Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Feb 25, 2004 Mesajlar: 62 Nerden: Eskişehir + Ankara
Tarih: Prş Mar 25, 2004 10:23 am Mesaj konusu:
Yani her türlü kurala uyan, motorunun herşeyi tamamen düzgün çalışan bir sürücü bile yukarıdan düşen bir pankart ipiyle karşılaşabilir. Ya da karşıdan gelen kamyondan düşen bir karpuz, sollamaya çalıştığınız kamyonun camından atılan (en iyi ihtimal)bir bardak su bence sizin dışınızdakilerden gelen tehlikelerdir.
Sizin yazılarınızdan anladığım kadarıyla sürüş esnasında biraz aşırı temkinli(hatta paranoyak) olmanın faydası olacak. Bu "aşırı temkinlilik" ise tecrübeyle birlikte ortadan kalkabilir, bu da dediğim gibi(en iyi şartlarda) karşıdan gelebilecek tehlikeleri önceden sezebilmemizi engelleyecektir.
Olayın bu yönünü belirtmek istemiştim.
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Prş Mar 25, 2004 9:29 pm Mesaj konusu:
lama_mingyar_dondup demiş ki:
Bu "aşırı temkinlilik" ise tecrübeyle birlikte ortadan kalkabilir, bu da dediğim gibi(en iyi şartlarda) karşıdan gelebilecek tehlikeleri önceden sezebilmemizi engelleyecektir.
Iste "temkinliligin tecrube ile ortadan kalkmasi"na Ikarus Syndrome u deniliyor zaten...Turkcesi "Bi sey olmas abi yea" syndromudur.
"Asiri" temkinlilik diye bir sey bilmiyorum, ben oyle degilim en azindan. Yani serin havada ustume/yanima bir ceket alirim...bu "temkin"liliktir. Ayni havada bir kazak, kaban, kaskol ve ic cebime de neolur ne olmaz diye iki tane yun corap alirsam bu paranoya/asiri temkinlilik oluyor degilmi?
Siz temkinli, bilgili oldukca karsidan gelebilecek tehlikeleri daha iyi / daha dogru goguslersiniz. Ornegin motora binmeyi iyi biliyorsaniz viraji guzel almak icin motorla bogusmazsiniz ve virajda karsiniza cikan karpuz size viz gelir. Bilmem anlatabildim mi...
Kayıt: Oct 10, 2003 Mesajlar: 330 Nerden: Istanbul
Tarih: Cum Mar 26, 2004 9:44 pm Mesaj konusu:
Yazıyla ilgili yorumlar için çok teşekkür ederim.
Bu arada bir anekdot. Bugüne kadar pilotaj hatası nedeniyle meydana gelmiş uçak kazalarının incelenebilmiş sonuçlarında yeni pilotların eskilere oranla çok daha az kaza yaptığı sonucu çıkıyor.
Deneyimli pilotların sebep olduğu çoğunluk kazalarda ise kokpit hiyerarşinin deforme edilmiş kuralları öne çıkıyor. Bunlar içerisinde uçaktaki irtifa ikaz alarmları ciyak ciyak bağırırken “Bozuk bu abicim” diye bulup da sigortasını sökenler bile var. O sırada "crash" tabi. Diğer pilotun cılız ikazları bazen var bazen yok.
Yeni nesil üretimlerde ikazların sigortalarını artık kokpite koymuyorlar.
İşin kötüsü motorda cılız da olsa “Ama şey” diyecek bir ikinci kişi yok. Bu sendrom, özellikle deneyimlilerin ya da deneyimli olduğunu sananların başına geliyor. Kurun reflekslerin içerisine böyle bir ikaz, her sürüş riski arttığında size "Pull up-Pull up" ikazı versin.
Ben denedim oluyor. Tabi başka bir kelime bulun yerine “İkarus-İkarus” uygundur bence. _________________ "Tecrube, limitlerini bilmektir"
Rauf "Airport" GERZ
K1200 GT
Kayıt: Feb 09, 2004 Mesajlar: 409 Nerden: İstanbul - Bağcılar
Tarih: Cum Mar 26, 2004 10:13 pm Mesaj konusu:
Airport demiş ki:
İşin kötüsü motorda cılız da olsa “Ama şey” diyecek bir ikinci kişi yok. Bu sendrom, özellikle deneyimlilerin ya da deneyimli olduğunu sananların başına geliyor. Kurun reflekslerin içerisine böyle bir ikaz, her sürüş riski arttığında size "Pull up-Pull up" ikazı versin.
Ben denedim oluyor. Tabi başka bir kelime bulun yerine “İkarus-İkarus” uygundur bence.
Ve bu yeni motorlarda standart donanım olsun _________________ H. Oğuz DOĞRU
Kayıt: Jun 22, 2004 Mesajlar: 542 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Çrş Nis 20, 2005 5:24 am Mesaj konusu:
Arkadaslar
Bu postu her zaman guncel ve yukarılarda tutmak gerekiyor.
Eger bunu okumadan motora baslayan yeni arkadaslar varsa aman ha dikkat diyorum.Siz is isten gecmeden bunu okuyun kavrayin.Tum teorilere ve surus tekniklerine tekrar goz gezdirin ve kendinize fazla guvenmeden, kendinizi riske sokmadan, limitleri zorlamadan surmeye devam edin.
Olmaz demeyin.Hic beklemediginiz bir anda bu sendromu yasiyorsunuz.Dusmaninizi yenmek icin once onu tanimalisiniz.
Saygilarimla _________________ Serrex
Honda CBF 600 S '06 (Afalina)
En son Serrex tarafından Çrş Nis 20, 2005 10:31 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
bu her şeyde böyledir diye düşünüyorum.. yaklaşık 8 yıldır kayak yapıyorum bu hatayı yaptım kendime çok güvendim ve bacağımı kırıyordum.. (ortaokuldayken.. )
bir büyüğümüzün şu sözünü felsefe edinmek lazım diye düşünüyorum..
Alimin biliyorum dediği, bilgi deryasında bir kurşun kalemin ucundan çıkan nokta büyüklüğündedir..
aslında hiçbirşeyi bilmiyoruz.. en biliyorum diyenimiz bile.. bunun farkında olup tedbiri alırsak sorun çıkmaz diye düşünüyorum..
Kayıt: Sep 10, 2003 Mesajlar: 620 Nerden: istanbul
Tarih: Çrş Nis 20, 2005 7:39 am Mesaj konusu: ..
motorsiklette uyarı sistemi neden olmasın ki..bence fazlası ama anlayana tabiki de.. mesela rüzgar derki bas bakalım kornaya duyacakmısın... basarsın ve duymassın ozaman çok hızlısındır.. yavaşla biraz..
şaka bir yana insan belli zamandan sonra yolda giderken olayları daha rahat değerlendirebiliyor...
benim motorsiklete binmeye başladığım ilk yıllarda böyle bir grup olsaydı en azından ben bilseydim bir çok kemiğim şuan hiç kırılmamış olurdu bir çok yanlışı yapmamış olurdum.. en azından az yanlış yapardım..
aradan 15sene geçti.. olaylardan ders aldığımı düşünüyorum artık kurallara uyarım ama 350mide yaparım _________________ Don't be afraid of dark. Be afraid of what it hides.......
üstadları bir arada bulmuşken, konu da hazır denk gelmişken ne zamandır kafamı kurcalaya bir soru(n)umu danışmak istiyorum size...
10 yıl önce (14 yaşında) ilk kez sürücü selesine oturdum; fasılalarla (mecburi motorsuzluk dönemleri, kaza sonrası nekahat faslı vs... hariç ) bu kadar senedir de üstündeyim. totalde 3 motorum oldu ve 30-35bin civarı bir kilometrem var üç aşağı beş yukarı..
2,5 sene evvel, ciddi acılara malolan bir kaza yapıp kelimenin tam anlamıyla ölümden döndüm; bunu da yaşadım... çoğunluk biliyor ayrıntıları zaten
şimdi ben bu süreçlerden sonra neden hala ikarusla dansediyorum; o tip şeyler yaptığım hissinden kurtulamıyorum, vicdanımın sesini susturamıyorum acaba?
ihtimal 1-) epeydir (12.000 km) küçük motora bindiğim için (YBR 125)
ihtimal 2-) yaz-kış demeden devamlı şehiriçinde yüksek kilometreler yaptığım için (kurye mode on)
ihtimal 3-) ruhumda gizli mazoşizm var ve kaza sonrası çektiğim acılar yetmemiş ("kaşınıyorum" mode on)
ihtimal 4-) bilinçüstümün aksine, bilinçaltım küçük motoru adamdan saymıyor, geçmişini inkar ediyor (ölümcül kazayı da 125le yapmıştım)
farklı sebepler de olabilir ama benim bulabildiklerim bunlar...
"artık büyük motora geçmemin zamanı geldi" gibi bir ihtimali özellikle katmadım bunların içine. çünkü küçük motorla ilgili;
-yola gitmez
-ivmelenmez
-vibrasyon; ohooo
-güçsüz, kılıbık, kendine bile hayrı yok..
gibi, "referans noktası"nın yanlış seçilmesinden dolayı genelde önyargı olarak gördüğüm şeylerin hiçbirine inanmıyorum. ("yanlış referans noktası"ndan kasıt; anladığınız üzere yüksek hacimli motorlar) bence "gerçek" motorcu için 125 cc de; 1200 cc de birdir ve aynı ciddiyettedir. gitmesini bilirsen, "sabırlı" sürücü olursan; hepsi her yola götürür. (ki götürüyor zaten )
"ben bugün sürerken 125le bu şekilde dalga geçiyorsam, yarın altıma aldığım 1200le de, biraz palazlandıktan sonra aynı şekilde dalga geçerim" mantık zincirinin ucudur beni asıl korkutan. ki hacim büyütmeye hazırlandığım şu günlerde kara kara düşünmeme sebep olmaktadır ayrıca... test için, bi dolanmak için falan emanet aldığım büyük motorları (GS 1100, GS 1200, VN 800, TDM vs...) kullanırken böyle bir öngörü hasıl oldu bende; tehlikeli olmasından şüphelendiğim bir rahatlık var üstümde... "usta"lığı konduramıyorum çünkü kendime...
peki beynim böyle düşünürken, hissettiğim bu "rahatlık" da neyin nesi?
...
ciddi acılar var ucunda yahu
hani yaşadım; biliyorum...
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Prş Nis 21, 2005 4:40 am Mesaj konusu:
Evrim,
Uygun bir motor edin ve yarislara katil... MX, Enduro hatta 600cc SS pist.
Ne kadar kurdun varsa orada dök, bizde heyecandan tirnaklarimizi yiyelim.
Yol icin 650 DL, GS yada 1200 GS gibi bir seyler de seni paklar... Buyuk cc seni korkutmasin, usta olmaya hicbirimiz usta degiliz...yada bende kendimi saymam mesela. Ama bence yeterince tecruben var anlattiklarindan (gerci 10 yilda 35KKm fazla bir sey degil ama yasini goz onune alirsak bunu dengeliyor).
125 lik motorun limiti ile 650 ligin, 1200 lugun limiti arasinda cok fark vardir. Bence geometrik olarak senden uzaklasir bu limit. (Tabii motorun turune de bagli. 1200GSi oyuncak gibi kullanabilirsin ama 750ccGSX-R basina is acabilir mesela yada bir 1200RS...) Esas limit senin iki kulaginin arasindaki organdadir.
Herkesin hemfikir olduğu gibi ikarus sendromu yani insanın kendine güveninin rasyonel olmayan bir şekilde artması başa hep bela açmıştır.
Küçüklüğümdem beri iki teker üzerinde olmama rağmen, gerek bisiklette, gerek sabahleyen motorun üstüne oturup anahtarı lock konumundan on konumuna getirdiğimde yaw "bu iş çok çok yüksek tehlike potansiyeli taşıyor aman ha" içimden geçer...
İstenirse cambaz gibi iyi binilsin, trafik ortamında riskli sürüşlere kalkışmak
kabiliyet ve tecrübe oranında az veya çok risk taşır. Hiçbir km seviyesinde yaw artık böle az yatılır mı, aa bak bişey olmuyo modu sonunda kesin felakete yol açar.
Km arttıkça bırakın hızlanmayı, yavaşladığımı görmek çok hoşuma gidiyor. Tavsiye ederim
Kayıt: Sep 10, 2003 Mesajlar: 620 Nerden: istanbul
Tarih: Prş Nis 21, 2005 6:37 am Mesaj konusu: ...
ama bu konuyu fazla kafaya takıp ben daha çok amatörüm pskolojiside hoş değil.. fazla kendine güvenin tersine fazla kendine güvensizlikte başımıza dert açabilir... _________________ Don't be afraid of dark. Be afraid of what it hides.......
Kayıt: Jun 22, 2004 Mesajlar: 542 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Prş Nis 21, 2005 11:09 am Mesaj konusu:
Sevgili rahatsiz.
Sana pek katilamayacagim.Tecrube zamana gore gelisen, gelistikce artan bir sey.Sen belki tecrubelendigini farketmezsin ama tam ihtiyacin olan zamanda seni kurtatir.Ama tecrubesizligin oyle bir gucu yoktur.
Motordan korkarak tedirgin binmekten kastetmiyorum.Ama zamanla edinilen tecrubeye ragmen her zaman risk tasidigini ve temkinli olmak gerektigini bilerek kullanmak daha az bela yaratactir.Bela sizi bulsa bile bu sefer tecrubeniz konusacaktir.Ancak tecrubesiz iken biraz kendinize guvenip rislerinizi aklinizdan cikarttiginiz anda sizi kurtaracak sadece Allah'tir.
(Sekil 1a Ben)
Saygilarimla _________________ Serrex
Honda CBF 600 S '06 (Afalina)
Kayıt: Sep 10, 2003 Mesajlar: 620 Nerden: istanbul
Tarih: Prş Nis 21, 2005 11:16 am Mesaj konusu: ...
az da olsa riske girmessen olduğun yerde sayarsın... yıllarda bir işe yaramaz yani... herzaman dediğim gibi min. risk .. sıfır risk değil..yada kelle koltukta gidelim değil.. _________________ Don't be afraid of dark. Be afraid of what it hides.......
az da olsa riske girmessen olduğun yerde sayarsın... yıllar da bir işe yaramaz yani...
Dogru. İnsanı olaylar ve tecrübeler olgunlaştırır, zaman ise sadece armutları Yine de gidonun üstüne İkarus yazmak insana birşeyler hatırlatır sanırım. _________________ Orkun, CRF250X
Kayıt: Oct 10, 2003 Mesajlar: 330 Nerden: Istanbul
Tarih: Cmt Nis 23, 2005 8:00 am Mesaj konusu:
Evrim'e cevap;
DD işin felsefesine girmeden sana direkt reçeteyi yazmış, bana sorarsan doğru da yazmış.
Bence bu saydıklarının tek sebebi, üzerine kitaplar yazılabilecek ve eskilerin kısaca "Delikanlılık" diye nitelendirdikleri bir dönemsel ruh hali.
15-25 arası sevdiğim müziğin sesini 40'a kadar açıp dinlerdim. Bu seviye yıllara ters orantılı olarak düştü. Şu anda 20 seviyesindeki bir sesle aynı ruhsal keyfi yaşayabiliyorum. (Yaş daha 39 üstelik)
İkarus diye havacıların tanımladığı, bizim de bu yazının başında alıntı yaptığımız sendromu tetikleyen önemli iki şey var bence. Birisi (kelimeler arası virgül değil, ve/veya) vurdumduymazlık-algılamama-algılayamama-cahillik ya da bilinç eksikliği; ikincisi ise hayat tacrübesi eksikliği-gençlik-delikanlılık...
Bu tespitin hemen kabul edilebilir olmadığını biliyorum ama bence İkarus'un sebepleri bunlar. O yüzden kendimize koyduğumuz teşhiste "Delikanlılık" bulguları ağırlıktaysa bizi bir yarış pisti paklar gibime geliyor. Öteki durumda ise sürekli uyanık kalmak için kendi kendimize telkinde bulunmamız gerekir. Şahsen ben muhtemelen zaman zaman algılamama-algılayamama ikilemine düşüyorum kanaatindeyim. Bir ara motorda müzik dinlerken hızlı parçaları tercih ediyordum. Sonra bir baktım ki "Its my life" tarzı parçalar çalarken işe 10 dakikada giderken "Hotel California" ve benzerleri eşliğinde bu süre 15 hatta 20 dakika sürüyor. Yani delikanlılık takviyesini çektin mi İkarus arkada oturuyor, orası kesin.
Şu anda motora binerken sürekli olarak "Orada olma" halini aktif tutmaya çalışıyorum. Bilinç açıkken gereksiz risk almak, algılamamak mümkün değil (Delikanlı olmayanlar için tabi). _________________ "Tecrube, limitlerini bilmektir"
Rauf "Airport" GERZ
K1200 GT
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız