Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Pts Mar 22, 2004 9:08 am Mesaj konusu: pahali bir haftasonu gezisi
hafta icinde arkadasim yigit karis'le (BMW K1200RS) "haftasonu n'aapalim?" diye düsünürken cuma günü kararimizi verdik. pazar günü 08:00 feribotuna atlayip, bandirma üzerinden cunda'ya gidip, aksam 20:30 feribotuyla dönecektik. pazar sabahi yenikapi'da bulusup, feribota bindik ve lobite haritalarimizla konuslandik. rota belirleme esnasinda cunda'nin bize kalin gelecegini düsünerek, assos'a gidelim dedik. 11:30 gibi bandirma'ya indik ve biga yönüne gaz actik. (üff beee, tabire bak!) biga, can, bayramic üzeriden ezine'ye döndük. bu arada bu noktalarin hepsinde yerel secim kampanyalari almis yürümüstü. ezine'den ayvacik'a dönüp asos sapagina kadar geldik. assos sapaginda "olm, assos her zaman gittigimiz yer, gel seni süper bi yere götürücem" deyip, yigit'in kanina girdikten sonra yesilyurt (eski adi büyük cetmi'ydi sanirim) yönüne gazladik. yesilyurt'a bi kac km kala polis amcalar "saga cekin bakayim" diye isaret yaptilar. icimden "ulen yandik, radara yakalandik galiba" derken, sevgili polis amcamiz seker gülümsemesiyle "arkadaslar, nereye?" dedi. yesilyurt'a gittigimizi söyleyince "izmir'e mi?" diye sordu. sonraciima "söyleyin bakalim, sizin hiz limitiniz ne?" diye sordu. ben de "aklimdan 180 miydi acaba?" diye gecirirken "90" deyiverdim. o da "88, hadi bakayim, saglicakla gidin!" dedi. biz "ulen yirttik, ne tonton adam" dedikten ve polis amcamizla selamlastiktan sonra yola usturuplu bir hizla devam edip, yesilyurt'a vardik. bu arada yesilyurt harika virajli bir yoldan deniz ve dag manzarasi esliginde kücükkuyu'ya gelmeden hemen solda! tabelasini görebilirsiniz.
yesilyurt'ta 3 yil önce acilan ve acildiginda esimle de konakladigimiz manici kasri'na girdik. http://www.manicikasri.com/ (köy meydaninda yön tabelalarini görebilirsiniz) dünya tatlisi hos sohbet metrdoteline harika zeytinyagli mezelerimizi siparis verdikten sonra biralarimizi tokusturduk (zafer abi, duyuyon mu????) köy ekmeklerimizi halis zeytinyagina bandik, tüm mezeleri süpürdük ve üzerine de kahvelerimizi ictikten sonra dag manzarasina dogru ic gecirerek "ulen, ub aksam burada mi kalsak? burdan bandirma'ya nasil dönüceez?" yemek sonrasi sendromunu astiktan sonra giyinip-kusanip otel personeliyle helallestikten sonra motorlara atlayip, kücükkuyu'ya indik. ordaki zeytinyagi müzesi'den hatunlar trip yapmasin diye kücük hediyeler alip, edremit'e dogru bastik. kücükkuyu, altinoluk, edremit üzerinden havaran'a döndük ve sakkin yolda husu icinde yolumuza devam ettik. yigit muhtesem K1200RS'i ile benim düldül'ün temposuna uymaya calisiyordu ama ben de arada gaza gelip, "sen benim moturu kücümsüyon mu len, zirzop?" diyerek arkadasi bi kac kez havali bi sekilde solladiktan sonra, yigit yanimdan gök gürültüsü seklinde gecerek cevabimi verdi. (tüm bu atraksiyonlar trafik kurallarina bagli kalinarak yapilmistir. ühehe, ühehe) neyse, maymunluklar yaparak yola devam ederken bir düzlükte reflektif yelekler giymis mavi adamlar bizi durdurdu. bir sivil, bir de ekip otosu güzel güzel oturmus, bizim gibi kekleri yoldan topluyordu. amcam direkt "104 ile yakalandiniz, 169 milyon küsur ödeyeceksiniz" deyince, benim sag tarafim tutmamaya basladi. tam "abi motoru birakayim" diyecekken yigit, "yapmayin abi, biz ögrenciyiz" muhabbeti yapmaya basladi. sinameki suratli polis abi yemedi ama biraz yumusadi. "peki, bu seferlik 70 küsur ödeyin ama bundan sonra yavas gidin, daha dört tane radar var" dedi. biz pasa pasa makbuzlarimizi aldiktan sonra, yola devam ettik ve balikesir'de benzin ivir-kivir molasindan sonra susurluk yönüne devam ettik. yigit zibidisi cuise controllü makinesiyle gazi 90'a baglayip önden devam etti. ben de hafif bilek agrilariyla pesine takildim. susurluk'a gelmeden hava karamisti bile. susurluk'tan sonra bandirma yönüne sapip, aksakal'dan sonra otoban tadinda bandirma yoluna girdik.
saat 20:00'de feribot giselerindeydik. ama giselerde yer olmadigi söylendi. biz yine aglayip, zirlayarak sabah, istanbul'da dönüs bileti vermediklerini, bizi bi yerlere sigdirmalarini söyledik. gisedeki eleman bi kac telsiz geyiginden sonra biletleri kesti ve iceri girdik. bu demek oluyor ki arkadaslar, bundan sonra biletlerinizi önceden alin, "nasil olsa motorluyuz, gireriz" havasina kapilmayin. saat 20:30'da feribotta yine lobiye yayilip, biraz kestirmeye calistik ama ortalikta gezinen insanlar ve veletler "aaa, anne bak, uzayli!" tadinda muhabbetleriyle izin vermediler tabii. feribottan indikten sonra yigit'le farkli yollardan eve dogru gazladik. bu arada gece sehir trafigi kesinlikle daha riskli. o yüzden "nasil olsa eve geldik" deyip, motivasyonu kaybetmemek laazim. durum budur arkadaslar...
agzina saglik. anlatimin keyif ile okudum. Radar cezasina da oldukca uzuldum. bu aralar beni motorumdan sogutan tek olay bu. Ama biz Gamsizlar olarak mumkun oldugunca alternatif yollari kullandigimizdan radari olmayan ama bozuk yollardan gidiyoruz. Maci oyle idare ediyoruz. Normal yola cikinca felegimiz sasiyor. Bozuk yollarda aslan kesilen bizler normal yollarda , radar korkusu ile , kedi yavrularina donuyoruz
Sevgiler _________________ www.gamsizseyyah.com www.fotokritik.com
----------------------------
M.Oytun PINAR
(Izmir'li "Homer")
532 5473288
Hidayet'cigim cok guzel bir gezi olmus ama buralara gelip de uzerimden gecmis olmana uzuldum dogrusu (biraz da arabesk) _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Ezdin Ahmet abimi. Gözden düştü, Çanakkaleye gitti ve bir tekme de sen attın.. Ama unutma bu günleri. Bir gün gelecek kapın çalınacak ve "Hani ezip geçtiğin bir filinta vardı, hatırladın mı? İşte o benim" diyecek.
Off allahım konuyu bozacağız yine..
Hido foto bekliyoruz yahu. Bir dahaki yazıda...
Ayrıca bir de beraber gidleim şu gezilere artık.
Not:Ç Ahmet abi senin Al Capo Kızıltoprak'ta akıllı akılı yatıyor. Sevdim onu biraz. Üzülmesin diye.
bi dijital kameramiz olursa o konuyu da cözecegiz insallah.
fotografsiz olmuyo gercekten. özellikle yemek resimlerini
cekebilseydim kesin haftaya orada olurdunuz
ahmet abi, kesinlikle aklimdaydin ama
böyle cat kapi gelmek bize yakismaz yaw!
Hidayet eline saglik cok guzel anlatmissin. Okurken keyif aldim, gitmis kadar oldum. Yalniz anlayamadigim bir nokta var, Cunda Edremit`e 30 kilometre, oraya gitmeyelim derken daha fazla yol yapmissiniz.
“Dur Hido, bilmeden basip gectigin bu toprak,
1 tane En-Rider ve Filinta’nin bulundugu yerdir”
Ilkay’cigim, Al-Capo’ma gosterdigin ilgi ve onu teselli edisin icin sonsuz tesekkurler ederim.
Hido; “cat kapi gelmek………” falan bahane hadi canim. Cep telefonum yok sanki sende. Poh! (ciddiye alma lutfen, ne sitem dinlemeyi, ne de etmeyi severim. Maksat “laf olsun, torba dolsun”. Ama burasi da geyik yeri degil, hatirlatirim ha bilesiniz….. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız