende yüzlerinizide
gördük.Bir yrde karşılaşırsak(nede olsa bir gün olacak,inşallah)yabancılık çekmeyiz.ne dersin?
Tüm arkadaşlara kucak dolusu selam
_________________
http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=13309

İhsan ERGEN

BMW R1200 GSADV
www.marmarisriders.com