Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Arl 10, 2012 8:49 pm Mesaj konusu: |
|
|
İçerisi bölgede bulunan hazine ve antik eşyalarla dolu;
Bu heykelleri görünce tanıdık geliyorlar. Bunların bir kısmı Yesemek’ten gelmiş
Müze ziyareti bitince müzenin hemen yanındaki çay bahçesine oturuyoruz. Gözümüze saksıdaki yazı takılıyor;
Yeni bir lezzet, yeni bir tat… Hemen denememiz lazım. Çalışandan asir istiyoruz. İçerken hafiften boğazını yakıyor ama gerçekten çok güzel. Hararetinizi alıyor. Tavsiye ederim;
Sonrasında caddeyi geziyoruz;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Arl 10, 2012 8:50 pm Mesaj konusu: |
|
|
Bu geziden eve boş dönmemiz lazım. Motosiklette taşınabilecek hacmi küçük bir hediye olarak Mardin’e özgü telkâri gümüş takılardan alalım diyoruz. Mehmet Hocam bizi tanıdığı bir dükkana götürüyor;
Şaban’ın hanımı yanında olunca epey alışveriş yapmak durumunda kaldı…
Alışveriş sonrası caddede yürümeye devam ediyoruz. Taş işçiliği doruk noktada ;
Mardin’in simgelerinden, 12. Yüzyılda Artuklulardan kalma Ulu Cami;
Bu da sanırım Mardin’e özel Porsche
Aslında buranın gerçek Porsche’leri bunlar. Mardin’in dar sokaklarına bir tek bunlar girebiliyormuş;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Arl 10, 2012 8:51 pm Mesaj konusu: |
|
|
Biraz merdiven tırmanarak Zinciriye Medresesine ulaşıyoruz. Yapım tarihi 1385;
İçeride tarihi güzel bir cami var;
Medresenin giriş kapısından manzara;
Tekrar caddeye iniyoruz. Ekip bir çay bahçesinde oturuyor. Hasan abi ile bir berber bulup traş oluyoruz. İçeride bekleyen yaşlı amca ve berberle güzel bir sohbet doğuyor;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Arl 10, 2012 8:52 pm Mesaj konusu: |
|
|
Tıraş sonrası tekrar caddedeyiz. Mezopotamya ovası ve Mardin’in tarihi güzelliklerine baka baka otoparka doğru dönüşe geçiyoruz;
Gün batımında Ulu Caminin minaresi gerçekten muhteşem duruyordu;
Mardin ile ilgili şu bilgiyi de vermek isterim. Evet fotoğraflarda güzel eserler var ama özellikle ana cadde üzerinde çok bakımsız yerler de var. Taş evlerin üzerine betonarme ilaveler yapılmış, elektrik telefon telleri birbirine karışmış. Açık söylemem gerekirse bu gezi öncesi Mardin en çok merak ettiğim yerdi ama şehir merkezi beni hayal kırıklığına uğrattı. Hemen güzel haberi de vereyim; berberde yaptığımız sohbette öğrendiğime göre belediye bu işlere el atmış. Taş evlerin üzerindeki tüm ilaveler yıkılacakmış. Eğer bu yapılıp biraz da çevre düzenlemesine el atılırsa gerçekten çok güzel bir yer olur.
Şehir turumuz bitiyor. Sıra Mardin’in lezzetlerinde. Gelmeden önce yaptığım araştırmalarda Mardin’de kaburga dolması öneriliyordu. Özellikle de Selim Amca’da. Sağ olsun Mehmet Hocam bizi buraya da götürüyor. Kaburga dolmamızı beklerken önden mumbar ve diğer ara sıcaklar geliyor;
Ve sonunda kaburga dolmamız.
Şefimiz servise hazırlıyor;
Tabi ki üzerine künefe;
Güzel bir günü daha güzel sohbetlerle sonlandırıyoruz. Her şey için çok teşekkürler Mehmet Hocam;
DEVAM EDECEK ===>> _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan |
|
Başa dön |
|
|
naci63 Katilimci Uye
Kayıt: Nov 15, 2005 Mesajlar: 68 Nerden: Adana
|
Tarih: Sal Arl 11, 2012 6:41 pm Mesaj konusu: |
|
|
Fotoroman tadındaki resim ve anlatımınız için ve bunca zahmete katlanıp bizimle paylaşmak üzere buraya yazmanızdan dolayı gönülden teşekkür ederim. Ellerinize sağlık. devamını bekliyoruz. Selamlar. _________________ 2003 BMW R 1150 R. |
|
Başa dön |
|
|
Narada Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 399 Nerden: Ankara
|
Tarih: Sal Arl 11, 2012 8:36 pm Mesaj konusu: |
|
|
Gerçekten güzel ve aynı zamanda ilginç yerler gezmişsiniz.
Bu akşamda Selim amcanın kaburga dolmasını hazmetmeye çalışalım bari... Bu gidişle gezi raporu okuyarak kilo alan ilk kişi bizler olacağız... _________________ Fikret
F650 Ankara |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 6:32 am Mesaj konusu: |
|
|
naci63 demiş ki: |
Fotoroman tadındaki resim ve anlatımınız için ve bunca zahmete katlanıp bizimle paylaşmak üzere buraya yazmanızdan dolayı gönülden teşekkür ederim. Ellerinize sağlık. devamını bekliyoruz. Selamlar. |
Beğeniniz ve güzel sözleriniz için çok teşekkürler. Böyle yorumlar okuyunca zahmetler zevke dönüşüyor inanın...
Narada demiş ki: |
Gerçekten güzel ve aynı zamanda ilginç yerler gezmişsiniz.
Bu akşamda Selim amcanın kaburga dolmasını hazmetmeye çalışalım bari... Bu gidişle gezi raporu okuyarak kilo alan ilk kişi bizler olacağız... |
Aslında gezilecek daha bir çok nokta var. Ama zaman problemi hepsinden bir tadımlık almamıza sebep oluyor. Bir aylık zaman içerisinde sindire sindire gezmek lazım bölgeyi.
Tabi bir ay kalınca damak tadı için daha neler neler bulunurdu, onu tahmin edemiyorum...
Sevgilerimle, _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan |
|
Başa dön |
|
|
erkansen196 Tecrubeli Uye
Kayıt: Dec 06, 2005 Mesajlar: 1083 Nerden: ist.
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 4:28 pm Mesaj konusu: |
|
|
Resimler ve anlatım harika elinize tekerinize sağlık... _________________ KTM LC4 620 |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 8:13 pm Mesaj konusu: |
|
|
erkansen196 demiş ki: |
Resimler ve anlatım harika elinize tekerinize sağlık... |
Çok teşekkürler... _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 8:15 pm Mesaj konusu: |
|
|
6.GÜN ( 24 Mayıs 2012 Perşembe )
Bugünkü rotamızda Midyat, Hasankeyf, Malabadi Köprüsü, Veysel Karani, Bitlis ve Tatvan var. Yapılan yol toplam 318 km.
Sabah yol hazırlıkları başlıyor. Bu gün Şaban arkadaşımızda aracıyla bizimle beraber. Kaldığımız misafirhane;
Midyat’a doğru yola çıkıyoruz;
Yaklaşık 66 km sonra Midyat’tayız;
Yüce Önderimiz ve bayrağımız;
Motosikletlerimizi uygun bir yere park edip sabah kahvaltısı için bir çorbacıya giriyoruz;
Çorbacının önünde bir telaş var. Merak edip bakınca burada da peynir ticareti yapıldığını görüyorum. Ama burada tadına bakamıyoruz ;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 8:16 pm Mesaj konusu: |
|
|
Karnımız doyunca Midyat’ta gezmeye başlıyoruz. İlk olarak meşhur Konuk Evi’ni göreceğiz. Burada çekilen bir dizi burayı daha da meşhur etmiş. Sanırım dizinin adı Sıla idi. Evin olduğu yöne doğru ilerliyoruz;
Taş evler gerçekten çok güzel;
Ve konuk evine ulaşıyoruz. Burası sanırım Midyat’ın en güzel yerlerinden biri;
Evin içi filmden kalan dekorlar mı yoksa sonrasında mı döşenmiş bilmiyorum;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 8:16 pm Mesaj konusu: |
|
|
Bina nakış gibi işlenmiş;
Çatıya kadar çıkıyoruz;
Buradan Midyat’ı güzel bir şekilde görebiliyorsunuz;
Birazdan gideceğimiz Mor Hobil-Mor Abrohom manastırı;
Çatılarda yatakların konduğu setlerin mavi olması dikkatimizi çekiyor. Midyat’lı bir çocuk durumu açıklıyor; “Abi akrepler mavi renge gelmezler…” İlginç, hepimiz ilk defa duyuyoruz;
Burada da hatıra fotoğraflarımızı çekiyoruz;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 8:17 pm Mesaj konusu: |
|
|
Sırada Midyat’ın içinde sayılabilecek olan Mor Hobil-Mor Abrohom manastırı var. Önce motosikletlerimizi bıraktığımız çorbacının önüne doğru dönüşe geçiyoruz. Yeni yapılan binaların bazıları da taştan;
Burası Hindistan değil ama sanırım Midyat’ta da ineklere kimse dokunmuyor ;
Manastıra yaklaşıyoruz;
Buradaki her bina bir sanat eseri;
Bizi manastırın görevlileri karşılıyor ve gezdiriyorlar;
Manastırın içinde burada görev yapan din adamlarının mezarları var;
Aslında Midyat’a gelmişken 23 km ilerideki Mor Gabriel Manastırına da gitmek lazımdı ama günün programı yoğun olduğundan pas geçtik. Tekrar gelmek için sebep olsun… |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 8:18 pm Mesaj konusu: |
|
|
Hasankeyf’e doğru yola çıkıyoruz. Artık yönümüz doğudan kuzeye, kuzeydoğuya çevriliyor. Oralara kadar gitmişken Şırnak, Hakkari ve Yüksekova’yı da görmek isterdim. Fakat vakit darlığı ve o bölgede yapılacak yolculuğun çok güvenli olmadığını hissetmemden dolayı memleketin sol alt köşesini gezemedik. İnşallah başka bir zamanda. Şimdi sırada Hasankeyf var. Yıllardır televizyonda bir çok haberini ve belgesini izlediğim Hasankeyf’i gerçekten merak ediyorum;
Yaklaşık 45 km sonra günün ikinci durağı Hasankeyf’teyiz. Gerçi bu koleksiyon fotoğrafını zor çektim. Durduğumuz yer askeri bölgeymiş. Nöbetçi askerler neredeyse kovalayacaktı bizi ;
Şehrin girişinde kanyon manzaraları;
Köprüye varmadan cadde ( cadde dediğime bakmayın, turistik sokak ) girişinde durup, motosikletlerimiz için park yeri arıyoruz. Kahvehanenin önündeki dondurmacı “Getirin abi, buraya koyun” diyor. Mekanın önünü kapatmayalım diyoruz. “Yok abi, fark etmez. Hem motorlarınıza bakarım” diyor. Eyvallah diyoruz. Kask ve montlarımızı da çay ocağına bırakıyoruz. Rahatla gezebileceğiz. Sokağa girmeden önce köprüye doğru yürüyüp manzaraya bakıyoruz;
Ve Dicle nehri;
Sokağın her iki tarafı hediyelik eşya satan dükkanlarla dolu;
Tabi arada kafeterya ve kebapçılarda var;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 8:19 pm Mesaj konusu: |
|
|
Sokağın sonunda tarihi kalıntıların olduğu yere geliyoruz. İçeriye bilet alarak veya müzekartla giriş yapılıyor. Gezi öncesi Çanakkale’den Cahit abi ile yazışmıştık. Kendisi daha önce buraya yaptığı gezide tanıştığı Zeynel isimli bir rehberden bahsetti. Mutlaka onu bul, benden selam söyle sizi gezdirsin demişti. Zeynel’in telefonunu notlarımın arasında bulup arayacakken yanımıza boynunda rehber kartı asılı biri geliyor. Rehber isteyip istemediğimizi soruyor. Kartına bakıyorum, aradığım kişi, Zeynel. Ben de seni arıyordum deyip notlarımdaki ismini gösteriyorum. Cahit abinin selamını söyleyince hemen telefona sarılıp Cahit abiyi arıyor. Güzel arkadaşlık kurmuşlar.
Sağ olsun Zeynel bizi kısıtlı zamanımızda çok güzel gezdirdi. Fotolara geçmeden önce Hasankeyf hakkında izlediklerimden ve okuduklarımdan aklımda kalan birkaç bilgiyi yazayım. Burası insanlık tarihinin bilinen en eski yerleşim yeri. M.Ö. 10.000 yılında insan yerleşimi varmış burada. Evet aslında sadece bu özelliği ile bile, çok çok önemli bir yer. Yine ilginç bir bilgi daha; UNESCO dünya üzerinde doğa ve kültür miraslarını belirlerken 10 kriter üzerinden hareket ediyormuş. Ve bu 10 kriterden 9’una sahip olan tek yer Hasankeyf. Ve ne acıdır ki burası kullanım süresi 40 yıl olan bir baraj için feda ediliyor. Bu kadar bilgi verdikten sonra çok detaya girmeden fotoğrafları sizlerle paylaşayım. Detay isteyenler yüce Google hizmete hazır
Küçük Saray; 1328 yılında Eyyubiler tarafından yapılmış;
Zeynel’in çektiği fotoğrafta arkamızda El Rızk cami var. Eyyubiler tarafından 1409 yılında yapılmış;
Zeynel’in rehberliğinde antik kentin içinde yürümeye başlıyoruz;
Kayaların içine oyulmuş onlarca odacık var;
Yavaş yavaş tırmanmaya başlıyoruz;
Kale kapısındayız. 1416 yılında Eyyubi Sultanı Süleyman tarafından yapılmış. Yıkılma tehlikesi olduğu için koruma çalışmaları yapılıyordu;
Kale kapısının üzerindeki kitabe;
Karşı tarafta kayalara oyulmuş yerleşim yerleri;
Kayalara oyularak yapılan merdiven;
|
|
Başa dön |
|
|
|