Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Pts Şub 15, 2010 9:54 am Mesaj konusu: Ön fren gıcırdaması
geçtiğimiz hafta yağan çamur yağmurlarından sonra kahverengi renge bürünen motorumla haftasonu bir gezeyim dedim. Lakin 1-2 ön fren kullanımından sonra fark ettim ki frenler gayet normal şekilde tutmasına rağmen bulaşık makinesinden yeni çıkmış tabağın gırdırdaması gibi ses çıkartıyor. Balatalara vs toz kaçmış olabir düşüncesiyle motoru güzelce yıkattım, temizlenen motorla evin önünde bir iki gidip geldiğimde tabak gıcırdamasına benzer ses yoktu ama dün tekrar kullandığımda temiz olmasına rağmen aynı ses ön freni sıktıkca çıkmaya devam etti.
Arkadaşlar bu gıcırdamayla ilgili bi fikri olan var mı?
arkadaşlar sorun bir ara kısa bir süreliğine kesilmiş gibi görünse de gırcırdamalar hala devam ediyor. neredeyse balata temizleyici spreyin hepsini boca edip bekletmiş olsam da hala gıcırdıyor frenler.
başka ne sebeb olabilir? bir fikri olan var mı?
balatalar yeniyse sökmek gerekmez. Eski olsaydı, acaba metal tabana kadar indiler mi de metal disk metaline sürtmeye başladı diye düşünecektim. Çarpma olsaydı, belki eğilme, burkulma filan mı var diyecektik, ama olay sanki yağmur altında kaldıktan sonra başlamış gibi duruyor ve suyla yıkandıktan sonra bir sorun kalmaması gerekir diye düşünüyoruz. Malum, motor her türlü hava ve çamura dalıp çıkacaktır, dolayısıyla böyle basit bir sebepten ses vermeye başlamaması gerekir.
Balata temizleme spreyi, diske yağ, mazot sıçraması durumunda balata emmeden temizleme yapmak için başarılı oluyor. Örneğin, patlayan ön çatal contasından yağ damlıyor, zincir yağı arka diske sıçrıyor veya yola dökülmüş mazottan geçerken diskler etkileniyor. Balata bu malzemeleri emmeden, sökülüp spreyle temizlenirse bazen balatayı kurtarmak mümkün oluyor. Yağı emdiyse, en iyisi ve emniyetlisi yeni balata takmak oluyor.
Paslanan, çamurlanan diski fren balatasını az bastırarak temizlemek mümkün. Yolda düşük viteste giderken balata diske basacak ama motoru durdurmayacak kadar frene basıp az kullanırsanız, pas, çamur sıyrılıp, disk delilkeri vasıtasıyla atılır. Motor duruyorsa fren sesine çok kafayı takmamak lazım diyeceğim, ama rahatsızlık veriyorsa ve disk düzgünse (passız ve eğrilmiş değil ve de temiz) yeni bir çift balata takılıp denenebilir. Ses kesilirse olay balatadan diye düşünebiliriz. Balata yenilenirken cinsi değiştirilmişse, belki (?) bu motor tipinde / diskinde ses veriyordur. Az önce ses etmiyordu da niye şimdi ses vermeye başladı derseniz, motoru denemeden bir önerim olamayacak. Bir başka kolay yöntem de balataları söküp, yıkayıp, silip tekrar takmak olabilir. Belki (?) montajı esnasında yolunda gitmeyen birşey olmuştur ve bu sefer doğru montaj yapılırken bu sorun kapatılmış olur.
Eğer frene basınca motor duruyorsa ve dıştan bakıldığında dikkat çeken bir araz tesbit edilemiyorsa ve de yeni balatalar, eski sessiz balatalarla aynı cinstense, aklıma ses aldırmadan sürmeye devam edin demekten başka birşey gelmiyor. Balata cinsi değiştiyse ve eski balatalar duruyorsa, ses kontrolu yapmak için eski balataları yeniden takıp bir bakmak fikir verebilir (?).
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Mar 03, 2010 7:33 am Mesaj konusu:
Aynı şey birçok motorda başıma geldi daha önce. Neden olduğunu , net izahını bilmiyorum ama mebatur un dediklerine çok yakın şeyler geçiyor aklımdan : balatalar birşeyleri emiyor ve vasıflarını yitiriyorlar sanırım.
Ybr de bir kez orjinal balataları hafif zımparalayıp, eğeleyip vs. kurtardım.
Yine ybr de bir kez ikinci takım balataları kullanırken, balataların daha çok ömrü varken oldu, zımparalama vs. kar etmedi. Atmaya da kıyamadım. Bağladım frezeye yarım milim yarım milim pasolar vere vere denemeler yaptım. Yine kurtardık ama balataların çoğunu traşladıktan sonra. Yani ses soluk kesildi ama balatalar bittikten sonra..
Bmw de önde oldu, zaten nedense hep önde olur, balataların sonlarıydı, atıp yenilerini taktım.
Bir kez de ön diski tornaya bağlayıp, PASO VERMEK DEĞİL , ufak jet taşına flat zımpara diskini takıp her iki yüzü de bir yandan disk ağır devir dönerken bir yandan da jete bağlı bu zımparayla üzerinden hafifçe okşayıp ince bir tabaka aldım. Bu yöntemin de çok işe yaradığını ve diğer olaya mani olucu ve geciktirici bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. Bunun da net izahını bilmiyorum ama kafamda üretebildiğim açıklama şöyle birşey olabildi :
Sanırım disklerin üzerinde ince ve sertlik açısından farklı bir katman oluşuyor zamanla. Bu çok ince katmanı alınca balata da asıl temas etmesi gereken yüzeye temas ediyor. Emin değilim. İşin içine aşırı ısının girmesi bir etken olabilir.. Her iki yüzeyde de.
Yanlış da anlaşılmak istemem; disklere kalemle paso vermemeniz , yaparız diyene de çok fazla inanmamanız konusunda bir kez daha uyarıp bitireyim. Burada anlattığım şeyin kalemle paso vermekle yakından uzaktan ilgisi yok. Balataların ise ne yazık ki genellikle yenisini almak gerekiyor.
Bir de, uzun süre hiç yağmur yağmadıktan sonra yağan ilk yağmur da epey pis ve yağlı bir su oluşturuyor asfalt üzerinde. Galiba bununla da ilgisi olabilir. Bana olanların tümü bundan ya hmen sonra, ya da kısa bir süre sonra olmuştu.
eskiden balatalar perçinlerle taban metale tutturulurdu. Daha ziyade tambur frenlerde kullanılan bu yöntem daha sonraları orjinali bulunamayan disk fren balatalarında da kullanılmaya başlamıştı. Hala da kullanılıyor. Motoruna disk fren balatası bulamayan veya fiyatını pahalı bulan vatandaş, balata taban metalini oto sanayinde balatacı geçinen vatandaşa götürüyor, taban metali matkapla delinip yeni fren balatası perçinle taban metaline çakılıyor. 'Çakma' terminolojisi de bu işlemden geliyor olabilir.
Şimdilerde yaklaşık 6 farklı cins balata tipi var ve bunlar taban metale ısı ve kimyasal yöntemlerle tutturuluyor. Farklı yol ve iklim şartlarına göre daha iyi performans veren balatalar var veya öyle deniyor! Örneğin, devamlı çamurlu ortamda kullanılan kros yarışları motorlarının balataları, parkurda kullanılan yarış motorları balataları cinsinden farklı veya yağışlı havada kullanılan yarış balatalarıyla kuru havada kullanılan yarış motorları arasında da tip farkı var. Normal şartlarda, karayolunda motor süren vatandaşın fren balataları da diğerlerinden farklı.
Balata tipini seçerken, motorun el kitabında tavsiye edilen tipten şaşmamak lazım. Diğer tipler hem pahalı, hem de normal kullanışa göre tasarlanmamış ürünlerdir. Gereksiz masrafa sebep olurlar ve standart kullanımda da çok başarılı olamayabilirler, çünkü özel şartlar için tasarlanmışlardır.
Fren balatalarının taban metaline ısı ve kimyasal yöntemlerle tutturulduğunu söylemiştik. Yeni balatanın yüzünde, bu işlem sonunda kalıptan kolay ayrılmasını sağlayan ince bir tabaka kalmaktadır. Balata değiştirdikten sonra bir süre hız yapmayın, sık, sık freni sıkın filan denmesi işte bu tabakanın aşınması ve asıl balata malzemesinin ortaya çıkması içindir. Yani bu işlem fren sıkılarak da yapılır, ince zımparayla silinerek de yapılır. Zımpara yöntemi gereğinden fazla tabaka kaldırmak veya yüzeyi düzgün temizlememek riski taşır. Tavsiyem, motoru sürerken az fren sıkarak yüzeyi temizlemek vasıtasıyla balataları devreye almak şeklinde olacaktır. Bu aşamaya kadar da balatalar normal performanslarını sergileyemeyeceklerdir. Aynen yeni lastik takınca ilk 100 km. sürat yapmayın, lastiğin üstündeki kalıp ayırma malzemesinin aşınmasını bekleyin demek gibi birşey.
Fren balatalarının yüzünde bir yarık vardır. Bu yarık aşınma göstergesidir ve balata malzemesi bu yarık dibine kadar kullanılabilir. Yani, dıştan baktığınızda, balatanın yarık çizgisi görünüyorsa, balata değiştirmeniz gerekmez. Yarık görünmüyorsa, balata aşınmış demektir ve hemen değiştirmek gerekir. Bu balata yarığı genel aşınma kontrolü içindir. Birinci emredici bilgi, motor el kitabında belirtilen en düşük balata kalınlığı bilgisidir. Balata en ince, örneğin 1,7 mm olmalı filan türünde bir bilgi varsa, yarığa filan bakılmaz ve balata bu inceliğe gelmeden değiştirilir. Bu değer kullanılmış olan kaliper hareket değerinden yola çıkılarak bulunmuştur ve daha ince balatada artık kaliper gerekli performansı sağlamamaya başlayacak demektir. Eğer el kitabı yoksa veya böyle bir bilgi verilmediyse, balata yarığına bakarak balata değiştirme zamanına karar verilebilir.
Balata metale kadar aşınırsa veya taban metali bir sebepten az eğildiyse, fren yapınca balata tabanı metal diske veya tambura sürtünmeye başlayacaktır. Bu sürtünme diskte kanallar açar ve fren performansını çok düşürür. Aynı zamanda ses de yapar (frende gıcırdar!). Bu durum hem fren güvenliğinin azalması, hem de fren diskinin yüksek maliyeti açısından gayet sakıncalı bir durumdur. Balatalar zamanı gelince değiştirilmelidir.
Balatalar da zamanla değerlerini kaybederler. Eğer motor çok sık kullanılmıyorsa veya motor yatıyorsa balata aşınmayacaktır ama taşlaşacaktır, yani sürtünme değeri azalmaya başlayacaktır. 8 - 10 sene herhalde sınır bir değerdir ve balata yarığına kadar aşınmadıysa bile eski balatayı çıkartıp, yeni balata takmak fren güvenliği için tavsiye edilen bir yöntem olacaktır.
Balata yağ emdiyse, yani yağ içine nüfuz ettiyse o balatayı atın ve yenisi takın. Hiçbir balata sizin fren güvenliliğinizden daha önemli değildir. Bu durumda güvenlik ekonomiden önce gelir.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 2535 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Mar 03, 2010 10:24 pm Mesaj konusu:
Detaylı bilgiler için çok teşekkürler, ben de bilmediğim çok şeyi öğrenmiş oldum, umarım bir çok arkadaşımızın da dikkatini çeker bu topik. _________________ Ümit Yayla
İstanbul
yazı ve bilgiler için ne kadar teşekkür etsem azdır.
sabah fren diskinin üzerine şöyle hafifce parmağımı gezdirdim. gayet pürüzsüz, hatta kaygan geldi. (nedense üzerinde hafif siyah çizgiler var ama arka (gıcırdamayan) diskte de durum aynı. sanırım bir yıkamacıda tazikli su ile iyicene yıkatıcam. lakin gıcırdamaya devam ederse servise götürüp balataları söktürüp yıkatıcam.
her ne kadar frenler olması gerektiği gibi vazifelerini yerine getiriyorlarsa da gıcırdama sesi oldukca sinir bozuyor.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Mar 04, 2010 8:22 pm Mesaj konusu:
Yeni bir zımpara alıp, "U" şeklinde kıvırıp, elinle ön diske bunu sıkıp , diğer elinle de tekeri döndüre döndüre , hep eşit kuvvet ve aynı hızda ufaktan bi zımparalama operasyonu yaparsan diske hiçbir zarar vermezsin.
O ince ve sertleşmiş yüzey görüntüsü veren tabaka şayet durumdan şüphelenmene sebep oluyorsa..
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
, ufak jet taşına flat zımpara diskini takıp her iki yüzü de bir yandan disk ağır devir dönerken bir yandan da jete bağlı bu zımparayla üzerinden hafifçe okşayıp ince bir tabaka aldım. Bu yöntemin de çok işe yaradığını ve diğer olaya mani olucu ve geciktirici bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. Bunun da net izahını bilmiyorum ama kafamda üretebildiğim açıklama şöyle birşey olabildi :
