Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
hava filtresi, malumunuz, havadaki tozların silindire girmesini önlemek üzere tasarlanmış bir ürün. Havadaki tozlar her ne kadar küçük olsalar da silis esaslı olanlar piston segmanıyla silindirin iç yüzeyi arasına girip aşınmaya, motorun erken yağ yakmaya başlamasına, basınç kaybına ve sonuçta motor yenileme, silindir gömleği değiştirmeye ve de cüzdanı boşaltmaya sebep oluyorlar. Hava filtrelerinin fiyatlarıyla karşılaştırıldığında motor yenileme fiyatları çok yüksek olduğundan, şahsen, filtreyi zamanında temizleme veya yenileme taraftarıyım!
Hava filtresi havayı süzerken, haliyle, bir direnç yaratıyor. Bu da silindire giren havanın daha az olmasıyla sonuçlanıyor. Halbuki silindirdeki benzin buharının verimli yakılması için belli bir miktarda oksijene gerek var. Dolayısıyla, iyi filtre silindire girmesi gereken oksijeni azaltmayacak ama havadaki tozları tutacak filtredir.
Birkaç tip filtre var. Kağıt filtreler, isminden de tahmin edilebileceği gibi filtre kağıdından mamul filtrelerdir. Kuru filtrelerdir, yani üstünde yağ olmaz, kullan at tipi filtrelerdir. Filtre ömrü filtre kağıdındaki gözeneklerin dolmasıyla doğru orantılıdır. Örneğin 4000 km. de değiştirin deniyorsa, normal kullanım şartlarında 4000 km. yol sonunda gözenekler artık motorun verimini düşürecek kadar dolmuş demektir. Hemen değiştirmek gerekir, çünkü gözenekler doldukça silindire giden havayı daha çok engellemeye başlarlar. Bu durum, karbüratörlü motorlarda memeden daha çok benzin emilmesine ve yanmadan atılmasına, benzin sarfiyatının artmasına ve silindir içindeki aşırı benzin buharının silindir duvarlarındaki ince yağ tabakasının seğreltilmesine ve de silindirin aşınmasının hızlanmasına sebep olur ki melanet bir durumdur. 4000 km. de atın deniyorsa, atın, çünkü daha fazlası ekonomi filan getirmez. Tozlu yollarda geziyorsanız, daha erken değiştirin. Genel olarak ondüle şekillidirler çünkü belli miktarda hava geçirmeleri için belli miktarda toplam filtre yüzeyine sahip olmaları gerekir. Pahalı performans filtreleri aynı toplam yüzeyde daha fazla ve daha küçük gözeneklere sahip filtre kağıdı kullanan filtrelerdir. Bu özel filtre kağıdı üretimi pahalı olduğundan, kendileri de pahalıdırlar.
Sünger filtreler en sevdiğim filtrelerdir. Kendi filtremi kendim yaparım. Kros ve de enduro motorlarında genellikle sünger filtre kullanılır, çünkü faaliyetten sonra söküp temizleyip, yağlayıp yeniden kullanabilirsiniz. Tahmin edilebileceği gibi süngerden mamuldürler. İnce delikli süngerden yapılırlar. Özel olarak performans filtre süngerleri vardır. Hazır şekilli olanları veya tabaka olarak satılanları vardır. Ben ince delikli, 1 cm. kalınlıklı süngerden, toplam yüzeyi en çok olacak şekilde imal ederim. Bazan başarılı olur, bazan olmaz ama denemeler yapıp motorunuza en verimli filtre ölçülerini bulabilirsiniz. Yumuşak süngerin hava basıncıyla çökmemesi için münasip tedbirler almak gerekir. 1000 km. de bir filtreyi söker, bulaşık deterjanıyla yıkar, bükmeden suyunu sıkar, açık havada iyice kurutursunuz. 10 veya 30 numara yağla damlamayacak kadar, yağla nemlendirecek kadar yağlarsınız, yerine takarsınız. Filtre kutusu varsa, kutunun içini iyice temizler ve vazelinle ince yağlarsınız. Bu yağlama havadaki tozların yapışıp kalmaları içindir. Hava sünger delikleri arasından geçerken tozlar ince yağa yapışıp tutulurlar. 3-5 yıkamadan sonra yeni filtre yaparsınız. Vatandaş dostu bir metoddur.
Tel filtreler ebedi ömürlü gayet sert çocuklardır. Yapısal olarak bulaşık telini bükmüş, filtre diye kutuya tıkmış gibi bir görüntü arz ederler. Asfalt yol motorları için gayet iyidirler. Asfaltta toz, arazideki kadar çok olmaz. Bu elemanı 1000 km. de bir söker, bol gazyağı içine daldırır, iyice yıkarsınız. Gazı akıtır, havada iyice kuruttuktan sonra 10 - 30 numara arası münasip bir yağa daldırır, uzunca bir süre yağın iyice süzülüp akmasını beklersiniz. Şöyle bir silip, yerine takarsınız. Evladiyelik filtrelerdir. Olağanüstü bir süzgeçlik yapmazlar ama yine de iş görürler. Hava, yağlı bulaşık teli kılıklı filtre içinden akarken tozlar yağa yapışıp kalırlar prensibiyle çalışırlar.
Buradaki temel prensip, bir: silindire giren oksijen gereğinden az olmayacak; iki: silindire giren toz az olacak, biçimindedir. Bu işlevleri yerine getiren her filtre makbuldur. Gerisi şahsi tercihe kalmıştır.
Kayıt: Nov 17, 2008 Mesajlar: 132 Nerden: istanbul-hadımköy
Tarih: Pzr Mar 14, 2010 4:30 pm Mesaj konusu:
bir hava filitresi daha güzel anlatılamazdı herhalde.bilgiler için teşekkür ederim farklı konulardada bu tarz net ve faydalı olabilecek bilgileri bizimle paylaşmanızı bekliyoruz _________________ behiç yüksel.
94 1100 gs
Kayıt: Feb 09, 2006 Mesajlar: 661 Nerden: Maltepe/istanbul
Tarih: Pts Mar 15, 2010 8:30 am Mesaj konusu:
Ben de bilmediğim bir çok şey öğrendim.
Ender Hocam sen daha önce neredeydin allahaşkına...
teşekkürler bu paylaşımlara.
Bunlar sitemizin ansiklopedi sayfaları gibi. _________________ sevgiler
Tuncay Topkara
ata007@e-kolay.net
HERKES İSTEDİĞİ HAYATI MUTLU YAŞASIN...
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 2535 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 15, 2010 8:57 am Mesaj konusu:
V-strom da K&N hava filtresi kullanıyordum, hava filtesini gören iki ayrı usta iki ayrı defa beni orjinal hava filtresi kullanmam konusunda uyarmışdı. Bu hava filtesi üstün olsa herhalde Suzuki de bunu koyacak teknoloji vardır demişlerdi.. K&N den hiç bir şikayetim olmasada bunu "bir sorayım" diye kaydetmiştim, aradan aylar yıllar geçti, görüyorumki şimdi tam sırası..
Orijinal filirtemi? yoksa K&N gibi ürünlermi? _________________ Ümit Yayla
İstanbul
Bu hava filtesi üstün olsa herhalde Suzuki de bunu koyacak teknoloji vardır demişlerdi..
Bu mantık pek doğru değil. Suzuki o filtreyi koysa üretim maliyeti artar. Ne olacak onun maliyetinden demeyin. _________________ Ainesi iştir insanın, lafına bakılmaz!
Eylul CAT BBS - HiTNet: Hi Türkiye Network
http://cayka.blogspot.com/
motosiklet firmaları, tüm otomotiv firmaları gibi, filtre üretmezler. Bir filtre firmasına fason sipariş verip üstüne markalarını bastırırlar, sonra vatandaşa fahiş fiyatlarla satarlar! Filtre imalatı uzmanlık işidir ve böyle bir fabrika kuran firma çeşitli motosiklet fabrikalarıyla temasa geçerek belirtilen özellikte filtreler imal ederler ve motosiklet firmalarının markalarını üstünde taşıyan filtreleri onlara verirken, kendi markalarını taşıyan aynı filtreleri de yan sanayi satışında piyasaya sürerler. Filtre firmasının verimli çalışabilmesi için belli sayıda imalat yapması gerekir, yoksa zaman içinde zarar yazmaya başlar. Genellikle aynı veya birkaç çeşit filtre malzemesini de kendileri üretmezler. Filtre malzemesi üreten başka bir fabrikadan toptan alıp, ölçülerde kesip, şekillendirip, marka basıp kutularlar. Bu her türlü otomotiv parçaları için geçerlidir. Belli sayıda üretim yapamazsanız fabrikayı verimli çalıştıramazsınız ve piyasa şartlarına yenilirsiniz. Seri üretim gerektiren parçalarda bu durum geçerlidir.
Dolayısıyla, motosiklet firmasının logosunu taşıyan veya başka bir marka imalatı olan ürünlerin hangisi daha iyidir diye sorarsanız, buna peşin bir yanıt alamazsınız. Bilimsel bir karşılaştırma için, o motorun, o marka ve modelinin verimli çalışması için gerekli hava miktarı, benzin buharı ve hava karışım oranı, bu benzin buharını karbüratör memesinden emecek vakum değeri veya enjektör basınç değeri, filtre kağıdı gözenek çapı ve geçirgenlik değerleri, gözeneklerin hangi oranda dolduğunda verimi etkileyeceğinden başlayarak toplam filtre alanı değeri, filtre şekli filan gibi bir sürü değeri bilip, karşılaştırılacak filtrelerin bu değerlerini okuyabilecek deney düzeneklerine sahip olmak, bir sürü deney yapıp, değerlerin nerelerde toplandığına bakmak lazım. Yanı uzun iş! Üstelik, bütün bu çalışma sıfır motor için geçerlidir. Motor kullanılmaya başladığından itibaren genel kirlenmeyle birçok değer de değişecektir. Bu durumda motorcunun bu karşılaştırmayı yapması olanaklı değildir. Firmalar da bu değerleri açıklamazlar. Motor tasarımı yapıllırken bütün bu değerler önce saptanır, sonra kullanılacak ürünlerle denenerek gerekli değişiklikler yapılarak performans sağlanmaya çalışılır. Üretim maliyetleri de mümkün olduğunca düşük tutulmaya çalışılır.
Bu durumda motorcu, örneğin, hangi filtreyi kullanacaktır? Firma ürününü mü, marka ürünü mü, jenerik bir ürün mü, Çin imalatı ürün mü kullanacaktır. Olay bu aşamada kişisel tercihe ve memnuniyete, kişisel mali duruma, paylaşım forumlarında arkadaşların deneyimlerini paylaşması sonucu oluşacak ortak anlayışa göre motorcunun kendine kalmıştır. Hangi durumdan memnunsa onu kullanacaktır. Sakınca yaratmadıkça her uygun mamul kullanılabilir.
Sakınca derken, örneğin, gözenekleri büyük kağıt filtre motora giden silis tozlarını kesemediği için sakıncalıdır. Küçük gözenekli ama toplam filtre alanı küçük kağıt filtre çabuk dolacağı ve silindire giden havayı keseceği için sakıncalıdır. Diğerlerinden bir farkı olmamasına rağmen marka olmuş, pahalı filtreler sakıncalıdır. Bu liste uzar gider. Gerisi motorcuya kalmış bir durumdur.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 15, 2010 12:08 pm Mesaj konusu:
V-Strom demiş ki:
Orijinal filirtemi? yoksa K&N gibi ürünlermi?
Hocam en son bundan iki ay önce babam bir filtre üreticisi için , kağıdı otomatik katlayıp şekil veren, sıcak hotmelt tutkallarla yapıştıran tam otomatik kağıt filtre üreten bir makinayı tasarladı, üretti ve teslim etti. Oraya her uğradığımda yurdışına ihracat da yapan o üreticiyle birşeyler konuştuk filtreler üzerine ve bana daha önce nette de çeşitli kaynaklarda okuduğum birşeyi birkez daha söylemişti , onu aktarayım.
Deniyor ki , Bu K&N filtrelerin toz tutma kabiliyeti , belki çok önemsiz bir miktar bunu bilmiyorum, kağıt kalitesi yüksek , uyduruk imalat olmayan filtrelere nazaran biraz daha düşük.
Bu iddianın aslını astarını bilmiyorum. Emin olmak ve konuyu anlayabilmek için ise rakamlarla kendini ortaya koyan verilerin de içinde olduğu bilgiye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. K&N ve benzeri markaların kendi verilerine değil de, bağımsız bir kuruluşun yaptığı bir kıyastan bahsediyorum. Bunu bulunca işin özü anlaşılır diye düşünüyorum.
---
Fakat , öyle veya böyle ben de Ender beye katılıyorum ; hangisi hangisinden üstün olursa olsun bu fark muhtemelen oldukça küçük çıkacak ve mantıksal açıdan bir ehemmiyeti olmayacak.
Benim kişisel olarak bu yıkanabilir tip filtreleri seçmememin sadece ve sadece iki sebebi var :
1- Temizlik malzemelerine veya yağlayıcıya da para vermek , rakamlar büyük değilse bile bana itici geliyor. Patentli matentli sarf malzemelerinden ayrıca uzak duruyorum, tümüyle kişisel.
2- Onunla uğraşacak, yıkayacak, kurumasını bekleyecek vaktim ve enerjim yok. Zinciri bile bayramdan bayrama yağlayan, az hava kaçırıyorsa lastikteki çiviyi çıkartmayan adamım, filtre yıkamayla, uygun ortamda kurutmayla, homojen yağlamayla, sprey bitince gidip bilmemnerden benzin yakıp , vakit harcayıp satın almayla vs. hiç uğraşamam. Kökünden söker atarım o filtreyi olan da motora olur.
Galiba bu da kişisel
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız