Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Prş Ksm 06, 2003 6:10 pm Mesaj konusu: Kaya Güçmen ve Sinan Özgen'in Berlin Maceraları
Berlin’de bir hafta sonu
Geldim, geliyoruuuum konulu mailler atarken, Kaya Güçmen en sonunda Berlin’e geldi. 31 Ekim Cuma akşamı kendisini havaalanında karşıladım. Daha önce I. Mehter gelmişti de beni okulumun önünde epeyce beklemişti ne yazık ki, aklıma geldi, kulakları çınlasın.
Kaya’nın geldiği akşam bizim apartmanda kokteyl tarzında bir parti vardı. Hava da epeyce soğuktu, çıkıp dışarıda turlamak yerine davete icabet ettik. Kaya ile sohbetlere katıldık, chili con carne yedik.
Ertesi sabah erkenden kalkıp BMW Niederlassung Berlin/Tiergarten’i istilaya hazırlandık. Zoologischer Garten önünde sıkı bir kahvaltı sonrası doğruca BMW’ye gittik. Açılma saati olan 10’da kapının önündeydik. “15dakikada hallederiz” dediğimiz yerden 2 saat 15 dakikada çıktık.
Önce ben ayırttığım Rallye montu denedim. Kaya “2 lira fazla olsun kırmızı olsun” derken, ben mavide ısrar ettim, sonuçta bu yaz beni mavi bir ceketle göreceksiniz.
Sonra onun için Savanna aradık, ona buna bakındık, bulunmayanları sipariş ettik. Oradan yedek parça bölümüne geçip çeşitli siparişleri tedarik ettik, epeyce ferahlayıp cepteki ve kartlarımızdaki ağırlıkları orada bıraktık.
Tabii Bundesallee’deki muhteşem üçlüye yetişmek için geç kalmıştık. Bu yüzden diğer ikisine oranla daha uzakta olan Hein Gericke’yi iptal ederek Polo’ya yetiştik.
Hein Gericke'de boyle bir yer, sahis I.Mehter, gecen bahar:
Şimşek hızı ile bir turun ardından Louis’e gittik. Louis 16’da kapanıyormuş, Biker Miles’a geçip Dainese vs. ürünleri yokladık, çoğunun Türkiye ile aynı fiyat olduğunu gördük. Son olarak Louis’e giderek yaklaşık 2 saat de orayı harmanladık. Zaten kapandığı için 16’da çıkarak elimizdeki ağır yüklerle eve döndük.
Karnımız çok acıkmış olduğundan, Kaya “Viraneyi onaralım önce” dedi. “McDonald’s var mı yakında?” diye de ekledi. Ben de “Boşver globalleşmeyelim şimdi” diyerek kendisini Doğan Abi’nin sosis büfesine götürdüm. Ben bu Doğan Abiyi Ibrahim geldiğinde tanımıyordum. Ceyda geldiğinde ısrarla “pommes” isteyince, çevreden edindiğimiz verilerle Biers Mini isimli bir büfeye gitmiştik. Tek başına çalışan adam, kırmızı yanaklı, göbekli, sarışın tipik bir almandı. Biz Ceyda ile kendi aramızda Türkçe konuşunca, adam:
“Aa, madem Türksünüz, ben de Türkçe konuşayım. Ben bir türkle evliyim, karım “Ben hayatta Almanca öğrenmem, öğreneceksen sen Türkçe öğren” deyince Türkçe öğrendim, müslüman oldum, adım Doğan” dedi.
Hasılı Kaya o akşam Doğan Abiye rastlayamadı ama çok güzel sosisler yedik, ayak üstü sohbet ettik. Yemekten sonra tam karşıdaki Karstad Sport’a dalarak bisiklet reyonunda çılgına döndük. Akşamı Unter Den Linden’de Hemingway’in meşhur kahvehanesi Einstein’da tatlı yiyerek geçirdik.
Cumartesinin verdiği yorgunlukla, Pazar geç kalktık. Ben ısrarla Berlin turu önerirken Kaya’nın, hayallerini süsleyen karting için ümitsizce bana baktığını görünce, çıkartmış olduğu sayfa sayfa karting pisti sayfalarından bir tanesini aramaktan başka bir şey gelmedi içimden. Ben tamamen, o ise kısmen telefon almancası özürlü olduğumuzdan, ev arkadaşım Alman Ali (küçükken yazlıkta öyle derdik kendisine ) bizim için pistin nerede olduğunu ve kaça kadar açık olacaklarını sordu. Kaya, oraya giden bir araç olmasa dahi, araba kiralayıp gitme taraftarıydı. Kamusal ulaşım araçları ile gidilebileceği öğrenilince, saat 18’de kapanacak yer için çıktık yola 15’te... Şimşek gibi bir ulaşımla, neredeyse Polonya sınırındaki piste 16.00’da vardık. Daha doğrusu vardığımızı sandık. Uzaktan bir gazlama sesleri geliyordu ama trenin bizi bıraktığı uçsuz bucaksız Prusya ovasında tren yolu ve nereye gittiği belli olmayan bir patikadan başka bir şey yoktu. Tren yolunun üzerinden geçerek patikadan yürüdük ve bir asfalta çıktı. Görünen bir iki evin arasından geçip, Schönerlinde Kartbahn’ın tabelasından içeri epeyce yürüdükten sonra istenen yere ulaşıldı. Pist epeyce uzun, asfalt kalitesi çok güzel, etrafı yüksek bir toprak duvarla çevrilmiş bir yerdi. Bir de baktık ki, pistin üzerinde KTM süpermotolu Doğu alman kökenli abiler çılgınca turlayıp duruyor. Neyse onlar zaten parasız kullanıyorlarmış pisti, biz Kaya ile girince çıktılar. İlk 10 dakikayı deneme babında atarken, ben sürekli frenle viraja girdiğimden Kaya’ya yetişmek mümkün olmadı. İkinci 10 dakika’da ben baktım ki fren yapmadan daha keyifli, birbirimize yol vererek sürekli arka arkaya gittik, 9HP’lik kartlarla, 1250mt’lik pistte.
Çıktığımızda, çılgın abiler farlarını yakıp piste geri döndüler. Biz de pistin bu sezonki son gününü vücutlarmızda çeşitli ağrılarla kapatıp, geldiğimiz patikadan geri döndük.
Ertesi sabah Kaya işleri için kendisine ayarlanan oteline geçti. Çarşamba günü buluşup, önce BMW’ye sipariş ettiğimiz malları aldık. Berlin’e kaçırılan Bergama Zeus Altarına ait Pergamon müzesini dolaştık, akşam sushi yedik. Beraber yaptıklarımız bu kadardır. Kendisi ballandıra ballandıra başka şeyler anlatırsa bilin ki benden bağımsız yapmıştır.
Kayıt: Jul 25, 2003 Mesajlar: 141 Nerden: Istanbul
Tarih: Cum Ksm 07, 2003 10:37 am Mesaj konusu: Harika bir haftaydı
Selam Arkadaslar ,
hakikaten Sinan ile çok güzel bir hafta geçirdim. Stratejik (motor malzemesi satan) mağazalara ulaşım ve danışmanligin yani sira cok muthis de rehberlik yapti bana.
Artık ben de, "ich bin ein Berliner"...
Çok teşekkürler Sinan.
Not : ballandıra ballandıra anlatılacak konular için ilgililerin direk başvurmaları gerekmektedir
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız