Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Eyl 05, 2011 4:12 pm Mesaj konusu: |
|
|
Bu güzel caminin hemen karşısındaki kafeteryada bir kahve içip Harabati Baba Bektaşi Tekkesine gidiyoruz. Tekkenin çevrisinde Pazar kurulu olduğu için ilerlemek biraz zor oluyor ama sonunda tekkeyi buluyoruz;
Bu tekke, Bektaşilerin Balkanlardaki en büyük tekkesiymiş. Çok güzel ve büyük bir bahçesi var. Buranın restorasyonunda Türkiye’nin büyük desteği olduğunu öğreniyoruz.
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Eyl 05, 2011 4:13 pm Mesaj konusu: |
|
|
Bahçenin bir bölümünde türbeler var;
Tekkeyi keşfetmeye çalışırken kalabalık bir grup ve yanlarında bir derviş görüyorum. Grup, turla gelen bir Türk grubu. Dervişten bilgi almaya çalışıyorlar. Sonrasında da hatıra fotoğrafı çektirmek için sıraya giriyorlar. Güler yüzlü derviş tüm hoşgörüsü ile, tüm misafirlerle tek tek fotoğraf çektiriyor. Sonra beni görüp beni de yanına çağırıyor. “Sende de sakal varmış, seni de bizim buraya alalım” diyor. Gerçekten çok hoş bir insan. Orada çok daha uzun kalıp kendisiyle sohbet etmek isterdim;
Tekkenin diğer bölümlerini gezmeye devam ediyorum;
Karşıma ufak bir mescit çıkıyor;
Tekkenin diğer ucuna ulaşıyorum.
Bahçenin bu bölümünde bir mezarlık var;
Burası gerçekten çok güzel. İnsan bahçede gezinirken bile rahatlıyor;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Eyl 05, 2011 4:14 pm Mesaj konusu: |
|
|
Kalkandelen’i gezdikten sonra normalde rotamız Manastır ( Bitola ) olacaktı ama saate bakınca bundan vazgeçip direkt Ohrid’e gitmeye karar verdik. Tekrar yoldayız;
Yolun en güzel bölümü ise Mavrovo milli parkına yaklaştığımız ve yanından geçtiğimiz bölümleriydi. Biz vakit probleminden parka girmedik. Ama yanından geçerken bile yol ve manzara çok güzeldi;
Ohrid’e yaklaştığımızda son bir mola daha veriyoruz. Yeşilin her tonu içerisinde motosikletlerimiz;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Eyl 05, 2011 4:15 pm Mesaj konusu: |
|
|
Sonunda Ohrid gölünü görüyoruz. Ohrid şehrine gelmeden önce, göl kenarında turistik bir yer olan Struga’ya uğruyoruz. Burası Ohrid Gölünden doğan Kara Drim ırmağının olduğu yer. Gölden nehir oluşması çok ilginç. Ayrıca burada yaşayan bir kişiye, Çanakkale’den selam getirdik. Struga’da yaşayan Melek’e, ortak bir arkadaşım selam gönderdi. Öncelikle Melek’in çalıştığı oteli buluyoruz. Göl kenarında çok güzel bir tesis. Sanki bizi kırk yıldır tanıyormuşçasına karşılıyor Melek. Ortak arkadaşımız geleceğimizi haber vermiş. Tabi bizim vize sorunumuzdan haberi olmadığı için bizi daha önce bekliyormuş. Yolun yorgunluğunu güzel bir kahve ile atıyoruz;
Sonrasında oteli geziyoruz;
Şimdi otelin dışındayız. Struga’nın en güzel yeri olan nehrin başlangıcındayız,
Melek’le burada bir hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Misafirperverliği için ne kadar teşekkür etsek azdır;
Otele, motosikletlerimizin yanına dönüyoruz;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Eyl 05, 2011 4:16 pm Mesaj konusu: |
|
|
Melek’le vedalaşıp Ohrid’e doğru yola çıkıyoruz. Yol süper. Yaklaşık 12-13 km gölün kenarından Ohrid’e doğru ilerliyoruz;
Sonunda Ohrid’e ulaşıyoruz. Şehrin girişinde çalıştığım firmanın reklam panosu ile karşılaşıyorum
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Eyl 05, 2011 4:17 pm Mesaj konusu: |
|
|
Şehrin girişinde elinde otel, pansiyon yazıları ile müşteri yakalama telaşında olan kişiler var. Ama biz şehir merkezine ulaşıp, kalacak yeri orada bulmak istiyoruz. Nitekim merkeze gelip durduğumuzda hemen yanımıza biri gelip pansiyon arayıp aramadığımızı soruyor. Fiyat ve yer sorarken birkaç kişi daha geliyor… Sonradan gelenlerden biri çok güzel Türkçe konuşuyor. Ama biz ilk gelen kişiyle anlaşmıştık. Pazarlık payları var. Önceden fiyatları bildiğimiz için kişi başı 15 euroluk fiyatı 10 Euro’ya indiriyoruz. Pansiyon bir apartman dairesi. Fiyata göre çok güzeldi. Alt katında da kapalı otoparkı vardı. Odaya yerleştikten sonra hava kararmadan Ohrid’i görmek için dışarı çıkıyoruz. Pansiyon ile merkez arası 200 metre. Ohrid için farklı eğlenceler var. Biz sadece gezdik ama uzun süreli gelecekler için bilgi olsun
Gölün kenarına geliyoruz. İşte gün batımında Ohrid;
Ohrid gölü ve şehri UNESCO tarafından dünya kültür mirasına alınmış. Bölge için çok turistik bir yer. Ohrid Gölü Avrupa’nın en derin gölüymüş. Derinliği 300 metre’ye yakınmış.
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Pts Eyl 05, 2011 4:18 pm Mesaj konusu: |
|
|
Bizim Safranbolu evlerine benzeyen Ohrid evleri ve Ohrid kalesi;
Karnımız epey acıkmıştı. Ohrid’de ne yenir diye araştırdığımda karşıma bu göle ait özel bir balık olan bastrımka çıkmıştı. Şimdi bu balığın tadına bakıyoruz. Balığın fiyatı hakkında da bilgi vereyim, lokantalara göre kilosu 2000 ile 1200 dinar ( yani 33 ile 20 Euro ) arası değişiyor ;
Yemek sonrası kısa bir çarşı turu yapıyoruz. Sonrasında pansiyondayız. Televizyonu açınca bir önceki yıl Kızıldeniz turunda peşimizi bırakmayan “Kurtlar Vadisi” burada da karşımıza çıkıyor. Meğerse buralarda da çok meşhurmuş bu dizi…
DEVAM EDECEK ====>> _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan |
|
Başa dön |
|
|
VAP53 Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 28, 2003 Mesajlar: 12125 Nerden: İstanbul/Çanakkale
|
Tarih: Sal Eyl 06, 2011 1:41 pm Mesaj konusu: |
|
|
Ahmet cok guze gidiyor devam, notlar almaktan gunu ikiye bolerek hatmettim buraya kadar. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal). |
|
Başa dön |
|
|
YektaAli Tecrubeli Uye
Kayıt: Oct 14, 2004 Mesajlar: 2253 Nerden: TEKİRDAĞ
|
Tarih: Sal Eyl 06, 2011 9:18 pm Mesaj konusu: |
|
|
Tetova/ kalkandelen.............. Tüm büyüklerimin geldiği yer... Oraya gitmem gerek ..
Büyük bir zevkle takip ediyorum.. _________________ www.yakurtulus.com |
|
Başa dön |
|
|
Arda_Karaca Yeni Kullanici
Kayıt: Sep 04, 2011 Mesajlar: 49
|
Tarih: Sal Eyl 06, 2011 9:39 pm Mesaj konusu: |
|
|
Cok guzel bir gezi olmus. Bende buyuyunce sizin yolunuzdan gidecegim.
Saygilar.
Arda Karaca |
|
Başa dön |
|
|
erkansen196 Tecrubeli Uye
Kayıt: Dec 06, 2005 Mesajlar: 1083 Nerden: ist.
|
Tarih: Çrş Eyl 07, 2011 8:15 am Mesaj konusu: |
|
|
Çok güzel bir gezi ve rapor.
Gostivara uğramadınız galiba Üsküp'e 20 km . Oralardan da 1-2 resim görsem çok keyifli olacaktı. Gidip kendim görmem gerekecek galiba... _________________ KTM LC4 620 |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Çrş Eyl 07, 2011 10:59 am Mesaj konusu: |
|
|
VAP53 demiş ki: |
Ahmet cok guze gidiyor devam, notlar almaktan gunu ikiye bolerek hatmettim buraya kadar. |
Ahmet Abi'cim beğendiğinize çok sevindim. Rotayı düşünenler için elimden geldiği kadar notlar yazmaya çalışıyorum. İnşallah sıkıcı olmuyordur.
YektaAli demiş ki: |
Tetova/ kalkandelen.............. Tüm büyüklerimin geldiği yer... Oraya gitmem gerek ..
Büyük bir zevkle takip ediyorum.. |
Balkanlar beklentimin çok çok üzerinde çıktı. Kesinlikle tamamını gezmenizi tavsiye ederim.
Arda_Karaca demiş ki: |
Cok guzel bir gezi olmus. Bende buyuyunce sizin yolunuzdan gidecegim.
Saygilar.
Arda Karaca |
Arda çok teşekkürler. İnşallah sen daha uzun, daha güzel geziler yaparsın...
erkansen196 demiş ki: |
Çok güzel bir gezi ve rapor.
Gostivara uğramadınız galiba Üsküp'e 20 km . Oralardan da 1-2 resim görsem çok keyifli olacaktı. Gidip kendim görmem gerekecek galiba... |
Öncelikle teşekkür ederim. Ama maalesef Gostivar'dan fotoğrafım yok. İnşallah sizin raporlarında görmek nasip olur...
Sevgilerimle, _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan |
|
Başa dön |
|
|
VAP53 Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 28, 2003 Mesajlar: 12125 Nerden: İstanbul/Çanakkale
|
Tarih: Çrş Eyl 07, 2011 4:51 pm Mesaj konusu: |
|
|
dominator demiş ki: |
VAP53 demiş ki: |
Ahmet cok guzel gidiyor devam, notlar almaktan gunu ikiye bolerek hatmettim buraya kadar. |
Ahmet Abi'cim beğendiğinize çok sevindim. Rotayı düşünenler için elimden geldiği kadar notlar yazmaya çalışıyorum. İnşallah sıkıcı olmuyordur.
|
Hayir ne demek sıkıcı olmak, sadece izleyici olarak insan sabirsiz oluyor o kadar... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal). |
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Prş Eyl 08, 2011 5:27 am Mesaj konusu: |
|
|
4.GÜN ( 01 Temmuz 2011 Cuma )
Bugünkü hedefimiz Makedonya’dan çıkıp, Arnavutluk’u geçip, Karadağ’a ulaşmak. 287 Kilometre yol yapacağız. İşte rotamız;
Bu gezi boyunca sabah kalktığımızda yaptığım ilk iş hemen dışarıya bakıp hava durumunu kontrol etmek oldu. Bu sabahta aynı şeyi yapıyorum. Biraz bulut olsa da yağış yok. Süper… Pansiyonun yanındaki caddede bir börekçi görmüştük. Üsküp’ün böreklerini çok beğendiğimizden burada da kahvaltı için seçimimiz burası oluyor. Motorlarımız yüklüyor, börekçinin karşısına park ediyoruz. Tam kahvaltıya oturuyoruz ki dışarıda şiddetli bir yağış başlıyor…
Acaba diner mi diye biraz bekliyoruz. Yağış azalsa da ufak ufak yağmaya devam ediyor. Yolda ne olacağı belli değil. Benim mutlaka yağmurluk almam lazım. Tuncay’ın kulaklarını bir kez daha çınlatıyorum .
Sağdan soldan geçenlere yağmurluk bulabileceğimiz bir yer sorarken elinde şemsiyesi ile bisiklet kullanan biri yanımıza geliyor. Durumumuzu anlayınca, bisikletini motorlarımızın yanına bırakıp beni mağazaların bulunduğu bir yere götürüyor. Ama burada aradığım tarzda yağmurluk yok. Tekrar geri dönüyoruz. Bu defa motosiklet mağazalarının yerlerini soruyoruz. Beni takip edin diyor. O önde biz arkada Ohrid sokaklarında turluyoruz. Allah’tan yağmur diniyor. Bir mağazaya geliyoruz ama kapalı.
Adam yardım etmekte kararlı. Mağazanın tabelasından dükkan sahibinin cep telefonunu buluyor. Telefon görüşmesi sonrasında mağazanın açılışına daha 1 saat olduğunu öğreniyoruz. Basit bir yağmurluğun da işimizi çözeceğini, yapı market gibi bir yer olup olmadığını sormaya çalışıyoruz ama bu defa anlaşamıyoruz. Hemen Türkçe bilen bir arkadaşını arıyor. Cep telefonu bir bizde bir onda, tercüman sayesinde derdimizi net olarak anlatıyoruz. Yine takip başlıyor. Bizi bahçe malzemelerinin satıldığı bir yere götürüyor. Alt-üst basit tarzda yağmurlukları vitrinde görüyoruz. Artık yağmur kâbusum olmaktan çıkıyor. Bizim için 1 saatten fazla zamanını harcayan bu arkadaşa ne kadar teşekkür etsem azdır;
Kendisine veda etmeden, Ohrid’de görmek istediğimiz St.Panteleymon kilisesini soruyoruz. Tabi kilisenin adını o anda tam hatırlayamadığımız için, sadece kilise olarak soruyoruz. En meşhurunu yani. Ama sanırım bu arkadaş cami aradığımızı tahmin edip bizi camilerin olduğu yere götürüyor. Bugün Cuma diyor, sanırım Cuma namazı için yer aradığımızı tahmin etti. Sayesinde bu bölgeyi de görmüş oluyoruz
Aradığımız yerin kalenin yanında olduğunu bildiğimizden arkadaşımızı daha fazla yormadan ayrılıp, kaleye doğru ilerliyoruz. Zaten biraz gidince tabelalar karşımıza çıkıyor. St.Panteleymon kilisesi, gölü çok güzel gören bir tepenin üzerinde. Sonunda hedefe ulaşıyoruz;
Burası Bizans döneminin en önemli kilisesiymiş. Kilisenin başka bir özelliği ise Kiril alfabesinin burada bulunmuş olması. Kilise ile ilgili başka bir bilgi de 15. Yüzyılda camiye, 16. Yüzyılda tekrar kiliseye, 17. Yüzyılda da tekrar camiye dönüştürülmesi. Sonrasında tekrar kilise olmuş tabi. Kilisenin mimarisi çok güzel. Ayrıca çok güzel mozaikler var.
Kilisenin bahçesinde Balkanların en eski üniversitesine ait yapılar mevcut. Bu eski üniversiteyi ortaya çıkarabilmek için her tarafta kazı yapılıyor;
|
|
Başa dön |
|
|
dominator Tecrubeli Uye
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1288 Nerden: Çanakkale-Çan
|
Tarih: Prş Eyl 08, 2011 5:28 am Mesaj konusu: |
|
|
Yine aynı bahçede Fatih Sultan Mehmet’in askerlerinden olan Nişancı Sinan Yusuf Çelebi’nin türbesi de var;
Bu güzel yerden ve Ohrid’den ayrılmadan önce Ohrid Gölünün güzel manzarasına son kez bakıyoruz;
Tekrar yoldayız. Hedef Arnavutluk sınırı. Struga’da benzin alırken tekrar yağmur başlıyor. Yağmurluklarımızı giyiyoruz. Bol virajlı bir tırmanışın sonunda Arnavutluk sınırına ulaşıyoruz. Sorunsuz olarak sınırı geçiyoruz;
Arnavutluk tarafına geçince çok ilginç bir manzara ile karşılaştık. Yol boyunca dizilmiş en az 20-30 yerde, havaya doğru fıskiye şekilde fışkıran sular ve bu suların altında araba yıkamak için bekleyenler vardı. Belli ki burada çok bol su kaynakları var. Bu yörenin araç yıkama şekli de bu herhalde…
Ufak ufak yağan yağmur sebebiyle durup fotoğraf çekemedik ama her yerde Enver Hocanın Arnavutluk savunması için yaptırdığı bunkerlerden vardı. Yarım top şeklindeki beton savunma noktaları 200-300 metre arayla inşa edilmiş.
Elbasan’a doğru yol alırken, adını hatırlayamadığım küçük bir yerde Cuma namazını kılmak için durup bir cami arıyoruz. Yağmur bulutları da yok olduğundan yağmurluklarımızı da çıkarıyoruz.
İlginç bakışlar arasında camide yerimizi alıyoruz. Hutbeyi anlayamasak ta farklı bir coğrafyada, farklı insanlarla bir arada olmak güzel bir duygu. Namaz sonrası camiden çıkanların ilgisi üzerimize toplanıyor. Özellikle de çocukların…
Yanımıza Bursa’da İlahiyat Fakültesinde okuyan bir Arnavut genç geliyor. Türkçe konuşan birini bulmak güzel. Biraz sohbet ediyoruz. Çocuklara, yanımızda getirdiğimiz Türk Bayraklı çıkartmalardan veriyoruz;
Çocuk dünyanın her yerinde çocuk. Bu küçük hediyeden o kadar mutlu oluyorlar ki. Bir hatıra fotoğrafı çekip ayrılıyoruz;
|
|
Başa dön |
|
|
|