Hafta Sonu İğneada Kıyıköy 2. Bölüm

[steppenwolf]

Gezinin ikinci günü:

Pazar günü kahvaltıdan sonra yola çıktım. Önce Mert Gölü'ne gidip birkaç resim çektim.



Gölden sonra Demirköy'e doğru yola koyuldum. Demirköy' e gelince Fatih' in dökümhanelerini
görmeden olmaz. Dökümhanelere Demirköy' ün İğneada çıkışından sonra 2 Km.bozukça bir asfalt
ve 3 Km toprak yol ile ulaşılıyor.

Bu, dökümhanenin mescidinin minaresi imiş.


Restorasyon ve kazı beraber yürüyormuş.


Buradan sonra hedef Dupnisa Mağarası.Dupnisa Mağarası'na Poyralı'dan Demirköy'e gelirken
gidilebildiği gibi, Demirköy'ün içinden de gidilebiliyor. Demirköy çıkışından sonra yolun yaklaşık
8 Km si yeni asfalt yol. Trafik yok denecek kadar az ve yine virajlar harika.


Sonra 17 Km eski ve virajlı yol ile Sarpdere'ye (9) ulaşılıyor.



Yolda buz gibi suları olan bolca çeşme göreceksiniz.


Köprü ve dere


Sarpdere' den sonra 5 Km toprak yol


ve Dupnisa'ya ulaşıyoruz.



Mağaraya doğru yürürken bu doğal kemeri gördüm.


Mağaranın girişi


Daha önce gezdiğim mağaralarda sarkıt ve dikitler uzun konik yapılı idi. Buradaki sarkıtlar
çok farklı.




Yanıma tripod almadığıma pişman oldum. Işığın az olduğu yerlerde çektiğim fotoğraflarda
elim titremiş. Tek sağlam resim merdivenlerle çıkılan Kuru Mağara'dan aşağıya bakışı
gösteren bu resim.


Dikitlerin üzerindeki renklere bayıldım.




Mağaranın sorumlusu arkadaşla konuşurken buranın suyu çok soğuk ve tatlıdır. Ayrıca bu
sudan içenin erkek çocuğu olur dedi. Böyle bir rivayet varmış. Ancak görevli arkadaşın iki
kızı varmış. Eh boşuna mum dibine ışık vermez dememişler. Su ikmalini yapıp yola koyuldum.

Dönüşte Balaban'dan (10) sonra sola Demirköy'e gitmek yerine sağa saptım. Önce bu toprak
yolu


Sonra daha bozuk bir yolu aşıp


7 Km lik bir küçük maceradan sonra Cumartesi günü Demirköy'e giderken gördüğüm sapaktan
asfalta çıktım.


Bu yola baktığımızda sağdan sola doğru yükseldiğini görüyoruz.


Bir zamanlar insanlar arabalarını getirip yokuşun altında boşa alıp arabaların yokuş yukarı
çıktığını görünce yolun altında çok büyük bir manyetik gücün olduğuna hükmedilmişti.
Hatta Uğur Dündar'ın bir programına dahi konu olmuştu. Sonunda topoğrafların yaptığı
ölçümler sonucu aslında yolun soldan sağa doğru yükseldiği ve bunun bir göz yanılsaması
olduğu ortaya çıkmıştı.
Burada bir alabalık lokantası var ancak nerede Sapanca'nın alabalıkçıları, nerede bu alabalıkçı.

Vasat bir alabalıktan sonra Kıyıköy'e (11) gidiyoruz. Kıyıköy, Vize'nin içinden 40 Km.
İşte Kıyıköy yolu. Orman İğneada gibi değil ancak yeşil yeşildir.



Kıyıköy' e doğru ormanların ardında deniz göründü.


Kıyıköy kumsalı



Dere


Derenin aşağıya doğru görüntüsü.


Burada da Kerpe'deki oluşumlara benzer bir kıyı var.


Resim çekmeye giderken burayı gördüm. Yeni açılıyormuş. Öğlen ve
akşam hizmet vereceklermiş. İki adet kamp ateşi yeri dikkatimi çekti.
Yemek ve müzik olacakmış. Ayrıca Kıyıköy'de bir pansiyonları da varmış.
Adı Salmidessus imiş. Salmidessus, Kıyıköy'ün eski adı imiş.
Telefonları 0538 305 96 53 veya 0288 388 61 77


Derenin yukarısı



Buraya gelmişken kayalara oyulmuş bu kiliseyi görmek gerekiyor.


Gezi bitti. Şimdi tepedeki çay bahçesinde bir şeyler içip dinlenelim
ve sonra yolcu yolunda gerek.

Yukarıdaki çay bahçesinden dere ve kumsal böyle görünüyor.



Şimdi işin tatsız bölümü yani dönüş başlıyor.

Kıyıköy Saray yolu


Her şey İstanbul'a 50 - 60 Km kalıncaya kadar çok güzeldi. Ancak dönüş
trafiği insanı canından bezdiriyor.

Genel olarak baktığımda yeni asfaltlanmış Beğendik yolu ve çok kısa
bir kaç Km lik toprak yol dışında yollar gayet güzeldi. Trafik çok az ancak
kapalı virajlarda dikkatli olmakta yarar var.

Eve geldiğimde pantalonun belinde bir rahatlık hissettim. Tartıldığımda 3.5
kilo verdiğimi gördüm. Şimdi istermisiniz motosikletle zayıflama modası çıksın?

Bir gezi de böylece sona erdi. Umarım daha güzel raporlarda görüşürüz.

Herkese keyifli ve kazasız sürüşler dilerim.

[VAP53]

Galip kardesim ellerine, deklansorune ve verdigin 3,5 kilona saglik
cok guzel bir rapor olmus. Buradan da oralari tekrardan gorme ve gezme sansini verdin vallahi...
Bu arada, motorun cok nefis bir klasik bayildim sahsen... Iyi gunlerde ve keyifle binesin.
_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).

[BLAU]

3 hafta önce gidip gezdiğimiz yerler. Fakat ne çok görmediğimiz yer varmış. Bir daha gitmek gerekecek artık. Teşekkürler bizimle paylaştığın için.
_________________
ERDİNÇ HARAÇ
DL 650 V-STROM
TEKİRDAĞ
532 3112914

[swish]

Ellerine, deklanşörüne sağlık. Gezi de fotoğraflar da çok güzel. Hemen motora atlayıp gideim geldi walla.
_________________
Eren PALA
İstanbul
Yamaha fazer 2006
34 BU 6157

[Turkuoise]

Fotoğraflar bir harika. Hele çay bahçesinden kumsal ve dereye doğru bakan o iki fotoğrafa bakınca başım döndü aşağıya düşeceğim sandım.

Valla ben çıplak gözle bile bu kadar güzel olduğunu farkedememişim. Eline sağlık. Bir buçuk ay sonra, yeniden gitmiş gibi oldum.

Mert

[okinord]

Tek kelımeyle mukemmel resımler de cok guzel elınıze ve emegınıze saglık. Ozellıkle magaraları cok cok begendım. Rıca etsem dolastıgınız rotanın bır harıtasınıda koyabılırmısınız sıteye bıze ısık tutsun.

Saygı ve Sevgılerımle,
_________________
Oktay Ciğer
R 1200 GS Adventure

[Mr_sIrItIk]

cok guzel motor, cok guzel resimler, cok guzel gezi

ne denebilir ki ellerinize saglik.