Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
|
tintinopsella2 Tecrubeli Uye
Kayıt: Feb 21, 2006 Mesajlar: 510
|
Tarih: Pzr Tem 08, 2007 9:31 pm Mesaj konusu: bolkarları aşma (yada günübirlik moğolistan gezisi) |
|
|
Korunaklı sevimli kabuklarımızın önüne…
koyarız hayvanat enduroları..hertarafı koruma demirli, gereksiz güçlü.
Belki hiçbir zaman çıkamayacak yada gidemeyecek olsak da, o uzak dağın tepesine, ya da bilinmez Moğolistan bozkırlarına gitmeye hazır biçimde beklemeleri içimizi rahatlatır.
Birer “kaçış kapsülü”dür belki bizler için…
Hiç gidilmese bile istediğimiz zaman“gidebilirliği”nin olduğunu bilmek bizi rahatlatır, aklımızı yerinde tutar… “gitmeme - gidememeye” “berbat sıkıcı yaşamımızda kalmaya” direncimizi arttırır…
Garip bir biçimde en isyana, bırakıp gitmeye teşvik edici alet, bizim isyan duygumuzu bastırmaya yarar.
Ama bazen her zaman gidilen uyduruk yollar, pazar gezileri insanı kesmez. Kaçıp gitme dürtüsü tutulmaz olur..
Sanki her şey biraz fazla "decaf " gelmeye başlar hayatımızda…
Her şey fazla “el değmeden paketlenmiş” olduğunda
Sürekli yediği hamburger köftesinin bir hayvanın eti olduğunu ilk duyduğunda şaşıran çocukları görüp
Korkarız bazen acaba bizde de oluşmaya başladı mı benzer “freeze dried” akıl durumları…
İşte bu tip durumlarda artık geri dönüş olmaz...
Zihnimizin uzay gemisini hayatın “Alien” ları doldurduğunda kapsüle atlamaktan ve kapsülün bizi gemiden götürebildiği kadar uzağa götürmesini ummaktan başka çare yoktur…
(Evet yazıya entel giriş bu kadar…)
Asıl durum şu ki… Geçen sene bir ölçek akıl ve on ölçek gerzek cesareti ile yaptığımız, kutup ayısı usulü ölüm tehlikesi korkusu yaşadığımız orta toroslar – boklarlar geçişini ( http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=8474&highlight=orta+toroslar ) bu sefer tadını çıkarta çıkarta yapmak hep içimizde kalmıştı. Uyduruk geziler gibi değil sürüş açısından gerçek bir “challenge” idi. Buna ek olarak mars benzeri manzaralar, sıradağlara tepeden bakmak, önce zorlu yollardan aşıp sonra tam anlamıyla yoldan çıkmak, yüzlerce kilometrekarelik devasa platolarda deliler gibi gaz açarak gitmek ve her şeyin ötesinde: “ben torosları geçtim…hemde öyle yangın yolundan, dağ yolundan falan filan değil tam tepesinden…” diyebilmenin güzelliği ve verdiği tatmin hissi… bir sıradağı tepesinden aşmak tam bir “adventure riding” (yada ulan ne işiniz var dağın başında adam gibi bir yere gitsenize hali… bakış açısına göre )
İlk planımız tepeye çıkıp orada kamp yapmak, çadırla dağın tepesinde kalmak şeklinde idi. Ancak bir gün öncesinde çıkacağımız yükseklikten 500-600m aşağısına ailece giden mesut (mdogruc) bölgede havanın öğleden sonra saatlerinde bile bitarafını donduracak şekilde soğuk olduğunu anlatınca, kamp alanında (eğer bir yerlerden birer çuval odun motorlara yüklemezsek) zaten ateş yakma şansımızın olmayacağını bildiğimizden, eh bir de herkes market çadırı ve market uyku tulumu ile gideceğinden, ertesi güne sağ çıkamayacağımıza karar verip dağları geçtikten sonra bir yerlerde konaklamaya karar verdik. Çıkacağımız platolar en yakın köylere motorla 5-6 saat mesafede olacağından yukarıda başımıza iş gelirse çok eğleneceğimiz kesindi. Biz de o nedenle başımıza bişey gelir motorlara bişey olur falan diye, yanımıza bir pompa bile almadık ki eğlenceden mahrum kalmayalım.
Malum önce 40 derecelerde başlayan Adana sıcağı sonradan da dağ başında allah bilir kaç derecelere düşecek ısı için uygun giyim kuşam ardından gecelenecek vs vs olduğundan taşınacak giysi miysi falan filan çok yer tutuyordu. O nedenle volkan(pazer) top case’ini almış idi. Ancak sabah mesut (mdogruc) ların evine gittiğimizde bizi bir sürpriz bekliyordu. Elinde iki koca yan çanta ile asansörden çıkan Mesut…
-Abi bu ne ya naapçaz bunları. Başımıza iş açmazmı bunlar dağın başında..
-n’olcak yav…bissürü şey almam gerekiyodu yanıma millet top case çok daha kötü etkiyo sürüşü diyince bende iki yan çantaya pay ettim
hem ben yorulursam, beni bozarsa senin motora takarız olur biter.
- …
- peki abi sen bilirsin.
Sabah erkenden kalkılıp gidilecek tüm gezilerde olduğu gibi sabah erken kalkılıp gidilemeden başladı olay… Geyik meyik sigara filan, artı her gezi sabahı yaşanan fiks aksilikler (kredi kartı bozulması, evden çıkarken unutulan şeyler para almayı unutmak vs vs.) derken…
Nihayet yola çıkabildik…
Ekip:
Volkan (pazer) NX4
Mesut (mdogruc) GS-Dakar
Fakir (tintinopsella) GS-Dakar
Planımız: Adana - Tarsus – Atdağı – Çamlıyayla - dağ yolu - dağ yolu - biraz daha dağ yolu-nihayet allahın dağının tepesi - dağın diğer tarafında daha da dağ yolu - dağ yolu - hala dağ yolu - nihayet darboğaz köyüne varış - Ulukışla – bundan sonrası hayırlısı..
İlk olarak Tarsus’u harika geçtik:
- Fakircim niye Çamlıyayla tabelalarını takip etmiyoruz
- Abi ben biliyorum bu tabelaları takip edince yol çok uzuyo..asıl şehir içinden geçince kestirme oluyomuş
- eminmisin olum
- ohoo tabi abi noolcak en fazla iki kişiye sorarız
(yarım saat sonra)
- olum hala Tarsus dayız
- abi ne bilim ben ya bissürü ışık filan olduğunu büyük bi bulvar mı ney vardı diye hatırlıyorum
- iyi bakalım neyse bi sigara yakalım olmazsa..
Tarsus’dan çıkar çıkmaz üzücü bir olayla karşılaştık.. önümüzde giden iki scooter bizi arkalarında görünce “yav şunnara gösterelim bakalım viraj nasıl dönülür” moduna girip kendi kendilerine bize geçilmeden yaylaya çıkma moduna girince ( ulen memmed ahanda gosgoca bemveler geçemedi vallahıma varya heyt… modu) biri tam önümüzde kontrolü kaybedip high side oldu…Allahtan iman gücü, kamikaze ruhu ve koltuğun altına monteli oto teybinden gelen arabesk büyüsü ile full biçimde korumalı olan motorcu tarzan kardeşimiz olayı ufak tefek sıyrıklarla atlattı…
Sabah yola çıkmak için karga kahvaltısı öncesi kalkıp halen midemiz boş olduğu için Çamlıyayla yolunda bir ayran-sıkma yerinde mola verdik
- bilader çay var mı
- yaparız abi
-sıkma varmı
-yok
-yiyecek ne var
- şu an hiçbişe yok daha yeni geldik kahvaltı yapıyoruz abi
-e demekki kahvaltınız var..ne yiyosunuz bakim
-abi yumurta filan
-şimdi sen bi kalk ordan, bi koşu köye git bize taze pide ve yumurta al çayları da koy.. bu arada acele et ki biz senin kahvaltını bitirmeyelim..
-nasıl yani abi
- ekmekleri taze al ha.
-.??.. peki abi
Ardından kafası karışan çaycı bize süper bir yumurta yaparken “yav karizmatik foto olayını bir önceki gezide halletik ancak şöle asfaltta giderken bir fotomuz yok yahu… şööle bir iki yolda giderken foto yapalım kendimize vay ne havalı olur tadından yenmez be” olayına girdik
Çamlıyaylaya gelince hemen bölgeyi – yolları çok iyi bilen avcı-benzincide yollar hakkında tekrar bilgi aldık. Bu sefer bölgede Yörük çobanlar ile karşılaşabileceğimizi, geçen seneki kadar ıssız olmayacağını öğrendik…içimiz biraz rahatladı…(demek ki Allahın arap şahin kaçakçıkları ile karşılaşma tehlikesi yok)…
Çamlıyayla’dan sonra toprak yola girdik… orman içinden hızla yükselmeye başladık…
Kısa bir süre sonra artık ağaç yetişme sınırına gelmiştik… bu nokatadan sonra gittikçe daralan bir vadiden yükselerek devam ettik
Vadinin bitiminde hızla yükselmeye davam ettik... bir müddet sonra nispeten güzel toprak yoldan ayrılıp gerçek manzaralı geziye başlayacağız…
İlk gerçek tırmanış kısmında yol oldukça şahane olduğundan fotoğraf çekmeyi atlamışız işte bu fotoda görülen yoldan bu dağın tepesine çıkacağız..
Ve işte ilk plato 2500 filan metre civarı…aslında bu plato’yu asıl birazdan kuş bakışı görünce nasıl biryer olduğunu anlayacağız…
İlginç manzaraların içine atıyoruz kendimizi arkadaki beyaz dağ sırasına dikkat…birazdan onu tırmanmamız gerekecek
Örneğin bunlar sonradan öğrendiğimiz kadarıyla “kurt korkuluğu” imiş… bunları gören kurtlar insan sanıp kaçıyormuş…
İç ses: Mesut abi aha girdik gene kayaların içine… şu lastik bir patlasın görürüz taşı totemi
Bu arada daha önceden bu bölgede olduklarını duyduğumuz vahşi atlarla karşılaşıyoruz. Mesut atları görür görmez “abi dur korkutma hayvanları da bi fotograf çekim” diye bağırmama rağmen motoru atlara yöneltiyor. Eh bu sayede “vahşi atlarla beraber motor süren adam” tarzı reklam filmi tadında fotoları olmuş oluyor.
Ardından son tırmanışımızı yapmaya başlıyoruz… aşağıdaki plato doyumsuz manzaralar oluşturuyor.
Bu da günün en dumur anı…yuh be bu alet nasıl çıkmış oraya…ne yapar bu adamlar dağın başında
Artık en yukarıdaki platoya varmak üzereyiz…burada ilginç bir problem ortaya çıkıyor 3000m lerdeki irtifa nedeniyle bir fotograf çekmek için bile motordan inip binmek nefes nefese kalmamıza yetiyor…üç adımdan fazla atınca durup nefesinizi toplamnız gerekiyor karbüratörlü Falcon oksijensizlikten garip sesler çıkartmaya ve sürekli stop etmeye başlıyor…
Ama karşımıza çıkan bu manzara her şeyi unutturuyor …artık orta torosların tepesindeki devasa platodayız…bu arada içliklerin takıldığı ve havanın yine de bitarafımızı dondurduğuna dikkat
Volkan ufak bir düşüş atlatıyor…
Gezinin bu bölümü sürekli Moğolistan çağrışımları yapıyor… yüksek irtifa soğuk göz alabildiğine büyük platolar…
Bir ara volkandan falcon’u alıyorum… bayılıyorum NX4’e tam anlamıyla mükemmel motosiklet…hemen yaramazlık yapası geliyor insanın
Uzaktan gördüğümüz bir gölün yanına geliyoruz yerler müthiş kaygan yosunumsu bir çim kaplı…ilk geldiğimizde kayganlığı kestiremeyen mesut motoru kaydırıp düşürüyor… çantalarda yada kendinde hasar yok.
Ben madem bu kadar kaygan şu dakarla çizelim bakalım daireleri moduna giriyorum volkan ise gölün kenarındaki balçıkta batmadan gidebileceğine dair mesutla iddiaya giriyor. Keyiflerimiz süper…
Bu arada falcon’un iyice çatlayan yan karenajını bantla tamir ediyoruz…
Ardından Moğolistan macerasına devam hedef bir parça doğu taraftaki plato
Tam bu sırada Volkan’ın meşhur dökme demirden el yapımı arka çanta taşıma demiri kırılıyor. Ağızlarda 2001 sigarası tam sanayi ustası modu hemen işe koyuluyoruz. Oksijensiz ortamda bu kadarcık iş bile son derece yorucu olabiliyor.
Ardından ikinci platodayız… bu kısmı hızla geçiyoruz
Ve karşımıza ikinci bir büyük göl çıkıyor bunun çevresinde ise Yörük çadırları…hemen o yöne doğru gidiyoruz…göl son derece temiz ve berrak..
Ancak artık oksijensizlik susuzluk açlık ve yorgunluk beynimize vurmaya başladı daha aşağıdaki köye üç saatlik zorlu bir iniş bizi bekliyor. Paltolara son defa veda edip inişe geçiyoruz.
İniş yolunda bir göl daha
Evet nihayet beklenen oluyor ve ben de motoru dikkatsizlikten yere indiriyorum…normalde kolaylıkla motoru kaldırabilmem gerekirken oksijensizlikten kıpırdatamıyorum bile aleti. bana yardım etmeye gelen Volkan uzun bir süre nefes alamıyor…
Artık iyice alçalıyoruz 2200 m lerde bir anda tekrar nefes alabilmeye başlıyoruz ancak şimdide açlık ve susuzluk bastırıyor.
Darboğaz nihayet aşağıda göründü
Nihayet köye varış…hemen köydeki lokantaya kendimiz atıp hazırda ne varsa hepsinden istiyoruz üç kişi rahat on porsiyon yemek sonrası darboğaz köyünün kirazının çok özel olduğunu ve kiraz festivali yaptıklarını söyleyen köylüler bize meşhur festivallik kirazlarından sunuyor…e tabii görgüsüzce hemen kirazı silip süpürüyoruz
Buradan artık yönümüz Nevşehir-göreme geceyi göremede geçirmeye karar veriyoruz…soğuk havada artık asfalttan göreme’ye basıyoruz. Göreme’ye gece 12 civarında varıyoruz ilk işimiz göremenin tepesinden şööle güzel bir manzara fotosu almak
İkinci gün kaldığımız pansiyondan ayrılıyoruz..kısa bir süre göreme civarında off road yapmaya niyetleniyoruz…
Kısa bir gezinti sonrası Göreme’nin keyfini uzun uzun çıkartmak isteyen volkan’dan ayrılıp Aladağların kıyısından Adana’a dönüyoruz.
Notlar:
1: DD’nin “side case daha az etkiliyo sürüşü” hikayesi nedeniyle kulağı oldukça çınladı tüm yol boyunca… Yok arkadaşlar bu tip yollara kesinlikle ööle koca side case’lerle çıkılmaz…paşa paşa sırt çantası bağlamak lazım
2: çok yüksek irtifalarda oksijen azalınca sürekli çok derin derin nefes alınıyor. Ve çok su kaybediliyor. Normalin iki üç katı su almak lazım…ve özellikle bizim gibi alışık olmayanlar için en ufak iş bile işkence oluyor çok yoruyor dikkat etmek lazım. Sadece hard case in vidalarını sökerken mesut bayılıyordu… motoru kaldırmama yardım ederken volkan öksürmekten boğuluyordu. Oksijensizlik daha önemlisi ciddi dikkat kaybı yaratıyor
3: Özellikle bu gibi en yakın köyden 5-6 saat mesafeli yerlerde mutlaka biryerlere bisküvi çikolata vs gibi bişeyler sıkıştırmak lazım…
4. 40 derecelik adanadan sonra 5 derecelik dağın başı aşırı soğuk gelebiliyor. bu tip gezilerde giyecek çok önemli. Hepimiz ertesi gün yanımıza giysi almamıza rağmen üşüttük
5. döküm malzeme hiç sağlam olmuyor döküm çanta tablası yaptırmaya kalkmayın
6. mümkün mertebe her zaman motorunuzda birer örümcek ağ taşıyın koli bandı ve cırt da her zaman faydalı. _________________ f uzdil
Hypermotard S
K1200GT
Xt125r
istanbul |
|
Başa dön |
|
|
fishman Tecrubeli Uye
Kayıt: Apr 01, 2006 Mesajlar: 398 Nerden: istanbul
|
Tarih: Pzr Tem 08, 2007 10:04 pm Mesaj konusu: |
|
|
Ellerinize sağlık, çok güzel bir rapor olmuş. Adana ahalisi sıcaktan yanarken, sizler dağ tepe diyerek keyif yapmışsınız yakışır kardeşlerime Kazasız belasız nice geziler yaparsınız inşaallah... _________________ Yalçın GÖNÜL (B Rh +)
Mondial ut 150 enduro |
|
Başa dön |
|
|
Faucon Tecrubeli Uye
Kayıt: Dec 24, 2006 Mesajlar: 127 Nerden: İzmir
|
Tarih: Pzr Tem 08, 2007 10:33 pm Mesaj konusu: |
|
|
Nefis manzaralar, harika fotolar, iyi anlatım. Teşekkürler...
Kamyon ilginç... _________________ Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, Ama Motorla.
DL 650-08 (Kara Sevda)
İsmail |
|
Başa dön |
|
|
VAP53 Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 28, 2003 Mesajlar: 12125 Nerden: İstanbul/Çanakkale
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 5:54 am Mesaj konusu: |
|
|
Fakir cok tesekkurler bu guzel rapor icin. Fakat bozkir ve sarp olmasinin yanisira; bir o kadar da farkli, urkutucu ama yahşi manzaralar.
Cantalar konusunda ise hep raporu okurken "acaba o yollarda yan cantalarin mi, top case'in mi basina birsey gelecek?" diye dusunmeden de edememistim ki yanilmamisim... Volkan'a gecmis olsun. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal). |
|
Başa dön |
|
|
mkelleci Tecrubeli Uye
Kayıt: Jan 24, 2005 Mesajlar: 2263 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 5:55 am Mesaj konusu: |
|
|
İlk iki paragrafı okuyunca,
hah dedim olmuş bu, ya parayı buldu ya ikinciyi ,
çok güzel gezmişsiniz,
daha az sigara dah çok su ile daha rahat ederdiniz. |
|
Başa dön |
|
|
tobacco Tecrubeli Uye
Kayıt: Sep 16, 2005 Mesajlar: 486 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 6:05 am Mesaj konusu: |
|
|
Ağzımın suları aktı desem yalan olmaz... 3 tane keçi (motorlar için ) dağı taşı feth etmişsiniz. Ama düzde giderken bir hata var sanki. Kim bu Falconu kullanan bakayim
Shot with Canon EOS 400D DIGITAL at 2007-07-08 |
|
Başa dön |
|
|
orcuncoban Katilimci Uye
Kayıt: Apr 16, 2007 Mesajlar: 79 Nerden: istanbul
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 9:06 am Mesaj konusu: |
|
|
edebiyata olan ilgimden midir güçlü kalemlerin azlığından mıdır bilmiyorum ama gezi kadar giriş yazın harika olmuş.tebrikler ve de teşekürler... _________________ ORÇUN ÇOBAN
suzuki dl 650 vstrom
www.patiizi.com |
|
Başa dön |
|
|
panter01 Tecrubeli Uye
Kayıt: Oct 10, 2005 Mesajlar: 369 Nerden: adana/seyhan
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 10:22 am Mesaj konusu: |
|
|
ben yorum yapmak istemiyorum diyorum ama bu sefer kıskandı dıyorlar ama ne yapayım kıskanmamak eldemi..
cok güzel siz bunu hep yaptınız ,yapıyorsunuz ve yapacaksınız allah yolunuzu sürekli acık tutsun
arasırada v strom luk yollardanda bir gezi yapında gelebilelim( gerci iveco 50 nc miydı kamyon o gıderse bende giderim )düsünmedim degil hani
güzel olmuşş _________________ ADEM SOĞUKKANLI/ADANA / B(RH)+
V-STROM DL 650(red fire)
KYMCO ANGİLİTY 200İ
http://www.bikepics.com/members/panter01/ |
|
Başa dön |
|
|
V-Strom Tecrubeli Uye
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 2535 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 11:17 am Mesaj konusu: |
|
|
Çok güzel bir gezi, tebrik ve takdir ediyorum. _________________ Ümit Yayla
İstanbul
BMW R 1200 GS 2005
A Rh (+)
0 212 334 57 00 (iş) |
|
Başa dön |
|
|
erkansen196 Tecrubeli Uye
Kayıt: Dec 06, 2005 Mesajlar: 1083 Nerden: ist.
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 1:04 pm Mesaj konusu: |
|
|
:
Çok güzel parkur ve resimler elinize sağlık...
Daha nice raporlarınızı bekliyoruz.Rapor Adanadan geldimi keyif başka oluyor... Dağ havası iyi geliyor.
Ciğerlerimiz bayram etti.
İyi kondisyon depolamışsınızdır. Moğolistan vız gelir size artık... _________________ KTM LC4 620 |
|
Başa dön |
|
|
hasancolakefe Tecrubeli Uye
Kayıt: Nov 10, 2006 Mesajlar: 341 Nerden: Reyhanlı/HATAY
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 5:15 pm Mesaj konusu: |
|
|
FAKİR Yav buralarda ağaç yokmu kardeşim ay'danmı merih'tenmi çekilmiş fotolar çok vahşi bir doğa cesaret işii kutlarım sıradışı bir gezi olmuş sağolun . _________________ 0535 794 6012
ELİNDEYSE HAYATA DUR GEÇME DİYE DAYAT
BİR SİGARA İÇMEKTEN KISADIR BU HAYAT |
|
Başa dön |
|
|
alk22 Tecrubeli Uye
Kayıt: Nov 12, 2006 Mesajlar: 426 Nerden: EDİRNE
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 6:10 pm Mesaj konusu: |
|
|
Geçen yıl ki gezinizi de imrenerek izlemiştim,bu yıl ki daha da güzel olmuş.
Gezinin sunumu da çok başarılı,devamını dilerken,bu rotanın haritasını koymanızı istesem de,daha da bi iç çekerek baksam.
Selamlar. _________________ Alkan
SuZuKi V STRoM |
|
Başa dön |
|
|
Delimengi Tecrubeli Uye
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 251
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 7:09 pm Mesaj konusu: |
|
|
helal olsun valla diyecek fazla bişi yok , belkide asla göremeyeceğimiz yerler |
|
Başa dön |
|
|
cankurtaran Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 01, 2007 Mesajlar: 100 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Pts Tem 09, 2007 10:46 pm Mesaj konusu: |
|
|
Harika bir gezi daha mmuhteşem fotoğraflar ellerinize sağlık |
|
Başa dön |
|
|
RuzgarEsmez Tecrubeli Uye
Kayıt: May 09, 2004 Mesajlar: 195 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Sal Tem 10, 2007 6:01 am Mesaj konusu: |
|
|
arkadaşlar, ellerinize sağlık çok çok güzel bir gezi olmuş..
Resimler ve anlatım şahane
giriş yazısı bir başka güzel... _________________ Levent Kalpakci
www.ruzgaresmez.com
640 ADV - DRZ400S
|
|
Başa dön |
|
|
|