Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kullandığım motor 157 kg. Normalde 650 cc lik kasaya 250 cc motor kullanmışlar. (s&t Kanuni 29 hp) Ben normal kıyafetlerle 91 kg biriyim. çoğu kişiden ağırım motor kullanan.
Enduro motosikletler genelde 160 170 kg ağırlığında. Tabi olay kasa ağırlığı ve büyüklüğü ise bence bir fark yok.
Güç olarak tamam zayıf bir motor.
Motor gücü bana nasıl bir avantaj sağlayabilir?
tehlikeleri her zaman durarak, panik fren yaparak atlatamayız, bazen hızlanıp kaçmak gerekir. Bu tür durumlarda daha güçlü motorun avantajı hissedilebilir. Çoooook güçlü motorlar da yavaş gidebilirler kullanıcısına bağlı. Güçlü motorda kişinin kendini bilmesi, tehlikelerin farkında olması, gaz kolu hassasiyetini bileğine öğretebilmesi önemli.Güçlü motorlar insanların içindeki hız canavarını daha kolay dışarı çıkartıyorlar. bu duruma yenilmemek gerekir...
Kullandığım motor 157 kg. Normalde 650 cc lik kasaya 250 cc motor kullanmışlar. (s&t Kanuni 29 hp) Ben normal kıyafetlerle 91 kg biriyim. çoğu kişiden ağırım motor kullanan.
Enduro motosikletler genelde 160 170 kg ağırlığında. Tabi olay kasa ağırlığı ve büyüklüğü ise bence bir fark yok.
Güç olarak tamam zayıf bir motor.
Motor gücü bana nasıl bir avantaj sağlayabilir?
motorunuzla ilgi yorum yapmadım, bir motosikletin motoru daha güçlü diye, yağlı ve kaygan zeminde sizi kurtaracağını da ima etmek istemedim
genelde otomobil de motosiklet de olsa , bazen yavaş kalmak daha kötü sonuç doğurabiliyor trafikte,
güçlü motoru olan bir oto veya motosiklet sürerken, zemin de uygunsa gerektğinde aniden hızlanarak tehlikeden uzaklaşma şansımız daha fazladır, ayrıca güçlü motora sahip araçta devir düşse dahi minik bir gaz kolu hareketi ile vites küçültmemize gerek kalmadan daha kolay hız arttırabiliriz, vitesle ikide bir oynamak zorunda kalmayız, avantajlarını vurgulamak istemiştim,
eh siz de maşallah çok uzun kmlerdir sürüyormuşsunuz, o nedenle büyütme fikrinizden vazgeçmeyin derim, daha rahat edeceğinizi göreceksiniz
Ben motorun özelliklerini size anlattım ki bana aradaki farkı izah etmeniz için., Siz de zaten anlatmışsınız düşüncenizi. Büyük cc li motor da kullanıyorum Aprilia Pegasso motoru var abimin, kuzen de Kawasaki r6f vs çok yani.
Tabiki arada çok farklar var motor açısından tabiki. Uzun yolda hızlı sürüşlerde benim motorum sanki can çekişiyor diğer motorlar tempolu kuşu durumunda:)
Ama virajlara gelindiğinde iş değişiyor onlardan daha iyi dönüyorum. Sebebi motorun daha alçak ve hafifi olması.( Bana göre tabi)
Haklı olduğunuz noktalar tabiki var. Ama şu da bir gerçek ki tehlikenin sizi nasıl beklediğini asla bilemiyorsunuz.
Ben bizim için neyin güvenli olduğu konusunda tamamen şartlara göre değişir diyorum.
CC arttırmak çok güzel olur eğer yurtdışı gezilerine başlarsam. Bu çok uzak değil sanırım. Ama Tc sınırları içinde bu trafik kuralları ve sürücüleri olduğu sürece sanırım 250cc yeterli.
Geçmiş olsun.Virajda kaygan zemin ile karşılaşmak hakikaten şanssızlık.Bu tür düşüşler ucuz atlatılırsa tecrübe hanesine yazılıyor, kolay kolay da unutulmuyor.Yeter ki ağır yaralanma olmasın.
Ne yapılabilir konusunda, düşmeden önce sürüş ile ilgili kurallar zaten malum.Yukarıda da bahsedilmiş.Öncesinden fark edilemeyip son anda üzerinden geçerken fark edilen kaygan zemin için, motoru mümkün olduğunca dik pozisyona getirip arka tekerleğin patinajını önleme maksadı ile debriyajı çekmek faydalı olabilir.Karşıdan gelen araç, yolun genişliği, virajın sağ yada sol olması gibi pek çok değişken var.Bunlar bilinemediği için kesin olarak "şu yapılmalı" demek zor herhalde.
Fi tarihinde 30-40 km/h arası süratle bir dağ yolunda yokuş tırmanırken, sağ virajda kendimi yerde bulmuştum.Daha yerde sürüklenirken "hoppalaa! ne oldu ki şimdi?" diye düşünüyordum.
Kuzeye bakan viraj ağaç gölgesinde kaldığı için gece oluşan çiğ gün boyunca kurumamıştı.Yolun öncesi ve sonrası tamamen kuruydu.
Yağmurluğun altına giydiğim dizlikler sağ dizimi pert olmaktan korumuştu.Aşağıdaki fotoğraflar bu düşüşüme aittir.
bir ay kadar önce babam okula bırakacaktı beni , bir göbeğe geldik , büyük bir dönüş alanı var , araçlar fazla yavaslamadan geçip gidiyor , tam dönüş aldığımız sırada arabamız kaymaya basladı , yan yan karşı kaldırıma doğru gidiyorduk , ama babam çok iyi araba kullanıyor hemen arabayı düzeltti , yola mazot dökülmüş , trafiği arayıp söyledik ... motosikletli biri orda kaysa kesinlikle düşer ve kayarak gidip kaldırıma çarpar ... özellikle de motosikletin önüne düşerse çok kötü : (
volkert,
daha önceki mesajımda tam da yaşadığınız olaya dikkat çekmiştim.geçmiş olsun...hakikaten gizli buzlanma çok riskli.renk koku v.s. hiç bir belirti yok.umarım son kazanız olur.
benimde önümde seyreden bir otomobil aynen bahsettiğiniz olaya maruz kalıp takla atmıştı.bende olaya anlam verememiştim.asfaltı inceleyince sabun gibi kaydığını ve bariz buz olduğunu hayretle gördük..
saygılar. _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
volkert Geçmiş olsun dicem ama geçmiş zaten. Benim yaptığım kazaya çok benziyor. Ben de aynı düşünceleri yaşadım. Düşüş esnasında bile neden diye soruyordum kendime.
Umarım aynı kazayı birkez daha yaşamayız.
Ama gördüğüm kadarıyla korumların işe yaramış. Benim eksiğim de buydu. İşe giderken pek de kullamıyorum. Bir arkadaş aradı ne olacak dedim ve yanına gittim sonuç benim de resimlerimde var.
Herkese bol güvenli sürüşler dilerim.
Kayıt: Jan 22, 2008 Mesajlar: 497 Nerden: Istanbul (TR) - Vladivostok (RU)
Tarih: Pts Arl 21, 2009 4:11 pm Mesaj konusu:
Sevgili Teoman, resimleri gorene kadar yorum yazmanin dogru olmadigina karar verdigim icin yazmamistim ancak resimleri gordukten sonra sana soyleyebilecegim tek bir husus var. O da senin yoldaki konumlanman yanlis oldugu icin direkt yagin icinden gecmissin.
Istersen agabey tavsiyesi olarak al, sana soylemem gereken diger bir husus da motosiklet kullanirken her zaman 100% dikkat gerekiyor bunu sormustun araya ekledim ama esas soyleyecegim, hemen Ileri ve Guvenli Surus egitimi alman.
Yazdiklarinin hepsini okudum ve virajlarda daha guclu motorlarla bile senden geride kalanlar oldugunu soyledigini gordum. Virajlar, motosiklet kullanmanin hem en keyifli kismi hem de en tehlikeli kisimlaridir. Senin konumlanmandaki hata, butun virajlari distan alman gerektigi halde senin yolun ortasinda olman. Ister saga ister sola viraj olsun hepsini olabilecek en guvenli yerde ve o virajin en dis noktasinda alman gerekir. (Bks: Motosiklet Yol sanat kitabi, www.ommriders.com) Bunun sana getirecegi avantajlar;
* daha ileriyi gorerek sana gerekli olan tepki sursini kazanmak,
* Yola diger araclardan akabilecek birikintilerin genelde yolun prtasinda olmasindan dolayi, senin onlarla bulsmani engellemek
* Genellikle yolda kalmis artik, tas, sopa, tahta kopek lesi gibi unsurlar 4 tekerlekli araclarin tekerlekleri arasinda kalir ki burasi da yolun ortasidir, ve bunlardan uzak kalman.
* Merkezkac kuvvetinin getirdigi avantajlari kullanarak daha hizli viraj almak
* Suratli girmis olabilecegin virajlarda gaz vermeye (sedece suratini sabitleyecek kadar) devam etmeni saglamak ve o suratin getirdigi merkezkac kuvveti sayesinde biraz daha yatabilerek, tehlikenden kurtulmak
gibi daha bircok avantaji beraberinde getirmektir.
Tavsiyem, motorlarimiza ve kiyafetlerimize yaptigimiz yatirimlar az degil ama egitim olmayinca yetersizdir. O halde biraz da kendimize yatirim yaparak egitim almaliyiz. Bu baslikda okudugum, bircok yazismada virajda neler yapilabilecegi konusunda ve bunlarin avantajlari konusunda yeterli aciklama bulamadim. Motosikletin tehlikeli bir arac oldugu bile yazili maalesef! Motosikleti paredin bakin bakalim 1 sene dursa bile yerinde kimseye bir tehlike arzetmeyecektir. Taa ki biz onun ustune binene kadar. Motosikletleri tehlikeli hale getirenler bizleriz.
Ben 54 senedir motosiklet kullaniyorum ve bu sene egitim aldiktan sonra surusumuz cok degisti. Istersen o yukarida verdigim adresten egitim programlarini takip edebilirsin. Teori kismini bedava veriyorlar, uygulama kismi ucretlidir ama bu ucret sayesinde hayatini kac kere kurtardigini gordugunde cok sasiracaksin. Ikinci bir adres de www.artmotoakademi.com dur. Biz buradan Sevgili Ugur Ertekinden aldik egitimimizi. Bir de Rahmi Barutcu vardir Istanbulda onu da internetten ararsan bulabilirsin, galiba lamatech.com gibi bir adresi vardi. Bu insanlar bu konuya gonul vermis gercek motorculardir. _________________ Hakki Orun
The Member of RoSPA RoADAR
BMW R1200GSA 2011
www.orunbrothers.webs.com
Öncelikle geçmiş olsun,ciddi bir darbe almadan atlatmış olmanız sevindirici,umarım son olur.Baştan itibaren yazılanları okuyunca sürüş eğtimine sahip olmadığınız kanısına vardım.(Kendi bloğunuzda ki "turist Ömer" i görünce neredeyse emin oldum-ki onun advrider sitesinde pijama terlik Türkiye yi dolanma fotoları çoktur, diye).
Size önerileblecekleri zaten tecrübeli eğitimli kullanıcılar önermişler zaten,Memlektimizdeki sürüş eğitmenlerimizin pek çoğunun yaşadığı yer olan İzmire çok yakınsınız aslında,neden bunu değerlendirerek,gerçek profesyonellerden,trafikte güvenli sürüşün nasıl yapılabileceğine dair eğitim almıyorsunuz?bu eğitimler sanıldığı gibi çok pahalı da değiller üstelik.
Kazasız günler güvenli sürüşler dilerim.
Edirne den Selamlar. _________________ Alkan
SuZuKi V STRoM
İlginizden dolayı sizlere çok teşekkür ederim. Söylediğiniz her cümleye kelimeye hak veriyorum sizlere katılıyorum. Kıyafet konusunda pantolan ve botlar konusuna değinmek istiyorum.
250 cc motor almamdaki amaçlardan biri (0 km aldım 7500 tl bu fiyata az da ilave ile büyük cc iyi bir motor alınabilirdi) hem şehir içi hem de şehirlerarası yol yapabilmekti. Hergün işimden eve 20 km yol yapıyorum. Kıyafetlerim tam olmasına rağmen bazen üşengeçlik bazen de zaman sorunu ile pantolonumu ve botumu giyemiyorum. Ama kaskımı ve montumu asla ihmal etmiyorum. Kazada da montum ve kaskım vardı. Onlar olmasaydı bu kazadan çok kötü yaralar alabilirdim.
İnternetten ve dergilerden okuyabildiğim her bilgiyi almaya çalışıyorum. Motasikleti sürüş teknikleri. Motosikleti sürerken nasıl bir pisikoloji ile kullanılmalı vs. O gün çok hatalıydım.
Hata 1: Düştüğüm bölge benim evim sayılır kapalı gözle o yolları bilirim. Dikkat seviyem az.
Hata 2: Arkadaşımdan aldığım telsiz kulaklık setini David ile denemek istiyorduk ve bir an önce Dalaman'a varmak istiyordum. Gene de yavaştım ama dikkatsiz.
Hata 3:Kafamda iş konuları vardı malum kriz.
Hata 4: Amacım motosikletle gezmekten çok yol katedmek olmuştu.
Aslında standart bir yol olsa idi yağ gibi hala çok dikkatliydim oluşabilecek tehlikeleri kafamda tasarlayıp yoluma devam ediyordum. Herzaman öyleyimdir. Kendimi güvene aldığım andan sonra hayal kurarım çevreyi izlerim vs.
Ama o yoldaki yağ aklımın ucundan bile geçmiyordu. Demek ki hatam da bu evet hala yetersizim yanlış bir yöntemle motor kullanıyorum.
Motosiklet sürüş eğitimlerine katılmak istiyorum ama ben Muğla_Dalaman'da yaşıyorum ve bu eğitimlere uşalmak zor. Gene dergi ve en kolay yöntem internetten bilgiye ulaşmak.
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 1833 Nerden: Nereye?
Tarih: Pzr Oca 03, 2010 5:19 pm Mesaj konusu:
Kaygan olmayan zemin varmış gibi yorumlar yapılıyor. Yüzeyin sürtünme katsayısının değişmesi lastik ile zemin arasındaki ilişkinin özünü değiştirmez. Siz zaten hep az ya da çok kayarak gidiyorsunuz ama bunu hissetmiyorsunuz. Çünkü altınızdaki makine size güven vermek üzere dizayn edilmiş (Bense hep sportif, sert motorları sevmişimdir, ama onlar bile biraz öyle). Bir anda altınızdan motor gittiyse zaten hissedeceğiniz ilk şey asfaltın ne kadar sert olduğu, refleks olarak yaptığınız ise ayağa kalkmaktır (omuriliğin yaptığı şeylere yanlış demek haksızlık olur, korteks yapsa haklısınız)... Kuşlar düştüğünde uçmaya küsmez, biz söylemesek de bebekler kalkıp yeniden yürümeyi dener. Gerçek motorcular da öyledir. Onları da tabiatları yönetir. _________________ Nomad
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız