Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Sal Ekm 12, 2004 7:24 am Mesaj konusu:
asifan demiş ki:
bu ehliyetin bir geçerliliği varmıdır yoksa illaki Türkiye turing denmi ehliyet çıkarılması gerekiyor soruyorum çünki eğer buda aynı işi görüyorsa hem daha adam akıllı birşey hemde çok daha ucuza mal oluyor ...
Bildigimi yazayim, bizim ehliyetlerin uluslarasi gecerliligi Avrupa icinde mevcut. ABD'yi bilmiyorum. Belcika'da Turk ehliyeti ile 1 sene araba kullanabilirsiniz. Sanirim Almanya'da bu sure 6 ay, Sinan daha iyi bilir. Ayrica Ingiltere, Fransa ve Almanya'da bizim ehliyetle araba kiralayip kullandim. Ingiltere'de polis cevirmesine girdim, adam ehliyete bakip "devam et" dedi. Bizim ehliyetlerde zaten Ingilizce aciklamalar mevcut. Hatta yukarida gosterilen kagit parcasindan daha fazla Ingilizce aciklama var. Diyecegim o ki, elinizdeki ehliyeti yabanci polise yedirtemiyorsaniz, bu sarlatan ilacini hayatta yedirtemezsiniz. Allah askina bir dahaki sefere turing club'a giden biri sorabilir mi
"Uzerinde benelminel vs vs yazan belgeden yabanci polis ne anlayacak? Bu belge ne ise yariyor?"
diye. Hakikaten merak ediyorum sunu hazirlayan mercinin mantik anlayisi nedir? _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Tarih: Sal Ekm 12, 2004 7:26 am Mesaj konusu: Tebrikler...
Tebrikler çok güzel bir gezi. Ve çok güzel bir anlatım.
Çocukluğumdan beri görmek istediğim Atatürk'ün Evini de bize gösterdiğiniz için ayrıca teşekkürler.
Asifan; esprili bir avatarmış, ama seçilemiyor. Büyük halini, ERO nun kızmayacağı ( ) bir bölümde yayınlasana.
Sevgiler... _________________
Easyrider
Can ŞENER, Ankara.
Yamaha Fazer FZ6 '06 - "Scarlet"
"Yamaha Ya Hiç.."
Gezin, sunumun nereden bakarsan bak süper bir gezi. Ağzına sağlık. Tekirdağda mola verdiğin yer Serinoğlu tesisleri. Ben birde şu Abdullah abinin Yugoslavya üzerinden gitmeyin yada şunlara dikkat edin ve konuyla ilgili bir anısını var dedin. Onuda bir yazabilirsen memnun olurum.
Burak Yunanistanın barları nasıl mutlu oldunmu bunlarıda anlatın kardeşim.
ya bide ikidir söylemeyi unutuyorum ... şu raporu tamamlayın artık çok zevkli gidiyor bir anda kesiliyor ... istanbul masalına döndü valla ... bir istanbul masalımıydı ???
Kayıt: Oct 05, 2003 Mesajlar: 124 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Ekm 12, 2004 6:18 pm Mesaj konusu:
Sedat abi Serinoğlu'nu hatırlattığın için teşekkürler Şu Abdullah abinin hikayesini anlatayım:
Abdullah abi bize Yugoslavya üzerinden dönmemiz için uzun uzadıya nasihatte bulunduktan sonra "Durun size yakın zamanda tanık olduğumuz bir olayı anlatayım" dedi. Şimdi olay şöyle. İskeçe civarından bir elemanın akrabası - sanırım dedesi - Yugoslavya'da vefat ediyor. Merhumunda beni memleketime gömün diye vasiyeti var. Abiler atlıyor arabaya gidiyor Yugoslavya'ya. Cenazeyi alıyorlar. Şimdi burası ilginç. Cenazeyi tabuta koyduktan sonra bir halıya sarıp arabanın üstüne yüklüyorlar Neden böyle yapmışlar Abdullah abide bilmiyor. Fatih Akın'ın Temmuzda filminde vardı buna benzer bir olay. O filmde esas oğlanlardan biri mersedesin bagajında götürüyordu dedesinin cesedini yasal prosedürlerle uğraşmamak için. Bu elemanlarda aynı sebebten bu şekilde davranmış olabilirler. Neyse abiler bir yerde mola veriyorlar bişeyler yiyip içimek için. İşler ibitiyor arabanın yanına gidiyorlarki ne halı var ne tabut Polise haber veriyorlar, arıyorlar, tarıyorlar sonuç alamıyorlar. Elleri boş geri dönüyorlar. Abdullah abi gazetelere kadar çıktığını söyledi bu olayın. Olay budur. Anlayın artık memlekette hırsızlık ne boyuta gelmiş. Hoş bizim memlekette çok farklı sayılmaz ya _________________ Mehmet Ali OK
DL650 / Karagöz
Kayıt: Oct 05, 2003 Mesajlar: 124 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Ekm 12, 2004 8:14 pm Mesaj konusu:
3.GÜN. KALAMBAKA -IGOUMENITSA ~ 210 KM
Saat 10 gibi uyanıyorum. Traş oluyorum, duş yapıyorum, kahvaltıya iniyorum, Burak hala uyuyor. Sek votkalar çarptı tabii çocuğu Kahvaltımı bitirmeye yakın Burak katılıyor sonunda bana. Burada siz nerelisiniz sorusuyla bir kez daha muhatab oluyoruz ve bir kez daha Türk olduğumuza inanmıyorlar. Otelin işletmecisine buraya daha öncedende Türkiyeden motorcuların geldiğinden bahsediyoruz ama eleman hatırlamıyor. "Genelde kardeşim buradadır, muhtemelen o biliyordur" diyor. Otelin dış cephesinde büyükçe bir pano görüyoruz. Üzerinde otelde kalanların yapıştırdıkları kendi memleketlerini hatırlatan çıkartmalar var. Yanımızda İkiteker çıkartması olmadığı için bi hayli üzülüyoruz
Eşyalarımızı toparlayıp Meteora'ya doğru yola çıkıyoruz hedefimiz şu meşhur manastırlar. Meteora-Kalambaka arası çok yakın. Meteora'dada bir kaç küçük otel var ama bu taraflara gelirseniz Kalambaka'da kalmanızı tavsiye ederim. Bir ara yolu kaybediyoruz ama o kadar çok turist otobüsü geçiyorki hemen birinin arkasına takılıp tekrar doğru rotaya dönüyoruz. Yol çok keyifli ama keskin virajlar var. Koca otobüslerle karşılaşınca bu virajlar tehlikeli olabiliyor. Sonunda manastırlar göründü. Daha ilk bakışta nefesimiz kesiliyor resmen. Aklımdan "Kardeşim nasıl yapmışlar bu manastırları Allahın dağlarının tepesine" düşüncesi geçiyor. Türküz ya Sanırım 6-7 tane manastır var. Biz tırmanmaya devam ediyoruz. Sonunda bir tanesinin sapağından içeri dalıyoruz.
Manzara muhteşem. Karşıda başka bir manastır görünüyor.
Kim tırmanacak şimdi oraya?
Ha gayret az kaldı
Manastırlara giriş ücretli. Hatunların kısa etekle içeri girmeleri yasak. O yüzden girişte şalvarvari etekler veriyorlar. Sonunda ulaştık zirveye.
Zirveden görünen manzara
Aşağıdaki otobüslerden kayanın ihtişamını tahmin edebilirsiniz
Bir yerden hatırlıyor musunuz yukarıdaki görüntüyü?
Hava çok sıcak. Manastırın serinliğinde biraz dinlendikten sonra motorlarımızın yanına dönüyoruz. Ben hazırlanmaya başlarken Burak'ın kaybolduğunu farkediyorum. Biraz etrafta dolanıp Burak'ı buluyorum. Bizimki bir yere sotelenmiş, sindirim sistemini rahatlatmaya çalışıyor. İçme dedim o kadar sek votka Bir ağaç gölgesi bulup biraz daha soluklanıyoruz. Bizimki kendine gelir gelmez ben acıktım diyor. Tabii midede bi şey kalmadıki Manastırın önünde büfe/cafe haline getirilmiş koca bir karavan var. Bir sandviç ile Burak'ın aç karnını doyurduktan sora tekrar yola düşüyoruz. Önce Kalambaka'ya geri dönüp rotamızı Ionnia'ya çeviriyoruz. Kısa bir süre sonra muhteşem dağ manzarası ile inanılmaz bir yol başlıyor. Yol sürekli yükseliyor, müthiş virajlar var. Başlangıçta biraz zorlanıyoruz ama sonra yata yata virajları almaya başlıyoruz Genelde motor kullanıcılarının sola virajlarda zorlandıkları/sevmedikleri söylenir. Ben tam tersi sola virajları çok seviyor ve daha rahat alıyorum. En çok sevdiğim senaryoda şu: Yokuş aşağı iniyorsunuz ve sola 180 derece viraj var Bu senaryoyu bol bol tatbik etme şansı buluyorum.
Yol boyunca bir çok köyden geçiyoruz. Kayak pistleri ve telesiyej -kesin yanlış yazdım- görüyoruz. Keyifli keyifli giderken birden kendimi karşı şeritte buluyorum. Aman Allahım bu ne rüzgar Bakıyorum Burak önden bana yavaş işareti yapıyoruz. Ee artık farkettik herhalde Bundan sonra yolun bazı bölümleri çekilmez oluyor. Hiç beklenmedik bir anda rüzgar resmen osmanlı tokatı yapıştırıyor. Bu yolu kullanacak olanlar dikkatli olsun lütfen. Yol bir motorsiklet kullanıcısı için çok tahrik edici.
Sonunda Ionnia'ya ulaşıyoruz. Ionnia bir gölün etrafına kurulmuş. Biraz dolaşıp göl kenarına iniyoruz. Önce karnımızı doyuruyoruz. Sonrasındada gene göl kenarında bir cafeye oturup tatlı ve kahve sefası yapıyoruz. İşte göl
Ionnia içinde biraz dolanıyoruz. Burda bir şey dikkatimizi çekiyor. Nerdeyse bütün direklerde Hacivat ve Karagöz resimleri var. Sanırım bir tür festival gibi bir şey var. Yunanlıların Hacivat ve Karagöz'ede sahiplendiklerini bir yerlerde okumuştum, şimdi canlı şahit oluyorum.
Ionnia'dan çıkıp Igoumenitsa'ya doğru gaz açıyoruz. Ionnia-Igoumenitsa arasıda oldukça keyifli bir yola sahip. Sonunda Igoumenitsa'ya ulaşıyoruz. Biletimizi "Minoan Lines" adlı şirketten almıştık. Italya'ya giden bütün feribotlar yeni liman dedikleri ve sahil yolunun en sonundaki limandan kalkıyor. Önce limandaki Minoan ofisinde biletinizi onaylatmanız gerekli. Biletimizi onaylattıktan sonra limana giriyoruz. Yunan polisi bir kamyonu durdurmuş, kaldırımda yere çömelmiş elleri kafalarının üstünde kenetlemiş siyahi 5-6 kişi var. Ne olduğunu tahmin edebilirsiniz. Bırakın geçsinler yaw Limana girip tırların arasına park ediyoruz bizim çocukları
Burası oldukça büyük bir liman. Freeshop ve restaurantlar var. Bunlardan birine oturup gemiyi bekliyoruz.
Gemi saat 23:00'te tam zamanında geliyor. Tahminimizdende büyük. DL650'si ile Alman bir motorcu abide var yanımızda. Önce motorları alıyorlar içeri. Geminin içi nerdeyse dolu. Motorsikletleri geminin iskelesine dizmişler. 8-10 tane motorsiklet var. Bizde 3 motoruz ve çok az bir yer var park için. Alman abi giriyor önce ardından Burak en sonda ben. Bana park için çok az bir yer kalıyor ya da kalmıyor. Alman abi motoru bağlamadan hemen çantasını alıp gidiyor Biz başımıza geleceği bilmediğimizden hayırdır diyoruz. Motorları bağlamamız lazım ama ip yok. Görevlide yok. Mürettabattan birini yanımızdan geçerken yakalıyoruz. Derdimizi anlatıyoruz ama gram ingilizce bilmiyor. İlgilenmiyorda "ok, ok" diyip dönüp arkasını gidiyor. Bizde eşyalarımızı bağlamak için kullandığımız ahtapotlarla motorları bağlıyoruz. Ama bir hata yapmışız. Motorları bağladığımız geminin gövdesi ile yan ayak birbirine bakmıyor. Ben motoru çevirip yeniden bağlıyıcam diyorum. Burak "Ne gerek var, bırak işte böyle, bişey olmaz" diyor. Tabii onu dinlemeyip düzeltiyorum motorun yönünü ve tekrar bağlıyorum. Bu arada bir sürü anons yapılıyor Cillop gibi oldu işte. Yaklaşık 45 dk. geçmiş. Biz uyku tulumlarımızı matları alıp çıkışa yöneliyoruz ama boşuna. Her yer Tır dolmuş. Çıkış mıkış yok. Şimdi Alman abinin niye acele ettiği anlaşıldı. Tırların arasından sürünüyoruz ama geçmek ne mümkün. Birde sıcak. Allahım tam kabus. Küçük bir odada boyalarla oynayan bir eleman görüyoruz. Adama sesleniyoruz oralı olmuyor. Bakıp kafasını çeviriyor Sonra ufak tefek başka bir eleman çıkıyor ortaya ve başlıyor bize Italyanca bağırmaya. Kesin küfür ediyor aradada " 1 hour, 1 hour " diyip duruyor. Bizde başlıyoruz saydırmaya Allah ne verdiyse. En sonunda boya ile uğraşan eleman işini bırakıp bize yardım ediyor. Tırların arasından süründürüp çıkartıyor bizi. Aman diyim siz aynı hataya düşmeyin.
Dediğim gibi gemi çok büyük. Biz kabin değil koltuk için bilet almıştık. Koltuklar ikişerli ve çok rahat. Koltuk aralarıda açık. Koltukta yatamam derseniz serin matınızı uyku tulumunu rahat rahat yatın. Duşda var. Havuzu bile var yaw. Biz faka bastığımız için ne mayo nede güneş yağımızı aldık yanımıza. Sizin aklınızda olsun. Yolculuğumuz yaklaşık 15 saat sürecek ve Ancona'da sonlanacak.
Garibim İtalyan'lar yarın otobanlarını nasıl tarumar edeceğimi bilmiyorlar henüz _________________ Mehmet Ali OK
DL650 / Karagöz
sparhawksuper bir yazi oluyor,tek nefeste okuyorum her bolumu ve bitince ya nolucak simdi diye merak ediyorum.
sana birde sorum olucak senle daha once futura hakkinda konusmustuk hatirliyorsan.Bir de bana futura nin uzun yol performansinda,rahatligindan kisacasi eksi ve artilarindan bahsedermisin? musait olursan eger.
ozelede atabilirsin istersen konuyu dagitmamak icin
Çok güzel bir rapor Mehmet Ali,
Buraya kadarki kısmında geçen yaz otomobille yaptığım gezinin saniye saniye
kopyasını takip ediyorum sanki !
Şimdi kalkıp, I - Otostradalarında hiç polis durmadığını, sürat cezası diye birşey olmadığını, kaymak gibi yollarda Allah ne verdiyse esmenin nasıl bi zevk olduğunu anlatacaksın di mi ?
İtalyanlar da bizdeki gibi habire sol şerit hastası olmayınca daha bi keyifli olur. Kusura bakma, ufak bi katkım olsun dedim.
Motorla daha bir güzel olduğuna eminim. Devamını merakla bekliyorum. _________________ Alp Tunçay
Istanbul / R 1200 GS
Yol çok keyifli ama keskin virajlar var. Koca otobüslerle karşılaşınca bu virajlar tehlikeli olabiliyor.
Virajlarin bir fotografini da ben ekleyeyim:
sparhawk demiş ki:
Manastırlara giriş ücretli. Hatunların kısa etekle içeri girmeleri yasak. O yüzden girişte şalvarvari etekler veriyorlar. Sonunda ulaştık zirveye.
Sadece kisa etekle degil, pantalonla da giris yasak, kadinlar icin. Dolayisiyla yaninizda kadin bir yolcu ve onun da korumali pantalonu varsa o da orada verilen eteklerden giymek zorunda. Uzerine giyilebildigi icin cok da problem olmuyor.
sparhawk demiş ki:
Bir yerden hatırlıyor musunuz yukarıdaki görüntüyü?
Hatirliyorum
sparhawk demiş ki:
Garibim İtalyan'lar yarın otobanlarını nasıl tarumar edeceğimi bilmiyorlar henüz
Italyan otobani deyince aklima geldi; ben Sanco Panco idim ya, hani kisa bir sure Italya'ya gecmistik... Benim esek 125'likti ve otobana girmek yasakti. Bu yasak buyuk tabelalar ile otoban girislerine asilmis. 125'likle buradan kalkip giden olacagini sanmiyorum ama orada motor falan kiralayan olursa 125'likle otobana giremezsiniz, ek bilgi olsun diye yaziyorum. Bu yasak yuzundendir ki, Italya'da 150'lik scooter da uretiliyor.
Sparhawk, eline saglik heyecanla okuyorum, bu yagmurlu gunde cok iyi geliyor.
Mehmet Ali ve Burak harika bir gezi oluyor, teşekkür ederim beni/bizide oralara götürdüğünüz ve aralarda verdiğin faydalı bilgiler için. (Fiyatlar, kalacak yerler ve ip uçları)
Tanıdığım kadarıyla siz zaten sıkışıklığa alışık bir takımsınız (Altınolukta kalınan koğuş ve aynı yatak).
125'likle buradan kalkip giden olacagini sanmiyorum ama orada motor falan kiralayan olursa 125'likle otobana giremezsiniz, ek bilgi olsun diye yaziyorum.
Daha bizi tanıyamamışsın Sinan kardeş. Bu sene ramak kalmıştı. Mali sorunlar yüzünden yurtiçi takıldık. Ama bilgi notu iyi oldu, papaz olacakmışız meğer.
Sparhawk ve Futura, 23 nisan'dan sonraki ilk karşılaşmamızda , ikinizi de bomba gibi gördüm. Rapor da bir harika!
Fikir almak için soruyorum, normal şartlarda günlük bütçe, herşey dahil, ne civarda oluyor? _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız