Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 696 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - Konyada çöken bina arama kurtarma ve yorumlar...
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Konyada çöken bina arama kurtarma ve yorumlar...

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Konu Disi
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
nx4_falcon
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jan 22, 2004
Mesajlar: 215
Nerden: adana

MesajTarih: Sal Şub 10, 2004 9:27 am    Mesaj konusu: Konyada çöken bina arama kurtarma ve yorumlar... Alıntıyla Cevap Ver

Konyada meydana gelen olaydan sonra arama kurtarma çalışmaları konusunda oluşan süpekilasyonlara iki ayrı yorum sizce kim daha samimi okudukdan sonra karar verirsiniz.(biraz uzun oldu ama duyarlı bir konu özür dilerim)

1. Konyalı sivil savunma ve dağcılık federasyonu arama kurtarma ekiplerindeki arkadaşların yorumları.

Konya'da meydana gelen felaket, Akutun'un korkunç tavrı (tabiiki
basınımızda sizlere bu böyle aktarılmadı kahraman akut'un
çalışmaları protesto ettiği ve döndüğü yazıldı) ile ilgili en küçük
bir fikir beyan edilmedi. Hiç sorun değil akut'u öve öve göklerede
çıkarabilirdiniz. Ama o kadar ilgisiz davrandınızki önceki
tartışmalardaki performansınızı özledim. Sanırım sadece federasyonla
ilgili konularda kafanız çalışmaya ve ülkeyi kurtarmaya başlıyorsunuz.
Ve sanırım sizlere göre Konya başka bir ülkede. Ama sorun değil biz
1 500 000 Konya'lı kendimizi kurtarabiliyoruz. Hani şu kaka
federasyonun, hani şu güya Anadoluda dağcılığı geliştirmeye çalışan
ve eğitimler veren federasyonun sayesinde. Ama sizler bunada mutlaka
bir kulp bulacak ve Felaket meydana geldikten sonraki kritik ilk 7
saat içinde kurtarılan 20 vatandaşımızıda uzaylıların kurtardığını
iddia edeceksiniz. Bu 7 saat içinde henüz akut ortada yok(konya
Ankara arası 3 saat).Sonraki 2 saat içerisinde 5 vatandaşımız daha
kurtarılıyor, Sivas ekibi konya'ya ulaşıyor (Sivas konya arası 8
saat,bu arkadaşlarımız felaketi duyar duymaz hazırlıklarını yapmış ve
yola çıkmışlar tam amatör ekiplere göre bir davranış, profesyonel
ekipler acele etmez.)akut hala ortalarda yok (konya Ankara arası 3
saat). aradan 1 saat geçiyor aaa akut geldi ama çok ilginç sadece 5
kişiler ve bir kurtarma faaliyetinde kullanılacak aletleride yok. İki
tanesi 50 li yaşlarında, devasa boyutlardaki bir binada çalışmak için
ideal performans yaşı. Tabii bu arada amatör kurtarma ekipleri (çünkü
türkiyede tek profesyonel ekip akuttur...) 11 saattir çalışıyorlar,
aman tanrım ne kadar banel. Hiç aceleye gerek yok biraz şöyle etrafta
dolaşalımda vatandaş akutun geldiğini görsün. Gezerken bir
bakıyorlarki işaretlenmiş bir ceset, hemen koşup ceseti çıkaralım,
profesyonel ekipler felaketlerin ilk anlarında ceset çıkarırlar, ilk
anlarda canlı aramak ve çıkarmak amatör ekiplerin işidir. Bu arada
Urfadan yardıma gelmişler (sağolsunlar)Konya Urfa arası (lütfen
haritaya bakın ve Ankara ile kıyaslayın) akuttan sedece bir iki saat
sonra geldiler ve bu insanlar gönüllü, milyarlık sponsorlarıda yok.
Türkiye Dağcılık Federasyonu Arama Kurtarma Konya Ekibi felaketten 20
dakika sonra arama ve kurtarmaya başlamış, Türkiye Sivil Savunma
Örgütü Ankara, Afyon, Konya,Eskişehir,Aksaray (unuttuklarım
bağışlasın okadar çoklar ve o kadar özverili çalışıyorlarki)ekipleri,
Türkiye Arama Kurtarma Federasyonu birliği Konya'ya yakın ekipleri,
(unuttuklarım yine bağışlasın, o kadar kızgın ve o kadar
üzüntülüyümki ve 4 gündürde uyumuyorum)tam amatör ekiplere yakışacak
biçimde harıl harıl çalışıyorlar. Ve büyük başarı ceset uzun
uğraşılar sonucu yerinden çıkarılıyor, bu arada diğer ekipler 5
vatandaşımızı daha kurtarmış nede olsa amatörler olacak o kadar. Bu
arada ilginç bir olay daha oluyor amatör ekipler bir yaralıyı
kurtarmaya çalışırken (neredeyse bir saattir, yaralıya zarar vermemek
için deyim yerindeyse iğneyle kuyu kazar gibi) akutun profesyonel
elemanları aynı yaralıyı farkediyor ve etrafa şöyle bir bakıp basın
tarafından takip edildiklerini garantiye alarak aynı yaralıya alttan
ulaşmak için kazıya başlayor tabiiki üstteki yaralının ve kurtarma
ekiplerinin akutun yaptığı kazının oluşturabileceği bir göçükte
ölümle burun buruna gelmeleri gibi bir tehlike yoktu, nede olsa akut
profesyoneldir. Zaman geçtikte bu göçüğün ülkede meydana gelen diğer
göçüklerden farklı olduğu yaşam üçgeni dediğimiz alanların oluşmasına
yardımcı olacak dayanıklı malzemenin neredeyse olmadığı, hemen hemen
bir toprak ve kum yığınına benzediği bu profesyonel arkadaşlarca
anlaşıldı. Yani artık canlı çıkarmak mucizelere kalmış vaziyette. Ama
olurmu hiç akut canlı çıkaramadan giderse ne olur. Arkadaşların
pratik zekalarını takdir ediyorum, hemen üç beş basın mensubu
ayarlanıp nedense hep aynı açıdan (biraz daha farklı açıdan çekseler
iş makinalarının enkazın üzerinde olmadığı sadece uzaktan uzanma
şeklinde üstteki ağır blokları olması gerektiği gibi kaldırdıkları
anlaşılacak) fotoğraflarını çektiler. ve gelişlerinden yaklaşık 15
saat sonra Konya'dan ayrıldılar. Bu esnada bizler Enkaz alanı
yakınlarında hazırlanmış üç ayrı yemek merkezinde karnımızı
doyuruyorduk. Ve sabah gazetelere baktığımızda şok olduk, 24 saat
kesintiniz yiyecek verilen bir alanda aç kaldıklarını ve medyadan
takip ettiğiniz iddiaları sıralamışlar. Yorumu sizlere bırakıyorum...
Federasyonla istediğiniz kadar uğraşabilirsiniz inanın bizlerin
umrunda değil ve inanın o ilk saatlerde kurtarılan
vatandaşlarımızında umrunda olmayacaktır. Sayın Alaattin Karaca 2
gündür Konya'da sizler neredesiniz. Öyle ya Konya başka bir ülkede...


2. Akutun basın açıklaması.

Öncelikle sıcak evlerinden yüzlerce kilometre uzakta, bu üzücü olayı yaşayan
vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek uğruna, gece gündüz demeden büyük bir
fedakarlıkla ve inançla çalışmalarını sürdüren, bizler gibi can kurtarmaya
gönül vermiş, yurt ve insan sevgisini içinde barındıran resmi ve sivil bütün
arama kurtarma ekiplerine, bu ülkenin vatandaşları olarak teşekkür eder ve
gerekçesi bizce haklı olmakla birlikte onlarla beraber olamamanın üzüntüsünü
taşıdığımızı belirtmek isteriz.

Kış aylarında, enkaz altında canlı olma ihtimalinin bulunduğu koşullarda
zaman baskısı ile çalışmanın ne demek olduğunu bu ülkede en çok yaşayan ve
en iyi bilen ekiplerin başında gelen AKUT, bu yaşanan olaydan son derece
üzgün ve huzursuzdur. Geçmişte bir kaç kez arama ve kurtarma çalışmaları
sırasında haksızlığa uğradığımız düşüncesini yaşamış ve dışarıdan yapılan
yorumlara kulaklarımızı tıkayıp, gözlerimizi kapatarak inandığımız çalışmayı
sürdürmeye devam etmek zorunda kalan bir ekip olarak, çalışan bütün
arkadaşların emeklerine sonsuz saygı duyduğumuzu ve bedenen olamasak da,
kalben yanlarında olduğumuzu ve çalışmalarını gururla izlediğimizi tekrar
belirtmek istiyoruz. Sözkonusu olay bizim hiçbir zaman arzu etmediğimiz
şekilde basına yansımış ve orada çalışmalarını inançla ve kararlılıkla
sürdüren arkadaşlarımız üzerinde istemeden de olsa moral bozukluğu yaratmış,
bütün iyi niyetleri ve gönüllü çabalarına rağmen yaptıkları işe saygı
duyulmadığı düşüncesini yaşamalarına sebebiyet vermiştir.

Bu noktada, bu duyguyu yaşayan bütün arama kurtarmacılara, içlerinin ferah
olmasını ve hepimizi üzen bu yaşanan sürecin, bundan sonrası için ülkemizde
değiştireceği zihniyeti düşünmelerini ve bu sayede bundan sonrasında çok
daha doğru ve planlı çalışmalar yapılacağını ve
hiçkimsenin "ben karar verdim, ben yaptırdım oldu" diyemeyeceğini ve
yetkilerinin arkasına sığınıp, dünyanın hiçbir yerinde uygulanamayacak bir
modeli, sanki enkazda hiç canlı yokmuş gibi, daha 21. saatte, bütün
uyarılara rağmen paletli-darbeli kırıcıyı enkaza sokamayacağını ve
uluslararası standartlar ve bilim neyi emrediyorsa, o şekilde hareket etmeyi
öğreneceğini düşünmelerini istiyoruz.

Bu süreç en az sizler kadar bizim de içimizi kanatmıştır, ancak bile bile,
göz göre göre, yanlış ve tehlikeli bir uygulamaya sessiz kalamayız. Yurt ve
insan sevgimiz ve bunca yıldır, milletimizin bize duyduğu güven ve sevgi
bize böyle davranmayı emreder.


Bu olayda, görevini geçmişe oranla çok daha doğru ve akılcı yapan medya
kuruluşlarına da teşekkür etmek isteriz. Yanlışa seyirci kalmak veya doğruyu
yanlışla yer değiştirerek kamuoyuna sunmak, geleceğimize yapılacak en büyük
haksızlıktır. Türk basını, bu olayda tarafsız bir şekilde Konya'daki
anlaşmazlığın sebeplerini anlamaya çalışmış ve bunu doğru şekilde yansıtma
konusunda son derece başarılı davranmıştır. Basının duyarlı davranmasının,
gelecekteki olaylara doğru müdahale yapılması sonucunu talep eden herkesin
istediği sonucu getireceğini ve bundan sonra daha az hatalı müdahaleler
yapılacağını, ülkemiz için bir kazanç olarak değerlendiriyoruz.

Sözkonuzu anlaşmazlık, enkazın AKUT'a verilen bölümünde, bütün planlaması ve
önhazırlığı 6 saatlik bir çalışma sonucunda bloklar halinde kırılan ve
demirleri kesilerek ana enkazdan ayrılan beton bloklarının kaldırılması
aşamasında yaşanmıştır. Arama kurtarma ekipleri arasında yapılan toplantıda
verilen karara ve kendilerine verilen göreve istinaden, uluslararası
standartlar dahilinde bu çalışmayı yapan ekibimiz, çalışmanın birinci
aşamasını bitirdikten sonra, tabliyelerin enkaza yük bindirmeden ve aşırı
bir vibrasyona yol açmadan kaldırılabilmesi için talep ettikleri vinç
yerine, önhazırlıkları yapılmış yere kendilerine sorulmadan sokulan paletli,
darbeli-kırıcıyı, tüm itirazlarına rağmen durduramamış ve enkaza büyük bir
baskı yaratacak şekilde çalıştırılmasını engelleyememiştir. Bunun
fotoğraflarını www.akut.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.

Sonrasındaki süreçte paletli darbeli-kırıcının çalışması sebebiyle enkazın
üzerinden inmek zorunda kalan ve iki saat kadar bunu durdurmak için bir
yetkili arayan ekibimiz, sonuca ulaşamayınca arama kurtarma çalışmalarından
ayrılmaya kara vermiştir. Bu olayın nasıl ve nerede yaşandığını farkedemeyen
ve tam olarak anlayamayan diğer arama kurtarma ekiplerinden bazıları, hatta
bölgedeki yetkili kişilerden de bir kaç kişi, bu olayı o karışık ortamda
göremedikleri için, bizim bölgeden ayrılma kararımızı anlayamamış ve yanlış
yorumlar yapmak durumunda kalmışlardır. Ancak eğer bu anlaşmazlığın net
olarak çözümüne ulaşmak istenirse, sözkonusu paletli darbeli-kırıcı'yı, daha
enkazın üzerinden 21 saat geçmeden AKUT ekibinin çalıştığı yere sokma
kararını veren ve ekibimizin bütün uyarılarına rağmen çalışmasını
durdurmayan yetkiliye ulaşılması gerekmektedir. Basit bir araştırma bu
kişiyi veya kişileri ortaya çıkartabilir, ancak o süreçte bizim ekibimiz bu
kararın yetkilisine ulaşamamıştır.

Bu açıklamalardan sonra, sizlere uluslararası kurallara uygun enkaz arama
ve kurtarma disiplini ile ilgili bilgi aktarmak istiyoruz; Nedeni ne olursa
olsun, enkaz müdahalelerinde çok önemli bir husus olan enkaza ilk yaklaşım,
müdahalenin temelini oluşturmaktadır. Oluşan bu temel, hem kazazedeler
açısından hem de müdahalenin gidişatı açısından operasyonun başarı düzeyini
doğrudan etkileyebilmektedir. Enkaz formasyonlarına doğru bir yaklaşım ve
müdahale için aşağıdaki hususların çok ayrıntılı olarak yetkin kişiler
tarafından irdelenmesi şarttır :

. Planlama
. Olay Yeri Organizasyonu
. Emniyet

Bu hususlardan öne çıkan en önemli aşama olan planlama aşamasında, müdahale
esasları tanımlanmıştır. Özellikle Konya'da yaşadığımız 11 katlı bina
enkazında önemliliğini bir kere daha anladığımız bu hususa dikkat çekmek
istiyoruz:

Enkaz Arama ve Kurtarma Müdahalelerine İlişkin Aşamalar Sırasıyla Şu
Şekildedir:

1. Tespit, değerlendirme, ve emniyet
2. Yüzeydeki yaralıların kurtarılması
3. Olasılığı Yüksek Bölgelerin tespiti ve taranması
4. Ağır Arama ve Kurtarma Faaliyetleri
5. Enkaz Kaldırma

1. Aşama; Tespit Değerlendirme ve Emniyet: Bu aşamada enkazın sınırları
tanımlanarak, enkaz diger alanlardan hızlıca izole edilir. Sözkonusu
izolasyon, hem etkin ve verimli müdahale yapılabilmesi hem de güvenlik
açısından büyük önem arz etmektedir. İzolasyonun ardından enkaza giriş
yapılabilecek noktalar belirlenir, bu aşama genel haliyle aslında bir keşif
aşamasıdır.

2. Aşama; Yüzeydeki Yaralıların Kurtarılması: Birinci aşama ile aynı anda
başlamalıdır. Genelde bölge halkı tarafından veya enkaz bölgesinde
konuşlandırılmış yerel hafif arama ve kurtarma ekipleri tarafından yapılır.
Bu noktada afetlere müdahale eden ilk ekiplerin; bölge halkı, çevre
sakinleri, komşular ve sağ olarak kurtulan aile fertleri olduğunu bir kere
daha vurgulamanın çok önemli olduğuna inanıyoruz. Sesle arama en çok bu
aşamada yapılmaktadır.

3. Aşama; Olasılığı Yüksek Bölgelerin Tespiti ve Taranması: Enkaz
formasyonunun yıkılmadan önceki haline ilişkin olarak şahitler ve
çevredekilerden alınan bilgiler ışığında, arama köpekleri, arama kameraları
ve dinleme cihazları desteğiyle enkazı bölgelere ayırma ve tespit bu aşamada
gerçekleştirilir.

4. Aşama; Ağır Arama ve Kurtarma Faaliyetleri: En riskli aşamadır. Özellikle
kurtarma personeli ve enkaz altında kalan kazazedeler açısından risk
faktörleri incelendikten sonra; tünel açma, galeri oluşturma ve yukarıdan
kaldırma işlemlerinin yapıldığı ve kazazedelere doğrudan müdahalenin
gerçekleştirildiği aşamadır.

5. Aşama; Enkaz Kaldırma: Canlı olasılığı az olmasına rağmen halen
"mevcuttur". Enkaz kaldırma işleminde ağır iş makinaları kullanılacağından,
çok dikkatli çalışılması gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında Konya'da yaşanan 11 katlı bina enkazı müdahalesini
incelersek:

Bilindiği gibi, betonarme binalar, içlerinde bulunan demir donatıdan dolayı
parçalı olarak kırılmaktadır. Ev veya işyerinde bulunan oturma gurubu,
yatak, evye, buzdolabı, çamaşır makinesi, sağlam yapılı, ağırlık merkezi
düşük ev eşyaları gibi malzemeler çoğu zaman üzerlerine yıkılan tavan,
duvar, kiriş gibi yapıları kısmen de olsa taşıyabilmektedir. Kazazedelerin
bu eşyaların yanında olması, yaşama şanslarını olasılık hesapları dahilinde
arttırmaktadır. Üzerlerindeki yapıları taşıyabilen eşyalar ile yıkıntı
arasında üçgene benzer bir boşluk oluşur. Bu boşluğa yaşam üçgeni - hayat
boşluğu denilmektedir. Çoğu zaman çok hassas dengelerde oluşan yaşam üçgeni,
enkazın üstünde oluşabilecek ağır vibrasyondan dolayı doğrudan
etkilenebilmektedir. Yukarıdaki yükü kaldıran eşyalar kayabileceği gibi
kazazedelerin bulunduğu bu noktalarda betonun ufalanmasıyla oluşabilecek
toz kütlesinde artış da söz konusu olabilmektedir. Bunun sonucunda da
kazazede ya daha çok sıkışır ya da bulunduğu ortamda artan tozdan dolayı
nefes alamaz duruma gelebilir. Bunların sadece birer olasılık olduğu, ancak
aşağıda ne olduğunu bilmeden çalışan ekiplerin bütün kurgularını
olasılıkları gözönüne alarak yaptığı unutulmamalıdır.

Bütün bu husulardan dolayıdır ki, enkazlarda özellikle paletli ve darbeli iş
makinaları, ağır delme makinaları yaratacakları aşırı titreşim yüzünden
tercih edilmemelidir ve edilmemektedir. Bu tür iş makinalarının yaratacağı
şiddetli vibrasyon yukarıda bahsettiğimiz istenmeyen olayların oluşmasına,
yine bir olasılık olarak yol açabilir. Genel olarak mobil vinçler, enkaza
düşey eksende göreceli olarak düşük ve kabul edilebilir bir baskı ile sadece
kontrollü kaldırma işlemi için kullanılır.

"Bilindiği gibi enkaz altında kalan kazazedeler, eğer kanama veya hayati
organlara doğrudan bir tehdit yok ise, rahatlıkla 4 gün boyunca
yaşayabilmektedirler. Nitekim 1992 yılında yaşanan Erzincan depreminden
dokuz gün sonra yıkıntılar arasından çıkartılan Nurcan Hamşire bu konuda
önemli bir örnektir." (Kaynak Ergin Arıoğlu. Evrim Yayınları - Deprem ve
Kurtarma İlkeleri. İstanbul /2000). Hareketsiz kalan kazazedenin
metabolizması yavaşlayacağından çevreden etkilenme daha az olacaktır. Aynı
şekilde sıcak ve soğuk gibi hava olayları, enkaz altındaki bölgeleri daha az
etkilemektedir.

Bizler şu anda halen enkaz üzerinde çalışan ekiplere büyük saygı duyuyoruz.
Ekipler inandıkları - bildikleri eğitim ve müdahale sistemi içinde, Türk
milletinin tertemiz fedakarlığıyla ellerinden gelen en büyük çabayı ortaya
koyarak enkaz altında kalan yurttaşlarımıza ulaşmaya çalışmaktadırlar. Fakat
bu tartışmaya yol açan ve bütün uyarılarımıza rağmen durdurulmayan paletli,
darbeli-kırıcı ile daha 21. saatte yapılan söz konusu müdahale AKUT'un
kurumsal olarak bugüne kadar edindiği deneyimler ile eğitim ve müdahale
sistemlerine uymamaktadır. Eğitim sistem ve politikalarını, Türkiye
gerçeklerini de göz önüne alarak uluslararası disiplin ve kurallar
çerçevesinde gerçekleştirmekten hiçbir zaman ödün vermeyen kurumumuz, bu
titizliğiyledir ki Birleşmiş Milletler'e bağlı çalışan İnsani Yardım ve Afet
Müdahale Ekibi - INSARAG'ın (International Search and Advisery Group)
bünyesine yıllar önce dahil edilmiştir.

Enkazlarda veya enkaz yakınlarında, paletli ağır iş makinalarının ve
hidrolik ağır delici ve kırıcı ekipmanların kullanılması sırasında
oluşabilecek çevresel etkiler oldukça fazladır. Ortaya çıkan feleketin

üstünden en az 48 saat geçmeden ağır iş makinalarının enkaz alanına
sokulması gerek enkaz altında sağ kalanlar, gerekse arama kurtarma
çalışmalarını yüreten ilk müdahale ekipleri açısından ciddi sorunlar
yaratabilir. İş makinalarının çalışacağı zeminin sağlam olması
öncelikli konudur. Enkaz hareketli ve dayanımı son derece hassas
dengelere bağlı sabit olmayan bir yığıntıdır. İlk 48 saat sonunda
enkaz alanında çalıştırılması düşünülen araçlar enkazın etrafındaki
molozu temizlemek ve enkaz üstündeki ağır plakalların alınması
amacıyla kullanılmalıdır. Bu işlemler yürütülürken ağır makinaların
yanal ve düşey darbe etkisi yaratmayacak şekilde yönlendirilmesi ve
enkaz çevresinde ani sarsıntılar veya sürekli titreşimler yaratmaması son
derece önemlidir. Enkaz üstünden ağır plakalar alınırken, plakaya bağlı
elektrik veya havalandırma tesisatları gibi teknik aksamlar, ağır iş
makinaları tarafından sürüklenmemeli veya koparılmamalıdır.

Bu işlemler işinin ehli vinç operatörleri ile yerden komutları verecek bilgi
ve tecrübeye sahip kişiler tarafından mümkünse telsiz kullanımı veya
uluslararası işaretler ile uyum içinde yavaş ve dengeli yürütülmelidir.
Şayet enkaz Konya örneğinde olduğu gibi hatalı taşıyıcı sistem ve kötü
işçilikten kaynaklanan bir çöküntü sonucu meydana gelmiş ise ağır iş
makinalarının kullanımı daha da büyük sorunlar yaratabilir. Nitekim günlük
gazetelerde yayınlanan kimi resimlerde vinç yardımı ile alınan büyük
plakaların bile kaldırılırken ufalandığı görülebilmektedir.

Binanın yıkılması ile bağlayıcılık özelliğini tamamen yitirmiş olan beton
plakalar kaldırma işlemi sırasında donatısından sıyrılarak ufak parçalara
ayrılmaktadır. Bu durum enkaz üstünde kontrolsüz yeni bir yük yarattığı
gibi alt katlardaki zayıf plakaların da yerinden oynamasına veya muhtemel
canlı olma olasılığı olan yaşam üçgenlerinin ufak parçalar veya tozla
dolmasına hatta kısmi çökmelere sebep olabilmektedir. Bunun dışında ağır iş
makinalarının bilinçsiz kullanımı arama kurtarmacılar ve çevrede bulunan
insanlar için de sorun yaratabilir.

Özellikle ülkemizde enkaz yönetimi ve enkaz güvenliği konularında
bilgi ve deneyimin son derece yetersiz olması, afet şartları içinde kıt
kaynakların harekete geçirilmesi sebebiyle, ağır iş makinalarının yapılan
işin hassasiyetlerine tam olarak hakim olunmadan kullanılmasının yanında, bu
konularda iş makinası kullanan operatörlere gerekli eğitimlerin verilmememiş
olması bugün için olmasa bile gelecekte, daha büyük bir olayda sorun
yaratabilecektir. (Bu konuda İstanbul'da kepçe ile kafası kopartılan kişinin
cesedi veya geçen haftalarda Antalya'daki sel felaketinde kurtardığı çocukla
birlikte sel suyuna kapılan kepçe operatörü örnek verilebilir.)

Bir not olarak, sözkonusu paletli darbeli-kırıcı ile 1998 Adana - Ceyhan
Depremi sırasında da karşılaştığımızı ve yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden
dolayı, bu iş makinasını getiren kişilerin bütün iyi niyetlerine rağmen
enkaza çalıştırmak istenen bu aracı engellemiş ve belki de bu sayede Küçük
Sercan ve Hatice Öğretmeni sağ olarak enkazdan çıkartabilmiştik.

Son olarak bazı yorumlarda hakkımızda yapılan üzücü ve kırıcı söylemlerle
ilgili bir takım veriler sunmak istiyoruz. Hiç kimseyi kırmak ve emeğine
saygısızlık etmeyi istememekle birlikte aynı duruşu ve tavrı da
beklediğimizi ifade etmek isteriz. Zaman zaman moda söylemle hakkımızda şov
yaptığımız ifadesi kullanan kişilere bu konuda bir takım hatırlatmalarda
bulunmak istiyoruz;

AKUT- Arama Kurtarma Derneği kurulduğu 1996 yılından bugüne değin, 8 yıla
yayılan bilgi ve tecrübesi ile büyük bir çeşitlilik gösteren, yurt içi ve
yurt dışı, toplam 162 arama kurtarma görevinde 700'e yakın insanı canlı
olarak kurtarmıştır.

Bu operasyonlardan 18'i enkaz müdahalesi olup, müdahalelerimiz sonucunda 259
kişi sağ olarak enkazlardan çıkartılmıştır.

Sadece 2004 yılının ilk ayı olan Ocak ayında,15 adet arama ve kurtarma
operasyonu gerçekleştiren AKUT ekibi, ikinci ay olan Şubat ayının 4'üne
kadar 2 adet daha operasyona katılarak 2004'ün daha ilk 35 gününde toplam 17
adet arama kurtarma görevini gönüllü olarak gerçekleştirmiştir.

Aynı zamanda etkin ve sorumlu bir Sivil Toplum Örgütü olmanın getirdiği
bilinçle bugüne kadar;

Her dönemde ortalama 18 kişi olmak üzere 31 dönemde toplam 680 kişiye 7 gün
süren, ABD Acil Durum Yönetim Ajansı (FEMA) Onaylı, Toplum Afet Müdahale
Takımı Eğitimi,

Yaklaşık olarak 20.000 kişiye Deprem Semineri,

250 kişiye SOLO Wilderness Medicine School onaylı doğal şartlarda
doğaçlama teknikleri içeren Doğada İlk Yardım Eğitimleri,

80 Kişiye A.B.D. NASAR onaylı, Arama Kurtarma Teknisyenliği eğitimi olan
SARTECH eğitimleri,

Yaklaşık olarak da 4000 kişiye Kitle İmha Silahları Bilgilendirme Semineri
eğitim paketleri verilmiştir.

Yukarıda saydığımız tüm bu rakamlar ile, 8 yıl içinde toplamda 25.000'i
geçen katılımcı sayısına bilgi ve becerilerimiz aktarılmıştır.

AKUT - Arama Kurtarma Derneği, tüm bu çalışmalarını hiçbir karşılık almadan
gönüllü olarak çalışan üyeleri ile gerçekleştirmiş olmanın gururunu
yaşamaktadır.

Kamuoyuna Saygılarımızla Duyurulur.
_________________
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
2003-05 NX4 FALCON
2006-.. CBF600S ABS
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
Persiladam
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 08, 2003
Mesajlar: 449
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Sal Şub 10, 2004 11:13 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Yazılanlar, medyada gösterilenler , sizin yazdıklarınız benim için hiç önemli değil çünkü Konyadan uzakta , enkazdan uzakta , o kargaşa ne yaşandığını doğru olarak bilmemiz pek mümkün değil.
Fakat gördüğüm tek şey varki , enkaz altında hala canlı olabilecek vatandaşlarımız varken , hala çikarılmamış kayıplarımız varken AKUT denen organizasyonun kapris yapıp , enkazı terk etmesidir. Bu kadarı benim için yeterlidir. Sonuna kadar haklı olsalar bile (-ki sanırım değiller) , insan hayatı kapris yapılamayacak kadar önemlidir. Şartlar ne olursa olsun gerçekten niyeti kurtarma olan insanlar sonuna kadar mücadele ederler, orda kalırlardı.

Bunu 1999 yılında marmara depremini yaşamış , anne ve babasını kaybetmiş. Bir çok dostu enkaz altından çıkarılmış bir insan olarak yazıyorum .
Hayat bu kadar ucuz değil.
Şiddete son derece karşı bir insan olarak şunları yazabilirim ;Benim yakınlarım enkaz altındayken AKUT bu şekilde kapris yaparak enkazı terk etmeye kalksaydı, hepsini orda evire çevire döverdim.

Yaralılara acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı dilerim .

Esas önemli konuda kimse durmuyor. Çarpık ve yanlış bürokratik işlemlerden , denetimin düzgün işlememesinde fırsat bilen uyanıklar bu çürük binalarla bizlere mezar hazırlıyorlar. Deprem davaları hala sürmekte , Bu kişileri denetlemeyen ve yanlış projelere onay veren belediyeler çoktan beraat etmiş durumda. Medya hala AKUT tu, zarttı zurttu tartışa dursun . 30 sene sonra bir istanbul depremi olucaksa bu 30 sende yapılan binalardan kaçı ayakta kalabilecek merak ediyorum . Bunun önlemi alınmadığı sürece 50 tane AKUT olsa ne yazar.
_________________
"Hummerly, bupperly, zipperly, dupperly, hummerly, bupperly, zipperly, bop" -David Lee Roth

Can Yalım
Aprilia Pegaso T&T Raid
İstanbul - Kadıköy
Member of Toprrraaam Raydırs.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi MSN Messenger
Airport
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 10, 2003
Mesajlar: 330
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Sal Şub 10, 2004 12:31 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bu gibi her organizasyon ya da aksiyon diyelim mutlaka bir piramit hiyerarsisi ister. Bunun nedeni sorumlulugun ustlenilmesi ve paylasilmasidir.

Adi ve amaci ne olursa olsun koordinasyon bu gibi durumlarda en onemli unsurdur. Bu koordinasyonun da bir basi olmalidir. AKUT ile kesfettigimiz arama-kurtarma olusumlari ulkemize mahsus bicimde gelisiyor. Sivil Savunma Orgutleri ve benzer olusumlarin sayisi artti.

Olay oldugunda olay yerine krikosunu kapan kosuyor. Biri alttan gedik acarken, digeri yukaridan blok kaldiriyor. Biri sessiz olup dinleme yaparken digeri kiricilarla calisiyor. Bu isin basi olacak kriz masalari ise kriz cikartmaktan baska ise yaramiyor. Bakin, varoldugunu bildiginiz aksakliga bir somut ornek vereyim.

99 depremi gece yarisi oldu. Zamanin Ataturk Havalimani Mulki Idare Amiri yani oradan sorumlu Istanbul Vali Yardimcisi (muhtemelen kendi tanidiklari icerisinde magdur olmadigini ogrendikten sonra) sabah 07 ucagiyla boks federasyonunun davetlisi olarak Amerika'ya musabaka izlemeye gitti. Yerine valilikten bir ihtiyar gonderdiler. Kendisini daha sonra gorev yaptigim Sabiha Gokcen Havaalani'nda detayli tanima imkanim oldu. Beni bir ziyaretinde disariya cikip tekrar aniden iceriye girdigimde kendisini masamdaki sekerleri cebine doldururken yakaladim. Kendisine bir paket seker ikram etmeden once benden kendisininki eskidigi icin bir telefon fihristi ve dolmakalem istedi. Birini gonderip aldirttim, cok mutlu oldu.

Bu kisi deprem sabahi kriz masasi baskaniyken Romanya heyeti 5 saat sonra havaalanına tam techizatli olarak indi. Ancak havaalanindan cikabilmeleri 26 saat surdu. Tum yardim ucaklariyla gelenler havaalaninda perisan oldu. Bu sirada eminim yuzlerce kurtarilabilecek insan yok oldu. Bu kisileri olay yerine intikal ettiremiyorlardi. Sonunda bir trafik baskomiseri tamamen kendi inisiyatifiyle otobana cikip gecen tum otobus ve tirlari durdurup gonullu olarak tasima yapip yapmayacaklarini sordu. Bu sayede onlarca otobus ve tir havaalanina gelerek yardim malzemeleri ve ekipleri olay yerlerine tasiyabildi.

Ucaklardan yardim malzemeleri indirilemedi. Cunku gelen ucaklarin anlasmali oldugu "Yer Hizmeti Kurulusu" yoktu ve yardim ucagi oldugundan bu ucaklara verilecek hizmetin karsiliginin nasil alinacagi bilinmiyordu. Oysa, yonergede de belirtildigi gibi afet durumlarinda devlet bu sirketlerden ucretsiz hizmet almayi taahhut altina almisti ama bizim sekerci ihtiyar aprona bakan odada oturup telefonla amirlerine bilgi vermeye calistigindan, bunlarin hicbirini yapamadi. Sonunda Celebi Hava Servisi olaya mudahale etti ve yardim malzemeleri indirildi.

Orada gorevli bir yetkili kopeklerin karnelerini sordu. Olmadigini gorunce de ulkeye sokamayacagini soyledi. Gumruk muduru gelen yardim malzemelerinde ne oldugunu bilmedigini ve konsimento olmadigindan bunlari alamayacagini soyleyip, yazili emir istedi. Bunlari televizyon haberlerinde ve ertesi gunku gazetede yayinlayinca apron kartim alinarak tum gazetecilerle birlikte gorev yapmam da dogal olarak icon_smile.gif engellendi.

Bakin bu ornekten baska; bilgi dagarciginiza fuzuli bilgi yuklemesi yapayim.
Kriz masalari aslinda cok onceden gorevleri ve calisma kosullari belirlenmis kisilerden olusur. Bildigim konu olan havaciliktan ornek vereyim. Kriz masasinda vali yardimcisi koordinasyondan sorumlu ve devleti temsilen baskandir. Bu gorevini ister valiye, ister Basbakana kimseye devredemez. Cunku bolgenin sartlarini, gorevli departmanlarin yeteneklerini birtek o bilir.
Burada detaya girip bazi gizli seyleri desifre etmeyeyim ama mesela pilot ile kule arasinda belirlenmis onlarca haberlesme sekli vardir. Mesela pilotun gorecegi ve ortama uygun bir cisim, arac operasyon baslangici haberidir vs. gibi.

Ama bizde ne olur. Kriz masasi oturur odaya o sirada telefon yagmaktadir. Herkes kriz masasini bekler. Sonra vali gelip oraya oturur. Olayi idare etmeye baslar. Bir sure sonra Ulastirma Bakani gelip kuleye cikar etrafi karistirir. İcisleri Bakani gelir. Basbakan hava korsaniyla konusur (Hadi kocum kirma beni birak su eylemi) der. Ucak Sofya yerine Ankara'ya indirilmistir korsan kendini Sofya'da sanmaktadir ama televizyonlar "Korsan kendini Sofya'da saniyor ama ucak su anda Ankara'da" diye yayin yapar. Tel orguyu atlayan bir gazeteci kokpitteki korsanin fotografini cekip kendisini de iceriye almasini rica eder. Sonra da bu fotografla odul alir. Rehin yolcular televizyon kanallariyla roportaj yapar. Sonra hostes iceriye iki polis alir. Bunlar kokpite ates etmeye baslar. O sirada korsan el bombasinin pimini cekip kokpite atar. Pilotlar mermi yagmuru altinda bombayi bulup camdan atar. Tesadüf eseri bomba patlamaz. Korsan olur, kokpit delik-desik olur. Pilotlar canini zor kurtarir. Bunun keskin nisancilikla filan da bir ilgisi yoktur. O sirada tum bu olaylar kriz baskaninin tamamen bilgisi disinda icisleri bakanliginin direkt talimatiyla yapilir. Kriz masasi baska sey planlamaya calistigindan bu durumdan dogal olarak pilotlarin da haberi yoktur. Bunlarin hepsi farkli olaylarda yasandi.

Bir ucak mudahale timinin tatbikatina katilmistim. 12 ozel tim gorevlisi Airbus'a girecekti. Ben de ucagin icerisinde yolcu pozisyonunda oturuyorum. Birer tabancayla geldiler, verilen komutla hepsi acik kapilardan iceri girdi biz de fotograf cektik. Ancak polislerden biri yok oldu. Sonra kargo bolumunde kayboldugu ortaya cikti. Hepsiyle tek tek konustugumda tam 8'inin omrunde hic ucaga binmedigi ortaya cikti. O polis de Airbus'in altinda kokpite cikan kapak yerine diger bolmeye gecis yaptigindan kaybolmustu. Yaa maalesef icon_sad.gif

Yani; bu gibi olaylar icin tek elden bir yonetim gerekir. Tek bir kisi koordineyi ele alir. Yardima gelen ekipleri dizer karsisina bakar. Sonra alet, ekipman, kisi sayisi, olayin durumu vs. gibi birsuru kriteri gozeterek hatta oradaki kurtarma ekipleriyle birlikte bir plan yapip uygulamaya koyar. Tiptaki adiyla konsultasyon, durum degerlendirmesi yapar. Tum orneklerde medyaya bir tek kisi konusur. Basin da onu bilir. Hatta gerekirse Sofya olayi gibi bu kisi medyaya tahdit koyabilir. Yayinlar Anadolu Ajansindan bir kisa bildiri "Korsan kendisini Sofya"da zannettiginden bununla ilgili haber yapilmasi yasaktir" diye, biter. Sonra buna uymayan iki kanal bir gazeteyi kaparsin iki ay. Tum gelecekte sorunlarin cozulmus olur.

Bizde ne yapiliyor, tahdit mekanizmasi isliyor ama malumunuz orneklerle.

AKUT'un mu yoksa kalanlarin mi dogru yaptigini bilmek mumkun degil. Belki ikisi de dogru belki ikisi de yanlis. Asil sorun sistemde. Boyle oldugu muddetce daha cok hata olur. Ama bu tartismanin alevlenmesi de iyi oldu. Istenen sonuca ulasmanin yani (sevmedigim bir tabirdir ama) Amerika'yi yeniden kesfetme surecinin baslangicidir bu tartisma. Bence.
_________________
"Tecrube, limitlerini bilmektir"
Rauf "Airport" GERZ
K1200 GT
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
Ilker
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 13, 2003
Mesajlar: 2531
Nerden: Bruksel

MesajTarih: Sal Şub 10, 2004 12:47 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Tartisalim tabii, tartismak iyidir. Ama bir yere varacaksa tartismak lazim. Bizim gibi genlerinde unutma ve umursamama hastaligi olanlar icin gecerli degil ne yazik ki. Bugun "Evet yapalim" derler, yarin kadrolar degisince eski tas eski hamam olur.

Benim tek umudum yargi sisteminin bagimsiz ve isler hale gelmesi. Ceza gormeden akillanmiyoruz. En azindan saglam cezalarla insanimizi bastiracak bir sistem lazim. En basitinden trafikten ornek vereyim. Arkadasim 6 ay once sabaha karsi 3'te otobanda 160 ile giderken radara girdi. Once evine ceza geldi. 240 Euro kadar. Onunla beraber radara girdigi sehirde mahkemeye cagrildi. 2 ay sonra mahkemeye cikti. Hakim iyi niyetine inanarak minimum cezayi verdi. Mahkeme masraflari (ki bu da 350-400 Euro civari tutuyor) + 2.5 hafta ehliyetine el koyma. Yani toplamda

600 Euro ceza
2.5 hafta araba kullanamama
Bir suru vakit kaybi ve sinir bozuklugu

yasadi. Artik basina silah dayasan 120'yi gecmiyor. TR sinirlarina girdigi anda ise tekrar yaratiga donusuyor. Biliyor ki TR'de asiri hizin cezasi ya cok az yada basit bir corba parasi.

TR'de ne zaman curuk binayi yapan mutahit olume sebebiyetle yargilanir, o zaman sistem calismaya baslar...
_________________
Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...


Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Airport
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 10, 2003
Mesajlar: 330
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Sal Şub 10, 2004 1:37 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ilker demiş ki:
Benim tek umudum yargi sisteminin bagimsiz ve isler hale gelmesi. Ceza gormeden akillanmiyoruz...... TR'de ne zaman curuk binayi yapan mutahit olume sebebiyetle yargilanir, o zaman sistem calismaya baslar...

Bence de...
Budur ve dogrudur.
_________________
"Tecrube, limitlerini bilmektir"
Rauf "Airport" GERZ
K1200 GT
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
Persiladam
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 08, 2003
Mesajlar: 449
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Sal Şub 10, 2004 8:23 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bir konuda sizi bilgilendirmek isterim. Bizim binamızın mütheahiti hakkında ( gerçi tüm yıkılan binaları yapanlar için geçerli) depremden sonra savcılık tarafından soruşturma başlatıldı. 2001 yılının sonlarına doğru davamız Ağır Cezaya sevk edildi . Şu anda ölüme sebebiyet vermekten yargılanıyor. Fakat yargı düzgün işlemiyor. 4 seneyi geçti hala isim yanlışlıkları , tekrar bilir kişi incelemesi , ıvır zıvır diye oyalanmakta ve bir arpa boyu kadar bile ilerlememekte. Ne mimarlar odası tarafında hakları elinden alındı nede hakkında açılmış bir dava olmasına rağmen bina yapması yasaklandı. Diğer bir yürütülen davayı (tazminat davasını) biz açtık. Yakınlarını kaybeden diğer arkadaşlarımız "Allahında Bulsun" lafı ile geçiştirdiler.
Kısacası yargılanmasıda çözüm değil , adaletin keskin ve hızlı yürümesi , adil sonuca çabuk ulaşması gerekli . Nasıl olsa bu dava 10 sene gider bu arada bir af çıkar mantığı çürütülmeli.
Biraz konu dışını çıktık ama bence önemli olan ve AKUT meselesininde asıl altında yatan bu . Sistem doğru işlese , ne AKUT'a ne diğer kurumlara nede başka çözümlere gerek kalmaz . Böylece kurtarma görevlileri gerçek kurtarma opersyonları ile ilgilenir, bina enkazları ile uğraşmaz. Bizde en güvenli olduğumuz yerlerde , evlerimizde huzur içinde otururuz.
Ülkemi seviyorum ama malesef bu ülkede insan hayatının değeri yok . Ülkemiz bizi ne zaman sevicek onu çok merak ediyorum . Ne zaman enkazlar üzerindeyken yapılan medyatik tartışmalar , yerini insan hayatı kurtarmak için çabalamaya bırakıcak . Popstar programını takip edenlerin 100/1 deprem davalarını takip etmiş olsaydı , bugün sonuca çoktan ulaşılmıştı.
_________________
"Hummerly, bupperly, zipperly, dupperly, hummerly, bupperly, zipperly, bop" -David Lee Roth

Can Yalım
Aprilia Pegaso T&T Raid
İstanbul - Kadıköy
Member of Toprrraaam Raydırs.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi MSN Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Konu Disi Tüm saatler GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt