Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Bir süredir planladigim projeyi artik hayata geçirmenin zamani gelmisti. Son zamanlarda çok iyi anlastigim ve iyi vakit geçirdigim turuncu renkli bir arkadasim vardi ve durumu ona da açtim. Çok da kolay olmayacak bir macera olacagini ve gelmek isteyip istemedigini sordum. Bana yanit olarak esas telaslanmasi gerekenin kendim oldugunu,bunun kendisi için çocuk oyuncagi olacagini söyledi. Sanki kendimden çok eminmisim gibi davranarak renk vermeden 'Süper yaw,ben zaten dünden hazirim gitmeye' cevabini verdim.
Ertesi gün bir de baktim ki bizimki giyinmis,kusanmis beni bekliyor. Hemen atladim üzerine.
Uzun lafin kisasi 18 Ekim 2009 tarihinde çiktim yola. Iran'da bana eslik edecek Alper'i Ankara'dan aldim ve açtik gazi Dogubeyazit'a dogru. Bir gece Akdagmadeni,ikinci gece de Horasan Ögretmenevi'nde kaldik.
Ishakpasa'da biraz takildiktan sonra sinira yöneldik ve inanilmaz bir kalabalikla karsilastik burada. Neyse ki para karsiligi islemleri hizlandiracak birini bulduk ve milletin hakli bagiris çagirislari arasindan siyrilarak saat 2 gibi siniri geçebildik.
Siniri geçerken bitap durumdaki Avusturyali Gerd ile karsilastik. Super Tenere ile seyahat eden Gerd,parasinin bittigini ve hiçbir sekilde hesabindan para transferi yapamadigini anlatti. Biraz dertlesip biraz da para verdikten sonra Maku'ya geçtik ve orada Gerd'in de kaldigi otele yerlestik.
Maku'da bir gece kaldiktan sonra ertesi gün Tebriz,Ardafil üzerinden Astaara'ya yani Hazar Denizi kiyisi'na vardik. Havyar hayalleriyle geldigimiz Astaara'da bir tek balik yumurtasina bile rastlayamadan gayet bozuk morallerle ertesi gün orayi terketmek zorunda kaldik.
Bu arada yolda sürekli olarak durdurulup motorlarla ilgili bilgi vermek zorunda kaldik. Klasik sorular ve cevaplar;
- How much cc?
- One thousand
- Ooooo!! Hezar cc!!!
- Yes yes..Hezar cc..
- Which made?
- Austrian made..
- Australian?
- No no..Austrian made..
- Australian??
- Yes yes. Australian made..
Iranlilar inanilmaz hizli araba kullaniyorlar. Koca koca araçlar igne deligi gibi yerlerden biribirine santimler kalarak ve fakat degmeden ve tam gaz ilerliyor. Yol hakki ise söyle; kavsaga önce varan,önce geçiyor. :)Otobanda inanilmaz saygililar. Iran otobanlarinda neredeyse hiç frene dokunmadik.En kalabalik ve kamyonlarin çogunlukta oldugu otobanlarda bile trafik 120-130 araliginda ilerliyor. Buna mukabil birisi bir hata yaptiginda ve bir kaza gerçeklestiginde genellikle kimse yaralanmiyor. Çünkü kazaya karisanlarin hepsi niyazi oluyor.
Bir gece Tahran'da kaldik ve ertesi gün Qom'a hareket ettik. Buradaki inanilmaz kalabalik ve trafik bizi çok yordu ve Qom'u tam anlamiyla yasayamadan Keshan'a dogru hareket ettik.
Bir gece Keshan'da kaldiktan,orada tanistigimiz bir rehberin tavsiyelerine uyarak sonra bir önceki gece planladigimiz gibi Yazd'a degil de Esfehan'a geçmeye karar verdik.
Ileride ne oldugunu bilmedigimiz muhtesem yollardan geçtik.
Ve sonunda Esfehan'a vardik. O da ne! Yolun kenarinda bizimkinin agabeyi 950 Adv duruyor,yaninda da bir adet AT,bir de KLR 650. Hemen motoru saga çektim ve motorun yaninda duran Hollandali elemanla tanisip laflamaya basladik. Birkaç dakika sonra adinin Roel oldugunu ögrendigim Hollandali'ya 'peki bu Africa kimin,beraber mi geldiniz?' seklinde bir soru yönelttim. Bana Africa'nin kendisinin oldugunu KTM'i ise Isviçreli bir arkadasinin kullandigini anlatirken önünde durdugumuz hostelin kapisinda çiti piti bir hatun beliriverdi ve sevinç çigliklari atarak bana ve benim 990 a dogru kosmaya basladi. Iki KTM fanatigi saatlerce KTM konusup milletin kafasini ütüledik. Seleye oturdugunda ayaklari yere degmeyen Nikki taa Isviçre'den buraya üstelik yolun büyük bölümünü tek basina gelmis. RESPECT!!
Biraz sonra KLR nin sahibi Alman Michael de geldi ve bir anda 5 kisi oluverdik.
Yazd'dan sabah ayrildik ve Shiraz yolunu tuttuk. Güneye indikçe kismen de olsa Türkçe veya Ingilizce bilen insan sayisi azalmaya ve insanlarla komünikasyon kurmak da oldukça zorlasmaya basladi. 2 gündür çölde yol almamiza ragmen havanin bazi yerlerde oldukça soguk olmasi da bir baska enteresan nokta. Insan bu mevsimde ister istemez sicak,en azindan ilik bir hava hayal ediyor.
Manyak kebapçinin içine bir bütün sogan koyarak hazirladigi 50 santimlik dürümden sonra kaçinilmaz sonuç.
Aksam bitik halde Shiraz'a geldik ve orada tanistigimiz birkaç Türk'ün yardimiyla ucuz oldugu söylenen bir otele götürüldük. Fakat o oda bize tam 75 dolara maloldu. Üstelik internet için de ayrica 8 dolar istemeye kalktilar. Tabii ki 8 dolari ödemedim fakat ödedigimiz toplam ücret yine de 3 günlük konaklamamiza esitti.
Esfehan'da tanistigimiz Alman Michael ile Shiraz'da yeniden bulustuk ve beraber 2-3 gün kadar vakit geçirdik. Ve ardindan Alper'le yollarimiz ayrildi. Pakistan vizesi alamayan sevgili Alper güzel bir Iran turu yaptiktan sonra ülkenin yolunu tuttu.
Bir önceki gece çok hastaydim ve çok kötü bir karar verip Kerman'a dogru yola çiktim. Çogunlugu daglardan olusan ve oldukça soguk zorlu bir sürüsten sonra Kerman'a bitik bir sekilde vardim. Evet,basarmistim. Sabirsizligimin kurbani olup müthis bir gribe yakalanmistim. Sinüslerim o kadar tikaliydi ki karsimdakinin ne dedigini nerdeyse duymuyordum. Bana göre bir özelligi olmayan o çirkin sehirde iyilesmek için 3 gün geçirmek zorunda kaldim.
Akbar's Guesthouse'da sans eseri yeniden Avusturyali Gerd'le karsilastik ve Pakistan'i beraber geçmeye karar verdik. Birkaç gündür sinirdan iyi haberler geliyordu. Fakat bir hafta kadar önce sinir güvenlik nedeniyle kapaliydi ve biz de oyalanmadan sinirin yolunu tuttuk.
Siniri geçmeden önce Zahedan'da berbat bir yerde kaldik. Erken saatte vardigimiz bu berbat sehirde zamani degerlendirmek için motorun ön hava filtresini temizleyip benzin pompa filtrelerini degistirdim.
Zahedan'da kaldigimiz mekanin sahibi adini hatirlayamadigim yasli kurt.
Ertesi gün Iran-Pakistan sinirina eskort esliginde vardik. Adamlar her Iranli gibi motosiklet manyagi çikti ve altlarindaki arabanin limitlerini zorlayarak(bizimle kapisarak) bizi sinira ulastirdilar. Gidis-gelis dar bir yolda zaman zaman 180-190 la eskort esliginde! sinira vardik. Eskortlar hakkinda olusan ilk pozitif intibam,ilerleyen günlerde 70 i geçmeyecek Pakistan eskortlari sayesinde yerle bir olacakti fakat benim bundan haberim yoktu.
En ufak hadisede kolaylikla biribirlerini vurabilecek kapasitedeki gözüpek eskortlarimiz. Su suratlardaki masumluga bakin Allahaskina!. Nedir bu insanciklarin kaderi..
Pakistan gerçekten berbat geçti. Yerel halk inanilmaz seker fakat askerin kendince dizayn edip uygulamaya çalistigi sözde güvenlik önlemleri yüzünden gerçekten çok zor 1 hafta geçirdik. En tehlikeli sayilan ve 'No Man's Land' olarak da bilinen Taftan-Quetta hatti diger etaplarin yaninda çocuk oyuncagi gibi kaldi çünkü birkaç yer disinda Pakistan'in yaklasik yuzde 60 inda eskort takip etmek zorunda kaldik ve bu yüzden trafikte çok ciddi tehlikeler atlattik. Baslangiçta eskortlardan kaçmayi denedik fakat birkaç sefer disinda sonuç alamadik çünkü en fazla 10 km gittikten sonra haber alan baska bir eskort önümüze atlayip zorla bizi durduruyordu. Bunu 7-8 defa denedikten sonra nafile oldugunu anlayip kös kös eskortlarin ardindan gitmek zorunda kaldik. Önde giden aracin altindan çikan çukurlar ön jantimi hamur kivamina getirdi.
Çogu zaman birseyler yemek için bile durmamiza müsaade etmediler. Pakistan'a girer girmez bozulan barsaklarim dogru dürüst birsey yemedigim için bir türlü düzelmedi ve sonuç olarak 1 haftada 5-6 kilo kadar kaybettim. Her aksam bir pansiyon veya motele gitme hayalleri kurarken-10 saatlik sürüsün ardindan- bizi karakola alip 1 saat pasaport bilgilerimizi aldilar ve karakolda kalmamiz için ikna etmeye çalistilar.
Quetta'ya ulastiktan sonra askerlerden Quetta-Multan hattinin temiz oldugu bilgisini alip Multan'a dogru yola çiktik ve 300 km kadar yol gidip konaklamak üzere bir yerlesim birimine ulastik. Fakat oraya varinca askerler bize daha fazla devam edemeyecegimizi söyledi ve tüm çabamiza ragmen daha ileriye gidemeyecegimizi anlayip yeni bir sok yasadik. 1 saat kadar karakolda adamlari kasabada bir pansiyonda kalabilmemiz için ikna etmeye çalisirken hala daha ileriye gidemeyecek olmamizin sokunu atlatmaya çalisiyorduk. Sonunda pansiyon için adamlari ikna etmeyi basardim fakat herzamanki gibi orada da huzur yoktu ve biz uyumaya çalisirken 10 dakikada bir ayri bir ekip gelerek 6 veya 7 kere pasaport kontrolü yaptilar ve bilgilerimizi yazmaya çalistilar. Zaten hasta ve bitkin olan bünyem daha fazla dayanamadi ve -hangi akla hizmet bilmiyorum-askerlere çikismaya basladim. Birkaç seferinde Türk ve müslüman olmamin avantajlarini kullanip istedigimi elde etmeyi basarmisitim fakat bu sefer sansim yaver gitmedi. Meger karsimdaki adam kasabanin en rütbelisi imis ve adam bana bagirip çagirmaya basladi. Durumu anlayip hemen manevra yapmaya girisirken bizim Avusturyali gayet zekice(!) bir hareket yapip tartismanin resimlerini çekmeye çalisti. Ve o anda olanlar oldu. Kalasnikoflu ve G3 lü 4 asker ve komutan odaya daldilar ve komutan bagirarak elindeki kamerayi alabilmek için Gerd'e saldirdi. Ben aray girmeye çalisirken birkaç asker beni hafifçe tartakladi ve isin sonunda güç bela adamin el koymak istedigi kameralari kurtardik fakat bir 10 dakika boyunca suçlu ilkokul çocuklari gibi komutanin azarlamalarini dinlemek zorunda kaldik.
Çogunlukla korumalarla yenilen yemeklerden biri daha. Bizi korumakla yükümlü asker bizden önce davranip hesabi ödemeye çalisiyor. Allahlari var muhtesem insanlar. Heryerde para ödemek için resmen mücadele etmemiz gerekti. Bu güzelim insanlarin bugün içinde bulundugu durum gerçekten de düsündürücü.
Ertesi sabah mecburen ayni yolu geri dönüp tekrar Quetta'ya vardik. Ve bu sefer güneye ilerleyip Sukkur üzerinden oldukça uzun bir yoldan-en az 1000 km fazla- Lahor'a varmaya çalistik. Tabii yine 60-70 le giden eskortlarin ardindan.
Sonuç olarak Pakistan hiç de verimli geçmedi. Ulkenin bazi kisimlari resmen ortacagi yasiyor. Hindistan'a pis diyenlere bir de Pakistan'i gormelerini tavsiye ederim. Bazi yerlerde yemek yemek gercekten intihar. Neyse ki yanima 3-4 porsiyon kadar askerler icin hazirlanmis ozel yemek paketlerinden almistim ve cok cok isime yaradilar. Unifood firmasi saolsun.
Escortlarin baskisi yuzunden yollarda durup oyalanamadigimiz ve benim mide ve barsaklarim bir turlu duzelmedigi için adam gibi ne fotograf ne de video çekemedim. Asagi yukari butun Pakistan boyunca had safhada bitkin ve yorgundum hastaliktan dolayi. Kullandigim ilaclar da hicbir ise yaramadi. En sonunda nerede oldugunu su an hatirlamadigim-Lahora yakin- bir yerde bir asker bana bir bitkinin tohumlarindan(oldukca kucuk ve sungere benzer tohumlar dusunun) verdi. Bir bardak suya 2 corba kasigi kadar tohum atiyorsunuz ve bu mucizevi seyler en fazla 2 dakika icinde midedeki butun suyu emerek sisiyorlar. Ve sonucta benim yaklasik 1 haftadir gecmeyen ishalim 4 saat icinde gecti. Koruma demirlerim icin yaptigim alet cantalarinin icinde tasiyorum artik o tohumlardan ne olur ne olmaz diye. Fakat hala adlarini bilmiyorum.
Ve sonucta o güzelim cografya heba olup gitti. Yola çikmadan önce kötü bir zamanlama oldugunu ve Pakistan'in zor geçecegini biliyordum fakat bu kadarini beklemiyordum dogrusu.
8 Kasim sabahi benim için çok önemli çünkü o gün 2 Kasim'da girdigim Pakistan'i bitirip Hindistan'a kapagi attigim gün. Gerd Hindistan vizesi almak için Islamabad'a gitmek zorunda oldugundan onunla aksamdan vedalastim. Eskortlar sabah 7 de gelip beni alacaklarini söylediler fakat ben onlara bir sürpriz hazirlamistim ve sabah 6.15 de motorun üzerindeydim. Bildigim bütün dualari ederek sinira dogru yola çiktim. Sans bu sefer benden yanaydi ve Pazar günü oldugu için yolda da herhangi bir eskorta yakalanmadan ögleden önce sinira vardim. Bombos olan gümrükten yaklasik yarim saatte geçip Hindistan'a girdim. Allahim o ne huzur! Daha gümrükteyken Hindistan'in muhtesem havasi sizi sarip sarmaliyor. Hiç kimsenin acelesi yok,sanki herkes her an meditasyon yapiyor.
Arkama bile bakmadan sinirdan geçip bir solukta kendimi Amritsar'a attim ve dogruca muhtesem Golden Temple'a vardim.
Burada karsilastigimiz Hollandali'lardan biriyle Himalaya gecelerinin ayazinda Old Munk's Rum içerken.
Mc Leod Ganj'da 4-5 gün kadar kaldiktan sonra,20 gün kadar önce 3 arkadasimla planlarini yaptigimiz bulusma için artik yavas yavas güneye Goa'ya hareket etme zamani gelmisti. Zaten hava da iyiden iyiye sogumaya ve daha yükseklerde kar yagmaya basladigindan artik kuzeyde dolasmak bayagi zorlasacakti.
Ilerleyen günlerde Delhi üzerinden Agra'ya geçip Tac Mahal'e vardim. Asiri kalabalik ve çok turistik oldugundan mekani ve atmosferi hissetmek zor fakat yine de görülmeye degerdi.
Yine Bombay yolu üzerinde yolda tanistigim motosiklet manyagi-her Hintli gibi- bir aile beni zorla evlerine davet ettiler ve muhtesem bir gece geçirdim. Inatla gitmem gerektigini soyledim fakat hatiri sayilir miktarda brendi icirerek beni sarhos ettiler ve kalmak zorunda kaldim. Kari-koca bana kendi yataklarinda yatmam için adeta yalvardilar. Sabah oldugunda da sülalenin diger bütün fertleri toplanip beni hediyeler esliginde ugurladilar. Gerçekten çok güzeldi.
Alman Jurgen. Ciddi derecede felç olan Jurgen 50 metrelik yolu yaklasik 3-4 dakikada yürüyebiliyor. Fakat tam bir gezgin. Goa'dan sonra Tayland'a hareket edecek. Biryerlere gitmek için kiçini kaldiramayan herkese ders niteliginde bir büyük adam.
Buraya geldigim hafta yolda kaybettigim kilolari geri almak ve paslanan vücudumu formuna kavusturmak için patron Antonio'dan bir barfiks rica etmistim. Ertesi gün bungalowumun yanina dikili vaziyette idi.
Hindistan'in geneline baska hiçbir yerde yasayamayacaginiz bir atmosfer hakim. Simdiye kadar birakin kavgayi,sesini yükselten birine bile rastlamadim. Hiçbir yerde polis göremiyorsunuz. Bu kadar kalabalik bir ülkenin bu kadar huzurlu olmasi gerçekten çok sasirtici. Goa ise ülkenin özel statüdeki eyaletlerinden birisi. Bunun sebebi ise turistik olmasi. Yaklasik 100 km boyunca herbiri biribirinden farkli ve ardarda siralanmis cennet gibi plajlara sahip. Tanistigim yabancilarin yüzde doksani buraya kisa süreligine gelmis ve ayni benim gibi çakilip kalmislar. Kimisi 6 aydir burada,kimisi ise 6 senedir.
Biraz ben birakayim fotograflar konussun. Huzurlarinizda Goa!
Ve bütün gün içilen envai çesit tropik meyve sulari. Zor bir hayat buradaki. Çok zor.
Saka maka derken yola çikali neredeyse 80 gün oldu.Yola çiktiktan yaklasik 1 ay sonra Goa'ya vardim ve 12.500 km yol katettim. Motorda burada detaylarina girmak istemedigim ufak bir problem var fakat simdilik yürüyor. Tayland'a Karadan geçis için tek yol Burma fakat motosikletle Burma'ya girmek neredeyse imkansiz. Burma'nin Hindistan konsolosuna burada tanistigim biri vasitasiyla ulastim. Eger pozitif bir gelisme olur da Burma üzerinden Thailand'a girebilirsem benim için muhtesem birsey olur çünkü daha önce bu ülkeye motosikletle giris sadece birkaç sefer gerçeklesti diye biliyorum. Fakat hersey beklendigi gibi gider ve Burma plani yatarsa,Hindistan'in dogu kiyisindaki Chennai'e geçip motorla beraber 3-4 günlük bir deniz yolculugu yapip Bengal Körfezi'ndeki doga harikasi Andaman Adalari'na,oradan da Tayland'a geçmeyi deneyecegim. Tayland'da motoru detaylica ele alabilecegim bir KTM Shop var. Oradan da insallah Laos,Kamboçya,Vietnam. Daha sonra da belki Endonezya..
Buradaki imkanlarin kisitliligi nedeni ile çok fazla detaya gir-e-meden gezinin simdiye kadar olan kismini paylastim. Fotoğraflar oldukça büyük dolayısıyla sayfa açılırken bir miktar meditasyon yapmanız gerekebilir. Daha detayli anlatimin ve bir video projesinin de olacagi www.gogunalti.com'u ilerleyen zamanlarda olusturmayi düsünüyorum. Belki de döndükten sonra.
Herkese sevgiler.. _________________ 05 KTM DUKE II
06 KTM 990 ADVENTURE
En son memomemo tarafından Çrş Oca 13, 2010 7:10 am tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi
Kayıt: Oct 14, 2004 Mesajlar: 2253 Nerden: TEKİRDAĞ
Tarih: Cmt Oca 09, 2010 10:51 pm Mesaj konusu:
Rüya gibi. herşey rüya gibi. EOS 5D MARK II farkı ile, Doğu'nun en Doğusu hayallerim ile. Söylenecek kelimeler yok olup gidiyor. Acizane kalıyor yazılarımız. _________________ www.yakurtulus.com
ben bu adam yüzünden önce calisma motivasyonumu sonra da yasama motivasyonumu kaybetmistim. 1haftada anca kendime geldim. aramiyorum da artik, ne hali varsa görsün =) _________________ http://serhatgursoy.com
r1200GStar
Harikasın Mehmet...
gecen sene Can ve Alperle yaptıgınız Anatolia turundan sonra hedefini genişletmiş gorunuyorsun....
muhtesem resimler ve bilgilendirmeler icin cok tesekkurler ayagına, aslanına kuvvet...)
devamını sabırsızlıkla bekliyorum....
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız