Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Pts Mar 08, 2004 1:38 pm Mesaj konusu: Ben Bunu Hakedecek Ne Yaptım (Çok resimli)
İstanbul kar yağışlı olduğundan, İstanbul ve İzmir Gamsızlarının buluşacağı Assos gezisi cuma günü ertelendi. Derin bir oooohh çektim, çünkü sevgili eşim Fulya aynı gün ateşlenmişti ve biz gidemeyecektik. O an İzmir’li hain Gamsızların Pazar günü felaket bir gezi yapabileceklerini düşünememiştim. Eşim hastaydı ve ben onurlu bir Gamsız olarak asla onu bırakıp geziye gidemezdim. Buraya kadar her şey normaldi; üzücüydü ama normaldi. Anormal olan şey Pazar akşamı grubun bizi, geleneksel gezi sonrası yemeğine davet etmesi ve ballandırarak geziyi anlatmaları; üstüne üstlük “sen bu geziyi yazacaksın arkadaş” demeleriydi. Yuh yani ya yuuuuuuh ya. Ben size ne yaptım ya… (intikaaaam )
“İkiteker’in her zaman başımızın üzerinde yeri var”
Siz de okuduktan sonra “Zafer iyi ki gitmemişsin” diyeceksiniz.
Buluştuktan sonra iğrenç bir yer olan Demircili Köyü’ndeki Yörükevi’ne gidilmiş. Allahaşkına söyleyin bu kadar kötü bir yere gidilir mi hiç? Ne anlarsınız oralardan bilmem. Neymiş dağdaymış da havası güzelmiş de. Yok daha neler…
Hele orada köylü kadınları elleriyle açtıkları incecik hamurdan yapılan Saç Pidesi denen o kötü şey nasıl yenir anlamıyorum. İçinde bi kere Isırgan Otu var (ısırsın o otlar sizi inşallah) Yazarken bile kötü oldum valla… Mideyede zararlı tabii. Hamur işi ne de olsa. Hatta kansorejen…
Bazı arkadaşlar daha çok yiyebilmek için midelerinde yer açma çalışmalarına girişmişler. Bir-iki, bir-iki… Halbuki yemeyin olsun bitsin. Hatta gitmeyin oralara kardeşim. Bak biz gidiyor muyuz? Bir-iki, bir-iki ehü ehü çalııııııış…
Yiyin efendiler yiyin. O yedikleriniz, elbet kilo, yağ ve selülit olarak size geri dönecektir. Hayır size hep söylüyorum: İyi bişey, yararlı bişey olsa biz de yeriz. Bu yazıyı okuyanlar da yer. Yiyiyor muyuz arkadaşlar? HAYIR…
Zaten yemeyi de bilmiyorlar. Bilseler içim gam yemez. Şu aşağıdaki resme bakın allahaşkına. Şebnem sözüm ona yumurta yiyiyor. Ama görünüşe bakılırsa yumurta onu yiyiyor. Hadi güzel yumurta ham yap bakim Şebnem ablayı haaaam. (Rafadan o Şebo rafadaaan.)
Neyse daha fazla midemiz kalkmadan bu kahvaltı faslını bitirelim dayanamayacağım. Keyif kahveleri falan da içildikten sonra, dağbaşındaki bu ilkel yerden kalkılmış ve düşülmüş yollara.. Ama ne yol… Allah, akıl fikir ihsan eylesin. İzmir-Çeşme Otoyolu dururken ne işiniz var derelerin içinde. Çok banalsiniz valla. Çıkın otoyola, ööle mıyır mıyır kullanın motorlarınızı… Yok anam yok, bunlar gezmeyi öğrenemeyecekler. Hadi her şeyi bir kenara bırak, o pis motorlarla nasıl insan içine çıkacaksınız. Çok pissiniz çooook.
Tabii sonra çıkamadınız insan içine kaçın bakalım. Ama nereye kadar? Bunlar harita okumayı da bilmedikleri için ikide bir kaybolurlar. Ben olsam hadi neyse toparlar çıkarırım sizi. Ama ben de yokum. Neye, kime güvenip gidiyorsunuz oralara… Bir de şöyle bir tripleri var bunların: “Bu yolun nereye çıktığını bilmiyoruz ama isterseniz bakalım” bak bak bak sanki Manisa Tarzanı. Tövbe tövbeeee…
Hah işte karşınıza böyle orman yaratıkları çıkar, ne yapacağınızı şaşırırsınız.
Öyle bayılma, hareketsiz durma numaralarını yer mi Orman Yaratığı. O sadece salak Ayı’ları kandırmak için yapılır. Kalkın bakiim yerden. Şşşş size söylüyorum. Hay allahım, yarabbim bir gün yalnız bıraktık şunların düştüğü hallere bak ya. Rezil ettiniz ele güne karşı Gamsız Seyyahları.
Buyurun bakalım, attılar ya kendilerini yere bi kere kalkmazlar artık. Ne o ya neeeee? Ne yapıyorsun orada. Timsah Fotoğrafçı mısın sen? Savaş Muhabiri misin? National Geographic için solucan resmi mi çekiyorsun?
Tamam, bundan sonra adımız Gamsız Solucanlara çıkarsa hiç şaşmam. Sürünme gezisi devam etmekte. “Ayakta durmak yok” oyunu oynasan bu kadar olmaz. Sen koskoca adam ne işin var yerlerde? Bir de grubun öncüsü olacaksın. Eeee atalarımız ne güzel söylemiş “ Hoca os….. cemaat sı…mış.
Ayrıca şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Haydi ben önemli değilim de İstanbul’daki arkadaşlarımıza nispet yapar gibi t-shirt ile poz vermek olacak şey değil. Kar, kış, kıyamet, adamlar motorlarını unuttular ya. Sen ne yapıyorsun ööle? Gıcık Seyyah ne olacak… Ulen işte ismini de veriyorum ve seni hedef gösteriyorum. Aha da arkadaşlar bu Aktan Temiz. Hah şimdi sıkıysa git İstanbul’a da görelim…
Hah bak ben en çok bu pozu beğendim. Adam gibi yapınca oluyor tabii. Biz de bişey demiyoruz. Efendi olun efendi. Ne güzel tespih tanesi gibi sıralanmışsınız. Bir nizam, bir güzellik. Budur bize yakışan duruş. Görmeyeyim bir daha ööle solucan pozlarını..
Bir de bu fotograf var ki gurur duydum valla. Atalarımızdan sonra oraya giden ilk insanlar olarak nasıl da çekmişsiniz bayrağımızı Tarihi Köprü’ye. Bayrağı diktik ya tamam, artık o köprü de 1. Gamsız Seyyah Köprüsü olarak tarihteki yerini aldı. Tabelasını da en kısa sürede yazdırıp, köprünün girişine dikelim ki oraya gidenler köprünün kime ait olduğunu bilsinler di mi…
ŞİMDİ CİDDİYET…
Dönüş yolunda Urla’ya uğranır ve tarihte bir yolculuğa tanık olunur. MÖ 1300 yılında batan bir ticaret gemisi, yakında yeniden Ege sularında olacak. Bu gemi Uluburun Batığı. Arkeolog Osman Erkurt bu gemini reprodüksüyonunu yaparak o tarihteki yolculuğu tekrarlayacak ve sonra da gemi Bodrum Müzesine armağan edilecek. Gemide motor olmayacak. Urganlar ve yelken, o zamanki gibi elde işlenecek. Bunu da Tire’deki ustalar yapacak. İşte geminin planları:
Dile kolay, 3300 yıllık bir gemi hayata döndürülecek. Batıktan elde edilen bulgulara dayanarak inşa edilecek gemi, İzmir, Kıbrıs, İsrail, Mısır, Girit, Yunanistan rotasını izleyip son durak olarak Bodrum’a gelecek. Ve bu yolculukta o gemide bir de Gamsız bulunacak: Bülent Gülcen. Refakatçi olarak da bir tekne var. O da 250 yıllık. Şu sıralar bu teknenin onarımı tamamlanıyor.
END THE CİDDİYET
İşte bütün bunları yaşayamamış olmanın verdiği üzüntü var içimde. Ama dinledim. Özellikle Bülent’in anlattıklarını büyük bir saygıyla dinledim.
Allahtan yemekte ahtapot, balıklar falan vardı da üzüntüm biraz olsun hafifledi. Ben yedikçe onlar anlattı; onlar anlattıkça ben yedim. Ama olsun, eşim çok daha iyidi ve gülümsüyordu. Bu bile yeterdi. Her hafta gezdiğimize göre, bir gezi denizde damla gibi kalır düşüncesiyle akşamı noktaladık.
Darısı herkesin başınaaaaaaaaaa….. _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
Abi naaptin yaaa yarildim vallahi
Eline saglik , hele o benim simav hareketini de acaip iyi yazmissin
Istanbullular hava ve Japon filmlerinden cikma kahvalti yerini gorunce ne dusunur bilmem
Orada kar yagdi burada da dag laleleri ile papatyalar , pek farkli degil tabiii...
Tek uzuldugum o benim heryerimi titreten super gecisi filme alamayisimiz oldu. o 300 metrelik yokus hayatimin en guzel , yorucu , korkutucu tecrubesiydi. Merak eden herkesi goturebiliriz (ama bir daha asla inmem ve hele de cikmam) Tekrar eline saglik , cok eglendim. Sevgili esine tekrar gecmis olsun. Bir dahaki sfere sizinle daha guzel bir gezide...
Sevgiler _________________ www.gamsizseyyah.com www.fotokritik.com
----------------------------
M.Oytun PINAR
(Izmir'li "Homer")
532 5473288
Kayıt: Jul 25, 2003 Mesajlar: 141 Nerden: Istanbul
Tarih: Pts Mar 08, 2004 3:49 pm Mesaj konusu: Kırıcı Üye
Bu geziyi yapan Gamsız Seyyah'ları, GICIK SEYYAH,
kurucu üyeleri de KIRICI ÜYE, yaptım...
Biz burada bitmek tükenmek bilmeyen ve hep de hafta sonuna denk gelen kar yağışları silsilesi guruplar topluluğu ile uğraşırken sizin, bahar havasında - orman ortasında böyle geziler yapmanız, biz giğer Gamsiz Seyyahlar için çok KIRICI oluyor. Hele bir de o gezileri böyle resimlerle anlatmanız ise, çok GICIK oluyor...
Bi daa olmasın diicem ama dilim varmıyo... Biz yapamıyoz - bari siz yapın...
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Pts Mar 08, 2004 7:03 pm Mesaj konusu:
Zafer hocam, resimdeki "Allah sizi bildigi gibi yapsin!" ifaden cok iyi. En cok buraya guldum _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Bence de iğrenç bir gezi olmuş.
Gözlemeyi de hiç sevmem.
Güneş altında ne biçim terlemişlerdir. Oysa kristal berraklığındaki karlarda gırç gırç dolaşmak varken, ne o toz toprak?
Ben de burada Altuğ ve Alkan'la kar topu oynadım. Kartopundan sıkılınca da Tamer ile chat yaptım.. Misler gibi. Ayrıca nh kıskandım, hiç kıskanmadım. Belki biraz Şebnem'in yumurtasına özenmiş olabilrim, o kadar. O da belki.
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 1009 Nerden: istanbul
Tarih: Sal Mar 09, 2004 8:29 am Mesaj konusu:
cok güzel walla özenmemek ve catlamamak elde deil.
hadi istanbul tayfasi daha ne kadar bu baski altinda ezilecegiz.İlkay hic olmazsa suziriders i haraketlendirmek lazim. Uyansin artik herkes kis uykusundan _________________ nereye bakarsan oraya gidersin
İstanbul tayfası gerilmiş bir yay gibi.
Bir yandan kar, bir yandan İzmir grubunun gazı;
Kurulmuş zemberek, kırmızı ışıkta gaz veren racingci gibiyiz..
Güneşin açtığı ilk haftasonu için "Yürüyün bre akına" desem gezi kisvesi altında Marmara bölgesini talan edeceğiz. Durun hele bu haftasonu bir soft opening yapalım.
Evet biz de haşlanmış yumurta yiyebilir, şınav çekebilriz. Yeterki güneş açsın.
Bütün İstanbullu arkadaşlarımın fikirlerine katılıyorum. Gezi hakkındaki fikrimi yazının başında zaten belirtmiştim
Komşusu aç yatarken tok gezene ben motorcu mu derim, hayır sadece Yuh derim.
Ben de İstanbul'a taşınıp arkadaşlarımın kaderine ortak olmak istiyorum. Geliyorum can dostlarım bekleyin beniiiiiiii...
Yaa , iyice sinirlendirmek istemem ama biraz da bunlardan yedik ve buralardan da gectik (resimler az sonra , gonderemedim , kazmayim )
Kizmayin ama
Tez zamanda sizi de bekleriz buralara...
Sevgiler _________________ www.gamsizseyyah.com www.fotokritik.com
----------------------------
M.Oytun PINAR
(Izmir'li "Homer")
532 5473288
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız