Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 158 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Arl 19, 2006 8:18 am Mesaj konusu: MOTOSİKLETİNİZ İÇİN KÜÇÜK BAKIM TEKNİKLERİ;
Her araç, patlar motorlu ve sistem olarak az farklı da olsa pratikte aynı çalışma prensibine bağlıdır. Bir hava ile yakıtı silindirin içine püskürten bir sistem (enjektör veya karbüratör), bu karışımı silindir veya silindirler içinde sıkıştıran bir veya birkaç piston veya pistonlar, sıkışmış olan bu karışımı ateşleme görevi gören buji veya bujiler, bu buji veya bujilere ateşleme için akım veren distribütör veya elektronik ateşleme mekanizmaları, bu ateşleme mekanizmalarına, aydınlatma sistemlerine elektrik gücünü sağlayan akü ve alternatör, hareketi sağlayan şaft veya zincir, durmayı sağlayan disk frenler veya kampana, arkanızı görmeyi sağlayan aynalar, görmeyi ve görünmeyi sağlayan aydınlatma sistemleri, yola tutunmanızı sağlayan lastikler, yoldan gelen darbeleri emen, konforunuzu sağlayan ve lastiklerinizin yola daha iyi tutunmasını sağlayan süspansiyon sistemi vs. vs...
Gelin bu sistem topluluğundan yapabildiğimiz kadarıyla ufak tefek bakımları yapalım.
1. MOTOR;
Kaç silindir olursa olsun, 2 veya dört zamanlı farketmeksizin sonuçta silindir veya silindirler içindeki pistonların hava-yakıt karışımını sıkıştırıp, ateşleme sisteminin yardımıyla patlatması ve bu patlamadan açığa çıkan enerjinin pistonu şiddetle geri itmesi sonucu pistonun kranka güç vermesiyle hareket sağlayan bir mekanizmadır. Çok fazla bir dokunma yapamayacağımız bir sistemdir. Yani bilgi, tecrübe vs. vs. gibi etkenler yüzünden sadece küçük bakımlarını yapabiliriz.
Bir motorun yakıtı yakabilmesi için öncelikle oksijene ihtiyacı vardır. Hava bir karışım gazdır ve içinde oksijen barındırır. O halde motorumuzun düzgün ve verimli çalışması için temiz havaya ihtiyacı vardır. Bunun için öncelikle;
Temiz bir hava filitresi ile daha fazla hava sağlayabiliriz. Hava filitreleri birkaç çeşittir. Bunlar, kağıt, bez ve sünger filitrelerdir. Bunların haricinde performans filitreler de mevcuttur. Bunların geçirgenliği çok daha fazladır. Ancak çok da tavsiye edilmez. Uzun vadede bu geçirgenlik sayesinde daha az süzülmüş hava içindeki partiküller, silindir ve pistonlarda çizilmelere sebep olabilir. Günümüzde bez filitreler çok çok nadir kullanılır. Bunların yerini sünger ve hatta hatta kağıt filitreler almıştır. Ancak motosikletlerde halen sünger filitreler çok sıkça kullanılmaktadır. Sünger filitrelerin avantajı, defalarca temizlenip kullanılmalarıdır. Ancak kağıt filitrelerin avantajı da daha fazla oranda hava geçirgenliğidir.
O halde hava filitrelerimizi nasıl kontrol edelim?
Filitreniz sünger ise, asfalt ve tozsuz ortam sürüşlerinde 2000 – 3000 km’de, toslu ortam sürüşlerinde 1000 – 2000 km’de hava filitre kazanımızı açıp, süngeri yerinden çıkararak normal sabunlu su ile güzelce yıkamalıyız. Filitreyi iyice sıktıktan sonra güzelce kurumasını bekleyip, daha sonra temiz bir motor yağına batırıp elimizle iyice sıktıktan sonra yerine takmalıyız. Niçin yağın içine batırıyoruz derseniz, sünger filitre, yağ sayesinde havayı daha iyi süzer. İlk çalıştırmada da her zaman için silindire emdiği hava ile yağ partikülleri yollar. Bu sayede motorumuzun ilk çalıştırma aşınmaları minimum düzeye inmiş olur. Biliyorsunuz ki motor aşınmalarının en çok yaşandığı zaman dilimi, sabahları kontağa ilk bastığınız andır. Çünkü yağ, akşamdan sabaha iyice kartere süzülür. Motor ilk hamlesini yağsız yapar. İşte burada sünger filitredeki yağ partikülleri bir nebze olsun buna engel olmaya çalışır. Yani birkaç amaca yöneliktir bu hareket.
Kağıt filitrelerde durum farklıdır. Yukarıdaki gibi ortamlarda bunların değiştirilmesinde fayda vardır. Sakın ama sakın filitrenize tazyikli hava tutmayın tutturmayın. Bu, kağıt filitredeki gözenekleri daha çok açacağından havayı süzme işini tam olarak yapamaz ve toz zerrecikleri silindirinizin içine girer. Zaman içinde de silindiriniz çizilir. Bu da yine zaman içinde yağ yakmasına sebep olur motorunuzun.
Performans filitreleri de temizlenebilir ve defalarca kullanılabilir. Bunların da temizliği, ambalajı üstünde yazdığı şekilde yapılmalıdır. Bu temizlik işlemi, markadan markaya değişebilir.
Temiz havayı emdirdik. Peki gelen yakıtımız temiz mi? Depomuzda hiç tortu olmuyor mu? Veya aldığımız yakıtın temizliği konusunda ne kadar eminiz? Tüm bunlara çözüm, yakıt filitresidir. Piyasada satılan 10-20 YTL lik benzin filitreleri var. Bunlardan bir tane edinip, depo çıkışı ile karbüratör veya enjektör girişleri arasına takmanızda fayda var. Takılması çok basittir. Depodan çıkan hortum kesilip, filitrenin giriş çıkış yönü kontrol edilerek her iki tarafından kelepçe ile sıkıca bağlanır. Artık benzininizin de temiz olduğu kesin. Bu filitreleri de hava filitresi ile aynı sürelerde değiştirmeniz faydalı olacaktır.
Artık temiz hava, temiz benzin yani temiz bir karışımımız var. Peki pistonumuz veya pistonlarımız bu karışımı iyice sıkıştırdı da, acaba bujilerimiz düzgün mü ateşlemeyi düzgün yapsınlar? Bunun için bujilerimize bakmamızda fayda olacak sanırım. Motosikletlerimizde buji lokmalarımız mutlaka vardır. Yoksa da bujimizin cinsine göre (kalem tip veya normal tip) bir buji lokması almakta fayda var. Buji veya bujilerimizi bu lokma vasıtası ile sökerek ucundaki elektrot ile tırnağını kontrol etmemiz lazım. Burada dikkat edeceğimiz nokta, elektrotun normal formunda olması. Bujilerin tiplerine göre elektrotlarda değişkendir. Ancak genel olarak motorunuza performans ile ilgili bir müdahale yaptırmadıysanız, bujinizin elektrotunun küçük bir silindir şeklinde olması gerek. Bu silindirin şeklinin normal olması, bujinizin kuvvetle muhtemel sağlam olduğunu gösterir. Ancak burada bakmanız gereken birkaç nokta daha var. Kullanma kitabınızda elektrot ile tırnak arasında kalan mesafe mutlaka vardır. Bu mesafeyi ölçün ve kitabınızdaki ile aynı olmasına bakın. (Yine söylüyorum performans bujisi taktıranlarda bu değişecektir.) Bu mesafe doğru ise bundan sonra bujinizi ilk söktüğünüz anda ıslak olup olmadığına bakın. Eğer ıslak ise, motorunuzu çalıştırmada zorluk çekiyorsunuz ve hatta çalıştıramıyorsunuz demektir. Yani halk arasında buji ıslatması olayı yaşanıyor. Veya motorunuzu çalıştırmak için çok fazla marşa basıp boğdunuz. Bu gibi durumda bujinin ucunu bir çakmak ile yakın. Evet yanlış okumadınız. Yakın. Bir süre çakmak alevinde kalsın elektrot ve tırnak. Sonra bujiyi yerine takın. Ama sakın ha sakın eski alışkanlıklardan ve kulaktan dolma bilgiler ile elektrot ile tırnağı zımpara ile temizlemeye kalkmayın. Bu işlem, aradaki mesafeyi az da olsa açacak ve ateşlemeyi olumsuz etkileyecektir. Bırakın bujinizin ucu kara kalsın. O gerekli ateşlemeyi yapar. Zaten kara olması lazım çünkü silindir içinde patlatmayı yaptığında ciddi bir ısıya maruz kalıyor. Doğal olarak da kara olması normal.
Buji demişken birkaç alternatif sunmak isterim. Bujiler, tek tırnaklı olduğu gibi, 2-3 ve hatta 4 tırnaklı da olabilir. Elektrotları küçük bir silindir şeklinde olabileceği gibi sivri bir iğne gibi de olabilir. İridium, platinium gibi çeşitleri de vardır. Burada olay maliyete bakar. Mutlaka hepsinin performansı da farklı oalcaktır. Çok tırnaklı, ateşlemeyi daha iyi yapar. İridium, platinium bujiler daha uzun ömürlü ve daha iyi ateşleme yapar. Ancak çok da gerekmedikçe orjinalinden vazgeçmeyin derim. Bunun dışında buji pipolarının da durumunu kontrol etmenizde fayda var. Çatlamış, sertleşmiş bir buji pipo kılıfı, yağmurlu havalarda bujinizi suya karşı düzgün yalıtamayacaktır. Dolayısıyla ıslanan buji kafası, ateşleme yapmayı engelleyecektir. Buji kılıflarını da temizlemeniz, mümkünse gres ile hafif yağlamanız, onlarında yumuşak ve ömürlü olmasını sağlayacaktır.
Evet, temiz hava, temiz benzin ve düzgün ateşleme yapan bir buji. Peki bu bujiye doğru bir akım geliyor mu acaba düzgün ateşleme yapsın? Tüm bu bakımları yaptığınız halde motorunuz çalışma zorluğu çekiyor, çalışırken tekleme yapıyor, ani gaz vermelerde bir tutukluk yaşıyorsa, ani hızlanmalarda hemen devir almıyorsa, bunun sebeplerinden biri de bujinize düzgün akım gelmiyor demektir. Burada sizin yapacağınız sadece kontrol olur. Yani buna bir çözüm sağlamanız bilgi ve tecrübe gerektirir. Ancak çağıracağınız ustaya ne, neden, niçin sıralayabilirsiniz. Bu sayede usta da gelirken neye müdahale edeceğini bilir. Yapacağınız kontrol şöyle olabilir;
Bir adet bujinizi yerinden çıkarın. Buji piposunu (bujiniz bloğa takılıyken bujinizin kafasına taktığınız ateşlemeyi ileten kablonun ucu) bujinize takın. Bujinizin dişli kısmını motor bloğuna dokundurun. Ancak burada çok dikkat edin, metal kısma eliniz değmesin veya yakın olmasın. Piponun bujiye en uzak kısmından tutun. Bu arada marşa 5-10 sn süre ile basın. Elektrot ile tırnak arasındaki kıvılcımın sürekliliğini gözlemleyin. Motorun her dönüşünde bu kıvılcım düzgün mü değil mi? Buna bakın. Düzgün bir ateşleme, seri ve gözle net seçilir olmalıdır. Zayıf bir kıvılcım, karışımı da zayıf patlatır. Eğer motorunuz birkaç silindirli ise bir veya birkaçında düzgün olabilirken birinde zayıf olabilir. Bu da performans kaybının sebebidir. Tek silindirli ise zaten ciddi performans kaybına sebeptir. Burada sorun bobin veya birkaç silindirli ise distribütör hatası var demektir. Yada Piponuzda kablo kırılması mümkündür. Buna siz müdahale edemezsiniz. Ancak önce de belirttiğim gibi ustanızı aradığınızda ona bunu söylemeniz, ustanızın neye müdahale etmeye geleceğini bilip ona göre hazırlıklı olmasına fayda sağlar. Dağ başında bu sorun ile karşılaşırsanız motorunuzu itmek, vurdurmak sureti ile bir şekilde çalıştırabilir, tekleye tekleye medeniyete gelebilirsiniz. Bir sorun olmaz. Medeniyete geldiğinizde işini bilen bir ustaya motorunuzu gösterirsiniz.
Temiz hava, temiz benzin, düzgün çalışan buji ve ateşleme sistemi. Peki akünüzün durumu? Akünüz, ilk çalıştırmada ani elektrik gücünü sağlayabiliyor mu? Aküler, daha önceki yazımda da belirttiğim gibi başlıca bir konudur. Ancak akünüzün bakımını kendiniz de pratik olarak yapabilir yada yapılmasını sağlayabilirsiniz. Bunun için akünüzün cinsine bağlı olarak, su seviyesinin kontrolü, kutup başlarının temizliği, kablo ve bağlantı elemanlarının temizliği ve sağlamlığı şarj durumu, uzun süreli kullanılmadığı durumlarda saklama koşulları gibi yapabileceğiniz birçok bakım var. Öncelikle akünüzün cinsi sulu ise, su seviyesinin kontrolünü yapmanız gerek. Her bir odacıkta eşit ve olması gereken seviyede su olmalı. Bütün akü çeşitlerinde kutup başlarını temizleyip, gres ile hafifçe yağlamanız ciddi fayda sağlayacaktır. Kışın motorunuzu çalıştırmadığınız zamanlarda akünüzün kutup başlarını sökmenizde fayda var. Hatta akünüzü motorunuzun üstünde bırakmayıp, evinizde oda sıcaklığında saklamanız, motorunuza takmadan evvel bir gün süre ile şarj ettirmeniz, ilk çalıştırma esnasında ciddi fayda sağlar. Akü kutup başlarına takılan kabloların elle kontrolü, kırık olup olmadığı, klipslerin temizliği, size motorunuzu ilk çalıştırmada sıkıntı yaşatmayacaktır. Yeni akü aldıysanız, mutlak suretle en az 12 ila 16 saat arasında şarj ettirmeniz, akünüzü uzun vadeli sorunsuz kullanmanızı sağlayacaktır. Akünüzün şeklinde gözle görülür bir değişiklik ( göçme, şişme gibi) olmamasına özen gösterin. Bu tarz değişiklikler, akünüzün patlama riskini de beraberinde getirir. Sulu aküye sahipseniz, basınç tahliye kanalı ve hortumunun temiz ve açık olduğuna dikkat edin. (Sulu akülerde odacıkların kapaklarının yanında olur) Ve mutlaka bir akü test cihazı ile kontrol ettirin veya edin ondan sonra öyle motorunuza takın. Alternatör, konjektör arızaları da konu ile ilgili bilgi ve tecrübesi olmayanlar için müdahale edilemezler arasındadır.
Motorunuzun kanı yağıdır. Motosiklet yağları, teknoloji ile birlikte çok kaliteli seviyelere geldi. Ancak her ne olursa olsun benden tavsiye, motor yağınızı 3000 – 5000 km de bir mutlak suretle değiştirin. Çünkü motosikletler yüksek devir ile çalışıyorlar ve doğal olarak daha çok ani ısı-ani soğuma gibi etkenlere maruz kalıyorlar. Bir de debriyaj balataları da aynı yağ içinde olanlarında debriyajın da pislikleri vs. gibi etkenler, yağınızın ömründen gün çalıyor. Doğal olarak yağınızı daha kısa sürelerde değişmeniz, o an için cebinizden çıkacak 35-40 YTL ile sonuçlanacaktır. Ancak uzun vadede motorunuzun her zaman ilk günkü gibi temiz ve sağlam kalmasını sağlayacaktır. İleride doğabilecek daha yüksek masraflı hasarları engelleyecektir.
Yağınızı değiştirmek için pratik birkaç çözüm önerisinde bulunabilirim. Ancak burada riskli nokta yağ tapasının yalama olmasıdır. Eğer böyle bir sorun olursa, motorunuzun komple sökülmesi, bloğun tornacıya gitmesi, kaynak ile doldurulup yeniden diş çekilmesine neden olur. Bu da oldukça maliyetli bir risktir. Ancak ben dikkat ederim, tapayı elimle zorlamadan diş kaptırmadan düzgün takarım, son sıkmada da çok fazla sıkıp yalama yaptırmam diyorsanız, nasıl değiştirmelisiniz anlatayım. Öncelikle yağ değişimi için demircide yaptıracağınız metal bir tava veya plastikçilerden alacağınız plastik ince yanaklı bir leğen işinizi çok rahat görür. Bu malzemeyi, tapanın altına gelecek şekilde yerleştirin. Motorunuzun yan ayakta olması tapayı daha rahat sökmenize neden olacaktır. Tapayı açın ve yağın tam olarak boşalmasını bekleyin. Bu arada yağ koyma tapasını da açın ki hava akımı ile pis yağ tam olarak boşalsın. En son damlamalar başladığında motorunuzu eliniz ile düzeltin ve içinde kalan son damlalarıda akıtın. Eğer yağ filitresi değişim zamanıysa bu arada yağ filitresini de sökün ki orda da atık yağ kalmasın. Yok onun zamanı gelmedi diyorsanız, sökmenize gerek yok. Atık yağın tam olarak süzüldüğüne emin olduktan sonra motoru yine yan ayak üzerine bırakın. Alt tapayı temizledikten sonra eliniz ile diş kaptırmadan düzgün bir şekilde yerine takın. Sakın unutmayın, eğer tapa ilerlemekte direniyorsa güç denemesi yapmayın. Tapanın çok rahat el ile çevrilmesi lazım. Buna dikkat edin. Eliniz ile tatlı sıktıktan sonra anahtar ile de biraz daha sıkın. Ama güç denemesi yapmayın. Bu arada tapanın bakır contasını tapayı takmadan önce mutlaka temizleyin ve ters çevirip öyle tapaya yerleştirin. Bunun sebebi, önceki sıkmada conta, yuvanın şeklini aldığından ters çevirdiğinizde şişmiş kısmı üste gelecektir. Bu sayede tapayı sıktığınızda kendine yeni yer edinecek ve görevini daha iyi yapacaktır. Filitre değiştirecekseniz yeni filitreyi yerine takın. Ama onu veya civatalarını sıkarken güç denemesi yapmayın. Unutmayın açık filitreler, yani bir kapağın altında olmayan filitrelerin en doğru sıkılma şekli alet kullanmadan el ile yapılanıdır. Arabamda başıma geldi, ustam, filitreyi anahtarla sıkmış, contayı ezdiğinden yolda tüm yağ ezilen contadan boşalmıştı. Yağ lambası yanar yanmaz kenara çekip motoru kapatmasaydım, o gün ciddi masraflı bir bela gelecekti başıma. Dışında bir kapağı olan kapalı filitrelerde ise kapak civatalarını el ile yerine yerleştirip tatlı sıkın. Çünkü onlarda zaten oring conta var ve görevini yapar.
Bundan sonra yağ koymaya geldi sıra. Motorların yağ koyma tapasının yanında veya o bölgeye yakın yerlerde yağ miktarı yazar.Eğer filitreyi değiştirdiyseniz 100 – 150 gr. Fazla yağ koymanız gerekiyor. Misal; 2300 ml yazıyorsa, filitre değişiminde 2400 veya 2450 ml koymalısınız. Kulaktan dolma filitre değişimlerinde 300 – 400 gr fazla yağ koy laflarını unutun. Bizim yağ filitreleri 300-400 gr yağ almaz. Otomobil filitresi ile bizimkileri yan yana koyarsanız hacimsel farklılığı anlayacaksınız. Benim motorumun filitresi büyük derseniz, göz kararı artırabilirsiniz. Ama en doğru sonuç, 100 – 150 gr fazla koyup, yağ çubuğu, yoksa yağ penceresinden kontrol ederek seviyeyi ayarlamanız. Az yağın zararı olabileceği gibi fazla yağın da zararı olur. Bu, fazla yağın oluşturacağı iç basınç, hava filitre kazanına aşırı yağ atması, buradan silindire yağ gitmesi, bujilerin yağlanması vs. vs....
Artık motorunuzun yapabileceğiniz tüm bakımlarını yaptınız. Artık motorunuzun diğer kısımlarına geçebilirsiniz. _________________ Sevgiler
Zafer Yangın
TB2NEN
Zafer'cigim cok tesekkurler, her zaman lazim olabilecek cok yararli bilgiler var. Cidden ise yarayacak bilgiler... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Kayıt: Aug 19, 2003 Mesajlar: 816 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Arl 19, 2006 1:26 pm Mesaj konusu: re
Sevgili Zafer Eline saglik cok guzel toparlamissin. Bir de sesini duymak guzel.
Sevgiler
Bulent _________________ I need your boots , your clothes and your motorcycle.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Sal Arl 19, 2006 1:43 pm Mesaj konusu:
Çok güzel özetlenmiş. Anlamamak mümkün değil. Elinize sağlık. Teşekkürler. _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Sonradan not: Forumlar zaten ciddi bir kaynak... Ama epeydir pek karıştırmadığım "ipuçları,teknikler,öneriler,uyarılar" bölümüne girdiğimde farkettim, bu bölümde ve diğer bölümlerde 3,5 yıl gibi bir sürede motosiklet kültürü konusunda çok ciddi bir birikim oluşmuş. Arada bir ana sayfanın solundaki ana menüyü karıştırmak gerek sanırım.
Sevindim akşam akşam. Neyse, konuyu bölmeyeyim...
Sonradan not: Forumlar zaten ciddi bir kaynak... Ama epeydir pek karıştırmadığım "ipuçları,teknikler,öneriler,uyarılar" bölümüne girdiğimde farkettim, bu bölümde ve diğer bölümlerde 3,5 yıl gibi bir sürede motosiklet kültürü konusunda çok ciddi bir birikim oluşmuş. Arada bir ana sayfanın solundaki ana menüyü karıştırmak gerek sanırım.
Sevindim akşam akşam. Neyse, konuyu bölmeyeyim...
Oğuz çok haklısın arada sırada bu linki hatırlatmakta fayda var, geyik muhabbeti geliyor gidiyor ama bu yazılar kalıcı. _________________ Ümit Yayla
İstanbul
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 158 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Arl 21, 2006 8:19 pm Mesaj konusu:
O linke baktım da, zamanında yazmış olduğum ama bende mevcut olmayan ( çöken bilgisayarımla beraber uçan) yazılarım da var. Sevindim vallaa onları bulduğuma... _________________ Sevgiler
Zafer Yangın
TB2NEN
Çok teşekkürler gerçekten faydalı bilgiler, keşke şu buji konusunu daha önce okuma şansım olsaydı diyorum, bizzat el kitabından çeviri ve besmele yöntemi ile tecrübe etmem gerekti.
Bir şey sormak istiyorum, ıslanmış olan bujinin bozulma ihtimali nedir yani sadece üzerinde benzin artığı var diye görevini yapamaz hale gelir mi ?
Eski bujilerimin iş görüp görmeyeceğini buji kablosunu takmadan anlamak mümkün mü ? işin aslı makinanın üzerinde yeni buji takılıyken kabloyu eski bujiye takıp deneme yaparken yenileri ıslatmaktan korkuyorum
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 158 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Oca 09, 2007 8:12 am Mesaj konusu:
FW190 demiş ki:
Çok teşekkürler gerçekten faydalı bilgiler, keşke şu buji konusunu daha önce okuma şansım olsaydı diyorum, bizzat el kitabından çeviri ve besmele yöntemi ile tecrübe etmem gerekti.
Bir şey sormak istiyorum, ıslanmış olan bujinin bozulma ihtimali nedir yani sadece üzerinde benzin artığı var diye görevini yapamaz hale gelir mi ?
Eski bujilerimin iş görüp görmeyeceğini buji kablosunu takmadan anlamak mümkün mü ? işin aslı makinanın üzerinde yeni buji takılıyken kabloyu eski bujiye takıp deneme yaparken yenileri ıslatmaktan korkuyorum
teşekkürler selamlar
Öncelikle ıslanmış buji bozulmuş anlamına asla gelmez. Eğer bujinin mekanik bir problemi yoksa, ıslanma ile bozulmaz. Islanan bujiyi yakarak, çok rahat kurutabilirsin. Yakarak derken ateşin içine komple atmayacaksın tabii ki. Ucunu çakmak ile yakman yeterli.
Gelelim bozuk mu değil mi kısmına.. Öncelikle eski bujilerini denemek için, yeni bujini tabii ki yerinden çıkarmanda fayda var. Aksi halde motor bloğunda gereksiz bir kompresyon oluşacak, içeriye yanmamış benzin dolacak, sonrasında motorunu çalıştırma problemi çekeceksin.
Oysa yerinden çıkardığın bir buji ilebir veya iki buji deneme şansına sahipsin. (Bunun fazlası da elektrik aksamına zarar verebilir.) Yerinden çıkardığın buji boşluğundan, içeriye akan yakıt, dışarıya çıkacaktır. Ya kompresyon ile, yada buharlaşarak. Böylece silindir üzerinde yanmamış benzin birikmesi ile boğulma dediğimiz olayı engellemiş olacaksın.
Bujiyi denerken, çakma işleminin, motorun her devrinde olduğuna ve gözle görülür bir parlaklıkla çaktığına emin olun. Böyle ise bujiniz sağlam demektir.
NOT: Bu arada boğulmuş bir motoru çalıştırmakta zorluk çekiyorsanız, bujileri sökün ve motoru bu şekilde marş motoru ile birkaç tur çevirin. İçinde biriken benzin, buji boşluklarından dışarı çıkacaktır. Bujinizin de kafasını çakmak ile yakın ve yerine takın. Eğer motorunuzda başka herhangi bir mekanik problem yoksa, basın marşa ve yolunuza devam edin. _________________ Sevgiler
Zafer Yangın
TB2NEN
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız