uzun yolda yaşanan sorunlar,önlemler...?

[Hesire]

merhaba,
ben twisterla ilk şehirler arası yoluma gittim geçenlerde,sizler için pek uzun olmasa da gidiş dönüş 800 km ,
rota istanbul - malkara - keşan - gelibolu - eceabat - gökçeada ve dönüş,
gezi raporu yazamadım ama bri ara beraber tekrar abide ve şehitliklere gidelim ,balık yiyelim..
neyse konumuza dönelim,
benim yaşadığım problemler kamyonlardan yana hiç sorun olmadı....
radarlar zaten ufak da olsa yol kenarına küçük bir işaretle belirtiliyor...
bunun dışında yol çalışmaları var orda zaten temkinli olunuyor :wink:yol yeni de olsa zift mıcır ikilisi kayıyor... ama bir de tırmanış ve inişlerde yolu tırtıklı yaptıkları yerler var hava şartlarına uyumlu olsun diye hiçbir işaret olmadan aniden başlıyor ....onlara da alıştım normal hızda ufka bakarak eller kollar relaks,bacaklar depoyla samimi geçiliyor motor tatlı tatlı sallanıyor bu sırada....
bunun dışında sollamaya çalışan arabalar motoru küçük görüyor hızını tahmin edemiyor sanırım ,
esas problem iki kere karşılaştığım karşıdan gelen ki ikisi de mercedes rampada iki şerit tırmanma bize ayrılmışken karşıdan üçüncü şeritten sollamaya çıktılar hele ikincisi telefonla konuştuğunda yaklaşınca korna sesimden uyandı da öbür arabanın üstüne kırdı

bir de farkettiğim diğer motorsikletliler selam vermiyor korna ya da selektöre,ayrıca ikikişi olanlar artçısıyla aynı kıyafeti giyiyor tam takım ama renkler hep siyah hiç fosforlu tercih etmiyorlar ve karşıdan sadece far gözüküyor bunun dışında hiçbir ipucu yok ne cüüsede olduğuna dair....

bunun dışında köpekler arabaya birşey yapmazken neden motoru kovalar hatta aniden yola atlar havlayarak...

yayalar neden yoldan geçmeye çalışır motor gelirken biz küçüğüz nasıl olsa sığarız birkenar köşeden diye

bir de veriler twister 80-140 km arası 26 milyonluk benzinle opet 98 oktan 328 km yol yaptı,yedek depoya ulaştı...sadece iki mola verdim problem çıkartmadı ( maaşallah )tecrübeler bunlar,her zaman karşıdakine güvenmeden gitmek lazım hepinizin yolu açık olsun...
_________________
Haluk Göksoy
Suzuki GS 500-----34 ... ..(SATmIYORUM)

Bana uzayda herhangi bir nokta verin ,size dünyayı döndürim.
"Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır .Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır..!
Peyami SAFA "

[Mr_sIrItIk]

ilk uzun yolun hayırlı olsun

uzun yolda beni en çok rahatsız eden şey rüzgar. maalesef twister çok rüzgar yiyen bi motor. antalya gezisine gitmeden önce motora kendi imalatım bi rüzgarlık yaptım bi miktar faydası oldu. şimdi onu daha da geliştirip daha yakışıklı ve işlevsel bi rüzgarlık yapmayı düşünüyorum.

Şimdikinin rüzgarlığın resimlerini burdan görebilirsin. Bu rüzgarlığı FazerMan le birlikte yaptık maliyet sadece 15 Milyon.

[motoist]

Ohoooo ! Kardeşim uzun yol muhabbeti TWiSTERcı muhabbetine dönmüş !
Adamların sayısı gün geçikçe artıyor. Yakında bunlar tekilatlanıp devleti ele geçirirler. Twister cumhuriyeti mi kurarlar artık naaparlar bilmiyorum.

_________________
Ahmet NesiL "78

1998 DragStar 650 (Satıldı)
2004 V-Strom 650 (Satıldı)

[pencereci]

[Formatc]

Twister ı olanlar ve olmayanlar...işte bütün mesele!
_________________

Si Bi Ef değil, Ce Be Fe

[Path1]

'Diyorsun ki

"yayalar neden yoldan geçmeye çalışır motor gelirken biz küçüğüz nasıl olsa sığarız birkenar köşeden diye""



Walla Azizim,

Yayaların hali vahim. Sahil yolunda (Bostancı -Tuzla) bir kaç kez tanık oldum. Sabah spor yapıyorlar diyelim ki. Şişman bir teyze ve incecik kızı veya gelini.. Kızlar geçiyor teyze salına salına... Sanki trafiğe kapalı caddede yürüyor gibi..


Sonra kol kola girip tespih çekerek gidenleri de gördüm başka mekanlarda.

Adamın umurunda değil, şöfor nasıl olsa vurmaz. Veya felek vurmuş anasını satayım araba- motor vursa ne olur vaziyetlerinde salına salına yürüyor..

Yahi demem o ki, bu memlekette yaya olmak da zor .. (Kendi bilinçsizliklerinden kaynaklanan sebeplerle anlamında)

[mountain_human]

Selamlar,
Nihayet ikinci uzunyol gezimizden de (6000 km) kazasız belasız dönebildik. Gezi raporumuzu hazırlayıp siteye, fotoğraflarla birlikte, vereceğim.
Uzun yol ile ilgili ülkemiz tam bir dert küpü. Yollardaki kasislerden tutun da kamyon-otobüslere kadar. İki İkiteker'ci arkadaşımızın 3000 km.lik Doğu Gezisi raporunda da (henüz yazmamış olsalar da...) okuyacağınız gibi buraların yolları ve sorunları biraz daha farklı.
Önce yollardaki -yolun boyuna- kasisleri ele alalım. Bir türlü 90 km/h.in üzerinde bir süratle geçmek kısmet olmadı. Özellikle yokuşlarda ağır kamyonların ezdiği ve yıllarca bakımsız kalan, bakım yapıldığında da "keşke olduğu gibi bıraksalardı" dedirten bu tür incecik yollarda 80 km/h.de sorunsuz ama tedirgin bir yolculuk yapıyorsunuz.
İnsanlar motosiklete fazla alışkın olmadıkları için size uzaylı -ya da en iyisi turist- gözüyle bakıyorlar. Birdenbire yola fırlayıp el sallayan çocuklardan tutun da yanınızdan geçerken ilk defa böyle bir manzara görüyormuşcasına size bakan arabalılara kadar. Arabanın arkasında çoluk çocuk varsa size dönüp el sallıyorlar. Dengenizi bozmak bahasına siz de elle cevap vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu kadarı yine iyi de, bir de yola çıkıp sizi taşlamaya kalkanları var. Vay ki vay...
Yola çıkan hayvanların -dört ayaklılarının- haddi hesabı yok. Çobandan kaçan eşekten tutun da koyun-keçilere kadar. Sürüyü uzaktan görüp yavaşlamak zorundasınız.
Sürat sınırı ve radar sadece yol kenarındaki işaretlerde var. Sizi durduran polis ya da jandarma ise sadece kimlik soruyor. Geri dönüşünüzde ise bir de aranacaksınız, unutmayın.
Kamyon-otobüs-otomobillerin sizi yok varsayması konusunu hepimiz biliyoruz.
Buraları rüzgarlı bilirdim; İzmir-Çeşme arasında rüzgar neymiş gördüm. Otoyolda 100 km/h.nin üzerinde seyredebilen araç görmedim (biz 100 km/h. yapabildik.).
Gelelim İtalya'ya. Internet'ten duyduğumuz kadarıyla tam bir trafik keşmekeşiymiş. Biz hiç de öyle bulmadık. Bir kere tam bir motosiklet cenneti olduğu için tüm diğer araçlar size saygılı davranıyorlar. İster otoyollarda ister kamyon yollarında, geçiş üstenlüğü her zaman motosikletlerde. Gelişinizi farkettikleri anda kendilerini sizin konforlu sollamanızı sağlayacak şekilde ayarlıyorlar; ya hızlarını azaltıyorlar ya da biraz sağa yanaşıp yol veriyorlar. Sollamanız sırasında karşıdan gelen arabalar da hemen kendi sağlarına yanaşıp sorunsuz geçişinizi sağlıyorlar. Trafiğin yayalara ya da yayaların trafiğe saygısı da tam. İster inin-cinin top oynadığı bir yoldaki yaya geçidinden geçin, ister şehir içlerinden. "Yaya Geçidi" sanki sihirli bir duvarla çevrili gibi sizi koruyor. Yeter ki "o" geçidi kullanın. Aksi taktirde sizi yok varsayıyorlar. Rüzgar dışında uzun yolda hiç bir sorun yok.
Fransa'da motosiklerin bir ayrıcalığı yok. Ancak otoyollarındaki dinlenme yerleri sanki beş yıldızlı kampingler gibi. Her şey ücretsiz ve sürekli temizlik ekiplerince denetlenip temizleniyor. Yüzme havuzlarından tutun da jimnastik aletlerine kadar her şey mevcut. Bazılarında küçük göletler yapılmış; ördek-kuğu bile besleniyor. (Bizde olsa o aletleri aynı gün söküp evlerine kurarlar, ördeklerle kuğuları da mangal yaparlardı.). Bu arada hız sınırını trafiğin akışı belirliyor. Bazı yerlerde 140 km/h ile gitmeden trafikte kalamıyorsunuz.
İsviçre bizim için tam bir stres oldu. Sonraları alıştık. 70 diyorsa 70 yapacaksın. Her yer radar ve otomatik makinelerle dolu. Hız kurallarına uymayan yok. 120 işaretinde araçlar 120 ile giderken aralarındaki takip mesafelerini bile nizami olarak ayarlıyorlar. Hataların cezası ise -onların- bir maaşları tutarına kadar yükselebiliyor. İkiteker'den atilla-t ile Zürih'te tanışıp uyarılmasak çok ceza yerdik.
Saygılar.
_________________
. ,o o
_< < _\_
O> > /O

[utku]

m_h merhaba, öncelikle bu uzun yolculuğa çıkma cesaretinden dolayı seni kutlarım, hoşgelmişsin.