Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
NTV deki 0'dan 100'e benim gibi fanileri hedef alan program değil zaten. Dikkat ederseniz üst segment (ne demekse artık ) araba ve motor tanıtımı yapılıyor. Yani ayrı dünyaların adamlarına hitap ediyor. Cukkası sağlam abilerin arada gönül eğlendirecekleri motorları tanıtıyor.
Barkının programı ise sadece motor odaklı. En düşük hacimli commuter sınıfından en tepedeki tur veya spor modellere kadar geniş bir yelpazeyi içeriyor. Bunu yaparken de pek çok kısıtlayıcı faktöre rağmen hem bu araca ilgi duyanların hem de bilmeyenlerin ilgisini çekebiliyor. İlk programlara göre izleyici sayısında artış var sanıyorum. Ara reklam sayısı arttı gibi. İnternet üzerinden izlenebiliyor olması da sanırım Barkın'a kanal yöneticilerine izlenme istatistikleri açısından yardımcı oluyor. Bir de kullanıcıları da programa sokarak daha samimi ve tarafsız olduğunu hissettiriyor. Bu yaklaşımı sanırım motosiklet ithalatçılarının da dikkatini çekiyor ki programda çıkmayı önemsiyorlar. Hoş başka da program yok zaten
Ha herkes programı sevmeyebilir. Üslubu beğenmeyebilir, içeriğini yüzeysel bulabilir. Ben şimdilik izlemeyi keyifli buluyorum. Aşırı detaya girip dağılmaktansa her hafta değişik konu ve konuklar bulabiliyor. Umarım uzun süre devam eder program.
Herkes programı severse o programda bir sorun vardır zaten
(Barkın: nasihat bedava, tecrübe parayla... Honda MEM i tanıttın, OMM, ART, EMOK gibi kurum ve Murat Denizhan, Serhat Klavuz, Rahmi Barutcu gibi bireysel hocaların da tanıtımını yapmayı düşünür müydün? Bir de ülkemizdeki A2 ehliyet sisteminin kepazeliğini vurgulamayı mesela?) _________________ En büyük düşmanınız kendi fikirleriniz, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur
Kayıt: Sep 16, 2006 Mesajlar: 558 Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi
Tarih: Prş Ekm 20, 2011 11:31 am Mesaj konusu:
Bir televizyondaki herhangi bir programın devamı için en önemli kriter o programın izlenme oranı ve alabildiği sponsor ve reklamdır. Özellikle ulusal kanallarda bu yüzden içeriği cacık programlara bakmak durumundayız, zira ratingleri iyi çıkıyor genellikle. (bunun sebepleri için sitenin konu dışı bölümündeki "saçma sapan her şey" başlığına bakınız) Mesela: Hatırlarsınız bir ara Vahe Kılıçarslan türlü cambazlıklarla bir dekorasyon programı sunuyordu ve o program uzun süre devam etti, niye? Birincisi Vahe sürekli kendisi sponsor buluyordu (ki bu kanal için para demek ve o programın yapımının devamı tabii) ikincisi ise o şebeklikler tüm gün genelinde o saat için iyi izlenme oranı getiriyordu. Ve reklam alıyordu.
İlyada'nın bahsettiği tarz motosiklet programı yıllardır aklımdadır, hatta sadece motosikletle gezi ve türlü çeşitli (burası gibi mesela) motosiklet gruplarını tanıtıldığı ve neredeyse teknik veri test v.s.'nin hiç olmadığı sadece motosikletli yaşamı ve onu tanıtmayı sevdirmeyi, ne menem bir şey olduğunu anlatacak bir program. Bunun için yapılacak en önemli şey sponsor bulmak, mesela gezilecek motoru atıyorum Honda verecek ve ana sponsor olacak, ne biliim kıyafetleri motomax verecek program sonunda adı logosu geçecek v.s. Bu şekilde sizin program neredeyse bedavaya geliyor ulaşım v.s. zaten kanala ait olur genelde filan... Böyle bir programı büyük ulusal kanallara bile yayınlatabilirsiniz haftasonu kuşağında zira hazır sponsoruyla ilk bölümden kanala para getirecektir.
NTV gibi kanallar bu konuda belki biraz daha ekstrem örnekler zira haber kanalları ve pek çok tematik kanal zaten ratinge girmiyor çoğu kendi isteğiyle ayrıldı. Ama onların da kendi arasında bir pasta var. Herkes daha çok izlenme ve dolayısıyla reklamın(sponsor, altbant, şu bu alayı yani) peşinde. Yani Altınelbiseli adam bana göre zaten olması gerektiği yerde yayın yapıyor en fazla ne olur biraz daha izlenen ve güçlü ntv cnntürk habertürk gibi bir kanala transfer olur. Ki bu da büyük iştir öyle bir format için. Ama ne yazık ki tıpkı ratingçi ulusal kanallar gibi oralarda da yine iş gelir sponsor bulmaya, izlenmeye reklam alabilmeye dayanır. Haa bir de kanal büyüdükçe sizin programınızda kafanıza göre hareket etme durumunuz törpülenmeye başlar ve özgürlüğünüz kısıtlanabilir filan... Epey çetrefilli iş... Ben her şeye rağmen Barkın beyi kutluyorum, böyle bir programı herhangi bir kanalda yapabilmek (yapılmasına ikna edebilmek) de başarı şu an için. İçeriği tartışılır ama karşılaştırma yapacak başka örnekler olmayınca bunu yapabiliyor olmak bile önemli kanımca...
(Bu arada programın tamamını denk getirip hiç izleyemediğim için çok da atıp tutmak istemedim formatı hakkında) _________________ Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
Dediğiniz tarz gezi ağırlıklı programı Mirgün bir ara NTV de girişti ama 3-4 bölüm gitti sanırım. Hala devam ediyor mu bilmiyorum. Nette vardır eski programları. Daha çok gezi/belgesel tarzı bir programdı.
BMW den 2 F650GS aldılar. Kıyafetleri de sanırım. 3 kişi Ağrıdan başlayıp Karadenizden devam ettiler (F650GS lerin debriyajı su koyuvermişti ilk enduromsu yolda ) _________________ En büyük düşmanınız kendi fikirleriniz, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur
Dediğiniz tarz gezi ağırlıklı programı Mirgün bir ara NTV de girişti ama 3-4 bölüm gitti sanırım. Hala devam ediyor mu bilmiyorum. Nette vardır eski programları. Daha çok gezi/belgesel tarzı bir programdı.
BMW den 2 F650GS aldılar. Kıyafetleri de sanırım. 3 kişi Ağrıdan başlayıp Karadenizden devam ettiler (F650GS lerin debriyajı su koyuvermişti ilk enduromsu yolda )
Devam ettiler ettiler, hatta programı Canakkale gezisiyle sonlandiracaklarini soyleyip bana da ugrayip gecelemislerdi...
Gecen gun bolumlerden birisinin tekrarini gordum, demek ki 1 kere pisirip, 40 kere sunuyorlar. Zira cekimler sirasinda da yayin gunu belli bir gun olmasina karsin, haftada 2 de tekrarlari vardi. Herhalde izlenimi yuksek, kim bilir? _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Kayıt: Sep 16, 2006 Mesajlar: 558 Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi
Tarih: Cum Ekm 21, 2011 9:45 am Mesaj konusu:
VAP53 demiş ki:
Gecen gun bolumlerden birisinin tekrarini gordum, demek ki 1 kere pisirip, 40 kere sunuyorlar. Zira cekimler sirasinda da yayin gunu belli bir gun olmasina karsin, haftada 2 de tekrarlari vardi. Herhalde izlenimi yuksek, kim bilir?
Abi, sık tekrar genellikle ya program izlenmiyorsa (izlensin diye) ya da dolgu niyetine yayında o saat dilimini kurtarmak için yapılır... Sizden gelen yoğun istek üzerine filan derler genelde, ama çoğunlukla hikayedir bu. Çok nadiren olur o yoğun istek üzerine tekrar yayın normalde.
Mirgün'ün bir kaç bölümüne ben de denk geldim gece geç saat işten döndüğümde. Aslında oldukça samimi ve havalanmadan güzel bir program yapıyordu. Benim izlediğim bölümün birinde Sakarya civarında dağ başında bir dini gençlik kampını bulmuştu tesadüfen; takkeli bi sürü çocuk bahçede saklambaç oynuyordu filan. Hiç yorum katmadan verdiler mesela o kısmı, çocuklarla hocayla filan sohbet etti, orada ne yaptıklarını filan anlattırdı. Yorumu siz yapın demeye getirir gibiydi adeta.. Benim hoşuma gitmişti formatı... Bence şu an için yeterki motosikletle ilgili programlar olsun demek lazım, ki motosiklete uzak insanlar az buçuk ısınsın. Medya ve prodüksiyon çalışanları arasında motorcu sayısı giderek arttı son yıllarda, sanırım son dönemde dizilerde filan motosikleti sıkça görür olmamızda bunun da etkisi var. Alyazmalım dizisi var ATV'de baş karakter motokros yarışçısı bir genç mesela. Kenan Sofuoğlunun hayatından ufak da olsa esinlenme var gibi hafiften... Daha önce bir abisi motor yüzünden ölmüş mesela bu karakterin... http://www.alyazmalimdizi.com/
Bu tip işler en azından motosiklete bir nebze olsun ısınma sağlayabilir sıradan insanlar arasında, tabii motoru kötü bir şey gibi göstermedikçe... _________________ Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
Tüm sevenlerimize de, sevmeyenlerimize de selam olsun.
Maddi, manevi bazı anlaşmazlıklar sebebiyle yarın SkyTürk'te son bölümümüz (14) yayınlanacak.
Bir sonraki sezonu bakalım hangi kanalda yapacağız (görüşmeler sürüyor)?
Bu arada ben ve tüm ekip çok yorulduk.
2 hafta tatiliz.
Sonra tatlı tatlı yeni bölümlerle karşınızda olacağız.
Not: Programı sevmeyen en çok adam bu forumda ikamet ediyor. Özellikle, İlyada Cem gibi ekiplerin program yapmasını, kamera karşısında sunumlarını görmeyi çok isterim.
Not2: Eğitim konusunda bol bol okul gezmek istedik fakat denk gelmedi.
Kayıt: Sep 16, 2006 Mesajlar: 558 Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi
Tarih: Cum Ekm 21, 2011 3:32 pm Mesaj konusu:
CarlGustav demiş ki:
Not: Programı sevmeyen en çok adam bu forumda ikamet ediyor. Özellikle, İlyada Cem gibi ekiplerin program yapmasını, kamera karşısında sunumlarını görmeyi çok isterim.
Barkın bey umarım daha iyi şartlarla yeniden başlarsınız.
Yalnız alıntıdaki nota takıldım. Nedense son dönemde birilerinin yaptığı işi ya da kendisini eleştirdiğiniz de hemen, "sen yap da görelim" ya da "sen hiç yaptın mı ki konuşuyon" tarzı bir yaklaşımla karşılaşıyoruz. Keşke siz bunu yapmasaydınız. Neticede insanlar bir şeyi eleştirmek ya da onun hakkında konuşmak için ille de o işi yapmış olmak zorunda mıdır? Yapmamışsa söz söylemeye hakkı olamaz mı? Ben "dünya turu yapmak hakkında" konuşabilmek için dünya turu yapmış mı olmalıyım ille de misal . Şayet eleştirmek için kriter buysa kendi mesleklerimiz ya da yapmaya muktedir olabildiklerimiz dışında hiç bir şeye ve kimseye laf etmememiz lazım gelir ki, bu zaten düşünce özgürlüğüne sığmaz.
Eleştirenler olacak, sevmeyenler olacak ki siz de o eleştirilerden kendinize düşen olumlu payı çıkarıp belki işinizi ya da kendinizi daha çok geliştireceksiniz. Mühim olan eleştirinin dozunun hakaretamiz olmamasıdır yoksa (özellikle de net ortamında) herkes dilediğince sözünü söyleyecektir.
Tekraren: Umarım en kısa zamanda daha iyi şartlarla yeniden programınızı yapmaya başlarsınız, zira şu an için bu ülkede motosiklet programı yapanlar öncü işlere imza atıyorlar demektir ve bu öncüler bu işin gerisinin gelmesine sebebiyet verirlerse ne de güzel olur.
Selamlar.
NOT: Haa bu arada kamera karşısında sunum yapmak konusunda haklısınız, gerçekten de sanılanın aksine kamera karşısına geçip çok iyi bildiğiniz bir şeyi anlatmak bile acaip zor bir iştir. Bir dönem çalıştığım kanalda vj seçimlerine filan katıldığım için bilirim az buçuk. Bu sebeple bu işi (yani hiç değilse sunmayı) iyi becerebilenleri de takdir etmek lazım.
NOT2: Az önce cbf150'den bahsettiğiniz bölümü netten izledim, eski bir cbf150 kullanıcısı olarak acayip keyif aldım, program sonunda hepimiz adına diğer taşıtlara giydirmeniz de hoşuma gitmedi değil hani. Bence sunumunuz ve tarzınız gayet keyifli sıkmayan ve izleten bir tarz. Devam derim... _________________ Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
En son Cloud tarafından Cum Ekm 21, 2011 6:07 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Beyler, daha sakin, uzmeyin tatli caninizi. Herkes kendi bildigi dogruyu yapsin ama karsilikli birbirimizi kirmamaya ozen gostererek lutfen.
Uzmeyelim birbirimizi şu soğuk beyaz ekranın ardından. Çok isteyen varsa Salı akşamları Kale çay bahçesinde veya dönüşümlü olarak Balans'a gidiliyor. Oeada konulari karsilikli tartisip, asgari müşterekte buluşup, benim gibi bazı konulardaki bilgi eksiği olanları aydınlatın. Ama asgari müşterekte birleşin önce FAKAT KARŞIKARŞIYA... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Cem programınızla ilgili tek kötü şey söylemiş mi?
Söylememiş...
Size kıl olduğunu ama programın gayet de eğlendirici olduğunu ve hoşuna gittiğini yazmış.
Kask tartışmasından kalan kin midir? Kin tutmak iyi midir? Demek bana da kin tutacaksınız çünkü o tartışmada Cem'in söylediklerine hak vermiştim.
Dediğim gibi herkes programı beğeniyor olursa sizin o programda bir sorun var demektir. Buraya yazan pek çok kişi programı beğenerek izlediğini yazmış. Beğenmeyen de olabilir, olacaktır ve hatta olmalıdır. Siz niye boş tarafından bakıyorsunuz bardağa?
Bunun yanında katılmadığınız eleştiriden bile çıkarılabilecek dersler olmaz mı?
Motor hocaları örneğine gelince...
İmama kızıp oruç bozulur mu? MEM'i tanıttınız, EMOK, OMM, ART gibi kurumsallaşmış okullar yok mu? BMW Rider Akademi? Yamaha'nın sürüş okulu? Ya da bu işi yaparken pek çok taraflı tarafsız kişiden gayet de olumlu referanslar almış Barutçu, Denizhan gibi hocaları? Onları söyledim sadece. Elbette işin çakallığına kaçan adamlar da olacaktır. Siz de onların foyasını söylersiniz programınızda olur biter.
Para almama işine uyandık zaten. Siz de biliyorsunuz ki bu iş ticari bir iş ama siz yarı gönüllülükle yürütüyorsunuz. Bu yüzden kullanıcıların motorlarıyla teste çıkıyorsunuz. Hem seçenek çoğalsın hem de gebe kalınmasın firmalara diye benim anladığım. İyi işte strateji kötü demedik ki?
Bence fazla alıngan davranmışsınız bu ilmekte son mesajlarınızda. _________________ En büyük düşmanınız kendi fikirleriniz, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Ekm 21, 2011 8:26 pm Mesaj konusu:
deadline demiş ki:
Barkın Bey,
Cem programınızla ilgili tek kötü şey söylemiş mi?
Söylememiş...
Barkın bey dikkatli okumamış, ya da yorgun vs.
Karışmış bazı şeyler.
Tek olumsuz yorum yapmadım, tam tersine beğenimi espirili bir dille anlatmaya çalışıp da başarılı olamamışım. Farklı kişilerin yazdıkları da sanki birbirine karıştırılmış.. Önemli değil. İzah ederim.
Programı beğenmeyip bir eleştiri de getirmedim ben. (birazdan geleceğim oraya)
Eleştiriyi ntv'deki programa getirdim, özgün bir yanı yok dedim.
Program kamera işlerinden de anlamam, bunun daha iyisi şöyle olur bile demedim ! Dolayısıyla "yap da görelim" kısmı bir yanlış anlaşılma. Yaptığım tek eleştiri de topluca tüm programlarda olmayan birşeyin hayalini kurmaktı. Şuydu: Motosiklet ve ürün tanıtımı yapmayan bir motosiklet dergisi veya programı olsa ne güzel olur, benim de ona ihtiyacım var dedim. Yani bunun da sizin programla ilgisi yok. İlgili olduğu tek nokta bu başlık altında motosiklet programlarından genel olarak konuşmak olabilir. Yasak değil. (Aslında sizin programı da eleştirebilirdim, eleştirilmez değilsiniz, hiçbirimiz hiç bir konuda değiliz !)
Eleştirmedim çünkü : Program iyi, severek izliyorum.
Beğenmesem de eleştiri yapmazdım çünkü : aramız gergin olduğuna göre, beğenmediğin programı izlemezsin olur biter diye düşünen biriyim ben. Yani kıllık olsun diye de eleştiri yapmam, veya gerçekten bir eleştiri yapmak istedim diyelim, onu da yapmam çünkü gergin ortamda anlamı olmaz olumsuz eleştirinin. Yani, şu programla ilgili yapmayı düşüneceğim tek eleştiri olumlu olabilirdi, beğendiğimi söyleyebilirdim.
Peki, şimdi bakalım doğru mu söylüyorum , yoksa yalan mı?
Daha önce açtığınız bir başlık daha olacak bu programla ilgili. (ben başlığı bulamadım şu an) EĞER ORAYA BAKACAK OLURSANIZ ORADA BUNDAN ÇOK ÖNCELERİ YAPTIĞIM KISA VE OLUMLU BİR BEĞENİ CÜMLESİ GÖRECEKSİNİZ.
Yani sanıyorum sizi samimiyetime ikna edebilmişimdir.
Şu asıl mesaja geleyim :
ilyada demiş ki:
Barkın bey kabul edersiniz, birbirimizden pek hazetmeyiz. Fakat allah için program hiç fena değil. Bir yandan kıl olup bir yandan eğlenceli bir program izlemek nasıl feci bir duygu anlatamam. Şu durum çok zoruma gitse de malesef ben de severek izliyorum programınızı.
Bu mesajın amacı bir kez daha programı beğendiğimi dile getirmek idi. Espirili bir dil kullanmak ve aradaki buzları da biraz yumuşatmak istedim, aynı zamanda da şuna vurgu yapmak istedim : bakın Barkın beyciğim, sizle kavga etmiş olduğumuz ve birbirimizden hazetmediğimiz halde ben programınızı beğeniyorum, izliyorum, ve bunu dile getiriyorum, programınızı o derece beğendim yani.. demeye çalıştım, bunu esprili bir dille yapmaya çalıştım, demek ki becerememişim, lütfen kusuruma bakmayın bunun için.
Aynı mesajın ikinci paragrafıı :
ilyada demiş ki:
Naçizane tavsiyem, şu altın elbiseden 5-10 tane diktirip dağıtın gençlere. Sevabına ya..
Biz motorcular (sen, ben, o, hepimiz..) adeta birer süpermen olduğumuz, (ve buna sahiden inandığımız için) öyle fazla iddialı adamlardan da hiç hazetmiyoruz. Ha, uzakta olabilir o ayrı. Ama mahallede süpermen görünce dalasımız gelir. O yüzden bu elbisenin paylaşılması şart
Buradaki herşeyi yanlış anlaşılmış anladığım kadarıyla. İzah edeyim.
Bu paragrafta size inceden takılan Goran arkadaşa bir gönderme var, şöyle diyorum : ya Goran takılma bu adama altın elbise, süpermen elbise melbise diye, bak program güzel, severek izliyoruz.. Tamam, o son programdaki "oğlan çocukları&erkekler" esprisi biraz garip, biraz ego şişkini laflar gibi duruyor o esprilerin bazıları ama hangimizin egosu yüksek değil ki? Hepimiz motorcuyuz, hepimiz şişkin egoluyuz, tamam Barkın bey arada değişik espiriler yapabiliyor ama bak sizler de adamın altın elbisesini çekemiyosunuz ne var ki ... keh keh keh.. diye bi espri yapmak , ve işin ana teması olarak da TAKILMAYALIM PROGRAM GÜZEL ÇÜNKÜ demek istemiştim. Yani o cümle aslında size değil, Goran arkadaşıma söylenmiş, hatta size takılma amacı değil Goran'a takılma amacı taşıyordu. Önceki sayfalardan birindeki "süpermen elbisesi" esprisinden de bunu şakkadanak anlayacağınız ve güleceğiniz varsayılmıştı. Kısmet değilmiş. Olur böyle şeyler.. Tekrar kusuruma bakmayın Barkın bey.
----
Sonraki kısmın sizinle yakından uzaktan alakası yok, ama ben yine de izah edeyim :
ilyada demiş ki:
İzledim ntv'deki programı. İçeriğini, sunduğu bilgiyi kastetmiyorum çünkü o hitab ettiği kesime göre de değişir, kasttetiğim şey programın yapısı formatı, tarzı vs.. Özgün birşey yok bence. Risk almadan (saçmalama riski, sıkıcı olma riski, izlenmeme riski vs.) yapılmış bir program. Dünyanın her tarafında format ve tarz olarak buna tıpa tıp benzeyen bir sürü program yapılıyor, bu da onlardan biri, güzel.. Tabi kanalın imkanları var, para ve imkan çok o ayrı mesele. Ama yaratıcılık yok özgün birşey yok. Bana verdiği ilginçlikler, özgün şeyler hep üretici firmaların yaptığı ürettiği şeyler. Deadline'nın deyimiyle standart "hazırlop" bir format bu. Fakat güzel. O da lazım..
Sevgiler...Cem.
Evet ntv'deki programı beğenmedim. Sıradan, vasat, tanıttığı ürünler dışında bir ilginçlik sunamıyor vs. vs. Beğenmedim ama ntv'deki programı beğenmedim diye program çekmeye davet edilmem.. Yanlış anlamış olmalısınız bu kısmı.
----
Daha sonra Emre arkadaş veriye dayanmayan testleri genel olarak inandırıcı bulmadığını anlatıyor. Ntv'deki programın ve Bike dergisinin isimleri geçiyor. İnsanın yaptığı teste güven duymadığını, bu tip testlerin kendisi için birşey ifade etmediğini söylüyor. Sizin isminiz geçmiyor mesajda. Size bir gönderme olabilir mi? Bilmem. Onu Emre izah eder. Bilmem de, beni ilgilendirmez de, ama bildiğim kısım şu : direk sizin programınızdaki testlerden bahsediyor olsaydı bile BUNA HAKKI VARDIR ! Öyle olsa bile kızılacak gücenilecek birşey değildir bu.
Sonra ben Emre'ye yanıt veriyorum :
ilyada demiş ki:
Emre test diyorsun, bak ne diyecem abi.
Motosiklet dergilerini asla satın almıyorum, abone olmuyorum. Motosiklet modellerini tanıtmayan cesur bir motosiklet dergisi çıksa diye bekliyorum. Ciddiyim.
Programlar için de durum aynı. Tek bir tane tersi olsa dişimi kıracam. Gezi temalı programda dahi model tanıtmadan yapamıyo adam.
En büyük ağırlık daima ! ürün tanıtımına verildiği için geri kalan herşey ciddi ihmale ve haksızlığa uğruyor bence. En azından tersi bir alternatif bakıyoruz diyelim... Nah buluruz abi.
Yani bu bir eleştiri de değil aslında. Eleştiriyse bile motosiklet dünyasının genel olarak motor tapıcılığıyla, "motor seviciliği" ile ilgili, özünde felsefi bir eleştiri. Bir tane de olsa, motosiklet tanıtmayan bir motosiklet programı istemek epeyce "acaip" bişey olduğundan , bunu bir olumsuz eleştiri olarak almış olamazsınız zaten. Sizinle ilgisi olabileceğini de düşünemişsinizdir. Ne yani, "Barkın bey motor tanıtmadan program yapsın, bu program yaramaz" diyecek kadar dangalak biri olduğumu düşündüyseniz oturup hüngür hüngür ağlarım şuracıkta.
Yani test konusuyla yakından uzaktan ilgim yoktur, ama olsa da bu bir kusur olmazdı. Bu başlık foruma ait.
----
CarlGustav demiş ki:
Not: Programı sevmeyen en çok adam bu forumda ikamet ediyor. Özellikle, İlyada Cem gibi ekiplerin program yapmasını, kamera karşısında sunumlarını görmeyi çok isterim.
Yanlış anlamışsınız, bunun benimle ilgisi yok, sizin yanlış anlamanız.
Ben programı sevmeyenlerden değilim, kişisel gözlemim öyle sevmeyen bir ekip de görmedim. Ufak tefek şakalar takılmalar var, ama gördüğüm kadarıyla sevmeyen bir ekip falan yok ortada. (ama olsaydı bu da kötü birşey olmazdı.)
---
CarlGustav demiş ki:
Bu sebeple bizim beğenilmeyen testler borçsuz harçsız ve benim görüşümdür.
Motor güzelse "BANA" göre güzeldir.
Kötüyse "BANA" göre kötüdür.
Elbet sebeplerini de anlatıyoruz programda.
Motorların güçlerini- 0-100'lerini, fren mesafelerini ölçmeyi biz de isteriz.
Fakat 3 saatlik teste verilmiş motosikletle nasıl yapılır, umarım bu işi yapacak diğer programcı arkadaşlardan öğreniriz.
Ya da günlüğü 2500TL'ye Körfez pistini kiralayıp ölçüm yapmayı.
Hanginiz şirketini ikna edecek bu tür bir sponsorluk için?
Var mı bir baba yiğit?
Şimdi nasıl olsa burada hemen yaygara kopacak.
Bari rahat rahat yazayım da Cem bey çıkagelip cevaplasın.
Cem bey'e takılmışız biraz.. Ne iş ? (bak bu da espri.. vallaha bak)
Test konusuyla benim hiç bir ilgim yok. Karıştırmışsınız.
----
-----
Şimdi bu noktadan sonra..
CarlGustav demiş ki:
Hah unutmadan, haklı eleştiriyle, hasetten yapılan eleştiri arasındaki farkı biz de anlıyoruz.
Ya da "sırf ben biliyorum herkes yanlış" ve ya "bu hobi benim ulen başkasına yaretmem" tavrını anlıyorum.
O bir espriydi, yukarıda izah ettim. "Barkın'ın kendini beğenmiş gibi görünen esprilerine laflarına takılmayın, hepimiz öyleyiz" anlamında , ve hedefi siz değildiniz o esprinin de, veya hepmizdik diyelim.. Bunu anlamamanız garip geliyor çünkü "süpermen elbisesi" şakasından anında çakacağınızı düşünmüştüm ben. Tekrar kusuruma bakmayın.
---
Alıntı:
Fakat hazzetmiyorum. Uğraşırım o Bavyeralı kulaklarla.
Af bıyır? (Bana ise, Nah ! uğraşırsın. Başkasına ise, beni ilgilendirmez.)
---
Alıntı:
Forumlarda, internette, yeni başlayan arkadaşlara klavyeyle caka satmak başka iştir, motor tepesinde doğru düzgün gitmek başka iştir.
Bu enteresan bir cümle..
Bana ise, çok uzun yıllar oldu, 350.000'i devirmeme çok az kaldı ama ben öyle ahım şahım motor kullanmam, önemsemem de. Biliyorum diye bir iddiam olmadı hiç. Hasbel kader gidiyorum üstünde. Çok iyi, en iyi, süper vs. motor kullanmaya inanmam, birlikte geçen yıllara değer veririm sacece. Şu sıra Ybr125 kullanıyorum zaten. En fazla 90 yapar. 117.000 km. oldu ybr ile. Öyle işte.. Motorcuyum diye bi iddiam yok benim. Hiç olmadı. Motor sadece ömrümce kullandığım ve ömrüm oldukça kullanacağım bir araçtır benim için. Amaca dönüşmesine müsade etmiyorum. Çok da kafaya takmam, ne olsa, nerede olsa takılırım ufak ufak.
Klavye ile caka satma konusunda.. Caka satmam ama... Çok pis geçiriyosun diyolar, bence biraz abartı var. İyi bir insanım ben. Valla ! Yazımın fena olmadığını söylerler. Maksat muhabbet olsun.
Acemi arkadaşlara caka satmak konusunda.. Aşkolsun ... Tam tersine, motor kullanmayı ahım şahım birşey zannetmemek lazım diyoruz hep. Kendimizle alay ediyoruz bu konuda. "Hepimiz kendisini süper kahramanlar sanan, ve buna sahiden de inanan insanlarız deyip" (daha geçen hafta kullnadım bu cümleyi) kendi kendimizi ti'ye alıyoruz sıklıkla. Yok öyle bişey yani. "Acemi" kelimesini bile kullanmıyoruz işin aslında. Çok gerekirse, yeni başlayan arkadaşlar diye tanımlıyoruz, ki o da sadece güvenlikle ilgili olabiliyor. Sidik yarıştırmanın, çok biliyorum'un, ne kadar komik, gülünç, ve sırıtan birşey olduğunu biliyoruz, hatta yapmayı bırakın yapanı ti'ye alıyor arkadaşlar, eğleniyorlar böyle şeylerle. İnanın olmuyor öyle birşey Barkın bey. Sıradan fanileriz.
Alıntı:
Biz elimizden geleni, çektik koyduk.
Program güzel, severek izliyorum. Devamını bekliyorum.
---
Buradan sonrası benimle ilgili olamaz, olsa da pek derdim olmaz çünkü bunlar.. Garip.. Ama şunu söylemek isterim : Ayıp bunlar. Bu üslub yani. Kime gideceği belli değil bunların. Öyle bana kızsan bile yazma böyle şeyler. Veya direk Cem de, ben kızmam, önemli olan her tarafa gitmesin.
Alıntı:
Haydi bakalım hodri meydan.
Çok bilenler dökülsün.
Zaten klavye güzel.
Saklanırsın ekranın arkasına, kusarsın bütün kızgınlıklarını, rahatlarsın.
Karınla aran mı kötü?
Yaz motor forumuna.
Patron fırça mı çekti, zam mı yapmadı?
Yaz motor forumuna.
Hayatın hiç de hayal ettiğin planladığın gibi gitmiyor mu?
Yaz motor forumuna.
Zavallı
Böylesi iyidir.
Benim anladığım kadarıyla forumlarda yazan paylaşan insanların size değil, aslında sizin onlara ihtiyacınız var gibi sanki .. yanılıyor muyum?
----
Özürlerimi diledim, açıklamalarımı yaptım. Bu gereksiz tartışmanın bütünü hakkında düşüncemi de açıkça söyleyeyim :
Tartışmıştık ve ben kimseyle kızgın, kırgın kalmayı seven biri değilim. Yani hayatta herşey olur eyvallah, ama sonsuza kadar sürmemelidir bunlar. İlk denememi aylar önce diğer başlıkta, programınızı beğendiğimi söyleyerek yapmıştım. Yanıt gelse sohbete başlayacaktım, gelmedi, olağan karşıladım. İkinci denememi bu başlıkta yaptım, başımıza gelen ortada. Yanlış anlamalarınıza falan kızmıyorum, olabilir insanlık hali. İlk cümlede bana kızarsın, sonra ne varsa hem yanlış anlaşılır, hem de bize gelir faturası.. Olur, eyvallah.. Çünkü kavga etmiştik..
Ama üslub hoş değil. Yani sandığınız gibi olsaydı dahi gerek yoktu bu üsluba. Ben dalga geçersem öyle geçmem çünkü
Sağlık olsun.. Olur böyle şeyler.. Hiçbirimiz dert etmeyelim, baştan başlayalım.. Hepimiz aynı yolun yolcusuyuz.. Ölümlü dünya..
CarlGustav'ın iş yoğunluğu sebebiyle yada canı istemediği için, bilmem; bu forumu ve buradaki uzun yazışmaları takip ettiğini sanmıyorum. Önceki yıllardan kalan bir önyargısı olduğunu düşünüyorum. Bencede yukarıda yazan hemen hiç kimse yaptığı programı beğenmediğini söylemedi, hatta tam tersini söyledi.Eleştiri de yok gibi bir şey.Bu kadar alınganlık, bu kadar sinire kesmek ilginç hakikaten. Sanki motorculuk okulu varmış da bu arkadaş da oradan mezun olmuş, yani "siz kimsiniz lan" tavrı da var biraz.İşin komiği aynı şeyi yapmakla bizi suçlaması.
Konu dışı kısmında hayatımıza dair olan biteni paylaşıyoruz. Hepimiz insanız.Hepimizin bir şekilde sıkıntıları dertleri var.Yıllardır buralarda olan, yazı yazan, iyi kötü birbirimizi tanıyan insanlarız. Bunları paylaştık diye zavallı mı olduk?
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
) araba ve motor tanıtımı yapılıyor. Yani ayrı dünyaların adamlarına hitap ediyor. Cukkası sağlam abilerin arada gönül eğlendirecekleri motorları tanıtıyor.
