Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Feb 02, 2005 Mesajlar: 147 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Çrş Nis 20, 2005 8:56 am Mesaj konusu: Radikal' den Bir Trafik Yazısı
Türker Alkan' ın bu yazısına gelin de hak vermeyin. Yine de kibar
davranıp 'trafikomanyak' demiş.
Trafikomania hastalığı
Türker Alkan
(365 kişi okudu)
İnsanları tanımanın en iyi yolu nedir?
Elbette pek çok yolu vardır. Gazetelerde sık sık çıkan 'Eşinizi tanıyın', 'Arkadaşlarınız nasıl biri, bu testte 25 puan alırsa iyi arkadaş demektir' türü yöntemlere başvurabilirsiniz.
Ya da eskilerin tavsiyelerine göre hareket edebilirsiniz. 'İşret temyizi Édeme mihenktir,' sözüne itibar ediyorsanız, tanımak istediğiniz kişiyle şöyle güzel bir işret âlemi düzenleyebilirsiniz. Hatta yemek yeme tarzına bakarak bile insanlar hakkında fikir edinebilirsiniz. Örneğin Vehbi Koç, yemeğin tadına bakmadan tuz eken birini görünce hemen kırık notu verirmiş: "Bu adam önyargılıdır!"
Eskiden beri önerilen bir diğer yöntem, yolculuktur. İnsanların gerçek kişiliği yolculukta ortaya çıkar, denir. Neden yolculuk? İnsan bir kez kendisini tanıyan çevreden uzaklaşınca, keyfince davranma, baskı altında tuttuğu gerçek kişiliğini çekinmeden ortaya dökme eğiliminde olacaktır da ondan. 'Beni nasıl olsa kimse tanımıyor. Bir gördüğüm insanı belki de bir daha tekrar görmeyeceğim. Keyfimce dağıtayım gitsin!'
Belki benzer bir durum, ölüm tehlikesi yaklaşınca görülebilir. İkinci Dünya Savaşı'nda pek çok kişi, 'Yarın ne olacağı belli değil, şu son günlerimi keyfimce, istediğim gibi geçireyim,' diye düşünerek her çılgınlığı yapmaya başlamıştı.
Bence insanların gerçek kimliklerini anlamanın yeni, çağdaş ve çok daha etkili bir yolu daha var: Trafik!
Başka ülkeleri bilmem ama, bizim ülkemizde trafik, insanların gerçek kimliklerini anlamada en has ölçüttür. İçkiden ve yolculuktan daha fazla.
Yürürken veya otururken dünyanın en nazik, efendi, olgun görünüşlü olan kişisi, direksiyonun arkasına geçince birden değişiyor. Kaba, saldırgan, düşüncesiz, küfürbaz, aceleci, saygısız, tehditkâr biri olup çıkıyor.
Bu normal bir durum değil. Hastalıklı bir durumdur ve öyle ele alınmalıdır. Yayayken farklı, trafikte farklı davranan, bambaşka bir kimliğe bürünen bu insan kategorisine ne denir? Şizofren mi? Sosyopat mı? Çok kişilikli mi? Paranoyak mı? Manyak mı?
Bilmiyorum. Belki de bütün bu hastalık belirtilerinin her birinden bir parçasının görüldüğü, kişiye göre harmanlanıp yeni bir hastalık türünün oluşturulduğu yeni bir durumla karşı karşıyayız.
Çağdaş bir hastalık. İnsanları gerçeklikten uzaklaştıran, tehlike algılamasını ortadan kaldıran, hırslandıran, saldırganlaştıran, kuralsızlaştıran, kendisinin son derece önemli, başkalarının ise tümüyle önemsiz olduğunu düşünmesine yol açan, 'bana bir şey olmaz' dedirten ve genellikle trafikte karşımıza çıkan bir hastalık tablosudur bu.
Bütün toplumlarda aynı oranda görülmeyebilir. Ama bizim toplumumuzda yaygın olarak görülen ciddi ve tehlikeli bir hastalıktır.
Hem can kaybına (buna 'cinayet' de diyebilirsiniz), hem de mal kaybına yol açmaktadır.
Bu hastalığa 'trafikomania' demek uygundur sanıyorum.
Yazık ki benim gözlemlerime göre mümtaz Türk halkının yüzde 80'i bu hastalığa yakalanmışa benziyor. 'Türk halkının yüzde 80'i 'trafikomanyaktır' demeye dilim varmıyor. Ama sorarım size, bizdeki gibi araba kullananlara 'akıllı' demek caiz midir?
El cevap: Değildir!
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız