Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Mar 04, 2006 Mesajlar: 274 Nerden: istanbul
Tarih: Sal Tem 21, 2009 9:38 pm Mesaj konusu: 1 nci İRAN SEFERİ-7500 km(şeker mi şerbet mi bal acem kızı)
İki yıldır planladığımız İran seyahatine nihayet hazırız.2 Kişiyiz.Motosikletlerimiz 12 şer yaşında, Triumph Tiger(Hasan Kamil) ve Yamaha Super Tenere(Mustafa Zeki).
Günlerden 22. haziran. Amacımız haydarpaşadan saat 23 00 de kalkan Tatvan trenine yetişmek.
Yetişiyoruz fakat motorlarımızı alamayacaklarını söylüyorlar.Biz de yarın sahil yolundan Şile'den Samsun'a çıkmaya karar veriyoruz.Motorlar yüklü geceliyor.
Öğleden sonra yola çıktık.İlk çay molası Ağva'da.
Her molada veya yemek sonrasında 15 dk şekerleme yapmayı adet haline getirdik.Çok dinlendirici.
Yolda sıcaktan montu çıkarınca arı soktu.Tam techizatlı yol arkadaşımda her türlü tedbir var.Arı sokmasına karşı Çin ağrı şeysi
Ereğli'deyiz.Peynir domatesle akşam nevalesi.Polise,zabıtaya,Jandarmaya çadır kurabileceğimiz bir yer soruyoruz.Tüm cevaplar olumsuz.Şehrin girişinde "Ereğli bir Avrupa şehridir" yazıyor.
Kozlu'da bir petrol istasyonuna çadır kuruyoruz.Sabah erkenden yoldayız.
Bartında Sabah kahvaltısı.
Bartın Polisi 101 km ile "radara girdiniz" diyor.
- E ..ıçmadık ya radarınıza, girdiysek çıkarız." diyoruz,
Kahvaltı üstü 265 tl afiyet olsun.....
Amasra girişinde meyve ve fotoğraf molası.
Hasan abinin herkese anlatacak bir fıkrası muhakkak vardır.
Amasra'da bir şehir turu ve çay molasından sonra yola devam ediyoruz.Artık dağ yollarındayız.Armutun dibinde şekerleme molası
Batı Karadeniz coğrafyası muhteşem,muhteşem.......
Aşağıda cennet bir koy gördük ve yüzmeye karar verdik
Abicim çok mutlu.zafer bayrağı yerine şortunu sallıyor.
Sahili biz geldik diye mi boşalttılar nedir? metropolde yaşıyoruz.Böyle doğallığa alışık değiliz.
Yüzme ve yemek molasından sonra Yorulana kadar devam ettik.Çatalzeytindeyiz.Öğretmen evi ve halk eğitim müdürlüğünün kapısı sonuna kadar açık.Saat 22 00 ve kimse yok....
Ayancığa devam ediyoruz.Girişte bizi motorcu Burak yakalıyor ve öğretmen evine götürüyor.Teşekkürler burak.Hayırlı tezkereler..
Ayancıkta dizlik tamir molası ve Bafra'ya devam..
Bafra'dayız.En meşhur Dondurma Balkaymak'ta imiş.Tüm seyahate yetecek kadar yiyoruz.Gerçekten tatmaya değer.
Mola sırasında bizleri farkeden 1200 ADV leri ile Bafralı motorcu dostlar masamıza geliyorlar.Semih ve Fatih beylere ilgi ve misafirperverlikleri için için çok çok teşekkürler
Samsundan içeri giriyoruz.Hedefimiz tokat -Erzincan- Erzurum ve Doğubeyazıt.
Ladik dolaylarında ilk defa gördüğüm haşhaş tarlalarını merak ettim.Hasan abi bir tane kesip afiyetle yedi.Bir de haşhaş hakkında ayaküstü küçük bir brifing verdi.Abiciğim bilmediğin bişey yok mu senin bu dünyada....
Taşova öğretmen evinde kalmaya karar verdik.Öğretmen evleri genelde ucuz ve temiz.
Petrolcu Gazi Abi "motorlar benim garaja koyun da rahat uyuyun diyor"
Hava kararırken Erzurum'a giriyoruz.ÖNce cağ kebabı yiyoruz.Meşhur yerlerin Tipik hayal kırıklığından sonra "Dergah" çay ocağında kıtlama çay içiyoyoruz.
Dergah çay ocağı Erzurumun delilerinin uğrak yeri olarak biliniyor.Şehrin delileri çay ocağına oturduğunda vatandaş onlara çay ısmarlıyor ve birbirine karşı veriyor gazı.seyreyle temaşayı.Bize geçmişten birkaç diyalog anlattılar gülmekten abdestimiz bozuldu (mad)
Şehirde çadır nerde kurulur diye polise soruyoruz.Kampüse gidin diyor.Üniversite güvenliği Tren istasyonuna gidin diyor,o arada vatandaşın biri Kayak tesislerinde kamping olacaktı diyor.Palandöken tesislerinin yanında boş bir araziye çadır kuruyoruz.Bİz de ülkemizi yeni tanıyoruz..
Erkenden kalktık.Kahvaltıdan sonra çifte minareye uğruyoruz.
Kahvaltı sonrası Erzurum ovasında şekerleme molası
Hasan abi endüksiyon bobinlerinin birindenşüpheleniyor.Her ihtimale karşı sınırı geçmeden değiştirmeye karar veriyor.Akşam İstanbuldan istedi.Sabahki Erzurum uçağına verdiler.Saat 10 00 gibi elimizde.Hava alanında değiştiriyoruz.
Doğubeyazıttayız.Fakat Mesai saatine yetişemedik .Bir kaç fotoğraftan sonra erkenden yatalım diyoruz.
Tam sarayın dibindeki kampingde çadır kuruyoruz.Tam uyuyacakken sahipleri ile konuşuyor ve Kamping ücretine pansiyonda kalıyoruz.
Sabah erkenden kalktık.Bir kaç fotoğraf daha aldık.
Çoban çocuklar güneşin doğuşuyla beraber dağlardalar
Ahmede Hani türbesinde sabah kahvaltısı.Günlerden pazar.Tüm bölgeden piknikçiler türbe civarında erken saatlerden itibaren toplanmaya başladılar.
Ver elini Gürbulak.Bu seferki şekerleme molası Ağrı dağı manzaralı.
Sınır işlemlerine başlamadan önce meteor çukurunu ziyaret ediyoruz.Hemen sınır kapısının önünden yol ayrılıyor.takribi 2 km uzaklıkta.Askeri bölge olduğu için plaka ve isim kaydı yapıyorlar.
Ve sınır geçiş işlemlerine başlıyoruz.İlk kötü surpriz; triptik için 200 Usd araç teminatını bankaya yatırmayı unuttuğumuzu hatırlatıyorlar.Turing görevlisi önce "olmaz" diyor,sonra teşkilatın diğer ayağı ayaklı sarraf "abi yap bi kolaylı abileri mağdur etmeyelim" işaretini çakınca turingci amca "e hadi işinizi çözeyim,ben sizin için paralarınızı yarın yatırırım,siz de bi yemek parası üstüne koyun" diyor.Turingin evraklar için hazırladığı klasörü birer takım hediye ediyor.İçinde TR çıkartması,ortadoğu haritası,v.b var.Hasan abi yine de bir eksiklik olmasın diye İstanbul'da turingte çalışan arkadaşlarımıza danışıyor.
TR çıkartmalarını yapıştırıyoruz.Şöförler İran'da güvenlik açısından faydalı olacağını söylüyorlar.
İlk kazığı tümen alırken yiyoruz.Fotoğraftaki K.O.Ç yemin billahlar ediyor_"Abi uçak çarpsın,gece uyurken kıçıma tren girsin ki iran tarafında bu paraya tümen alamazsınız,1 TL ye 500 tümen oluyor ama ben size 550 vereyim diyor.Sınırı geçince İranlılar 1 TL ye 650 tümen veriyorlar.Allahtan az bir miktar bozduruyoruz.
"Olsun be abi diyorum,ya banka için 1 gün daha bekleseydik"
Hasan abinin cevabı hazır:"kavgada yumruk sayılmaz,turist dediğin kazık yer"
Sınırda toplam 2 saat harcıyoruz.İran tarafında bürokrasi az ama herkes yavaş çekimle çalışıyor.
Bezergan'da hemen 20 günlük zorunlu İran trafik sigortası yaptırıyoruz.Motosiklet başına 40 tl tutuyor.
İrandaki ilk hedefimiz ÇALDRAN şehrinde 2000 mt rakımda bir yaylada bulunan Karakilise.Hz İsa'nın havarilerinden Aziz Tatavus adına yapılmış 1700 yıllık Antik bir Ermeni kilisesi.
ŞOT şehri/kasabasında yemek molası veriyoruz.Ekmek yok.Onun yerine "Nanı berberi" dedikleri bu pideden alıyoruz.Fırıncı delikanlının adı Neriman.Türkiyedeki akrabalarından bahsediyor ve fotoğrafımızı çekiyor.
Portakal suyunun markasına dikkat
Karakilise yolundayız.Harika bir coğrafyada ilerliyoruz.Güneş batmadan ziyaret edip en yakın şehre dönmeyi planlıyoruz.
Akılsız başın ne çeker ayakları:
Köyün giriş yolu 5 km toprak mıcır.Gazı kapattık 80-90 gidiyoruz.Zincirim folloş olmuş.Şimdi gererim, sonra gererim derken bir kasiste dişliden atıyor ve GAME OVER
Ne bu yahu, tam keyifle sardirmis okuyorken kala kaldik.
Sevgili Mustafa cok guzel ve surukleyici bir rapor oluyor, ellerine emeklerine saglik, cok tesekkurler ama haydi be guzel kardesim umalak olduk beklemekten...
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
Kayıt: Mar 04, 2006 Mesajlar: 274 Nerden: istanbul
Tarih: Çrş Tem 22, 2009 9:56 pm Mesaj konusu:
Karakilise köyüne 1 km uzaklıktayız.Zincir bir daha kullanılamaz halde.Hava kararmaya başladı.2000 mt rakımda 30 haneli bir çiftçi köyündeyiz.En yakın şehir 120 km uzaklıkta.Köyün çoban köpekleri uzaktan hırlamaya başladılar.Bir kaç çocuk geldi.Konuşmalarından bir kürt köyünde olduğumuzu tahmin ediyoruz.
" Hasan Abi buyur maceraya":
5 dk sonra bir otomobil gelip durdu.Köyün Ptt cisi imiş.Türkçe konuşuyoruz.
Eğer isterseniz yarın bir kamyonet ayarlarım "diyor.
Geceyi köyde geçirmeye ve yarın tek motorla şehre gitmeye karar veriyoruz.
İple bağlayarak motoru Kilisenin kapısına kadar çektik.
Kapıyı çalıyoruz."Nigahban" açıyor.Derdimizi anlatıyoruz.
"Buraya çadır kurabilirsiniz,hiç bir endişeniz olmasın.Emniyettesiniz,içerden su ,tuvalet,çay,yemek ihtiyacınız olursa haber vermeniz yeter" diyor.
Keyifler yeniden tavan
Çadırımızı kuruyoruz.Çayımızı demliyor,akşam nevalemizi çıkarıyoruz.Nefis bir hava,harika bir sessizlik ve huzur var coğrafyada.
Bir müddet sonra içerdekiler de geliyor ve gece yarısına kadar tatlı bir sohbet paylaşıyoruz
sabah erkenden kalkıyoruz.En yakın şehir olan KHOY'a gitmemiz ve uygun bir zincir bulup öğlene dönmemiz lazım
Biz şehre giderken köylü ihtiyarın biri gelip yüksek sesle görevlilere kürtçe bir şeyler söylüyor.Sadece "ayıp","misafur","emanet" kelimelerini anlıyoruz.Bunun üzerine adamlar biz yokken gelen ziyaretçilerden zarar görmesin diye eşyalarımızı ve motorumuzu iç avluya almamızı istiyorlar.
Bir kaç saat sonra KHOYdayız.Rastladığımız ilk motor ustasına dalıyoruz.Ali usta 520 zincir bulabileceğimizi söylüyor.
O ringli zincir tabi ki bulamıyoruz.Çok ucuz bir paraya düz zincir alıyoruz.
İstediğimiz bakla sayısında olmadığı için 2 zincir alıp birleştiriyoruz.Bu sizi Tebriz veya Tahrana kadar götürür diyor.
Öğleden sonra yeniden Karakilise'deyiz.Zincirimizi takıyoruz.
Nihayet kiliseyi geziyor ve fotoğraflıyoruz.
Karakilise 1700 yıllık.Havari aziz tatavus putperest Romalılardan kaçmak için buraya yapmış.Mezarı içinde.Bir çok kısım son yüzyılda eklenmiş.
bir kaç gün sonra büyük bir merasim varmış,Dünyanın çeşitli ülkelerinden ermeniler gelip her yıl burada aynı tarihte toplanırlarmış.
Kilisenin içinde büyük bir dibek taşı ve muhtemelen üzüm sıkmak için yapılmış 20 mt uzunluğunda devasa ağaç bir manivela var.
Bir gün boyunca misafirperverliklerini esirgemeyen İran kültür bakanlığı personeli olan bu arkadaşlarla vedalaşıyoruz.
Soldan sağa;
İbrahim:şii bir türk,turist rehberi
Arsalan(arslan): sünni bir kürt,kilise nigahbanı(güvenlikçi)
Babek:Fenerbahçeli bir fars,jeofizik mühendisi,istanbul ünv. mezunu,kilisenin zemin etüdünü yapıyor.
Allah razı olsun tüm sıkıntılarımıza yardımcı oldular.
ALi ustaya tekrar KHOYdan geçip uğrayacağımıza söz vermiştik.Hava kararırken ulaşıyoruz."Türkiyeden motosikletle gelmişler" lafını duyan dükkanın önüne toplanmış
Ali usta ısrarla evine davet ediyor ve bize iranın ünlü yemeği abguşt yapacağını söylüyor..Kasap vahit eti hazırladım bile diyor.
Kabul edemiyeceğimizi,erkenden yola çıkacağımızı,çadır kurmak istediğimizi söylüyoruz.
Evde abguşt yapıp çadırda yeme konusunda anlaşıyoruz.
Şehir müzesini görüp öyle yola çıkmaya karar verdik
Sadece ilgimi çekenleri fotoğrafladım
Eski yöneticilerin imza yerine kullandıkları mühürler
İranda yaşayan çeşitli kavimlerin folklorik oyuncak adamları
saat ilerleyince dükkanlarını açmişlardır diyerek yeniden vedalaşmak istiyoruz.
Ali usta'ya emeğinin karşılığını zorla verebildik
"kasap vahit:
Kahvaltısız uğurlamam" dedi menemene benzer bi şey yaptı.
"artist" Davut: -2.5 dk oldu hala bi şey istemediniz-deyip peşimizde dolanıp durdu.
Hedefimiz URUMİYE.Yol sorma işleri hasan abinin
öğleden sonra URUMİYEdeyiz.
Güneşin batışını gölde seyretmeye karar verdik.Yerliler "tuz gölü" diyorlar
Şehre geldik ve çadır kuracağımız yeri ayarladık.
Karnımızı yerel bir yemekle doyurmaya karar verdik.Burası Urumiyenin en iyi restaurantlarından biriymiş.Sadece kebap çeşitleri var.
Hasan abi bu tahtı revan işini çok ilginç buldu.Aile reisinden izin isteyerek fotoğraflarını çekti.
sabah yine erkenciyiz.Kahvaltımız konserve balık,peynır,helva,bal,lavaş ekmeği,sivri biber ve çaydan muteşekkil
Bazı konuları danışmak için Urumiye konsolosluğunu ziyaret ediyoruz.Konsolos Ahmet bey ve konsolosluk görevlisi Metin bey çok samimi bir ilgiyle bizlere yardımcı oluyorlar.Güzergah konusunda tavsiyelerde bulunup,dikkatlı ve rahat olmamız gereken konular hakkında bir çok bilgi veriyorlar.Telefonlarımızı alıp,herhangi bir sıkıntıda kendilerini aramamızı istiyorlar.Metin İnan beyle Fotoğraf çektirip vedalaşıyoruz.
Araz Taheri'yi arıyoruz.Araz,bir mimar.Abisi Areş Cerrahpaşa tıpta okuyor.
Araz bizi konsolosluk önünden alıyor ve kahvaltıya götürüyor.
Hakiki bir abguştu merak ediyoruz.Şehrin en ünlü esnaf lokantalarından birine gidip abguştun pişmesini bekliyoruz.
Araz,ustanın fotoğraftan hiç hoşlanmadığını,ancak İstanbuldan "Qonakh"geldiğimizi söyleyince razı olduğunu söylüyor.
Araz'ın mimarlık şirketine gidiyoruz
Mimarlık okurken iranın bütün şehirlerindeki tarihi eserleri incelediklerini söylüyor ve bize son derece verimli bir güzergah çıkarıyor.
Bütün gününü bize ayırdı ve randevülerini iptal etti.Şehrin çıkışına kadar uğurlayıp vedalaşıyoruz.Teşekkürler Araz,ömrün şenlensin!
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız