Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 111 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - Istanbul'dan Ankara'ya / Uzun, Turkuvaz Rota - Gezi Gunlugu
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Istanbul'dan Ankara'ya / Uzun, Turkuvaz Rota - Gezi Gunlugu
Sayfa Önceki  1, 2
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
SOD_xj6
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 12, 2013
Mesajlar: 20
Nerden: Ankara, Turkey

MesajTarih: Pzr Tem 21, 2013 4:05 pm    Mesaj konusu: 8.Gün: Sene 2013 aylardan Mayıs günlerden Cuma 17'si Alıntıyla Cevap Ver

KH:
Yolun satihi duzeldi/bozuldu, manzara geldi/gitti, yagmur yagdi/yagmadi derken yol akip geciyor muhabbetimizle.



Bugunku parkurumuzda benim hayatim boyunca unutmayacagim birsey oluyor; paylasayim… bozuk satihli bir yolda agir aksak suruyoruz. Benim onde surdugum nadir anlardan biri. 250-300 metre otemde yolun kenarinda bir leylek takiliyor gozume. Yolda bizden baska kimse yok. Bizi goren leylek sesten urkmus olacak ki, kosarak bizim gittigimiz tarafa dogru kacmaya basliyor. Bunu gorunce benim yaramaz cocuk damarim basiyor ve gazi acip biraz yaklasiyorum yolun kenarina. Kosmanin yetmeyecegini anlayan leylek kardesimiz havalaniyor. Bu anda, hayatim boyunca bir daha denk gelmeyecek bir mizansen olusuyor. Sagimda benimle ayni seviyede ve hizda ucan, iki kol acikligi mesafemde bir leylekle birlikte yol aliyorum... Butun bu yolculukta kat ettigim 3000km, sirf bu 15 saniye icin bile degerdi.
Fazla fazla gezmek icin bir bahanem daha var artik; 'Leylegi degil havada gormek, leylekle beraber motor surdum be!'.



AA:
Seçtiğimiz yollar tekerlerimizin altından akıp gidiyor... Gidiyor da, ana yollar, çok şeritli dubleler bizi bozar. Viraj, manzara ve doğa görmek istiyoruz, sapıyoruz ara yollara, da, bu ara yollar biraz bozukmuş be yahu... Dolanıyoruz, kıvrılıyoruz, tam bozuk satıhtan kurtulduk derken kara bulutlara doğru sürmeye başlıyoruz, bir iki ufak damla da vizörlere düşünce bir kararsızlıktır gidiyor, yağmurlukları giysek mi acaba sanki diye.


"Mor Ev" degil, "Mor Manyagi" olsa yeriymis buranin adi.


Anil'in yuz ifadesinden anlasilacagi uzere yemegi cok
geciktirdik, duzgun bir yer bulalim diye.


Derken Mor Ev diye bir mekan ilişiyor gözümüze, böylesine ücra ve boş bir köşede bir restoran mı yoksa burası... Şukelaaa... Herşey mora boyanmış, çiçekler mor, peçeteler mor, tabaklarda mor desenler ver. En şaşırtıcı yanı ise harika bezenmiş, sebzelerle süslenmiş lezettli beyaz et seçimimiz. Karnımız doyurup da tekrar yola koyulma vaktimiz geldiğinde bizim torpiller de işliyor belliki, bulutlar adeta kenara çekilip yol açıyor bize... Teşekkürler.



AA:
Kalenin eşliğinde, Halikarnas balıkçısının dizelerinden süzülen bir manzarayla karşılıyor bizi akşam güneşinde Bodrum. Trafik bu denli yoğun olmasa daha da güzel olacak lakin. Eve varıyoruz, ailem karşılıyor bizi, önceden sezon açılışını yapmışlar evde... Büyük babam, Babannem, Babam, Annem, Çağrı ve ben... Hemen muhabbet, eski anılar, evin motorcu büyüklerinden hikayeler tat katıyor anılarımıza.
Bu gece evin taşıma kapasitesini zorlayacak gibiyiz sanki. Sevdiceğim de geliyor haftasonu için yanımıza. Uçak biletlerini birkaç gün önce ayarlamıştık. Geç saatte katılacak gerçi o bize, dolayısıyla, Turgutreis merkeze gidip arabayı alıyoruz, evde bişeyler atıştırıp daha körpe olan vakti değerlendirmek için Gümüşlüğe gidiyoruz Çağrı'yla. Bodrum yarım adasının en güzel köyü... Burada her yıl istisnasız yanlarına uğradığım, Mars Cafe Halis abi ve Mariette, RedRoof Bar Emrah ve Çağla başlıyoruz muhabbete. Bir kez daha 'vay be kaç sene olmuş tanışalı... Ne güzel zamanlar olmuş burada' muhabbetleri çeviriyoruz ve Çağrı'nın da ortamdan zevk almaya başlamasıyla giderek daha da güzel zamanlara imza atmaya devam ediyoruz barda yudumlarken içkilerimizi.

KH:
Bodrum'a bir tatilci ruhuyla variyoruz. Burada biraz yayacagiz. Hak ettik. Ama oyle bir yaymisiz ki yolculugumuz bittiginde, Bodrum'dan sonra bir satir bile yazi yazmadigimizi fark ettik. Neyse ki video ve fotograflar var. Anil'in tekmeyle dize getirdigi jant sorunsali gecenin espirisi oluyor. Emrah, bundan sonra bozulan esyalara kafa goz dalarak cozum arayacagini soyluyor, guluyoruz.

AA:
Bizim artık çorba içme vaktimiz gelesiye, sevdiceğim İnci de ulaşıyor Turgutreise. Onu karşılayıp harika pidelerinden ve çorbalarından yemek ve içmek için Alo24'e gidiyoruz. Bekliyoruz daha Emrah ve Çağla da gelecek diye ama ses yok. Meğer lastikleri yarılmış yoldaki bir çukurda, stepneyi takmak için durmuşlar ama bir türlü patlak lastiği çıkaramamışlar. Hemen yardıma koşuyorum sıcacık pidemi masada bırakıp...
Bijonları sökmüşer ama jant ayrılmıyor arabadan... Kilit mi var, bişey mi takıldı derken en sonuda diyorum bu krizi bir tekme çözer. Lakin öyle de oluyor. Birkaç usturuplu darbenin ardından güzelce yola geliyor işler.
İyice geç oldu. Neredeyse gün ağaracak, yatmak gerek. Karnımız da tok artık. Haydi bakalım iyi geceler.
_________________
Hayati yasanir kilan anlarin pesinde...
Gezi Blogumuz!
Facebook Sayfamiz!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
SOD_xj6
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 12, 2013
Mesajlar: 20
Nerden: Ankara, Turkey

MesajTarih: Cum Tem 26, 2013 4:52 pm    Mesaj konusu: 9., 10. ve 11. Gunler: Bodrum Gunleri Alıntıyla Cevap Ver

9.Gün: Sene 2013 aylardan Mayıs günlerden Cumartesi 18'i


Anil'larin evdeki odamin terasindan manzara!

KH:
Motorla gezmek cok guzel ama yollardaki 1. Haftamizin sonunda Bodrum'da Anil'in ailesinin bize hatirlattigi sicak ev ortami ilac gibi geliyor. Cesit cesit zeytin yaglilar geliyor, sicak sicak ev yemekleri gidiyor, camasirlar yikaniyor.. Oyle ki Ozer Amca motorlari bile yikamis bir gece biz disaridayken. Tabi insanoglu rahata kolay alisir, gezimizin 3 gununu geciriyoruz Bodrum'da... Guzel dostlarla, aileyle, muhabbetle ve az biraz alkolle.



AA:
Akşamdan kalma olduğumuzu inkar etmiyoruz tabiki ama güzel bir kahvaltının ardından bu güneşli ve güzel günü sahilde değerlendirme fırsatını kaçıracak da değiliz. Mayo, check, havlu, check, güneş kremi ve aksesuarlar, check... Haydi o zaman hoppaaaa. Su serince(!) ama çok berrak ve az dalgalı. Keyifli yüzüşlerin ardından eve dönüp duşumuzu alıp dün sözleştiğimiz ve Emrah ve Çağla'nın eşliğinde katılacağımız harika akşam yemeği için hazırlanıyoruz.



Seçtiğimiz mekan Gümüşlüğün girişindeki balıkçı. Geçen seneye kadar denizden yeni çıkmış balıkları taze taze satardı tezgahında. Bu sene ise pişirmeye ve harika masalar donatmaya başlamış. Hem leziz hem süper fiyat... Mezeler, muhabbetler derken gözüme karşı sandelyede dolaşan kocaman (gerçekten kocaman) bir örümcek ilişiyor... Tam da benden uzak olsun derkenn... Hemen geliyor üstüme tabi ben donup kalıyorum... Panik yapamıyorum, hareket de edemiyorum. Arka masadakilerde dahil bir anda herkes seferber oluyor üstümden bu dev örümceği çemkek için. Neyseki problemsiz bir şekilde onun için doğru yer olmadığımı anlayıp durduğu bir anda büyük bir cesaret örneği gösteren ruh eşim İnci çok klas bir sikkeyle sevgili dostumuzu doğasına yolluyor.


Redroof.




Emrah: "sen dur, senin agzina scicam" der. Dusunur ve baslar servise.



Gecenin devamında örümceklerden yana bir sıkıntı yok artık ama Emrah barda bizi baya iyi ağarlıyor... Öyle ki aramızda hiç kimse ne gülmesini tutabiliyor ne de eve nasıl döndüğünü net hatırlıyor...
Ne geceydi ama...

10.Gün: Sene 2013 aylardan Mayıs günlerden Pazar 19'u

AA:
"Önemli Not: Biraz ileri sarıyoruz... Ben bu satırları yazarken Haziranın 5i oldu. Şu anda işim gereği Irak-Erbil yakınlarında bir tepenin üstünde, medeniyetten birhayli uzaktayım. Bu olağanüstü gezimizi bitirip döneli çok oldu ama bu arada da çok şey oldu... Ben güzel ülkemi son bıraktığımda hatıralarımda Uzun Turkuvaz Rotamızın duyguları, bolca sevgi, mutluluk vardı içimde. Şimdi ise güzel ülkem iç savaşa sürükleniyor... Bir haftayı aşkın süredir ayaklanmalar ve çatışmalar var. Tanıdığım herkes sesimizi duyurmak için bir isyan bayrağı çekti ve gerçek bir demokrasinin peşine düştü. Ruh eşim, Sevdiceğim İnci de dahil olmak üzere tüm arkadaşlarım, ailem, tanıdıklarım kendini sokaklara attı. Biber gazlarına maruz kaldı... Daha kotusunu yaşanşar da oldu hatta... Ve ortalık hala durulmuş değil. Eski şiddettinde olmasada, halen kavgalar sürüyor."



KH:
"19 Mayis gibi anlamli bir gunde boyle bir sportif yolculukta olmamiz hos bir tesaduf. Bodrum'daki kutlamalar gece boyunca devam etti. Oradayken cok alisik oldugumuz bir ortam gibi geliyordu bana. Ayni ortami ilerleyen gunlerde Ankara'da da yasarken gaz yedigim videolari burada paylasmiyorum, yeri degil. Fakat sunu soylemeden de edemiyorum; bu videoyu simdi izlerken gozumun bir yerlerden cikacak olan toma'yi, atilacak olan gaz kapsulunu veya "geliyorlar" diye bagiran birini aramasi, yasadigimiz olaylarin psikolojimizi ne kadar etkiledigini gosteriyor. Soylenecek cok sey var ama yeri degil."


Daha boykot yoktu o zaman tabi.

UTR günlüklerine devam:


Bugun inci'nin bodrumdaki son günü. Dolayısıyla akşam onu uçağına uğurlamak için Bodruma gideceğiz. Dün gecenin ağırlığını üstümüzden atıkktan sonra bir sahil faslı yapıp kendimizi egenin sularına atyoruz. Hazırlanıp biraz da evde oyalanıp Bodrumun yolunu tutuyoruz. Burada sebzeli döner ve ayakta uyuklayan bir kedi bizi karşılıyor. İnciyi uğurladıktan sonra Bodrumda biraz daha vakit geçiriyoruz ve gün batmını sahilde güzel bir kafe de (Mado) sohbet ederek izliyoruz. Gümüşlüğe dönme vakti gelmiştir artık... Çok geç olmadan yatmalıyız lakin yarın bir tekneyle kendimizi akvaryum berraklığında sularda dalış yaparken bulacağız.



11.Gün: Sene 2013 aylardan Mayıs günlerden Pazartesi 20'si

AA:
Sabah erkenden kalıyoruz ve hızlı bir kahvaltının ardından tam vaktinde bizi bekleyen dalış teknesine ulaşıyoruz. Tarif edildiği gibi bulması da pek kolay oluyor çünkü tekne turuncu icon_smile.gif



İki farklı sakin koyda dalış yapacak Çağrı. Ben de bu harika sularda şnorkel keyfi ve teknede güneşlenme fırsatını kaçırmayacağım tabiki.
O da ne! Tekneden biraz ekmek aıyoruz suya, bir anda yüzlerce ama abartısız yüzlerce irili ufaklı balıklar üşüşyor. Onlar karınlarını doyurma telaşındalar belki ama biz fotoğraf ve video çılgınlığına kapılıyoruz, onlarla beraber yüzüyoruz, dalıyoruz. Kendimizden geçip, harika bir günü daha geride bırakmış olarak limana dönüyoruz.
O kadar yorgunuz ki, galiba eve dönüp, yarın yola çıkmak ve kendimizi özlediğimizi farketmeye başladığımız motorlarımızla vakit geçirmek için dinlenmeye çekeceğiz. Yatmadan önce bizim motorlar güzel bir kozmetik bakımdan geçiyorlar ve mis gibi yıkayıp, yağlayıp, geceye teslim ediyoruz onları da.



KH:
Berat'in babasinin yonlendirmesiyle gittigimiz "Eros Dalis Merkezi" teknesi ve Hakan abi, bana ozledigim dalis zevkini yasatiyor. Bodrum'da dalisa gidecek herkese siddetle tavsiye ederim. Kendisi de ekibi de bu sektorde gormeye aliskin olmadigimiz durustlukte ve titizlikte calisiyorlar. Keyfimiz oylesine yerinde ki gun boyu, is yerinden gelen o korkulan "hadi sahaya" telefonu bile moralimizi bozmaya yetmiyor. -...ve fakat saha Irak'ta oldugundan biraz mide bulandiriyor.- Moral bozmasa da en gec 25'inde gezimizi bitirmemiz gerektigi anlamina geliyor. Hesabimizi yapiyoruz. Kalan her gun surerek Kas'a kadar gidip oradan Ankara'ya gerekirse bir kosuda bile donmeye gozumuz aliyor. "Sorun yok" diyoruz, bu sozun gezinin kalani boyuncaki sloganimiz olacagindan habersiz...


_________________
Hayati yasanir kilan anlarin pesinde...
Gezi Blogumuz!
Facebook Sayfamiz!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
SOD_xj6
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 12, 2013
Mesajlar: 20
Nerden: Ankara, Turkey

MesajTarih: Pzr Ağu 04, 2013 12:57 pm    Mesaj konusu: 12.Gun: Sene 2013 aylardan Mayis gunlerden Sali 21'i Alıntıyla Cevap Ver

12.Gun: Sene 2013 aylardan Mayis gunlerden Sali 21'i



KH:
3 gunun sonunda Bodrum'dan ugurlaniyoruz. Buradan ayrilmak tahmin ettigimiz kadar zor oluyor. Ote yandan da, 2 gunluk 'standby'dan sonra yol almayi ozledigimizi fark ediyoruz.
Fethiye'ye uzun suredir gitmek istedigim halde bir turlu yolumu dusurememistim. "Bucket List"imde bulunan 'Oludeniz'de paragliding yap' maddesini de yerine getirmek icin buyuk heves icindeyim.

AA:
Bugün hedefimiz Fethiye. Dün akşamdan kalacağımız oteli ayarladık, yol planımızı da tamamladık ve bir değişiklik yapmak zorunda kaldık çünkü normalde kullanmayı planlıyor olduğumuz Bodrum-Datça feribotu, limandaki çalışmalar nedeniyle geçici süre yapılmıyormuş. Bir bakıma da çok iyi olmuş öyle olduğu çünkü gökova körfezine inen o mükemmel manzaralı yolları tamamen duble hale getirmişler ve yeni kaymak gibi bir asfaltı var. O kadar keyifli virajlardan dolanıyoruz ki, ikimiz de lastiklerimizi daha önce hiç olmadığı kadar kullanıyoruz, çaylak izlerimizi siliyoruz lastiklerden icon_wink.gif Yolda bizi rutin kontroller yapan bir polis ekibi durduruyor. Tüm evraklarmız tam, kurallara da uyuyoruz, dolayısıyla bizi gülümseyerek karşılamış ve uğurlayacak olan bu polis amcalarla biraz motosiklet muhabbetti yapmaktan başka bir şey kamlıyor geriye. Burada hem Çağrı'yı hem beni dumura uğratan mevzu ise içlerinde en yaşlı ve deneyimli gibi gözüken polis memururnun benim motosikletimin modelini yılına kadar doğru biliyor olması oluyor.


Boyle polislere can feda.

Yola devam edelim derken bir ayrıma geliyoruz. Burada ya yeni yapılmış tünelden geçip devam edeceğiz yada tünelin ve dağın etrafını dolaşan virajlara vuracağız... Sizce?
Tabiki viraaaajjjjjj icon_smile.gif)
Fethiye ye yaklaşırken benim motosikletim daha önce de yaptığı teklemeyi biraz daha sık yapar hale geliyor, kafamı doldurmasına izin vermeyerek ve sebebini az da olsa tahmin ederek cok da umursamadan yola devam ediyoruz.
Bilmediğimiz şey ise bu akşam ve yarın başımıza ne işler açacağı...

KH:
Motorun fazladan agirligina artik alistim. Her sabah yan cantalarimi yuklemeden once tartip birbirleriyle ayni agirlikta olmalarina ozen gosteriyorum. Topcase'in icinde virajlarda agirlik dengemi bozacak sekilde hareket edebilecek esya koymuyorum. Gokova'nin mukemmel yolu bu ozenimin karsiligini almami sagliyor. Simdiye kadar Yamaha'yi hicbir virajda yatirmadigim kadar yatiriyorum. Lastiklerimin el degmemis, uc kisimlarinin yolla bulusmasiyla birlikte surusten aldigim zevk ve kazandigim tecrube artiyor.



AA:
Otelimize yerlesiyoruz. Buralarda ne yapılır ne edilir derken, Çağrı beni paragliding yapmaya ikna ediyor, vakitin geçmiş olması nedeniyle o işi yarına erteleyip akşam yemeği ve gezme tozma aynı zamanda da yarın yapacağımız paragliding şirketleriyle görüşme yapmak üzere Ölüdenize gitme kararı alıyoruz. Tepe çıktık indik, derken tam parketmek üzereyken benim BMW iyice öksürüp aksırmaya, bir silindiri çalışmamaya başlıyor. Ben biraz dinlenince geçer umuduyla kendisini otoparkta bırakıp keyfime ara vermeme kararı alıyorum ama o bana bu akşam otele dönmek için ne numaralar çekeceğini söylüyormuş meğer...
Çok güzel bir cafe-restaurant buluyoruz. Adı HELP!


BMW'nin silindir sorunu cikinca sanirim bilinc altimiz devreye girdi.
Kendimizi Help! diye bi mekanda bulduk.


Yarın için sabah erkenden paragliding, birkaç saat sonrasında da ATV safarisi aktivitelerimiz ayarlamış olarak burada yemek yiyor birer bira içiyor ve geç olmadan yatmak üzere otelimize dönmeye karar veriyoruz.

KH:
Oludeniz Fethiye’nin icinden cok farkli bir yer. Oyle cok hosumuza gidiyor ki, burada bir otel ayarlayip kalisimizi 1 gun uzatmaya karar veriyoruz. Ne varki BMW’nin bizim icin farkli planlari varmis. Gece otele donmek uzere kontagi aciyor Anil ve marsa bastigi anda durumu ikimiz de anliyoruz. Son birkac yuz km’dir aklimizin bir kosesinde bizi rahatsiz eden sey sonunda oluyor. BMW’nin tek silinidir ateslemiyor.


Yamaha hastalanan yol arkadasina isik tutarak yardimci olmaya calisiyor.

AA:
Benim motorun bir silindiri çalışmıyor arkadaş...
Bilenler için söyleyeyim, tüm şüphelerim doğru çikıyor ve bujiye elektriği ileten sağ taraftaki bobin (pipo da deniyor) hakkın rahmeti e kavuşmuş. Bunca yaşına rağmen ilk kez gerçekten bir gezi esnasında sorun çıkarmış olmasından dolayı kendisini tebrik ediyor olmamıza rağmen, tek silindirle yola devam edemeyeceğimiz açık olduğundan başlıyoruz fethiyede o saatte usta ve motosiklet servisi aramaya. Ve bulamıyoruz açık bir yer tabiki, küçük bir atölye dışında. Orada ki Arap abi de bi benim motora bi içerdeki scooterlara bakıp... Neyse anladınız sanırım.


Tek silindirle kalan BMW'nin cikardigi ses icimizi acitiyor.
Her 5dk'a bir durup dinlendirmeye calisiyoruz.


AA:
Ertesi günki planlarımızı bozmamaya kararlıyız, tek silindirle otele kadar gidiyorum, bu arada yarın paragliding yaptıktan sonra şansımızı sanayide denemeye karar veriyoruz. Şimdilik bir bardak soğuk su içmemiz lazım galiba, ama onun yerine uykumuzu kolaylaştıracak birer duble viskimiz yudumlayıp yatağa bırakıyoruz kendimizi.
_________________
Hayati yasanir kilan anlarin pesinde...
Gezi Blogumuz!
Facebook Sayfamiz!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
SOD_xj6
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 12, 2013
Mesajlar: 20
Nerden: Ankara, Turkey

MesajTarih: Pzr Ağu 11, 2013 4:28 pm    Mesaj konusu: 13.Gün: Sene 2013 aylardan Mayıs günlerden Çarşamba 22'si Alıntıyla Cevap Ver

KH:

Bugun yapilacaklar listemizde 3 ana kalem var;
1-Paragliding yap,
2-Fethiye'nin sanayisinde duzgun bir motosiklet tamircisi bul ve BMW'nin sorununu coz.
3-ATV turu yap.


Anil'in vucut dilinden de anlasilabilecegi uzere biraz yukseklik korkusu var.
Buna ragmen 'Simdi yapmazsam bir daha yapamayabilirim' diyor.
UTR bize sinirlarimizi zorlamayi ogretiyor, asilan zorlugun mukafati olarak
mutlaka bir guzellik bulacagimizi da...


Gezinin 'yavas ve sakin' ruhuna uygun sekilde paniklemeden eglencemize devam ediyoruz. Oludeniz'de onlerinde tandem ucacagimiz pilotlarimizla bulusup uzerinden kendimizi birakacagimiz tepeye dogru yola cikiyoruz. Bana atanan pilot fazla konuskan cok enerjik. Anil'in pilotu ise tam tersi, neredeyse depresyon isaretleri var. Tedirgin olup soruyorum "Hayirdir? Arkadasin bir sorunu mu var, yoksa hep mi boyledir?" diye. Benim pilotum, onun sabahlari hep boyle oldugunu soyleyip saka yollu arkadasini uyariyor, "musteriler tedirgin oluyor ehu ehu". Jeepimizin tirmanisiyla yuksekligimizle birlikte icimizdeki heyecan miktari da artiyor. Kalkis alanina geldigimizde hic beklemedigim bir manzara buluyor bizi. Toz yok, toprak yok. Yerine arnavut kaldirimlarindan yapilmis, 100-150 metre sonra asagiya cok dik bir egimle inip gozden kaybolan bir kalkis pisti var. Anil'in pilotu onden gitmek istedigi icin ilk ucacak olan o oluyor. Merakla pilotlarimizin ekipmanlari hazirlayisini izliyoruz, bir yandan da ucup gidenleri. 15-20 dakikalik bir beklemenin ardindan Anil olaysiz ve gurultusuz sekilde kosarak ucup gidiyor. Anil'in kalkisindan hemen sonra pilotum beni yanina cagiriyor ve kalkis icin yapmam gerekeni soyluyor; "Parasut dolunca (havayla) seni geri cekecek, naparsan yap durma, ileri dogru kosmaya devam et..."



AA:
Bizi atlayış yapacğımız alana götürecek olan servis erkenden gelip bizi alıyor ve yükseklik korkusu olan ben şu andan bir saat sonra 1700m yüksekten kendimi boşluğa bırakıyor olacağım... İnanılır gibi değil ama evet, başarıyorum, aşıyorum kendimi ve o adımları atıyorum, kuş gibi özgürüm, kafamda o andan başka hiçbişey yok. Az sonra sanayilerde ne kadar sürüneceğimi düşünmüyorum, motorun gerekli yedek parçayı bulup yola devem edip edemeyeceğini düşünmüyorum. Sadece rüzgarı dinliyorum, ölüdenizi seyrediyorum yukardan, ve huzurumu arttırıyorum gümbür gümbür atan kalbimin eşliğinde. Yaşıyorum...



KH:
"Sen niye konusmuyorsun hic?" diye soruyor geveze pilotum. Kendimi tutamayip "Sen de bir susarsan manzaranin keyfini cikartmak istiyorum." diyorum… susuyor. Fethiye'de paragliding yapacaklara bir tavsiye; kendi aksiyon kameraniz varsa onceden pilotunuzu, cekim yapmak icin maymunluk yapmamasi konusunda uyarin. Yoksa asagi inene kadar saga bak, sola bak, kasini kaldir, bacagini indir diye talimatlarla olayin butun guzelligini yok ediyorlar. Amaciniz facebook profil fotografi cektirmekse onu bilemem tabi...


Gokcayir Motor bolgede geziler duzenleyen bir kac motosiklet grubunun kiralik F800'lerinin de bakimlarini yapiyor.

AA:
Ruya gibi bu ucus çabuk bitiyor, şimdi sanayideyiz. Parça buralarda bulunması imkansız birşey. Tek çare İstanbuldan istemek. Borusan da sevgili Keremin babası vefat etmiş, elif hanım sağılsun parçanın varlığını teyit ediyor ve dostum Sinan gidip istinyeden parçayı alıp, kartal dan otobüse teslim ediyor. Yarın sabah erkenden burada olacak. Bobini yerine takıcam ve yola devam edeceğiz ama hey! Gün daha bitmedi ve hala ATV safarisi için vaktimiz var. Bu fırsatıda kaçırmıyoruz ve bir kez daha Ölüdenizden kendimizi yeni bir maceraya atıyoruz.


Ustamiz suphemizi dogruluyor. Sorunlu parca pipo (buji basligi).


Yamaha tamirane onunde yol arkadasinin akibetini bekliyor.

KH:
"Sen niye konusmuyorsun hic?" diye soruyor saskin pilotum. "Sen de bir susarsan manzaranin keyfini cikartmak istiyorum." diyorum… susuyor. Fethiye'de paragliding yapacaklara bir tavsiye. Kendi aksiyon kameraniz varsa onceden pilotuna cekim yapmak icin maymunluk yapmamasi konusunda uyarin. Yoksa asagi inene kadar saga bak, sola bak, tasini kaldir, bacagini indir diye talimatlarla olayin butun guzelligini yok ediyorlar. Amaciniz facebook profil fotografi cektirmekse onu bilemem tabi.


Arac bizi Oludeniz'den geri getirmeyince mecburen minibusle otelimize
donuyoruz. Yol boyunca arka koltukta oturan 5-6 yaslarinda
cocugunun "Din nedir?" sorusuna duzgun bir cevap vermeye cabalayan
Ingiliz aileye kulak misafiri oluyoruz. Aslanlar gibi hic bir dini
yuceltmeden veya kucumsemeden acikliyorlar.
Takirlerimizi iletiyoruz.


KH:
Sanayide isimiz tahmin ettigimizden cabuk bitiyor. Sorarak Fethiye'deki enduro BMW'lerin bakim-tamirlerini yapan bir dukkan buluyoruz. Ne yazik ki ihtiyacimiz olan buji basligi ellerinde yok. Istanbul'dan Anil'in bir arkadasindan parcayi alip otobuse vermesini rica ediyoruz. Hersey yoldunda giderse ertesi sabah parca elimizide olacak. Ekibimiz tamamlanacak ve yola dusecegiz. Bir kez daha Anil'la birbirimize bakip "sorun yok..!" diyoruz, icin icin derin bir 'ohh' cekerek… Gun daha bitmedigine gore planimizdaki ATV turunu da yerine getirmek uzere bir kez daha Oludeniz'e
gidiyoruz.
Benim acimindan gunun guzel suprizi de bu oluyor. Kendi kendime en yakin zamanda cross bir motosiklet alip kendimi toza topraga bogmaya soz veriyorum. Artik tanidik mekanimiz olan Help'da aksam canli muzikle basarili gecen gunumuzu kutluyoruz.




Gezdigimiz makineler vitessiz basit ama hafifti. Ormanin icinde ufak ama cok eglenceli bir parkur olusturmuslar. Atlamalar ve su gecisleri var. Cross bir motorla burada birkac saat gecirmek sahane olurdu.


ATV'leri bakimli tutmakla gorevli bir aile var burada. Bu hic kolay bir is degil zira gelenler surekli makineleri oraya buraya vurup yuvarliyormus.


Help'de aksam yemegimizi yerken Ingiliz bir ciftin dugunune sahit oluyoruz
...ve elbette aralarina katiliyoruz.


AA:
Hakedilmiş dinlenme hakkımızı da HELP!'de tamamlayıp otelimize döndüğümüzde harika bir günü daha geride bırakmış ve başarmış olmanın mutluluğuyla geride az bir kızmı kalan günlerimizin hüznüne boğulmamaya çalışarak yatakla buluşuyoruz.
_________________
Hayati yasanir kilan anlarin pesinde...
Gezi Blogumuz!
Facebook Sayfamiz!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
SOD_xj6
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 12, 2013
Mesajlar: 20
Nerden: Ankara, Turkey

MesajTarih: Cmt Ağu 24, 2013 7:40 pm    Mesaj konusu: 15.Gun: Sene 2013 aylardan Mayis gunlerden Cuma 24'u Alıntıyla Cevap Ver

AA:

AA:
Kahvaltinin ardindan su anda blogumuzun kapak fotografi olan pozu da cektikten sonra yola devam ediyoruz. Anlatacak pek birsey ne yazik ki yok cunku ic anadoluda Ankara'ya dogru gidiyoruz. Tatil resmen bittigini hem gorsel hem pisiklojik olarak bize kanitliyor.

KH:

KH:
Rahat sakin bir surusle Ankara'ya aksama dogru varip gezide yasadiklarimiz uzerinde dusunmek konusmak istiyoruz. Bilmedigimiz sey yolun bozuk satihlarlar ve insaatlarla dolu oldugu. Zor bela Ankara'ya variyoruz ufak bir gecikmeyle. Ablamin bizi karsilama heyecani, yorgunlugumuzla unuttugumuz cok onemli bir seyin farkina varmamizi sagliyor; 'yol bitti'.



AA:
Ankaraya vardigimizda buyuk bir cosku ve sevincle Cagri'nin ablasi Selin bizi karsiliyor. Motorlari parkederken sitenin guvenligi 3000km yol yaptigimiz ogrenip bize 'abi niye motorla gittiniz ki? arabayla gitseydiniz ya! Haa boyle daha ekonomik oluyo dimi?' demez mi icon_biggrin.gif

KH:
Geziyi Ankara'dan cikarak ben baslatmistim. Ertesi gun ablamin universiteden arkadasi Christoph'un da bize katildigi guzel bir kahvaltidan sonra Anil'i Istanbul'a, gezimizi bitirmeye ugurluyoruz. BMW'yi giderken arkadan gormeye aliskinim artik ama bu defa ben geride kalip el sallayan rolundeyim. BMW ve Anil otoparktan ayriliyorlar ve benim icin Uzun, Turkuvaz Rota sona eriyor.



AA:
Selin ve Cagrinin ismarladigi harika bir aksam yemeginin ardindan bu gunu de haketmis olarak bitiriyoruz. Bu gece Ankarada dinlenip yola tek basima devam ederek yarin İstanbul'da geziyi bitirecegim.


Toz toprak icinde yorgun bir sekilde variyoruz Ankara'ya.

KH:
Bu gezinin esas amaci bu yolu yapmak degildi elbet. Zaten hicbir gezinin amaci sadece yol yapmak olmamali. Yaptigimiz yolun; surus tecrubesi, heyecan ve eglence olarak bize geri donusu yadsinamaz. Amma ve lakin, geri donup geziye baktigimda hatirimda kalanlar; tanistigimiz onlarca guzel insan ve onlarla paylastigimiz muhabbetler, karsilastigimiz zorluklari asmanin sevincleri, yol kenarlarindaki cikeklerin kokulari, aralarindan surdugumuz agac golgeleri ve gunlerce yanimizda bize eslik eden turkuvaz deniz oluyor.

AA:
Gezi sonunda kendimizi; yorgun ama mutlu, yeni dostlar edinmis, harika anilar yasamis, yuzlerce kez kahkaha atmis, zaman zaman kufur etmis, neredeyse 3000km devirmis, bu dunyayi ve ulkemizi biraz daha cok sevmis olarak buluyoruz…

KH: -Bir sonraki geziyi nereye yapsak kardesim?
AA: -Yunanistan mantikli sanki.
KH: -Guzeelll...
_________________
Hayati yasanir kilan anlarin pesinde...
Gezi Blogumuz!
Facebook Sayfamiz!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa Önceki  1, 2
2. sayfa (Toplam 2 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt