Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Prş Arl 10, 2009 12:16 pm Mesaj konusu: Uzunca bir Africa Twin inceleme yazısı denemesi...
Bunu yapmak için uzun süre bekledim; çünkü daha tam anlamıyla bu inceleme yazısını yazacak kadar hazır değildim. AT ile 25,000 km den sonra hazır mıyım? Hayır. Ama benden sonrakilere ufak bir görüş olarak bu inceleme yazısını yazmaya karar verdim. Format daha çok benim hikayem…, inceleme yazısı bu hikayenin içinde.
Onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum…Twister’ım bana yetmemeye başlamıştı ve biraz büyütme arayışına girmiştim.(her motorcu gibi). Her sağduyulu motorcu gibi çok fazla uçmadan (bütçede kısıtlı) 400cc lik falcon, KLE 500 tarzı motorlara bakıyordum. Tarzımı belirlemiştim enduro alacaktım. Bir gün bir abimiz satılık Africa Twin var bakmak istermisin dedi, ben pek alacağıma ihtimal vermediğim için yarım ağız bakalım dedim. Ve bakmaya gittik, brandası kapalı şekilde duruyordu. Bakmak için brandasını kaldırdım, önce farlarını gördüm, ikiz farlarını, sonra iri deposunu, çift silindirini, rahatsız koltuğunu v.s. işte ben o motoru, o an almıştım geriye sadece bürokratik işlemleri kalmıştı. Fiyat bütçemin çok üstündeydi, cc’si düşündüğümden çok yüksekti ben 650 cc lere olması çok zor diyerek bakıyordum, ama bunlar teferruat.
Borçlar alındı, ödünler verildi işin teferruat kısmı halledildi. Sonra anahtarı elime aldım, kontağı açınca tripmaster (bir tür yol bilgisayarı) kendini sıfırlayıp normale döndü. Starter a basınca beni klasik Honda çalışma sesi Fıyy Fıyy Fıyy karşıladı, sonra tabiî ki 750cc 62 Hp nin gücünü gösteren bir ses. Aslında sesi bir pegaso yada F650GS e göre zayıf ama bu benim için bir artı. Çok gürültülü çalışmıyor, sesi ne kadarsa gücü o kadar, zaten ses olayı bir takıntıdır, kendini büyük gösterme ihtiyacıdır bu yüzden etrafta bir sürü egzoz kapağı açılmış mobilet dolaşıyor.
Orta ayağı açıkken üstüne oturdum işte o zaman korktum, yer çok uzak görünüyordu. Orta ayaktan indirince ayaklarım yere değdi ve rahatladım.(boyum 1.85). Hafifçe gazı verdim ve işte gidiyorduk. İlk izlenimim bir enduroya yakışır vites aralıklarıydı, twister da 6 vites vardı ve durmadan vites değiştiriyordum. AT’deki aralıkları iyi ayarlanmış 5 vites oldukça güzel. Bu konuda keşke 6 vites olsaydı diyenleri duydum (otoban sürüşleri için) ama bana yeterli geldi, illa beğenmiyorum derseniz dişli oranlarıyla oynayarak bu sorunu çözebilirsiniz. (orijinal dişli sayısı ön 16-arka 45). Daha hızlı olsun diyorsanız arka dişli küçült, ön dişli büyüt, yok ben hız istemem konforlu otoban yolculuğu güzeldir diyorsanız tam tersi.
Vites konusunda çok takıldık gelelim sürüş izlenimlerine. Akan trafiğe yukardan bakmak (gerçekten yukardan bakmak, DL V-Strom gibi Turing yüksekliğinden bakmak değil) gerçekten güven ve hakimiyet duygusu veriyor. Böyle bir durumda kralların, devlet adamlarının neden yüksek yerlerden halka hitap ettiğini anladım, hem herkes tarafından görülebiliyorsun ve içinde herkese karşı bir üstünlük duygusunun yarattığı tatmin var. Aynı durum trafikte de geçerli herkes tarafından görülebilmek. Diğer üstünlük duygusu sizin egonuza kalmış . Burada hemen şu düşünce aklınıza gelecektir “o kadar yüksekse, viraj kabiliyeti çok kötüdür”, yanlış! AT nin şöyle bir özelliği vardır: canınız o gün hangi motora binmek istiyorsa AT odur. Şöyle açayım konuyu, racing mi istiyorsanız çıkarın çantaları, indirin ön camı tamam (viraj kabiliyeti hiçbir zaman bir racing kadar olmaz ama inanın yatırmak istediğiniz kadar yatırın sorun olmadığını göreceksiniz), kros mu yapacaksınız zaten hazır, dünyayımı dolaşacaksınız, takın çantaları yükleyebildiğiniz kadar yükleyin işte yine hazır.
Gelelim son hız konusuna, ibredeki son rakam 200 km ve AT yazanı gidenlerden, bizzat denedim.(her ne kadar hız merakım olmasa da insan limitlerini bilmek istiyor).
Sürüş izlenimlerine devam edecek olursak AT nin hata affeden özelliği (tahminim bu enduro tarzı motorların ortak özelliği) sizi birçok yerde sıkıntıdan kurtarıyor. Yolda gidiyorsunuz yavaşladınız ama vites düşürmediniz, sonra hızlanmak için gazı verdiniz AT sizin için teklemeden biraz nazlanarak alt devirlerden toplayıp gelecektir. Viraj dönerken birden hızlanmak istediniz ve gaza yüklendiniz AT sizin için arka tarafı kaydırmadan istediğiniz şekilde hızlanacaktır.Bu arada önemli bir şeyi not olarak düşmek istiyorum bütün hataları affedeceği anlamına gelmesin, bilinçli bir sürücünün basit hatalarını affeder olarak düşünebilirsiniz. Ayrıca virajda gaza yüklenince arka tarafı kaydırmadan hızlanma özelliği bireysel bir özellik değildir, çoğu enduro bu şekildedir diye düşünüyorum. Torklu makinelerdir, gücü yavaş yavaş gerektiği kadar verirler(hız motorları gibi elcik ayarı çok hassas değildir), bu arazi sürüşlerinde de çok işinize yarar. Zaten bu torku hissedersiniz, gazı verince hafif önü havaya kalkar ve alttan alttan bir şeylerin canlandığını ve çalıştığını, o devinimi hissedersiniz, o gücün orada olduğunu ve gerektiğinde kullanmanız için hazır olduğunu bilmek gerçekten harika bir duygu.
Gelelim koltuk sorununa, birçok AT sahibinin ortak şikayeti. Koltuk biraz rahatsız, biraz ince o yüzden basınç dağılımı dar bir alanda oluyor bu da çabuk rahatsızlık yaratıyor. Bu sorunun çeşitli çözümleri var, kaplatabilirsiniz, corbin den rahatını alabilirsiniz ya da hava yastıklarından kullanabilirsiniz. Ya da benim gibi zamanla alışırsınız. Artçılı bir yolculuk da rahat olmuyor koltuk düz olduğu için artçınız her frende üstünüze doğru kayıyor, bunun çözümü içinde araya kaplamacılardan bir tümsek koydurabilirsiniz, Ya da benim gibi mümkün olduğunca yalnız binersiniz.
Diğer sorunu da benzin pompası. Evet çoğu AT cinin ortak sorunu bozulan benzin pompası, bunun nedeni benzin bitince boşa çalışan pompanın sapıtıp devreleri yakması. Bunun çözümü fahiş fiyattan servisten yenisini almak, Mitsubishi panelvanın benzin pompasını almak (kodu: Mitsubishi part No. VC-Z-916), ya da yurtdışı sitelerden facet pump almak (kodu:40105) ve tabi ki benim çözüm seçeneğim olan son seçenek, benim gibi tripmaster’ı (bir deponun gideceği km belli) kullanarak pompayı benzinsiz bırakmamak.(56000 km de orijinal pompa).
Gelelim yakıt tüketimi olayına, herkesin “750 cc mi acayip yakar, benzini su gibi içer” düşünceleri yanlış. Yaklaşık sekiz aydır her benzin fişini saklıyorum ve her seferinde depoyu doldurarak kaç lt. yaktığını hesaplıyorum. Bu fişlere göre 100 km’de en düşük 4,3 lt en yüksek 5,6 lt tüketim oldu. Burada şunu not düşmeliyim çoook nadir şehir içi kullandım, 5,6 da bu kullanımlardan birine ait. Bence tüketimi bu güce bu motora göre oldukça iyi.
Bakım maliyetleri de herkesin merak ettiği bir sorudur. İlk aldığımda iki sefer servise götürdüm bu da biraz maliyetli oldu. Maliyetli derken işçilik ücretininde hatırı sayılır bir miktarda olması önemli. Ama zamanla bakım maliyetlerini minimuma indirebiliyorsunuz. Bu size bağlı. Yağ ve yağ filtresi değişimini, hava filtresi değişimini rahatlıkla kendiniz yapabilirsiniz. AT nin iyi yanlarından biri mekanik olması, eliniz biraz anahtar tutuyorsa ve biraz da okuyup araştırmayı seviyorsanız çoğu şeyi kendiniz yapabilirsiniz. Okuyup araştırarak çoğu ustadan daha çok şey bilebilirsiniz. Mesela çoğu usta AT de kullanılacak bujinin tırnak aralığının 0,8-0,9 mm aralığında olması gerektiğini bilmez. Yeri gelmişken birkaç ufak bilgi vereyim bari; yağ ve yağ filtresini değiştirecekseniz 2,6 lt yağa ihtiyacınız var, sadece yağ değiştirecekseniz 2,4 lt gerekli. Ben güney egede yaşayan biri olarak motorumda 10-40 yarı sentetik yağ kullanıyorum. Buji kodu (NGK için geçerli) DPR8EA-9 dir. Lastik ölçüleri ön : 90/90-21 arka: 140/80-17. Aküsü 12V 12A dir, marka tercihi size bağlı.
Birazda AT nin off-road (yoldışı-arazi) kabiliyetinden bahsetsek iyi olur sanırım. Öncelikle şunu söylemek isterim 205 kg ağırlığıyla AT biraz insanın gözünü korkutuyor. Tabi ki bir cross motor gibi şu keçileri takip edeyim diyemiyorsunuz. Arazi sürüşü daha çok sizin sürüş yeteneğinize ve doğru lastik seçimine bağlı. Benim gibi Metzeller tourance’lara asfalta uygun hava basıp (ön:29 arka:32, eğer yolcu varsa ön:29 arka:36 bu değerler motorun üstünde yazıyor ) araziye girerseniz, düşmeseniz bile motorla dans ederken baya bi ter atarsınız. Kısacası uygun şartları sağlarsanız araziye girmekten çekinmeyin.
Muhakkak daha yazılacak çok şey vardır ama şu anda benim aklıma gelenler bunlar, daha öncede belirttiğim gibi ben At ile ilgili önbilgi niteliğinde olması için yazıyorum. Sormak istediğiniz şeyler olursa bana burada yada http://lntoftheotherworld.blogspot.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Kayıt: Aug 19, 2003 Mesajlar: 816 Nerden: Istanbul
Tarih: Prş Arl 10, 2009 8:19 pm Mesaj konusu: re
Olmemek uzere yapilmis son efsanelerden biri. Kullan at devrine gecisden hemen oncesini temsil ediyor. Gunumuz kapitalist dunyasinda motorlar 7-10 yil 50-100 bin kmde ekonomik omrunu tamamlamak uzere hesaplanip uretiliyor . Bu dunyaya 2.bir afrika , R80GS , CB four'lar gelmeyecek ne yazik ki _________________ I need your boots , your clothes and your motorcycle.
Kayıt: Mar 04, 2006 Mesajlar: 274 Nerden: istanbul
Tarih: Prş Arl 10, 2009 9:20 pm Mesaj konusu: Re: Uzunca bir Africa Twin inceleme yazısı denemesi...
naproksen demiş ki:
...Akan trafiğe yukardan bakmak (gerçekten yukardan bakmak, DL V-Strom gibi Turing yüksekliğinden bakmak değil) gerçekten güven ve hakimiyet duygusu veriyor. Böyle bir durumda kralların, devlet adamlarının neden yüksek yerlerden halka hitap ettiğini anladım, hem herkes tarafından görülebiliyorsun ve içinde herkese karşı bir üstünlük duygusunun yarattığı tatmin var. Aynı durum trafikte de geçerli herkes tarafından görülebilmek. Diğer üstünlük duygusu sizin egonuza kalmış ....E.Barış ALTAN
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Cum Arl 11, 2009 8:46 am Mesaj konusu:
Teşekkürler bu güzel yazı için. Motor aleminin iki kült motoru vardır bence. Biri Africa Twin biri 1150 ADV.
Önce Transalp sonra Varadero kullanıcısı olarak motorunuzun, Afrika Twin'in frenajını merak ettim doğrusu. Bu konuya değinmemişsiniz. Bu konmuda da bir şeyler yazar mısınız? _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Önce Transalp sonra Varadero kullanıcısı olarak motorunuzun, Afrika Twin'in frenajını merak ettim doğrusu. Bu konuya değinmemişsiniz. Bu konmuda da bir şeyler yazar mısınız?
Evet bu konuya değinmemişim, haklısınız. Bir kaç yerde okumuştum AT nin frenleri zayıf diye. Ben o konuda hiç sıkıntı yaşamadım ama yazıda da belirttiğim üzere çok hız meraklısı değilim genelde sakin kullanırım. Tabi ki limitleri zorladığım zamanlar oldu, o zamanlarda da bana bir sıkıntı yaşatmadı. İlk aldığım zaman arka tekeri çok fazla kaydırıyordum, ön-arka fren dağılımını iyi yapamıyordum sonra alıştım. Yaklaşık 7000 km önce amerikadan aldığım kevlar fren balatalarını taktım. İlk başta oldukça endişeliydim sorun olacakmı diye ama olmadı. Kevlar diğer fren balatalarına göre daha esnek bu yüzden biraz daha fazla basınç uygulamak gerekiyor sanki. Belki tamamen psikolojikdir emin değilim _________________ http://lntoftheotherworld.blogspot.com/
üstad ellerine sağlık çok güzel yazmışsın.
Ama benim anlayamadığım birşey var. Benimde 91 model 55000 de bir at m var. Kafam yakıt mevzusuna takıldı. Ben 6,5- 7 lt nin altında bir rakamı hiç görmedim 4,3-5,6 çok iyi rakamlar nedir bunun hikmeti. Kullanım dersenzi motoru uysal kullanırım. Bakım , tüm bakımlarını kendim yaparım ve zamanında yaparım. Nedir abi bu işin sırrı. Aydınlata bilirseniz çok sevinirim.
saygılar _________________ 0 555 5011508
91 xrw 750 AT
birşeyin şöyle yada böyle olması gerektiğini söylemek olanı hayali bir unutuşun kucağına terk etmektir (sartwell)
üstad ellerine sağlık çok güzel yazmışsın.
Ama benim anlayamadığım birşey var. Benimde 91 model 55000 de bir at m var. Kafam yakıt mevzusuna takıldı. Ben 6,5- 7 lt nin altında bir rakamı hiç görmedim 4,3-5,6 çok iyi rakamlar nedir bunun hikmeti. Kullanım dersenzi motoru uysal kullanırım. Bakım , tüm bakımlarını kendim yaparım ve zamanında yaparım. Nedir abi bu işin sırrı. Aydınlata bilirseniz çok sevinirim.
saygılar
91 model ile sanırım 93 sonrasında farklılıklar var. CDI ünitesi sizde 2 adet. 95 sonrasında bir adet. Daha gelişmiş bir ateşleme sistemi var. Güçleri farklı galiba. Tüketimin değişik olması normal. İyileştirmeler vardır.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pzr Arl 13, 2009 2:51 am Mesaj konusu: Re: Uzunca bir Africa Twin inceleme yazısı denemesi...
naproksen demiş ki:
Gelelim koltuk sorununa, birçok AT sahibinin ortak şikayeti. Koltuk biraz rahatsız, biraz ince o yüzden basınç dağılımı dar bir alanda oluyor bu da çabuk rahatsızlık yaratıyor. Bu sorunun çeşitli çözümleri var, kaplatabilirsiniz, corbin den rahatını alabilirsiniz ya da hava yastıklarından kullanabilirsiniz. Ya da benim gibi zamanla alışırsınız.
Ben 1100 gs kullanıyorum. Bu güne kadar selesinde en rahat ettiğim enduro da AT oldu. Rahatlık derken arazi, asfalt yol ve şehir içi trafikte kullanımın "bence" bir ortalamasını kastediyorum.
Başka hiç bir enduronun üzerinde bacaklarım kendiliğinden, hiç bir ilave güç harcamadan depoyu sarmaz. AT bu konuda bir numaradır bana göre. Üzerine oturduğum ilk anda da, kullanmaya başladığım zaman da hep bu dizlerin ve bacakların makinayı kendiliğinden kavramasını ve bunun verdiği dengeyi hissettim diyebilirim.
Bir kıyaslama yapacak olursam ben gs'ten çok daha rahat olduğunu düşünüyorum at selesinin ve oturuş pozisyonunun. Dediğim gibi, hiç bir motorda oturuş pozisyonu açısından kendimi o kadar rahat hissetmedim. Öteyandan "rahat" kavramı da sanırım kişiden kişiye çok değişiyor.
Zaten, şu an sadece enjeksiyon, tubeless lastik ve viraj kabiliyeti yüzünden GS kullanıyorum.
Her an boxeri şutlayıp AT'ye geçebilirim bu yüzden selesine, hele hele bacakları kendiliğinden kavrayan bu makinanın oturuş pozisyonunun verdiği rahatlığa laf söylemeyelim lütfen
Sevgiler...CeM...
Not : Ben tekrar üretileceğine dair hala bir umut taşımak istiyorum. Hiç bir numarası olmasa onun görünümü, estetiği bile yeter yahu. Tüm dünya istiyor ve ben Hondanın bu kasfasını birtürlü anlamıyorum ! _________________
şu dünyada en çok istediğim şeylerden biri de at ın yeniden üretilmesi çünkü ne kadar temiz de olsa kazası var belası var yana yatması var yaşadığımız ülkede üretimi durmuş bir motoru opere etmek kolay değil. bende ilyada sana katılıyorum o motora binince bacakların depoyu bir sarışı var ki insana acaip güven vermekte.
saygılarımla oğuzhan...
Eski teknolojinin üretimi bi noktadan sonra mümkün olmuyor. Yeni teknoloji maliyetleri zamanla ucuzluyor ve bu yüzden eskisinin üretimi maliyet açısından pahalı, pazarlama açısından da verimsiz oluyor.
Ama AT gibi daha birçok model araç sonuçta yaşadıkları döneme damga vuruyorlar, ve sonrasında bizler için "klasik" oluyorlar... Dünya ise hep değişmeye devam ediyor...
üstad ellerine sağlık çok güzel yazmışsın.
Ama benim anlayamadığım birşey var. Benimde 91 model 55000 de bir at m var. Kafam yakıt mevzusuna takıldı. Ben 6,5- 7 lt nin altında bir rakamı hiç görmedim 4,3-5,6 çok iyi rakamlar nedir bunun hikmeti. Kullanım dersenzi motoru uysal kullanırım. Bakım , tüm bakımlarını kendim yaparım ve zamanında yaparım. Nedir abi bu işin sırrı. Aydınlata bilirseniz çok sevinirim.
saygılar
Valla ben özel birşey yapmadım, aldığımda böyleydi Hatta forumlarda bazı yazılar okuyordum işte her sene karbüratörü söküp temizlemek lazım diye ama düşününce şu sözü hatırladım "düzgün çalışıyorsa, kurcalama" o yüzden hiç ayar, temizlik vs. yapılmadı.
İlyada, Koltuk meselesine gelince evet seninde dediğin gibi herkesin rahat anlayışı farklı oluyor. Daha önce yazdığım gibi bana rahatsız gelmiyor belki de alıştığım için. Çoğu insan bu konuda birşeyler söylediği için bende değinmek zorunda hissettim. _________________ http://lntoftheotherworld.blogspot.com/
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 308 Nerden: istanbul moda
Tarih: Pts Arl 14, 2009 3:21 pm Mesaj konusu:
eski '91 AT 6,5 civarında yakardı.. vaybe benim 2. motorumdu ve çok uysal bir kızdı. ama 2 kiş ve 3 full çantayla gerektiğinde toparlaması sizinde dediğiniz gibi hafif nazlı oluyordu benim sayacağım en ciddi kusur buydu hatırladığım. severdim ben onu yaw _________________ TUNÇ BARUÖNÜ
Africa sahibiyseniz kaskonuz muhakkak olmalı, eğer kasko yapacaksanız da 10 yaştan aşağı olmamalı.
bir benzin deposu yaklaşık 3.000 TL civarında. 97 model 8.000 liralık bir motorun deposu bu para etmemeli.
Africa fiyatlarının abartıldığını düşünüyorum.
2000 modeline 12-14.000 lira isteyenlere şaşırıyorum, bence africa fiyatları piyasanın %20-%30 aşağısında olmalı.
Africa her zaman 6. vitese muhtaçtır bana göre, bu şanzıman yapısı olmadığı için hep bir "ince ayar" formatında kullanmak gerekiyor bence.
istediğiniz kadar dişli ayarı yapın "cuk" olmuyor. Bence şanzıman yapısı gerçekten arazi için sürekli dolu kullanmak adına ayarlanmış, şöyle tın tın takılayım kardiş tarzı pek olmuyor.
Africanın iki rakipsiz olduğu konulardan biri muadillerine göre edurosu- offroad'u en iyi motosiklet olmasıdır. 90x90x21 (KTM 950 vırk zırk demeyelim lütfen aynı sınıf diyoruz)
Ama bu grenaj paraları veya bu depo fiyatlarıyla göZ'ü yiyen arkadaşım girsin enduro yapsın
Eğer 3 çantayı takıp şşöööyle bi hindistana gideyim, batı avrupada neymiş efenim deyip turlayacaksanız Africa sizin için 10 numero ama istanbuldan çıkayım başdeğirmen yalakdere dolaşayım diyosanız çok daha konforlu touring makinalar var.
Africanın diğer rakipsiz olduğu konu ise "yakışıklılığı"
Alın Africayı çakın 3 tane çanta bi koyun postu seleye
çekin pastanenin önüne "en havalı karizmatik kişi oluverin" (bekarlara tavsiyemizdir)
Volki sormuş, Frenajı nasıl diye, durmuyor usta
(mesela bu motur asla volkana olmaz, yakışmaz, benim gibi "güdükler" için tasarlanmış bir motor)
Yakıtı ben de azimle ve "sıkıntıdan patlayarak" 4.5 lt civarlarında gördüm ama bence normali 5.5 lt gazlarsan 6 ve üzeri.
istanbul-ankara otoban allah ne verdiyse basarsan 10 litrelere kadar çıkıyor
bendeki africa bozuk gealba yazanı gitmiyo (latifedeyim lütfen kimse alınmasın) gitse de adamın aklını alıyor
sevgili kardeşim şöyle demişti
"depoya yüzü bana dönük biri oturmuş sürekli beni tokatlıyor" modunda bir seyahat ortamı var
Bu sorun diye söylediklerim tüm motorlarda 10 kat daha fazla olarak var
Africaya harcayacağınız paralar
Zincir
dişli
lastik
balata
yağ
filtrelerdir
başka masraf açmaz min yüzbinlerce km motor açılmadan giden africa var.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız