Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
olmali ve Strese girmemeli. Gözümüzün önünde trafikte bekleyen bir Minibüs karsi yola gecti hemde aradaki
yüksek kaldirimlara aldirmadan !!!
Ankarada Akraba Ziyaretlerini tamamladiktan sonra Anitkabire gectik, ben
Ankara dogumlu oldugum halde Anitkabirin nerde oldugunu bilmem!! Onun icin muhakkak görmem lazim, ne yazikki
gec kalmisiz, aksam 5 te Ziyarete kapaniyormus. Imdadimiza Beniz yetisti kendisi Ankarali bir MD li. Cok
tatli bir Bayan, sagolsun gece onda kaldik, sanki 40 yildir tanisiyormusuz gibi bize Misafirperver davrandi,
ona buradan cok tesekkürler (Beniz Almanyaya bekleriz). Fotoda Soldaki Bayan Hayatinin Esi, ortadaki zarif
Bayan Beniz.
Anitkabir
+++++++++
Ertesi günü Nihayet Anitkabire girebildik, tek kelimeyle muhtesem bir yer, muhakkak herkes gitmeli. Anitkabir
büyük bir Müze, zaten Atatürk ün Nasini göremiyorsunuz cünkü kapali anca canli Kamera görüntüleri var.
Ülkemiz, Insanimiz, gecmisimiz hakkinda bilgi sahibi olmak icin ideal bir yer. Anitkabirin Kantininede
deginmeden edemiyecegim, sivil kiyafetli Askerler isletiyor. Belki Türkiyenin en kaliteli en ucuz Kantini
muhakkak ugrayin
Ankara-Nevsehir
+++++++++++++++
Ankaradan ciktik Bir ara bir nehrin yanindan geciyorduk ben zaten sicaktan bunalmisim, birden aklima suya
dalmak geldi ana yoldan ciktim, vay senmisin yoldan cikan yerler cakil tasi, Micir dolu birak motorla o yolda
gitmeyi o yolda yürünmez bile ama cikmis bulundum ve dengemi kaybederek yeri öptüm, zaten daha öncede ayagim
kaydigi icin TR de bu tür tecrübelerim olmustu, Bundan ne ögreniyoruz -> Yol kenarlarinda durmak cok
tehlikeli cünkü her tarafta Micir denilen bir tür cakil var ve dengeyi saglamak cok zor oluyor. Suya girecek
bir yer bulamadan, Moralde sifir bir sekilde yolumuza devam ettik
Nevsehire yaklastikca yol insaatlari cogaliyor, Doga degisiyor insan ben nerdeyim nereye geldim yahu gibi
kendi kendine sorular sormaya basliyor.
Avanos-Göreme-Nevsehir
++++++++++++++++++++++
Göreme ye yaklasirken yol sola Avanos, saga Nevsehir ikiye ayriliyor, biz Haritamiza bakip Avanos üzerinden
gitmek gibi yanlis bir karar variyoruz cünkü bir süre sonra yol tamamen bir insaata dönüyor (neden iki seriti
ayni ande bozarlar anlamadim) öyle sert bir Zeminde yok, hele önünüzde bir Kamyon gidiyorsa göz gözü
görmüyor. Bin bir cambazlikla 20 km lik insaati bitiriyoruz ve kendimizden gurur duyuyoruz, demekki biz biraz
motor kullanmayi biliyormusuz. Her tarafimiz toz icinde ne kendimizi nede Motorlarimiz tanimak mümkün degil.
Bir an önce bir yerlere gidip sicak ve tozdan kurumus girtlaklarimizi Islatmamiz lazim.
Devam edecek.... _________________ Yollar bizim, gerisi Sizin olsun.
Free Biker www.abc0.de
Kayıt: May 19, 2005 Mesajlar: 40 Nerden: Stuttgart
Tarih: Çrş Tem 27, 2005 3:57 pm Mesaj konusu:
Bütün Okurlara Sevgiler, Saygilar.
@Pasifik kardes hic senin harita ise yaramaz olurmu? Benim Harita Usaktaki Yagmurda sizlere ömür ) Kendine iyi bak, insaallah yine görüsürüz.
Bölüm II
Göreme-Ürgüp
Avanosa yaklasirken Posterlerden tanidigimiz Ürgüp-Göreme Doga Manzaralari yavas yavas bizleri selamliyor. Avanos kücük bir Kasaba yol burda ikiye ayriliyor Sag taraf Göremeye direk Kayseriye gidiliyor. Tabi biz Göremeye dogru devam ediyoruz.
Burda cok tatli bir yol basliyor sanirim 5 km kadar uzunlukta adamlar Bisiklet icin dahi Serit cizmisler, Insanin inanasi gelmiyor bu degisiklige. Göreme Doga Müzesi Levhalarini takip ediyoruz, Allahim biz nereye gelmisiz! Hemen Hayatinin haniminin eline portatif Kamerayi tutusturuyorum, sagolsun Görüntüleri giderken yakaliyor. Acik
hava Müzesinin sonuna büyük kivrimli bir yokustan sonra ulasiyoruz, ve Ürgüpe dogru devam ediyoruz. Zaten Göreme ve Ürgüp yan yana, bu arada aksam olmus ve bizim kalacak bir yere ihtiyacimiz var. Emok Festivalinde verilen Haritada Ürgüpte kalinabilecek bir Otel tavsiye ediliyor ve biz ilk hedef olarak onu ariyoruz. Nitekim 3-5 sormadan sonra bir tepenin basinda aradigimiz Oteli buluyoruz, öyle disardan ahim sahim bir yer degil, Magaralari isleyerek lüks bir Otel haline getirmisler. Bizi hemen
karsiliyorlar, megerse baskalarini bekliyorlarmis biz sanmislar, Oda durumu soruyoruz Oteli isleten zarif ve Nazik Bayan ne yazikki sadece bir odalari kaldigini fiyatininda bize Özel 100 YTL (1 Gece) oldugu belirtiyor.
Caylarimizi iciyoruz tesekkür ettikten sonra kalacak daha uygun bir yer Bulmak icin tekrar atlarimiza biniyoruz.
Bir kac yere daha sorduktan sonra Göremenin icinde Kaya Kampingte kalmaya karar veriyoruz, zaten yorgunluktanda bitmisiz. Kaya Kamping Göremede yokusu ciktiktan sonra sol tarafta kaliyor, cok güzel bir yer hani nerdeyse 5 yildizli bir Kamping diyebilirim. Yüzme havuzuna kadar her sey mevcut, istersen yemek yap (mutfak mevcut) istersen yemek siparis et ayagina kadar getirsinler. Fiyatida cok uygun, adam basi gecede 7 YTL (kisi, cadir, motor). Gece Bekcisi ile yaptigimiz söylesilerde eskiden buranin Turist kaynadigini simdiyse sinek avladiklarini ögreniyoruz, umarim benimde yöre Turizmine hazirlayacagim DVD ile bir katkim olur.
Ertesi gün dinlenmis bir sekilde cevremizi Kameralarida alarak yaya kesif etmeye cikiyoruz. Henüz 10-20 m gitmeden yolun sol tarafinda üzerinde Simetrik kilisesi adli kücük bir Levha gözümüze ilisiyor. Ilk hedefimizi belirliyoruz, 200-300 m lik bir patikadan sonra belirtilen yere variyoruz, daha ne olup bittigini anlayamadan adinin Recep oldugunu ögrendigimiz konusmayi seven bir Sahis yolumuzu kesip bize giris Biletleri (2,5 YTL) satiyor. Elimize tutusturdugu Cep Lambalariyla Simetrik Kilisesine giriyoruz.
Büyük bir Avlu ve Avlunun duvarlarinda ve Tavaninda cizilmis resimler, duvarlardaki soluk kirmizi renkli resimler ayna ile yapilmis gibi birbirlerine benziyorlar demekki Simetrik Adi da burdan geliyormus Avlunin bir kösesinde yüksekligi 1,3m genisligi 70 cm bir Delik icerisi zifiri karanlik bir Koridor. Elimde Lamba iceriye giriyorum 10 m kadar zorla yürüyerek büyük ve ayni zamanda karanlik bir odaya erisiyorum. Hayatide zorlukla arkadan yetisiyor ama karisi korktugu icin disarida nöbet tutmayi yegliyor. Adamlar bundan yillar evvel neler yapmislar, sürekli saldiriya ugradilari icin bir Magara sistemi gelistirmisler, her girisin yanina koca yuvarlak kalin bir tas, kapi görevini görüyor. Iki kisi ugrasiyoruz ama Kayayi yerinden bile oynatamiyoruz Öfkeli Simetrik Kilisesi Maceramizi Recepin yaptigi tavsan kani caylarla noktaliyoruz ve dinlenmis olarak etrafi kesfe devam
ediyoruz.
Bu tür Kayalara oyulmus bir cok Kiliseler, Yemekhaneler, Yatakhaneler, mezarlar vs. hayli bol, bazi Resimlerin bol oldugu yerlere girmek icin tekrar Bilet almak gerekiyor ama Türk vatandaslarina indirimli oldugu icin bütceyi zorlamiyor. Buralara geldiginizde en az bir gününüzü ayirip buralari gezip görmenizi tavsiye ederim. Etrafta bol miktarda Kayisi, Dut agaci var, meyvalar yerlere dökülüp cürüyorlar, gecerken tadlarina bakmayi unutmayin derim Gülümse Ha bu arada hayatimda ilk defa bir deveye bindim, gerci merdivenle deveye binmek biraz acayip oldu Gülümse ama hic yoktan iyidir.
Kaya Kamping cok güzeldi bu nedenle iki gece kaldim ondan sonra Seytan beni dürtmeye baslidi, Kara Biberde (benim Motor) bana zaten göz kirkip duruyordu. Hayatiler biraz daha kalmak istediler eh nede olsa keyifleri keka Ben tek basima bir dahaki hedefim olan Nemrut Dagina dogru yola cikmaya hazirdim.
Kayseri-Malatya
Kayseriye giden yol cift seritli ve cok güzel, cabucak variyorum. Bu arada Erciyes Daginin Fotosunu cekmek lazim canim Pişşt . Kayseri oldukca Modern ve güzel bir sehir, begeniyorum.
Kayseri Malatya arasi biraz var, yolda Kamyoncu Arkadaslarin takildigi bir Benzinlikte yemek yiyor Benzin deposunu dolduruyorum. Bana Dut suyumu Link mi öyle bir sey ikram ediyorlar, cok tatli!! Gürün Kasabasindan cikarken bir Radar Levhasini görüyor ve hizimi 80 km/h ye düsürüyorum, bu arada arkadan gelmekte olan bir arac beni solluyor, Acelesi var herhalde.
Biraz ilerde zaten pusuya yatmis Polis amcalar hemen telsizle ileride bekleyen Polislere bildirmis olacaklarki beni sollayan Araci hemen saga cekiyorlar (Motorsikletler sehir disinda max. 80 km/h).
Darende tam bir Kayisi Cenneti, yol boyunca sayisiz Kayisi bahceleri, bu sene o kadar cok Kayisi olmuski Agaclarin dallar yerlere sarkmis, kirilmis. Tüccarlardan yaka silkmis yöre halki kendi basinin caresine bakmak icin yol kenarlarinda derme catma kulübelerde taze Kayisi, Erik ve kurutulmus kayisi cesitleri satiyorlar.
Burda durmadan olmaz , zaten baba memleketine gelmisim. hemen etrafimi sariyorlar, herhalde benim gibi bir görüntüyü hergün göremedikleri icin cok ilgi gösteriyorlar. Cok efendi ve Misafirperver insanlar. Bana Kayisi veriyorlar, cay getiriyorlar. Gölgede dinlenmis, yeni arkadaslar edinmis olarak yoluma devam ediyorum.
Bugün Nemruta cikamayacagimi biliyorum bu nedenle önce emekli olduktan sonra Köyüne yerlesmis olan Babami Arguvan-Isa Köyünde ziyaret etmeye karar veriyorum. Arguvan Kasabasi Malatyaya 70 km uzaklikta, Malatya Sehir merkezine gelmeden sola dönerek Sivas istimaketine devam ediyorum. Firatin Mavi-yesil sularinin üzerinden geciyorum (icimden suya girmemek gelmiyor degil hani ) Bir süre sonra Kayisi Agaclarinin yesilligi yerini sapsari daglara tepelere birakiyor, havada nem olmasada korkunc bir sicaklik var.
Babamin Köy evinde 2 Gece kaliyorum, bu arada Arguvanda Müzik Festivali varmis, sans diye buna derim, beraberce Festivale katiliyoruz, cevredeki köyler cesitli büyüklükte cadirlar kurmuslar, her cadirda o köyün kendine özgü birseyleri tanitiliyor, tatli sohbetler ediyoruz. Ikinci günde gitmek istiyoruz ama köyün yollari delik desik ve eski dostum micirdan gecilmiyor, gereksiz risikoya girmemek icin televizyondan izlemeye karar veriyoruz, sürekli elektrikler kesiliyor, babam bunun rüzgardan kaynaklandigini söylüyor, hayret her rüzgarda elektrik kesilirse avrupa topluluguna genc kusak yetistirmede zorluk cekmeyiz )
Sonradan ögrendigme göre gitmedigimiz gece Festivalde bir sarki yüzünden olaylar cikmis sandelyeler ucusmus vs. Burda milletin cani sIkIldikca olay cikartiyorlar anlasilan
Nemrut Dagi
Haritada Malatya Nemrut Dagi arasi 95 km gözüküyor, ögrendigime görede Adiyaman tarafindan gitmekten daha iyiymis Malatya yolu, sordugum kisilerde yollarin hep Asfalt oldugunu söylediler, bende buna dayanarak 1 saatte herhalde giderim diye düsünüyordum, cok yanilmisim...
Devam edecek... _________________ Yollar bizim, gerisi Sizin olsun.
Free Biker www.abc0.de
Kayıt: May 19, 2005 Mesajlar: 40 Nerden: Stuttgart
Tarih: Cum Tem 29, 2005 5:21 pm Mesaj konusu:
Bölüm III
Nemrut Yollari
Malatyadan ciktiktan sonra Pötürge Istikametinde devam ediyorum, keyifim yerinde, sabah erken iyi bir kahvaltidan sonra yola cikmisim, sonunda uzun zamandir Adini cesitli yerli yabanci kaynaklardan duydugum, Fotograflarini ezberledigim Kral Mezarlarini görecegim.
Malatyanin Pötürge kasabasina dogru yola cikiyorum, tipik Malatya Dogasi bol bol Kayisi bahcelerinden geciyorum. Pötürgeye yaklasirken gittigim yol sürekli bir tirmanisa geciyor, aha demekki Daga ciktigim belli olacak Kivrimli Dag yollarinda devam ediyorum, yolun sagindaki ucurumlarin derinligi gittikce derinlesiyor, olsun bir sey olmaz gerci biraz yükseklik fobim var ama simdi sirasi degil
Oda ne Yol insaati Bu da nerden cikti Hani yollar hep asfaltti Neyse canim az bir seydir, birazdan biter diyerek kendimi teselli ediyorum. Her iki seritte insaat halinde oldugu icin hizimi azami düsürüyorum, her taraf cakil ve nefret ettigim Micir dolu Yolun sol tarafi biraz sertlesmis gibi ama süreklide viraj var ya karsidan bir Arac cikarsa Azami dikkat, No Risk No Fun geri dönüp baska yol aramak icin cok gec diyip yola devam ediyorum. Birinci Vitese kadar düsüyorum, hava cok sicak, korumalarin icinde sapir supur terliyorum, insaalah motor hararet yapmaz
Birden Virajin arkasindan inanilmayacak bir hizla bir Minibüs karsima cikiyor son anda saga kaciyorum ayaklar yerde ama Micir tutunmami engelliyor, 300 kg lik Motorla beraber yana yatiyoruz. Allah Kahretsin . Göz ucumla Minibüsün bir an bile beklemeden yola devam edip gözden kayboldugunu fark ediyorum Agzimdan anlami belli olmayan okkali bir küfür cikiyor...
Motor hala calisiyor arka teker dönmekle dönmemek arasinda celiskilerde, acil kapama dügmesiyle Motoru susturuyorum. Yol yokus, her taraf cakil, Micir, yolun durumu, Motoru zaptedmek derken yorulmusum, önce bir su iceyim, Pet siseye motorun arkasindan cekip kafaya dikiyorum, sicaktan kaynamis ama hic yoktan iyidir
Terden görmekte zorlanan gözlerimi silmek icin Kaskimi cikartip atiyorum, bu arada yavas yavas yokusu inen bir Kamyoncu yanimda duruyor ve bana aciyan gözleriyle bakarak nereli oldugumu soruyor. Yükseklerde havanin bu kadar sicak olmadigini söyleyerek beni teselli etmeye calisiyor.
Bir an geri dönmeyi düsünüyorum ama kendime olan saygimi yitirmek korkusu ve gururum buna izin vermiyor. Bakalim bu Nemrut Dagimi güclü yoksa benmi
DD Agabeyin ögrettigi gibi Motoru ayaga kaldiriyorum, üff bu kadarda agir oldugu bilmezdim, zorlukla üzerine binmeye calisirken ayaklarim kayip tekrar yeri öpüyorum, Alllaaaaaaaahhhh. Aklima gelen bütün küfürleri tek tek sayip biraz sakinlestikten sonra Motorumu tekrar ayaga kaldiriyorum.
Motorun altinda büyükce kara bir Leke görüyorum, benzin olacak, Sag cantayi tutan Kolda kirilmis, bundan 1-2 Hafta evvelki gicir gicir cantalarin hali zaten icler acisi, cizikleri filan bosver. Simdi hasar tespitin zamani degil, hadi aslan Kara Biberim benim, simdi ne mal oldugunu gösterme zamani geldi, hadi beni bu Allahin Daginin basinda birakma diye mirildanirken Anahtari ceviriyorum. Motorun Beyni tek tek bütün Funksiyonlari test ederken saniyeler saate dönüsüyor, zaman gecmek bilmiyor. Testler bittiginde geriye hizla yanip sönen kirmizi bir uyari levhasi kaliyor, anliyorumki Motor hararet yapmis, öf ucuz kurtardik yine be . 10 Dakika sonra tekrar ayni islem bu sefer Motorum hazir calismayi bekliyor, basiyorum dügmeye derinden gelen bir sesle Motoruma can geliyor, agzim kulaklarimda yavas yavas elimi debrejden cekiyorum, aman oglum cok dikkat yine düsmeyelim.
Uzun Mücadele dolu bir zaman sonra yol insaatini bitiriyor ve Dagin basina erisiyorum. Hayret hakikaten hava serinliyor, demek bunuda yasayacakmisiz Karnim Zil caliyor, uzun süredir yemek yemedim, Allahtan benzin deposunu fullemistim. Gözlerim her Virajin arkasinda bir benzinlik bir yemek yenebilecek yer ariyor ama nafile. Nitekim sert bir Virajin arkasinda yola sacilmis Kayisilar ve bir Kayisi kutusu görür görmez duruyorum. Anlasilan hizli giden bir Kayisi yüklü Kamyonetten düsmüs, Kutuda aslan gibi kayisilar beni bekliyor, bir güzel karnimi doyuruyorum ah bide su olsa
Bölüm IV
Nemrut Yollari ve 480 Viraj
Dagdan inis basliyor, hayda nerde kaldi bu Nemrut Dagi Demekki benim cilem daha bitmemis. Sayisiz virajlari gecerek Dagin bittigi yerde Agaclarin icinde kücük bir Köye giriyorum, elinde Katirinin kayisiyla yürüyen köylü kadinin Katiri benden ürküyor, hemen duruyor ve gecip gitmelerini bekliyorum. Baskada bir Insan göremiyorum. Sanki Yüzyillar buraya ugramadan gecip gitmisler, yolun kenarinda Bahceler. Köyün bitiminde yol tekrar yokusa geciyor, yolun sol tarafinda dagdan asagi sular akiyor, giptayla akan sulara bakiyorum ama yol cok bozuk durmaktan cekiniyorum. Ilerde durmaya müsait bir yerin cikmasi umudu ile devam ediyorum. Az ilerde sagda Bakkala benzer bir Kulübe görüyorum, yeter artik duracagim.
Durur durmaz kendimi Bakkal Dükkanina atarken Sicakligin verdigi bunaltidan bir an önce kurtulmak icin hizla Kaskimi cikariyor, Montumun önünü aciyorum. Icerisi oldukca kalabalik, iki basi örtülü ama itina ile giyinmis Köylü kizi, 16 yaslarinda gülec yüzlü bir Delikanli ve bir kac kücük cocuk var. Beni Önce Turist saniyorlar. Yiyecek icecek bir seyler istiyorum, bana Bisküvi ve asagidaki irmaktan getirilmis buz gibi soguk Sudan uzatiyorlar. Hemen kösedeki tabureye oturup saskin bakislarinin altinda karnimi doyuruyorum, suyumu iciyorum.
Cok Meraklilar, bana sormadiklarini birakmiyorlar, kücük cocuklar Kaskim ve Anahtarligimla oynuyorlar. Burasi bir Kürt köyü, bir kac kisiden baskasi Türkce bilmiyor, bu arada Köylerinde bir motorlu yabanci oldugunu duymus Yasli Köylü kadinlari Dükkana geliyor ve beni kürtce soru yagmuruna tutuyorlar, Delikanli Tercümanlik yapiyor ve arada bir yaslilari kizdiriyor.
Genc Kizlar Tavsan kani Cay getiriyorlar, afiyetle iciyoruz. Icine kapanik bir köy, insanlarin bir seylerden korktugu acikca belli oluyor ve sorularima süphe ile karsilik veriyorlar. Günlük dertlerinden Problemlerinden, vergilerin coklugundan ve yollarin ne kadar kötü oldugundan, yollari yapmak icin gelen görevlilerin calismak yerine asagidaki dereye girdiklerini anlatiyorlar... Adini israrla sorararak ögrendigim "Gülizera" Misafirperverligi icin burada tekrar tesekkür etmek istiyorum.
Hedefime 15 km kalmis, Yasli kadinlar biraz daha beklememi aksama dogru devam etmemi tavsiye ediyorlar. Disardaki acimasiz Günese bakarken seve seve tekliflerini kabul ediyorum, bu arada cocuklarin Babalarida geliyor, önce süpheyle yaklasiyor sonra yurtdisindan geldigimi ögrenince rahatlayip konusmaya basliyor. Nakliyatcilik yaparak gecimi sagliyormus, yollar o kadar yoruyormuski kollarinin agrsisindan hap icmek zorunda kaliyormus, muhabbete devam ediyoruz.
Günesin gücü azalinca ben artik izin isteyip herkesle vedalasiyorum, bu Köyü unutmayacagim. Kara Biberle tekrar yokus cikmaya basliyoruz, onca yüküne ragmen Kara Biberim sabirla ve hic yorulmadan inatci bir keci gibi yoluna devam ediyor.
Yukariya ciktikca virajlar daha bir kivrimli ve daha sIk gelmeye basliyorlar olsun yeterki Micir olmasin Büyük bir zevkle Yokus yukari virajlari aliyorum, harika bir Duygu hedefime yaklastigimi hissediyorum, icimden daha hizli gitmek neredeyse ucmak geliyor, Heyt Be Dünyanin kilosu kac Para
Yol tepede düzeliyor, bayagi yüksekteyim simdi, göz alabildigince etrafi seyredebiliyorum, simdiden buralara ciktigima degdi Kendimi Kral gibi hissediyorum Az ilerde insanin hic ummadigi bir yerde hedefe cok az bir yol kalmisken yolun sol tarafinda bir Yapi, koyu renkte, sivasinin neden yapildigi belli olmuyor Buda ne yahu, yavasca yaklasiyorum, bir Motel Burda bir Motel Nemrut Daginin Yolu yok ama Moteli var Iyi hic yoktan iyidir Motelin Kapisinda bir Genc Kitap okuyor, beni görünce kalkip yanima yaklasiyor, Turist olmadigimi anlayinca Türkce Muhabbete basliyoruz. Uzun zamandir kimseyle konusmadigi belli hic noktasiz konusuyor, daha Motordan inmeden neredeyse Ahbap oluyoruz. Genc bir Motor delisi cikiyor ve hatta bana Motelde kalirsam indirim bile yapacagini söylüyor, dur hele önce su Dagin bir canini okuyayimda sonra seninle bu Konuyu konusuruz diyorum
Karsidan kücücük kral mezarini görebiliyorum, aramizda sadece 2 km berbat yola benzemeyen bir yol (Ah bir Cross Motor olsaydi) ve 4 keskin Viraj var ondan sonra girtlagina basip GÖRDÜNMÜ diye haykiracagim
ABS i devreden cikarip, kaskimi kapatiyorum, Kara biber son bir Hamle yapip her zamanki iyi huylu haliyle yavas yavas metreleri bitirmeye basliyor. Taslar, delikler, Virajlar bir birini izliyor ve nihayet Motorumla gidebilecegim en son noktaya variyorum. Bundan sonrasini yaya olarak almam lazim cünkü son 100 m kasitli olarak araclara kapatilmis gerci dahada ileriye gitmek icin safkan Motocross motorlar lazim ya neyse.
Kaskimi cikardiktan sonra yavas yavas vefakar Motorumu geride birakirken Cep telefonum caliyor :md: Ülen Köyde cekmeyen bu telefon bu Allahin .iktir ettigi yerde nasil cekiyor Aceleyle telefonumu bulup aciyorum, yol Arkadasim Hayati merak etmis nerde oldugumu soruyor. Kisaca durumumu anlatiyorum, ileriki bir zamanda detayli bir sekilde görüsmek üzere baglantiyi kesiyorum.
Hedefime yaklastikca dergilerdeki yazilardan tanidigim Bekcinin Kulübesini görüyor ve kendisine Merhaba demek icin iceriye giriyorum. Yasli bir Kürt Dayi bana cay ikram ederken tam 24 senedir burda yasadigini 5 cocugu oldugu anlatiyor. Kisa bir Muhabbetten sonra Kaskimi Kulübede birakip hedefime dogru ilerliyorum.
Hedefdeyim, etrafta taslardan sabirla yillarca oyularak yapilmis cesitli Kafalar ve büyük Kayalara oyulmus cesitli Insan sekillerini görüyorum. Burasi Dagin Bati tarafi, Fotograflardan tanidigim Kafalar burda yok.
Tepenin Dogusundada bir seyler oldugunu hissediyorum ve arka tarafta aradiklarimi buluyorum. Kafalarin yüksekligi beni Hayal Kirikligina ugratiyor ben daha büyük bir seyler bekliyordum oysa bunlar en fazla 2 m yükseklikteler Dag etrafa tamamen hakim, kilometrelerce etrafa bakabilmek mümkün. Baska Daglar, tepeler, nehirler, Baraja benzeyen su birikintileri her sey ayagimin altinda
Taslarin birinin üzerine oturuyorum, güzel bir Rüzgar var. Montumu ve daha önce ayagimi ezilmekten kurtaran cizmelerimi cikariyorum. Oh be Dünya varmis. Buranin ünlü Günes batmasini beklerken terden sIrIksIklam olmus Montum rüzgarda kurumaya basliyor. Geldigimde yapayalniz oldugum yer zaman gectikce yerli ve yabanci Turistlerle kalabaliklasmaya basliyor. Anlasilan Malatya ve Adiyamandan Minibüslerle Günesin batmasini izlemeye gelmisler. Kimisi Fotograf Film cekiyor kimileri Gruplar halinde oturmus sarki söylüyorlar. Günes karsiki daglara yaklastikca gücünü kaybediyor, rüzgar soguk esmeye basliyor. Insanlar yanlarinda getirdikleri ceketlerini giyiyor, Battaniyelere sariliyorlar. Allaha Sükür Montum Rüzgar gecirmiyor. Soluk almadan günesin Batisini izliyoruz, buraya gelmemis olanlar cok sey kaciriyorlar. Her taraf kizil rengin bir cesitine sariliyor, daglarin günes görmeyen yanlari cesitli gri renklere sahip sislere bürünüyor, mavimsi bir renk aliyorlar. Heyt be bu kadar cesit Doga Dünyanin neresinde var Günes son nefesini tekrar gelmek üzere verirken Insanlar hüzünle yerlerinden kalkip Minibüslere dogru harekete geciyorlar, Gece burada kalip Günesin Dogusunuda görmek ona tekrar Merhaba demek istiyorum ama bu arada iyice sertlesmis ve sogumus Rüzgar beni bu Fikrimden caydiriyor.
Hedefine varmis Düsmanini yenmis bir Savasci edasiyla kaskimi alip Motoruma dönüyorum. Rüzgar cok sert esiyor, Motoruma binerken güclük cekiyorum.
Devam Etsemmi yoksa yetermi? _________________ Yollar bizim, gerisi Sizin olsun.
Free Biker www.abc0.de
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Cmt Tem 30, 2005 12:43 am Mesaj konusu:
Alıntı:
Birden Virajin arkasindan inanilmayacak bir hizla bir Minibüs karsima cikiyor son anda saga kaciyorum ayaklar yerde ama Micir tutunmami engelliyor, 300 kg lik Motorla beraber yana yatiyoruz. Allah Kahretsin . Göz ucumla Minibüsün bir an bile beklemeden yola devam edip gözden kayboldugunu fark ediyorum Agzimdan anlami belli olmayan okkali bir küfür cikiyor...
Gecmis olsun. Bizim memlekette micir bu sene kac kisinin eceli oldu, kac kisiye kaza yaptirdi sayisini sasirdim.
Ancakanca, resimleri bol tut, heyecanla okuyorum yazini.
Kayıt: May 19, 2005 Mesajlar: 40 Nerden: Stuttgart
Tarih: Cmt Ağu 06, 2005 7:35 pm Mesaj konusu:
SON BÖLÜM
Nemruttan Dönüs
********************
Bir an geceyi asagidaki Motelde gecirmekle, Malatyaya geri dönmek arasinda bocaladim. Gündüzün acimasiz Günesi aklima gelince karar vermek zor olmadi.
Zifiri karanligi Motorumun isigi ile delerek, yoldaki sayisiz kuyruklari havada Akreplerden kacarak pür Dikkat umdugumdan daha kisa bir sürede Malatyaya vardim. Gece saat 23:00 civarinda Sehir icinde bir Restorantta yörenin yemeklerini yerken, yorgunlugumun farkina vararak daha gidemiyecegimi kanaat getirdikten sonra kalacak bir yer aramaya basladim.
Bir Taksi Soförünün tavsiyesine uyarak Ögretmenler evinde bir Odaya yerlestim. Daha önce Kara biberimi hemen arkadaki Oto Parka birakmistim. Not: Ögretmen evlerinde geceleme 20 YTL
Ertesi gün güzel bir Dus ve Kahvaltidan sonra Motorumu tekrar yükledim. Ama hala yorgundum, Nemrut enerjimi bitirmisti Aslinda Hayati ile Samsun veya Sinop ta bulusup Istanbula dogru Turumuza devam edecektik ama bende takat kalmamisti. Kisa bir düsünmeden sonra geriye kalan 3-5 Günümü dinlenerek gecirmeye karar verdim. Bir an önce Izmire gidip Almanyaya dönmeden biraz Deniz görmek hani hic fena olmazdi
Konya
*********************
Ayni Gün Konyaya vardim, Konya Ovasi ilginc bir yer, gözün alabildigine ucsuz bucaksiz Tarlalar ve bu Tarlalarda calisan Insanlar. Ürünleri satmak icin kilometrelerce uzunluktaki siraya girmis 3-5 römork ceken Traktörler. Dümdüz Yollar. Uzun Süre Motor sürmenin bezginligiyle artik benmi Motor kullaniyorum yoksa Motormu kendisi gidiyor belli degildi. Eminim beni bu halde Motor kullanirken görenler gülmüslerdir. Popom agrisindan bir Saga bir sola kayarak yola devam edip karanlik cökerken Konyaya girdim.
Konyanin Merkezinde adini hatirlamadigim, cigeri kebabi ile ünlü bir Cigerci var, orda bir güzel karnimi doyurduktan sonra bir Motorcu kardesin yardimi ile 3. Sinif bir Otele yerlestim. Odama yollanan Nescafeyi bile icemeden sizmisim.
Ertesi gün Konyadan cikmak zor oldu, kim bu Levhalari yerlestirmis yahu, kücücük olduklari icin okunmuyorlar yada olmasi gereken yerde yoklar. Konya hakkinda kisaca bir Bilgi vermek gerekirse: Düz oldugu icin Bisiklet ve Motorsiklet sayisi oldukca fazla, modern bir Sehir. Gezilmesi gereken en önemli yerleinden biri Mevlana Müzesi. Ben daha önceki yillarda Valideyle gezdigim icim tekrar gitmek istemedim. Biran önce Izmire varip denizde yorgunluk atmali.
Izmir-Cesme-Seferihisar
***********************
Afyon, Usak derken Izmire 100 km kala isida dayanilmayacak derecede artti, havadaki nem orani artik gözle görülebiliyor ve kücük daglari bir sis bulutu arkasinda birakiyordu. Yollar Izmire yaklastikca düzeldi ve Virajlarda Motoru yatirmak micir olmadigi icin tekrar büyük bir zevk vermeye basladi, biz bu yüzden Motorcu olmadikmi
Izmire Girdigimde havada büyük bir Isi ve nem vardi, aslinda Izmirin Antalyayla kiyaslanmayacak kadar nemi az olur. Eve gelir gelmez Klimayi sevmememe ragmen acip rahatladim. Ertesi günü Cesmeye gidip biraz Deniz yüzü görecektim.
Izmirden Cesmeye giden iki yol var, biri eski normal yol biride Otoban. Normal sartlarda eski yoldan gidip yolculugun tadini cikarirdim ama o gün yorgunluktanmidir nedir biran önce gideyim diye Otobani sectim. Otoban neredeyse bos denilebilirdi, bazen yol kenarinda deniz gözüküyor yolculuga zevk katiyordu.Havada cok rüzgarli, yan rüzgarlar cok güclü aman dikkat savurabilir, hele etrafi düz olan yerlerde cok gücleniyor. Yanimdan hizla bir Racer gecti, e nede olsa bu yol onun vatani sayilir
Cesmeye geldim, Merkeze ugramadan Ciftlik Köye dogru ilerleyip Pirlanta Plajina gitmek istiyorum. Pirlantaya yaklastikca Rüzgar gücleniyor, Oda ne!? Ne olmus benim Pirlantama, her yerde araclar, Ucurtmayla Sörf yapan Insanlar. Ana Baba günü, anlasildi Pirlanta kesfedilmis. I I burda bu gün denize girilmez, tüh sansa bak yahu.
Video Kamerasiyla cekimleri tamamlayip geriye dönerken Ciftlik köyde konakliyorum. Eskiden burasi bayagi bir köydü, Cesmeye bu kadar yakin olmasina ragmen özelligini korurdu ama buraya kadarmis. Köyün ana yolu trafikten kapanmis, Korna calanlar, Sinir Krizi gecirenler hepsi burada. Bari kösedeki Kavede oturup bir cay iceyim. Cayimi icerken Villasini kiralayan bir dayiyla tanisiyorum, Adam Bursadan gelmis, evi teslim edip gidecekmis. Karnim Zil calmaya basladi, ilerde bayanlarin islettigi temiz
bir Köfteci var, 1,5 YTL ye aslanlar gibi karnimi doyuruyorum demekki bazi yerler daha kazik atma Kervanina katilmamislar
Geri dönüs yolunda Seferihisar Levhasini görünce aniden oraya gitmek icin yoldan cikiyorum, bilmiyorum en son ne zaman gitmistim, bakalim nasil olmus. Seferihisar Izmire öyle uzak degil, max. yarim saatlik yol, henüz Kitle Turizmi tarafindan kesfedilmemis, bir cok ciftlige benzeyen Bahcelerin yanindan gecip bir Tepeye variyorum, Manzara harika, ilerde bir Balikci teknesi aheste aheste yol aliyor. Tepeyi inip Kumsala variyorum, tek tük insanlar, yolun kenarinda turistik malzeme satan
tezgahlar. Motorumu koyacak güvenli bir yer ararken Sahile kadar giriyorum. Hava sansima burdada cok Rüzgarli olsun bir defa bile olsa suya girecegim, ölmek var dönmek yok!
Mayomu giyip rüzgara aldirmadan kendimi Seferihisarin mavi sularina atiyorum, artik ölsemde gam yemem Sudan ciktiktan bir süre sonra rüzgardan üsümeye basliyorum, ben en iyisi ufaktan tekrar giyinip gideyim Motorun her tarafi kum icinde, insaallah hava filtresine kacmamistir. Ayni Gün Izmire dönüyorum.
Not: Seferihisar diger Turistik bölgeler gibi gelen Turistin kanini emmiyor, soyunma kabini, tuvalet, dus ücretsiz. Sezlonglar ücretli ama asiri degil. Bu taraflara güzel günlük veya hafta sonu turu düzenlenebilir.
Almanyaya Dönüs
****************
Gece Motorumu yolculuga hazir (hava Filtresi, Bagaj, konrol) hale getirdigim icin sabah erkenden saat 5:30 da yola cikiyorum. Amacim Sabah trafigine girmemek, daha önce acemiligimden dolayi iki defa saatlerce Izmirin Canakkale cikisinda Trafikte bekledim, yeter. Iyi karar vermisim yollar bombos, Izmirin sabahinda yapayalniz yollarda gaz vermekte zevkli oluyor canim
Izmiri büyük bir hizla cikiyorum, Menemen Kasabasina varmadan yol bir ara cift Seritli hale geliyor, seviniyorum. Erken sevinmisim, ilerde yol üzerinde bir Su göleti, nolmaz nolmaz deyip suya girmeden gazi kesiyorum, keske debrejide cekseydim, tekerdeki kalan artik güc ve suyun dibindeki görünmeyen camur bir an arka lastigin yerle olan irtibatini kesiyor. Motorun arka tarafi bir saga bir sola yalpa yaparken ben kendi kendime daha Izmiri bile dogru düzgün cikmadan yolculugumun bitecegini
düsünerek kiziyorum.
Insan böyle bir durumda bile bilincsizce dogruyu yapiyor, bütün gücümle hic bir sey yapmadan Direksiyonu sabit tutuyorum ve verilmis sadakam varmis arka taraf sakinlesiyor Oh be yine yirttik, sunu burada özellikle belirtmek istiyorum, yolculugum esnasinda bir cok defa sonumun geldigini sandim ama her seferinde yasami sevmem ve eminim birazda sans benim hayatta kalmami sagladi. Bundan ne anliyoruz ? -> Hic bir zaman Pes etme, elinden geleni yap, her sey ters bile gitse gönlün rahat olur.
Edremit
**********
Edremitin Zeytin agacli dag ve tepelerini asarken yol kenarinda bir cok zeytin ve zeytinden yapilmis ürünleri satan insanlar görüyorum, daha öncede araba ile buradan gecerken kavanozda zeytin almis ve tadindan cok hosnut kalmistik, bu arada saatlerde ilerledigi icin hem bir seyler atistirip hemde alisveris yapmak icin Malatyali Alinin yeri diye bir yerde duruyorum. Kahvaltida varmis, oh tam arayipta bulamadigim bir yer. Kahlvalti Malzemeleri bana biraz az gibi geldi ama tereyagli Balinda
tadina diyecek yoktu hani. Icerisini bir Süper Market gibi düzenlemisler, hayret dagin basinda böyle bir yer!! Neyse Zeytinimizide aldiktan sonra yola devam. Gece 22:30 Trenim Edirneden kalkacak
Yolda bir Kasabada yemek Molasi verdikten kisa bir süre sonra Canakkaleye variyorum Levhalari takip ederek Feribotlarin kalktigi yeri buluyorum (Feribot ücreti 2,5 YTL). Motorlara yer Problemi yok, sagda solda sürekli yer buluyorlar. Kisa bir süre sonra Ecebatta Feribottan inip Istanbul Istikametine devam ediyorum. Dikkat! Edirneye bile gitseniz hep Istanbul istimakatine gideceksiniz, cok ilerde Kesandan sonra Edirne yazili Levhalar ortaya cikiyor. Yol harika, Sag tarafta deniz size yoldaslik yapiyor. Bu yolda hiz yaptigimi itiraf etmeliyim, uzun süre yavas giden araclarin arkasina gitmek bazen insani bunaltiyor ve bir seferde 5 Arac solladiginiz oluyor Dikkat edilmesi gereken bir konuda karsidan sollamaya gecmis araclarin ikitekerli araclari adam yerine koymayip sollamaya devam etmeleri, burada sogukkanli olup hizimizi keselim ve yolun mümkün oldugunca sagindan gidelim.
Canakkale Limani
Kisa bir Mola
Edirne
*************
Edirneye Sehir sinirindan girer girmez coktandir tepemde dolasan kara bulutlar kendini birakmaya basliyorlar, Avrupaya geldigim anlasildi Etrafta siginacak bir yerde yok, durup hic olmazsa Kameralari kurtarmak amaciyla Tank Cantasinin korumasini geciriyorum. Ceketim su gecirmiyor ama baska taraflarim siril sIklam.
Gari gösteren bir Levhada yok, yanlislikla Otöbüs Terminaline giriyorum, yagmur hala son siddet yagiyor, Allahtan Kaskimda yagmur gecirmiyor Bir kac kisiye sorduktan sonra Edirne Sehir Merkezine girerken Gari gösteren levhalari buluyorum, yagmur birden duruyor, her taraf kupkuru Anlasilan kücük bir yagmur Bulutun altinda kalmisim. Daha 6 Saat var Trenin kalkmasina, firsatten istifa Edirneyi görmek icin tekrar Motoruma atlayip sehir merkezine dogru yol aliyorum. Her taraf tarihi yapi dolu,
Mimar Sinan bos durmamis hele Edirne Selimiye Camisini gercekten görmek gerek.....
Yolculuk icin yolluk Alisverislerimi (Trende yemek yok) tamamlayip geri Gara dönmeden evvel bir motorlu Trafik Polisiyle Türkiyedeki Trafik, Motorsiklet kullanicilari, basindan gecen ilginc olaylarla ilgili uzun bir söylesi yapiyorum, ikram edilen caylari iciyorum.
Bu arada Gardaki geri dönüs icin gelmis bulunan Araclarinda sayisi hayli cogalmis, Gurbetciler kendi dilinden (halinden) anlayan baskalarinida bulmanin sevinci icerisinde tatillerinde yasadiklari olaylari büyük bir heyecenla anlatiyorlar.
Yasadiklari cogu kötü olayinda (TR ye uygun olmayan Araclar, TR deki Trafige uyum vs.) önceden olacagini tahmin edebilmek mümkün ama ne demeli, yasamak gerekli
Bu arada yolcularin arasinda hemen bir gruplasma oluyor, insanlar bir birlerine yardim ediyorlar, Nihayet Pasaport islemleri
bitiyor en sonuncusuda benim hic acelem yok nasil olsa bundan sonrasi tatil sayilir Tek Motorsiklet kullanicisi benim, kara biberim koca vagonda yapayalniz, Insaallah sag salim variriz Edirne ve kapikulede günes batinca acayip bir Sivrisinek Hücumu basliyor, anlasilan bütün gün bu an icin beklemisler. O kadar aclarki elbiselerin üstünden bile kan emiyorlar. Geceyarisi Kapikuleye variyoruz, Duty Free alisveris Dükkanlari kapali,
gürültü patirti Dükkanin birini actiriyoruz, biraz Sigara aliyorum. Yolculuk yine iyi geciyor, bu sefer 4 kisiyiz daha cok yerimiz var. Belgrad (Sirbistan) tan siddetli yagmur basliyor ve hava asiri derecede soguyor, baslangicta serinlik güzel gelsede bir müddet sonra TR nin sicagini ariyoruz
Fazla bir Rötar yapmadan sabah saat 6:30 da Tren Villach a (Avusturya) ya variyor. Insanlarda yine bir Heyecan, bende Motorumun durumunu merak ediyorum, yolda cekici degistirirken (her ülkede bir defa) bir kac defa hayli sert bir sekilde vagonlar sallanmisti. En arkada benim Motorum, oda ne Tank Cantasi yerde.. Allahtan Motor düsmemis ama icinde Kameralar olan Cantanin yerde ne isi var?
Tank Cantasi iki parcadan olusuyor, bir parcasi tank üzerinde Sabit kaliyor, asil cantada bu sabit parcaya Fermuarla birlestiriliyor. Iste Fermuar sarsintidan bozulmus ve agir Canta kendini bir sekilde kurtarip aynen yere düsmüs. Neyse Motorumu disari cikarip uzun bir ugrasidan sonra Cantayi bir sekilde Monte ediyorum, beni Almanyaya kadar götürsün yeter. Arkami dönüyorum oda ne ?! Hic kimse yok, ne Gurbetciler ne SInIr memurlari kimse yok!? Herkes gitmis. Hani nerde yahu bu cok sIkI Avrupa toplulugu SInIrI? Bunu CDU cular (Alman Hiristiyan Partisi) duysa herhalde hemen Avusturyayi AB den atarlardi Yavas yavas Tren Garindan cikip ilk Benzincide ucuz Benzinle (Süper 1,04 Euro) Tankimi dolduruyorum, Vignetemi aliyorum.
Yollar Harika, yag gibi gerci ara sira Mount diye para aliyorlar ama TR nin yollarindan sonra burasi insana yol cenneti gibi geliyor. Bir cok Ormanli Daglari, tepeleri Tüneleri gecerek Almanya Sinirina variyorum oda ne Trafik durmus ilerlemiyor. Önce Motorumun genisligini düsünerek bekliyorum sonra beklemekten bikinca Araclarin arasindan gazliyorum.
Stuttgarta 26 km kala Benzin almak icin duruyorum, Benzinimi aliyorum Kontagi ceviriyorum Motorda tIk yok!!! yan ayagi acikmi unuttum acaba? Yo, yerinde Allah allah ne is? Bir daha bir daha yok en iyisi itip köseye alayim. benzin almak icin durmasam belki kalan Benzinle eve varabilirdim diye kendime kiziyorum. Kara Bibere kizamiyorum cünkü o bunu haketmiyor, baska bir motor olsa kimbilir beni kac defa yolda birakirdi. Sakin ol kocum basit bir seydir hadi hatayi bul, yarim Saat sonra Problemi
buluyorum, Hirsizliga karsi gelistirilmis bir Elektronik devrenin kopan bir kablosu yüzünden Motorun Beyni Anahtardaki Cipsle temasa gecemiyor ve calindigini zannederek Mars motorunun elektrigini kesiyor Bu kadar basit iste.
Allahtan ev yakin, Hanim geliyor Motorun yükünü bosaltiyorum, Bozulan parcayi tamir etmek icin söküp yanima aliyorum. Yorgunluktan Motoru gece Benzincide birakiyorum, ertesi gün gidip tamir ettigim parcayi takiyorum, hadi Kara Biber gözünü seveyim ve Kara Biberim beni tekrar hatirlayip Motorunu calistiriyor
Bir dahaki sefere görüsmek üzere
Gercek Kahraman yine evinde
BITTI...... _________________ Yollar bizim, gerisi Sizin olsun.
Free Biker www.abc0.de
afferim o karabibere....
sizi de tebrik etmek gerek
ve teşekkürler....bu rapor için....
yolunuz açıkolsun her zaman... _________________ Haluk Göksoy
Suzuki GS 500-----34 ... ..(SATmIYORUM)
Bana uzayda herhangi bir nokta verin ,size dünyayı döndürim.
"Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır .Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır..!
Peyami SAFA "
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Pzr Ağu 07, 2005 1:47 am Mesaj konusu:
Bence :
Bir gurbetci kardesimizin tatilini gecirmek uzere motosiklet uzerinde Turkiyeye gelmesi,
Bodrum Marmaris Antalya yerine Anitkabire, Nemruta gidip oralarin fotograflarini bize gondermesi,
Turkiye yollarinda maceralar yasamasi,
Bunlari yasadigi heyecani yansitacak bir yaziyla forumlara aktarmasi
Cok guzel ve ilgiye deger. Bence bu topik cok daha fazla hit ve reply almaliydi.
AncaKanca, yazilarin arasina daha cok resim koyup, paragraflari kisa tutsaydin okumasi daha kolay olabilirdi, ama yinede sonuna kadar merak ve heyecan icinde okudum yazini. Tesekkurler. _________________ Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com www.gamsizseyyah.com
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız