Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
kızı ve damadı, adamı artık bakamadıkları için huzurevine yatırmışlar bir gün ziyaretine gitmişler, kızı nasıl babacığım iyi misin burada, sana iyi bakıyorlar mı? diye sormuş, babası evet demiş rahatım yerinde, akşamları yatmadan bir bardak ılık sütümü içiyorum bir de Viagra veriyorlar rahat rahat uyuyorum demiş. Kızı şaşırmış ama belli etmemiş, doktora gitmiş yatarken babama ılık süt ve Viagra veriyormuşsunuz demiş, doktor doğru demiş ılık sütü rahat uyuması için, Viagra'yı da yataktan düşmemesi için veriyoruz!
bu bir çeşit yan ayak mı oluyor ey ikiteker çetesi? _________________ Harun Yalçındağ
1-1-1-4-1-?
Yamaha XT660R (Satıldı)
Adamın biri birgün yolda giderken bir çocuk görür ve çocuğu çok sevimli
> bulur; çocuğa:
> - Senin adın ne?
> . Çocuk tam söyleyeceği sırada:
> - Dur ben tahmin edeyim, diyerek sözünü keser, ama ipucu olarak baş
harfini
> söylemesini ister. Çocuk:
> - Y der, adam başlar saymaya...
> - Yasin?
> Çocuk başını sallar.
> - Yusuf?
> Çocuk yine başını sallar.
> Adam y harfi ile başlayan tüm isimleri sayar, çocuk her seferinde başını
> sallar adam iyice sinir olur ve kız isimleri de saymaya başlar; çocuk yine
> başını sallar. Adam en sonunda:
> - Bilemedim. Ne lan senin ismin?
> Çocuk yanıt verir:
> - Yamazan.
İki araba karşılıklı birbirlerine yaklaşıyorlardı... Birinin içinde bir adam diğerinde bir kadın... Tam yan yana geldiklerinde adam camı açıp kadına ...
"DOMUZ..!!!" diye bağırdı
Ve konuşmasına devam edecekken kadın çok sinirlendi ve o da camı açıp adama ....
"HAYVAN...!!!" diye sinirle cevap verdi..ve arabalar yollarına devam ettiler...
Kadın tam virajı dönmüştü ki yolun ortasında duran kocaman bir DOMUZ'a çarptı... Bu hikayeden çıkarılacak sonuç :
1- Kadınlar dinlemeyi bir öğrenebilseler...
2- Erkekler de konuşmayı....!!!!
Tarih: Cum May 28, 2004 9:31 am Mesaj konusu: Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropolog...
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi."
Sevgili Tanri,
Su andaki eksiklerimi yaziyorum: Yeni bir bisiklet, bir kimya seti, köpek, film makinesi, beyzbol eldiveni. Hepsini gönderemezsen birazi da olur.
Seni seven Eric (5 yasinda)
Not: Noel Baba'nin olmadigini biliyorum.
Canim canim Tanri,
Astronotlari öyle yukari firlatip firfir döndürmelerinden ödüm kopuyor. N'olur onlarin bizim evin çatisina düsmelerine izin verme.
Dostun Norman (4.5 yasinda)
Sevgili Tanrim,
Insanlarin ölmelerine izin verip yenilerini yapmak yerine, neden elindekileri tutmuyorsun?
Jane (6 yasinda)
Sevgili Tanri,
Lütfen bana bir midilli gönder. Senden simdiye kadar hiçbir sey istemedim.
Bunu da herhalde unutmazsin.
Bruce (4 yasinda)
Sevgili Tanri,
Babam çok aksi. Onu bu huyundan vazgeçirmeni istiyorum. Ama lütfen canini yakma. Sevgilerle.
Martin (5 yasinda)
Sevgili Tanri,
Bulutlardan biri yüzünü öyle korkunç yapti ki ödüm koptu. N'olur söyle ona bi daha öyle yapmasin.
Ellen (3 yasinda)
Sevgili Tanri,
Sahiden var misin? Bazilari buna inanmiyor: Eger varsan gecikmeden bir seyler yapmanda fayda var.
Harriet Ann (6 yasinda)
Sevgili Tanri,
Eger hiç kimse bilmeyecekse iyi olmanin ne yarari var?
Mark (8 yasinda)
Tanricim,
Üst kattakiler durmadan bagira çagira kavga ediyorlar. Bence yalnizca çok iyi arkadaslarin evlenmesine izin vermelisin.
Nan (5 yasinda)
Sevgili Tanrim,
Ne diye bu kadar çok insan yarattin. Baska bir dünya daha yapip fazlaliklari oraya koyamaz misin?
J.B. (7 yasinda)
Tanrim,
Insanlara ruhlari her zaman dogru mu dagitiyorsun?
Yanlis yapabilirsin.
Audrey (8 yasinda)
Sevgili Tanri,
Sen tuhaf ne yaparsan yap herkes hayran oluyor; ama ben ufacik bir saka bile yapsam yiyorum firçayi.
Jodie (6.5 yasinda)
Sevgili Tanri,
Bizi hiç merak etme çünkü bizimkiler çok dindar.
Teddy (9 yasinda)
Sevgili Tanri,
Bende senin disinda bütün liderlerin resmi var.
Norman (6 yasinda)
Tanrim,
Sisman olunca kimse senin arkadasin olmak istemiyor.
Billy Jean (9 yasinda)
Sevgili Tanrim,
Oglanlar kizlardan daha mi üstün? Biliyorum sen de onlardansin ama gene de dürüst olmaya çalis.
Sylvia (5 yasinda)
Sevgili Tanri,
Kitabini okudum ve begendim. Bütün o fikirler nereden geldi aklina?
John (8 yasinda)
Sevgili Tanri,
Zürafalarin görünümünü isteyerek mi böyle yaptin, yoksa yanlislikla mi oldu?
Norman (4 yasinda)
Tanrim,
Incil'de neden hiç karinin adi geçmiyor? Yoksa Incil'i yazarken daha evlenmemis miydiniz?
Larry (6 yasinda)
Sevgili Tanrim,
Tamam Incil'de öbür yanagini çevir dedin biliyorum; ama kardesim gözüme vurunca ne yapacagim?
Sevgiler,
Teresa (5 yasinda)
Sevgili Tanri,
Senin yasina geldigimde tipki senin gibi olmak istiyorum. Tamam mi?
Tommy (4 yasinda)
Sevgili Tanrim,
Eger Tanri ben olsaydim bu kadar iyi olmazdim. Bunu aklindan çikarma.
Michelle (6 yasinda) _________________ İsmail HATİP
DeeLee6yüzeLLi
Tarih: Prş Tem 08, 2004 5:47 pm Mesaj konusu: Burası Çok Sıcak
Burası Çok Sıcak
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail
atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir e-mail adresine gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,
arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere
yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarh : 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim.
Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz.
Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Herşey yarın senin buraya
geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Tarih: Cum Tem 09, 2004 11:40 am Mesaj konusu: KAYNANALIK İÇGÜDÜSÜ...
KAYNANALIK İÇGÜDÜSÜ...
Genç delikanlı heyecanla annesine gelir ve aşık olduğunu, evlenmek
istediğini ve annesini tanıştırmak istediğini söyler. Ama sadece
eğlence olsun diye eve 3 kız getireceğini ve annesinin evleneceği
kızı tahmin etmesini ister.
Ertesi gün 3 güzel kızla eve gelir. Otururlar bir süre sohbet
ederler.
Bir süre sonra çocuk heycanla annesine sorar tahmin ettin
mi diye. Anne, duraksamadan cevap verir: "Ortadaki kızıl saçlı" Oğlan
hayretle annesine sorar: "İnanılmaz, nasıl bildin?"
Amerika'da kadınlar ve erkekler bilgisayarın dişi mi yoksa erkek mi
olduğunu tartışıyorlarmış...
Erkekler bu aletin kadın olduğunu savunmuşlar."Bilgisayar dişidir"
diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin
anlaması mümkün değildir,Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal
hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar... Ve bir bilgisayar
aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha
parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız,
Kadınlar tabii tam ters görüşte... "Çünkü" demişler, "bilgisayarlar
aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen
ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da
önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş
olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi
görüp pişman olursunuz...."
Yine dayanamayarak bir "sarışın" fıkrası yazıyorum, lütfen sarışın bayanlarla ilgili olumlu düşünceler taşıyanlar kızmasın, fıkra bu:
"Sarışın fıkralarından sıkılan sarışın bir bayan, saçını kızıla boyatmış.
Fıkralardan kurtularak rahatlamış ve Bir Cumartesi günü kırlara doğru sürmüş arabasını.
Gezerken bir koyun sürüsü görerek arabasını durdurmuş ve onları seyretmiş.
Çobanın da orada olduğunu görüp, yanına gitmiş, koyun yetiştiriciliği ile ilgili bazı sorular sormuş. Sonra, "Sürüde kaç koyun olduğunu bilirsem, birini bana verir misiniz?" Çoban bu isteği kabul etmiş. Bayan tahmin etmiş: 387.
Çoban, rakamın doğru olduğunu belirtip, "Gidip birini seçebilirsiniz" demiş.
Kadın sürüye gidip birini seçerek arabasına götürmüş.
Çoban onu durdurup demiş ki:
"Saçınızın gerçek rengini tahmin edersem KÖPEĞİMİ geri alabilir miyim?"
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız